19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 «0 KASIM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZI o.LUMUNUJS67. YILI Atatürk'ü özlemle anıyoruz Mustafa Kemal Atatürk. ölümünün 6*7. yılında bugün tüm yurtta ve dış t«smsilciliklerde törenler ve çeşitli etkinliklerle anılacak. Haber Merkezi - Tür- lcJye Cumhunyeti'nin knirucusu. Büyük Ön- CKT Mustafa Kemal Ata- tmirk. jlümünün 67'nci yıldönümünde bugün tüm yurtta ve dış tem- sâlcilikJerde törenler ve estkinliklerle anılacak. Ankara daki ilk tören s^abah Anıtkabir'de dü- z:enlenecek. Cumhur- b»aşkanı Ahmet Necdet S«zer in başkanlığında- kci de\ let erkânı. Büyük Önder'in öldüğü saat »9.05'te Arutkabir'e çe- lenk koyarak, saygı du- ruşunda bulunacak. Ay- ruanda tüm yurtta siren- ler çalacak. bayraklar yarıya ındınlecek ve s.aygı duruşunda bulu- raulacak. Anıtkabır, dev- let töreninin ardından, yurttaşların ziyaretine »çılacak. Açıfc oturum Başkentte gün için- de. çeşitli anma etkin- liklen de düzenlenecek. Açılış konuşmalan- nı Cumhurbaşkanı Se- zer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın ya- pacağı "Atatürk Döne- minde Türkiye'nin Dış ÎÜşküeri" konulu açık oturum, saat 10.00'da Atatürk Kültür. Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı'nda başla- yacak. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr Sadık Tural'm yö- neteceği açık oturumda Emekli Büyükelçi Bt- lalŞimşir. Atatürk Araş- tırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. MehmetSaray ve Prof. Dr. Ahmet Mumcu görüşlerini di- le getırecek. Bakırköy Belediyesi suurlan içindeki 30 dev- let, 10 özel ve 5 azınlık ilköğretim okulundan öğrencilerin katıldığı "Bugün Atatürk Yaşa- sa idi Ondan Ne Ister- diniz?" kampanyasın- da görüşlerini birer mektupla dile getiren minikler ise bugün baş- kentin konuğu olacak. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Er- zen ve çocuklar, dün ak- şam "Cumhuriyetiye- ni" ile yola çıktıklan Ankara'da bugün saat 14.00'te mektuplannı "H.YüzvJda Atatürk'ü Anlamak" başhklı bır konuşma yapacak. Büyük Önder Mus- tafa Kemal Atatürk anı- sına Istanbul'da Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk konulması ile başlayacak olan tören- leri konferans, konser ve sergiler izleyecek. Bu kapsamda Dolma- bahçe Sarayı'nda Ata- türk'ün odasında ve Şiş- lı Cumhuriyet Parkı Atatürk Anıtında Çe- lenk Sunma Töreni ger- çekleştirilecek. Saat 09.00'da ITÜ Ayazağa Yerleşkesi Sü- leyman Demirel Kül- tür Merkezi'nde düzen- lenecek konferanslara Turgut Ozakman ve Celal Şengör katılacak. Saat 09.30 Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da ve Şişli'deki Atatürk lnkılap Müze- si'ndeki "Atatürk'ün Çabşma Odaa"nda tö- ren düzenlenecek. SaatlI.OO'detlMüf- tülügü ve Beyoğlu Müf- rülüğünce Dolmabah- çe Cami'inde Mevlid'i Şerif okunacak.Saat 14.30"dafrÜSüleyman Demirel Kültür Merke- zi'nde. "Atatürk ve Çağdaş Uygarhk'' ko- nulu panel düzenlene- cek. Saat 19.00 <ia Cem Vakn,CemVakfıGenel Merkezi 'ndeld Cem Sa- lonu'nda deyişler ve se- mah gösterisi ile şiir ve müzik dinletileri düzen- lenecek. Saat 20.00'de tBB tarafından Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'nda "Atatürk'ü Anma Konseri" düzen- lenecek. Saat 20.30'da Beşiktaş Belediyesi'nce Akatlar Kültür Merke- zi " inde "Atatürk ve Sa- nat" konulu konferans düzenlenecek. Atatürk sergisi Atatürk'ü Anma haf- tası kapsamında Bakır- köy'deki Town Cen- ter'da açılan "Atatürk SergfcT 13 Kasım'a dek gezilebilecek.. tzmir'de ise Cumhu- riyet Alanı'nda saat 08.45 'te başlayacak tö- renler kapsamında Ata- türk Anıtı *na çelenk ko nulacak ve saat 09.05 'te 2 dakikalık saygı duru- şu gerçekleştirilecek. Anıt şeref defteri tzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal tarafından imza- lanacak. Izmir Cumhuriyet Gazetesi Okurlan"nın (CUMOK),Konak Be- lediyesi ve ADD Izmir şubelerince düzenlenen "Aranuzdan Aynhşmm 67. Yılında Atatürk'ü Anma Etkinliği" saat 14.00'te Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merke- zi'nde gerçekleştirile- cek. Adana'da ise ilk tö- ren Atatürk Parkı'nda- ki Atatürk Anıtı önün- de yapılacak. Valilikçe düzenlenen tören 08.50'deçelenklennbı- rakılması ve 09.05"te kenttekı sirenler, mo- torlu araçlar ve loko- mohflerin klaksonlan- nın çalınmasıyla başla- yacak 2 dakikalık say- gı duruşuyla sürecek. MIRESUIIEIZ ûr dcn Ktıcgsgctan Rl SSi. \XD- •JÜU&IUL Hîr^v rocrıjf. 4t/. >• 4^- fyrıİ£/. Sibiıya kamplanna gelen birposta kartı (1917) Rus askerleri Kafkasya 'da bir teftiş sırasında... Sibirya 'daki kamplara nakledilmeyi bekleyen Türkier... iSonw gelmez kaçışplanları ve esirlerin dönüşyolunda art arda tutuklanmalan... Sibirya'danyurda dönüşZiya Bey anılannı Ekim Devrimi'nin çalkantılı günlerinde gelişen olaylarla sürdürüyor. Orta Asya 'nın geleneksel toplumsal yapısı üstüne ilginç bilgiler veriyor. B ir yıldan az süren Kerenski Hükümeti zamanında esir- lere karşı olan sıkı da\Tanış- lar biraz gevşemiş. tek tük firarlar da başlamıştı. Kıtlık yüzünden yiyecekler azal- mış, at kafası, kaşo, patates ve ka- ra ekmek dışında bir şey bulamaz olmuştuk. Bu sıralarda Nikola pa- rası dedikleri kâğıt paralar da orta- dan kalktı. Vurguncular, "eski paranın kar- şıhğı olarak aJtm para \ardır. Bun- lar değerden düşmez, yahut sonra- dan yine eski değerini bulur" dü- şüncesiyle bu paralan toplayıp sak- lamayabaşlamışlardı. Kerenski Hü- kümeti büsbütün ortadan kalktık- tan sonra her tarafta Bolşevikler hü- kümet yönetimini ele geçirmişler- di. Bu sırada disiplin ve düzen epey gevşediği için firarlar çoğalmaya, Krasnoyarsk'agidişgelişlerkolay- laşmayabaşladı. Ordugâh bir imalathane halını al- dı. Avrupalılann sanatkârlan yap- tıklan el işlerini Krasnoyarsk'ta sa- tar, ıhtiyaçlannı temin ederlerdi. Subaylıktan başka bir şey bilme- yenler gittıkçe düştü, penşan bir du- ruma geldiler. Bana, hangi sanat (zenâat) olursa olsun "altm bilezik" değeri taşır düşüncesi geldi. Bizimkiler de yaprak tütün alıp ha- %'anda kıyarak sattılar. Bununla da rahat etmeye başladılar. Tevklf oiunmamız 1334(1918) Mayısı'nınsongün- lennden bir gün öğleden önce No- vasibirsk istasyonuna varmadan du- rak yerinde birkaç el silah sesi gel- di. Pencereden dışan baktık. Maki- neli tüfekleri yerleştırmek üzere bir- kaç er telaşlı telaşlı tüfekleri götü- rüyor. Ötede beride yere yatmış ve koş- makta olan avcılar göründü. Hepi- mizde hoşaftn yağı kesildi. Birkaç dakika devam eden ateş seslerin- den sonra kollannda Kızılhaç işa- retı olan Avusturyalı doktorlar gö- züktü, vagonlara gelerek kimsenin dışan çıkmamasını tembih ettiler. Bu şüpheli ve korkunç süre bir saat ka- dar sürdü. Tomsk'ta Hayat SARIKAMIŞTAN ESARETE \^/Petropav lov sk^Tümsk SemipalatinsK • ,. a Semerkam Hokant Andıcan öKaşgar •Yarkent ÇIN Gıdiş Yolu __•...».. ^ .. D ö n ü ş Y o l u •••• • ••• •••• • Demiryolu . . - - , pKonan HİNDİSTAN olsun diye yaptılar. Tatarlar yazın şapkalannın, kışın da kalpaklannın altında siyah, gü- zel, kısa kenarlı bir takke örterler. Resmi bir daireye veya bir Rus'un yanına girdikleri zaman şapkalan- nı açarlar, takkeleri başlannda ka- lır. Ruslar buna ses çıkarmaz, bu görüntüyü hakaret saymazlar. Bizim gençler Tatar gençleri ve genç kızlanyla çok defa sinema, ti- yatro ve balolara birlikte gittiler. Tatarlar, kızlan ve delikanlılan. bı- zim genç subaylarla gezerken gurur duyarlardı. Tatarlar adabımuaşeret kaıdele- rini kabul ettiklerinden mi, yoksa psi- kolojık nedenlerle mi nedendir Tür- kistanh Türkler gibi yılgın ve kor- kak değillerdir. Ruslara da hıçbir haklannı gasp ettümezler. Yola çıkıg Semipalatinsk'te kaldığımızın onun- cu günü sabahı depoya iki araba gel- di. Abdurrahim Efendi. birçok tüc- car, Ebulkasım ve Ferit Bey orada toplanmışlardı. Bunlarla teker teker görüşfük, \ edalaştık. Şamî DamoDa dua etti, arabalara bindik. Şamî Da- molla'dan kimse hoşlanmadığı için (ben) onunla bir arabaya, arkadaşlar da öbür arabaya bindiler. Erzak çu- valı da bizim arabadaydı. Mevsim Teşrinievverin (Ekim) sonlan oldu- ğu için hava pek soğuk değildi, kar da yoktu. Dört beş gün Kırgızlar için- den geçtikten sonra haritadabulama- dığım küçük bir kasabaya geldik. Kaçma Burada Krasnoyarsk'tan daha çök~ Tatar vardı. Tatarlann. Bolşevikle- rin karşısında olduklan ve Menşe- \ik denilen, Çeklerle iş birliği eden Ruslann taraftan olduklan için bu yeni hükümet katında itibarlan yo- lunda idi. Işte bu Tatarlar, esirler arasında Os- manlı Türklerinın de olduğunu öğ- renince Ruslar nezdinde teşebbüs- te bulunarak bizim bir dereceye ka- dar serbest bırakılmarruza yardım et- tiler. Bizim sayemizde Avrupalılar da aynı imtiyazı elde ettiler. Öğle- den sonralan dışan çıkmaya izin verdiler. Isteyen şehre ihtiyaçlanm karşılamaya gider, isteyen yakında- ki çaya gider banyo alır. ormanlar- da dolaşır, vakit geçirirdi. Işte bu za- manlarda ormanda çilek toplar, yer- dik. Adabımuaşeret Tatarlar 100 yıl önce Rus adabı- muaşeretini benimsemişler. Içeride ve dışanda Ruslardan farklan ol- madığı gibi, içlerinde de Rusça bil- meyenleri yoktur. Yalnız bayramda kadınlar bizim yanımızda bulun- madılar. Evin içinde de bizden kaçmadı- 4ar. Öyle sanıyorum ki bıze hizmet 1 f\ ~l Q y ı n Eylülü'nde büyük ±js±(j bir ümitsizlik içinde ye- niden Krasnoyarsk'a getirilip içeri tı- kıldığımız zaman bütün ordugâh adeta matem havasına büründü. Kim- senin yüzü gülmüyordu. Herkes ken- dini düşünüyordu. Yiyecek darlığın- dan zayıf düşenler ve hastalananlar olmuş, ölenler çoğalmaya başlamış- tı. Bu arada Gönülbeyazlar'dan Bin- başı Bilal Bey de ölmüştü. Mekke Şerif i Hüseyin'in düşman tarafına geçmesi ile başlayan Arap ihtilali, esir Arap subaylannı can- 6 Ekim 1918 sabahı güneş doğma- dan bir saat önce herkes uykuda iken ordugâhtan dışan çıktık. Hendek- lerden, çukurlardan faydalanarak surdan uzaklaştık. Başımızda Rus- lann kürklü şapkası, sırtımtzda sivil elbıse oldugu için esir olduğumuz an- laşılmıyordu. Yalnız kollanmızda "Harp esiri" işareti kalmıştı. Bun- lan da Yenisey Nehri kenanna gel- diğimiz zaman kopardık, birer taşa bağlayarak suya attık. Bu işi daha ön- ce yapamazdık. Çünkü ordugâh ya- kınında bu işaret olmaksızın yaka- lansak cezamızın iki kat olması ge- rekirdi. Işaretli kolla yakalanırsak sadece ordugâhtan firar cezası gö- rürdük. Işaretleri de attıktan sonra suçsuz- lar gibi Nehır kenan boyunca serbest- çe yürüdük. Köprüyü geçtik. Sal- datlara (askerlere) ve subaylara sık- ça rastladık. Acemilik gösterip sa- kınarak, korkak davTanarak yürii- müyor, saldat ve subaylann yanla- nndan, önlerinden serbest serbest geçiyorduk. Sonunda şehirde karar- laştınlan dükkâna geldik. Orada kı- lavuzumuzu gözden kaybetmeyecek şekilde, uzaktan takip ettik. Şehrin üst yanında bir eve girdik. Saldatlar Ata'ya sunacak. sevdiği opera Atatürk, askeri ataşe olarak genç yaşta gitti- ği Bulgaristan'da sev- diği, her bölümünü ez- bere bildiği ve kimi za- man gözyaşlan içinde dinlediği "Tosca" eşli- ginde de anılacak. Ankara Devlet Ope- ra ve Balesi (ADOB), Ulu Önder için en sev- diği operanın konser versiyonunu seslendi- recek. Orkestrayı BujorHo- inic'in yöneteceğı kon- serde, ADOB Korosu, Şef Emil Minevin yö- netıminde sahne alacak. Ankara Cniversitesi Ziraat Fakültesi de bu- gün Ziraat Fakültesi Konferans Salonu'nda bir etkinlik gerçekleşti- recek. Etkinlikte, Dev- let Opera ve Balesi sa- natçılannın dinletisinin ardından CHPMilletve- kTİı Gülsün Bilgehan, landırdı. Bunlar Ruslara "Bizdesiz- lerdeniz. Bizkre esir muameiesi yap- ma\Tn," diye iddia edip dilekte bu- lundular Yeni hükümet bu iddiayı dinledi ve Araplan serbest bıraktı. Bunlar şehirde serbest dolaşmakla kalmayıp kaçma teşebbüsünde bu- lunan Osmanlı subaylanru ihbar edip yakalatarak esirlikten esirliğe sürük- lenmelerine, genel hapishanelere gönderilmelerine neden oldular. Kur- tulmamız için harbi kazanmaktan başka bir ümidimız kalmamıştı. Kerenski Rublesi Ceklerin. nasıl olmuşsa yolu ora- ya düşen Sırp askerlerinin sıkı kont- rolünde olmamıza, içimizdeki Arap- lann da aleyhimize casusluk yap- malanna rağmen firarlar her zaman- kinden daha fazla artmıştı. İşte böy- le bir zamanda Miralay Nuri Bey, Binbaşı Sıvaslı Rifat Bey. Teğmen Malatyah Kâzım ve ben günlerce gizli görüşmeler yaparak kaçmaya karar verdik. Para karşıhğında bizi kaçırmayı üstlenen bir Kırgız bulduk. Bu adam aracılığı ile sahte kimlik kartlan edindik, bütün eşyamızı sat- tık, arkadaşlardan da borç para ala- rak ceplerimize 1000'er Kerenski Rublesi koyduk. Sankamış AntiL Nuri ve Rifat beyler de bin bela ile bize ulaşabildiklerini söylediler. Bun- lann akşama doğru gelmeleri bizi bir hayli telaşa düşürmüştü. Onlara kavuşruğumuz zaman hem sevin- dik, hem de çıkıştık. Onlar da yaşa- dıklan macerayı bize anlattılar. Bizi evine kabul etmek cesaretini gösteren adam cesaretini kırmamak için bolca votka atıştınyor, dişleri- ni gıcırdatarak "saldatiansöyleasa- nm, bövie keserim," diye atıp tutu- yor, bızlen de huzursuz ediyordu. Fazla bahşiş koparma niyeti hemen anlaşılıyordu. Biz de her kapı açılı- şında bir saldatın gelmesinden kor- kuyorduk. Burada fakirane bir ye- mek yedikten sonra her birimiz bir tarafa, kuru tahtalar üzerine uzandık. Yalnız başlanmızın altında birer yas- tık verebilmişlerdi. Ev sahiplerimiz ve kılavuzumuz Kırgız da bizim gi- bilerdi. Kadınlar da yammızdaki odada sıkıntıh bir gece geçirdiler. Kocalarma bir felaket gehnesinden korkuyor, onlann böyle tehlikeli bir işe girişmelerini kızgınlıkla karşılı- yorlardı. Kâbuslu, kasvetli gecenin sabahında, kahvaltıdan sonra kapı- ya gelen iki fayton benzeri arabaya binerek istasyonun yolunu tuttuk. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle