Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1O KASIM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kurtur@cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE.. OKTAY EKfiVCİ
O u Onderimizi, ölümünün 67. yılında "bugünkü tarüşmalara" da ışık tutan sözleriyle analım
Atatürk'ten 2005 'ders'leri...Ölümünün 67. yılında Atarürk'ü
"uygarlıklann izindeld" güncel ko-
nulanmıza da ışık tutacak göriişle-
riyle anmak ıstedik.
Çunkü, adeta tüm ulusal kimJiği-
mızle "Anadolulu" olmayı bıraka-
rak "Avrupalı" olmamızı hedefle-
yen bir "AB'cP'lık karşısında; lt
Do-
ğu'yla Batı'nın birleştiği yerde bu-
lunduğumuz. Batı"ya yakİaştığımı-
zı zannettiğimiz takdirde, asıl ma-
yamız olan Doğu maneviyatından
tamamıvla soyutlanıvoruz. Hiç
şüphesizdir ki bundan. bu büyük
memleketi. bu milleti. çöküntü ve
yok olma çıkmazına itmekten baş-
ka bir sonuç beklenemez..."
(06.03.1922, TBMM) diyen Ulu Ön-
der'den 'ders'leralmanın tam zama-
nı...
Örneğin, son zamanlardakı "tari-
hi kent(ler)e çağdaş yapılar eklen-
mesi" tartışmalannda da Atatürk'ün
özellikle "modern mimarlık" ko-
nusundaki vurgulamalan her gün da-
ha bir değer kazanıyor.
1931 'de Ankara'daki Etnografya
Müzesi inşaatını ziyaretinde; "Eski
milletler büyük çalışmalar sonun-
da " kendılenne has birer mimari stil'
yaratmışlardır. Son asnn sanat ça-
İışma ve düşünmeleri sonunda da
'modern bir mimari" doğmuştur. Fa-
kat bu modern mimari de her mil-
letin düşünce ve karakter farkla-
nyla birbirinden ayrı bir görünüş
ve anlamdadır..." dedikten sonra.
şunlan eklıyor.
"Bir İtalvan modern mimarisiy-
le bir Alman modern mimarisi ara-
sında çok değişiklikler vardır. Bu
modern mimariler bütün "görünüş-
leriyle de hangi milletin malı oldu-
ğu'nu anlatmaktadır. Bizde de as-
rın bütün düşünce ve ihtiyaçlarına
cevap verecek. ruhlanmızı okşaya-
cak bir modern mimari lazımdır.
Fakat bu modern mimari diğer
milletlerin taklitçiliği değil, yurdu-
muza has, Türklüğe özgü bir mi-
mari olmalıdır... Bize orijinal bir
modern Türk mimarisi lazımdır."
Blllme dayalı slyaset
Kentin planlama ve kımlik öncelik-
lerini gözetmeden "Hükümet kara-
nyla" tasarlanan, bu nedenle mes-
lek ve bilim çevrelennce eleştınlen
'Haydarpaşa' ve 'Galata- Port' tü-
riinden projeler için de siyasi erkin
"biz bu işi biliriz..." havası, Ata-
türk'ün reddettiğı bir tavır... Işte,
1923'teki bir konuşması: "llim ve
özellikle sosyal bilimler dalındaki
işlerde ben emir vermem. Bu alan-
da isterim ki beni bilim adamlan
aydınlatsınlar."
Yaşamı boyunca Mçtenlik'le izledi-
gi bu aniayışın "kent planlama-
sı"ndaki karşılığı da şu sözlerinde
yansıyor; "Şehircilik işlerinde de,
teknik ve pianlı esaslar dahilinde
çalışmak lazımdır. Bunun için be-
lediyelerimizi aydınlatmak, kla-
vuzîamak işiyle uğraşacak, nıer-
kezde, bir teknik büro kurulması-
nı tavsiyeederim..."... (01.11. 1937,
TBMM)
Bugün ise, önıeğin Istanbul Bü-
yükşehir Belediyesi'ndeki 'planla-
ma bürosu'nda hemen tüm uzman-
lann "gereksizdir ve zararlıdır" de-
dikleri 3. Boğaziçi Köprüsü bile
"teknik ve pianlı esaslar dahilinde
çalışma"yı çoktan unutan siyasetçi-
lerin dayatmasıyla yeniden gündem-
de...
Yabancılaşan aydınlarımız
Atatürk'ün, yine son yıllarda daha
da yaygınlaşan "anlaşılamaz aka-
demik konuşmalar" ve "halka ya-
bancılaşan bilimsel söylem" konu-
sunda da sanki böylesi bir durumu
daha o yıllardan "sezdiği"ni göste-
ren uyanlan var: "...Aydın sınıfı ile
halkın anlayış ve hedefi arasında
doğal bir uygunluk olması lazım-
dır. Yani, aydın sınıfın halka telkin
edeceği fikirier, halkın ruh ve vic-
danından ahnmış olmalıdır..." di-
yen Ulu Önder, hemen her konuda
ülkenin gerçeklerinı yorunılamak ye-
rine "Batı ülkelerinden" örnekler
AYNI ZAMANDA
KÜLTÜR
DEVRİMCISÎYDÎ
Fransa Devlet
Başkanı Chirac'ın
AB üyeliğimiz için
"Önce kültür devrimi
yapmalısımz" sözü,
birilerinin,
uygarlıklann beşiği
ülkemizdeki
Cumhuriyet
devriminin çağdaş
uygarlık
kazanımlannı da
anımsatarak vereceği
yanıtı bekliyor...
Atatürk ise
"Türkiye
Cumhuriyeti'nin
temeli kültürdür"
derken.bunun ne
denli köklü
birikimlerle
bütünleştiğini "Biz,
5000 yıldır bu
topraklardayız..."
sözü ile dünyaya
kanıtlamıştı.
verenler için de şunlan söylüyor:
"Bir millet için saadet olan bir
şey, diğer millet için felaket olabi-
lir. Aynı sebep ve şartlar birini mut-
lu ettiği halde diğerlerini bedbaht
edebilir. Onun için millete gidece-
ği yolu gösterirken dünyanın her
türlü ilminden, keşiflerinden, ge-
lişmelerinden istifade edelim, ama
unutmavalım ki, asıl temeli kendi
içimizden çıkarmak mecburiyetin-
deyiz."
Ve sanki yine bugün doruğa çıkan
"yabancılara öykünenler" hakkın-
da da aynı konuşmasını şöyle sürdü-
rüyor: "...Aydınlanmız içinde çok
iyi düşünenler vardır. Fakat genel-
likle şu hatamız vardır ki, araştır-
ma ve çalışmamıza zemin olarak
çok vakit kendi memleketimizi,
kendi tarihimizi, kendi gelenekleri-
mizi, kendi özelliklerimizi ve ihti-
yaçlarımızı almalıyız. Aydınları-
mız belki bütün dünyayı, bütün di-
ğer milletleri tanır, ama kendimizi
bilmeyiz." (20.03.1923, Konyagenç-
leriyle konuşma.)
'Blzlm' ErmenHerlmlz
Güncelliği ısrarla "sürdürülen"
konulanmız arasındaki "sözde Er-
meni soykınmı"... dayatmalannda
da "gerçeği"... aydınlatan yine Ata-
türk...
Bu ısrardaki "kapitalizm çıkaria-
rını" açıkça vurgulayan konuşma-
sında dıyor ki;" Ermeni meselesi de-
nilen ve Ermeni milletinin gerçek
çıkarlanndan çok, dünya kapita-
listlerinin ekonomik çıkarlarına
göre halledilmek istenen mesele,
Kars Antlaşması'yla en doğru çö-
züm şeklini buldu. Asırlardan be-
ri dostane yaşayan iki çalışkan hal-
kın dostluk bağlan memnunivetle
tekrar kuruldu." (01.03.1922, TB-
MM)
Aynı sözlenn. genelde tüm "fark-
lı kültürel beraberlikler"ımız için
de geçerli olduğunu ise şu sözlerin-
den görebiliyoruz... "Memlekeri-
mizde yaşayan gayrimüslim unsur-
lann başına ne gelmiş ise kendile-
rinin yabancı entrikalarına kapı-
larak ve ayrıcahklarını kötüye kul-
lanarak, vahşi bir şekilde takip et-
tikleri ayrılma siyaseti neticesidir."
(28.12.1919, Ankara ılen gelenleriy-
le bir konuşma)
Ona göre 'Atatürfcçülült'
Evet... Bugün 10 Kasım ve kim bi-
lir kaç kez "Atatiirkçüyüz" sözleri-
ne "manevi mirasçısıyız" da elde-
necek... Oysa bu 'içtensiz'liğe karşı
da tanhsel uyansını şöyle yapmıştı:
"Ben manevi miras olarak hiçbir
ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş
ve kalıplaşmış kural bırakmıyo-
rum. Benim manevi mirasım, ilim-
dir ve akıldır. Zaman süratle iler-
liyor. Milletlerin, toplumlann, kişi-
lerin mutluluk ve mutsuzluk anla-
yışları bile değişiyor. Böyle bir dün-
yada, asla değişmeyecek hükümler
getirdiğini iddia ermek, aklın ve ili-
min gelişimini inkâr etmek olur.
Benden sonra, beni benimsemek
isteyenler bir temel eksen üzerinde,
akıl ve ilmin rehberliğini kabul
ederlerse manevi mirasçılarım
olurlar..."
'A'danZ'ye
Kurtuluş Savaşı ve
AtatürkDönemV
• Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Dönemi
hakkmda bilmek istediğiniz her şey dev
bir yapıtta toplandı.
Kültür Servisi - Araştırmacı
sosyolog Abdullah Özkan ın ya-
yın ekibiyle birlikte hazırladığı
'A'dan Z'ye Kurtuluş Savaşı ve
Dönemi1
baslıtdı
ması yayımlandı.
Yayım ve dağıtımı ABC Ya>in
Grubu tarafindan gerçekJeştirilen,
büyük boy 3 ciltlik kaynak yapıt-
ta, Kurtuİuş Savaşı, Atatürk ve
Cumhuriyet'in Atatürk dönemiy-
le ilgili tüm konular
'A'dan Z'ye' al-
fabetik sırayla
ele ahnmış.
Binlerce mad-
deden oluşan ya-
pıtta. yeni Türki-
ye'nin kurulduğu
süreç;olaylan,sa-
vaşlan, kişileri,
kurumlan ve eser-
leriyle, kısacası
tüm yönleriyle
maddeler halınde.
yüzlerce fotoğraf ve
tablo eşlığinde sergi-
lenmiş.
Direniş mitingleri ve kongreler-
den ayaklanmalara, dernek ve par-
tiJerden Atatürk'ün silah arkadaş-
lanna, yeni Meclis'in tüm üyele-
rine dek, en ince aynntılanyla
Türkiye Cumhuriyeti 'nin Kuruluş
öyküsünün ele alındığı bu ansik-
lopedik çalışmada. dönemin ga-
zete ve dergileri yanı sıra Kurtu-
luş Savaşı'yla ilgili romanlar ve
özetlerine de yer verilmiş.
Yaklaşık 2500 maddeden olu-
şan bu çalışmada pek çok madde,
Atatürk'ün büyük eseri Nutuk'ta
bu konuyu nasıl ele aldığını gös-
teren bölümlerle destekJenmiş ve
yerli-yabancı yazarlardan yapılan,
konunun daha iyi anlaşılmasuıı
kolaylaştıracak alıntı, harita, kro-
ki. belge ve fotoğraflarla zengin-
leştirilmiş.
Aynca o dönemde
ya>ınJanan gazeteler,
dergiler, Kurtuluş Sa-
vaşı ile ilgili romanlar
ve özetJerinin yanı sı-
ra Atatürk'ün hayatı,
eserleri ve devrimleri
de aynnrılan ile sergi-
lenmiş. Bütün bu bil-
gilerin yanı sıra, dev-
nmlerin gerçekleşri-
nlme ve yurdun yeni-
den yapılanması sü-
recinde görev alan,
çoğunun adı bugün
unutulmuş ya da çok anılmayan
binlerce Cumhuriyet aydınının ve
sanat insarunın yaşamöyküleri de
bu çok genış kapsamlı çalışmada
yer alıyor. Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet Türkiyesi'nin temel-
lerinin ahldığı Atatürk Dönemiy-
le ilgili, gereksinim du>oılan her
bilginin belgeleriyle yer aldığı bu
çahşma, tüm öğrenciİer ve Kurtu-
luş Savaşı'yla ilgilenen herkes için
temel bir kaynak yapıt niteliğinde.
'KültürInsanıAtatürk' DolmabahçeJ
de
Kültür Servisi -
Mustafa Kemal Ata-
rürk'lü yılJann güzel
ve umut veren görün-
tüleri, '10 Kasım
Atatûrk'ü Anma Et-
kinlikleri' kapsamm-
da Dolmabahçe Sara-
yı 'nda. Dolmabahçe -
Beşıktaş arasındaki
fotoğraflardan sonra,
Gazi 'li zamanlann
karelenmiş anılan, sa-
rayın girişine uzanı-
yor. Atatürk, bu fo-
toğraflarda, üniversi-
te sıralannda, Istanbul
Resim Hevkel
Atatürk
Resim
Heykel
Müzesi'ni
gezıp
yetkililer
den bilgi
alırken.
si'nde, çocuklann ya-
tunda... Özel bir dü-
zenJemeyle yerleştiri-
len bu 'Kültür İnsanı Atatürk' adlı
serginin açılışı, bugün saat 10.00'da
yapılacak, 12.00'de de Mimar Sinan
Üniversitesi'nce 'Atatürk Oratorjo-
su' sunulacak.
Yapı Kredi ana sponsorluğunda,
TBMM Milli SaraylarDaire Başkan-
lığı ışbirliğiyle oluştunılan sergideki,
Sipa Pres'in çeşitli arşiv ve özel ko-
leksiyonlarla, Yapı Kredi Selahattin
Giz Arşivi'nde yer alan, yaklaşık 40
bin saydam arasından seçtiği 54 fotoğ-
raf, 3. Boyut Proje Üretim Merke-
zi'nce 84 m. uzunlugunda, 2 m. yük-
sekliğinde bir bant üzerinde bir araya
getirilmiş, her fotoğrafin altında açüc-
lamalara, yazılı belgelere de yer veril-
miş. 3M Scothprint Graphics ve MNG
Kargo da tasanya o aşamada destek
verenlerden.
Atatürk'ün askeri ve siyasi kimliği-
nin yanı sıra eğitime, kültüre ve sana-
ta verdiği değer bir kez daha gün ışı-
ğına çıkaran fotoğraflar, daha sonra
Dolmabahçe Sarayı'na armağan edi-
lecek.
Blllm ve sanatta da
yol gösterid
Açılış öncesi basınla buluşan Milli
Saraylar Daıresi Başkanı Cemal Öz-
taş, konuşmasında Gazi'nin özellikle
devrimci ve kültür adamı yönüne de-
ğindi. Yapı Kredi adına konuşan Tü-
lay Günger de, bir fınans kurumu da
olsa Yapı Kredi'nin "derin düşünen"
insana, kültür ve sanata büyük önem
vermekte olduğunu vurgulaya-
rak,"Bugünlere gelmemizi sağlayan
Atatürk'ün her fotoğrafımn önün-
de herkesin durup düşünmesi. ken-
dine bir sorumluluk
alması gerek" dedı. Kazım Taşkent
Sanat Galerisi Müdürii Veysel Uğur-
lu ise "Her karede çok zorlu bir or-
tamda bile doğru olanı yapan Ata-
rürk'ü görüyoruz. Bu, günümüzde
bakıldığında bile insanı şaşırtıyor"
dıye konuşru.
Saat 19.00'da sarayda'Yaratıcı Ço-
cuklar Derneği Korosu' bir konser
verirken, sarayın önüne demirleyen
Savarona yatında Yapı Kredi'nin ver-
diği. ordu mensuplan ile hükümet
üyelerinin. işadamlannın, sanat ve dü-
şünce dünyasından özel davetlilerin
katılacağı resepsiyon başlayacak. Bu
arada, Atatürk'ün anısına bir de lazer-
le özel gösteri yapılacak.
'Kültür Insanı Atatürk' sergisi 25
Kasım'a kadar açık.
(0212 252 47 00)
Atatürk
Kapaldı
Dergiler
Kültür Servisi - Bahçeşehir Üniversıte-
si Beşiktaş Kampusu Sergi Salonu'nda
'Atatûrk'ü Anma Haftası' çerçevesinde
'Atatürk Kapaklı Dergiler' sergisi açıldı.
Bakırköy Truva Kütüphanesi ile tarih öğ-
retmeni tlhan Gülek'in koleksiyonundan
seçilen 100 derginin kapaklannın tıpkıba-
sımlannın yer aldığı sergi, 1920'den bugü-
ne, kımı artık yayımlanmayan bu örnekler-
le dergicıliğimizın tarihine de ışık rutuyor.
Bir bölümü Anadolu'da yayımlanan bu
dergiler, süreç içinde süreli yayınlanmızda
Atatürk'e verilen önemin de göstergesi sa-
yılabilirler.
Sergi vann akşama kadar görülebilir.
(0 212 669 25 00)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
'Othello', Tragedya,
Karaktepveiip(i)
William Shakespeare in 1603 yılında kaleme
aldığı 'Othello' adlı tragedya, ilk oynanışından bu
yana kıskançlığı konu alan tiyatro eserleri için bir
ilk-örnek olma niteliğini taşıyagelmiştir. Tragedya-
nın öyküsü ilk bakışta çok yalındın Venedik Cum-
huriyeti'nin hizmetınde çalışan ve çok saygın bir
kişiliği olan General Othello, sancaktarı ve en ya-
kın adamı lago'nun telkinleriyle, bir senatör kızı
olan, çok sevdiği karısı Desdemona'nın, kendisi-
ni Teğmen Cassio ile aldattığına inanır ve kansını
boğarak öldürür. Desdemona'nın masum olduğu-
nun anlaşılması üzerine ise bu kez kendi canına
kıyar.
Oyun Atölyesi nin geçen tiyatro sezonunda ser-
gilemeye başladığı, ama benim ancak yeni göre-
bildiğim 'Othello'su, özellikle Kemal Aydoğan'ın
rejisi nedeniyle çok sayıda tartışmaya kaynaklık
edebilecek nitelikte bir çahşma. Bu tür çalışmala-
n, sadece beğenmek-beğenmemek veya benim-
semek-benimsememek ölçütleriyle değeriendirip
geçiştirmek, böyle çalışmalara gereken saygının
gösterilmemesiyle eşanlamlıdır. Tiyatroyu seyirci-
sine yeni düşünme kulvarlan kazandıran bir sanat
saydığımız takdirde, doğrudan tiyatro sanatının
kimi kavramlarını tartışma konusu yapan çalışma-
ların önemini ve gerekliliğini, gerçek anlamda ye-
ni'ye uzanan yollann her zaman böyle tartışmalı or-
tamlardan geçtiği olgusunu da göz önünde tuttu-
ğumuz takdirde. yadsıyamayız.
Modern tragedyanın yaratıcısı olarak bilinen
Shakespeare, bütün eserlerinde olduğu gibi 'Ot-
hello' tragedyasında da oyun kişilerinı -antikçağ
Yunan tragedyasından farklı olarak- genellikle bi-
rer tip olarak değil, fakat birer karakter olarak iş-
lemiştir. Bu bağlamda 'Othello' örneğinde Othel-
lo, karşımıza sadece sahnede kıskançlık konumu-
nu simgeleyen bir figür, yani kıskançlık denilen
duygunun temel özelliklerini herhangi bir bireysel
temele oturtma gereğinı duymaksızın yansıtan bir
tip olarak değil, fakat insanı kıskançlığa ve bu yüz-
den cinayet işleme noktasına götüren ruhsal-zihin-
sel süreçleri kendi özgün kişiliğınin biricikliği doğ-
rultusunda yaşayan bir karakter olarak çıkar. Baş-
ka deyişle, bütün irtsanlar gibi Othello da kıskanç-
lık duygusuna açıktır; ancak aynı duyguyu farklı
yaşayan herkes gibi o da kıskançlığı kendisinde,
kendi kişiliğine özgü yapısal özellikJer temelinde
somutlaştırır. Bu durumda, örneğin "Othello'nun
yehnde bir başkası olsaydı, kıskançlık duygusu-
nun etkisiyle nasıl davranırdı" diye bir soru sormak,
Othello karakteri bakımından aydınlatıcı değildir;
çünkü bir başkası da, herkese ortaklığı açısından
nesnel niteliktaşıyan kıskançlığı kendi özelinin te-
mellerinde yaşayacaktır. Tragedya açısından önem
taşıyan aydınlatıcı soru, "Othello, Othello olarak
başka türlü davranabilirmiydi?" sorusudur; bunun
yanıtı da elbet hayır'dır, çünkü Shakespeare'in psi-
kolojik süreçleriyle kurguladığı Othello, ancak Ot-
hello gibi davranabilir.
Bu söylenenler, ana çizgileri açısından oyun ki-
şilerinden lago için degeçerlidir. lago, Shakespe-
are'in kurgusu çerçevesinde sıradan bir dediko-
ducu ya da fesatçı prototipınin, salt mesleki ne-
denlerle kıskançlığa yenik düşmenin çok ötesin-
dedir. Onun gözünde öteki insanlarya kendi ken-
disini gerçekleştirmesini engelleyen ya da böyle
engelleri ortadan kaldırmasına yarayan objelerdir.
Iktidar tutkusu, lago'ya göre her türlü eylemin iti-
ci gücüdür. Kötücül bir alayla salt fiziksel bir tşlev
ve nefret dolu bir yönelimle, planlayıcı akıl bakı-
mından bir tehlike saydığı cinsel tutku ise bir baş-
ka itici güçtür. Bu anlayış doğrultusunda, lago'ya
göre insanlanntepkileri, önceden kestirilebilirtep-
kilerdir ve insanlar da bu yüzden istendiği gibi oy-
natılabilen kuklalardan farksızdırlar. lago, terfıde
kendisinden yaşça küçük olan Cassio'yu yeğleyen
Othello'dan öç almayı planlarken böyle bir kişisel
temelden yola çıkar; bu kişisel temel, ona bir ka-
rakter olma özelliğini kazandıran niteliktir.
Bir dahaki yazımda modern tragedyada karak-
terierin önemi ve Shakespeare'in bir tragedyasını
günümüzle buluştururken bu yapılardan ne ölçü-
de uzaklaşılabileceği üzerinde duracağım.
e-posta: acem20(a hotmail.com
ahmetcemal@superonline.com
BUGUN
• AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ'nde
20.15'te 'Atatürk ve Sanat' konulu panel.
Karılımcılar. Prof. Aydın Ayan, Cengiz
Bektaş, Prof. Zeliha Berksoy, Saim Bugay,
Prof. Mesut Iktu. (0 212 325 72 88)
KULTUR • SANAT
Kara gtildürti 2 bölüm
fanıi BûvCTt
SaıihÇrfenk
ANAOOLU TUKNE PROÖRAMI
9 tCASIAA: DÜ2CE
1 1 KASIM: SAKARYA
AbaM^amk KOİtOr M\«rk«xi
12 KASIAA: ÇORLU
Torr,w U « o l Sahnai
I3KASIM: LÜLEBURGAZ
HcnanOrûi
1>» KASIM: KIRKLARELİ
0mlmtJiy& Ouflün Soloriu
1 5 KASIM: EDİRtslE
1 <& KASIAA: KEŞAN
Kultut- AA«ric*xî
17 KASIM: TEKİRDAÛ
Haik»A<tim AA*rk*xc
1 0 KASIM. GEÜBOLU
Kıx /s^afttok L.t«s.ı Salonu
1 9 KASIM: ÇANAKKALE
20 KASIAA; ÇANAKKALE
Küllur Mmıİt^iLİ
21 KASIAA: ALTINOLUK
Kultur Msrkvzi
22 KASIAA: GÖNEN
Stn«rrta Saİorvu
23 KASIM: BERGAMA
Erıduatrı ^A*a Lt»wai 5<al<
2-4 KASİM:
Ek». Somrt Merfeeıi: M«nek5e,1 Sk. Ho: 8 Kızıloy • Gişe: 41» 56 56 • 425 84 53'