Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2005 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADABUGUN
AIİ SİRMEN
Işinözü
AB konusunu çok konuşuyor, ama bazı istisna-
lar dışında ciddi olarak ele almıyoruz. Ne yazık ki
uzman kişilerin uyanlanna kulak asmıyoaız ve bu
yüzden, daha müzakere sürecine girerken, hata-
lan birbirieri ardına biriktiriyoruz.
AB ile vardığımız noktayı illa bir zafer olarak
göstermek istiyor, olmadık hamasi nutuklar veya
başlıklarla kamuoyunu yanıltıyoruz.
Ne Türk medyası ne kamuoyu AB'nin gerçek
yüzünü biliyor, ne de konunun özünü tartışmaya
hazır görünüyor.
Bu yaklaşımlann doğru olmadığı, bizi sağlıklı bir
sonuca götürmeyeceği açıktır.
Sorunun özü, eldeki müzakere çerçeve belgesi
ve 17 Aralık 2004 zirvesinden çıkan metinle (Tkisı
birbirini tamamlıyor, hatta ikincisinde daha ağır
kimi hükümler bulunuyor) tam üyeliğe gitmenin
garanti olmadığıdır.
Evet bu belge, Türkiye ile müzakereleri, daha
önceki üyeler, hatta bizden sonra süreci başlatıp,
bizden önce üye olması beklenen Hırvatistan'dan
bile daha etverişsiz hale sokmaktadır.
Bu gerçeği, 17 Aralık zirvesinden önce hazırla-
nan rapor sırasında görmüş olsaydı iktidar ya da
görmüş olanlann uyanlanna kulak verseydi, bu-
gün çok daha avantajlı bir durumda olacağımız
kesindi.
• • •
Yapılan uyanlann özeti "Bu belgelere dayana-
rak Türkiye tam üyelik sonucuna ulaşamayabilir,
ulaşamaması olasılığı daha güçlü" şeklinde dile
getirilebilir.
Buna karşı ileri sürülebilecek savlar yok değil.
Birincisi "Her şeye rağmen müzakere süreci
başlatılmıştır. Bu da azımsanacak bir sonuç de-
ğildir" şeklinde özetlenebilir.
Evet doğrudur, ama müzakere sürecinin salt
tam üyelikle sonuçlanması halinde başlamış ol-
ması, neye yarayacaktır?
Bu görüşe karşı da denebilir ki: "Türkiye'nin
bunca muhalefete karşın müzakere sürecini ala-
bilmiş olması bir başandır. 10 - 15 yıl içinde ko-
şullar değişip, Türkiye'nin çok lehine bir hale ge-
lebilir ve değişen koşullar altında daha global bir
vizyonu olan AB tarafından üyeliğe kabul edilebi-
lir. 3 Ekim işte bu sürecin başlangıcıdır. 17 Araiık
2004 - 3 Ekim 2005 belgelerini statik bir biçimde
değil, değişen koşullann dinamiği içinde değer-
lendirmek daha doğru olur ve o zaman, 3 Ekim
müzakere çerçeve belgesine yöneltilen eleştiri-
lerde ileri sürülen hususlann illa gerçekleşmeye-
ceği de görülebilir."
Evet, bu savda da gerçek payı olmadığı söyle-
nemez.
• • •
Ama bu noktada önemli bir sorunun ortaya çık-
tığını da yadsıyamayız.
Bu koşullar attında, sağlıklı bir müzakere nasıl
yapılabilecektir.
Bu noktaya değinmeden önce, bir yanılgıyı gi-
dermekte büyük yarar var. Kimilerinin ileri sürdük-
leri gibi, müzakere süreci aslında müzakere olma-
yıp, uyulacak hususlann, yani AB kazanımlarına
uyum şartlannın dikte edildiği bir proses değildir.
Ozel koşullar her zaman tartışmaya açıktır, kimi
ülkelere getirilen geçici derogasyonlar ve onlann
buna karşılık ileri sürdükleri koşullar gibi...
Aynca, Türkiye ile ilgili metinler dikkatle okun-
duğu, AP'nin kararlan dikkatle izlendiğinde görü-
leceği üzere, Ankara'ya uzun uzun tartışılması
gereken kimi koşullar da ileri sürülmektedir. Bun-
lann hepsi pazartık konusu olacaktır.
Her pazarlıkta olduğu gibi, her diplomatik veya
siyasal müzakerede, taraflar karşı tarafa ne vere-
ceğini ve ondan ne alacağını hesaplayarak hare-
ket ederler.
Taraflar, aldıklanna karşı bazı şeyler verecek,
verdiklerine karşı bazı şeyler alacaktır. Bunu bile-
rek ve alacaklannı hesaplayarak, neler verebile-
ceğini kararlaştıracaktır.
Ama Türkiye ile AB üyelik müzakere süreci
böyle geçmeyecek. Çünkü Türkiye'nin, müzake-
rinin kendisi açısından asıl amacı olan tam üyeliği
müzakereler sonunda alıp alamayacağı, alsa bile
bu üyeliğin yine de öbür üyelerie eşit olmayacağı,
bütün bu engelleri aşsa bile karşı tarafın hazım
kapasitesine bağlı olduğu bir ortamda, her kaza-
nımın kuşkulu olduğunu düşünmesi gerekmekte-
dir.
Bütün bunlann üstüne de müzakere sürecinde
elde edilen kazanımlann hepsinin, bu sürecin dı-
şında olan ülkelerin halkoylamasında sıfıra inme-
sinin mümkün olduğunu da unutmamak gerekir.
Bu durumda söyler misiniz bana, hangi akıllı
müzakereci, ne alacağı belli olmayan, ama karşı
tarafın istemlerinin somut olduğu bir ortamda,
sağlıklı bir görüşme yürütebilir?
Bugünkü koşullar altında, Türkiye - AB üyelik
müzakereleri topal bir müzakere sürecidir ve ap-
tal olmayan hiç kimse, ne alacağı belli olmayan
bir pazarlıkta karşısındakinin isteklerine karşı
olumlu bir açılım sergileyemez.
İşte topal müzakere sürecinin, esas içinden çı-
kılması zor sorunu budur.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
y'Cumhurryet
k^KlTAPLARI
Imza Günü
8 Ekim 2005 Gumartesi
Hikmet Çetinkaya
Saat: 14:30-15:30
24. tstanbol Kitap Fııarı, Tüyap Beylikdüzü
Salon no: 3, Stand no: 301
Dışişleri Bakanı Gül, CHP'yi 'Koalisyon değiliz, mutabakatınızı almak zorunda değiliz' diye eleştirdi
'Siyasi sorumluîuk bizde!ANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kurulu'nda müzakere
çerçeve belgesine ilişkin bilgı veren
Dışişlen Bakanı Abduflah GüL CHP
lideri Deniz Baykal ın belgenin ken-
dilerine verilmediğini söylemesi üze-
rine kürsüden inerek elindeki belge-
yi Baykal'a uzattı. Baykal'dan "Şim-
(Mgetirmenbinönenıiyok" yanıtını alan
Gül, sinirlenerek belgeyi tekrar geri
aldı. CHP lideri DenizBaykala görüş-
melere gitmeden bilgi verdiğini kay-
deden Gül, "Biz koalisyon hükümeti
değiliz ki sizin mutabakatınızı alalım,
siyasi sorumluk bizde" diye konuştu.
Çerçeve belgesinin AB'yi bağla-
yan bir pozisyon olduğunu kaydeden
Gül, "Müzakereler bittikten sonra ka-
ühm ortakoğı belgesi hazırianacakOr.
O belge, her iki tarafi da bağlayan, al-
öna imza aülacak hukuki bir belge
olacaktırn
dedi. Gül, 3 Ekım'in bir
dönüm noktası olduğunu vıırgular-
ken, "Tenkit edüebüir ama tarihi bir
olaydır. Dünya çapmda eddsivardır. Av-
Gül, müzakere çerçeve belgesinin tüm milletvekillerine
gönderildiğini söylerken CHP lideri Baykal, "Israr etmeyin. bize belge
gelmedi" dedi. Bunun üzerine Gül, kürsüden inerek belgeyi uzattı, ancak
Baykal almaymca sinirlenerek metni masadan alıp yeniden kürsüye çıktı.
rupa, Türkiye ile beraber olabileceği-
ni,ohnayı hazmetmeye başjamiş&r9
de-
di. Gül, çerçeve belgeyi tüm milletve-
killerine gönderdiklerini söylerken,
salondan ıtirazlar yükseldi. Gül, "Gi-
dince partilerinizi kontrol edin" diye-
rek ısrannı sürdürünce Baykal, "Israr
ediyorsunuz. Sekreterimk görüştüm.
Bize resmi bir belge gelmenüştir" de-
di. Gül, "Elmizegeçecektirbakarsınız''
deyince, Baykal "tnat etmeyin, eü-
mizde değü" diyerek itirazlannı sür-
dürdü. Gül, bunun üzerine kürsüden
inerek çerçeve belgesini Baykal'a uzat-
tı. Ancak Baykal "Şimdi getirmenizin
önenıiyok" deyince Gül, sinirlenerek
metni geri alıp yeniden kürsüye çık-
tı. Gül, dün saat 12.45 itibanyla bü-
tün partilere metnin teslim edildiğini
söyledi. Baykal'a Lüksemburg'a gi-
derken bilgi verdığını anlatan Gül,
"Biz koalisyon değiliz ki sizinle muta-
bakatarayacağız. Siyasisorumluîukbi-
am üstümüzdedir" dedi.
Ozûmseme-hazmetme aüşması
Gül, "tam üyelik kesin ve net bir şe-
kflde belgeyegirdikten sonra ayncahk-
h ortakhğın reddedildiğini, alternatif
hedefçabalannın püskürtükhığünü"
ileri sürdü. "Ucu açıkhhğur normal
olduğunu savunan Gül, "Dgfliperfor-
manslargerçekleşirse sonunda Türki-
ye tam üye olacaktır. AB'ye tam üye-
lik müzakerelerine başla>ip da üye ol-
mayan bir ülke varsa gösterin" dedi.
Gül, "özümseme kapasitesi" deyin-
ce, CHP sıralarından "hazmetme" iti-
razlan yükseldi. Gül, bunun üzerine
"Öz Türkçeyi çok seversiniz diye öyk
söyledim'' dedi ve sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Bazı arkadaşlar bunu çerçe-
ve belgesine yeni gjrdi zannediyorlar.
AB ile ilgileri demek ki bu kadar sa-
öhta. Bu özümseme kapasiteleri çok
önceden belgelere girmiştir, yeni bir
şey değildir. 1993 yıhndan beri gelen
bir kritentir. Türkiye gibi 70 miryon-
luk bir ülkeyi künse kolay kolay sindi-
remez. Türkiye günü geldiğinde, ben
sana girmek istemiyorum, diye de dü-
şünebilir. 5-10 sene sonra Türkiye çok
farkh olacaktır, herkesin arkasından
koşacağı bir ülke hatine gelecektir."
CHP ve DYP'nin de içinde bulun-
duğu hükümetlerin Türkiye'nin elin-
de bulunan kozlan ucuzca harcadığı-
nı ileri süren Gül, AB'nin "sendegd''
dediği yıllarda Türkiye'nin oyalandı-
ğını söyledi. Gül, "Yunanistan NA-
TO'ya girerken Türkiye ne aldı? Do-
ğu Avrupa ülkeleri NATO'va girdüer.
Türkiye, bu süreci .AB ile senkronize
edebilirdL Ancak 10 yılbk dönemde
bu kartmıoynayamamışar. Türldye,is-
tasyondan kalkan trene koşarak bin-
miştir" dedi. Görüşmelerin AKP Ge-
nel Merkezi'nden yürütülmesinin de
eleştirildiğini annnsatan Gül, "Bun-
iaraahşacaksınız,AB'yegiriyorsunuz,
Bu demokratikleşmenin bir gereğidir.
Hepimiz hazmedeceğiz bu reformla-
n" diye konuştu.
'Ek protokol gûndemde değü"
Gül, AB ile müzakereler konusun-
da Meclis Genel Kurulu'nda bilgi ver-
dikten sonra TBMM'den aynlırken
gazetecilerin "EkprotokolMeclisgün-
deminegelecekmi" sorusu üzerine, şu
anda ek protokolün Meclis gündemin-
de olmadığını dile getirdi.
Dışişleri Bakanı GüL
AB ile müzakereler
başladıktan sonra
TBMM Genel
Kurulu'nda
milletvekiDerine bilgi
verdl 3 Ekim günü
ABUeügili
geüşmelerin AKP
Genel MerkezTnde
yürütülmesine ilişkin
eleştirikri yamtkyan
Gül "Buntara
abşacaksınız, AB'ye
giriyorsunuz. Bu
demokratikkşmenin
bir gereğidir.
Hepimiz
hazmedeceğiz bu
reformlan" diye
konuştu. Gül
konuşması sırasında
CHP'liler ile sık sık
tarnşma yaşadL
(Fotoğraf: AA)
Muhalefetin sesi 'teknikarızaya' takıldı!
Çerçeve belgenin dayatmalarla dolu olduğunu vurgulayan Onur Öymen'in konuşması sırasında Meclis TV
yayını kesildi. Muhalefet 'Bir gizli el sesimizi kıstı ama meydanlan dolaşacağız' sözleriyle tepki gösterdi
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-TBNIM Ge-
nel Kurulu'nda, AB müzakere çerçeve belgesi
ile ilgili görüşmeler sürerken CHP sözcülerinin
konuşması su^smda Meclis TV'nin yayınının
"teknik anza" gerekçesiyle kesilmesi muhale-
fetin tepkisine neden oldu.
Dışişleri Bakanı AbduDah Gül'ün ardından kür-
süye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur
Öymen'in sözlerini tamamlamasına bir süre ka-
la Genel Kurul görüşmelerinin TRT-3'ten canlı
yayımlandığı Meclis TV yaymı kesildi. CHP'li-
ler, Meclis TV düzelene kadar yayına ara veril-
mesini istediler. Meclis Başkanvekili SadıkYa-
kut ise "Genel kurul çahşmalan Meclis TV ya-
ymlanna bağh değfldir" dedi. Bunun üzerine
CHPli Şükrü Elekdağ konuşmasuıa devam et-
tı. Daha sonra CHP Grup Başkanvekih AB To-
puz söz alıp CHP'lilerin konuşması sırasmda
Meclis TV yayınlannın kesildiğini belirterek
u
Açıkça bir gizİi el CHP'nin sesini kısmışür. Bu-
nun sorumhısu yetkttiler bulunup cezalandınl-
mandır. TBMMBaşkanhğı'nca Meclis TV'nin
yayında olmadığı saatlerde söz alan CHP sözcü-
lerinin konuşmalan da banttan vayTmlanmalıdır"
dedi. TBMM yetkilileri, anzanm Telekom hat-
tındaki link anzasından kaynaklandığmı bildir-
di. Anza TBMM Genel Kurulu kapanıncaya ka-
dar giderilemediği için AKP'li Yaşar Yakış ile
DYP'li ÜmmetKandoğan'mkonuşmalan date-
levizyondan yayımlanamadı. Kandoğan. "Bugüne
kadar aksamayan yayinlar, Gül'ün konuşmasın-
dan sonra tdenenıhor. Mecliste sesimizi kesebiBr-
lerama meydan meydan dolaşacağız'' dedi. Genel
kuruldaki görüşmelerin anza nedeniyle yayım-
lanamayan bölümleri saat 19.10'dan itibaren
TRT 3'ten banttan vavımlandı.
Çiçek, 35 başlıkta yürütülecek müzakerelerin ilk aşamasının tarama olduğunu anımsattı
Bk fotosraf 14 Kasım^da
AKP'II Calışkandan da tepki:
Avrupa, tarihi
intikamnıı aldı
EMtNEKAPLAN
ANKARA - Müzakere çerçeve belgesi, AKP için-
de de tepkiyle karşılandı. AKP Adana Milletveki-
lı Abduflah Çahşkan, belgenin "Türkiye'nin sö-
müı^ekştirumesinin metni" olduğunu \xırgulaya-
rak, AvTupa'run tarihi intikamnıı aldığını söyledi.
AKP'li Cahşkan, çerçeve belgeyi sert biçimde
eleştirdi. Belgenin, Türkiye'nin bağımsızlığına
vuruhnuş en büvük darbe olduğunu söyleyen Ça-
hşkan, "1071,1453 ve 1683 tarihleri hâlâ Avru-
pa'mn belleklerinde kazınmış vaziyettedir. Avru-
pa, hâlâ Türkkrden intikam peşindedir. Maalesef
bu süreçte bu teslimivede AB, tarihi intikamını
alarak Türkiye'yi tesUm ahmşûr" dedi. Belge
içinde Türkiye'nin bağımsız dış politika yürütme-
sini engelleyecek tehlikeli maddelerin bulunduğu-
nu anlatan Çahşkan, "Bunu kabullenmemiz
mümkün değfldir. Türkiye'nin tarihi, coğraiyası ve
medeniyet büikiminden akhğı misyonu AB'de ger-
çekleştirme şansı yoktur, bu bir mahkûmiyettir''
görüşünü dile getırdı. Belgenin ıptal edilmesi ge-
rektiğini söyleyen Çahşkan, "AB üyeBği, dış politi-
ka argümanı olarak değeıiendirilebUir ancak asla
modernleşme projesi olarak kabul edilemez" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ada-
let Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çi-
çek, 4 Ekim sabahı itibanyla Türkiye'nin
"önemli bir yüksekliğe urnıandığını ve ye-
nibir dönemegmfiğmi" söyledi. Çiçek, ÂB
ile müzakereler çerçevesinde ilk taramamn
"Büun ve Araştmna'' konusunda yapılaca-
ğmı bildirdi.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'ın başkanlığnıda 59. hükümet
dönemindeki 100. toplanüsını yap-
tı. AB ile ilgili gehnen noktanın ele
alındığı toplantıda Erdoğan, Dışiş-
leri Bakanı AbduDah Gül ve Baş-
müzakereci AH Babacan AB ile
ilgili son gelişmeler hakkında ku-
rula bilgi verdı. Toplantının ardm-
dan açıklamalarda bulunan Cemil
Çiçek, 3 Ekim kararlanyla birlik-
te Türkiye'nin yeni bir döneme
girdiğini söyledi. AB sürecüıde-
ki en önemh adnnlann AKP hü-
kümetleri döneminde atıldığını
söyleyen Çiçek, hükümet olarak
Türkiye'nin önünde uzun ve zor-
lu bir sürecin bulunduğunun bilin-
cinde olduklannı belirtti. Çiçek, "ArnkTür-
kiye kendisine güveniyor, biz kendimize gü-
veni>oruz, neyi nasıl yapacağumzı bUivo-
ruz" diye konuştu.
İlk sırada 'Bflim ve Araşürma'
Müzakerelerin 35 başlık altında sürdürü-
leceğini ve bunun ilk aşamasının "tarama"
olduğunu anımsatan Çiçek, bu çerçevede ilk
önce "Bffim veAraşnnna" başlığınm ele alı-
nacagını söyledi. Oluşturulan taslağa göre,
Çiçek: Hükümet,
Türkiye'nin önün-
de uzun ve zorlu bir
sürecin bulunduğu-
nun bilincinde.
20 Ekhn'de bu konuyla ilgili AB müktese-
batmm tamtunnnn yapılacağuıı söyleyen
Çiçek, 14 Kasım'da da Türkiye'nin kendi
durumunun "fotoğramun çekfleceğmi" bil-
dirdi. "EğWmveKültür''başhğnuntamtım
taramasınm 26 Ekim'de yapılacağuıı, Tür-
kiye'nin durumunun 16 Kasım'da ortaya
konacağını beürten Çiçek, 7 Kasım'da "Ka-
mu Ahmlan" konusunun görüşühneye baş-
lanacağmı anlattı. Çiçek, Türki-
ye 'nin müzakere heyetinin henüz
netleşmediği yönündeki bir anım-
satma üzerine, bu konuda bir so-
runbulunmadığını savundu. Adalet
Bakanı Çiçek. "Hangi bölümle il-
gili müzakere yapılacaksa onun
muhatabı olan kuruhışlarvar" de-
di. Çiçek, uzun süredir, bakanlık-
larda. müsteşarhk ya da daire baş-
kanlığı se\iyesinde ilgili birimler
oluşturulduğunu söyledi.
Kredi kartianna sıkı denetim
Toplantının diğer gündem mad-
desinin de banka kartlan ve kredi
kartlanyla ilgili düzenlemeler ol-
duğunu anlatan Çiçek. konuyla ilgili yasa
tasansının imzaya açıldığını söyledi. 2000
yılında 13 milyon 408 bin olan kredi kartı
sayısınm 2004 sonunda 26 milyon 681 bi-
ne ulaştığına dikkat çeken Çiçek, "Bu ka-
daryaygm kuDanım alanı olan bu çağdaş im-
kân beraberinde birçok proMemi de getir-
mektedir'' dedi. Kartlarla ilgili özellıkle fa-
izler konusunda uygulama farklılıklan bu-
lunduğuna dikkat çeken Çiçek, bu farkhhk-
lan ortadan kaldmnak istediklerini anlattı.
OnurOvmen.
CHP'Lİ ONUR ÖYMEN:
ABD'nin
bilgisi var
Meclis'in yok
ANKARA
(CumhuriyetBüro-
su) - CHP Genel
Başkan Yardımcısı
Onur Oymen, mü-
zakere çerçeve bel-
gesinin 17 Aralık
kararlaruını çok ge-
risinde olduğunu
behrterek, hüküme-
te "Devletimiziniti-
bannı ucuzlatma-
yın, Atatürk'ün Türkiyesibu belgeye s§-
maz" uyansuıda bulundu.
Dışişleri Bakanı Abduflah Gül'ün
çerçeve belge konusunda TBMM'ye
bilgi vermesinin ardmdan parti grup-
lannm temsilcileri söz aldı. CHP adı-
na söz alan Öymen, belge ile ilgili AB
üyesi ohnayan ABD'nin bilgisi olur-
ken parlamento, muhalefet ve halka
bilgi verilmediğine dikkat çekti. Gül'ün
"CHP'yebflgiverdik, genelevrakates-
Bm ettik" açıklamalanna dikkat çeken
Oymen, belgenin sunum tarihinin 5
Ekim olduğuna işaret etti. Hükümetin
parlamentoyu "bflgi edinme hakkm-
dan nıahnım bıraküğmT kaydeden
Oymen, "Bu demokratik paıiamen-
ter rejimi hafrfe ataıakür" dedi.
'Avusturya ve Rumlar niye sevindi'
Gül'ün müzakere masasuıa oturul-
masmı "dünyaya büyük hedrye" diye
nitelendirmesine de tepki gösteren Öy-
men. "Diplomaside maharet masaya
oturmak değil, masadan başanyia kaİk-
makbr. Siz masadan başanvia kalkm,
sizi önce biz kutlayacağız" görüşüne
yer verdi. Hükümetin çerçeve belgeyi
"çok gjzfi" diyerek muhalefet ve par-
lamentodan gizlerken ABD ile pay-
laştığına işaret eden Öymen, "Demek
ki, ABD'ye verdiğiniz bilgileri Mec-
Ks'ten muhalefetten saklamakta sakın-
ca görmüyorsunuz" dedi. Belgeyle il-
gih Avusturya ve Rum Kesimi'nin *tat-
min oktuk" açıklamalanna dikkat çe-
ken Öymen, "Hem onlar sevinecek
hem de biz. Bu işte tuhaflık görmüyor
musunuz" dedi. Belgenin 17 Aralık'tan
daha geri ve dayatmalarla dolu oldu-
ğunu kaydeden Öymen, Türkiye'ye
"özel statü" öngörüldüğünü ifade etti.
AB'nin belgede iki kez vurguladığı
"hazmetmekapasitesi'' ifadesiyle Tür-
kiye yükümlülüklerini yerine getirse de
üyeliğe almayabileceğine işaret eden
Öymen, "Devtetimizin itibannı ucuz-
latmayın. Biz CHP olarak tam şerefli
üye olması için çaba göstereceğiz. Boy-
nu bükük sokturmayacağız*" dedi.
Elekdağ: Avusturya piyondu~
CHP Istanbul MilleUekili Şükrü
Elekdağ da çerçeve belgenin kabulü-
nün Türkiye'nin tam üyelik hedefin-
den "stratejiksapma" yolunu açhğnıı
bildirdi. Belgede Türkiye'ye "imayu-
hortakfak" önerildiğini kaydeden Elek-
dağ, Avusturya'nın "pryon" olarak kul-
lanılarak, koşullann Türkiye'ye kabul
ettirildiğini \nrguladı.
Yakış'tan ilginç benzetme
AKP grubu aduıa söz alan AB Uyum
Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, AB
ile müzakereleri satranç oyununa ben-
zetirken, "Türkiye en önemli unsurta-
nndan an,fiDerdenbirini kaybetmiş
vevenrnû kaybetmek üzereyken satranç
tahtası bize teslim ediunişür. Biz veziri
kurtarmak için piyonu verdik" dedi.