18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF/fe CUMHURİYET 15KASIM2005SALI SOYLESI c İsimetPaşa'nın torunu' CHPAnkaraMilletvekili Gülsün Bilgehan, Cumhuriyet'in sorularınıyanıtladı 'AKP kuşkuylaizleniyor'• CHP AiLcara Milletvekili Gülsün Bilgehan, AB ile üişkilerde 3- Ekım'de ulaşılan noktayı "AKP iktidan, yurtdışındaiL da kuşkuyla izleniyor. AKP hükümeti bu kadajnnı yaf abildi" diye değerlendirdi. TÜRETYKÖSE A X K A R A - CHP Ankara Mil- letvekilı Giilsüıı Bilgehan, AB ile iiisküerde 3 Ekim'de uüaşüaaı noktayı *AKPiktidan,yurt- dışuKLao da kuşkuyla izleniyor. AKP hükünoeti bu kadsüuu yapabfldi''di- ye d e z erlendirûi Dış komısyonlar- da sık sık kadm-erkek eşithğı konu- sunun karşılanra çıktığına dıkkat çeken Bilgehan "Eşitiiğe samimi »laral-i. inanan *e devlet potitikası odaralc uygulayi-cak bir siyasi irade- ye ihti>acımızv t t Belki AKP iktida- nmn en zayıf noktası da burada" dedi. Bilgehan, "dans mı, boron mu* tartışmaları ile başlayan süreçte CHP'ye yöneltilen "seçldnci" suç- lamalanna tepki gösterirken "Mev- hibe Hanım namazmı küarken ba- şını örter, resmi bir davette modern kıyafetiyle, örneğin Yunanistan Baş- bakanı Venizelos'un kolunda gö- rünmektendeçekinmezdi'" örneği- ni verdi. Bilgehan, tüm engellere karşın "çılgın Türklerin AB'ye tam üyeİiği başaracağun" söyledi. CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Inönü ailesinden 3. ku- şak politikacı. Özellikle dış komıs- yonlarda aktif olarak görev yapıyor. A\Tupa Konseyi Parlamenter Mec- lisi ve Batı Avrupa Birliği Asamb- lesi üyesi. Bilgehan, Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgüi süreçte yaşa- nan gelişmeler konusundaki sorula- nmızı yanıtladı. Bilgehan'a sorula- nmız ve yanıtlan şöyle: Her zaman onur duydum - Pembe Köşk'te büyüdünüz. Kar- şınızda dedeniz Ismet İnönü'nün heykeli var. Dayuuz, Erdal tnönü. Si- yasete alışabildiniz mi, ısındınız mı? - Örgütlere gıdıyorura. Aile fo- toğraflanmla karşılaşıyorum. De- demin resmi oluyor, bazen dayınun resimleri oluyor. Babamı herkes öz- lemle anıyor. İsmet Paşa'yı tanıyan- lar bana sanlıyorlar. deden gibi ko- kuyor musun, diye. Zaten siyaset içinde büyüdüm. îsmet Paşa"nın 5 torunu var, 1 kız tonınu siyaset ya- pıyor. Dedem bunu çok destekle- miştir. - Dış komisyonlarda birçok göre- viniz var. AB sürecinde bu komis- yonlarda en çok hangi konular kar- şınıza çıkıyor? AKP iktidannın ka- dına bakış açısı ve uluslararası bel- gelere uyumu konusunda ciddi sı- kmülar yaşamyor mu? - Ben TBMM'nin dış komisyon- larda en fazla görevi olan kadın mil- letvekilıyim. Laik, demokrat, çağ- daş Türk kadınını dünyada temsü et- mekten her zaman büyük onur duy- dum. Ne yazık ki, bir elin parmak- lan kadar bile yokuz. Oysa AB sü- recinde, 3 Ekim'e kadar tanıtım amaçh çahşmalar yapılacağı, heyet- lergöndenleceğiduyurulmuştu. Sa- dece sivil toplum gayretiyle düzen- lenen birkaç panel dışında, resmi hiçbir girişim olmadı. Kadın konu- su şu anda AB'nin başlıca gündem maddesidir. Yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesinde eksiklikler ve gecikmeler var. Artık Atatürkdöne- minden kalmış reformlarla avun- mak yetmiyor. Uygulamada, Türk kadını dünya- nın en kötü örnekleri arasında yer alı- yor. Siyasi temsü oranında, eğitim- de, iş hayatına karılımda en alt sıra- larda, aile içi şiddette en üstteyiz. Ka- dın-erkek eşitbğine samimi olarak inanan ve devlet politikası olarak uygulayacak bir siyasi iradeye ihti- yacımız var. Belki AKP iktidannın en zayıf noktası da burada. Mevhibe Hanım ömeği Onur OjTnen'in "Başbakan baloda bir ka- dını dznsa kaldırabilir mi? Bu kadar çağ- daşlıfi kapalı birparti, ilerici olabilir mi?" sözleri tarüşma yaratü. Arkasmdan " dans" mı, u ho- ron " mu gibt Jdlemler yaraülarak tarbşma sûr- dürüldü. Bu sözler, CHP'ye yöneiik '"seçkinci" suçlamalanmda yoğunlaştırdı—. - Sanınm Sayın Oymen, çağdaş yaşam tarzıy- la ilgili simgesel biı ömek vermiş. Cumhuriyet ai- lesxnin özelbJderiyle ilgili bılgi edinmek isteyen- leri Ankara Panbe Köşk'tekı sergilere davet edi- yorum. Orada, geleneğine, göreneğine, inancına bağb bir ailestn nasıl çağdaş olabileceğini de ka- nıtlayan taritîbelgeler sunuluyor. Kurtuluş Sava- şı lcahramanten ve Cumhuriyeti kuranlar "seç- Idnd" değil. eerçek seçkinlerdi. Seçkin obnalan da maddi güçıenyle değil, dürüstlükleri, görgü- leri, eğitim Âzeyleri ile ölçülüyordu. Sade ama onurlu hayatkn tercih etmiş, orta halli ailelerdi. Mevhibe Hanım moderndi Pembe Kcî-c'te tarhana yapılır, bahçeden ıhla- mur toplanıp salonlarda kurutulur, ramazanlarda iflar sofralan icurulur ama aym zamanda cumhu- riyet balolan da düzenlemrdi. Mevhibe Hanım namazını kıUrken başuıı örter, resmi bir davette modern kıyafetiyle, örneğin Yunanistan Başbaka- m Venizeloscn kolunda görünmekten çekinmez- di. Osmanlı lıanedanıyla cumhuriyet yöneticileri arasuıdaki et önemli değişiklik, sınıf farkının or- tadan kaldıntnası ve kadınla erkeğin toplumda yan yana yer alnasıydı. Çankaya'daki yaşam tarzı Anadolu'ya aşınmıştı, başanh da olmuştu, keş- ke bir süre dıha de^anı ettirilebılseydi. - Pembe Keşk'te cumhııriyet bayramı öncesin- de açılan serjjnin buyılki temaa "Çü- gın Türkler ~. Turgut Özakman'ın H- tabı büyük Bgi gördü. Bunun, kitabm AB sürecinde örseknen ulusal guru- nunuzu onarmak gibi bir işlev üstkn- mesinden kavnaklandığı yonımlan yapıkh. Size «ore halk neden " Şu Çıl- gın Türkler"e bu kadar ügi gösterdi? - Turgut özakman'ın başanh kita- bı "Şu Cdgu Türkler" bize kendimi- zi hanrlam. Niıcizelerbaşarmış bir mil- letin çocuklanjiz. Onümüzde uzanan engeUi yoldi bunu unutmamak, bize güç sağlayacaktır. -"Şu Çılgjı Türkler"in AB mace- rasuun geleccğiyle Ugifiöngörünüz ne- dir? - Yunanlı comşuunuzun öngörüsü- nün gerçekeşeceğine inanıyorum. "Çdguı Türüer" bunu da başaracak- lardır! CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Inönü ailesinden 3. kuşak potitikaa. Özeflikle dış komis>onlarda aktif olarak görev yapıyor. (KORAY AVCI) 'AKR bu kadannı yapabildi' 31 , Eknn'de ulaşılan noktayı nasıl .değerlendiriyorsunuz? Dışişleri ' Bakam Gül Lüksemburg'a gitmemehŞdi, demek olası mı? - Ben 2 Ekim günü Strasburg'daydım. Avrupa Parlamentosu' nun aldığı karardan sonra en iyımser Avrupa yanlılan bile ümitsizliğe kapılmışlardı. Avrupa Parlamentosu kulislerinde görülmemiş bir Türkiye karşıtlığı kampanyası sürüyordu. O şartlarda. eğer Avusturya'nın önerisiyle " ayncahkh ortakhk" terimi Müzakere Çerçeve Belgesi'ne girseydi, Dışişleri Bakanmıızın Lüksemburg'a gitmeyip ilişkileri derhal dondurması gerekııdi. Ancak son anda sağduyu galip geldi ve uçurumun kenanndan dönüldü. Yine de müzakerelerin hedefinin tam üyelik olduğunun belirtihnesine rağmen, o cümlenin ardmdan gelen o kadar fazla zorlayıcı madde var ki, üyelik umudumuzu Kaf Dağı'run arkasma bırakıyor! Buna rağmen 3 Ekim'den sonra Türkiye artık Avrupalılann gündemine girmiştir. 'Önce dışladılar. sonra dört elle sarıldılar1 Yunanistan'da yapılan son araştırma halkın yüzde 58'inin Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu gösteriyor ama yüzde 60" ı da "tam üye ohnayı başaracaklar!" dıyor. Bence, gelinen noktada U AKP Hükümeti bu kadannı yapabfldi" diye düşünmek gerekiyor. Babam Metin Toker'in bir sözü vardı, "normali makulde aramaklazun" diye... Şu anda iktidarda olanlann keskin bir dönüş yaparak bundan 4 yıl önce "Baü Kulübü" diye dışladıklan değerlere bugün dört elle sanlmalan tabii ki bizim açımızdan memnuniyet vericidir ama her kesim tarafmdan da inandıncı bulunmamaktadır. Üniversiteler ve TÜBİTAK gibi bilim kurumlanna karşı açtıklan savaş, eğitimin dinselleştiritaıesi gayretleri, Islam ortak paydasım öne çıkararak desteklenen yatınmlar, kadrolaşma ve sergiledikleri tesettürlü yaşam tarzı, yurtdışından da kuşkuyla izlenrnektedir. Ancak Türkiye de işleyen bir demokrasi vardır ve bir süre sonra daha güvenilir başka bir hükümetin görüşmeleri tamamlayıp tam üyeliğe ımza atması "normalin makuOe buluşması" olacaktır. Işte o zaman sevmeceğiz. tnrlerini ııasıl değeriendi- rivorsunuz? - Türkiye'niı Avrupa hedefi, Ata- türk zamanınci Lozaı Antlaşması ile başlamış, İsm« İnönü nün imzaladığı Ankara Antlaşnası ile somutlaşrmş bir müli davadır. Bvgûne kadargelmiş geç- miş bütün cumıuriyet hükümetleri bu aınaca yöneiik adışmaSar yapmışlardır, fakat bazen bLzm dışnuzdakı neden- lerden bazen <s bizden kaynaklanan scrunlardan ötirüAvrupa politikası an- cak son yıllarcL hız Lazanmıştır. Bu süre zarfîuia, baa kazanımlar el- de edildiği gibi.lelafısımümkün olma- yın hatalar da -apılrnıştır. Artık geri- yj dönüleme^cegirıe göre, bundan sonrasma bakriEk dahuvararhdır. 2002 seçimlennden onra tek başına iktida- n gelen AKP, Anıpa >ohmu zaten açık balmuştur. Urntmayâlım ki, en önem- lı reformlar arsında olan ölüm ceza- snın kaldınlnası ve lültürel haklann taıınması öncfcaparlanentonun ese- ridir. Bu tarihi oylamalarda bugünkü AKP kadrosunun çoğunun bulunmadı- ğını biliyoruz. Yine de, bu kadronun, bu kadar kısa süre icerisinde AB konu- sunda fikir değıştirip Avrupa'daki etkin- liğini arttırmasını olumlu olarak de- ğerlendiriyoruz. Umanz Avrupa sevda- lan kahcı olur. CHP'ye gelince, za- ten yıllardır programı- mızda bulunan ınsan haklan, demokratikleş- me gibi konularda so- mut adım atma>a ve Av- rupa Birliği yolunda eşit kmetİNÖSÜ Şartlarda tam üyeliğe dogru hızla ılerlemeyı bizden çokkimse isteyemez. Ortak da- vamızda, biz CHP milletvekilleri. ge- rek uyum yasalannuı oylanmasında. gerekse yurtdışı çalışmalarda gerekli gördüğümüz konularda hukümetimizi destekledik. Sosyalist Enternasyonal üyesiyiz ve biliyorsunuz genellikle Av- • rupa Parlamentosu'ndaki sol part'ler Türkiye'den yana oy kullandılar. Kat- kımız göz ardı edilemez. Ancak bir muhalefet partisuıin de görevi, iktıda- n alkışlamak değil, eksiklerini, yanhş- lannı ortaya çıkarmaknr. Kaygılanmı- zı paylaşan pek çok dışişleri uzmanı ve bizim kadar temkinli AKP'li dostu- muz da var. Bakm, daha cumhuriyet kumlmadan, Lozan müzakereleri sürer- ken ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'nin savaşa kahlması söz konu- su iken Milli Şef olan İsmet Paşa, mu- hataplanna karşı hep muhalefetin tep- kisini kullanmıştır. "Akıllı vatanseverlz' Gerçeklerin bu denli çarpıtılmasını kasıth buluyorum. Türkiye'ninbugün- lerde, her zamankinden fazla. sorum- lu, ciddi. güçlü bır muhalefete ihtiyacı var. CHP'nin, aşın milliyetçilik, bölü- cülük ya da irtica tehlikesine karşı, ül- kenin en önemli güvencesi olduğunu dü- şünüyorum. - CHP'nin AB konusundaki yaklap- mına parti içinden de eleştirüer geldi "'Türkiye en büviik yol ayrımında, ko- nu partiler üstü. Karann özüne pek çok millet\'ekili arkadaşımız pozıtifbakıyor'' gibi değerlendirmeler >apıkü. Partinin bu konuda izlediği politika konusunda grupta bir görüş birn- ği yok mu? -CHP gibi köklübır partide, üyelerimizin geleceğimizi ügilendi- ren önemli konular üze- rinde düşünmelen ve farklı fikirleri savun- malan aslında bir par- ti geleneğidir. Bakm, 1965 'te ismet Paşa,u ortanm sohı" kav- ramım partiye getirdiğinde 2 yıl bo- >amca bu yeni siyaset yolunun tartışıl- masını sağlamıştır. Özellikle dış ilişki- lerle ilgili meselelerde >r urtiçi ile yurt- dışından görüntü ve algılama değişik olabihyor. Henüz aydınlığa ka^'uşma- mış noktala..' v?r Örneğin, Avrupa Bir- OnurÖYMEN liği'nin karar mekanizmalarmda ne şe- kilde yer alacağımız şu anda belli de- ğil. Aynca siyaset ve diplomaside de- neyimin de yerini yadsıyamayız. Bazen ben de Onur Öymen'e "Yine siz hakh çıktmız!" diye takılıyorum. Önemli olan, uygun ortamlarda, yani öncelik- le parti platformlarında üyelerimize ifade fırsatlan tanıyarak, bılgi vererek, göıüş aynlıklannı en aza indirmektir. Unutmayalım ki, siyaset fıkir üretmek için yapdır. - CHP'nin AB sürecinde milhyetçi birçizgrve ka> dığı. miDiyetçüerle buluş- tuğu eleştirilerini nasıl değerlendiriyor- sunuz? Bu konudabirkavram tarbpna- sıda\ar. '•Milüyetçi", "ulusala", "yurt- sever" gibL. - Ben "akdh vatansever"lerden yana- yım. Biz. dünyadaki gelişmelere açık, evrensel değerleri paylaşan ama gele- neksel milli ve manevi özelliklerimizi de koruyan bir çizgi izlemeliyiz. Zaten bu çizgi cumhuriyetımizın kuruculan- nın çizdiği çizgi değil midir? SALI ORHAN BURSALI Cezaevinde Cinayet Van Cezaevi'nde 4 aydır tutuklu bulunan Yü- züncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı intihara sürüklendi, şüphesiz ki bu tam bir adli cinayettir.. Cezaevinde işlenen bu ku- rumsal cinayete biz şimdi utanmadan intihar mı di- yeceğiz? Her cinayet için, mutlaka bir katil veya bir cellat gerekmiyor. öy'e koşullaryaratırsınız ki, kişi yaşa- mayı bir zül (alçalma) sayar. Ya bedeni iflas eder ve çöker. ya da beyni... Iki durumun da sonucu ölümdür. Arpalı'nın koşullarında bu ölüme ancak cinayet diyebiliriz.. Cinayetin manevi koşullan fazlasıylahazıriandı. 5 aya yakın bir zamandırtutuklu, fakat iddianame- si hazırianmadı ve mahkemesi başlatılmadı. Ama, Van'da savcıhk makamındaki zat, basının önüne çıkarak Arpalı'yı ve Yücel'i suçlu ilan ede- bilme becerisini gösterdi. Hakkında soruşturma açılacağına, terfi ettirilerek atandı. Belgeleraylardırsavcılığın elinde amaadaletten kaçmayan, tam tersine gelip teslim olan zanlıların tutukluluklan sürüyor.. Neden? Kamunun, tutuklu ve ailelerinin vicdanlannı rahatlatacak bir açıkla- mayapılmıyor.. Ama psikolojik yıpratma savaşı tutukluluktan önce başladı ve tutukluluk boyunca sürdürülmek- te. Savcıtık dosyasından sızdınlan belgeler şeriat- çı basında manşetlere çıkıyor "Cinayet" için bütün koşullar var. • • • Enver Arpalı yakınlarına "Kahroluyorum. Bu ka- rayı bana nasıl çalarlar? Bu beni iflah etmez, bu- nunla yaşayamam. Bunca yıllık devlet memuru- yum, birkuruşpara yemiş adam değilim" diyerek de ağlamış (Hürriyet, 14 Kasım). Siz hiçbir hırsızın cezaevinde intihar ettiğini duydunuz mu? Bir, çalanın çırpanın? Türkiye'yi, bankalan, Hazine'yi hortumlayan on- ca"saygın işadamı"ndan herhangi birinin, intihar ettiğini okudunuz mu? "Hırsız" bir bürokrat, bir siyasetçi hıç intihar et- timi? Çünkü onlann hepsinin yaşamak için çok güç- lü nedenleri vardı: Mümkün olduğunca en kısa za- manda dışanya çıkacaklannı bilryoriardı ve çalıp çırp- tıkları mılyarlar kendilerini bekliyordu! Bir mafya babastnın intihar ettiğini gördünüz mü? Bunların hepsi hapishanede hem de en iyi ko- şullarda yaşatılır.. Dahası, canlarına kaza ile ve kasti bir şey gelmesin diye de azami ihtimam gös- terilir. Çünkü hepsi "ilerisi için" lazımdır. Onları yetiştirmek için bu vatan az çaba sarfetmedi! Onlann hiçbiri intihar etmez, çünkü hepsinin vicdanı rahattır Çaldılar, yolsuzluk yaptılar, do- landırdılar, babalık yaptılar; bunun karşılığında da muazzam servet edindiler. Vıcdanlan, kazançlan ile tutuklanmaları ve yar- gılanmalan arasında bir denge kurmuştur; yaşa- ma daha büyük bir azimle asılırlar! Fakat, Arpalı gibiler, bu dengeyi kuramaz... Çün- kü terazinin öbür kefesı madden tamamen boş- tur. Orada sadece manevi tatlar, vicdanlar vardır... Davası açılmadan 4 ay tutuklu bulundurulmanın, aynca durmadan psikolojik yıpratılmanın ağırlığı, öyle görülüyor ki dayanılmaz hale geldi... Ve Van Cezaevi'nde adli bir cinayet işlendi.. • • • Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne karşı siyasi tertip sürdürülüyor. Adalet yüce mi? Hangi adalet yüce? Adalet, kamusal nitelığini koruyabiliyor mu, yok- sa derin devlet hesaplan içinde bölünüp parçala- nıyor mu? Savcılık kimin savcılığı? Kâğıt üzennde yazıldığı şekliyle kamunun mu? Yoksa, Fikret llkiz'in işaret ettiğı gibi, hükümetin mi veya devletin mi? Duruma göre her üçüne de hizmet eden oportünizm mi egemen oluyor ada- let mekanizmasında? Van'da siyasetin adaletınin hüküm sürdüğüne iliş- kin yoğun şüpheler, işaretler var. Avrupa Birliği'nin yenı açıkladığı Katılım Ortak- lığı Belgesi'nde, adaletin ve yargının bağımsızlaş- tınlması konusunda istekler vardı... Adalet bağımsız, tarafsız, özgür ve özerk değil. Adalet "cüzdanı ile vicdanı" arasında sıkışmış, umanz ikisi arasında can vermez.. Arpalı, adli cinayete kurban gitti... Geride çök- müş, mahvedilmiş bir aile kaldı. Ve bu cinayet dava edilmeli ve Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne götürülmeli... Hukukçu- lar, işbaşına!.. Van Üniversitesi'nde çoğu kışi sin- miş, pısmış, vicdanını yitirmiş, oportünistleşrniş mi... Ne oluyor orada?.. [email protected]. Allianoi bakanlığı bekliyon • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Antik Allı- anoi yerleşimını sular altında bırakacak olan Yortanlı Barajı'nm yapımının tamamlandığı be- lirtilerek barajda su tutulmaya başlanması için Kültür ve Turizm Bakanlığı' nın olurunun bek- lendiği bildirildi. DSl Bölge Müdürii Ayhan Sa- nyıldız, Yortanlı Baraıı'na su salmması duru- munda yok olacağı yönünde uzman görüşleri olan Allianoi için, "Antık kent olduğu varsayım- dır" dedi. Öğpetmen konutlapı hazır • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ilkokul Öğret- menleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı {Ö.K- SAN) ögretmene ucuz konut kampanyasını ta- mamladı. ÎLKSAN Yönetım Kurulu Başkam Mehmet Yurt, TOKİ ile ışbirliği yaparak düzen- ledikleri projede konutların tamamına yakınının sahldığmı söyledi. Konutlar teslim alındığı ta- rihle birlikte 10 yıl (120 ay) ödemeli olacak. 2006'nın nisan ayında teslim edilecek olan konutların ödemesi yüzde 25 peşin 10 yıl vadelı 221-360 YTL arasında aylık taksitler şeklinde yapılacak. Uusal eğitime destek kampanyası • ANTALYA (Cumhurij et Bürosu) - Cumhur- başkanı x\hmet Necdet Sezer'in eşi Semra Se- zer'in himayesinde başlatılan "Ulusal Eğitime Destek Kampanyası'"nda yem stratejılenn ge- liştirilmesini amaçlayan 3. Eğitim Kurultayı, 16-18 Kasım tarihlen arasında Antalya'da dü- zenlenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle