26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1O KASIM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE.. OKTAY EKfiVCİ O u Onderimizi, ölümünün 67. yılında "bugünkü tarüşmalara" da ışık tutan sözleriyle analım Atatürk'ten 2005 'ders'leri...Ölümünün 67. yılında Atarürk'ü "uygarlıklann izindeld" güncel ko- nulanmıza da ışık tutacak göriişle- riyle anmak ıstedik. Çunkü, adeta tüm ulusal kimJiği- mızle "Anadolulu" olmayı bıraka- rak "Avrupalı" olmamızı hedefle- yen bir "AB'cP'lık karşısında; lt Do- ğu'yla Batı'nın birleştiği yerde bu- lunduğumuz. Batı"ya yakİaştığımı- zı zannettiğimiz takdirde, asıl ma- yamız olan Doğu maneviyatından tamamıvla soyutlanıvoruz. Hiç şüphesizdir ki bundan. bu büyük memleketi. bu milleti. çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten baş- ka bir sonuç beklenemez..." (06.03.1922, TBMM) diyen Ulu Ön- der'den 'ders'leralmanın tam zama- nı... Örneğin, son zamanlardakı "tari- hi kent(ler)e çağdaş yapılar eklen- mesi" tartışmalannda da Atatürk'ün özellikle "modern mimarlık" ko- nusundaki vurgulamalan her gün da- ha bir değer kazanıyor. 1931 'de Ankara'daki Etnografya Müzesi inşaatını ziyaretinde; "Eski milletler büyük çalışmalar sonun- da " kendılenne has birer mimari stil' yaratmışlardır. Son asnn sanat ça- İışma ve düşünmeleri sonunda da 'modern bir mimari" doğmuştur. Fa- kat bu modern mimari de her mil- letin düşünce ve karakter farkla- nyla birbirinden ayrı bir görünüş ve anlamdadır..." dedikten sonra. şunlan eklıyor. "Bir İtalvan modern mimarisiy- le bir Alman modern mimarisi ara- sında çok değişiklikler vardır. Bu modern mimariler bütün "görünüş- leriyle de hangi milletin malı oldu- ğu'nu anlatmaktadır. Bizde de as- rın bütün düşünce ve ihtiyaçlarına cevap verecek. ruhlanmızı okşaya- cak bir modern mimari lazımdır. Fakat bu modern mimari diğer milletlerin taklitçiliği değil, yurdu- muza has, Türklüğe özgü bir mi- mari olmalıdır... Bize orijinal bir modern Türk mimarisi lazımdır." Blllme dayalı slyaset Kentin planlama ve kımlik öncelik- lerini gözetmeden "Hükümet kara- nyla" tasarlanan, bu nedenle mes- lek ve bilim çevrelennce eleştınlen 'Haydarpaşa' ve 'Galata- Port' tü- riinden projeler için de siyasi erkin "biz bu işi biliriz..." havası, Ata- türk'ün reddettiğı bir tavır... Işte, 1923'teki bir konuşması: "llim ve özellikle sosyal bilimler dalındaki işlerde ben emir vermem. Bu alan- da isterim ki beni bilim adamlan aydınlatsınlar." Yaşamı boyunca Mçtenlik'le izledi- gi bu aniayışın "kent planlama- sı"ndaki karşılığı da şu sözlerinde yansıyor; "Şehircilik işlerinde de, teknik ve pianlı esaslar dahilinde çalışmak lazımdır. Bunun için be- lediyelerimizi aydınlatmak, kla- vuzîamak işiyle uğraşacak, nıer- kezde, bir teknik büro kurulması- nı tavsiyeederim..."... (01.11. 1937, TBMM) Bugün ise, önıeğin Istanbul Bü- yükşehir Belediyesi'ndeki 'planla- ma bürosu'nda hemen tüm uzman- lann "gereksizdir ve zararlıdır" de- dikleri 3. Boğaziçi Köprüsü bile "teknik ve pianlı esaslar dahilinde çalışma"yı çoktan unutan siyasetçi- lerin dayatmasıyla yeniden gündem- de... Yabancılaşan aydınlarımız Atatürk'ün, yine son yıllarda daha da yaygınlaşan "anlaşılamaz aka- demik konuşmalar" ve "halka ya- bancılaşan bilimsel söylem" konu- sunda da sanki böylesi bir durumu daha o yıllardan "sezdiği"ni göste- ren uyanlan var: "...Aydın sınıfı ile halkın anlayış ve hedefi arasında doğal bir uygunluk olması lazım- dır. Yani, aydın sınıfın halka telkin edeceği fikirier, halkın ruh ve vic- danından ahnmış olmalıdır..." di- yen Ulu Önder, hemen her konuda ülkenin gerçeklerinı yorunılamak ye- rine "Batı ülkelerinden" örnekler AYNI ZAMANDA KÜLTÜR DEVRİMCISÎYDÎ Fransa Devlet Başkanı Chirac'ın AB üyeliğimiz için "Önce kültür devrimi yapmalısımz" sözü, birilerinin, uygarlıklann beşiği ülkemizdeki Cumhuriyet devriminin çağdaş uygarlık kazanımlannı da anımsatarak vereceği yanıtı bekliyor... Atatürk ise "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" derken.bunun ne denli köklü birikimlerle bütünleştiğini "Biz, 5000 yıldır bu topraklardayız..." sözü ile dünyaya kanıtlamıştı. verenler için de şunlan söylüyor: "Bir millet için saadet olan bir şey, diğer millet için felaket olabi- lir. Aynı sebep ve şartlar birini mut- lu ettiği halde diğerlerini bedbaht edebilir. Onun için millete gidece- ği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, ge- lişmelerinden istifade edelim, ama unutmavalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetin- deyiz." Ve sanki yine bugün doruğa çıkan "yabancılara öykünenler" hakkın- da da aynı konuşmasını şöyle sürdü- rüyor: "...Aydınlanmız içinde çok iyi düşünenler vardır. Fakat genel- likle şu hatamız vardır ki, araştır- ma ve çalışmamıza zemin olarak çok vakit kendi memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi gelenekleri- mizi, kendi özelliklerimizi ve ihti- yaçlarımızı almalıyız. Aydınları- mız belki bütün dünyayı, bütün di- ğer milletleri tanır, ama kendimizi bilmeyiz." (20.03.1923, Konyagenç- leriyle konuşma.) 'Blzlm' ErmenHerlmlz Güncelliği ısrarla "sürdürülen" konulanmız arasındaki "sözde Er- meni soykınmı"... dayatmalannda da "gerçeği"... aydınlatan yine Ata- türk... Bu ısrardaki "kapitalizm çıkaria- rını" açıkça vurgulayan konuşma- sında dıyor ki;" Ermeni meselesi de- nilen ve Ermeni milletinin gerçek çıkarlanndan çok, dünya kapita- listlerinin ekonomik çıkarlarına göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaşması'yla en doğru çö- züm şeklini buldu. Asırlardan be- ri dostane yaşayan iki çalışkan hal- kın dostluk bağlan memnunivetle tekrar kuruldu." (01.03.1922, TB- MM) Aynı sözlenn. genelde tüm "fark- lı kültürel beraberlikler"ımız için de geçerli olduğunu ise şu sözlerin- den görebiliyoruz... "Memlekeri- mizde yaşayan gayrimüslim unsur- lann başına ne gelmiş ise kendile- rinin yabancı entrikalarına kapı- larak ve ayrıcahklarını kötüye kul- lanarak, vahşi bir şekilde takip et- tikleri ayrılma siyaseti neticesidir." (28.12.1919, Ankara ılen gelenleriy- le bir konuşma) Ona göre 'Atatürfcçülült' Evet... Bugün 10 Kasım ve kim bi- lir kaç kez "Atatiirkçüyüz" sözleri- ne "manevi mirasçısıyız" da elde- necek... Oysa bu 'içtensiz'liğe karşı da tanhsel uyansını şöyle yapmıştı: "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyo- rum. Benim manevi mirasım, ilim- dir ve akıldır. Zaman süratle iler- liyor. Milletlerin, toplumlann, kişi- lerin mutluluk ve mutsuzluk anla- yışları bile değişiyor. Böyle bir dün- yada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia ermek, aklın ve ili- min gelişimini inkâr etmek olur. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler bir temel eksen üzerinde, akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar..." 'A'danZ'ye Kurtuluş Savaşı ve AtatürkDönemV • Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Dönemi hakkmda bilmek istediğiniz her şey dev bir yapıtta toplandı. Kültür Servisi - Araştırmacı sosyolog Abdullah Özkan ın ya- yın ekibiyle birlikte hazırladığı 'A'dan Z'ye Kurtuluş Savaşı ve Dönemi1 baslıtdı ması yayımlandı. Yayım ve dağıtımı ABC Ya>in Grubu tarafindan gerçekJeştirilen, büyük boy 3 ciltlik kaynak yapıt- ta, Kurtuİuş Savaşı, Atatürk ve Cumhuriyet'in Atatürk dönemiy- le ilgili tüm konular 'A'dan Z'ye' al- fabetik sırayla ele ahnmış. Binlerce mad- deden oluşan ya- pıtta. yeni Türki- ye'nin kurulduğu süreç;olaylan,sa- vaşlan, kişileri, kurumlan ve eser- leriyle, kısacası tüm yönleriyle maddeler halınde. yüzlerce fotoğraf ve tablo eşlığinde sergi- lenmiş. Direniş mitingleri ve kongreler- den ayaklanmalara, dernek ve par- tiJerden Atatürk'ün silah arkadaş- lanna, yeni Meclis'in tüm üyele- rine dek, en ince aynntılanyla Türkiye Cumhuriyeti 'nin Kuruluş öyküsünün ele alındığı bu ansik- lopedik çalışmada. dönemin ga- zete ve dergileri yanı sıra Kurtu- luş Savaşı'yla ilgili romanlar ve özetlerine de yer verilmiş. Yaklaşık 2500 maddeden olu- şan bu çalışmada pek çok madde, Atatürk'ün büyük eseri Nutuk'ta bu konuyu nasıl ele aldığını gös- teren bölümlerle destekJenmiş ve yerli-yabancı yazarlardan yapılan, konunun daha iyi anlaşılmasuıı kolaylaştıracak alıntı, harita, kro- ki. belge ve fotoğraflarla zengin- leştirilmiş. Aynca o dönemde ya>ınJanan gazeteler, dergiler, Kurtuluş Sa- vaşı ile ilgili romanlar ve özetJerinin yanı sı- ra Atatürk'ün hayatı, eserleri ve devrimleri de aynnrılan ile sergi- lenmiş. Bütün bu bil- gilerin yanı sıra, dev- nmlerin gerçekleşri- nlme ve yurdun yeni- den yapılanması sü- recinde görev alan, çoğunun adı bugün unutulmuş ya da çok anılmayan binlerce Cumhuriyet aydınının ve sanat insarunın yaşamöyküleri de bu çok genış kapsamlı çalışmada yer alıyor. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Türkiyesi'nin temel- lerinin ahldığı Atatürk Dönemiy- le ilgili, gereksinim du>oılan her bilginin belgeleriyle yer aldığı bu çahşma, tüm öğrenciİer ve Kurtu- luş Savaşı'yla ilgilenen herkes için temel bir kaynak yapıt niteliğinde. 'KültürInsanıAtatürk' DolmabahçeJ de Kültür Servisi - Mustafa Kemal Ata- rürk'lü yılJann güzel ve umut veren görün- tüleri, '10 Kasım Atatûrk'ü Anma Et- kinlikleri' kapsamm- da Dolmabahçe Sara- yı 'nda. Dolmabahçe - Beşıktaş arasındaki fotoğraflardan sonra, Gazi 'li zamanlann karelenmiş anılan, sa- rayın girişine uzanı- yor. Atatürk, bu fo- toğraflarda, üniversi- te sıralannda, Istanbul Resim Hevkel Atatürk Resim Heykel Müzesi'ni gezıp yetkililer den bilgi alırken. si'nde, çocuklann ya- tunda... Özel bir dü- zenJemeyle yerleştiri- len bu 'Kültür İnsanı Atatürk' adlı serginin açılışı, bugün saat 10.00'da yapılacak, 12.00'de de Mimar Sinan Üniversitesi'nce 'Atatürk Oratorjo- su' sunulacak. Yapı Kredi ana sponsorluğunda, TBMM Milli SaraylarDaire Başkan- lığı ışbirliğiyle oluştunılan sergideki, Sipa Pres'in çeşitli arşiv ve özel ko- leksiyonlarla, Yapı Kredi Selahattin Giz Arşivi'nde yer alan, yaklaşık 40 bin saydam arasından seçtiği 54 fotoğ- raf, 3. Boyut Proje Üretim Merke- zi'nce 84 m. uzunlugunda, 2 m. yük- sekliğinde bir bant üzerinde bir araya getirilmiş, her fotoğrafin altında açüc- lamalara, yazılı belgelere de yer veril- miş. 3M Scothprint Graphics ve MNG Kargo da tasanya o aşamada destek verenlerden. Atatürk'ün askeri ve siyasi kimliği- nin yanı sıra eğitime, kültüre ve sana- ta verdiği değer bir kez daha gün ışı- ğına çıkaran fotoğraflar, daha sonra Dolmabahçe Sarayı'na armağan edi- lecek. Blllm ve sanatta da yol gösterid Açılış öncesi basınla buluşan Milli Saraylar Daıresi Başkanı Cemal Öz- taş, konuşmasında Gazi'nin özellikle devrimci ve kültür adamı yönüne de- ğindi. Yapı Kredi adına konuşan Tü- lay Günger de, bir fınans kurumu da olsa Yapı Kredi'nin "derin düşünen" insana, kültür ve sanata büyük önem vermekte olduğunu vurgulaya- rak,"Bugünlere gelmemizi sağlayan Atatürk'ün her fotoğrafımn önün- de herkesin durup düşünmesi. ken- dine bir sorumluluk alması gerek" dedı. Kazım Taşkent Sanat Galerisi Müdürii Veysel Uğur- lu ise "Her karede çok zorlu bir or- tamda bile doğru olanı yapan Ata- rürk'ü görüyoruz. Bu, günümüzde bakıldığında bile insanı şaşırtıyor" dıye konuşru. Saat 19.00'da sarayda'Yaratıcı Ço- cuklar Derneği Korosu' bir konser verirken, sarayın önüne demirleyen Savarona yatında Yapı Kredi'nin ver- diği. ordu mensuplan ile hükümet üyelerinin. işadamlannın, sanat ve dü- şünce dünyasından özel davetlilerin katılacağı resepsiyon başlayacak. Bu arada, Atatürk'ün anısına bir de lazer- le özel gösteri yapılacak. 'Kültür Insanı Atatürk' sergisi 25 Kasım'a kadar açık. (0212 252 47 00) Atatürk Kapaldı Dergiler Kültür Servisi - Bahçeşehir Üniversıte- si Beşiktaş Kampusu Sergi Salonu'nda 'Atatûrk'ü Anma Haftası' çerçevesinde 'Atatürk Kapaklı Dergiler' sergisi açıldı. Bakırköy Truva Kütüphanesi ile tarih öğ- retmeni tlhan Gülek'in koleksiyonundan seçilen 100 derginin kapaklannın tıpkıba- sımlannın yer aldığı sergi, 1920'den bugü- ne, kımı artık yayımlanmayan bu örnekler- le dergicıliğimizın tarihine de ışık rutuyor. Bir bölümü Anadolu'da yayımlanan bu dergiler, süreç içinde süreli yayınlanmızda Atatürk'e verilen önemin de göstergesi sa- yılabilirler. Sergi vann akşama kadar görülebilir. (0 212 669 25 00) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL 'Othello', Tragedya, Karaktepveiip(i) William Shakespeare in 1603 yılında kaleme aldığı 'Othello' adlı tragedya, ilk oynanışından bu yana kıskançlığı konu alan tiyatro eserleri için bir ilk-örnek olma niteliğini taşıyagelmiştir. Tragedya- nın öyküsü ilk bakışta çok yalındın Venedik Cum- huriyeti'nin hizmetınde çalışan ve çok saygın bir kişiliği olan General Othello, sancaktarı ve en ya- kın adamı lago'nun telkinleriyle, bir senatör kızı olan, çok sevdiği karısı Desdemona'nın, kendisi- ni Teğmen Cassio ile aldattığına inanır ve kansını boğarak öldürür. Desdemona'nın masum olduğu- nun anlaşılması üzerine ise bu kez kendi canına kıyar. Oyun Atölyesi nin geçen tiyatro sezonunda ser- gilemeye başladığı, ama benim ancak yeni göre- bildiğim 'Othello'su, özellikle Kemal Aydoğan'ın rejisi nedeniyle çok sayıda tartışmaya kaynaklık edebilecek nitelikte bir çahşma. Bu tür çalışmala- n, sadece beğenmek-beğenmemek veya benim- semek-benimsememek ölçütleriyle değeriendirip geçiştirmek, böyle çalışmalara gereken saygının gösterilmemesiyle eşanlamlıdır. Tiyatroyu seyirci- sine yeni düşünme kulvarlan kazandıran bir sanat saydığımız takdirde, doğrudan tiyatro sanatının kimi kavramlarını tartışma konusu yapan çalışma- ların önemini ve gerekliliğini, gerçek anlamda ye- ni'ye uzanan yollann her zaman böyle tartışmalı or- tamlardan geçtiği olgusunu da göz önünde tuttu- ğumuz takdirde. yadsıyamayız. Modern tragedyanın yaratıcısı olarak bilinen Shakespeare, bütün eserlerinde olduğu gibi 'Ot- hello' tragedyasında da oyun kişilerinı -antikçağ Yunan tragedyasından farklı olarak- genellikle bi- rer tip olarak değil, fakat birer karakter olarak iş- lemiştir. Bu bağlamda 'Othello' örneğinde Othel- lo, karşımıza sadece sahnede kıskançlık konumu- nu simgeleyen bir figür, yani kıskançlık denilen duygunun temel özelliklerini herhangi bir bireysel temele oturtma gereğinı duymaksızın yansıtan bir tip olarak değil, fakat insanı kıskançlığa ve bu yüz- den cinayet işleme noktasına götüren ruhsal-zihin- sel süreçleri kendi özgün kişiliğınin biricikliği doğ- rultusunda yaşayan bir karakter olarak çıkar. Baş- ka deyişle, bütün irtsanlar gibi Othello da kıskanç- lık duygusuna açıktır; ancak aynı duyguyu farklı yaşayan herkes gibi o da kıskançlığı kendisinde, kendi kişiliğine özgü yapısal özellikJer temelinde somutlaştırır. Bu durumda, örneğin "Othello'nun yehnde bir başkası olsaydı, kıskançlık duygusu- nun etkisiyle nasıl davranırdı" diye bir soru sormak, Othello karakteri bakımından aydınlatıcı değildir; çünkü bir başkası da, herkese ortaklığı açısından nesnel niteliktaşıyan kıskançlığı kendi özelinin te- mellerinde yaşayacaktır. Tragedya açısından önem taşıyan aydınlatıcı soru, "Othello, Othello olarak başka türlü davranabilirmiydi?" sorusudur; bunun yanıtı da elbet hayır'dır, çünkü Shakespeare'in psi- kolojik süreçleriyle kurguladığı Othello, ancak Ot- hello gibi davranabilir. Bu söylenenler, ana çizgileri açısından oyun ki- şilerinden lago için degeçerlidir. lago, Shakespe- are'in kurgusu çerçevesinde sıradan bir dediko- ducu ya da fesatçı prototipınin, salt mesleki ne- denlerle kıskançlığa yenik düşmenin çok ötesin- dedir. Onun gözünde öteki insanlarya kendi ken- disini gerçekleştirmesini engelleyen ya da böyle engelleri ortadan kaldırmasına yarayan objelerdir. Iktidar tutkusu, lago'ya göre her türlü eylemin iti- ci gücüdür. Kötücül bir alayla salt fiziksel bir tşlev ve nefret dolu bir yönelimle, planlayıcı akıl bakı- mından bir tehlike saydığı cinsel tutku ise bir baş- ka itici güçtür. Bu anlayış doğrultusunda, lago'ya göre insanlanntepkileri, önceden kestirilebilirtep- kilerdir ve insanlar da bu yüzden istendiği gibi oy- natılabilen kuklalardan farksızdırlar. lago, terfıde kendisinden yaşça küçük olan Cassio'yu yeğleyen Othello'dan öç almayı planlarken böyle bir kişisel temelden yola çıkar; bu kişisel temel, ona bir ka- rakter olma özelliğini kazandıran niteliktir. Bir dahaki yazımda modern tragedyada karak- terierin önemi ve Shakespeare'in bir tragedyasını günümüzle buluştururken bu yapılardan ne ölçü- de uzaklaşılabileceği üzerinde duracağım. e-posta: acem20(a hotmail.com [email protected] BUGUN • AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ'nde 20.15'te 'Atatürk ve Sanat' konulu panel. Karılımcılar. Prof. Aydın Ayan, Cengiz Bektaş, Prof. Zeliha Berksoy, Saim Bugay, Prof. Mesut Iktu. (0 212 325 72 88) KULTUR • SANAT Kara gtildürti 2 bölüm fanıi BûvCTt SaıihÇrfenk ANAOOLU TUKNE PROÖRAMI 9 tCASIAA: DÜ2CE 1 1 KASIM: SAKARYA AbaM^amk KOİtOr M\«rk«xi 12 KASIAA: ÇORLU Torr,w U « o l Sahnai I3KASIM: LÜLEBURGAZ HcnanOrûi 1>» KASIM: KIRKLARELİ 0mlmtJiy& Ouflün Soloriu 1 5 KASIM: EDİRtslE 1 <& KASIAA: KEŞAN Kultut- AA«ric*xî 17 KASIM: TEKİRDAÛ Haik»A<tim AA*rk*xc 1 0 KASIM. GEÜBOLU Kıx /s^afttok L.t«s.ı Salonu 1 9 KASIM: ÇANAKKALE 20 KASIAA; ÇANAKKALE Küllur Mmıİt^iLİ 21 KASIAA: ALTINOLUK Kultur Msrkvzi 22 KASIAA: GÖNEN Stn«rrta Saİorvu 23 KASIM: BERGAMA Erıduatrı ^A*a Lt»wai 5<al< 2-4 KASİM: Ek». Somrt Merfeeıi: M«nek5e,1 Sk. Ho: 8 Kızıloy • Gişe: 41» 56 56 • 425 84 53'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle