18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM2005ÇARŞAMBA CUMHURİYET EKONOMI [email protected] Yüksek Planlama Kurulu'nun sekretaryası DPT, hatanın giderilmesini istedi Galataport'ta 'usıü'eksikliği• Hükümete yakın bürokratlar, eksikliklerin giderilerek ihale dosyasının hemen yine YPK'ya sunulacağını ifade ederken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm, "Geri gönderme yok. Bazı ilave bilgiler istemişler, hepsi o" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek PlanJama Kurul'u'nun (YPK) sekretaryasını yürüten Devlet Planla- ma Teşkilatı (DPT), Özelleştırme îda- resi Başkanlığı'na gönderdıği bir ya- zıyla, Galataport ihalesınde yapılan usul hatasının gıdenlmesıni istedi. KLonuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan DPT, "Yap-îşlet-Devret (YİD) modetiyte gerçekleştirilen projeJerde, YPK'nin ihaleyi onaylaması söz konu- su değildir. YPK, ihâkyi kazanan şir- ket Ue Ugiti idarearasmda imzalanacak olan uygulama sözleşmesini onayla- maktadır. Yapılan işlem de (ÖİB'ye gönderilen yaa) bu hususu sağlamaya BUGÜN ANAYASA M A H K E M E S İ ' N D E Ekonomi Servisi - Anayasa Mahkemesi, Özelleştinne Yasası'nda Galataport ve Araç Muayene Istasyonlan ihalelerinın geleceğini belirleyecek olan dosyayı bugün ele alacak. Yüksek Mahkeme'nın bugün sabah saatlerinde başlayacak oturumunda CHP'li 117 mılletvekilinın yaptığı başvuruda 5398 sayılı yönefiktir" görüşünü kaydetri. Hükümete yakın bürokratlar, ek- sikliklerin giderilerek ihale dosya- sının hemen yine YPK'ye sunulaca- ğını ifade ederken Ulaştırma Baka- nı Binali Yıldınm da, "Gerigönder- me yok. Bazı ilave bilgiler istemişler, hepsi o. Bu da yeni bir haber değiL Özelleştirme Yasası'nın imara ılışkin 22. maddesindeki bazı tümcelenn ıptal istemini karara bağlayacak. Reuter'in haberine göre, eğer mahkeme, söz konusu düzenlemeyi iptal ederse, Galataport ihalesinin yasal zemininin de ortadan kalkmış olacağı belirtiliyor. Istanbul Karaköy Limanı'nın yeniden inşası ve işletmesini kapsayan proje için Türkiye Denizcilik Işletmeleri (TDt) tarafından 16 Eylül'de tekliflerin açıldığı ihalede, Israilli Ofer ailesi ortaklığı Royal Caribbean Cruises ve Global Yatırım Holding önderliğindeki konsorsiyum 3.538 milyar Avro (yaklaşık 4.3 milyar dolar) ile en yüksek teklifi vermişti. Söz konusu ihaleyi nihai onay merci olan yüksek planlama kurulu ise henüz onaylamadı. 15 gün önce gerçekleşen bir şey" di- ye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ıle Maliye Bakanı Kemal Unakı- tan'ın, Israilli işadamı Sami Ofer ve ortağı Global Menkul Değerler'in sa- hıbı Mehmet Kutman ıle gızli olarak yaptığı görüşmeler nedeniyle günde- me gelen Galataport ihalesi, ÖÎB'ye bağlı Türkiye Denizcilik îşletmele- ri'nin (TDl), Karaköy-Salıpazan mevkiindeki 1.2 kilometrelik nhtım ve sahil şeridinin kruvaziyer liman, oteller, alışveriş merkezleri ve konut yapılmak üzere 49 yıllığuıa YÎD iha- İesine çıkanlması işinden oluşuyor. Ihalenin çok tarhşılan şartnamesi- ne göre, projede yer alan yapılann iş- levi değiştirilebilecek. Projeninkulla- nım süresinin ilk 30 yıhnda ödemenin sadece yüzde 20'si yapılacak. Proje- nin 49 yıllık süresi 149 yıla uzatılabi- lecek. Taşınmazlar ortaklık adına ta- puya kaydettirilebilecek. Üıaleye 3.5 milyar Avro ile Ofer- Kutman ortaklığının verdiği teklifin bugünkü değeri 193 milyon Avro'ya gelirken, Başbakan Erdoğan ve Ulaş- tırma Bakanı Binali Yüdınm, haliha- zırda mevcut tesislerden yılda 4 milyon Avro (49 yılda yaklaşık 200 milyon Avro) gelır elde edildiğini açıkladı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, ortaklığın 401 milyon Av- ro'ya yapmayı taahhüt ettiği yatınm- lann değerinin TDl tarafından 121 milyon Avro olarak tespit edildiğini saptadı. Liman- Iş Sendikası, projenin hem liman yapımı içermediği, hem de turizm projesi olduğu için YİD kapsamında yapılamayacağı gerekçe- siyle yargıda iptalini istiyor. ŞlRKETlNE EL KONDU Taner'den TMSF'ye suçlama Ekonomi Servisi - Aylık cirosu 2 trilyon lirayı bulan bidolu.com sitesine Uzanlar'la bağlantısı ge- rekçesiyle TMSF tarafından el konulmasına, sitenin sahibi Eski ANAP'lı bakanlardan GüneşTa- ner'den sert tepki geldi. Uzan ailesiyle ortaklığını bitir- diğini belirten Taner, daha sonra kurulan Tank Internet AŞ'nin ise oğlu Kamfl'in baldızının üzerine olduğunu söyledi. Güneş Taner, Uzan ailesiyle yakından tanıştık- lannı da kaydederek "Benim mtt- yonlarca dostum ve sevenim var. Uzanlar'la da tanışınz, ama her- hangi bir ortaklığımız yok" dedi. Türkiye'nin gerçek bir hukuk devleti olmadığını da savunan Ta- ner "kanım devleti sistemine geç- miş Türkiye'de vatandaşlar ger- çek adalete nasıl kavuşacak, insan- lar haklannı nasıl arayacak bile- miyonım" dedi. Taner, "Adalet- siz davranılmasın'" diye konuştu. SABANCI HOLDÎNG Çimentoya 'mortgage' yatınmı Ekonomi Servisi- Sabancı Hol- ding Çimento Grup Başkanı Er- han Kamışlı. çimento fabrikalan ihalelerinde 316 milyon dolarlık bir alım gerçekleşrirdiklerini belir- terek "Bu fabrikalara önemli yaü- nmlar gerçekleştireceğiz'' dedi. Kamışlı, düzenlediğı basın top- lantısında, 3 bine yakm çalışanla- n ve 1.5 milyar dolan aşan pıyasa değeriyle sektörün lider grubu ol- maktan gurur ve heyecan duyduk- larmı belirtti. Kamışlı "Mortga- ge'nin, beraberinde kişi başına rü- ketimi ciddi rakamlara getireceği- ni beklemekteyiz" dedi. Akçansa'da gelecek yıl yeni bir fabrikanın temelini atacaklannı ifade eden Kamışlı, "135 milyon dolarhk bir yatırım olacak. Çim- sa'nın 50 milyon dolarhk yatinm- lan olacak 4 yılda toplam 600 mil- yon dolarhk bir yanrun gerçekleş- tirmiş olacağız" dıye konuştu. TIME 2005 3. kuşakarkadaşlık, aşkve eğlence Ekonomi Servisi - Ofissiz, kab- losuz, yenilikçi ve eğlenceli yeni iş düzeninin ele alındığı TIME 2005 'te 3G uygulamalan ile ilgili gelecekteki trend ve fırsatlar de- ğerlendırildı. Artificial Lıfe Baş- kanı Ebenhard Schoeneburg, 3. kuşak ürünlerin kullanımlannın yaygınlaştığını ve operatörlerin bu ürünler üzerindeki etkisini vurgu- ladı. Schoeneburg, ödüllü proje- sınde "Sanal kız/erkek arkadaş - Vırtual giıi/boy friend" ile birçok özellığın tek bir uygulamada top- landığı farklı eğlence konseptini gözler önüne serdi. Mardin'in Oscar'ı IstanbuFa gelecek Amerika Halkla îlişkiler Derneği'nin (PRSA) 2005 Atlas Ödül Töreni Wilma kasırgası nedeniyle yapılamadı. • PRSA tarafından 2005 Atlas Ödülü'ne layık görülen, Image Halkla Îlişkiler ve Strateji Tanıtım'ın onursal başkanı Betûl Mardin'in ödülü daha sonra kendisine ulaştrnlacak. Ekonomi Servisi - Amerika America-PRSA) "Halkla Üişki- Halkla îlişkiler Derneği'nin (PRSA) 2005 Atlas Ödülü Töre- ni, Wilma kasırgası nedeniyle iptal edildı. PRSA Atlas 2005 Ödülü töreninın Wilma Kasır- gası nedeniyle iptalı sonrasında yıllannı halkla îlişkiler sektörü- ne adayan Betûl Mardin Türki- ye'ye dönüyor. Atlas 2005 Ödü- lü, PRSA tarafından daha sonra kendisine ulaştınlacak. Amerika Halkla îlişkiler Der- neğı'nin 23 Ekim Pazar günü Miamı'de gerçekleştırilecek (Public Relations Society of lerde Yaşamboyu Başan 2005 AÜas Ödülü" töreni, önceki gün Meksika'nın güneydoğusunda başlayan ve hızı saatte yaklaşık 230 kilometreyi bulan Wilma Kasırgası nedeniyle iptal edildı. Söz konusu ödül, halkla ilişkil- er sektörünün 'Oscar'ı sayılıyor. PRSA tarafından 2005 Atlas Ödülü'ne layık görülen, Image Halkla Hişkiler ve Strateji Tanı- tım'ın onursal başkanı Betûl Mardin'in ödülü daha sonra kendisine ulaştınlacak. Türki- ye'de halkla ilişkilenn bır bilim dalı ve meslek haline gelmesinin temellenni atan Betûl Mardin, aym zamanda Bilgi Ünıversite- si Halkla Îlişkiler Bölüm Koor- dınatörlüğü görevinı de yüriitü- yor. PRSA "Halkla lüşkilenle Ya- şamboyu Başan Atlas Ödülü", 1995 yılından ben meslek haya- tı boyunca halkla ılışkiler mes- leği ve uygulamasına global dü- zeyde olağanüstü katkılarda bu- lunmuş kişilere veriliyor. Ödüle layık görülen adaylann ulusal veya uluslararası halkla ilişkiler organizasyonlanna katılmış ve bu organizasyonlar aracılığı ile uluslararası alanda "eniyiuygu- lamalarur" gelışımıne katkıda bulunmuş olması gerekiyor. Betûl Mardin'in ödülü istanbuTa gönderikcek. Yunanistan, îsrail, îspanya ve Portekiz dışındaki ülkelere Türkiye'den gidecek Zorlu, Sisley Casa'lar açacak• Öci şirket arasındaki lisans anlaşması kısa sürede imzalanacak. Zorlu, Sisley Casa ve Benetton Home markalan için iki yılda 15 milyon dolarlık yatınm planlıyor. Ekonomi Senisi - Zorlu Grubu, Benetton marka- sının ev tekstili lisansının Yunanistan, îsrail, Îspan- ya ve Portekiz haricinde- ki ülkeler için Zorlu Gru- bu'na verilmesi konusun- da anlaşmaya vanldığını açıkladı. Zorlu Holding Tekstil Grubu'ndan yapılan açık- lamada, Sisley'in ardın- dan Benetton'un da ev tekstili alanındaki dünya lisansının Zorlu Grubu'na verildıği, bu konuda ge- Uzakdoğu ile ayrı kulvar Aydm, Benetton Home markasıyla önceliği Benetton mağazalanna vermek kaydıylafranchisemodeli ıle büyümeyi ve 2006'da 20 Benetton Home mağazası açmayı planladıklannı açıkladı. Son 3 yıldır Zorlu Holding Tekstil Grubu olarak sadecefıyatı ön planda tutan müşteriler ve pazarlar yerine kaliteyi, hızı ve modayı önemseyen müşterilere yöneldiklerini belirten Aydın, global markalarla yaptıkları işbirliklerinin, kendilerini Uzakdoğu 'nun fiyat savasından ayn bir kulvara geçirdiğini kaydetti. rekli anlaşmanın Benetton Grubu ve Zorlu Grubu arasında önümüzdeki günlerde ımzalanacağı belirtildı. Açıklamada, Sisley'in, ev tekstili sektörüne dün- yada ilk kez Zorlu Tekstil Grubu ile girdiği ve Sisley markasıyla ev tekstili ala- nında yapılacak üretim, dağıtım ve pazarlama fa- aliyetlerinin dünya gene- lindeki tüm haklannın Zorlu Tekstil Grubu tara- fından yürütüleceğine işa- ret edildi. Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Ve- dat Aydın, Sisley Casa ve Benetton Home markala- n için 2005-2006 yıllann- da 15 milyon dolarhk ya- tınm planladıklannı be- lirtti. Zorlu Grubu olarak Sis- ley Casa markasıyla Av- rupa'nın önde gelen moda merkezlerinde beş mağa- za açtıklannı ifade eden Aydın, 2006 sonuna kadar Avrupa yanı sıra Türkiye ve Rusya'yı da kapsayan bölgede 30 Sisley Casa mağazası daha açmayı he- deflediklerini açıkladı. Aydın, Amerika'da da 20 Sisley Casa mağazası aç- mak için çahşmalar yap- tıklannı anlattı. EMNİYET KEMERİ HAYAT STANDARDIDIR TEMİ EKONOMİ POLTITK ERİNÇ YELDAN Ulusal Tasarruf Kavramına Ne Oldu? Türkiye'nın resmı kurumlanncaekonominin seyri üze- nne çeşitli vesileler ile (Nıyet Mektuplan, Güçlü Ekono- miye Geçiş Programı, Kalkınma öncesı Katılım Prog- ramı vs.) raporiaryayımlanmakta. Son yıllarda bu tür ra- porlann ilginç bir ortak özelliği göze çarpıyor Türkiye ekonomisini inceleyen resmi raporiann hıçbirinde artık ulusal tasarruf kavramı yer almıyor. Yatınm kavramı da sadece bir ıkı paragrafta geçıştınlıyor. Daha ılgınç ola- nı, yatınm sözcüğünün artık sadece doğrudan yaban- cı senmaye yatınmlannı teşvik etmek bağlamında kul- lanılması. Söz konusu yabancı sermayeyı teşvik politi- kalan arasında da özelleştirme hedefleri en ön planda yer alryor. Bu elbette rasgele bir olgu değildir. Türkrye neolibe- ral ıdeolojının öğretilenne uyarak, ekonomının gelece- ğini salt bir hedefe indırgemıştin Yabancı sermayeyi her ne pahasına olursa olsun ulusal ekonomiye çekmek. Bu karar o derece katı uygulanmaktadır ki, söz konusu po- litikalara eleştirel gözle bakanlar hemen "vatan haini" ve "çağdışı" suçlamalanna maruz kalmaktadır. ••• Dünya Bankası venlerine göre gelışmekte olan eko- nomilere akan net doğrudan yabancı yatınmlar (DYY) 2003'te 152 milyar dolar, 2004'te de 165.5 milyar do- lar düzeyınde gerçekleşmıştır. Söz konusu rakam as- lında dünya toplam DDY akımlannın sadece üçte biri- ne ulaşmaktadır. Yani DYY kararlannda belirieyici olan olgu, bu akımlann hâlâ gelışmış ülkeler arasında sey- retmesıdır. Dahası, gelişmekte olan ülkelereyönelikya- bancı sermaye akımlannın son derece sınırtı bir coğraf- yaya yöneldıği görülmektedır. Sadece Çın, gelişmekte olan ülkelere yönelen DYY'nın üçte birini almakta, Bre- zilya ve Meksıka ile bırlıkte söz konusu toplamın yan- sından fazlasına ulaşmaktadır. Dolayısıyla doğrudan yabancı sermaye yatınmlan olgusu, aslında son dere- ce dar ve çoğunlukla olağandışı iktısadı konjonktürie- rın beliriedıği coğrafi bölgeler ıle sınııiıdır. DYY'nın özendirilmesınden umulan yara^lann başın- da, yabancı sermayenin "ıleri" teknolojı transfen yoluy- la ış sahalan açarak ıstıhdam yaratması beklentısi gel- mektedir. Ancak gelişmekte olan ülkelere yönelen ya- bancı sermaye yatınmlannın nrteliğinebaktığımızda, bu tür akımlann yeni yatınm yapmaktan zıyade, var olan şırketlerin satın ahnması ve/veya şirket birieşmeleri amacıyla hareket ettığı görülmektedır. UNCTAD'ın ve- nlerine göre 1990'larda gelişmekte olan ülkelere yöne- len DYY'nin yansından fazlası şirket satın alımlan şek- lindedir. EğerÇin bu verinin dışındatutulursa, şirket sa- tın alımlan söz konusu toplamın yüzde 72'sıne ulaşmak- tadır. Yani doğrudan yabancı sermaye yatınmı verileri aslında gelişmekte olan ülkelenn iktısadi üretim merkez- lennın ulusötesı tekellerce satın alınması hadisesini yan- srtmaktadır. Çoğunlukla bır mülkiyet değişiminden iba- ret kalan bu sürecın, çağdaş teknolojilen az gelışmiş dünyaya taşıyarak istıhdam ve üretim artışlanna yol açacağı beklentısi, en basit ıfadeyle safiyane bir mito- lojı öyküsüdür. Bu süreçte daha belirieyici olan olgu ise gelişmekte olan ülkelerde sürdürulen özeileştirme programlandır. Gelişmekte olan ülkeler, özelleştirme koşullandırmala- n ile bıryandan üretken sermayelennı ulusötesi şirket- lere yok pahasına pazariarken, bır yandan da "doğru- dan yabancı sermaye yatınmlannı cezbetmek" için bu şırketlere vergiden muafiyet, ucuz arazi vb. gibi yöntem- lerie yeni teşvikler sağlamaya mecbur kılınmaktadır. ••• DYY beklentısının ardındakı bır başka sav ise doğru- dan yabancı sermaye hareketlerinın uzun dönemli dö- viz girişlen sağladığı ve cari ışlemler açıklannın finans- manını kolaylaştırdığıdır. ödemeler dengesi hesaplan- na son derece basit ve düz bır mantıkla yaklaşan bu varsayım, yabancı yatınmlann ulusal tasarruf ve yatınm hacmi üzerinde gözlenen olumsuz etkilenni göz ardı etmektedir. DYY akımlanndan sağlanan dövız girişlen çoğunlukla yapay bir dövız bolluğu yaratmakta ve doğ- rudan doğruyatüketim harcamalannı kamçılayarak ulu- sal tasarruflan caydırmaktadır. Sonuçta, ülke içindeki toplam sabıt sermaye yatınm hacmi de beklentilerin tersıne, düşmektedır. öte yandan, ulusötesı tekellerce satın alınmış olunan yeriı şirketlenn yarattığı kâriann ar- tık yurtdışına transfer edilmesı sonucunda cari işlemler dengesındeki bozulma daha da dennleşmektedır. ör- neğın UNCTAD verilenne göre 1990-98 arasında geliş- mekte olan ülkelere yönelen DYY'nin toplaımı 500.8 mil- yar dolara ulaşmış iken bu ülkelerden toplam 217 mil- yar dolarlık kâr transfen yapılmış ve dolayısryla bu ül- kelere olan toplam net transfer yan yanya azalmıştır. ••• Türkiye geniş iç pazan, metropollerindeki arazi rant- ları ve stratejik coğrafi konumuyla ulusötesi tekelle- rin iştahını kabartmaktadır. "Küreselleşen dünyanın çağdaş koşullanna uyun" propagandası attında, ka- pitalist dünyanın çekim merkezlerine "kunımsal ça- palar" aracılığıyla sabitlenmeye çalışılması elbette bo- şuna değildir. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK Avrupa Biriiği ile müzakerele- rin en yumuşak karnı tanm. Biz ise "Nasıl otsa görüşmeler uzun yıllar alacak. Tanm başlığı ise çok sonra gündeme gelecek" dıye kılımızı bile kıpırdatmryoruz. Müzakerelere başladığında AB ortalamasının çok üzerinde bir tanm nüfusuna sahip olan Po- lonya'da tarım sektörü hâlâ ya- şadığı krizi atlatabilmiş değil. Türkiye'de tanm nüfusu yüzde 35. AB ortalaması yüzde 4. Ha- di pazarlıkla yüzde 6-7'ye çıkar- tıldı diyelim. Ama sonuçta 20 milyon kişinin tarım dışı alanlar- dan gecimini sağlaması gereke- cek. Bunu nasıl yapacaksın? Bir sanayileşme planın var mı? Tan- mın yerine şunu koyuyorum di- yebilecek misin? Hem de öyle bir plan yapmalısın ki uluslarara- sı arenada rekabet edebilesin.... Edindiğimiz bilgilere göre, "yaş meyve ve sebze" tanm ko- nusunda Avrupaida rekabet üs- tünlüğümüzün olduğu bir alan. Tapım Bakanlığı Ne Yapıyor?! Tabii doğru ve verim arttıncı bir politika ile. Ancak ne yazık ki yaş sebze ve meyve üreticileri 2004'ten beri neredeyse destek- siz. Enflasyon artışlan hiç hesa- ba katılmadan ödemeler sabit- lenmiş durumda. Gerekçe ise "geçiş dönemindeyiz" oyalama- sı. Türkiye'de yılda yaklaşık 45 milyon ton yaş ve sebze üretili- yor olmasına karşın bunun yal- nızca yüzde 3'ünün ihraç ediliyor olması bazı politikalann eksikliği- ni açıkça ortaya koyuyor. AB kri- „ „ . . ...... VeMaestro ', (FED) Başkanlığı done- minde 4 ABD başkanı değiştiren, aldığı karar- larla yalnız kendi ülkesini değil tüm dünyayı de- rinden etkileyen 78 yaşındaki Alan Grenspan sonunda 18 yıldan beri sürdürdüğü görevini devrediyor. Bu, Greenspan'in ünü kontrol ettiği 'güç' ka- dar, yönetim tarzından da kaynaklanıyor. Çün- kü 'paranın patronu', politikacılann arzularına boyun eğmemeyi iyi beceriyor. Dünyaya yön venneyi kafaya koyan 'siyasi efendiler' yeri gel- diğinde Greenspan'in dayatması karşısındasus pus kalabiliyorlar. Üstelik ondan bugüne kadar kimse vazgeçmeyi düşünmedi bile. Düşünseni- ze 5. kez FED başkanı olarak görev yapan Gre- enspan döneminde hem Cumhunyetçi hem de- mokratlardan 4 başkan geldi geçti. İlk kez 1987'de Ronald Reagan tarafından FED Baş- DlVOf k a n l | ğ| n Ş atanan Gre- •^ enspan'i daha sonra ABD başkanlığına gelen Bill Clinton değiştir- medi, aksıne görev süresini uzattı. Elimde Ak Yatınm tarafından Türkçe'ye çevir- tilerek Maestro adıyla yayımlanan kitap var. 2 yıl önce okuduğum ve son derece ilgimi çeken kitaba, Greenspan'ın yerine geçecek adayın belirlenmesi haberini duyduğumda yeniden şöyle bir göz attım. Baba Bush 'Ben onu yeniden atadım, o beni görevden indirdi' diye yazmış. Clinton ise "Elinizde yol gösterecek bir rehber bile yokken büyük bir iş başardınız" demiş. Grenspan'in belki de en büyük başarısı 'risk yönetimini' iyi bilip uygulaması. Bu, onu kimi zaman kural dışı hareket etmeye ve kendi iradesiyle karar almaya bile yöneltmiş. Yönetici olarak, Türkiye'nin de ondan öğ- reneceği çok şey olduğunu düşünüyorum.... -4- terlerine göre örneğin tanmın ekonomiye yaklaşık yüzde 12 katkısı var ise, bunun yüzde 3'ü kadar destek verilebiliyor. Türki- ye'de ise verilen destek yalnızca yüzde 0,75. Yani yüzde 1 bile de- ğil. Hayvancılıkta belki rekabet zor ama iddialı olduğumuz bir alana karşı bu kadar ilgisiz kalın- ması düşündürücü. Üstelik aldı- ğımız bilgilere göre Tanm Bakan- lığı müsteşannın "yaş sebze ve meyve" konusunda somut poli- tikalar geliştirme konusundaki gönülsüzlüğü üst düzey bürok- ratlar arasında rahatsızlık uyan- dınyor. Dünya Tıcaret örgütü ile ge- çen hafta başlayan tanm görüş- meleri, destekleryüzünden yeni- den tıkanma noktasına geldi. Av- rupa Biriiği Fransa'nın sürekli muhalefeti yüzünden ortak bir karar oluşturamıyor. Işte böyle bir ortamda Tanm Bakanlığı'nın kafasını kuma gömmesi anlaşılır gibi değil. ATEŞ: SAHİBÎ TMSF DEĞÎL 'Lcılapaşa 'nın satışı geçersiz' ANKARA (CumhuriyetBürosu)- CHP Gazıantep Mılletvekılı Abdulkadir Ateş, Tasarruf Mevduat Sıgortası Fonu (TMSF) tarafından satılan Lalapaşa'mn hisseleri- nın hukuken Özelleştinne İdaresi Baş- kanlığı'nın elınde olduğunu söyleyerek satışın geçerlı olamayacagını belirtti. Ateş, çimento fabrikalarının satışına karşı çeşitli davalar açıldığını belirterek "Bu davalarm bazdan devamederkenba- zdarında(örneğin Lalapaşa) idare mahke- melerince iptal karan \erilnüştir. ÖzeDeş- tirmesi iptal edilen fabrikalarm hisseleri, hukuken ÖlB'nindir ve ÖtB'nin eiindeki bir fabrikanın TMSF taranndan saüla- mayacağı açıktr" değerlendırmesınde bulundu Maliye Bakanı Kemal Unala- tan'ın yanıtlaması istenuyle bir soru öner- gesi veren Ateş, "ÖzeDeştirme işkmkri iptal edilen fabrikalann mülkiyeti, huku- ken halen ÖtB'de okhj^una göre TMSF, bunlan hangi yetkrvie samuşûr?" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle