Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 26 EKİM 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Bakan Gül, kurumun Başbakanlık Müsteşan Dinçer'le ilgili karan ile intikam aldığını ileri sürdü
HükümetYÖK'eyiMeniyorAJNKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Dışişleıi Bakanı AbduDah Gül Baş-
bakanlık Müsteşan OmerDinçer ile
ilgili karan nedeniyle Yükseköğre-
tim Kurulu'nu (YÖK) intikam al-
makla suçladı. Gül, "Hîçkimse,ken-
disini bu ülkenin içinde bağımsız bir
adacık gibi görmesin. Bu ülkede ordu
komutanlan, başbakanlarve bakan-
lar mahkeme huzuruna çıkıp he-
sap verirken "Rektörler hesap
vennez' diye bir şey söz konu-
sıı olamaz" dedi.
AKP'nin dünkü grup toplan-
tısı, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'ın yurtdışında olması ne-
deniyle Gül tarafindan gerçek-
leştirildi. Ülkede herkes kendi
işine koyulmuşken bir üniver-
site rüzgân estirildiğini kayde-
den Gül, hükümetin kuvvetler
• Başbakan Erdoğan'ın ardından Bakan Gül de YÖK ve rektörleri suçlamayı
sürdürdü. Rektörlerin Van'agidişini 'yakışıksız gösteri' olaraknitelendiren
Gül, 'Hiç kimse, kendisini bu ülkenin içinde bağımsız bir adacık gibi
görmesin. Rektörler hesap vermez' diye bir şey söz konusu olamaz" dedi.
aynlığı ilkesi içinde yargının alanındaki
bir konunun içine çekilmek istendiğini söy-
ledi. Rektörlerin Van'a gidişini "yakışıksız
gösteri" olarak nitelendiren Gül, YÖK'ün
Dinçer ile ilgili kararau kastederek "tnti-
kamlar ahndı" diye konuştu.
Hükümetin kurumlar arasında bir aynm
yapamayacağını, ülkeyi topyekûn olarak
kaİkındırmakla yükümlü olduğunu belir-
ten Gül, üniversitelere bugüne kadar en
fazla AKP hükümetleri döneminde öde-
nek aynldığını, araştırma- geliştirme fa-
aliyetlerinin desteklendiğini söyledi. An-
cak Türkiye'deki üniversitelerin 2 üniver-
sitesi olan Slovenya ile aynı sayıda proje ge-
liştirebildiğini kaydeden Gül, şu görüşleri
dile getirdi: "Hiç kimsenin kendisini bu ül-
kenin içinde farkh bağımsız bir adacık gibi
görmemesigerekir. Herkes kanunlann önün-
de eşfttir, herkes sorgulanabilir, herkesin so-
rumluhığu vardır, herkes hesapverir. Bu ül-
kede ordu komutanlan, başbakanlarve ba-
kanlar mahkemenin huzuruna çıkıp hesap
verirken Türkhe'de sadece beiU kesim, rek-
törler hesap vermez diye bir şey asla söz ko-
nusu değüdir."
OzeUeştirme karşıtianna
•çağuı gerisindeler' suçlaması
Türkiye'nin müzakerelere başlamasıyla
siyasi sürecüı tamamlandığını, teknik sü-
recin başladığını anlatan Gül, Ermeni soy-
kınmı iddialan, Kıbns'ın tanınması, Fırat
ve Dicle nehirlerinin suyuyla ilgili konu-
larda büinçli olarak yanlış bügüendirme ya-
pıldığını söyledi. Hükümetin özelleştirme
uygulamalannı eleştirenlere de tepki gös-
teren Gül, bu kesimlerin çağın gerisinde ya-
şadıklannı ileri sürdü.
Yine Rauf Denktaş'a çatti
Dışişleri Bakanı Gül, konuşmasında, ad
vermeden KKTC Kurucu Cumhurbaşka-
m Rauf Denktaş dönemini eleştirdi. Gül,
şöyle konuştu: "KKTC'nin bundan önce-
ki cumhurbaşkanlan, dışişleri bakanlan
kimlerle görüşmüş, Idmler onian muhatap
almış? Yok™ Ama şimdi bakm ABD, Ingil-
tere, Rusya dışişleri bakanlan, AB'nin en
üst sevryedeki yetkilileri, KKTC'nin cum-
hurfoaşkannu, dışişleri bakanını muhatap al-
makta, kabul etmekte, oturmakta, resmi
görüşmeler vapmaktadK."
AKTDE 'TORBA YASA TARTIŞMASI
Kumara vergi
AKP'yi böldü
• Pek çok kesime af getiren "torba yasa"da sanal
kumara yüzde 20 vergi konulmasına tepki
gösteren bazı AKP 'lilerbunun kumara meş-
rulukkazandıracağını savundu. Birmilletve-
kilinin tasandaki kendisiyle ilgili düzenle-
meyi anımsatması üzerine Bakan Unakıtan,
"Bu konunun benimle bir ilgisi yok" dedi.
EMtNEKAPLAN
ANKARA-Maliye Ba-
kanı Kemal l nakıtan ile
irticacı öğrencilere af ge-
tiren Bazı Kamu AJacak-
lannın Tahsili ve Terkini
Hakkında Yasa Tasan-
sı'nda yer alan sanal ku-
mara yüzde 20 vergi geti-
rilmesine ilişkin dûzenle-
me AKP içinde tarüşma
yarattı. Bazı AKP'li mil-
letveküleri, "Kumara meş-
nıhık kazandınhr'" diye-
rek düzenlemeye itiraz et-
ti. Maliye Bakanı Unakı-
tan, tasanda kendisini il-
gilendiren bir düzenleme
olmadığını ileri sürdü.
Maliye Bakanı Unakı-
tan, partisinin grup top-
lantısında "torba yasa"
olarak adlandınlan ve pek
çok kesime af getiren Ba-
zı Kamu Alacaklarının
Tahsili ve Terkini Hakkın-
da Yasa Tasansı ile ilgili
mületvekillerine bilgi ver-
di. Unakıtan'ın, tasanyla
sanal kumara yüzde 20
vergi getirildiğıni belirt-
mesi üzerine, bazı millet-
vekilleri itiraz etti.
Formûl aranacak
Bir milletvekili, "Eğer
sanal kumara vergi getiri-
Ersekumara meşruhıkka-
zanduıhnış otanaz mı" di-
ye sordu. Bazı milletve-
killeri ise sanal kumardan
vergi alınmasının yerinde
olduğunu belirtti. Bunun
üzerine AKP Grup Baş-
kanvekılı Saüh Kapusuz,
milletvekillerinin eleştiri-
lerinin hakh olduğunu be-
lirterek uygun bir formül
bulunması gerektiğini söy-
ledi. Maliye Bakanı Una-
kıtan, eleştiriler üzerine
konunun taruşılabileceği-
ni söyledi. Grupta, sanal
kumann tamamen engel-
lenmesi için teknik bir dü-
zenleme yapılıp yapıla-
mayacağı konusunda bir
çalışma yapdması benim-
senirken, bir formül bu-
lunamaması durumunda
mevcut düzenlemenin ge-
çirilmesi eğilimi ağırhk
kazandı.
Unakıtan: AfJFa
ihtiyacımyok
Bir milletvekilinin ta-
sandaki kendisiyle ilgili
düzenlemeyi anımsatma-
sı üzerine Bakan Unakı-
tan, "Bu konunun benim-
le bir ilgisi yok. Zaten bu
rigvabrctan yargıtanan ar-
kadaşlanm beraat etti"
dedi. Unakıtan, gazeteci-
lerin sorulan üzerine de
şunlan söyledi: "TBMM
Genel Kurulu'nun kara-
n ne ohırsa, ona göre ha-
reket edflir. Ancak benim
ne affa, ne başka bir mad-
deye ihtiyacım var. Her-
hangi bir maddenin arka-
sraa gizlenme gibi bir du-
rumum asla söz konusu
değil. Sözü edflen davalar
görülüyor, ilgili yönetim
kurulu üyeterinin davala-
n devamediyor. OnJartaB-
gfli herhangi bir ahnmış
karar söz konusu değil.
hatta o davalardan bir ta-
nesiberaarJasonuçlanmış.
Benim bu getirikn mad-
deyle bir Dghn söz konusu
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
*
Anayasadeğişikliği pazarlığatakıldı
Kamu Mali Yönetimi Yasa Tasansı ve torbayasa ile ilgili taleplerinin
karşûanmasını isteyen CHP,ANAP veDYP lilergenel kurulu terketti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Merkezi Yöne-
tim Bütçe" sistemine geçilmesı nedenıye Anayasanın
bütçeyle ilgili 5 maddesinde değişiklik öngören yasa
teklifı, muhalefetin Kamu Mali Yönetimi Yasa Tasa-
nsı ve torba yasa pazarlığına takıldı. Genel kurulda ta-
sannın maddelerine geçilmesi AKP oylanyla kabul
edilirken, muhalefet topluca genel kurul salonunu terk
etti. tktidar kanadı, referandumsuz kabul için gerekli
367 oya ulaşılamayacağını görünce tasannın madde-
leriyle ilgili oylamalan bugüne bıraktı.
TBMM Genel Kurulu'nda Anayasanın bütçe ile il-
gili hükümlerinde değişiklik yapan 5 maddelik yasa öne-
risi ele alındı. Görüşmelerde CHP sözcüleri, Anayasa
degişikliğinin "teknik" düzenleme ötesinde, Sayış-
tay'uı denetim yetkisinin kısıtlandığını, bugün Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda ele alınacak Kamu Mali Yöne-
timi ve Kontrol Yasa Tasansı'nda da benzer düzenle-
meler yer aldığını bildirdüer. Muhalefet sözcüleri tek-
lifle birlikte yerel yönetimlerle ilgili denetimin de sı-
kuıtıya gireceğini bildirdiler. Konuşmalann ardından
CHP, ANAP ve DYP milletvekılleri genel kurulu terk
ettiler. Teklifrn maddelerine geçilmesi, oylamaya katı-
lan 343 milletvekilinden 341 'inin oyuyla kabul edildi.
Muhalefetin bu protestosu üzerine teklifin maddeleri
üzerindeki oylamaya geçilmedi. Muhalefet partileri,
Anayasa değişikliğiyle ilgili tutumlannı, bugün Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek olan Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrolü Yasa Tasansı ile genel kurulda
görüşülecek olan torba yasa ile ilgili taleplerinin kar-
şılanma durumuna göre netleştirecek.
'tLKADIMIAr
DİSK'ten
iktidara
çağn
İstanbul Haber Servisi
- Türkiye Devrimci Işçi
Sendikalan Konfederas-
yonu (DlSK) Genel Sek-
reteri Musa Çam, Türki-
ye'yi yöneten AKP'nin
hükümeti devralu- almaz
önce işçi ve sendikalan
suçladığını, anımsatarak
"Tophımsal banşa en çok
ihrjyacunız olan şu gün-
lerde ilk adımıAKP hükü-
meti atarak, tophımun her
kesiminin sorunlannı din-
lemeh\ çözmeye çahşmab-
dn-" dedi.
Musa Çam, yaphğı ya-
zılı açıklamada, 2003 yı-
lından bu yana Türkiye'yi
yöneten AKP'nin işçi ve
sendikalan suçladığını,
insanca yaşamak için aç-
lık sınırının üzerinde üc-
ret isteyen işçileri haksız
gördüğünü, sonra da aç-
lığa ve adaletsizliğe kar-
şı ayaklanan çiftçilere
"Gözünüzü toprakdoyur-
sun" dedığıni anımsattı.
'Yargı herkese lazım'
Çam özetle şu görüşle-
ri savundu: "Her olayda,
her demokratik düşünce-
de halkuı bir böKimünü
kötülemevi ve kavga et-
mevi görev haüne getiren
AKP hükümeti, bu sefer
de ünrversite rektörieriy-
le kavgaya giıiştL Suçla-
nan bir rektöre destek ol-
mak için harekete geçen
rektörîeresavaş aço. AKP
hükümetine buradan ses-
lenmekistiyoruz; Eğer Van
Yüzüncü Vıl Ünhersitesi
Rektörü suçhrysa, bunun
cezasını yargı vermeüdir.
Yargıya siyasal basküaria
müdahaketinek,yargı ba-
ğımsızhğınıyok etmek de-
mektir. Bir gün bağımsız
yargıya herkesin ihtryacı
olacaknr. AKP hükümeti
ve onun önderlerinin Türk
haOa ile acilen banşması
gerekmektedir.''
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Mehmet Asal, Uğur Mumcu'nun
deyimiyle "Denizgiller"den. Oeniz
Gezmiş'lerle birlikte yargılanmış,
uzun yıllannı cezaevinde geçirmişti.
12 Eylül sonrasında ise yurtdışına
gitti, daha doğmsu gitmek durumun-
da kaldı. 20 yıldan fazla bir zamandır
orada yaşıyor. Ben de Almanya'ya
gittiğimde, gittiğim kente göre eski
arkadaşlarımı ararım. Köln'e gidince
buluştuğum arkadaşlarımdan birisi
de Mehmet Asal'dır.
Mehmet Asal, Türkiye'ye gelemi-
yordu. Alman vatandaşlığına da geç-
mediği için, Türkiye'ye gelmesi
mümkün değildi. Çünkü askerlik ve
benzeri sorunlar yüzünden başı bela-
ya girebilirdi. Onu Alman vatandaşlı-
ğına geçmesi için zor ikna ettik. Onu-
runa yediremiyordu.
Sonunda, Türkiye'ye gelebilmek
özlemini gidermek için Alman vatan-
daşlığına başvurdu. Bu kez de Türk
vatandaşlığından çıkması için bekle-
di. Türkiye bir tüıiü onun vatandaşlık-
tan çıkması için gereken formaliteyi
tamamlamadı. Neyse sonunda bütün
bunlar olunca ilk uçakla Türkiye'ye
geldi.
Mehmet Asal'm Başma Gelenler
Girerken bir şey olmadı, ancak çı-
karken başı derde girdi. Gelmek için
uğraştığı Türkiye'den bu kez çıkmak
için uğraşıyordu. Artık giriş çıkışlarda
bazı sorunlar yaşasa da özlemini, ko-
kusunu duyduğu ülkesine gidip gele-
biliyordu.
• • •
Son konuştuğumuzda artık Türki-
ye'ye yerleşmek istediğini, burada
kendisine bir iş bulduğunu söylemiş-
ti. Artık Türkiye'ye geliyordu. Ancak
burası Türkiye idi, kimin başına ne
geleceği belli olmazdı. Hele de Meh-
met Asal gibi sicilinde "Deniz Gez-
miş'in arkadaşı" olmak varsa vay ha-
lineydi.
Geri kalamnı kendisinin dilinden
özetleyerek aktarıyorum:
"Türkiye'ye üçüncü gelişimde bü-
yük bir sürprizle karşılaştım. 16 Ni-
san 2005 günü saat 02.45'te Sabiha
Gökçen Havalimanı'na indiğimde
pasaport kontrolünde ûlkeye gire-
meyeceğim söylendi ve geldiğim
uçakla apardopar Almanya'ya geri
gönderildim. Elime 'Türkiye'ye girişi
sakıncalı görülenler' şıkkı işaretlen-
miş resmi birzabıt tutuşturvldu.
Uzun zamandır günü gününe takip
ettiğim Türkiye'deki sevindirici geliş-
melere ve İstanbul izlenimlerime o
kadar inanmıştım ki; bu olayın hava-
alanındaki kötü bir yanlışlık olduğu-
nu düşünmeye çalışmak bana daha
iyi geliyordu. Ama gelişmeler maale-
sef bunun küçük bir yanlışlık olmadı-
ğını doğruladı.
Sonuçta söylenen şu oldu: Bu,
olağan bir uygulamaydı! Her ne ne-
denle olursa olsun vatandaşlıktan çı-
kanlanlar Türkiye'ye ancak Içişleri
Bakanlığı'nm izni ile girebilirlerdi.
Benim hakkımda da bu sene
25.02.2005 gün ve 41198 sayılı Içiş-
leri Bakanlığı karanyla 'giriş yasağı'
konmuştu. Bakanlıktan izin alarak
Türkiye'ye gelebilecektim. Merak
edilecek bir durum yoktu!
Yakınlarımın benim adıma verdiği
dilekçelerle iki kere daha Türkiye'ye
geldim. İlk dilekçemde 5 günlük izin
istemiştim, çünkü işyerimden 5 gün
izin alabilmiştim. TünXiye makamlan
bu '5 gün'ü de içtihat haline getirdi-
ler ve hiçbir kanun ve yönetmelikte
böyle bir sınırlama olmadığı halde,
bana sadece 5'er günlük izinler ver-
meye başladılar. Her gelişimde yet-
kili makamlarla temas kurmanın, sö-
zü geçer insanlann yardımının yolla-
nnı aradım. Hiçbir sonuç alamadım.
Son başvurumu Köln Başkonso-
losluğu'na yaptım. 'Beyefendi biz
kendi vatandaşlanmızın işleri ile uğ-
raşmakla görevliyiz, Alman vatan-
daşlanna bir vize mecburiyetimiz de
yok. Siz Alman vatandaşısınız. Türki-
ye Cumhuriyeti demokratik bir ülke-
dir. Siz Içişleri Bakanlığı'na ya da
başka bir makama bir dilekçe ulaştır-
mak istiyorsanız, zarfa koyar postaya
verirsiniz ve yerine ulaşır' dediler.
Araya adamlar koydum,ricalaret-
tim, en sonunda ve bir defaya mah-
sus olmak üzere dilekçemi Türki-
ye'ye göndermeye razı oldular.. Di-
lekçemi verdikten sonra cevabı bek-
lemeye başladım."
Mehmet Asal, yine beş günlük bir
izinle Türkiye'ye gelebilir.
"İlk iş olarak Ankara'ya gittim, Içiş-
leri Bakanı'nın bir danışmanı ve Em-
niyet Genel Müdürlüğü Yabancılar
Hudut ve lltica Dairesi'nde yetkili
memurlarla görüştüm. 'Olağan uy-
gulama' açıklamasından başka hiç-
bir şey duymam mümkün olmadı.
Ama gene de sağ olsunlar, ricam
üzerine ve üstelik de yasaklanan bi-
çimiyle 'elden' verdiğim bir yeni di-
lekçeyle iznimi bir '5 gün' daha uzat-
ma inceliğini gösterdiler.
Ne acı! Bir Almanya ve AB vatan-
daşı olarak, doğduğum ülkenin ma-
kamlanna karşı, Türkiye'nin Avrupa
kapısından içeri girebileceğinin tes-
cil edildiği 4 Ekim gûnü dava açmak
ve hakkımı bu yolla aramak zorunda
kaldım. Dilerim bu gözden kaçmış,
düşünûlmeden yapılmış bir yanlışlık
olsun. Bunun 12 Eylül sürgünlerine
yönelik yeni bir siyasal tutumun bir
başlangıcı olabileceğini düşünmek
bile istemiyorum."
Işte size AB adayı bir ülkede bir in-
san öyküsü.
GLOBALPOLÎTIKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Beşar Rejimi Daha Ne
Kadar Yaşar?
Pazartesi günü, "Beşar rejimi yalnızca dış bas-
kılann değil, iç sorunlann da etkisiyle.. büyük bir
krize doğru sürüfdeniyor. Sanınm bu süreci durdur-
mak artık olanaklı değil" saptamasını yapmıştım.
Evet belki "rejim değişikliği" sürecini durdurmak ar-
tık olanaklı değil ama, bu sürecin mutlaka bir sa-
vaştan da geçmesi gerekmiyor. Gerçekten de Su-
riye ekonomisindeki gelişmelere, Prof. Bamett'in
"Pentagon 'un yeni haritası" tezinin ışığında bakın-
ca, Suriye "çatlağının", bir askeri müdahaleye ge-
rek kalmadan kapanma sürecine girdiği söylene-
bilir, Beşar rejimi bu sürecin yükünü taşıyabilir mi?
IMF'nin eline...
Beşar rejimi, IMF ile ilişkileri güçlendirdi, Avrupa
Birliği ile ekonomik işbiriiği anlaşması imzaladı -
Anlaşma AB'de onaylanmayı bekliyor. Beşar rejimi
altında Suriye, devlet işletmelerine dayalı, dış tica-
ret ve yatınm ilişkileri sıkı denetim altında olan bir
"komuta ekonomisinden", dışa açık bir piyasa eko-
nomisine dönüşmeye başladı.
Beşar döneminde, ekonominin yönetimine, In-
giltere'de eğitim görmüş Abdullah Dardari (eko-
nomi bakanı - Baas üyesi değil) ve Fransa'da eği-
tim görmüş ekonomi profesörü Adib Mayaleh gi-
bi neoliberal eğilimli bürokratlar atandı; piyasa re-
formlan doğrultusunda, özel sektörü destekleyici,
teşvik edici adımlar atıldı. Yönetim, dış ticaret ve
mali sistemlerini güncelleştirmeye, dünya ekono-
misine, özel sektöre açmaya, mali piyasalan geliş-
tirmeye başladı. Birçok kamu işletmesinin, mülki-
yeti olmasa bile, yönetimi özel sektöre devredil-
meye başlandı (Bank Audi, Ekim 2005).
Beşar yönetiminin, ilk IMF konsültasyonunun bul-
gulannın açıklanmasına izin vermiş olması ise The
Economist Intelligence Unit'e göre, "hükümetin,
ekonominin durumunu tartışmaya açarakdış bas-
kılara karşın orta ve uzun dönem perspektifini kay-
betmediğini gösteriyor".
Suriye ekonomisi petrol gelirierine bağımlı. An-
cak kuyular eski, üretim gerilemeye başladı. IMF,
15 yıl içinde Suriye'nin net petrol ithalatçısı olaca-
ğını düşünüyor; Suriye'ye ekonomisini çeşitlendir-
meyi, piyasa reformlannı hızlandırmayı öneriyor, ka-
mu sektörünü yeniden yapılandıımayı, özel sektö-
rü güçtendirmeyi başararnazsa birfinansal şokla kar-
şılaşacağını söylüyor. Beşar rejimi de IMF'yi dinle-
yerek Suriye'nin dünya ekonomisiyle entegrasyo-
nunu, uluslararası mali sermayeye açılmasını hız-
landırmaya çalışıyor. Ama, gözlemcilere göre, Su-
riye'nin siyasi yapısı, bu sürecin önünde önemli bir
engel. özellikle güvenlik aygrtı ve ordu seçkinleri re-
form ve yeniden yapılanma sürecine direniyor, bu
süreci sosyal-ekonomik çıkarlanna yönelik bir teh-
dit olarak algılıyorfar (Meepas, 03/07/05). Beşar'ın
ise sınıriı da olsa gerçekleştirdiği demokratik açı-
lımlardan dolayı halk arasındaki popülaritesi yük-
sek olmasına karşın ıktidarda kalabilmek için bu seç-
kinlerin desteğine gereksınimi var.
Beşar ve diğerieri...
Hariri'nin öldürülmesinden bu yana uluslararası
medya da çıkan yorumlann büyük çoğunluğunun,
Beşar ile bu seçkinleri birbirinden ayırmaya özel-
likle dikkat ettiği görülüyor. Eleştiriler öncelikle, Ba-
as Partisi'ne, güvenlik örgütü seçkinlerine yönelti-
liyor. Hariri'nin öldürülmesini soruşturan Mehlis ra-
porunun da özellikle Suriye güvenlik örgütlerinin
en tepesindeki isimleri suçlaması rastlantı değil.
Bu yaklaşıma, Israil güvenlik çevreleri içinde önem-
li bir kesimin Suriye'de bir rejim değişikliğine karşı
olmaiannı, Beşar'a bir alternatif olmadığını sık sık
vurgulamalannı eklediğimizde görüntü, sanınm bi-
raz daha berraklaşıyor: Şimdilik, Suriye rejimini zor
yoluyla devirip bir kaos yaratılması gündemde de-
ğil. Sanınm, daha çok, Beşar'ın vereformyanlısı ke-
simin güçlendirmesi, Hariri suikastının yarattığı ik-
limden yararianılarak rejimin "bağırsaklannı temiz-
lemeye" zorianması amaçlanıyor.
Bush yönetimi de demeçlerinde, ölçülü bir dil kul-
lanıyor, Tıme dergisinin aktardığı gibi, Suriye rejimi-
ni askeri yöntemlerie yıkmayı bir, "rejim değişikli-
ğini" değil "davranış değişikliğini" amaçladığını
vurguluyor. Ancak ABD ve Israil güvenlik çevreleri,
uluslararası yorumcular, Beşar'ın, genekde uzlaşma
eğilimine karşın yeterince güçlü bir lider olmadığın-
da anlaşıyoriar.
ABD ve Fransa, Suriye'ye karşı Birieşmiş Millet-
ler'den bir karar çıkarmayı başanriarsa, ki çok zor
görünüyor (VVashington Post, 24/10), yaptınmlar
da Suriye ekonomisini örneğin petrol ihracatını en-
gelleyerek bir krize itmeye başlarsa, Suriye rejimi-
nin vetoplumunun iç çelişkileri (emek-sermaye, iş
çevreleri-Baas bürokrasisi, Alevi-Sünni, Kürt-Arap)
derinleşir. Beşar, Baas "nomenklaturasıyla' yeni
şekillenmekte olan özel sektörtemsilcileri ve "libe-
ral demokrat" güçler arasında sıkışıp paralize ola-
bilir. Bu sıkışıklığı, askeri-güvenlik örgütünün açma-
ya kalkması, ABD'de ve Israil'de rejim değişikliği yan-
lılannın ellerini güçlendirerekdahaderin bir dış mü-
dahaleyi gündeme getirebilir.
ergin.yildizoglu " gmail.com
'ATA'YA SAYGIPROGRAMT
Emekli subaylar
Anıtkabir'de
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Emekli
Subaylar Derneği Baş-
kanı emekli Tümgene-
ral RızaKüçükoğhı, as-
keri dernekler tarafin-
dan düzenlenen "Ata'ya
ve Cumhuriyet'e Saygı
Programı" çerçevesinde
Anıtkabir'i ziyaret etti.
Küçükoğlu ve bera-
berindeki dernek üye-
leri, Atatürk'ün mozo-
lesine çelenk bırakarak,
saygı dunışunda bulun-
du. Anıtkabir Özel Def-
teri'ni imzalayan Küçü-
koğlu, deftere şunlan
yazdı:
tt
AzizAtam,ana-
yasamız ile vkdanlan-
mıza emanet ettiğin, la-
ik, demokratik, sosyal
hukukdevletiolarak son
şeküni verdiğin Türki-
ye Cumhuriyeti'ni tüm
varhğıDe sahiplenen as-
ker dernekler aflesi ve
uhısçu srvil tophun ku-
ruluşlan olarak huzu-
runda ounanın muthı-
luğunu yaşryoruz.
Ulusal hedefimiz, ese-
rin olan devietin ve mü-
leûn bölünmez bütüı>
lüğünü ve Türk ul» >
nun bağımsızve *• ^eM
vartığmı son»"
yaşatmakor. V