23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 B EKİM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Bayram Hasan Birgölge: "Başbakan, Cumhurbaşkanrnın rektörieri 29 Ekim resepsiyona daveti ile ilgili olarak, 'Bayram değil, seyran değil' demiş. Böylece Başbakan'ın Cumhuriyet Bayramı'nı bayramdan sayrnadığını kendi ağzından öğrenmişolduk." efe 0.212.343 72 74 Faks: &212L343 72 - Irticacı öğrenciler affedilecekmiş... "Yetmez; teşekküre geçirilmeli!" Orhan Pamuk: "Edebiyat konuşalım." Zafen öy/e yapmıyor musunuz? İstikbal Nuran A/ıcı: "Sık dişini Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın; gerçekten görevini kötüye kullanıp kamu malına zarar verdinse, adam kayınp ihaleye fesat kanştırdınsa, paralan kâh hortumlayıp kâh cumhuriyet düşmanlanna peşkeş çektinse bil ki ilk seçimde başbakansın!" ÜNLÜ aşçılardan birine içinde patlıcan olan yemek tarifi sorsanız, durup şöyle bir düşünür. Ana malzeme ya da garnitür olarak patlıcan o kadar çok yemekte vardır ki hangisini tarif edeceğini bilemez. Patlıcan her kılığa girer. Bizdeki demokrasi de öyle. Her kılığa girdiği gibi her kılıfa da sokuluyor. Herkes demokrasiden yana herkes demokrat! Dubai'nin ise böyle bir sorunu yok! Arap Yanmadası'ndaki Birleşik Arap Emirlikleri'nin şeyhliklerinden biri olan Dubai'de bir şeyh var, bir de şeyhin ailesi. Şeyh, emirliğin merkezi Abu Dabi'deki büyük şeyhe bağlı. Gerisi petrol dolarına bağlı kabile düzeni... Bizim Başbakan, şeyhin gönlünü yapmış; Türkiye'ye yatınm karan aldırmış. Çok güzel. Şeyh de ailesinden birini Istanbul'a göndermiş; Imam bayıldıIstanbul Büyükşehir Belediyesi ile el sıkışmışlar; Levent'te belediyenin 46 dönümlük arsasının üzerine 300 metre yüksekliğinde gökdelen yapacaklarmış. Islamda demokrasi yoktur. Aslında Musevilikte de Hıristiyanlıkta da demokrasi yoktur. llahi buyruklar vardır. Bu buyruklan Tann'nın yeryüzündeki gölgesi konumumdaki kişiler uygular. Bu kişiler topluma hesap vermek durumunda değildir; bu dünyanın hesabını öteki dünyada verirler. Bizim iktidar ve iktidann Istanbul'daki belediyesi hem Islamcı hem de demokrat... Bir bakıma hem deve hem kuş. Kamuya ait bir arsayı, bir Arap şeyhine kimseye sormadan (buradaki kimse, yetkili kurum ve kurullar oluyor) verirken Islamcı; arsanın üstüne kimseye sormadan 300 metrelik gökdelen yaptırırken Islamcı; şiir okuyup başı derde girdiğinde demokrat! Planlama yok. Yetkili kurullann karan yok. Altyapı yok. Yol yok. Arsanın değer tespiti yok. Ortaklık yapısının ölçüsü yok. Al gülüm ver gülüm var. Islamcının demokratlığı ancak bu kadar olur. Eğer Türkiye, ılımlı Islam düzeninin içine sokulacaksa, yaptıklan da yanlanna kâr kalır. Yok eğer Türkiye, Avrupa Birliği yolunda bir oyun oynamıyor, demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla yaşam biçimine dönüştürecekse işte o zaman bu "al gülüm ver gülüm" muhabbetinin de hesabı sorulur. Acı patlıcanı kırağı çalmaz diyorsanız o başka. Ondan da çok güzel imam bayıldı olur! Ama olan yine demokrasiye olur. Feda Akif Kökçe: "Yavru vatan, Avro vatanafedaoldu!" SESSİZSEDASIZ(I) Başbakan şiir okumaktan ne oldu? GAZİ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Altntaş, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın tutuklanmasına tepkiler üzerine Başbakan Recep Tayyip'in sergilediği tavn şöyle degeriendiriyor: "Başbakan, Pakistan ziyareti dönüşü, ayağının tozu ile katıldığı iftar sofrasında yağdı, gürledi ve böylece, kamu kaynağı ile finanse edilen iftar sofralan, politik gösterilerin sergilendiği, karşıtlannızın azariandığı, onlara hadlerinin bildirildiği, düşmanlık tohumlannın atıldığı platformlara dönüşmüş oldu. Ezan sesleri, şükür dualan, yandaşlann alkışları arasındaki siyasal saldınlarla 'Islam Cumhuriyeti'nde iftar' bu olmalı, zahir! Başbakan bu güriemeli iftar sı sofrasındaki söylevinde, rektörier ile YÖK ve CHP'yi fırçalarken, Barolar Birliğini de ihmal etmedi. Başbakan, 'kendisine sahip çıkmayan' Barolar Birliği'nin, Van Cumhuriyet Başsavcısı tarafından PKK'li olmakla suçlanan Van Barosu'na kayrtlı avukatlara sahip çıkmasına çok kızmış. Başbakan iki de bir 'şiir okuduğu için mahkûm edildiğini' dosta düşmana aktarmaktan çok mutlu oluyor. Ancak burada yanılgısı ve muhataplannı yanıltması söz konusu. Türkiye'de Erdoğan 'şiir okuduğu' gerekçesi ile değil, okuduğu şiirin içeriğinin taşıdığı tehlikeli öğelerin hukuk kurallarına aykınlık oluşturmasından ötürü mahkûm olmuştur. Bu böyle biline!" ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt 'ÎMP'den Tedirginler... Göztepe Parkı'na "cami", derlcen Boğaziçi'ne *3.köprû* ve Maslak'taki spor alanına "Alarko gökddeni". . tstanbul Büyükşehir Beledi- ye Meclisi'nin bu "imardarbe- fcri"nin ardından, şimdi de Bo- ğaziçi sırtlannda 300 metrelik "Dubai Towers", yani 100'er katlı"Dubaikulderi"... Bütün bunların ortak özel- likleri, siyasi ve ekonomik "sö- mürü projeteri" olmalannın yanı sıra "planlama ilketerine" deaykırılıklan... Camiye aynlan yeşilin yeri- ne yasa gereği aynı bölgede dü- zenlenmesi gereken "eş bü- yüklükte park alanı" ortada yok!.. Yap-işlet-devretle "pa- ra kazanmak" için dayatılan 3. köprü, onayiı ulaşım mastır planına aykıirı... Alarko'ya izin verilen "MasIakgökdetenJeri" ile Dubai velıahdının îstan- bul'daki "gövde gösteris" ol- maya aday ikiz kuleleri de Bo- ğaziçi'ndeki şehircilik kuralla- nnıyoksayıyor... Bu "ivedi" kararlann "za- manlamasr ise Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Top- baş'ın basına "kentin imar gü- vencesi'' olarak tanıtnğı "Istanbul Metropoliten Planlama ve Keatsei Ta- sanm Merkezi''nın (tMP) çalışmalanna başlamasına rastlıyor... Oyle görünüyor ki ca- miciler, köprücüler ve gökdelenciler, IMP'den fazla- sıyla tedirgin- ler... Çünkü,"500 uzman"ın gö- rev aldığı ÎMP, eğer firsat veri- lir de tstanbul 'un 25 yıldır bek- lediği "metropoliten plan"ı üretebilirse, neyin nereye ya- pılması gerektiğine artık rant, siyaset ve sermaye dünyası de- ğil, "şehircüik bUuni" rehber- likedecek... Ama; yineleyelim ki "eğer tMP'yefirsatveriürsc-.'' lar"ına bile sormuyor... Benzer şekilde, Istanbul Bü- yükşehir Belediye Meclisi de "tMP yeni metropoliten planı- nı tamamlamadan önemliimar değişiklikleri yapılmayacakJ' gibisinden bir "prensip kara- n"nı almıyor. Buna yönelik bir "başkanlık teklifr var mı; onu da bilemıyoruz... Başbakan Erdoğan'ın da 1995'te kurduğu belediye planlama bürosuna o tarihte "en önemli hizmeum" deme- sine rağmen şimdi Topbaş'ın tMP'sinden tek kelime bile söz etmemesi dikkat çekici değil mı? Avrupa'nın "enbüyük" alış- veriş merkezi olarak tanıtılan Cevahir Istanbul'un açılış töre- nine katılan Başbakan, yine "Avrupa'nın en büyük kentsel planlama bürosu"na hiç ilgi göstermıyor... Üstelik, kendi partisinin belediye başkanınca gerçekleştinlmesine rağmen... 'Pazarlama'nın engeli tmar gûvencesi 'Gûvencesiz' Gelişmelerse bu konudaki umutlan güçlendirmekyönün- de değil... Tepebaşı'ndaki 10 bin m2'lik eski TÜYAP binasında çahşmalanna başlayan ve Is- tanbul'daki hemen tüm üniver- sitelerden hocalarla birlikte kollann sıvandığı tMP'nin, kent için gerçekten 'imar gü- vencesi'' olabilmesini sağlaya- cak asıl adımlar hâlâ atdma- dı... Örneğin, Kadir Topbaş, son imar darbeleriyle ilgüi sorular karşısında; "arnk EVfP var ve bu gibi kararlarda planlama çahşmalannı gözeteceğiz''- de- miyor. Dubai kulelerinin yer se*çimini ÎMP'deki "hoca- Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye'yi ve Istanbul'u yö- neten "egemen siyaset" IMP'den hiç de hoşnut de- ğıl... Çunku, tMP'nin üreteceği tstanbul Metropoliten Planı, örneğin 3. köprüyü öngör- mediği zaman, Kadir Top- baş ve Başbakan "500 nz- manla ters düşecek"ler... Hele, yerli ve yabancı ya- tınmcdara "gökdelen dike- bilecekleri" araziler için de "Boğaziçi Şımankhğın 300 metrelik manzarah kamu abidelerL alanlarT yerine kentin altyapısı- nı ve özgün dokusunu zorla- mayacak "kenar bölgeleri"ni gösterdiğinde, ülkeyi "pazar- layarak" yönetmekle övünen politikanrn en büyük engelini oluşturacak... Dubaililere de, kentin tepe- sıne "en yüksek kuleyi siz di- km" demek yerine, örneğin "tarihi Süleymaniye'yi ve Zey- rek'irestoreederekturizmeka- zandırmalan''nı teklif ettiğin- de; bunu bile akıllanna getire- meyen "muhafazakâr"lann yüzlerini kızartacak... tşte bu nedenlerle tMP, onca umut verici amacına ve heye- canverici "katıhmcı'' yapılan- masına rağmen daha şimdiden "sakmcalı kurumlar" arasında çoktan yerini almış görünü- yor... Onca masraf yapılarak belli ki iyi niyetle kunılan, ama "kö- tü niyetii işlevsizleştirme" oyunlanyla etkisiz bırakılmak istenen tMP'nin, rant ve siya- set ittifakına karşı korunması ise tstanbul'un geleceği açısın- dan yaşamsal önem taşıyor... oekinci(« cumhuriyet.iom.tr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behhak(ayahoo.com.tr ÇIZGlLİK KÂMtL MASARACl o _S^ —TT I kamilmasaraciuı mynet.com • HARBÎ SEMİHPOROY semihporoyüı yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 26 Ekim uww.nutnUaz-aruuui.com Theodore. RooseveJi-, 19O1- 13O3ytl- lan arasında yaprnıçH. Yandaki kanka- •HJr, onu,seçıtft kavv\pamgası sı- raStnda gosie- riyon Sam Amca 'nın onaylayan eli omuUd AMERİM K4BUGUNU YIRTARKEN.. 18S8'D£ BUSÜH, ROOSEVELT DO6MUŞTU- AMERİKA 2O. YÛZYIL BAŞ- LAISJMDA BÜYÜK S//S SAAJAYİ PEVIStMİ yAŞAPlGl VE 6İDE&EK PÜfiMWW EM ÖUEMLt GÜÇLE&N- OEM Bf&İ OLPU6U SMZALARPA, &OOSEVELT BAŞKANLIK. KOLTUĞUNA OTV&UUÇnj(f9Oi). O£V SAMAYİCJLBfZLjE İŞÇiLEm AISASlMDAKÎ SOfUJNLAR BÜYÛ/SKEtJ, AV£.Uf¥l 2VW /4ICIU AKIU GÖÇMEULEfZ GELİYOISDU. KAYUAYAM GÛNEY AMe/ZiKA farASl /££, BAŞHAUIM £N ÖNEMLİ DtŞ POLİr/KA tcotJUSUYPU. EStd BAŞKANLARDAH JAMEŞ MONIZOE'NUN K£AK>t AP//V/ TAŞtYAN DOKTKİMİNİ BAH4VE GÜNEY AMERIkA VB PÜHYA J NIM TC SARAY SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2005/74 Davacı Vehbi Kaya taranndan davalılar Münevver Topuz vs. aleyhine açılan izale-i şûyu davasmın yapılan açık duruşmalannda veri- len ara karan gereğince, Tekirdağ ili, Saray ılçesi, Büyükyoncalı Köyü, Derviştepe mevkiinde 2087 parsel sayılı taşınmazuı malikileri olup mahkememizce yapılan tüm aramalara rağmen adresi bulunamayan Halime Tuncel'in mahkememizde yapılacak olan 24. 11.2005 tarihli duruşmada sa- at 9.00'da hazır bulunması veya kendısini bır vekille temsil ettirmesi gelmedığı takdirde yokluğunda karar verileceği, duruşma günü tebhgatı yerine geçerli olmak ûzere ilan olunur. 21.10.2005 Basın: 50103 0 GÖRÜŞ SUAY KARAMAN * Gözdağı Vermek Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yü- cel Aşkın, şeyhlerin ve tarikatçılann çelik çomak oynadığı Van'da, ihaleye fesat kanştırmak savıyla tutuklandı. Sayın Aşkın'ın evinden alınarak 11 po- lis eşliğinde cezaevine götürülmesini, hukuk dev- leti ilkeleriyle bağdaştırmak mümkün değildir. Sayın Aşkın, rektör olduktan sonra tarikatlann çelik kovanına çomak sokmuştur. Üniversitelerin bilim yapılan bir kurum olduğunu göstererek tari- kat oluşumlannı dışlaması, özellikle şeriatçı basın tarafından sürekli eleştirilmiştir. Üniversite bahçe- sine dikilen heykellerin Hıristiyanlığı çağnştırdığı id- dialan ses getirmeyince, rektör hakkında tarihi es- er kaçakçılığı yaptığını kanıtlamaya çalıştılar. Ge- çen temmuz ayında, rektör yurtdışındayken, evi- ni basarak, saatler süren arama yaptılar. Bundan da bir sonuç alınamayınca, çete kurmak ve ihale- ye fesat kanştırmak suçu öne sürülerek, tutuklan- ma gündeme geldi. İki polisin, rektörün koluna gi- rerek cezaevine götürmesi ve bu sırada, görevli- lerin rektöre karşı tutumlan ve amacı aşan davra- nışları, yükseköğretim topluluğunda ve kamu- oyunda büyük üzüntü uyandıımıştır. Bu davranış sayın rektörün kişiliğinde, üniversitelerimize veril- miş bir gözdağı niteliğindedir. Halen rektöriük görevini yürüten, kaçması ya da kanrtlan karartması mümkün olmayan ve ne şekil- de yargılanacağı yasalarla belirlenmiş bir devlet memurunun tutuklanması nasıl açıklanabilir? Bu olay siyasal erkin, üniversitelerimize yönelik olum- suz ve hukuk dışı tutumunun yeni bir halkasıdır. Ül- kemizi çağdaş uygariık düzeyine çıkarmayı amaç- layan bilim insanlan saldınya uğramakta ve onur- lanyla oynanmaktadır. Siyasal erkin hukuk dışı bu tutumunun sürmesi sonucunda, üniversitelerimiz derin sarsıntılara uğrayacaktır. Rektörie ilgili soruş- turma sırasında Van Cumhuriyet Başsavcısı'nın elindeki bilgileri basın toplantısında açıklaması, hazıriık soruşturmasının gizlilik ilkesine gölge dü- şürmüştür. Bütün bu olgular bir araya getirildiğin- de, rektör Sayın Aşkın'ın bir siyasi komplo ile kar- şı karşıya kaldığı ve asıl amacın üniversitelere göz- dağı vererek ideolojik savaş açmak olduğu düşü- nülmektedir. Ülkeyi yönetmek ile ülkeyi pazarlamayı birbiri- ne kanştıran düşünce, laik ve demokratik cumhu- riyetle hesaplaşmasını sürdürmektedir. Ne acıdır ki karanlığın karşısında olanlar, yine birbirierini kı- np bölünmeye devam etmektedirler. Yine vurdum- duymaztavırtan ileyapılanlan hafıfe almaktadıriar. Yine yeni bir Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkma- sını beklemektedirier. Ellerini taşın altına sokma- yan insanlar, karanlığa yardım ederier ve gün ge- lir yardım ettikleri karanlık içinde yok olup gider- ler. Üniversitelere gözdağı vererek laik ve demok- ratik cumhuriyetle hesaplaşmak, ülkeyi pazarla- makla övünenlerin haddi değildir. Bu topraklarda, emperyalizme karşı ilk kez başanlan Ulusal Kur- tuluş Savaşı'yla utku kazanılmıştr. Bu kazanılan ut- kuyla, bu ulusun onuruyia, laik ve demokratik cum- huriyetle hiç kimse hesaplaşamaz ve gözdağı ve- remez. Herkesin bu olguyu böylece bilmesi gere- kir... ' Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Gen. Sekreteri BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Çok koyu siyah renk. 2/ Kanşık renk- li... Taban, döşeme. 3/ Nefesli bir çalgı... Üstün bir yetkinin gücünü sim- geleyen değ- nek. 4/ Eski 8 dildesu... Bi- 9 zans döne- minde, tstanbul'da siyasal suçlulann kapaöldığı ünlü zin- 2 dan. 5/ Mercimek... 3 Sümerlerde sağlık tannçası. 61 Soyun- 5 dan gelinen kimse... 6 | Yunanistan'da ünlü bir eskiçağ kenti. II 8 I Tantal elementinin 9 | simgesi... E>enize uzanan dar ve alçak kara par- çası. 8/ Yurdumuzda yetişen ve beyaz odunu tor- nacılıkta kullanılan bir ağaç... Adlan sıfat yapan biryapım eki. 9/Tümör... Taraça. YUKARTOAN AŞAĞIY\: 1/Açık turuncu renk. 2/Marmara Bölgesi'nde bir göl... Bir gösterme sıfatı. 3/ Tavlada kullanılan oyunaracı... Etkesmeye,kemikkırmayayarayan ağır ve geniş yüzlü kesici araç. 4/ Şöhret... Balık yakalama aracı. 5/Yer'den gezegene ve Güneş'e uzanan iki doğrultu arasmdaki açı... Satrançta bir taş. 61 Bir soru sözü... Kirpi gibi tostoparlak ola- bilen dikenli bir hayvan. II Cemaate namaz kıl- dıran kimse... tlgi eki. 8/Doğu Karadeniz'in kıyı kesimlerinde yetiştirilen bir üzüm cinsi. 9/Koku- lu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanı- lan bir bitki... Duman lekesi. TEMURHAN ASİL (1953-1984) Canım babamız, Yokluğuna alışamadık, sana olan sevgimiz yıllara inat hep çoğaldı. Seni özlemle anıyoruz. ARZU, ÖZLEM, AYDIN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle