18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Sabiler M. Ali Kılınç: "Baş- bakan, yurtlardakı kız ve erkek çocuk- ların aynı yerlerde kal- rnalannı uygun görme- diğine göre zavallı sa- biler sıkmabaşlardan ayn odalarda dayak yiyecekler!" EJekfronik posta- derHzsorrtfJcumhuriyetcorn.tr Tel: 0.212343 72 74 Faks: 0.212^43 72 «I - TRT'de şeriat propagandası yapılmış. "Ümmete Sesleniş!" UJ SHÇEK'in yeni açılımı: Sopalı Hizmetler ve Çocuk Ezme Kurumul Ajan Doğan Güner: "Dördüncü güç olan medyada, beşincı güç çalışması yapmak fikir özgürlüğü müdür?" SIVAS'TAKİ Kongre Müzesı'nın ıçinde bulunduğu duruma ilişkin yazıyor Rtza Aydoğmuş: 'Mustafa Kemal Atatürk, yurdumuzun yedi düvele karşı savunulması karannı 4 Eylül 1919'da Sıvas'ta almıştı. Sıvas meydanına bakan taş bina günler süren toplantılara ev sahipliği etmışti. Bina yıllarca okul olarak kullanıldı. Okul, 1981 yılında kapatıldığında adı Kongre üsesi idi; müzeye dönüştüruldü. Yurdun dört bir yanı ışgal edılmiş, millet fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş halde iken, bin bir zorluklara göğsünü siper ederek, bu güzel vatanı emperyalistlerden kurtarmış ve bize armağan etmiş kahramanlann anısına ne yazık kı bugün Sivas'ta, yeteri kadar saygı gösterilmemektedir. Bu yıl AKP'lı Sivas Beledıyesı, kentin daha elverişli ve boş alanlan varken. ne akla hızmettir bilinmez, Ramazan çadırını Cumhunyetın temellennın atıldığı Kongre MüzesiKongre Müzesı'nin bahçesıne kurdu. Ne var bu uygulamada denilebilir mi? Zaten, Cumhuriyete ve onun kurumlanna yapılan saldırılar önemsenip, yeterii tepkiler zamanında verilmediği için, şeriat özlemcilerince 1993'te Sıvas'ın orta yerinde onlarca aydınımız yakılarak, katledilmişti. Yeterli tepkiyi almayan şeriat özlemcisi zihniyet Sivas'ta Cumhuriyetin değerlerine saldırmaya hız kesmeden devam ediyor. Başta kentin valisi olmak üzere; Cumhunyetin nımetlerinden faydalanan kurum ve kişiler, bu durumdan rahatsızlık duymazlar mı? Kongre Müzesi'nin bahçesini çadıriarla, boncuk, cıncık satıcılarının tezgâhlanyla doldurmak, vicdanlan rahatsız etmez mi? Geçmişte RP'li beledıyelerin bu kentte neler yaptıklan malum, AKP'li belediyenin bu icraatının hangi amaca hizmet ettiği de açık. Cumhuriyetin temellennın atıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlannca saygı duyulan bir alana yapılan bu hoyratlık ve saygısızlığa son verılmeli ve bir kez bile tekran olmamalı. Aksine, yedısınden yetmişine o binanın geçmişi ve bugünkü hayatımızdaki önemi her fırsatta anlatılmalı. Bu önem, yetışen kuşaklara eğitim öğretimle verilmiş, yeterince anlatılmış olsaydı, AKPIi belediye bu saygısızlığa cesaret edemezdi. Kaldı ki, çocukluğumu ve gençliğimi yaşadığım bu kentte Ramazanlarda böyle çadır kurulmazdı. Çadır kurulacak ise Cumhuriyete, onun değerlerine ve kurumlanna saldırmadan, saygısızlık etmeden de pekâlâ kurulabilin yer mi yok? Cumhuriyetin önemli kurumlanndan olan Kongre Müzesi'nin bahçesine çadır kurmak manidardır, yanlıştır. Dileriz, bu yanlışta ısraredilmez." Feda Zehra Top: "Fuzi- li'nin 'Birtaşına, bütün Acem mülkü feda ol- sun1 dediğı Istanbul'u bir şeytıin parasına fedaediyortar." Fark Akif Kökçe: "Çılgın Türkler kurtuluşun em- peryalizme karşı sa- vaşmakta olduğu- n farkındaydı. Yılgın Türkler ise kurtuluşun em- peryalızme yanaş- makta olduğunun yanılgısında!" SESSÎZSEDASFZd) Diyarbakır'daAtatürk'ıin yasaklanması DİYARBAKIR'DAKİ Cumhuriyet Bayramı kutlamalannda, ilginç bir olay yaşanıyor. Atatürkçü Düşünce Derneğı Diyarbakır Şubesi üyeleri, ellerinde Atatürk posterteriyle protokol tribününün tam karşısındaki Atatürk Anıtı önüne geldiklerınde yanlarına sivil polisler yaklaşıyor ve Atatürk posterlerini indirmeleri ıçin uyanlıyor! Dernek üyeleri, sivil polıslerin baskısı ile Atatürk posterlerini kaldırmak durumunda kalıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği Diyarbakır Şubesi yazılı bir bildiri ile olayı kınıyor ama Diyarbakır Valisi Efkan Ala, böyle bir olay yaşandığına ilişkin kendısine bir bılgı gelmedığinı açıklıyor. Biliyoruz ki Diyarbakır'daki yasal ve yasadışı birçok gösteride ayrılıkçı terör örgütünün ömür boyu hapis cezasına çarptınlmış lıderı Abdullah Öcalan'ın posterlerı serbestçe taşınıyor. Polis bunlara kanşmıyor. Son olaydan anlaşıldığına göre Avrupa Birliği'nın yolu Diyarbakır'dan demek ki böyle geçiyor! Diyarbakır Valisi Efkan Ala, Türkiye'de ilk kez açılan bu "yol"u dertıal temizlemelıdir! Vali, inkâr etmekle bir yere varamaz. Olayın görgü tanıkları var. Olayı bildiriyle açıklayan, kınayan bir dernek var. Vali, Atatürkçü Düşünce Derneği Diyarbakır Şubesi yöneticileri hakkında soruşturma açtırsın da gerçeğin ne olduğunu, tüm Türkiye görsün ve anlasın! Fark Ettiııiz mi? Istanbul Yaşanacak 102. Kent DENtZ BANOĞLU Meslekten gelen bir alışkan- lıkla, öteden beri sadece gaze- telerin birınci sayfa baş yazıla- nnı değil, göze çarpmayan sü- tunlard.aki küçük haberleri de okurum. Kimı zaman damesle- ğin gereği olarak, gündemde genel geçer sorunlar neyse ga- zetelerde çoğunluk ona baş kö- şenin verildiğini bildiğim halde, "Keşke bu haber birinci sayfa- dan ve iri puntolaria duyurul- muş olsaydı!" diye aklımdan geçiririm; çünkü genelde bu ku- çük haberier, gerek ülkem, ge- rekse ülkem insanı ve kentleri için olsun, bana göre genelge- çer çarpıcı sıyasi haberlerden daha önemlidir. Işte bunlardan biri, 6 Ekim 2005 tarihli Cumhuriyet gaze- tesinin 3. sayfasında yer alan bir paragraflık haberdi. Tam da Istanbul'un kurtuluşunun yıldö- nümüne rastlayan bir tarihte, "Dünyada yaşanacak eniyi 127 kent" listesinde Istanbul'un 102. sıradayeraldığı bildiriliyor- du. Şaşırmamak mümkün de- ğildi... Nasıl olurdu? Istanbul tarihi geçmişi, doğal güzellikle- ri, yemek kültürü, Kapalıçarşısı, Boğazı, hatta Boğaz köprüleri, yalıları, denizi, havası, suyu, Türk insanının konukseverliği, bir bir yükselen turistik otelleri, Pera'sı, hatta beş istasyonlu metrosu ile büyük bir metropol- dü, bir dünya kentiydi!.. Türki- ye'nin gözbebeğiydi!.. Yerelbe- lediyelerin, altyapı değil, üstya- pı, toprak üstü imar çalışmala- nnda hepsi birbırinden görkem- li binaiar dikmek için adeta bir- bırleriyle yanştıklan, en büyük yatınrnlann akıtıldığı birkentti... En çağdaş pahalı oteller bura- daydı, en lüks alışveriş merkez- leri peşpeşe bu kentte açılıyor- du, son model arabalanyla, hal- kımız biraz soluk alsın, trafik ra- natlasın diye(!), iki ayda bir sö- külüp sökülüp yeniden yapılan kaldınmları ve yollanyla, ABD'r»in Manhattan'ına inat, rnuthiş MASHATTAN imar pro- jesiyle, turiste hizmet etmek amacıyla tarihi okul bınalanmı- zı, garlarımızı otellere dönüştür- •ne yaratıcılığjyla, masmavi gökyüzüyle ("Fark ettiniz mi, gökyüzü ne kadar mavi"), yem- /eşil çevresiyle ("Farkettinizmi, çevremiz ne kadar yeşil?") Is- ranbul tam da yaşanılacak, öz- enecefc bir kent olması gerekir- <en, b u 102'nci sıra da ne de- neye geliyordu acaba? diye jüşünmemek mümkün değildi abii.. Sonra birde baktık ki, bu say- jığımız: özellikler meger sanal âlemde kalıyormuş... Kentlerin /anştığjı 5 ana kategori "istikrar, ağlık rmizmetleri, çevre koşulla- T , eğitff<m, altyapı, kültürel et- inlikler"m\ş, bu sınıflandırma- la 100= ün üzerinde sadece 39 ıuan ailabilen istanbul'la aynı ırayı, Suudi Arabistan'ın Al ;hobar ve Riyad ile Filipinler'in aşkenrti Manila ve ünlü El Ha- sinekl iaçıkhavaçarşısıylaMı- ır'ın Kaahire kentleri paylaşıyor- muş.. Sözün kısası Istanbul bu 5 ana kategorıde "sınıfta kal- mış"... Bu arada hemen ekleyelim ki, ülke olarak en büyük şansımız, Suudi Arabistan, Filipinler ve Mısır'ın yanı sıra Dubai'den söz edilmemesi. Yoksa bir dünya metropolü olan Istanbul'un en seçkin semtinde MASHATTAN projesinin belki de ilk adımı ola- cak kıvrak gökdelenleri kim di- kerdi? Economist dergisinin yayım- ladığı, bizim basına küçük bir haber olarak yansıyan bu ha- berde, ışın şaka götürür yanı ol- madığı gibi, en çarpıcı olan, şu gerçeğin açık seçik ortaya çık- ması: Bir kentin dünya metro- polü etiketiyle anılması için, öy- le "Ben gökdelenleri çok sevi- yorum, çağdaş bir kentin uy- gaıiık simgesidir" gibi sözlerı yeterli olamıyor. Elektriğin, su- yun, örneğin Nişantaşı'nda, Le- vent semtlerinde artık kesılme- diğini söylemek de... Ya da dü- nün Beyoğlu'su bugünün özen- ti adıyfa Pera'nın lüks kahveler- le donatılması.. Ya da kamu- oyunun istekleri, mimarmühen- dis odalannın. kent planlayıcıla- nnın görüşleri alınmaksızın, sözgelımi bir gecede alınan ka- rariarla, 5000 senelik tarihi geç- mışin, çirkin gökdelenlerie yok edilmesi... Bütün bunlar bir ken- ti ne yaşanabilir kılıyor, ne dün- ya metropolü, ne de çağdaş ya- pıyor... Istanbul gerçeğini görmek için fildişi kulelerden aşağılara inip, halkın arasına karışmak gerekiyor... Bu güzelim kentin arka sokaklarını, arka rnahalle- lerini bir bir dolaşmak gereki- yor. Lüks arabalardan inip, oto- büslere binmek, kırmızı ışıklar- da dunmak, yeşil ışıklarda yaya yürümek gerekiyor. Devlethas- tanelerinin koridorlannda sıra- sının gelmesini, bir ameliyat ya da muayene ıçin belkı ayiarca beklemek gerekiyor... Eğitimde eşitliğin kalmadığı bir ortamda, paralı eğitim dışında çocukları- mızın, hâlâ sobası olmayan semt okullarında 60 kişilik sınıf- larda eğitim yaptığı gerçeğini yaşamak gerekiyor... "Gökyü- zünün ne kadar mavi olduğu" yazılı afişlerin altında uzanan yollardaki trafik keşmekeşinde insanlarımızın nasıl çıle çektiği- ni ya da ne kadar trafik kazala- nnın olduğunu unutmamak ge- rekiyor... Ve bütün bu olumsuzluklara karşın, hâlâ "Aman Tannm ne güzel!" diyebildiğimiz bu kentin, Arap şeyhlerine peşkeş çekil- mesi için, tüm Istanbullulann el ele yürek yüreğe vererek diren- mesi gerekiyor... Piyer Loti'le- rin, Lamartin'lerın övgülerdiz- diği Istanbul'un, yaşanabilir, so- luk alınabilir bir kent olması için "gökdelenlere" hayır denmesi gerekiyor... Ve bütün bu gere- kenlerın bir an önce yapılması gerekiyor... Yoksa Istanbul avuçlarımızın ıçinden kayıyor, yok oluyor, tükeniyor...! y denizban"' superonline.com ÇİZGİLlK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci I mynet.com HARBt SEMİH POROY semihporoyc yahoo. com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikn mynet.com AFERÎM SANA LANL U5LU DURUP YEMESÎNI ylYİNCE KILO ALDrN 6BJŞTİN BAK!.. KADROLA5MA SONRASI ÇOOJK &EIÎSÎMİ UZMANI... ı n , - y - p T —f~ | ı | 1....1 ,„>„,[- OTOBÜSTEKİLER KEMAL URCENÇ k_urgenc(h yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Kasun icwic.nuuntaz-arikan.com EZRA POUNDUN ONCULUGU., fS72'D£ BUGÜH, ÜNLÜ AME&MU OZ4tJ E2RA POUfJD 19O8'O£ AV&UPA'M &O€N OZAM, İMGtLTEIiE, F&AMSA YE imLYA 'DA YAŞAOt. 6£NÇ SAMATÇILARlA POSTLUK KiieAH POUMD, BrnçoĞuNA OA yneoiMa OLDU. BUNIAR DA, Y&4TS, t-/£MfA/£IAMy, ELIOT} •TOYCB, D. G'Bİ AOP4IZ YAEDl. ÇOĞU OfJUN iLK£L££(fJD£N YCHA Çl- &1ISAK SA?A£l KAZAMMtpy. YAZ&6I *CAH7O"'M« EL&EN ELE OOLAf/U/ÇTT- r.S.EUOr,POU*ID İÇiM *O, YÛZY/U- MI2O4 £Eâç£KL£f£U Şıig p£V&M<NİM SlfS. ÖAJCÛSÜDÜIS " OEMifTİ.. ffÛTZ/A/ SUNLAe/t SIISA, EZRA POUAID, FAŞİZMİ BEMıM£€tot\ Lifjf VE HiTl£/2 'fA/ PESTEKÇlÇİ OLMüftu'. YAPTI- tCONUŞMALAR, &AVAŞ SONUMDA ruTUKLAM/P EŞHİ/S ÇDİLMESİME, UZUN Y/LlAg B/A. HASTAMESİME ACAPA77LA4AS//Vı4 YQL AÇMIÇTtL ı l Gen<;lik.yıllcı- rında çizil*« bir- poH-resi BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı 2005 1292 Talebuı kabulü ile tstanbul ılı Bakırko> ılçesı. Atako> 3. 4. 5 kısım mahalle, cıli 4. hane 573'de kayıtlı Dalı kızı (.\lıı Munıre'den olma 1919 dlu Emıne Topuz'un MK.'nun 405 maddesı gereğınce kısıtlanmasına. kendısıne Erzurum ılı Pasınler ılçesı. Ketbudağ Mah cılt 07. asn 01. sıra 72'de kayıtlı Ibrahım Tursunoglu \lev lıde'den olma 22.2 1968 dlu CelaJettuı Bayoğlu'nun MK.'nun 413 maddesı gereğınce \ası olaraK aıanmasma karar \enlmıştır Bu karara ıluazı olaniann rnahkememıan 2005 1292 £saf 3ayılı kanuni sü- resı ıçensınde müracaat etmelen. aksı takdırde kararaı kesınleşeceğı hususu ılan olunur. 25.10.2005 Basıır 51192 GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Tıflis'tef Art Caucasus' Buluşması Cumhurbaşkanı Sezer'in resepsiyonunda, Çanka- ya'da bir Atatürkçünün bulunmasının önemini bir da- ha iliklerimize kadar hissettik. Sanatı yok sayan, hey- kellere tüküren, Küftür Bakanlığı bütçesini daraltan, gençleri durmadan Kuran kurslanna iten bir zihniye- tin iktidar olduğu bu dönemde, "devlete rağmen"sa- nat yapmaya devam ederken hiç olmazsa zirvede çağdaşlık bayrağının dalgalanması çok önemli. AKR göstermelik olarak AB için yaptığı Istanbul Modem jesti dışında, çağdaş kültüre katkısı "sıfır" olan bir parti. Evet, arkamızda Batılı sanatçılar gibi devlet deste- ği olmadan yıllardır kendi yağımızla kavrulup gidiyo- ruz. Birkaç hafta önce yakın dostum sanatçı Deniz- han Özer ile beraberTıflis'te bu yıl ikincisi yapılan "Art Caucasus" başlıklı uluslararası çağdaş sergilere ve sempozyuma katıldık. Bir hafta boyunca hem Kafkas- lar'dan, hem dünyanın dört biryanından gelen sanat- çı ve sanat adamları ile beraber olduk. Bundan 21 yıl önce üç-dört Batı sanat metropolünün "sözde ulus- lararası" sanat ortamını kendi tekellerinin baskısı al- tında tutmak için nasıl sınırlan dikenli te/lerle sıkıca ör- düklerini tüm boyutlanyla algıladığımda, bunun yüz- yıllar üstünden oynanan oyunun büyük birparçası ol- duğunu fark etmiştim. 1984'te San Francisco Modern Sanatlar Müzesi'nde dağıttığım bildiri ile başlayan açık savaşın ardından, bir mantık ve söz düellosu başlamıştı. Bat'nın, çağdaş sanatı kendi emperyalist emelleri için kullandığını kabul edecek yüzü tabii ki yoktu. O günlerde dünya sanatının gerçekten bu giz- li ırkçılıkla yüklü faşist zincirleri kıracağı dönemleri ip- le çeken bir söylem yayıyorduk. Bugün biraz olsun o noktalara geldik. Sanat artık yainız Paris-New York- Köln-Londra üzerinden değil, Buenos Aires, Havana, Pekin, Istanbul, Kahire üzerinden de konuşulur hale geldi. Tabii bu örümcek Nazi kafalı bazı ırkçılann işi- nin brttiği veya sanat kapitalinin "mesajı" artık aldığı anlamına gelmiyor. Olay ticari açıdan hâlâ devede kulak. lliko Zautashvili, Gürcistan'ın en önemli sanatçı- lanndan biri. Kendi ülkesindeki zoriuklaria mücadele edip Nana Kirmelashvili ile beraberArt Caucasus'u ayakta tutuyorlar. Geçen yıl Bilgi Üniversrtesi'nde dü- zenlediğimiz uluslararası panele de katılan Zautash- vili, gizemli, şeytan tüyü taşıyan, karizmatik bir kişi- lik. Sanatsal tartışmalar ve Gürcistan'da kaçınılmaz parçaları içki ve dostluk onun esas işleri arasında. Bize sergi için verilen alan, binlerce kişinin girip çık- tığı, yeni, büyük bir alışveriş merkezinde. Aslında dev- letin bu yıl yeni açtığı bir kültür merkezinde sergi ya- pılacakmış, ama Kültür Bakanlığf nın içindeki "tutu- cu güçler" çağdaş sanattan korktuklan için bunu ba- şaramamışlar. Allah'tan, Dışişleri Bakanlığı farklı bir açık düşünce taşıdığı için "Beyond Stereotypes" (Ka- nıksanmışın ötesinde) başlıklı uluslararası bir tartış- ma platformu orada toplanabildi. Yunanlı Oenys Zac- haropoulos ve küratör Katerina Gregos, Rusya'nın ünlü sanat adamı ve Moskova Ulusal Çağdaş Sanat Merkezi'nin başı Leonid Bajanov ve Rus eleştirmen Natasha Zolotova, Kalifomiyalı küratör Lydia Matt- hews, Amerikalı sergi organizatörü, uluslararası pro- je koordinatörü John Wilson, Ingiliz sanat adamlan Bruce Allan ve Louise Short, Italyan sanat eleştir- meni Carmelo Strano gibi isimlerle yine uzun uzun dünya sanatının hangi dağlan aşıp hangi sellerle kar- şı karşıya katdığını tartışma fırsatı bulduk. Kirrri zaman çoğumuz aynı görüşteydik, kimi zaman entelektüel adap içerisinde birbirimize ince iğnelemeler yaptık. A- ma bunlar bakanlığın yaklaşık 1000 m2'lik dev top- lantı odasında hoş sedalar bıraktı. İki görüşme arasında sokakta yürüyüp bir şairin heykelinin fotoğrafını çekerken az kalsın tutuklanı- yorduk! Çünkü meğer arkada ABD büyükelçilik bina- sı varmış ve resminin çekilmesi yasakmış! Ama orta- da buna dair birtabela filan yok. Allah'tan, Türkiye Bü- yükelçiliği'ne ulaştım ve müsteşanmız Sn. Fırat Usel iki saat süren ciddi "diplomatik kriz"\ çözebildi. Gür- cistan, "özalizm" Türkiyesi gibi bir değişim süreci yaşıyor. Ama öte yandan bu liberalizm furyası, CIA ko- ruyuculuğuna soyunan eski KGB mantığının kalıntı- lan ile eşleşip ortaya tam Aziz Nesin'lik sahneler çı- karabiliyor. Bugün de size Kafkaslar'da Balkan ülkelerinin kül- türel dokusunu çok andıran, sevecen insanlann dün- yasından bir kesit sündum. Evet, yobaz bir anlayışın sistemli, kurnaz ve dış bağlantılı saldınsı altındaki ül- kemizde, gericiliğin bir numaralı panzehiri olan sana- tı canlı tutmak da bizim ana görevlerimiz arasında. e-mail: bedbay;a tnn.net - Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 SOLDANSAĞA: 1/ Reçınesı he- kimlikte ve ko- ku yapımında 2 kullanılan bir ağaç. 2/Biryü- zeyin eğiklik derecesini an- lamaya yara- yan araç... An- lam. 3/ Payla- 7 ma,azarlama... 3 Baryum ele- mentinin sim- gesi. 4/ Düzce'nin bir ilçesi. 5/ Bir nota... Türlünederüerle başa- nlı olamayan kimse. 6/ Önemli tarihsel olgıı... Bu\ıırucu. II Şarkı söyleme. 8/ Bir cet\el türii... Bir burç adı. 9/ Bıtkisel tellerden ya- pılmış, kaba örgülü 8 büyük çuval... Dere- 9 beylik Japonyası"nda en aşağı srnıfı oluşturan halk. YUKARIDAN AŞAĞIY4: l/Reçinesi hekimlikte kullanılan ve sıcak ülkelerde ye- tişenbodur bir ağaç. 2/Bir nota... Halk dilinde çuvala verilen ad. 3/ Türk müziğinde bir makam... »\rap er- keklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıklan kalın çember bağ. 4/ Ad ya da numara çekilerek oynanan şans oyunlannın genel adı. 5/ Kimi Türk lehçelerinde '"ağa"' yerine kullanılan sözcük... KesinlikJe ujıılma- sı gereken Kuran ve hadis hükümleri. 6/Cinsel iktidar- sızlık. 7/Bir soru sözü... Orhan Kemai'in bir romanı. 8/Birrenk... Satrançta bir taş. 9/Bir nota... Camüre- timi ve sanayide kullanılan soda külü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle