18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERtN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne PB Kocaeli K _4 Sinop _4 Samsun 4 Trabzon Y 15 Çanakkale PB 8 Giresun Y 12 Izmir PB Manisa PB _8 Ankara 7 Eskişehir K -1 Aydın PB Denizli PB _8 Konya 7 Sıvas K 1 K Zonguldak Y 6 Antalya PB 15 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkân Van Y Y Y Y Y Y Y Y 18 18 9 12 9 9 5 8 Butun bolgelenmız parçalı ve çok bulut- lu. Marmara'nınbatı- Oslo sı, Kıyı Ege ıle Batı Helsinkı Akdenız kıyılan dışın- da kalan tum bölge- lenmiz yağışlı geçe-, cek. Hava sıcaklığı, ıç kesımlerde olmak üzerehıssedıhrdere- Paris cede yurt genelınde Bonn azalacak. Münıh DIS MERKEZLER PB 2 Beriin PB 4 Moskova K _B 0 Budapeşte K 4 Aşkabat B 20 Stockholm B -1 Madrid Londra PB 6 Viyana Y 16 Astana B _K 4 Taşkent B 16 Amsterdam PB 13 Belgrad K 2 Bakû Brüksel PB 11 Sofya PB 12 PB 3 Roma _K 0 Bışkek Y 12 Tiflis B PB 13 PB 5 Atina PB 11 Kahıre Y 21 K Zürih Y 5 Şam Parçalı bcı utlu ! Ss -\ Buiutlu t Çok buiutlu . Yağmurtu Karl > Gok gurultLlu AÇI MUMTAZ SOYSAL Anarşi İSTANBUL'U bilenlerbilin Dolmabahçe'den Tak- sim'e çıkmanın iki yolu vardır: Biri Taşkışla yanın- dan tek yönlü olarak Pangaltı'ya; öbürü de Gümüşsuyu yoluyla meydanın yukan kısmına. Aslında daha kısa olan ikincisinin tek sakıncası, bir noktada Taşkışla'dan inen ters yönlü yolla kesişme- sidir. Ama, trafik ışıklanna uyulursa, o kesişme de önemsizleşir. Günlerden cumartesi, trafiğin en yoğun olduğu akşamüstü saatlerinden biri. Kesişme noktasına aşağıdan gelen otobüs ve otomobil akımı durmuş durumda; öndeki arabalar yerlerinden kımıl- dayamıyor. Çünkü, yukandan gelen akış, trafik ışık- lanna aldırış etmeden ve tampon tampona hiç ara vermeden sürüp gidiyor. Oysa yeşil-kırmızı iam- balar düzenli çalışmakta; üstelik, kalan saniyeleri rakamlarla göstererek. Ama, uyan kim? Aşağıdan gelen trafiğin kuyruğu stadyumun ön- lerine kadar uzamakta. Insanlan lambalara uymaya zorlayacak polis de yok ortada. On dakika, on beş dakika, nihayet tam yirmi daki- ka sonunda her şeyi göze alan öndeki otobüs şoförünün cesurca gaza basışıyla açılan bir trafik. Tam bir anarşi görüntüsü. Klasik Yunancada "olumsuzluk, yokluk" ifade e- den "a" veya "an" öneki ile yine aynı dilin "yönetmek" anlamına gelen "arkhein" fiilinden oluşan "anarşi" sözcüğü "yönetimsizlik" demek. Siyasal düşünceler tarihinde uzun süre olumlu bir yaklaşımı anlatmak için kullanılırdı: İnsanlann in- sanca yaşamalan için ille de devletin zohayıcılığına gerek yok; pekâlâ yönetimsiz ve devletsiz de olur" diyen bir. yaklaşım. Gerçekten, trafik ışıklarının düzenli çalıştığı ve insanlann bunlara uyduğu kentlerde her köşebaşına bir polis mi dikmek gerekir? Anarşi kavramının olumsuzlaşması sonradandır. örneğin, artık zorbaca köşe dönmenin, "Altta kalanın canı çıksın" ya da "Gemisinikurtaran kap- tandır" anlayışının kol gezdiği Istanbul'da, hertür- lü yönetim etkisizleşip silinmekte, anarşi en olum- suz anlamıyla yerleşmektedir. Istanbul'da böyle de ülkenin öbür ucunda, Güney- doğu'da başka türiü mü? Eli kolu bağlanmış askerin ve güvenlik güçlerinin denetiminden çıkmış yurt köşelerinde artık üç renkli bayraklar dalgalanmakta, isyancının poster- leri gururla dolaştırılmaktadır. Oy almak uğruna sosyo-ekonomik sorunlara etnik etiket yapıştıran, IMF'den "aferin" almak uğruna devletin ulusal kalkınmadaki öncü rolünden vazgeçen ve AB'ye hoş görünmek uğruna her konuyu alttan almayı marifet sayan politikalarta vanlan nokta budur. Cumhuriyet budanmış, devlet buhariaşmıştır. Anarşik Istanbul trafiği tıkanınca randevunuza saatinde varamazsınız; belki önemsemeyebilirsiniz. Ama yurt topraklarına yönetimsizlik egemen ol- maya başlarsa hep birtikte nereye varacağınız bile beili olmaz. Ecevit: Derin devlet var • Baştarafı 1. Sayfada Ecevit, yaptığı açıkla- mada, DSP heyetinin de Şemdinli'deki olaylan incelediğini ve bir rapor hazırladığını belirtti. Ecevit, "Olaylar, çok ciddi boyutlara vardı. Bu olaylan devletin de izleyemediği görülü- yor" dedi. Raporda, bombalama eyleminin JİTEM tarafından plan- lanan ve gerçekleştirilen bir provokasyon olduğu kanısının eylemlerin başhca nedeni olduğu vurgulanırken, şu göriiş- lere yer verildi: # Bir bölge milletve- kilininjandarma aracına yönelik eylemler sıra- sında orada olması, sü- rece nezaret etmesi, ola- yı değerlendirme, yo- rumlama biçimi, açıkla- malan ve tüm bunlann anında medyadan ka- muoyuna yansıtılması, derin dev'et-JlTEM operasyonu sanısının oluşmasında önemli et- ken olmuştur. # Olaylann sürdüğü sıcak anlarda bir güven- lik görevlisinin, bir par- tinin genel başkanını arayarak yardım iste- mesi ve bu siyasi kişi- nin geçmişte güvenlik kurumlan içindeki hu- kuk dışı yapılanmalar ve eylemlerle Ugili ola- rak adının neredeyse özdeşleştirilerek anıl- ması da bombalama ey- leminin devletin işi ol- duğu iddiacılanna önemli bir dayanak oluşturabilmektedir. (# Tüm bu grfişmeler, eylemin JİTEM adlı ya- • pılanma tarafından ya- püdığı iddiasını güçlen- dirmekte ve bu iddia doğrultusunda kamu- oyunda yaygın bir kanı oluşmasına yoJ açmak- tadn-. Bu olgu, protesto eylemlerinin giderek yaygınlaşmasında ey- lemcilere haklılık ve ce- saret zemini oluşturul- masında önemli rol oy- namaktadır. # Şemdinli'de başla- yan ve yaygınlaşan olaylar, Türkiye üzerin- de oynanmaya çalışılan bölücülük oyununun bir parçasıdır. ABD'nin Irak'ı işgalini izleyen süreçte terör örgütü ha- reketlenmiş, silahlı güç- lerini, Türkiye'ye sok- muştur. # Güvenlik güçleri- nin her türlü faaliyetınin hukuk içinde yürütül- mesi sağlanmalıdır. Var- sa devlet içindeki hukuk dışı tüm yapılanmalar, tasfiye edilmelidir. Ecevit, bir soru üzeri- ne, 57. hükümet döne- minde terörün Türki- ye'den kaldınldığını bugün ise bir boşluk ve düzensizlik yaşandığını kaydetti. Ecevit, şöyle konuşru: "Türkiye'de bir derin devlet olayı var.Yıllardan beri olu- şan ama bugünkü hü- kümet döneminde ar- tık ertelenemez hale gelen bir olay. Bunun üzerinde mutlaka dur- mak gerekir. Ama bu- günkü hükümet döne- minde bu ne kadar olur, olabilir, bunu bi- lemiyorum." 4 Sanldı din bilguılerF Erdoğan'ın açıklamabnnınahine TDKsözlüğünde 'ulema'sözcüğü için 'sanklıdinbüginleri' tanımıyapılıyor. CHP'HMustafa Gazalcı, Erdoğan 'ın açıldamayaptıkça battığını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdo- ğan, "ulema" sözcüğü konu- sunda kendi kendisiyle çelişti. Kopenhag'da "din uleması" di- yen Erdoğan, kamuoyunun tep- kisi üzerine Denizli'de "ulema" ifadesinin sözlükteki anlamını açıklayarak durumu düzeltmeye çalıştı. CHP Denizli Millerveki- li Mustafa Gazalcı, Erdoğan'ın anayasa ve yasalarla çeliştiğini belirterek "Ozrü kabaharinden büyüktür" dedi. Erdoğan, "ulema" sözcüğü ile ilgili olarak kendisiyle çeliş- ti. Erdoğan, Kopenhag'da AİH- M'nin türban karannı değerlen- dirirken "Mahkemenin bu ko- nuda söz söyleme hakkı yok- rur. Söz söyleme hakkı din ule- masınındır" dedi. Erdoğan, ön- ceki gün Denizli'de yaptığı açık- lamada ise şunlan söyledi: "Bakınız günlerdir gündem- de maalesef zorla tutulmak is- tenen bir kelime var. Ulema ke- limesi. Denizli'den şimdi ceha- let içinde kıvranan bazılanna duyurmak istiyorum. Açsınlar Türk Dil Kurumu'nun lügatı- nı, açsınlar Milli Eğitim Ba- kanlığTnın lügatını, açsınlar diğer lügat ve ansiklopedUeri ulema kelimesinin anlamına baksınlar. Bunlar şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar. Bunlar kendilerini överken açıklannı ortaya koyuyoıiar. Ulema, âlim kelimesinin çoğu- ludur. Âlim kelimesi, bugünkü ifadeyle bilgindir. Ulema ise bilginler anlamına gelmekte- dir." CHP Denizli Milletvekili Ga- zalcı, dün yaptığı yazılı açıkla- mada, Erdoğan'uı türban karan- nın din ulemasına soruhnası ge- rektiği yönündeki sözlerinin ka- muoyunda büyük tepki çekmesi üzerine düzeltme yapmaya çalış- tığını söyledi. Erdoğan'ın, "Ule- ma, bilginler demektir" açık- lamasının hiç inandıncı olmadı- ğını, Erdoğan'uı açıklama yap- tıkça battığuıı vurgulayan Gazal- cı, "Anayasa ve yasalarla çeliş- mişrir. Ozrü kabaharinden bü- yüktür" dedi. Türk Dil Kurumu'nun sözlü- ğünde ulemanın " 1) Bilginler, 2) Sarıklı din bilginleri"' olarak açıklandığrna dikkat çeken Ga- zalcı, Erdoğan'ın ulema sözüyle sanklı din bilginlerini amaçladı- ğınm apaçık ortada olduğunu kaydetti. Erdoğan'ın, bir sorunun çözümünü yasalarda yen olma- yan sanklı din ulemasında aradı- ğına dikkat çeken Gazalcı, şu gö- rüşlendılegetirdı: "Laik hukuk devletinde din kurallannın ye- ri yokrur. Laik devlette akıl. bi- lim ve hukuk geçerlidir.Türki- ye Cumhuriyeri başından beri 'şeyhler. dervişler. ulemalar dev- leti 1 değildir, bundan sonra da olmayacaktır. Tarihten gerekli dersi almayanlara hukuk ve halkımız gerekli dersi verecek- tir." Türkiye devletinin uluslara- rası bir mahkemede kazandığı bir davaya se\inmeyen, üstelik karşı çıkan ilk başbakarun Tayyip Erdoğan olduğunu vurgulayan Gazalcı, "Bir başbakanın gö- revi anayasa ve yasalar içeri- sinde ülkenin, yurttaşların gü- venini, banşını sağlamak ol- mahdır. Ülkenin çok büyük so- runlan varken mahkeme ka- raıiarına karşı türbanı gün- demde tutması. laikliğe aykın tutumdan dolayı özür dileye- ceğine inat etmesi vahim bir durumdur" dedi. SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU 'Dinitoplantıya katılmayınca kaydı silindi' SABİT HORASAN KONYA - Konya'da bir veli, oğlunu dini toplantıya katılmadığı gerekçesiyle ders- haneden attığı iddiasıyla özel bir dersha- ne hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Türkiye genelinde son yıllarda sayılan hızla artan dini cemaatlere bağh özel okul ve dershanelerin verdiği eği- tim, Konya"da yaşanan bir olayla yeniden gündeme geldi. Konya'nın Çeltik ilçesin- de yaşayan AM thsan A, oğlu N.A'yı (17) yaşadıklan ilçede üniversiteye ha- zırlık kurslan olmadığı için yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Yunak ilçesinde özel bir dershaneye yatılı olarak gönder- diğini kaydetti. Çocuğunun kendilerini özlediği için izin alarak ziyarete geldiği- ni belirten Ali îhsan A, oğlunun dersha- neden atılmasıyla sonuçlanan gelişmeleri şöyle anlattı: "Ancak aynı gün akşam döneceği otobüse yetişemeyince, Çel- tik'te kaldı. Bir gün sonra tatil günü olmasına karşın gitmek zorundayım diye ısrar etmesi üzerine, taksi kirala- yarak çocuğumu Vunaktaki dershane- sine gönderdim. Ancak çocuğumu, oto- büsü kaçırdığı gün akşam dershanede yapılacak dini içerikli özel bir toplan- tıya bilerek katılmadığı yönünde suç- layıp, başka hiçbir gerekçe gösterme- den dershaneden atmışlar. 'Eşyalannı topla, artık bizim dershanemizle ilişiğin kesildi' demişler." Ali îhsan A, oğlunun atılmasına kadar dershanede dini eğitim verildiğinden haberi olmadığını kaydetti. Dershane yöneticileri ise. iddialan yalan- layarak N.A'nın hırsızlık yaptığı gerek- çesiyle ahldığını öne sürdüler. HSBC Bank'a yönelik saldırıda yaşamını yitiren tiyatro, sinema ve seslendirme sa- natçısı KeremY'ılmazer, Zincirtikuyu'daki mezan başında anıldı.(TARKAN TEMUR) Terörkurbanları anıldı Istanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda bulunan Ingiltere'nin Istanbul Başkonso- losluğu ile Levent'teki HSBC Bank'a yö- nelik 20 Kasım 2003 'te düzenlenen bom- balı saldınlarda yaşamnıı yitirenler tören- lerle anıldı. Levent'teki HSBC Bank'a yönelik saldında yaşamını yitiren tiyatro, sinema ve seslendirme sanatçısı Kerem Yılmazer, Zincirlikuyu'daki mezan ba- şında anıldı. Saldrnlann düzenlendiği Le- vent'teki HSBC Bank önüne banka yöne- timi, Ingiltere'nin Istanbul Başkonsolos- luğu önüne de başkonsolosluk adına çe- lenk bırakıldı. Zincirlikuyu'da KeremYılmazer'in eşi tiyatro sanatçısı Göksel Kortay'uı yanı sıra, Haldun Dormen,SunaKesldn,Er- dal Özyağcüar ve Levent Üzümcü'nün de aralannda bulunduğu dostlannnı katıl- dığı törende Yılmazer için dua okundu. Burada gazetecilere duygulannı anlatan Kortay, medyanın, özellikle de köşe ya- zarlannın "terör olaylannı çabuk unut- tuğunu" söyledi. Anma törenine katılanlara, IBB Şehir Tiyatrolan tarafından "Kerem Yılmazer anısına" başlıklı broşür dağıtıldı. Kor- tay, "730 gün geçti hunhar. vahşi bir bomba saldırısı sonucu beni terk etti- ğinden beri... Sen bensiz... Ben sensiz... 730 gün ve gece..." cümleleriyle başlayan yazısında, eşi Yıhnazer'i anlattı. Son 5 yılda yurtdışına 4.3 milyar dolarlık sermaye çıkışı oldu AKP'nin yatırımı kendîne ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Abdüllatif Şe- ner, Türkiye'den son 5 yılda yurt- dışına doğrudan yatınm olarak 4.27 milyar dolar sermaye çıkışı- nın olduğunu bildirdi. Şener "Burada ilk anda akla gelebi- lecek husus, Türkiye gibi ser- mayenin kıt olduğu bir ülkeden dışanya çıkan sermay enin ülke ekonomisine verebileceği za- rarlardır" değerlendirmesinde bulundu. Hükümetin gösterdiği tüm ça- balara karşın aynı dönemde Tür- kiye'ye gelen doğrudan sermaye yatınmı 7 milyar 469 milyon do- larda kalırkenANAP'lı Emin Şi- rin "Bunun önemli kısmı yeni değil, mevcut y atırımlara yöne- lik hisse senedi alımları. Üstü- ne aynı dönemde dışanya 40- 50 milyar dolaruk faiz ödeme- si unuruluyor. Ne sermaye giri- şi! Gelen sermaye, AKP'nin kendi çevresi için, şahsi ilişki- lerle gelen 'serseri sermaye'" di- ye konuştu. • Şener, DYP Denizli Milletveki- li Ummet Kandoğan'rn yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, sermaye çıkışlannın, 2000'de 1 milyar 188 milyon dolar, 2001 'de 1 milyar 460 milyon dolar, 2002"de 413 milyon dolar, 2003'te 398 milyon dolar ve 2004'te 810 milyon dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti. Şener, son 5 yıl itibanyla 1.6 milyar dolarla en çok çıkışın Hol- landa'ya olduğunu, bunu 1.5 mil- yar dolarla Azerbaycan'ın izledi- ğini bildirdi. Şener, bu iki ülkeye giden sermayenin, toplam çıkış- lann yüzde 72.1 'ini oluşturduğu- nu ifade etti. Bu ülkeleri 322 milyon dolarla Kazakistan, 156 milyon dolarla da Almanya'nın takip ettiğini be- lirten Şener, diğer ülkelere olan çıkışlann 100 milyon dolann al- tında olduğunu bildirdi. Yurtdışı- na çıkan yatınmlann tamamını "sermaye kaçışı" olarak algıla- manın hata olacağını savunan Şe- ner, bu durumu, "Türk firmala- nnın dünya düzeyinde rekabet koşullanna uyum sağlaması" olarak niteledi. Şener'in "Perakendecilik sektörü başta olmak üzere bir- çok sektörde VTirtdışında yapı- lan yatırımlar Türk ürünleri- nin yurtdışına ihracında önem- li bir rol üstlenmekte" değer- lendirmesine karşın Türkiye 'nin yatmmlann yansuıa yakınrnı karşılayan Hollanda ve Alman- ya'da ne gibi perakendecilik faali- yetleri olduğu anlaşılamadı. 'Ortadoğu'dan serseri sermaye geliyor' ANAP Genel Başkan Yardım- cısı Emin Şirin de yurtdışına çı- kan sermayenin yeni pazarlar aç- mak için olmadığını belirterek "Giden sermaye, Türkiye'nin yiiksek enerji, yüksek vergiler gibi maliyetleri dolayısıy la kaç- mak zorunda olan sermaye. Dram orada. Giden 4.3 milyar dolayısıy la kaybedilen istih- dam, gelen 7.5'in y arattığından daha fazladır" diye konuştu Türkiye'deki yatınm ortamının iki açıdan değerlendirilmesi ge- rektiğini savunan Şirin şöyle ko- nuştu: "AKP'nin kendi düzeni içinde yatınm ortamı iyileşti. AKP'nin kendi yandaşları için, kendi kafaları. görüşleri için şahane bir ortam var. Kemal Unakıtan'ın, Binali Yıldınm'ın oğlu, Tayyip Erdoğan'ın karde- şi için çok iyi bir ortam var. Türkiye'ye son yapılan ciddi sermaye yatırımı İzmit'teki Ford fabrikasıdır. Ondan son- ra hiçbir sermaye gelmemiştir, gelen de mevcudu satın almış- tır. O isrihdam yaratmıyor ki!.." Ortadoğu sermayesini "serse- ri sermaye" diye niteleyen Şirin, "Ciddi sermaye Türkiye ile iş yapmak ister. Serseri sermaye de şahsi ilişkilerle Unakıtan'la Erdoğan'la iş yapmak istiyor. Yür kaç. Çünkü bu adamlar üç beş yıl sonra yoklar... Niye Av- rupa'dan, Japonya'dan, Çin'- den gelen sermaye yok. Ofer, Maktum geliyor. Dubai kulele- rini, Telekom'u bana verseler ben de yapanm" diye konuştu. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada acı bir dönemi tetikledi. 80'li yıllar boyunca terör için genellikle şu tür demeçler verildi: "Bunlar 3-5 çapulcu..." - Eşkıyanın belini kırdık! "Bu kış terör biter." 9O'lı yılların ilk yarısında ise işin şekli değişti. 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra Kuzey Irak, dev- let kontrolünün olmadığı bir bölge olarak terör ör- gütünün güçlenmesini sağladı. Saddam yöneti- mi 36. paralelden yukarısını kontrol edemiyordu. Türkiye, terör örgütünün azdığı dönemlerde sık sık Kuzey Irak'a operasyonlar düzenliyor, duruma göre günlerce bölgede kalıyordu. 9O'lı yılların ortasından itibaren terörle mücade- le birimleri de gıdişin ciddiyetine uygun olarak ye- niden yapılandı. Şubat 1999'da terör örgütü başı Öcalan'ın paketlenip Türkiye'ye teslim edilmesiy- le birlikte 1984'te başlayan süreç sona ermişti. • • • Türkiye, dünyaya "PKK terörörgütüdür" dedirt- mek için çok uğraştı. Bir ölçüde başardı. öca- lan'ın da terör örgütü başı olarak yargılanmasını sağladı. 1999'da başlayan yeni dönemın özeti şuydu: Terör sindirildi. Terör örgütü mevcufryöntemler- le başanya ulaşamayacağını anladı. Terör örgütü- ne destek veren ülkeler yeni arayışlann içine gir- di. Ankara, bir yandan AB sürecinin devamı için çaba harcarken bir yandan da AB'nin terör örgü- tüne cesaret veren istemlerini dengelemeye ça- lıştı. 2000'li yılların başları Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan insanlarımız açısından ola- ğan halle tanışma dönemi oldu. Bu dönem bölgedeki yaraların sanlması için bü- yük bir fırsattı. Bölge insanı barışın tadına varıyor, arada terör örgütü bir eylem yaparsa, ilk o karşı çıkıyordu. Geçen birkaç yıl içinde bölgede PKK te- rörünü de kınayan yürüyüşler yapıldı. • • • Daha ikinci evrede yapılması gerekenler tam olarak yaşama geçırilememişken Ağustos 2005'te Başbakan Erdoğan, olayın kökenini etnik sorun olarak niteledi. Diyarbakır'da insandan çok bina- nın olduğu bir meydanda, yaşanan durumun adı- nı, "Kürt sorunu" olarak koydu. Erdoğan'ın bu açıklaması terörün üçüncü evre- sinin ateşleyicisi oldu. Son aylarda yaşadığımız olayların özeti budur. Terör örgütünün siyasallaşma çabalannın önünü açan bu açıklamadan sonra örgütle dolaylı-dolay- sız bağlantıları olan kişiler daha ileri adımlar atma cesaretini buldular. Başbakan olayın adını koymuştu, onlar soyadı- nı koyacaklardı. Bfr bakıma işin yansı bitirilmişti. Şemdinli-Yüksekova-Hakkâri olaylanna, işin ay- rıntılannda boğulmadan bu pencereden bakmak gerekiyor. Görünüm şu: 9O'lı yıllarda Türkiye, terör örgütünü etkisiz ha- le getirmek için Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon düzenliyordu. Şimdi Kuzey Irak'tan Türkiye'ye te- rör örgütü maskeli, Barzani destekli, ABD kurma- lı operasyon düzenleniyor! Bölgesel kalkışma ha- zırlığı yapılıyor. AKP de Güneydoğu'da bölge hal- kının terör örgütünün etkisi altındaki bölümüyle devlet arasında hakemliğe soyunuyor! Ne ha-kem ama! ankcumo cumhuriyet.com.tr 'Atatüpk'ün glzJi vasiyeti yok' • ANKARA (ANK.4) - ANAP Istanbul Milletve- kili Emin Şirin, Bilgi Edinme Yasası kapsamında Adalet Bakanlığı'na, Ziraat Bankası Merkez Mü- dürlügü'nde bır kasada saklanan ve 1964'te Genel- kurmay'a teslim edilen belgeler arasında Atatürk'ün gizli vasiyetınin bulunup bulunmadığını sordu. Ada- let Bakanı Cemil ÇiçeL başvuruyu Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Maliye Bakanlığı'na iletti. Şinn"e ayn ayn yanıt ve- ren MSB Genel Sekreten, Muhabere Kurmay Albay Mustafa Küçükayan ve Genelkurmay Başkanuğı adına Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Baş- kanhğı Arşrv Şube Müdürü Dr. Öğretmen Albay Ahmet Tetik, Genelkurmay'a teslim edilen belgeler arasında Atatürk'ün vasiyeti rüteliği taşıyacak bir belgenin yer almadıgını bildirdiler. Fransa'da Türk gencme ödül • PARİS (AA) - Fransa'nın Bordeaux kenti yakın- lanndaki Cenon banliyösünde yaşayan 25 yaşındaki Mustafa Yıldız isimli türk genci, "özel yaratıcüık" ödülünü kazandı.Yıldız ile birlikte, Loisa Benzaid isimli 33 yaşındaki bir kişi de Çalışma Bakanlığı ta- rafından organize edilen ye senato tarafından veri- len ödüle layık görüldü.Ödül. banliyölerde, girişim- ci, yaratıcı ve kabiliyetli gençlen teşvik etmek ama- cıyla ilk defa 2002 yılında verilmışti. Kendisine ait bir elektrik şirketi olan Türk gencine toplam 10 bin A\TO ödül verildi. Gençlerin, Cumhurbaşkanı Jac- ques Chirac tarafindan da kabul edildiği bildirildi. Askeri araç devrildi: 1 şehit • K3RKLARELİ (AA) - Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinde tatbikata giden askeri aracın devrilmesi sonucu 1 er şehit oldu. 1 çavuş yaralandı. Edinilen bilgiye göre, tatbikat için Kaynarca beldesine giden 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na bağlı Tank Taburu Karargâh Bölüğü'nde görevli er Murat Evlikoğlu (22) idaresindeki zırhlı havan aracı, Kızılcıkdere Köyü Köprüsü'nde aracın paletinin atması sonucu şarampole devrildi. Evlikoğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan Çavuş Murat Avcı ise Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı. 'Gazete matbaasına saldırı • AFYONKARAHİSAR (AA) - Afyonkarahısar'da yayın yapan Odak gazetesine ait olan ve aynı zamanda 10 yerel gazetenin basunnun yapıldığı matbaada, saat 23.30 sıralannda bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu matbaanın kapı ve pencereleri parçalanırken, çıkan yangın çevre sakinleri tarafından kısa sürede söndürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle