Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 KASIM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Sabiler
M. Ali Kılınç: "Baş-
bakan, yurtlardakı
kız ve erkek çocuk-
ların aynı yerlerde kal-
rnalannı uygun görme-
diğine göre zavallı sa-
biler sıkmabaşlardan
ayn odalarda dayak
yiyecekler!"
EJekfronik posta- derHzsorrtfJcumhuriyetcorn.tr Tel: 0.212343 72 74 Faks: 0.212^43 72 «I
- TRT'de şeriat
propagandası yapılmış.
"Ümmete Sesleniş!"
UJ
SHÇEK'in yeni
açılımı: Sopalı
Hizmetler ve
Çocuk Ezme
Kurumul
Ajan
Doğan Güner:
"Dördüncü güç olan
medyada, beşincı güç
çalışması yapmak fikir
özgürlüğü müdür?"
SIVAS'TAKİ Kongre Müzesı'nın ıçinde bulunduğu
duruma ilişkin yazıyor Rtza Aydoğmuş:
'Mustafa Kemal Atatürk, yurdumuzun yedi
düvele karşı savunulması karannı 4 Eylül 1919'da
Sıvas'ta almıştı. Sıvas meydanına bakan taş bina
günler süren toplantılara ev sahipliği etmışti. Bina
yıllarca okul olarak kullanıldı. Okul, 1981 yılında
kapatıldığında adı Kongre üsesi idi; müzeye
dönüştüruldü.
Yurdun dört bir yanı ışgal edılmiş, millet fakr-ü
zaruret içinde harap ve bitap düşmüş halde iken, bin
bir zorluklara göğsünü siper ederek, bu güzel vatanı
emperyalistlerden kurtarmış ve bize armağan etmiş
kahramanlann anısına ne yazık kı bugün Sivas'ta,
yeteri kadar saygı gösterilmemektedir.
Bu yıl AKP'lı Sivas Beledıyesı, kentin daha elverişli
ve boş alanlan varken. ne akla hızmettir bilinmez,
Ramazan çadırını Cumhunyetın temellennın atıldığı
Kongre MüzesiKongre Müzesı'nin bahçesıne kurdu.
Ne var bu uygulamada denilebilir mi? Zaten,
Cumhuriyete ve onun kurumlanna yapılan saldırılar
önemsenip, yeterii tepkiler zamanında verilmediği
için, şeriat özlemcilerince 1993'te Sıvas'ın orta
yerinde onlarca aydınımız yakılarak, katledilmişti.
Yeterli tepkiyi almayan şeriat özlemcisi zihniyet
Sivas'ta Cumhuriyetin değerlerine saldırmaya hız
kesmeden devam ediyor. Başta kentin valisi olmak
üzere; Cumhunyetin nımetlerinden faydalanan kurum
ve kişiler, bu durumdan rahatsızlık duymazlar mı?
Kongre Müzesi'nin bahçesini çadıriarla, boncuk,
cıncık satıcılarının tezgâhlanyla doldurmak, vicdanlan
rahatsız etmez mi?
Geçmişte RP'li beledıyelerin bu kentte neler
yaptıklan malum, AKP'li belediyenin bu icraatının
hangi amaca hizmet ettiği de açık. Cumhuriyetin
temellennın atıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlannca saygı duyulan bir alana yapılan bu
hoyratlık ve saygısızlığa son verılmeli ve bir kez bile
tekran olmamalı. Aksine, yedısınden yetmişine o
binanın geçmişi ve bugünkü hayatımızdaki önemi her
fırsatta anlatılmalı. Bu önem, yetışen kuşaklara eğitim
öğretimle verilmiş, yeterince anlatılmış olsaydı, AKPIi
belediye bu saygısızlığa cesaret edemezdi.
Kaldı ki, çocukluğumu ve gençliğimi yaşadığım bu
kentte Ramazanlarda böyle çadır kurulmazdı. Çadır
kurulacak ise Cumhuriyete, onun değerlerine ve
kurumlanna saldırmadan, saygısızlık etmeden de
pekâlâ kurulabilin yer mi yok?
Cumhuriyetin önemli kurumlanndan olan Kongre
Müzesi'nin bahçesine çadır kurmak manidardır,
yanlıştır. Dileriz, bu yanlışta ısraredilmez."
Feda
Zehra Top: "Fuzi-
li'nin 'Birtaşına, bütün
Acem mülkü feda ol-
sun1
dediğı Istanbul'u
bir şeytıin parasına
fedaediyortar."
Fark
Akif Kökçe: "Çılgın
Türkler kurtuluşun em-
peryalizme karşı sa-
vaşmakta olduğu-
n farkındaydı.
Yılgın Türkler ise
kurtuluşun em-
peryalızme yanaş-
makta olduğunun
yanılgısında!"
SESSÎZSEDASFZd) Diyarbakır'daAtatürk'ıin yasaklanması
DİYARBAKIR'DAKİ Cumhuriyet
Bayramı kutlamalannda, ilginç bir olay
yaşanıyor. Atatürkçü Düşünce
Derneğı Diyarbakır Şubesi üyeleri,
ellerinde Atatürk posterteriyle
protokol tribününün tam karşısındaki
Atatürk Anıtı önüne geldiklerınde
yanlarına sivil polisler yaklaşıyor ve
Atatürk posterlerini indirmeleri ıçin
uyanlıyor!
Dernek üyeleri, sivil polıslerin
baskısı ile Atatürk posterlerini
kaldırmak durumunda kalıyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Diyarbakır Şubesi yazılı bir bildiri ile
olayı kınıyor ama Diyarbakır Valisi
Efkan Ala, böyle bir olay yaşandığına
ilişkin kendısine bir bılgı gelmedığinı
açıklıyor.
Biliyoruz ki Diyarbakır'daki yasal ve
yasadışı birçok gösteride ayrılıkçı
terör örgütünün ömür boyu hapis
cezasına çarptınlmış lıderı Abdullah
Öcalan'ın posterlerı serbestçe
taşınıyor.
Polis bunlara kanşmıyor.
Son olaydan anlaşıldığına göre
Avrupa Birliği'nın yolu Diyarbakır'dan
demek ki böyle geçiyor!
Diyarbakır Valisi Efkan Ala,
Türkiye'de ilk kez açılan bu "yol"u
dertıal temizlemelıdir! Vali, inkâr
etmekle bir yere varamaz. Olayın
görgü tanıkları var. Olayı bildiriyle
açıklayan, kınayan bir dernek var.
Vali, Atatürkçü Düşünce Derneği
Diyarbakır Şubesi yöneticileri
hakkında soruşturma açtırsın da
gerçeğin ne olduğunu, tüm Türkiye
görsün ve anlasın!
Fark Ettiııiz mi? Istanbul
Yaşanacak 102. Kent
DENtZ BANOĞLU
Meslekten gelen bir alışkan-
lıkla, öteden beri sadece gaze-
telerin birınci sayfa baş yazıla-
nnı değil, göze çarpmayan sü-
tunlard.aki küçük haberleri de
okurum. Kimı zaman damesle-
ğin gereği olarak, gündemde
genel geçer sorunlar neyse ga-
zetelerde çoğunluk ona baş kö-
şenin verildiğini bildiğim halde,
"Keşke bu haber birinci sayfa-
dan ve iri puntolaria duyurul-
muş olsaydı!" diye aklımdan
geçiririm; çünkü genelde bu ku-
çük haberier, gerek ülkem, ge-
rekse ülkem insanı ve kentleri
için olsun, bana göre genelge-
çer çarpıcı sıyasi haberlerden
daha önemlidir.
Işte bunlardan biri, 6 Ekim
2005 tarihli Cumhuriyet gaze-
tesinin 3. sayfasında yer alan
bir paragraflık haberdi. Tam da
Istanbul'un kurtuluşunun yıldö-
nümüne rastlayan bir tarihte,
"Dünyada yaşanacak eniyi 127
kent" listesinde Istanbul'un
102. sıradayeraldığı bildiriliyor-
du. Şaşırmamak mümkün de-
ğildi... Nasıl olurdu? Istanbul
tarihi geçmişi, doğal güzellikle-
ri, yemek kültürü, Kapalıçarşısı,
Boğazı, hatta Boğaz köprüleri,
yalıları, denizi, havası, suyu,
Türk insanının konukseverliği,
bir bir yükselen turistik otelleri,
Pera'sı, hatta beş istasyonlu
metrosu ile büyük bir metropol-
dü, bir dünya kentiydi!.. Türki-
ye'nin gözbebeğiydi!.. Yerelbe-
lediyelerin, altyapı değil, üstya-
pı, toprak üstü imar çalışmala-
nnda hepsi birbırinden görkem-
li binaiar dikmek için adeta bir-
bırleriyle yanştıklan, en büyük
yatınrnlann akıtıldığı birkentti...
En çağdaş pahalı oteller bura-
daydı, en lüks alışveriş merkez-
leri peşpeşe bu kentte açılıyor-
du, son model arabalanyla, hal-
kımız biraz soluk alsın, trafik ra-
natlasın diye(!), iki ayda bir sö-
külüp sökülüp yeniden yapılan
kaldınmları ve yollanyla,
ABD'r»in Manhattan'ına inat,
rnuthiş MASHATTAN imar pro-
jesiyle, turiste hizmet etmek
amacıyla tarihi okul bınalanmı-
zı, garlarımızı otellere dönüştür-
•ne yaratıcılığjyla, masmavi
gökyüzüyle ("Fark ettiniz mi,
gökyüzü ne kadar mavi"), yem-
/eşil çevresiyle ("Farkettinizmi,
çevremiz ne kadar yeşil?") Is-
ranbul tam da yaşanılacak, öz-
enecefc bir kent olması gerekir-
<en, b u 102'nci sıra da ne de-
neye geliyordu acaba? diye
jüşünmemek mümkün değildi
abii..
Sonra birde baktık ki, bu say-
jığımız: özellikler meger sanal
âlemde kalıyormuş... Kentlerin
/anştığjı 5 ana kategori "istikrar,
ağlık rmizmetleri, çevre koşulla-
T
, eğitff<m, altyapı, kültürel et-
inlikler"m\ş, bu sınıflandırma-
la 100=
ün üzerinde sadece 39
ıuan ailabilen istanbul'la aynı
ırayı, Suudi Arabistan'ın Al
;hobar ve Riyad ile Filipinler'in
aşkenrti Manila ve ünlü El Ha-
sinekl iaçıkhavaçarşısıylaMı-
ır'ın Kaahire kentleri paylaşıyor-
muş.. Sözün kısası Istanbul bu
5 ana kategorıde "sınıfta kal-
mış"...
Bu arada hemen ekleyelim ki,
ülke olarak en büyük şansımız,
Suudi Arabistan, Filipinler ve
Mısır'ın yanı sıra Dubai'den söz
edilmemesi. Yoksa bir dünya
metropolü olan Istanbul'un en
seçkin semtinde MASHATTAN
projesinin belki de ilk adımı ola-
cak kıvrak gökdelenleri kim di-
kerdi?
Economist dergisinin yayım-
ladığı, bizim basına küçük bir
haber olarak yansıyan bu ha-
berde, ışın şaka götürür yanı ol-
madığı gibi, en çarpıcı olan, şu
gerçeğin açık seçik ortaya çık-
ması: Bir kentin dünya metro-
polü etiketiyle anılması için, öy-
le "Ben gökdelenleri çok sevi-
yorum, çağdaş bir kentin uy-
gaıiık simgesidir" gibi sözlerı
yeterli olamıyor. Elektriğin, su-
yun, örneğin Nişantaşı'nda, Le-
vent semtlerinde artık kesılme-
diğini söylemek de... Ya da dü-
nün Beyoğlu'su bugünün özen-
ti adıyfa Pera'nın lüks kahveler-
le donatılması.. Ya da kamu-
oyunun istekleri, mimarmühen-
dis odalannın. kent planlayıcıla-
nnın görüşleri alınmaksızın,
sözgelımi bir gecede alınan ka-
rariarla, 5000 senelik tarihi geç-
mışin, çirkin gökdelenlerie yok
edilmesi... Bütün bunlar bir ken-
ti ne yaşanabilir kılıyor, ne dün-
ya metropolü, ne de çağdaş ya-
pıyor...
Istanbul gerçeğini görmek
için fildişi kulelerden aşağılara
inip, halkın arasına karışmak
gerekiyor... Bu güzelim kentin
arka sokaklarını, arka rnahalle-
lerini bir bir dolaşmak gereki-
yor. Lüks arabalardan inip, oto-
büslere binmek, kırmızı ışıklar-
da dunmak, yeşil ışıklarda yaya
yürümek gerekiyor. Devlethas-
tanelerinin koridorlannda sıra-
sının gelmesini, bir ameliyat ya
da muayene ıçin belkı ayiarca
beklemek gerekiyor... Eğitimde
eşitliğin kalmadığı bir ortamda,
paralı eğitim dışında çocukları-
mızın, hâlâ sobası olmayan
semt okullarında 60 kişilik sınıf-
larda eğitim yaptığı gerçeğini
yaşamak gerekiyor... "Gökyü-
zünün ne kadar mavi olduğu"
yazılı afişlerin altında uzanan
yollardaki trafik keşmekeşinde
insanlarımızın nasıl çıle çektiği-
ni ya da ne kadar trafik kazala-
nnın olduğunu unutmamak ge-
rekiyor...
Ve bütün bu olumsuzluklara
karşın, hâlâ "Aman Tannm ne
güzel!" diyebildiğimiz bu kentin,
Arap şeyhlerine peşkeş çekil-
mesi için, tüm Istanbullulann el
ele yürek yüreğe vererek diren-
mesi gerekiyor... Piyer Loti'le-
rin, Lamartin'lerın övgülerdiz-
diği Istanbul'un, yaşanabilir, so-
luk alınabilir bir kent olması için
"gökdelenlere" hayır denmesi
gerekiyor... Ve bütün bu gere-
kenlerın bir an önce yapılması
gerekiyor... Yoksa Istanbul
avuçlarımızın ıçinden kayıyor,
yok oluyor, tükeniyor...!
y
denizban"' superonline.com
ÇİZGİLlK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci I mynet.com
HARBt SEMİH POROY semihporoyc yahoo. com
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikn mynet.com
AFERÎM SANA LANL
U5LU DURUP YEMESÎNI ylYİNCE
KILO ALDrN
6BJŞTİN BAK!..
KADROLA5MA SONRASI
ÇOOJK &EIÎSÎMİ
UZMANI...
ı n , - y - p T —f~ | ı | 1....1 ,„>„,[-
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URCENÇ k_urgenc(h yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Kasun icwic.nuuntaz-arikan.com
EZRA POUNDUN ONCULUGU.,
fS72'D£ BUGÜH, ÜNLÜ AME&MU OZ4tJ E2RA POUfJD
19O8'O£ AV&UPA'M &O€N OZAM, İMGtLTEIiE, F&AMSA YE
imLYA 'DA YAŞAOt. 6£NÇ SAMATÇILARlA POSTLUK KiieAH
POUMD, BrnçoĞuNA OA yneoiMa OLDU. BUNIAR
DA, Y&4TS, t-/£MfA/£IAMy, ELIOT} •TOYCB, D.
G'Bİ AOP4IZ YAEDl. ÇOĞU OfJUN iLK£L££(fJD£N YCHA Çl-
&1ISAK SA?A£l KAZAMMtpy. YAZ&6I *CAH7O"'M« EL&EN
ELE OOLAf/U/ÇTT- r.S.EUOr,POU*ID İÇiM *O, YÛZY/U-
MI2O4 £Eâç£KL£f£U Şıig p£V&M<NİM SlfS.
ÖAJCÛSÜDÜIS " OEMifTİ.. ffÛTZ/A/ SUNLAe/t
SIISA, EZRA POUAID, FAŞİZMİ BEMıM£€tot\
Lifjf VE HiTl£/2 'fA/ PESTEKÇlÇİ OLMüftu'. YAPTI-
tCONUŞMALAR, &AVAŞ SONUMDA ruTUKLAM/P
EŞHİ/S ÇDİLMESİME, UZUN Y/LlAg B/A.
HASTAMESİME ACAPA77LA4AS//Vı4 YQL AÇMIÇTtL
ı l
Gen<;lik.yıllcı-
rında çizil*«
bir- poH-resi
BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı 2005 1292
Talebuı kabulü ile tstanbul ılı Bakırko> ılçesı. Atako> 3. 4. 5 kısım mahalle, cıli 4. hane 573'de kayıtlı Dalı kızı (.\lıı Munıre'den olma 1919 dlu Emıne Topuz'un MK.'nun
405 maddesı gereğınce kısıtlanmasına. kendısıne Erzurum ılı Pasınler ılçesı. Ketbudağ Mah cılt 07. asn 01. sıra 72'de kayıtlı Ibrahım Tursunoglu \lev lıde'den olma 22.2 1968
dlu CelaJettuı Bayoğlu'nun MK.'nun 413 maddesı gereğınce \ası olaraK aıanmasma karar \enlmıştır Bu karara ıluazı olaniann rnahkememıan 2005 1292 £saf 3ayılı kanuni sü-
resı ıçensınde müracaat etmelen. aksı takdırde kararaı kesınleşeceğı hususu ılan olunur. 25.10.2005 Basıır 51192
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Tıflis'tef
Art Caucasus'
Buluşması
Cumhurbaşkanı Sezer'in resepsiyonunda, Çanka-
ya'da bir Atatürkçünün bulunmasının önemini bir da-
ha iliklerimize kadar hissettik. Sanatı yok sayan, hey-
kellere tüküren, Küftür Bakanlığı bütçesini daraltan,
gençleri durmadan Kuran kurslanna iten bir zihniye-
tin iktidar olduğu bu dönemde, "devlete rağmen"sa-
nat yapmaya devam ederken hiç olmazsa zirvede
çağdaşlık bayrağının dalgalanması çok önemli. AKR
göstermelik olarak AB için yaptığı Istanbul Modem
jesti dışında, çağdaş kültüre katkısı "sıfır" olan bir
parti.
Evet, arkamızda Batılı sanatçılar gibi devlet deste-
ği olmadan yıllardır kendi yağımızla kavrulup gidiyo-
ruz. Birkaç hafta önce yakın dostum sanatçı Deniz-
han Özer ile beraberTıflis'te bu yıl ikincisi yapılan "Art
Caucasus" başlıklı uluslararası çağdaş sergilere ve
sempozyuma katıldık. Bir hafta boyunca hem Kafkas-
lar'dan, hem dünyanın dört biryanından gelen sanat-
çı ve sanat adamları ile beraber olduk. Bundan 21 yıl
önce üç-dört Batı sanat metropolünün "sözde ulus-
lararası" sanat ortamını kendi tekellerinin baskısı al-
tında tutmak için nasıl sınırlan dikenli te/lerle sıkıca ör-
düklerini tüm boyutlanyla algıladığımda, bunun yüz-
yıllar üstünden oynanan oyunun büyük birparçası ol-
duğunu fark etmiştim. 1984'te San Francisco Modern
Sanatlar Müzesi'nde dağıttığım bildiri ile başlayan
açık savaşın ardından, bir mantık ve söz düellosu
başlamıştı. Bat'nın, çağdaş sanatı kendi emperyalist
emelleri için kullandığını kabul edecek yüzü tabii ki
yoktu. O günlerde dünya sanatının gerçekten bu giz-
li ırkçılıkla yüklü faşist zincirleri kıracağı dönemleri ip-
le çeken bir söylem yayıyorduk. Bugün biraz olsun o
noktalara geldik. Sanat artık yainız Paris-New York-
Köln-Londra üzerinden değil, Buenos Aires, Havana,
Pekin, Istanbul, Kahire üzerinden de konuşulur hale
geldi. Tabii bu örümcek Nazi kafalı bazı ırkçılann işi-
nin brttiği veya sanat kapitalinin "mesajı" artık aldığı
anlamına gelmiyor. Olay ticari açıdan hâlâ devede
kulak.
lliko Zautashvili, Gürcistan'ın en önemli sanatçı-
lanndan biri. Kendi ülkesindeki zoriuklaria mücadele
edip Nana Kirmelashvili ile beraberArt Caucasus'u
ayakta tutuyorlar. Geçen yıl Bilgi Üniversrtesi'nde dü-
zenlediğimiz uluslararası panele de katılan Zautash-
vili, gizemli, şeytan tüyü taşıyan, karizmatik bir kişi-
lik. Sanatsal tartışmalar ve Gürcistan'da kaçınılmaz
parçaları içki ve dostluk onun esas işleri arasında.
Bize sergi için verilen alan, binlerce kişinin girip çık-
tığı, yeni, büyük bir alışveriş merkezinde. Aslında dev-
letin bu yıl yeni açtığı bir kültür merkezinde sergi ya-
pılacakmış, ama Kültür Bakanlığf nın içindeki "tutu-
cu güçler" çağdaş sanattan korktuklan için bunu ba-
şaramamışlar. Allah'tan, Dışişleri Bakanlığı farklı bir
açık düşünce taşıdığı için "Beyond Stereotypes" (Ka-
nıksanmışın ötesinde) başlıklı uluslararası bir tartış-
ma platformu orada toplanabildi. Yunanlı Oenys Zac-
haropoulos ve küratör Katerina Gregos, Rusya'nın
ünlü sanat adamı ve Moskova Ulusal Çağdaş Sanat
Merkezi'nin başı Leonid Bajanov ve Rus eleştirmen
Natasha Zolotova, Kalifomiyalı küratör Lydia Matt-
hews, Amerikalı sergi organizatörü, uluslararası pro-
je koordinatörü John Wilson, Ingiliz sanat adamlan
Bruce Allan ve Louise Short, Italyan sanat eleştir-
meni Carmelo Strano gibi isimlerle yine uzun uzun
dünya sanatının hangi dağlan aşıp hangi sellerle kar-
şı karşıya katdığını tartışma fırsatı bulduk. Kirrri zaman
çoğumuz aynı görüşteydik, kimi zaman entelektüel
adap içerisinde birbirimize ince iğnelemeler yaptık. A-
ma bunlar bakanlığın yaklaşık 1000 m2'lik dev top-
lantı odasında hoş sedalar bıraktı.
İki görüşme arasında sokakta yürüyüp bir şairin
heykelinin fotoğrafını çekerken az kalsın tutuklanı-
yorduk! Çünkü meğer arkada ABD büyükelçilik bina-
sı varmış ve resminin çekilmesi yasakmış! Ama orta-
da buna dair birtabela filan yok. Allah'tan, Türkiye Bü-
yükelçiliği'ne ulaştım ve müsteşanmız Sn. Fırat Usel
iki saat süren ciddi "diplomatik kriz"\ çözebildi. Gür-
cistan, "özalizm" Türkiyesi gibi bir değişim süreci
yaşıyor. Ama öte yandan bu liberalizm furyası, CIA ko-
ruyuculuğuna soyunan eski KGB mantığının kalıntı-
lan ile eşleşip ortaya tam Aziz Nesin'lik sahneler çı-
karabiliyor.
Bugün de size Kafkaslar'da Balkan ülkelerinin kül-
türel dokusunu çok andıran, sevecen insanlann dün-
yasından bir kesit sündum. Evet, yobaz bir anlayışın
sistemli, kurnaz ve dış bağlantılı saldınsı altındaki ül-
kemizde, gericiliğin bir numaralı panzehiri olan sana-
tı canlı tutmak da bizim ana görevlerimiz arasında.
e-mail: bedbay;a tnn.net - Faks: 0212 227 34 65
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7
SOLDANSAĞA:
1/ Reçınesı he-
kimlikte ve ko-
ku yapımında 2
kullanılan bir
ağaç. 2/Biryü-
zeyin eğiklik
derecesini an-
lamaya yara-
yan araç... An-
lam. 3/ Payla- 7
ma,azarlama... 3
Baryum ele-
mentinin sim-
gesi. 4/ Düzce'nin bir
ilçesi. 5/ Bir nota...
Türlünederüerle başa-
nlı olamayan kimse. 6/
Önemli tarihsel olgıı...
Bu\ıırucu. II Şarkı
söyleme. 8/ Bir cet\el
türii... Bir burç adı. 9/
Bıtkisel tellerden ya-
pılmış, kaba örgülü 8
büyük çuval... Dere- 9
beylik Japonyası"nda
en aşağı srnıfı oluşturan halk.
YUKARIDAN AŞAĞIY4:
l/Reçinesi hekimlikte kullanılan ve sıcak ülkelerde ye-
tişenbodur bir ağaç. 2/Bir nota... Halk dilinde çuvala
verilen ad. 3/ Türk müziğinde bir makam... »\rap er-
keklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıklan kalın
çember bağ. 4/ Ad ya da numara çekilerek oynanan
şans oyunlannın genel adı. 5/ Kimi Türk lehçelerinde
'"ağa"' yerine kullanılan sözcük... KesinlikJe ujıılma-
sı gereken Kuran ve hadis hükümleri. 6/Cinsel iktidar-
sızlık. 7/Bir soru sözü... Orhan Kemai'in bir romanı.
8/Birrenk... Satrançta bir taş. 9/Bir nota... Camüre-
timi ve sanayide kullanılan soda külü.