Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 6 -EKİM 2005 ÇAR^AMBA CUMHURİYET SAYFA
SÖZ OKURUN
Fikret Dağlıoğlu
posta@cuiiiliuriyet.com.tr
Faks:O 212 343 72 64
Mafya dizileriveÇalıkuşu
G
azetecüik yaptığım günlerde Çapa Ana-
dolu Öğretmen Lisesi ile ilgili bir haber
hazırlamıştıiTL. Genç öğretmen adaylany-
la yaptığım röportaj Larda, nasıl olup da bu genç
yaşlannda meslek seçimini kesin olarak yapa-
bildiklerini ve öğretrnen lisesinde okumaya ka-
rar verdiklerini de soirdum. Bazı öğrenciler, yıl-
lar önce Osman Setfcen'in yorumuyla TRT ek-
ranlanna gelen ve sonraki yıllarda tekrar gös-
terimleri yapılan ÇaLıkuşu'nu seyrettikten son-
ra öğretmen olma karannı verdiklerini anlattı.
O gün aldığım yanıtlar, televizyon izlerken sık
sık aklıma geliyor. Demek ki; bir dizi film, in-
sanın içine bir kıvılcım düşürüp tüm hayatına
yön verebiliyor.
Peki, bugünün dizileri gençlere ne venyor?
Istanbul'un lüks villalannda, Güneydoğu'da,
Çukurova'da, Karadeniz'de, Ege'de, Trakya'da,
kısacası ülkemizin dört bir yanında geçen bir-
birinden farkJı hikâyeler var dizilerde. Kanal-
lar arasında rekabet arttıkça. diziler de hızlanı-
yor. Hikâyeler inanılmaz bir tempoda akmaya
başlıyor. Seyirci sıkıldıkça yeni hikâyeler çıkı-
yor ekrana. Ancak hikâyeler ne kadar farklı
olursa olsun hepsinin tek bir ortak özelliği var;
hepsi "tüketim" gerçeği üzerine kurulu. Top-
rak ağası, işadamı, doktor, popstar ya da mo-
dacı... Kahramanlar hangi işi yapıyor olursa ol-
sun, yaklaşık iki saat boyunca biz bu kişilerin
kazandıklan paralan ve hayatı nasıl tükettikle-
rini izliyoruz. Hangi kıyafetlerle, hangi yemek-
leri yiyerek, hangi mekânlarda eğlenip-dinle-
nerek tüketiyorlar?
Ancak tüketim arzulannı adeta körükleyen bu
dizilerden sadece birini kenara ayırmak gere-
kiyor: Kurtlar Vadisi. Elbette tüm pazarlama il-
keleri bu dizide de kullanılıyor, ancak bir fark-
la... Bu kez kahramanlann sadece nasıl "tüket-
tiklermi" değil, tüketmek için ihtiyaç duyulan
kaynaklan nasıl "ürettiklerini", yani parayı na-
sıl kazandıklannı da görme imkânımız var.
Hem de en ince detayma kadar. Yeraltı dünya-
sında çalışmak ne demektir? Burada hiyerarşi
nasıl işler? Ekipteki kişilere nasıl davTanıhr? Han-
gi şatlarda ve nasıl adam öldürülür gibi birçok
sorunun cevabını bu diziye bakarak öğrenebi-
lirsiniz. Şu anda ekraruanmızda yer alan dizi-
lerin hiçbiri sizi ne doktor, ne modacı ne de işa-
damı yapamaz, ama Kurtlar Vadisi'ni seyre-
den bir kişi isterse yeraltı dünyasına "akı bir
gniş" yapabilir.
Birileri özellikle gençleri hep "tüketici" ola-
rak görmek. bu duygulanm harekete geçirmek
istiyor. Ama unuttuklan bir şey var, onlar sa-
dece nasıl para harcanacağını değil, harcamak
istedikleri o paralan nasıl kazanabileceklerini
de öğrenmek istiyor. Lütfen artık bazı yapım-
cılar, ReşatNuriGüntekin'in Çalıkuşu'nda ol-
duğu gibi "Anadohı'da öğretmen olmak ne de-
mektir?" ya da Attilâ İlhan ın Yann Artık Bu-
gündür'ünde olduğu gibi. "Anadolu'da doktor
olmak ne demektir?" sorulanna benzer soru-
lar sorsun. Hayatta ne olacağına karar verme-
ye çalışan gençlerin yoluna bir ışık tutsun.
Özgü Işık YOLCU
Servergazi'de
kadrolaşma
D
enızlfnıneski SSKhastanesinınSağlıkBakan-
lığı'na devri sonrası, ısim değışikliği ile başla-
yan AKP'lileştırme, şimdı de Başhekim Dr.
Necdet Durmuş'un görevden alınması ile yenı bir aşa-
maya geldı. Hakkında hiçbir yolsuzluk ve usulsüz-
lük iddıası olmayan Dr. Necdet Durmuş, böylece da-
ha önce Denızli Devlet Hastanesi Başhekimı iken ba-
şına gelen akıbetten tüm çabasma karşın SSK baş-
hekimliği sürecinde de kurtulamamış oldu. Türki-
ye'nin sağlık sisteminin bir adun ileri gidememesi-
nın temel nedeni olan "Sağlık Bakanlığı'nın
srv'asallasünlması" sorunu, Başbakan, Sağlık Baka-
nı ve yandaş medya ne kadar şov ve reklam yapar-
sa yapsın ve eleştıriler karşısında ne kadar sınırle-
nip, gerilirse gerilsin bu olayla bir kez daha kanıt-
landı ve halkımızın gözleri önüne serildi.
Bu olay vesılesıyle başta Denızli halkı olmak üzere tüm
yurttaşlanmız ve medya mensuplanyla paylaşmak
istedığim bir gerçek var. Konu ne Dr. Necdet Dur-
muş'u savunmak ne de AKP'ye körü körüne muha-
lefet yapmak sorunu degildir. Sorun laik cumhun-
yet ve ulusal bütünlük sorunudur. Dr. Necdet Dur-
muş'un görevden alınması ile Van 100.Yıl Ünıver-
sitesi Rektörü'nün, 10 saat ayakta sorgulandıktan
sonra ensesınden tutulup hapse atılması arasuıda hıç
bir fark yoktur. Üniversitelerin medreseye çevnlme-
si ne kadar tehlikeli ise, Sağlık Bakanlığı'ndaki ta-
rikat kadrolaşması da o kadar tehlikelidir.
MehmetNEŞŞAR
îbret
B
eşıktaş Teknik Direktörü Rıza Çahmbay, ken-
disi içın yaz başından ben kaynatılan kazana düş-
tü ve kaynatanlan mutlu sona kavuşturdu! Yö-
netim kurulunun inanılmaz desteği(!) ile Isveç'tekı
Malmö maçına teknik direktör olarak çıkan Rıza
• Hoca ile birlikte eski menajer Sinan Engin de kafi-
leye dahil edilmişti. Bu şekılde, Rıza Çalımbay'ın
futbolcular nezdindekı otoritesi ve saygınlığı arttı-
nlmak, özgüveni pekiştirilmek istenmişti! Aynca, yö-
netimin teknik direktöre duyduğu güven de bir İcez
daha kamuoyuna duyurulmuştu! Sonrası malum...
Sonunda, çobanlann başbakan, cumhurbaşkanı olabil-
dikleri Türkiye'de, kapıcı çocuğu Rıza'nın, Beşik-
taş'a teknik dırektör olacak niteliklen taşımadığı
öne sürülerek sonu hazırlanacaktı. Senaryo tamam-
landı. Senarist(ler) ve oyuncular kına yakabilirler!
Bir işletmeci ve yönetici olarak bu olayın işleöne
yönetimi derslerinde "vaka çahşması" olarak öğ-
rencilere anlatılmasında, tartışma konusu yapıl-
masında, öğrencilerin gerçek hayata hazırlanmalan
bakımından yarar görüyorum. Son olarak; elli yıl-
Iık "Beşiktaş taraftan" sıfatımı terk ettim...
SıtkıERGÜNEY
Rektöre 'kelepçe'
B
enziraatprofesörüyüm. Liseden sınıfarkadaşım
olan ve Ankara'da uzun dönem savcılık yapıp ar-
dından da "Yargrtayüyeüği" görevine gelen; an-
cak erken ölümü nedeniyle yokluğuna hiçbir şekil-
de alışamadığım bir sevgili dostum, kendisini her zi-
yaret edişımde, ayağa kalkar ve önünü ilikleyerek be-
nı karşılardı. Aramızda eski yakınlık ve ilişİdden do-
layı, "Oğhım, niye her defasında bana böyle davra-
nıyorsun?" dediğımde, "Ben seni gördüğüm zaman
fakültedeki hocalanmı hanrnyorum da ondan" diye
yanıtlardı. Umanm bu hâkim ve savcılar da, Ankara
sıkıyönetim mahkemelerinde Sayın MümtazSoysal
hocayı yargılayanlar gibi tarihe geçerler!..
Tümer URAZ
Oran yolu
nkara'yı biliyorsanız ODTU ormanının kena-
nnda egzoz kokulan arasuıda üç kılometrelik bir
J Xyürüme yolu vardır. Bu alanın zemini kırmızı
kil toprağıydı. Yürüyünce hiç ohnazsa toprağa bas-
manın keyîfi yaşanıyordu. Şimdi o güzelim toprak-
tan artık eser yok. Çünkü aklıevvelin birisi sanki sa-
lonuna duvardan duvara halı döşermış gıbı ne kadar
para harcandıysa suni halı döşendi. Üstelik halı da
kiremıt rengi ve insanlar yürürken yolunu şaşırma-
sınlar diye üzerinde beyaz çizgiler \ar. Bu harcama
gereklı mıydi? Şehrin kaldınmına suni halı döşen-
dığı hangi ülkede görühnüş?..
ı Mehmet KARAKAYA
ErtuğrulFirkateynişehitleri anısına 587/draz ağacı dikildi
Ertuğrul Firkateyni şehitleri anısına Ataşehir'deki Neza-
hat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne törenle 587 Japon ki-
raz ağacı (Sakura) dikildi. Ali Nihat Gökyiğit ve TEMA
vakrflannın işbirliğiyle gerçekleştirilen etkinlikte, 1890
yılında Japonya'da batan Ertuğrul Firkateyni'nde şehit
olan askerierin isimlerinin yer aldığı Türk Bayrağı'yla
örtülü anıt önünde Japon Milli Marşı ile istiklal Marşı
okundu. Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Koramiral
Emin Murat Bilgel, daha sonra Türk Bayrağı'nı indire-
rek anıtın açılışını gerçekleştirdi. Koramiral Bilgel, tö-
rende yaptığı konuşmada, 115 yıl önce meydana gelen
büyük trajedinin Avrasya'nın iki ucunda
yer alan Türkiye ve Japonya'nın dostluğunun temelini
attığını vurguladı. TEMA ve Ali Nihat Gökyiğit vakıflan
başkanı Ali Nihat Gökyiğit de "Bu merasimle içinde bu-
lunduğumuz adayı 'Ertuğrul Adası' ve bu amfiyi de 'Ya-
mada Amfisi' olarak isimlendirdik. Torajiro Yamada, bu
elim kazadan çok etkilenerek, şehit yakınlan ve kaza-
zedeler için Japonya'da bir kampanya düzenlemiş ve
22 yıl Istanbul'da kalarak iki ülke dostluğuna büyük hiz-
metlerde bulunmuştur" dedi. Törene, Sakura Vakfı Baş-
kanı Manabu Doida, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi
Tomoyuki Abe de katıldı. Konuşmalann ardından,
törene katılanlar fidan dikti.
ELEŞTIRİLER
Ekonomi sayfanızda Mustafa Sönmez'in
futbol ekonomisi yazı dizısıni büyük bir
keyifle okumaya başlamıştım ki düş kı-
nklığı yaşadım. Ne yazık ki günlerinizi
ve sayfalaruuzı ayırdığınız bu dizi 2 yıl
öncesinin bilgilerini içeriyor. Örneğin ku-
lüplerin yıllık geliri adlı köşedeki kaynak
ve yılı (2003 Sports busuıess grup) bile
haberlerin ne kadar eski olduğunun kanı-
tı. Oysa bırakın yabancı yayınlan, Türki-
ye'de yayunlanan internet siteleri ve der-
gilerdeki veriler bile daha güncel. (Örne-
ğim fesam.com) Aynca futbol ekonomisi
konusunda geçenlerde bir kitap okumuş-
tum. Kalınca bir ciltti, oradaki bilgiler
bile (kitap olduğu halde), sizin yazannız
Mustafa Bey'in bilgilerinden daha gün-
celdi. Bir örnek daha; listede yer alan ve
dünyanın en zengin takımı diye adlandın-
lan Leeds United'uı Ingiltere'nin hangi
liginde oynadığına (bizdeki 2. lig) ve ni-
çin kadrosundaki oyunculannı sattıgına
(borç nedeniyle) baksanız, dünyanın en
zengin kulübü sıralamasmın ne denli
yanlış olduğunu görürdünüz.. Yine liste-
deki AS Roma, SS Lazio ttalya ligi Seri
A'da borç knzınde yüzen ekipler. Lütfen
biraz ciddiyet.. Spor çok ciddı bir iştir,
ekonomi daha da ciddidir. Mustafa
Sönmez herhalde bu yazıyı 2-3 yıl önce
kaleme almış.
Cüneyt CANDAR
20 Eylül Sah günü Sayın Deniz Som'un
"Kürt muhipierinden beklenen yanıt-
lar" başlıkh yazısına, tüm sağduyu sa-
hibi, yurtsever, laik Cumhuriyetimi-
zin "Flkri hür, vicdanı hür" aydınlan-
nın aynen katümasını, bu oyunlan boz-
mak için ellerinden -kalemlerinden-
gelen çabayı göstermelerini bekhyorum.
BekJiyorum diyorum, çünkü bunu bek-
lemek bir Türkiye Cumhuriyeti vatan-
daşı olarak benim hakkım. Neme la-
zımcılık zamanı değil.
Zaman, cumhunyetimize sahip çık-
ma zamanı. Yurtiçinde ve dışında, on-
ca Anadolu evladının canına. kanına
mal olmuş cumhuriyetimiz, onun ku-
rucusu Atatürk ve arkadaşlannın üze-
rine oynanan çirkin oyunlar gelip gırt-
lağımıza dek dayandı.
Hep beraber olup sesimizi, gücümü-
zü kullanmazsak bu hain saldınları na-
sıl durdurabiliriz? Sağcısı, solcusu,
cumhuriyete sahip çıkan her Türk va-
tandaşı birleşin ve elinizden geleni ya-
parak bu saldınlan, bu yalan dolam
durdurun.
Ben yaşlı bir ev hanımıyım. Cum-
huriyet ve Atatürk'ümle hep gurur duy-
dum. Bu topraklarda yaşayan her yurt-
taşın cumhuriyetimize borcu var. Bu gü-
zel emaneti yobazlara, etnik ayruncı-
lığa ve de emperyalist güçlere karşı
korumak hepimizin borcudur. Bu ül-
ke ve insanlanna saygısızlıklannı Ata-
türk resimlerinin duvarlardan indiril-
mesi isteğinde bulunmaya kadar var-
dıranlann haddini kim bildirecek? Kim-
se yok mu bu ülkede, yok muyuz?..
Enise SÖNMEZ
\ Sayın Erdal Atabek;
Ortaöğretım düzeyınde üç çocuğu olan bir anne-
yün. Sizın yazılannızı her pazartesı merakla bek-
İerim. Çocuklan motive etmek, sorun çözmeyi öğ-
retmek, dayanıklılık konulannda yazdığımz ya-
zılar bizim problemli zamanlanmıza öyle güzel
denk geldi ki, bir ara aramızda gızlı bir iletişun
var diye düşündüm. Sizin, bizi ilgilendiren yazı-
lanruz kesilir ve mutfak tahtasında defalarca okun-
sun diye asılır. Daha öncelen de sıze teşekkür et-
mek ıstemiş fakat tembellık edip yazmamıştım.
Binlerce teşekkür edenm. Sizin sayenizde daha
bilinçli anneler, babalar, daha mutlu ve hedefini
belirlemiş çocuklar var. Gençler konusunda da-
ha da çok yazın, kıtaplannızdan ilgili bölümleri
de zaman zaman okuyorum çocuklara, fakat gün-
cel konularla ilgili \azılanlar daha etkili oluyor.
Feyza DİNÇER
Cumhuriyet, sayfalannı CUMOK'lara açtu "Söz Okurun"
sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberlere,
duyurulara, görüşlere ve eleştirilereyer veriyoruz.
CUMOK'lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yayın
yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına,
ülkenin yerel ve genel sorunlanm yansıtmakta önemli işlevler
üsüeneceklerineinanıyoruz. ADD ve ÇYDD'nın var
oluşlannı hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun "
sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000
vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekiiyoruz.
posta(âcumhuriyet.com.tr Mektıtp Adresi: Prof. Nurettin
Mazhar Öbel Sk No: 2. 3438] Şişlı İstanbul.
Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks. (0.212) 343 72 64
'Uyan ey
ehli vatan'
Bir Cumhuriyet okuyucusundan mektup
aldım, bir de şiir kitabı. H. Esat Yavuz-
türk, "Çabam din gerçeğini ve nasıl sö-
mürüldükkrini emekü halka kendi anla-
yacaklan dükanlaüp,gözkrindeki atgöz-
İüğünü kaldırmaknr" diyor. Çok iyi edi-
yor. Zaten çoğumuzun çabası da bu de-
ğil mı? Ben edebiyatçı değilim, onun şi-
ırlerine değer biçmek haddim değil, size
bırakıyorum. Gızemlı Varlık başlıklı şi-
irden bir parça okuyalım beraberce:
Gölgesinde oynayıp
variığını duyup
kendini tanıyamadığım
gizemli varlık!
Cansızlan canlüardan ayınrsın
her canltya sınırlı yaşam tanırsın
ama ben hiç ölmem dersin...
İnsanlar yaşamasa
yaşayan insan olmasa
sen olur muydun?
Kaynak Yayuılan'ndan çıkmış olan bu ki-
tabı okuyup karannızı verebilirsiniz. Be-
nim için önemli olan bu girişim, bu ni-
yet. Esat Yavuztürk bir halk çocuğu. "Ben
şair değflün" diyor ve bu cesareti göste-
nyor. Işın önemli yönü bu. Çünkü Tür-
kiye 'nin dırhem dırhem satıldığı, dev-
nmlerin yok edıldığı, gençlerimizin ka-
ranlığa sürüklendiği şu günlerde hepimi-
ze, ama, yetenekli, yeteneksiz, genç, ih-
tiyar, bılgili, bilgisiz, hepimize bir çaba
göstermek düşüyor.
Nâzun Hikmet
Ben yanmazsam
Bizyanmazsak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
Dememiş miydı?
"Uyan ey ehli vatan!" diyor Yavuztürk
bıze.
YddızSERTEL
Haklarımız
haklanıyor!
ğitim devrimimizle kusursuz bir yapı-
ya kavuşan eğitim sistemimizde, gerek
Köy Enstitüleri gerek halkevleriyle uy-
gar ve çağdaş bir toplum olma bilinci
tüm beyinlerde oluşturuhnaktaydı. Ça-
hşmak, öğrenmek ve üretmek temel esas-
lardı. Bu dönemde eğıtim-öğretim ha-
yatı süresince teon ve pratik arasındaki
mükemmel denge sonucu, yeni Türkiye
Cumhuriyeti kültür, eğitim ve uygarlık
seviyesinin çıtasını her geçen gün daha
da yükseltmekteydi. Yönünü ileriliğe,
çağdaşlığa çeviren eğıtim-öğretim siste-
mi 1940'lara gelindiğınde bu yönden
180 derecelik bir sapma yaparak gerile-
meye başladı. îlk önce MustafaKemal'ın
kendı yazdığı lıse tanh kitaplan kaldınl-
dı, 1945'lere doğnı halkevleri ve bera-
bennde Köy Enstitülen kapatılarak eği-
tim sistemimiz büyük çapta bir darbe al-
dı. Öğretmen liseleri ile emperyahstgüç-
lerin korkulu rüyası Köy Enstitüleri'nin
ve öğretmen okullannın eğitim-öğretim
anlayışı geri dönüyor. Yapılan araştırma-
lar, Türkiye genehnde öğretmen lisele-
rınin başansuun her geçen gün arttığını
göstermekte. Bu gelişmeyi fark eden sö-
mürgeci güçler para yardımlanyla örüm-
cek ağlarını örerek kendilerine bağladık-
lan ülkemızdeki bazı kurumlar kanalıy-
la öğretmen liselerini ve dolayısıyla öğ-
retmenlik mesleğini de yozlaştırmak is-
temektedir. Işte gündemde bulunan Ana-
dolu öğretmen lısesı mezunu öğrencile-
rin kazandıklan eğitim fakültelerine gi-
rişte sağlanan haklı avantajlann yok edil-
mesi bu isteğin bir kanıtıdır.
E
ÖzgûrBALABAN
Kitap isteği
6izler KESK'e bağlı TÜM BEL SEN
(Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hiz-
metleri Emekç.leri Sendikası) Muş Şu-
be Yönetim Kurulu olarak, sendikamız
bünyesinde üyelerimiz, çocuklan ve di-
ğer kesimlerin faydalanabileceği bir kü-
tüphane oluşturduk. Kütüphanemizin asü
amacı üyelerimıze okuma ahşkanhgı, ço-
cuklanmıza ve diğerkesimlere de destek
sunmaktır. AB'ye girme sürecinde bulu-
nan ülkemizde okuma oranı çok düşük-
tür. Bu nedenle okuyan, araştu^n ve de-
ğiştiren bir toplum için okumanın önem-
li olduğunu düşünüyoruz. Sizlerden de
kütüphanemize kitap yardımında bulun-
manız noktasında destek bekbyoruz. Du-
yarlılığuıız için şimdiden teşekkür eder,
Çalışmalannızda başanlar dileriz.
ADRES: KESKŞubelerPlatformuÖzri
İdare tş Hanı Kat: 4 No: 19-21 Tel: 0436
2126297 Cep: 0532 446 55 05
Uğur TURAN