Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
<ASIM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Samsun
Manzarası
Samsun'da Mavi Akım Projesi
açılıyor. Rusya Devlet Başkanı
Putin konuşmasında özenle
Samsun'un önemine vurgu
/apıyor:
J
Atatürk'ün başını çektiği,
jlusal hareketinizin başlangıcı
olan şehir."
Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanı sıfatını taşıyan
Recep Tayyip Erdoğan
kürsüye geliyor. Konuşması
sırasında, Samsun'un
"kurtuluş ve dolayısıyla
kuruluş "taki özel konumuna
ilişkin hiçbir gönderme
yapmıyor.
Ne dersiniz? Unuttu mu, yoksa
göre göre es mi geçti?
Maske
CHP Kurultayı'na sunulan
çalışma raporundan:
"Hükümetin saman altından
su yürütmesine izin
vermeyeceğiz. Iktidann
maskesini indireceğiz.
Olay artık sıradan partizanlık
konusu o/mayı aştı.
Cumhuriyetin özüne,
temellerine yönelik,
Cumhuriyetin kazanımlanna
yönelik bir tehdit halinde
gelişmeye başladı.
Bunlara karşı mücadelenin ilk
adımı, bunu deşifre etmektir.
Bu mücadelede başan,
sadece bize bağlı bir olay
değildir; bütün Türkiye'nin
üzerine düşeni yapması
lazımdır."
İŞIK KAMli
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri
Ok, o bildik Recep Tayyip
Erdoğan'ın yargı karan yerine
"ulema "nın sözünün dınlenmesi
gerektiğine ilişkin açıklamasından
sonra Milliyet'ten Fîkret Bila'nın
sorularını yanıtlarken, "Bu
tartışmalan" dedi, "hukuk bilinci
açısından e/e a/mafc gerekir. Türkiye
Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olma
iddiası var".
Bizim bildiğimiz kadanyla bir üst
hukuk metni olan anayasanın
değişmez ilkelerine göre, Türkiye
Cumhuriyeti "hukuk devleti
iddiasında" olan değil, bir "hukuk
ctev7ef/"dir. Hem de "laik, demokratik,
sosya/ hukuk devleti". Bu
anımsatmayı yaptıktan sonra Bila'nın
yazısına geri döneVım. Başsavcı Nuri
Ok, şöyle devam etmiş:
"Hukuk, hukuk bilincinin geliştiği
Test edilmiştiranlayışı ve yapıyı ifade eder. Bu
anlayış ve yapı içinde politik gücün
hukuk bilincine sahip olması,
demokratik sistemin ve demokratik
toplumun düzenli işleyişi yönünden
yaşamsal önem taşır.
Ûniversitelerde türban yasağı
konusunda ulusal yargı karartan ile
en son AİHM'nin aldığı karar, bu
bilincin test edilmesine imkân
verecektir."
Demek ki şimdi test aşamasındayız.
Testin sorusu da şu:
"Yargı karartan yerine ulemanın
vereceği fetvaların geçerli olmasını
istiyor musunuz?" Karşıdan
beklediğimiz yanıtlann şıklan da belli:
a) Hukukum guguk, evetim evet olsun
ki, evet. b) Evet bilincim her zaman
test edilmiştir, evet. c) Demokratik
evetimin yanlış anlaşıldığı
iddiasındayım, evet. d) Hepsi, evet.
MURftf
SMHİ
CHP, DYP ve MHP'nin
hedefi çok açık... Her üçü
de AKP'nin ve AKP'nin
başındaki takımın Türkiye'yi
yönetemediğinin somut verilerini alt
alta sıralayıp "erken seç/m" istiyor...
Kimılerine de bakarsanız, AİHM'nin
türban karan sonrası gündeme
gelen "Ulemaya soralım"
açıklaması tabana bir selam
niteliğinde ve dolayısıyla AKP de
erken seçime yönelmiş durumda...
Acaba?
Erken seçim yerine
Gelişmeleri yakından izleyen
deneyimli bir siyasetçiyi dinledik.
Bir gözlemini aktardı:
"AKP, alttan alta bir hazırlık içinde.
Istanbul'da mevcut ilçeleri bölüp
yeni 15 ilçe yaratmaya dönük bir
taslağın üzerinde çalışıyorlar. Bu
yeni 15 ilçe daha çok AKP'ye
yoğun oy çıkan yerierden
seçilecek. Bu konuda sık sık anket
de düzenliyoriar.
• • • Taslağı önümüzdeki bahara
kadar yasalaştınp baharda da
yeni f 5 ilçede belediye seçimlerine
gidecekler. Yüksek oy düzeyini de
yakalaıiarsa 'Bakın' diyecekler,
'Halkın bize olan güveni sürüyor,
hatta artıyor. Erken seçime gitmeye
gerek yok. Cumhurbaşkanlığı
seçimini bugünkü Meclis
gerçekleştirsin, ardından da genel
seçime zamanında gideriz.'
Görünen oyun bu."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
\TLMAZ ŞtPAL
Sosyal Güvenlik
Yasalannda "Süre" Kavramı
Ülkemizde sosyal güven-
liği sağlayan yasalar çeşitli
olup, genelde birbiriyle çeli-
şen hükümler içermektedir.
Sosyal güvenlik kurumla-
n üç ana kurumdan oluşmak-
tadıı.
1) Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı: Bu kurum,
genel olarak kamu peısonel
yasalan kapsamındaki kamu
görevlilerinin sosyal güven-
liğini üstlenmiştir. Bu kurum
kapsamına girenlerin sosyal
güvenlikleri, 5434 sayılı Tür-
kiye Cumhuriyeti Emekli San-
dığı Yasası ile sağlanır.
2) Sosyal Sigortalar Kuru-
mu. Kısa adı SSK olan buku-
. rum, kamuda, özel sektörde
ve tanmda, "Bir hizmet akdi-
ne dayanarakbir veyabirkaç
işveren tarafından çahştın-
• lanlar"ın sosyal güvenlikle-
rini sağlamaktadır. SSK kap-
samına giıen sigortalüar ile iş-
verenlerinin hak ve yüküm-
lülükleri:
A) 506 sayılı Sosyal Sigor-
talar Yasası,
B) 2925 sayılı Tarım Işçi-
leri Sosyal Sigortalar Yasası
ile düzenlenmiştir.
3) Bağ-Kur: Bu kurum, es-
naf ve sanatkârlar ve diğer
bağımsız çalışanlann sosyal
güvenliğini sağlar. Bağ-Kur
kapsamına giren sigortalıla-
nn da hak ve yükümlülükle-
ri,
A) 1479 sayılıEsnafve Sa-
natkârlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Yasası (kısa adı Bağ-Kur Ya-
sası):
B) 2926 sayılı Tanmda Ken-
di Adınave HesabınaÇalışan-
lar Sosyal Sigortalar Yasa-
sı'nca düzenlenmiştir.
Sosyal güvenlik kurumun-
da, yaşlılık ya da emekli ay-
hğı bağlanması için genel ola-
raküç anakoşul aranır. Bu ko-
şullar;
a) Belirli bir sigortahhk sü-
resini doldurmak,
b) Belirli bir süre prim ya
da kesenek ödemiş olmak,
c) Belirli biryaşı doldurmuş
ohnakhr.
Buüç koşul, sosyal güven-
likyasalanna göre değişmek-
tedir. Özellikle, süre kavra-
mı, yasalarda oldukça çeliş-
- kili bir biçimde yer alır. Süre
kavramı, yasalarda değişik
anlamlar taşımaktadır.
5434 sayıh TC Emekli San-
dığı Yasası: TC Emekli San-
dığı Yasası'ndaki "müddet"
(süre) çeşitlidir. Öncelikle,
' emeklüik haklan "ük ahnan
* keseneklerinilgilibulunduğu
aybaşından başlar."
1) "FiiB hizmet müddetT,
• iştirakçininyasayla"taıunan
haklardan faydalanmaya baş-
ladığı tarihten itibaren tam
kesenek vermek suretiyte ge-
çirdiği müddettirr
2) "Fiili hizmet müddeti
zanutu" Bu süre, bazı ağır,
yıpratıcı ve tehlikeli görev-
lerde geçirilen çalışma süre-
lerine, aynca ek olarak katı-
lan ve her fiıli çalışma yılı
için görevin ağırlığına göre,
yılda 2 ay (60 gün) ile 6 ay
(180) gün arasında değişen
ve emeklilik işlemlerinde "fi-
İB hizmet sûresi*' gibi kabul
edilen sürelerdir.
3) "ttibari hizmet müdde-
ti genelve kısmi seferbeıüğe"
katılanlarla "düşmana tutsak
düşenveyadüşman tarafindan
enterne edilen" Emekli San-
dığı iştirakçilerine verilen ve
Emekli Sandığı'nca "bağla-
nacakayhklann hesabında fı-
üi hizmet müddetlerine ekle-
nen" müddettir. (Madde 35)
TC Emekli Sandığı Yasa-
sı'nın, "Emekh"AyhğıBağla-
nacak HaUer" başhklı 39.
maddesıne göre emeklilik iş-
lemlen "fiili hizmetyıh" göz
önüne alınarak yapılmakta-
dır.
Yasanın, 41. maddesinde,
aylıklarm nasıl hesaplanaca-
ğı açıklanmıştu::
Emekli, adi malullükve va-
zife malullüğü aylıklan ile
dul ve yetim aylıklan, 657 sa-
yılı Devlet Memurlan Yasa-
sı'nda yer alan gösterge tab-
losu ve personel yasalannda-
ki ek göstergeler esas alına-
rak hesaplanır.
" Emekli.adimaluBükveva-
zifemahıDüğü ayhklan", Büt-
çe Yasası ile saptanan katsa-
yılar ile göstergeler göz önü-
ne alınarak bulunan emekli
aylığı bağlanmasına esas tu-
tann "fiili ve itibari hizmet
toptamı25yıl olanlara % 75'i,
25 yıldan az olanlaraher tam
yıl için % 1 eksiği, fazla olan-
lara da her tam yû için % 1
fazlası üzerinden bağlanır.
FiUive itibarihizmettopla-
mındald ay kesirleri tam ay
sayıhr.Yü kesirlerininher ayı
için emekli ayhğı bağlanma-
sına esas ayhk tutanmn %
1'inin 12"debiriemekliayhğt-
na aynca eklenir.
Bağlanacak a>lıklann top-
lanu, emekli ve adi maluDOk
ayhldanndaemekliayhğıbağ-
lanmasına esas ayhklanıun
% 100'ûnü geçeniez."
TC Emekli Sandığı Yasa-
sı'ndabelirlenen süreler, tam
yıl (360 gün) esasına dayan-
dırılmıştır.
Emeklilik işlemlerinde, "fi-
ili ve itiban hizmet süreteri"
tam yıl kavramı göz önüne
alınarak yapılmaktadiB;
Felsefenin
yolu
Aydınlanmacı-Hümanist Felsefe
Sanat ve Bilim Girişimi adına
Haluk Erdem, Ali Ekber Ataş
ile Mustafa Günay. Dünya
Felfese Günü kutlamalan
çerçevesinde hazırladıklan
bildiride, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in şu
sözlerinden aiıntı yapmışlar.
"Felsefenin geliştirdiği
kuşkuculuk ve eleştirilen
düşünce, bilimsel düşüncen/n,
yenilikçi buluşlann temelini
oluşturmuştur. Eleştirel,
sorguiayıcı ve çözümlemeci
düşüncenin önem kazandığı
dönemler, bilimsel üretim ve
aydınlanmacı gelişmelehn
önünü açmıştır. Dünya da
ortaçağın karanlıgından,
skolastik düşüncenin 6ar ve
tutucu kalıplanndan, felsefı
düşüncenin sorguiayıcı eleştirel
yaklaşımı ile çıkmıştır."
Bildiride aynca, felsefenin
egitim kurumlannda amacına
uygun olarak yer alması,
üniversite içinde farkiı
bölümlerinde "bilim felsefesi,
insan haklannın felsefesi ve
eğitim felsefesi" gibi derslerin
okutulması, felsefe
ögretmenlerine aynlan kadro
sayısının arttınlması gibi öneriler
geliştirilmiş.
Karanlık, ağır, boğucu bir
dönemden geçiyoruz. Ama
aydınlık insan aklı durmuyor;
bugünü sorguluyor, ortaçağcı
yobazlığı eleştiriyor. Bilgiyle
donanmış düşüncemizle,
felsefemizle bu süremden
çıkacağız. Mutlaka çıkacağız...
KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK behicakuı yahoo.com.tr
HARBİ SEMİH POROY semihporoy nyahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MLSTAFA BİLG, hayatepika mynet.com
ULEMA
NE
MİYMİS?!
BU HAFTA BA5I
KAR 6ELtY0RMUS..
OTOBÜSTEKÎLER KEMAL VRGENÇ k_urgenc(a yahoo.com
/ s/yaSt' ierc/hitrt'n<k dltâ ömmli ö!a!<U hak
TARİHTE BUGÛN 21 ittnc.nMiwfas-arifean.com
Sonmt'ın bir• hs/ûn-ü..
36 YAŞ/NÛA OLENDÂHL
«95'rE BU6ÛN, İM6İUZ SESTtCİSİ HŞHRY PUIfCEU.
(PÖKStL) ÖLDÛ. KLASİK 8ATI MÜZİğİMN İLK BÜ.
fÜK. US7ALAK1 AKASINM SAYGIN 8İH VERİ OLAN
PUHCELL, SiK SIK MOZaer'UI /&£ÇllA$nt?ILA-
CAKTTR.PUKBU DA, MOZART Gİ8İ ÜSTÜN YA-
8APILIŞLI BİR ÇOCUK OLAÜAK 0O6MUŞ,
ONUN 6/8/ VERİUÜ OLMUŞ(SOO'OEM FAZLA
YAPm VARy, VAPmARtNDAHı MELODİ Z£U-
GİNÜĞİYLE VE OPEBA AL4NINOAKİ ÇALIÇMA-
LARIYLA DiKKATLERI Ç&CM/f, YİNE ONUN
gİSİ S6 YAÇINPA ÖLMÛŞTÜ. O Z4AMNA O£-
Ğ<N,İHS<LTE££'D£ PB/C gİÜMMEfEN OPEfiA,
PUKCBLL il£ GUUP£ME GBLMlÇ, EN AZ1NOAH.
'0IPO V£A£NAS* GI8< BİR 8A?YAPfT KA2AHILMtfTl..
SOLDA,8ESrECİVEÛHLÛ 8R.YAf>m SÖOJUİYOft..
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Kopenhag'daki 7umruk
r
"Tek söyleyebileceğim, bunun Danimarka halkı üze-
rinde olumlu birintiba bırakmadığıdır..." Danimarka'nın
Ankara Büyukelçisi Christian Hoppe, "Erdoğan'ın tav-
n Türkiye'de takdirie karşılandı, ya sizde?" sorusunu böy-
le yanıtlıyor.
"Erdoğan'ın yen'nde diğer Avrupalı liderler o/sa, ne
yaparlardı?" sorusuna verdiği yanıt da şöyle: "Bunu bi-
lemem ama Rasmussen'in yerinde hangi Avrupalı li-
der olsa onun gibi hareket edeceğinden şüphem yok. *
"Roj TV (salondan) çıkartılamaz mıydı?"
"Yargı karan olmaksızın birgazetec'ıye nasıl 'çıkın' di-
yebilirsiniz?"
"Bu, Türkiye'nin AB sürecini gölgeler mi?"
"Hayır ama iki taraf da sınırian görmüş oldu."
Bu "diplomatik mesajın" Türkçesi şudur
"Erdoğan, Avrupalı l'ıderierie aynı dili konuşmuyor. Av-
rupa liderierinin dili, 'hukuk devleti dili ve kurallandır' Ku-
rallar bellidir. Yargı karan olmaksızın, 'Başbakan emriy-
le' gazeteci attıramazsınız. 'Kasımpaşalılık' bizde sök-
mez ve hoş karşılanmaz. AB emelleri besleyen bir ülke
için bu, çok ciddi bir 'sınıriama'd/r."
Meydan 'Roj TV'ye kalıyor...
Büyükelçinin röportajını (Vatan, 19 Kasım) okuduktan
sonra "/nfemefe°girdim. Erdoğan'ın "Kopenhag çıkart-
ması" internet sitelerine ve dış basına şöyle yansımış:
Başbakanın ziyareti öncesinde -"Jyllands Posten"
gazetesinde yayımlanan Hz. Muhammed karikatürleri
yüzünden- gezi tümüyle zaten "ifade ve basın özgür-
lüklen ekseninde" e\e alınan bir "olaya" dönüşmüş.
Islam ülkeleri büyükelçıleri, Türicye'nin de katıldığı gi-
rişimle, karikatürleri protesto etmişler. Danimarka kamu-
oyu, "hükümetlernezdinde" yapılan çıkışı tepkiyle kar-
şılamış. "Baskıcı, otoriter rejimler" tarafından yönetilen
Islam ülkelerinden, "demokratik bir ülkeye" yöneltilen
bu tepkiyi; "ifade özgürlüğüne müdahale" olarak algı-
lamışlar. AB adayı Türkiye'nin de bu "baskıcı ülkelerin
kuyruğuna takılmasım" akıllıca bulmamışlar. "Jyllands
Posten" gazetesi "ifade özgüriükleri" kalkanını kaldır-
mış ve özür dilemeyi reddetmiş. Ama şöyle de bir şey
yapmış. Gezi arifesinde, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin
"yeni birkamuoyuyoklaması" yayımlamış. Ve Danimar-
kalı seçmenlerin, aitı ay öncesine göre, Türkiye'nin üye-
liğine 'nispeten daha olumlu yaklaştığını' belirtmiş.
"Jyllands Posten'e göre Türkiye'nin üyeliğine geçtiği-
miz nisan ayında 'Hayır' diyenlerin oranı yüzde 63'ken
yüzde 55'e gerilemiş. Yoklamanın "zamanlaması" -oku-
masını bilenler için- bir nevi "zeytı'n da/ı".
Alkışa şaşıyoriar
Ancak bunun yanı sıra Danimarka pariamentosu, Er-
doğan buluşması öncesinde, Rasmussen'i "karikatür
meselesi" üzerinde sorguya çekmiş. Rasmussen de
parlamenteriere, Erdoğan'la göruşmestnde konuyu gün-
deme getireceğini ve kendisine "ifade özgühükleri" ko-
nusunda "bir ders vereceğini" söylemış!
"Dersin" sonra nasıl sonuçlandığını biliyorsunuz. Bir
"ifade özgürlükleri" konusu olarak görülen karikatür ola-
yına bir de basın toplantısından "gazeteci attırma skan-
dalı" eklemleniyor. Rasmussen -"kedi davasından" za-
ten sabtkalı olan- Erdoğan'a ders vermeye hazırianırken;
Erdoğan ders vermeye kalkışıyor ve "Ya ben, ya Roj!"
diyor...
Tek başına gazetecilerin karşısına geçen Rasmussen,
buna "gazeteci kovmak için 'yasal temelim' (yetkim)
yok. Erdoğan'ın tepkisini esefle karşıladım!" diye kar-
şılık veriyor ve bunun "Türkiye'nin AB şansını güçlen-
dirmediğini" söylüyor. "İfade özgürlükleri ilkesi, AB'de
mutlak değer taşır. AB adaylan, ifade özgürlükleri da-
hil, siyasi kriterlehyüzde yüz yerine getırmek mecburi-
yetındedir!" diye noktayı koyuyor.
Erdoğan'ınterkettiği meydan, böytece "ftoy TV'ye ka-
lıyor. Ve Roj TV muhabiri "günün stan" oluyor. Medya-
mız da bunu "afenn!" diye alkışlıyor.
Avrupa "Erdoğan'ın şovu" kadar, Türk medyasının
bu "alkışına" şaşıyor. Bunu, "AB ilkelerinin anlaşılma-
mış olmasına" yoruyor. Ve "AB'de geçerli olan yol yor-
damı öğrenrnemiş olmak" hasebiyie Türkiye'yi aşağılı-
yor. Büyükelçi Hoppe'nin "diplomatik dille"rfadeettiği
"sınır" budur. "Roj TV-PKK-terorizm"konusu ayn; "kü-
ralıyla hak aramanın" yollan ayn...
Masaya yumruk atılacaksa, o yumruk AB'nin "eşitlik"
geleneğini yerie bir eden ve Türkiye'nin geleceğıni ipotek
altına alan "özel şartiara" karşı atılmalıydı. Kopenhag'da
atılan yumruk; hedefi ıskalamış, üstüne üstlük "bumerang"
gibi dönüp Ankara'yı yaralamıştır.
Ama "yumruk" olsun da, ne olursa olsun diyorsanız o
başka...
BULMACA SEDAT YAŞAYAIS
1 2 3 4 5 6 7
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/Futboldato-
pun kaleden
yadakaleçiz-
gisinden uza-
ğa yollanma-
sı. 2/ Fiyatı
yüksek ohna-
yan... Ünlü
şair Özdemir
Asaf ın soya-
dı. 3/Yahudi-
lerin gönüllü
olarak ya da
zorlanarak yerleştik-
leri kent dışındaki 1
yer... Türk Standart-
2
İanEnstitüsü'nünkı- 3
sa yazılışı. 4/ Hubu- 4
battozu...BiriErzu- 5
rumlu. diğeri ErcişH 6
lakabıyla anılan iki 7
halk ozanımızın or- 8
tak adı. 5/ İçinde yer 9
alan kimi niceliklere ancak uygun bir değer ve-
rildiği zaman sağlanabilen eşitlik. 67Aygıt... Sod-
yum elementinin simgesi. II Devinim olaylannı
inceleyen bilim dalı. 8/ Bey... Yumuşak başlı. 9/
Meyve kunısu... Kesimhayvanlannınticaretiniya-
pan kimse.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Açıkpokere verilen birbaşka ad. 2/Marangoz-
lann dört köşe delik açmakta kullandıklan araç...
Üstükapalı olarak anlatma. 3/Ağn ve şişlerle or-
tayaçıkanbir hastalık... Bir alay işareti. 4/XV yüz-
yılda Meksika"da büyük biruygarlık kurmuş olan
halk. 5/ Yumurtayla yapılan bir yemek. 6/ Fas'm
plaka imi... Bir şeyi unutmamak için parmağa
bağlanan iplik. 7/Meziyet... Tann'ya göre insan.
8/"— ile yola gelmeyeni etmeli tekdirTekdir ile
uslanmayanın hakkı kötektir"(ZiyaPaşa)... Bir cet-
vel türü. 9/Bir soru sözcü... OrhanVeli,MelihCev-
det Anday ve Oktay Rifafın öncülüğünü yaptığı
şiir akımı. s>