23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER PM'de değişiklik 8 isimle srnırlı kaldı. Seçimlere Sav-Erdem çekişmesi damgasını vurdu CHP'de 'nûni rötuş'• Genel Sekreter Sav, PM'ye son sıracbı girerken Genel Başkan Yardımcısı Erden ve Genel Sekreter Yarduncısı Se\igen en düşük oyu alan ikinci isimler oldu. AYŞE SAYIN ANKARA- CH?"nm 31. Olağan Kurultayı'ma yenıden genel başkanlığa seçılen CHP lideri DenizBaykat,parti yöne- tmıınde 8 ismı değıştrerek *mi- ni rötuş"la yetındı Baykal'ı oldukça yüksek b\r oyla genel başkanhk koltuğuna oturtan delege, kurmay takımına ise aynı güvenı gösterraedı. Bay- kal 'ın iki önemh kunnayından Genel Sekreter Önder Sav, 1146 geçerlı oyun 793'ünü ala- rak Parti Meclisi'ne (PM) son sıradan girebilırken 905 oy alan Genel Başkan Yardmcısı Eş- refErdem, Genel Sekreter Yar- djmcısı Metamet Sevigen'k son- dan ikincihğı paylastı. Baykal eski Dışışlen Bakanı İsmail Cem' i yine PM'ye aiırkenmer- kez yönetım kuruht üyelerin- den sadece SedatUzunbay lis- te dışı kaldı. CHP'tıin 31. OlağanKurulta- yı'nda dün PM'nin 80asil, 80ye- dek ve YDK'nin 15 asü, 8 ye- dek üyeliği ıçin seçim yapıldı. İzmir örgütünden tepki Yapılan seçimlerde 68 Vaşilik blok liste aynen seçilirken Bay- kal'ınkontenjandan aday goster- diği 18 kişilik Büim ve Kültür Platformu üyeleri arasından da 12 isim PM'ye girdi. Parti mec- lisinde 8 kişiyle sınırlıtutulan de- ğişiklikçerçevesinde Izmir mıl- letvekilleri Sedat Uzunbay, Bü- lentBaratah, Bahkesir Milletve- kıh OrhanSür ıle FaalGükken, ZuhalSamlı,BediaSö\1emezve AhmetNakiYücekökİisteye gi- remedı. Bilim Platformu üyele- ri arasından aday gösterilen İz- mir Milletvekili EnverÖktem ise seçilemedi. BaratalıveUzunbay'ınliste dı- şı kalması, İzmir örgütünün tep- kisine yol açtı. îkı milletvekili- nin oturduğu tribünlerde etrafi- ru kuşatan partililer, "tzmir si- zinle gurur duyuyor" diye slo- gan attılar. Kuhslerde, Uzunbay ve Baratah'nın liste dışı kalma- suıda Erdem-Sav çekişmesinın etkili olduğu dile getirildi. Er- dem'eyakınlıgıylabılinen Uzun- bay. BaratalTtunda aralanndabu- lunduğu bazı milletvekillen, İz- mir 11 Başkanlığı seçımlerinde Sav'ın eskı başkan Ekrem Bul- gunu önermesine karşın, Selçuk Ayhan'ın seçılmesinde önemlı rol oynamıştı. Kulislerde Bay- kal'ın, Sav'a yakınlığıyla bılinen Fazıl Güleken ve Beİia Söyle- mez'i liste dışı bırakarakdenge- yi sağladığı yorumlan yapılırken bu isimlerin, "beledive meclisi Deniz Baykal kurultay salonunda gördüğü fötr şapkah birCHP üyesiile şakalaşü. (Fotoğraf: AA) üyderinin PM'ye almmaması* ilkesi çerçevesinde PM'den çı- kanldığı öğrenildi. Baykal PM'ye İsmail Cem'i de aldı. Türk-lş Genel Sekreteri Hüseyin Karakoç, Türk-Alman DostlukFederasyonuGenelBaş- kanı M Kıhç ve Burdur Millet- vekili Ramazan Kerinı Özkan, EmineYurdatap ile Prof. Tülay Özüerman. Bılim Platformuüye- leri listesinden seçılen Şükrü Elekdağ ve Yüdırun Emsiz. PM'ye giren yeni isimler oldu. Partililerden Bülent Tanla, Inal Batu, Fikret Ünlü ve Zeynep Damla Gürel ise listeler içın oy kullanmadan salondan aynldı. Çiziksavaşı Genel Sekreter Önder Sav ile Eşref Erdem arasındaki çekişme" PM seçimıne de yan- sıdı. Karşılıklı çizik savaşı nede- niyle her iki isimde en düşük oy- larla PM'ye gırebildı. Aynı şe- kilde geçen kurultayda da düşük oylarla PM"ye gıren Baykal'ın kurmay ekibindeki ısımlerden Mehmet Sevigen de EşrefErdem gjbi 905 oyla listeye sondan ikin- cı olarak girebildı. PM'ye 1139 oy alanManisa Mületveküi Ufiık Ozkan ile Baykal'ın ilk kez lis- teye aldığı Burdur Milletvekıli RamazanKerimÖzkanen yük- sek oyla seçildıler. Bu isirnleri 1137'şeroyalan AdflÖzkol,Sev'- gi Pekşen, Kemal Detnirel ve Şahin Mengü ızledi. Ayşe Gülsün Bilgehan, Or- han Diren,Şükrü Elekdağ ,Ytf- dmm Emsiz, Gaye Erbatur, Bir- gen Keleş. Kemal Kıbçdaroğhı, An Kemal Kıımkumoğju, Arif MerdoL, ÖrsanKunterOymen, Erbaşar Özsoy ve Mustafa Öz- yurt ise 18 kişilik Bilim Platfor- mu üyeleri arasından PM'ye seçildıler. Yüksek Disıplin Kurulu üyelikleri de şu isim- lerden oluşru: Orhan Akbulut, Ergün Aydoğan, Mehmet Boz- taş, Kemal Cengizoğlu. Avni ÇekbiTufanDoğu, OrhanEras- bn, Tuncay Ercenk, Sevim Kal- kandeJeaSeJahattin Öcal, Saüha Öğütçü,TürkanÖztetdn,Nüket Tuğcu, Esat Kaya Turgay, İb- rahimYümaz. TBB BAŞKANIÖZDEMÎR ÖZOK 'Dinin etkisi ÖÖzal'la başladı Erdoğan la devam ediyor' İZMfT(Cunüıunyırt)-Türkiye Barolar Birliği Başkam OzdemirÖzok. 1982 Anayasası'ndaki düzenlemeler, sıyasal ıktıdarlann müdahaleleri ve kendilenni "kadü* sıfahndan kurtaramayan kimi yargıç ve savcılann uygulamaları nedeniyle yargı bağımsızhğının yaşama geçinlmesınin olanaksız hale geldiğini söyledi. 1983'ten sonra yapılan seçimlerde siyasetin. tarikatlann. cemaatlerin ve dini gruplann etkisı altında kaldığına dikkat çeken Özok, "Kuşkusuzbu siyasalyapı 'Allah'ın ıpıne sanlınız' buyruğuyia yola çıkan Turgut Özal ile başlarruş ohıp, din uleması'nıreferansalan Recep Tayyip Erdoğan'Ia sürdürühnektedir'' dedi. Izmit'te duzenlenen Marmara ve Karadeniz Bölgesi Baro Başkanlan Toplantısı'na katılan Özok, konuşmasında yıllardır yargı bağımsızlığını ve yargıç güvencesinı savurıduklannı belırterek "Ne yazıkki yargı başpmsızngı. 1982 Anayasası'ndaki düzenlemeter sonucu siyasal iktidarlann müdahaleleri yanında.yanhş yorumlarta kendikrini bir türiü kadı srfaö ve anlayışından kurtaramayan kimi yargıç ve savcılann u>gulamalan nedeıüyle yaşama geçinbnesi imkânse hak getavektedir" dıye konuştu. Özok, Van Yüzüncü Yıl Unı\ersıtesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkm hakkındab davayla ilgili olarak da şunlan söyledi. "Yan'daki sonışturma süreci ülkenin • gündemine oturmuş. Başbakan Recep Tayvip Erdoğan, dün partisinin il başkanlanyla bir toplanü yapü. (Fotoğraf: AA) Başbakan, istihdam konusunda sonuca varamadıklarını söyledi Erdoğan'dan işsizlik itiraû • Van"daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ndeki soruştunna sürecinde yaşananlara dikkat çeken Özok, hukuk kurallannın belli kişi veya gruplara farklı uygulandığı kanısı yaygınlaştığı an hukuk devletinden söz edilemeyeceğini söyledi. kimi hukuk dışı uygulamalar ve bir zanhnın ha\ atına son vermesi, sonrasuıda Adalet Bakanı ve yetkilikTİn otaylara yaklaşun biçimi, yaşanan trajedinin boyutlamı açık biçimdeortaya koymuştur. A\nı il savcısuun, oradaki meslektaşlanmıza yönenk'PKK'li' "^~"~"^~~~"~"^~^~— suçlamasma karşın o görevi sürdürüTOr olması da ülke adaleti bakutundan çokvahimdnf Ozok. ülkede geçerlı hukuk kurallarmın bellı kışı veya gruplara farklı uygulandığı kaıusı yaygınlaştığı an hukuk devletmden söz etmeye olarak kalmayacağını ifade etti. Bugün yaşanan birçok olumsuzluğun kaynağının 12 Eylûl hukuku olduğunu \*urgulayan Özok, "Bu çarpıkyapdanma. bünyesinde, demokratik Uke ve kuralhra yer vermeyen, toplumumuz için hiç de yabana ohnayan shîl tophım örgüt modeone sataip tarikat\î cemaatkrin hızh bir biçimde genşmesine u>gunortam veikfim oluştunnuştur" dıye konuştu. Bunun sonucunda 1983 ten sonra yapılan seçim.etde siyasetin, tarikatlann, cemaatlerin ve dini gruplaın etkisi altında kaldığına dikkat çeken Özok, "Kuşkusuzbu sh-asal yap» 'Allah'ın ipıne sanlınız' buyruğuyia yob çıkan Turgut Özal ile başlamış oiup 'din ulemasını'referansalan Recep Tayyip Erdoğania sürdürülmektedir" dedi. Özok, "Bu nederie kamu \önetiminde görülen içki yasağu helal gıda tözüğü, ertniş kişi rüya yorumlan, ulema ve fer\ a özknierigibi laik hukuk düzeniyle uzaktan yakuıdan Ugisi (•tma>an kavramlar ve benzerleri mevcut siyasal iktidarm dokusmia uyum sağlamaktadır" dedi. ANKARA(CumhuriyetBüro- su) - Başbakan Tajyip Erdoğan, "pazarlama" kavramını bilime dayanarak kullandığını belirte- ; rek "Ama bunlannkitabında böy- 1 lebirşeyyok,çünküni\etleribo- zuk. Pazarlama dediğin zaman, akıllanna başka şevler geliyor" dedi. Erdoğan, dün partisinin il baş- kanlanyla bir toplanü yaptı. Eko- nomik parametrelerle ilgili bügi veren Erdoğan, hükümetin eko- nomıde sonuca varamadığı tek konunun işsizlik olduğunu belir- terek zorluklara rağmen yüzde 11.2 devraldıklan işsizlik oranı- m yüzde 9.7' ye kadar düşürdük- lerini söyledi. "Yabanasermaye" ifadesinın, biraz içeriği itibany- la "incitici bir tonda olduğunu" dile getiren Erdoğan, bunun adı- nın "kûreselsermaj'e'' olduğunu söyledi. Yatırım Promosyon Ajansı'nınBaşbakanlık'abağla- nacağını anımsatan Erdoğan, "Böylece küresel sermayeTürki- ye'ye gelecekse, bakanhklar ara- sında mekik dokumayacak. Bu işi süratkndirelim istiyoruz. Bu sermaye girsin ki, iş imkâru doğ- sun" dedi. Süreklı temaslarda bulundu- ğunu, yabancı ülkeleri ziyaret et- tiğini anlatan Erdoğan, "Siz ken- dinizi anlatmazsaıuz, kimse, ku- sura bakmavın. gelip de sian ka- pınıa çalmaz. Bunun adı marke- tingtir. bunun adı pazarlamadır. Bunu >^pacaks»nız" dedi. Erdo- ğan, şu görüşleri dile getırdı: "..'Efendim Başbakan nasıl böyle bir ifade kullamr 9 ' Evet ben kullanryorum ve inanarak kuDamyorum ve bilime dayana- rak kuOanıyorum. Sosyalyaşa- mın pazaıiamaavanbr. Siyasetin pazarlanıası vardır. Ekonomik yaşamınpazarianıası\ardır. Bun- lann hepsivar, var, var. Ama bun- lann kitabında böyle bir şe> yok. çünkünh etleribozuk. Pazarlama dediğin zaman, akıllanna başka şeyier geliyor." Ekonomideki iyileşmeye rağ- men gerçeklerin halktan gızlen- diğıni söyleyen Erdoğan, med- yaya yüklendi. Erdoğan,"Eko- nomideki iyüeşmeleri kamuoyu- na yansrtnuyorlar" dedi. Eğitim-Sen'den bütçe eylemi Alaaddin Dinçer: 2006''da bütçede eğitimeayrılanpay zorunlu ihtiyaçlan bile karşılayamaz. Bu bütçefaiz ve borç bütçesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Egitim-Sen üye- leri 2006 bütçesinde eğitıme aynlan payı protesto eder- ken Eğitim-Sen Genel Başkanı AlaaddinDinçer, 2006 bütçesinde eğitıme aynlanpayınzorunlu ihtiyaçlan bı- le karşılamadığını bildirdi. Eğitim-Sen üyeleri, 2006 bütçesinde eğitıme ayn- lan payı dün TBMM'nin Dikmen kapısuun yanında- kı parkta protesto ettı. Emekli Sandığı Genel Müdür- lüğü binası önünde toplanan sendika üyeleri, "Çetele- re değiL eğitime bütçe"."Yaşasın parasız, biümseL de- mokratikeğmm" ve "Gerici,ırkçıkadrolaraha>ır'' slo- ganlan eşliğınde TBMM'nin Dikmen kapısı yanında- ki parka yürüdü. Dınçer, burada yaptığı konuşmada, eğitim bütçesinin bugün TBMM Plan ve Bütçe Komıs- yonu'nda ele alınacağını belırterek 2006 bütçesininde bundan öncekıler gibı borç ve faız bütçesi olduğunu sa\Tindu. Eğitime aynlan payın arttınldığınm söylen- mesine rağmen artan öğrenci sayısı ve ihtiyaçlar ne- deniyle bütçenin zorunlu ihtiyaçlan bıle karşılayama- dığını \iirgulayan Dınçer, eğitim kalitesinin yükseltıl- mesı, sınıf mevcutlanrun 50-60Tardan 24'e indmhne- si. okulöncesi ve ilköğretim binncikademedeki öğren- cilere her gün süt verilmesi ve yılda iki defa sağlık ta- ramasmdan geçinhnesı gerektiğım söyledi. Dinçer, eğitimde kadrolu çalışan sayısının giderek azaldığını ve bu yıl 50 bınrn üzerinde düşük ücretlı ve sosyal güvenlikten yoksun personelin istihdam edil- diğînı anlatarak gelecek yıl eğitime 50 bın kadro ve- rihnesi gerektiğini kaydetti. Dinçer, okullardakı hız- metli ve memurlar ile üniveTsite idari personelıne özel hızmet tazminatı ile eğitime hazırlık ödeneğı venhne- si getel' tğini c ıle getirdi. TCsdlU Şaplak, Cumhurbaşkanı'nın neresine? TBMM Başkanı Bülent Annç'ın, bir gazetecinin "Devletin zirvesinde soğuk rüzgârtar esiyor, bunun nedeni nedir" sorusuna verdiği yanrt, küçük çocuklann "kulaktan kulağa" oyununu aratmayacak gelişmelerte sonuçlandı. Annç'ın yanrtı, "Ben ciddi insanım, Cumhurbaşkanı da, Genelkurmay Başkanı da. özel yaşamımızda da böyleyiz. Her gün birtıirimizin 'sırtına şaplak' vuracak değilizya" idi. TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alan CHP'li Mehmet Tomanbay, Annç'ın sozlerini kendi anladığı biçimiyle gündeme getirdi: "TBMM Başkanı, bir soru üzerine bakın ne diyor: 'Evet, Cumhurbaşkanı ile aramızda soğukluk, havalann soğukluğudur. Her gün bırbirimizın ensesine tokat atacak halimiz yok ya...' Yasamanın başkanı, yürütmenin işlehne kanşırken adabırnıza Bülent Annç yakışmayan sözler söylüyor. Ne zamandan beri Meclis başkanlan, Cumhunbaşkanı'nın ensesine tokat atıyor?" Tomanbay konuşurken, AKP'li Enver Yılmaz yerinden laf atti'. "Meclis Başkanı, 'Atacak değiliz' diye söylüyor." Tomanbay'ın konuşmasına yanrt vermek için kürsüye gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, Annç'ın açıklamalannı kendi anımsadığı biçimde aktarmaya çalıştı: "Bakın, ensesine değil, birbirimizin sırtına her gün tokat atamayız manasında. Yani, biz, sevdiğimiz arkadaşımızın, elimizi, sırtına da vururuz, onunla şakalaşınz. Sayın Meclis Başkanı, devlet adamı ciddiyeti bunu gerektirir anlamtnda bir benzetmede bulunmuştur. Meclis Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ensesine tokat atmaktan söz etmeyecek kadar siyasi terbiyeye, nezakete sahip bir insandır." 'Delikanlı Başbakan aşkını satar mı?' TBMM'de geçen hafta sataşmalar, atışmalar, tarüşmalar yoğundu. Bunlardan bırının konusu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Istanbul aşkı" ve "haram-helal" standardı tartışmalanydı: Süleyman Sanbaş (Anavatan, Malatya) - Bakın "Istanbul aşkımız, Istanbul aşkımız" dedi Sayın Başbakan. Hiç kımse Istanbul aşkını Sayın Başbakan'ın ınkâr etmıyor; ama, Istanbul'un kıymetlı arazileri Sayın Başbakan'ın aşkı değıl m'ıydı, bu aşklannı niye satıyor?! Dehkanlılıkta aşkı satmak var mı arkadaşlar?! Böyle bir şey yok, böyle bir şey yok... Ama, bütün bunlar Türkıye'de olurken, Türkıye'de insanlar canlanndan, mallanndan, güvenliklerinden endışe duyarken, ülkenin bırtarafı, sankı, bu ülkenin bir parçası değilmış, sanki güvenlik kuvvetlenmız gıdemiyormuş gıbı yaygara kopanlırken bir helal gıda, haram gıda tartışması da, başka bir bölucülük anlayışı olarak gündemımıze oturmaya başladı. Fahri Keskin (AKP, Eskişehir) - Nasıl olacak? Süleyman Sanbaş - Sankı, ülkede, Kürt-Türk ayınmı, Alevi- Sünni ayınmı, bir sürü ayınmı, nifakı sokanlar yetm'ryormuş gibi, şimdi, bir de dönüldü, haram gıda- helal gıda tartışması gibi, insanlann bölünmesi yetmıyormuş gibı, gıdalann da bölünmesi yolunda bir yaygaradır kopanlmaya başlandı. Vahit Kirişçi (AKP, Adana) - Ayıp, ayıp! Süleyman Sanbaş - Bu dogru değıl arkadaşlar; ama, uç gündür gazeteler bunu yazıyor. Bakın, bence haram gıda nedır biliyor musunuz? Fahri Keskin (AKP, Eskişehir) - Avrupa standartları... Yahya Baş (AKP, Istanbu!) - Bu meseleyı böyle büyük mesele yapma! Süleyman Sanbaş - Haram gıda bu; haram gıda, haksız rekabetle cebınize koyduğunuz gıdadır. Müslüman bir ülkede, kabul etmek gerekır kı, herkesin ürettiği ürün helaldır, bu bir karinedir. Fahri Keskin (Eskişehir) - Domuz ne olacak?! Süleyman Sanbaş - Bu sağlam kanne; aksı bir durum varsa, gıda tüzüğümüz zaten devlete onlan denetleme ve tecrit etme yetkisini vermış. Şimdı, bütün bunlar varken, bir tanesine 'Sen helal üret/yorsun', diğenne 'Sen alamadın, seninkı haram o zaman' şeklınde bir ayınmla sermayenin el değiştirmesme çalışmak, el değıştirmesme katkı sağlamaya çalışmak, bu ülkede tıcareti de altüst eder, serbest piyasa kurallanna da aykın bir durumdur dıye düşünüyorum. Baykal'ın ilginç uyarısı... CHP'nin "dikensiz gül bahçesi" olarak nitelendirilen 31. Olağan Kuruttayı'nda Genel Başkan Deniz Baykal, geçerii oylann tamamını alarak 7. kez seçildiği genel başkanhk koltuğunu sağlamlaştırdı. CHP'de "kavgasız gürültüsüz kutvltay yaptlabileceğini dosta düşmana göstermekle" övünen Baykal, kurultay sonrası hedefıni, 2006'da erken seçim ve CHP iktidan olarak koydu. Baykal, rekor sayılabilecek bir oy oranıyla seçilmesinden sonra yaptığı teşekkür konuşmasında da bu desteğin "herkese mesajlar" içerdiğini söyledi. Geçmişte CHP'yi "iptal edip" yeni parti arayışına girenlerin bunu başaramayınca, partiyi "içten parçalamaya çalıştığım" söyleyen Baykal, bunda da başanlı olunamadığını söyleyip ilginç bir uyanda bulundu: "Önümüzdeki dönemde CHP'ye yönelik tertipler, saldınlar, kuşatmalar, yıldırma ve ürkûtme kampanyalan karşımıza çıkabilir. Geçmişte çıktığı gibi, gelecekte de çıkacaktır. Iftiralar atılabilir, suçlamalar yapılabilir, senaryolar inşa edilebilir. CHP'nin arkasında dimdik durduğu genel başkanına ve parti yönetimine karşı önümüzdeki dönemde her türlü saldın, suç/ama, kara/ama gelebilir. Bunu biliyoruz, bunu öngörüyoruz ve bundan korkmuyoruz, yılmıyoruz. Kendimize, partimize, davamıza ve arkadaşlanmıza güveniyoruz." Geçmişte hakkında uydurma "Pentagon" senaryolan yazılan, Bülent Ersoy'lu polemiklerle günlerce gazetelere manşet olan Baykal'ın bu sözleri akıllara, "Acaba Baykal, yeni bir komplonun kokusunu mu aldı" sorusunu getirdi... 'Ormanlar kimden korunmalı' CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre ve Orman Bakanlığı'nın bütçesi görüşülürken, ormanlann nasıl korunacağının formülünü anlattı. "Çocukken oyuncağım yoktu, çam kozalağmdan top, çam kabuğundan oyuncak yapardım. Halk ormanı koruyor" diyen Kaptan, ekledi: "Enerji Bakanlığı, ormanlarda taşocağı açıyor, maden arama adı altında tahrip ediyor. Tanm Bakanlığı, güzelim koylarda balık çiftlikleri kurarak koylan öldürüyor. Turizm Bakanlığı, golf a/an/an açıyor. Bana göre ormanlan, öncelikle Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan, daha sonra da bu bakanlıklardan konımak lazım." Kızılderili şefı Seatle'in Amerikan Başkanı'na yazdığı mektubu anımsatan Kaptan, buna bir yorum ekledi: "Kızılderili şefinin söylediği gibi son ağaç kesildiğinde, son ırmak kuruduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam Hanyayı Konyayı anlayacak." Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcumıâttnetnet.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle