Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 EKİM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIZI 17
Binlerce Mehmetçik'in şehit olduğu Sankamış'taki Allahüekber Dağlan acıyı yeniden yaşatıyor
Sankamıs'ta hüzürdümola
ARDAHAN'DAN
SARIKAMIŞ'A
Perihan Ergun
ıldır havzası içinde yer alan Çıldır ılçesi
y 1900 metre rakımda 15 bine yakın nüfiıs-
lu bır yer. Ünlenmesine neden olan Çıldır Gö-
lü, Arpaçay'a açılan kalp biçimindekı görünrü-
süyle, pınl pınl tatlı suyuyla 124 kilometreka-
relik yer kaplar. Ona bakıp da gerçekten çıldı-
rasıya bir hayranlığa kapılmamak olanaksız gi-
bi... Bu tanfsiz güzellığin en acı yanı, etrafinda
iki ağaçtan başka ağacın olmayışı...
Çıldır'a o yörenin çocuğu olan ve Istanbul'un
tozlu topraklı, batakiıklı beldesı Esenyurt'ta kent
yaratan eski Belediye Başkanı Dr. Gürfoüz Ça-
pan son zamanlarda Kars'ın ve Çıldır'ın kalkın-
dınlmasına kollan sıvamış. Kendi deyimiyle yö-
redekı ilkel tanmı sanayi tanrruna dönüştürme-
yi, köylüye "Bahk rutmayı öğretmek" tanımıy-
la ifadelendiriyor. Bu amaçla köylüye ayçiçeği,
mısır tohumu, gübre, tanm ilacı verip 2500 dö-
nüm alana ekim yaptırarak sanayiye dönüştür-
me öncülüğünü yapıyor. dansı varsıl Kars kö-
kenlılere... Gürbüz'ü kutluyorum. O na, "Buça-
hşmalanna niçin göl civannı ağaçlandınnayı da
katnnyorsun" dediğimde, cevaben, "Daha ön-
celeri gölün içindeki adayı ağaçlandırmışüm, ya-
şatnıadılar.. değerini bilemiyorlar; crvarda sade-
ce garnizon içindekilere dokıuıamıyoriar"' dedı.
Gerçekten sadece askeri rruntıkada ağaç var-
dı. Koskoca göl çevresinde tesis olarak sadece
Çıldır Gençlik Merkezi Sosyal Tesisleri var. lyi
ki de var. Gölün, lezzetine doyum olmayan san
alabalıklannı, özenle döşenmiş tertemiz yemek-
hanesinde yıyebildık. Işletmenin şube müdürü
Zafer Umut yumuşak disiplinli, sıcaklığıyla ye-
mek zevkımizi katlandırdı.
SARIKAMIŞ
Enver Paşa komutasındaki Türk ordusunun
1915 kışında aşmak istediği Sarıkamış Allahü-
ekber Dağlan'nda bazı kaynaklara göre 60 bin,
bazılanna göre de 90 bin Mehmetçik'in soğuk-
tan donarak şehit olmalan çocukluğumdan be-
ri ilgimi çeken acı bir olaydır. Bu nedenle San-
kamış'ın yolunu tuttum. Kars'ın en ilginç ilçe-
si Sankamıs'ın kısa tanhçesine göz attığımızda;
bu yörenin de, diğer bölgeleri gibi değişik ka-
vım ve uygarlıklann konup kalktığı yer olduğu-
nu görürüz. Tarihsel sıralaması Urartularla baş-
lar. Urartu aduıa Asuı yazıtlannda rastlanıyor.
Anlamının "Yüksek Ülke" olduğu belirtiliyor.
Bugün kış sporlanyla, bacasız sanayinin ge-
tirileriyle kalkınma yolunda görünüyor. Oysa
Kars'tan çıkıp 54 km. uzaklıktaki Sankamıs yo-
luna girdiğimizde ilerlerken sağ taraftaki büyük
şeker fabrikasının çalışır olduğuna sevindim
Lise mezunu, yöreyi çok iyi bilen şofbre getiri-
sini sorduğumda cevabına üzüldüm. Üretilen
şekerin kalitelisi Kafkas ve Asya ülkelenne ya-
n fiyatına ihraç edilirken yerli halka pahalı ve
kalitesiz ürün satılıyormuş. Bır miktar daha yol
aldığımızda büyükçe metruk bir binanın ne ol-
duğunu sordum. Kapatılan, 2000 bin işçisi de
kapı önüne brrakılan Sümerbank fabrikasıymış.
Sankamış'a giderken kısa süre kalabileceğim
için tanhı Katerina Av Köşkü'yle Palandöken'e,
oradan da Allahüekber Dağlan'na bakarak şe-
hitlerimıze rahmet dilemeyi planlamıştım. Ka-
terina Köşkü'nden habersiz olanlann yanlış ta-
rifleriyle epeyce zaman yitirdik. Kültür Bakan-
lığı'nın ıstemiyle garaizonca korumaya alınan
köşkü görebılmek içın Genele kurmay'dan izin
gerektiğınden göremedik.
Palandöken'e çıkmadan önce ilçe hakkında
bilgilenebilmek için Belediye Başkanı 'nın ka-
pıdaki memuruna başvurdum. Başkanlıktan ta-
nıtım broşürü ıstediğim öğrenilince bızi maka-
ma çağırdılar. Başkan tlhan Özbilen, kapı önün-
de büyük bir konukseverlikle karşıladı.
Başkan 'dan aldığun bügilere göre ilçenin nü-
fusu 23 bin 530, bunun yüzde 6O'ı Kürt köken-
li aşıret. Hepsı de Hanefı veya Şafii. Sadece Za-
za olan üç köy Alevi ımış. Üretımı tanm ve hay-
vancılıkmış. Kusurlan söylemekte de açık. Or-
neğin; bana kartpostahnı verdiği dere kenann-
dakı piknık yerine dökülen çöplere engel olama-
dıklanndan çevre çok kirlenmiş.
Son durağımız Palandöken oldu. Kayak saha-
sı civanndaki Ç'amkar ve Kars-Artur motellen
artık ıhtiyacı karşılayamıyormuş. Hayırsever
Halis Toprak buraya yönebniş.. Oradan bütün
haşmetiyle yöreye hâkim olan Allahüekber Dağ-
lan'nda donarak can veren şehitlerimize rah-
metler dileyerek Kars Hava limanrndan kalka-
cak uçağıma ancak yetişebildim.
S Ü R E C E K
Atatürk Kültür
MerkezPnin Geleceği!
FATMA EStN
Günümüzde gündeme otur-
tulan ilginç ve de üzücü bir ko-
nu da AKM'nin (Atatürk Kültür
Merkezi) yıkılacağıdır! Söz ko-
nusu bina, zaman zaman öde-
nek yetersizliği nedeni ile ara
verilmiş olmakla beraber, yapı-
mı 1950'li ve 6O'lı yıllarda sü-
regelmiş ve 1969'da açılmış
bir kültür merkezidir. Yani he-
nüz 30'lu yaşlarını süren bir
kültür merkezi!
Benim kuşağımın gençlik yıl-
lan, bu binanın "bitti, bitecek"
haberlerini izlemek ve nasıl gü-
zel bir bina olacağını düşle-
mekle geçti. 1969 yılında düş-
ler gerçek oldu; bina tamam-
landı ve açildı. Bu uzun bek-
lentiye değdiğini gördük kı-
vançla. Istanbullular böyle bir
binaya sahip olmanın gururunu
yaşadı. Içini ilk kez "Kuğu Gö-
lü" balesini seyretmeye gitti-
ğimde gördüm: Muhteşemdi!
Bale de, ortam da! Insana bir
Batı ülkesinde yaşadığını du-
yumsatan bir mekândı.
196O'lı yıllar tiyatronun altın
yıllanydı Istanbul'da. Devletti-
yatrolan ve özel tiyatrolar bir-
birinden ilginç oyunlan inanıl-
maz güzellikte sergilerlerdi.
Hemen hemen hepsi kapalı gi-
şe oynanırdı. Haftalar önce-
sinden alınırdı biletler. Fakat
böylesi görkemli bir salonda
seyretmenin ne denli farklı ol-
duğunu o gün fark etmiştim.
Aynı baleyi o günlerde üniver-
sitenin davetlisi olarak Istan-
bul'da bulunan Isviçreli bir
profesörle bir kez daha sey-
rettim. Oyunun sonunda ko-
nuğumuzun yüzündeki beğe-
ni ifadesi ve beğenisini "first
class, first class " diye dile ge-
tirmesinden nasıl gurur duy-
duğumu hâlâ anımsayabiliyo-
rum.
Sonra arka arkaya o muhte-
şem oyunlar. Damdaki Ke-
mancı, Cadı Kazanı vb.
Sonra o talihsiz yangın!
1970 yılının kasım ayındaydı
sanıyorum. Galiba Cadı Kaza-
nı oyunu sergilenirken çıkmış-
tı yangın. Duyulur duyulmaz
Istanbullular kendi evleri yan-
mışçasına kederlere gark ol-
dular, günlerce ağladılar.
Onarımı da yıllarca sürdü,
1978'de yeniden açıldı ve iş-
levini kaldığı yerden sürdür-
meye başladı: Istanbul Müzik
Festivali kapsamında Batı mü-
ziği konserleri, Türk sanat mü-
ziği konserieri, sosyal ve bilim-
sel içerikli ufusal veya ulusla-
rarası toplantılar, kongreler...
Kısaca, söz konusu olan bü-
yük bir rneblağ ve uzun yıllar
harcanarak yapılmış ve halen
işlevini sürdürmekte olan bir
kültür merkezi!
AKM yıkılacak, yerine daha
mükemmeli yapılacak söylen-
tisini ilk duyduğumda doğru
olabileceğine inanmadım. Tat-
sız bir şaka, bir saçmalık ola-
rak algıladım. Fakat ne yazık ki
medya bu haberi Kültür Baka-
nı'nın kendi sözleri ile verince
şaka olmadığı anlaşıldı. Böyle
bir önerinin Kültür Bakanı ta-
rafından dile getirilmiş olması
çok ürkütücü ve de çok üzü-
cü! Çünkü, ileri Batı ülkelerin-
de yüzyıllar önce yapılmış ti-
yatro binalarının, kültür mer-
kezlerinin nasıl özenle korun-
duğunu, kollandığını herkes-
ten çok Kültür Bakanı'nın bil-
mesi gerekir. Hatta o şehirle-
rin bugünkü gereksinimini kar-
şılamaktan çok uzak olsalar
bile, hatta o binayı yıkıp yeri-
ne çok daha görkemlisini ya-
pacak parasal güce fazlasıyla
sahip olsalar bile!
Türkiye'nin henüz 30'lu yıl-
lannı yaşamakta olan ve işlev-
lerini sürdürmekte olan bu
merkezi gözü gibi koruması
gerekirken, yıktırılmasını dü-
şünmesi nasıl yorumlanır aca-
ba?
Değerbilmezlik olarak mı?
Kültür düzeyinin nerelere
gerilediğini mi?
Yoksa açıkça söylenmeyen
bir başka neden mi var?..
ANMA
Sevgili arkadaşımız
ERCAN ÇETİN i
özlemle anıyonjz.
ARKADAŞLARI
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakı yahoo.com.tr
ÇİZGÎLlK KÂMİL MASARACI kamiltnasarackh mynetcom
HARBÎ SEMÎHPOROY semihporoy@yahoo.com
$1 *44gM£ UİâmJK" LAftfk
HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BILGIN
ÎLE HER KONUDA
UZLA$IRSA..
UÇU AÇIK"
MOZAKERE
SÛflECÎNÎN
SONUNDA..
hayatepiko mynetcom
TÜRKİYE
KAZANACA<MIS-
TUZLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2005-219
Davacı Ahmet Şunşek vekilı tarafından Orteks Oridde Yatınm Inş.
San. vs. aleyhine mahkememıze açılan satışın iptali davasının yapılan
açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca;
Davalılar Ali Resül Ergenç'in Hükümet Cad. No: 1 Kartal-lstanbul
ve Hayam Garipoğlu'nun Şenlikköy, Pembe Evler H-3 Blk. Florya Is-
tanbul olarak gösterilen adreslerinden dava dılekçesı ve duruşma günü
teblığ edilemediğı, zabıtaca yaptınlan tahkıkattan adresleri meçhul ol-
duğu anlaşılmakla, adı geçen davalılara dava dilekçesinin ve duruşma
gününün ilanen tebliğıne karar verilmiş ve duruşma 25.10.2005 günü
saat 10.15"e bırakılmıştır. "Belirtilen gün ve saatte bizzat mahkeme-
mizde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz,
aksi takdirde hakkınızda HUMK'nin 398 ve müteakip maddeleri hü-
kümleri gereğınce duruşmaya yokJuğunuzda devam olunarak karar ve-
fileceği hususu ilanen teblığ olunur." Basın: 46057
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 6 Ekim tncıc.mumtaz-arüsan. com
GAZETBCİDOĞAN NAOÎ
1969 'DA SUGUM, ÛNLÜ &O6AN NApİ A&4UO6LU S6>H-
ŞINM ÖLDİJ:
İ-OZAAI ÜHIVeZSİT&Sİ SİYASAL-BİLGİL-BJZ gö.
LLMAÜHÜ BinıseAi DOSAN NAOI, BABAS/ VUNUS /UA -
Dİ'NİH YANIMDA.GENÇ VAÇTA GAZerECİLjgE SAÇ-
ĞÇ
LJĞE DEĞİU çeçıru GĞHeVLEIZPe &AÇARirc4 ÇA-
L.IÇMIÇ, EKJ ÇOK DA yAZD/Ğt K<£A
TAMIA/MIÇT7- UZUM UZtlhJ ANLAT/t/*BİL£C£K
is-zo K£-UAA££>E, ye'/SG/ ve ĞÜİ-ÜÛ&J UN-
DA DOZOMDA tCUUAMA/ZAK. İÇLEMİÇ-
Tİ. ZAA4AH•IMDA Ç.OK yENİ OO4N Bu 77USZ VA2I-
LA&I, "YEDİ DAK/tCA" \^e "BlK DAMIKA* SAÇUtC-
LAKf A/-T1A/DA, (ZUMHUB/YETGA2£TeSİ'A/oe YAYIM
U4MMIŞTI. 8ASINDA 25 YIU 4f)CIN Ç4MÇMt*£t OLAN
DOCAN NAOr, ŞEIZEF fcAHri J
DÜZ ÇİZGİ
ÜMtT ZİLELt
Utanç ve Pranga!
Adam, köşesine başlık atmış:
- Atam, ruhun şad olsun!
- Niçin?
- Çünkü Atatürk'ün çok istediği sonuca nihayet
ulaşmışız, Avrupalı olmuşuz!
- Ne zaman olmuşuz?
- 3 Ekim 2005 Pazartesi gecesi 23.58'de, o da In-
giltere saatiyle!
Günlerdir, koca koca adamlar, televizyon ekran-
larında, gazete köşelerinde halkın gözünün içine
baka baka, hiç utanıp sıkılmadan yalan söylüyorlar..
Utanç verici bir işbirlikçilik aıhuyla, Türkiye'nin o
masaya oturmanın bedeli olarak neleri verdiğini,
hangi temel haklardan vazgeçtiğini, ne denli bir aşa-
ğılanmaya maruz kaldığını saklıyoriar.
- Kanma, ey halkım!
Her şeyden önce bil ki, Atatürk, Kurtuluş Sava-
şı'nın başından, yasamını yitirdiği 1938'e dek, bir ke-
re dahi "Avrupalılaşmak" ya da "Batılılaşmak"
sözcüklerini kullanmadı. Atatürk'ün sözünü ettiği
"muasırtaşmak", yani çağdaşlaşmaktı...
- Üstelik, Batı'ya rağmen, onun tüm engelle-
melerine karşın çağdaşlaşmak!
"Atatürk'ün amaçladığı sonuca ulaştık" pespa-
yeliğinin ne denli büyük bir yalan olduğunu görmek
için, uzun uzadıya araştırma yapmaya hiç gerek
yok; yalnızca, kimilerinin daha içeriğini görmeden
bayram yapmaya başladığı AB Müzakere Çerçeve
Belgesi'ni okumak tek başına yeterli...
- Orada nasıl "koloni" olacağımız açıkça ya-
zılıl
• • •
Ama, önce "son kahramanımız"dan söz ede-
lim...
Edelim ki, hangi prangaya mahkûm edildiğimizi
görelim! Pek muhterem medyamızın, "son kurtan-
cı", "48 saat Türkiye için uykusuz kalan adam" ola-
rak kutsadığı Ingiltere Dışişleri Bakanı Jack Stravv,
Türkiye'nin müzakere masasınaoturmasının gerek-
liliğıni 25 üye ülkeye anlatmak için, Le Monde ga-
zetesinde pazartesi günü yer alan şu sözleri söylü-
yor:
- Ayıyı vurmadan derisini yüzmeyelimü!
Ben Ingilizlerin bu yönünü pek severım; istedik-
lerinde bir olayı ve sonucunu gayet net ve özlü bi-
çimde açıklayıverirler! Şimdi gelelim AB'ye nasıl gir-
diğimize!
- AB'nin olmazsa olmaz temel ilkesi olan "Ser-
best Dolaşım Hakkı"r\üan daha başında vazgeç-
tik. Siz bakmaym Tayyip Bey'lerin "reddett*"kos-
koslanmasına, bunun adı buz gibi "Imtiyazjı Ortak-
//*"tır!
- Çerçeve Belge'de yer alan "Türkiye'yi haz-
metme kapasitesi", bir ulusu aşağılamanın en çir-
kin yolu olmasının yanı sıra, Türkiye'yı Birliğe kabul
etmeyeceklerini en açık şekilde ortaya koymaktır.
Zaten Avusturya ve Fransa, sonunda referanduma
gideceklerini daha müzakere belgesinin mürekke-
bi kurumadan açıklamıştır!
- Bu belgeyle daha önce bağlayıcı olmayan tav-
siye kararlan da bağlayıcı hale getirilmektedir. Türk-
çeye çevirirsek; Avrupa Parlamentosu kararlan bağ-
layıcı hale gelecek. Yani, "Ermeni soykınmını ta-
nıyın", "Kıbns'ı tanıyın, askerlerinizi çekin",
"Ruhban okulunu açın", "Patrik'in evrenselli-
ğini kabul edin " yolundaki tüm tavsiye kararlan ar-
tık bağlayıcı olacak! Dahası var; geçen yılki etki ra-
poru da bağlayıcı olacak; buna göre Fırat ve Dic-
le nehirierinin uluslararası yönetime devri gibi
tasanlar da kesinleşecek!
AB üyeliğimiz kutlu ve mutlu olsunü!
• • •
Nasıl, beğendiniz mi müzakere şartlarını?
Pardon, işbirlikçi takımı gibi "giriş şartlan" deme-
liydim! Bu mu Atatürk'ün ruhunu şad edecek çağ-
daşlaşma projesi? Bu mu Türkiye'yi çağdaş mede-
niyetler seviyesine çıkaracak anlaşma?
Adını şimdiden açık açık koyalım, hiç olmazsa
ileride tarihi okuyanlar "Bu çok açık tuzağı gören-
lerde olmuş" desin:
- Bunun adı, Türkiye'nin Batı'ya en kalın zin-
drierie prangalanmasıdır, yani sömürgeleşme-
sidir!
e-posta: umrtzilelifa gmail.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Divan ede-
biyatında be-
şer dizelik
bentlerden
oluşan şiir tü-
rii. 2/ "Emir-
ler, beyler"
anlamındaes- 6
ki sözcük... -,
"Sevmiş iki
—- ufku gö- 8
rürler daha 9
engin" (Yah-
yaKemal). 3/Yağda
kızartılarak üzerine
şeker ya da şerbet
2
dökülen bir hamur 3
tatlısı. 4/Birişiyap- 4
tırabilme gücü... 5
Eğik olarak kesilmiş 6
kenar. 5/Çevrebilim.
6/ Eylemleri olum- 8 I
suz yapmakta kulla- 9|
nılanek... Arapçada"ben"...Birrenk... 7/Buyu-
rucu... Nâzmı Hikmet'in soyadı. 8/Kokusu har-
dala benzeyen zehirli bir savaş gazı. 9/ "Muhan-
net başuıa dünya dar ola/ Bir adamda namus, gay-
ret, —- ola" (Köroğlu)... Dökümcülerin kullan-
dığı ağaçtan yapılmış kalıp.
YUKARTOAN AŞAGIYA:
1/Divan ederJîyatında Türkçe dizeierle Farsça ya
da Arapça dizelerin bir arada yer aldığı şiirlere ve-
rilen ad. 2/Çıkaryol, çare...Niğde,Nevşehiryö-
relerinde yetişen ve kalıtelı bir şarap veren beyaz
üzümcinsi. 3/Bakraç, kova... Kalın bükülmüş si-
cim. 4/Bir etkinliğin geçici olarak durrJuruldugu
süre... Büyük ve derin karavana. 5/EIleri soguk-
tan korumak için kullanılan, astarlanmış kürk...
Radyum elementinin simgesi. 6/Kızılrrmak Del-
tası 'ndaki orman alaruna verilen ad. 7/Yunan mi-
tolojisinde, güzel sanatlann dokuz perisinden bi-
ri... Iskambilde koz. 8/Kenar süsü... Gizli görev-
li. 9/Sıvas'ın bir ilçesi... Tantal eHmentinin sira-
gesi.