Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 OCAK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK
DÜEÜST
I A B İ A T H I I
İSTANBUI,
KFENDİSİ
ABDÜLCAITBAZ'
IH"
MACESAIARI
KISIK
HEKMİLt
BÎEDEN
f-lE PS ı Nı H ıZ-AYA & £ T I ' R E " ^ £ G-I M
OT ADAM1ARIM,,
Prof. Teziç, Milli Eğitim Bakanlığı'nm isteminin
c
amaca hizmet etmeyeceğini' bildirdi
ÖAffa YÖK'tenyine'hayır'ANKARA (Cunıhuriyet Bürosıı) -
Yükseköğretım Kurulu (YÖK.), öğ-
renci afli konusunda Milli Eğitım Ba-
kanlığı'na bır kez daha olumsuz ya-
nıt verdı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Er-
doğan Teziç imzasıyla bakanlığa göıı-
derilcn yazıda, "Yeni bir alkanunuçı-
karılması kapasitelerini a/arni düzey-
de zorlayarak eğitim veren üniversite-
lerimize çok fazla yük getirmekle be-
raber amaca da hizmet e(meyeceği dii-
şüncesiyle uygıın görülmemektedir"
denildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrenci
• Milli Eğitim Bakanlığı'nm öğrenci affıyla ilgisi sorusuna geçen kasım ayında olumsuz yanıt
veren YÖK, bu konudaki katı tutumunu korudu. YÖK Başkanı Teziç imzasıyla bakanlığa
gönderilen yazıda, yeni sorunları beraberinde getireceği vurgulanan af yasası "Kapasitelerini
azami düzeyde zorlayarak eğitim veren üniversitelere çok fazla yük getirir" denildi.
affıyla ilgisi sorusuna geçen kasım
ayında olumsuz yanıt veren YÖK, bu
konudaki tutumunu koruyor.
Af için 66 bin iınza
Geçen günlerde bakanlığın üniver-
sitelerde af kapsamında kaç öğrenci
bulunduğu yönündeki sorusunu de-
ğerlendiren YÖK Genel Kurulu, ko-
nuyla ilgili görüşünü bakanlığa bil-
dırdi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Teziç
imzasıyla MEB Yükseköğretim Ge-
nel Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda,
çeşitli nedenlerle üniversıteleriyle ilı—
şikleri kesilen toplam 66 bin öğren-
ci bulunduğu belirtildi.
1983-2000 yıllan arasında çeşitli
nedenlerle okullarından kayıtlan silı-
nen öğrenciler içın toplam 10 yasa çı-
kanldığı anımsatılan yazıda, söz ko-
nusu yasaların kapsamlarının eskı ta-
rihleri ıçermesi nedcniyle yükseköğ-
retım kurumlarından yıllarca önce iliş-
kisı kesilen öğrencılerın mevcut yük-
seköğretım kurumlanna dönüşlerinde
birçok sorun yaşandığı kaydedildi.
Öğrencilerin daha önce okudukla-
rı derslerden muaf olma istemlerinin
de ders programlarındaki değışiklik-
ler nedeniyle karşılanamaz duruma
geldığı bildirildi. Yazıda "Yukanda
belirtilen nedenlerle yeni bir afkanu-
nu çıkanlması kapasitelerini azami
düzeyde zorlayarak eğitim veren üni-
versitelerimize çok fazla yük getir-
mekle beraber amaca da hizmetetme-
yeceği düşüncesiyle uygun görülme-
mektedir" denildi.
İstanbul Üniversitesi Rektör adayı Prof. Dr. Yavuz Alangoya, rektörlerin imparator yetkileriyle donatıldığı görüşünde:
'Kabbmcı yönetim gerekiyor'
ÖZLEM CÜVEMLİ
tstanbul Üniversitesi'nin (1Ü) rektör ada-
yı Hukuk Fakültcsi Medeni Usul Hukuku ve
İcra-İflas Hukuku Anabilinı Dalı Başkanı
Prof. Dr. YayuzAlangoya, bazı yayın organ-
lannda " YÖK'ün adamı" olarak lanse edil-
mekten duyduğıı rahatsızlığı dile getirerek
"Bu sıfatı lıaksız, yakışıksız ve rencide edici
bulııyorum. Rektör olursaııı ne YÖK bana
dircküf verebilir ne de ben YÖK'ün kapısı-
na gidip yardım isterim" dedi.
Prof Dr. Yavu/ Alangoya, lÜ'nün bugün-
kü duruımı ve hedefleriyle ilgili sorulanmı-
zı yanıtladı.
- Hukukçu olarak rektörlük seçimlerini
adaletli buluyor musunuz?
YAVUZ ALANGOYA - Seçim böyle ya-
pılmaz. Önce öğretim üyelerinin eğilimi tes-
pit ediliyor. En çok oy alan 6 kişi YÖK'e su-
nuluyor. YÖK bunlar arasından 3 kışiyi tes-
pit edip Cumhurbaşkanı'na
sıınuyor. Ve birkişiyı rektör
olarak atıyor. Bu kişi aldığı
oyun yüksek olmasına göre
seçilmeyebiliyor. Rektörol-
nıak içın çok fazla kriter dc
yok. Profcsörolmakvefull-
time çalışmak yeterli. Bu
şartlarda yaklaşık bin kişi
potansiycl rektör konumun-
da. Daha önceki rotasyon
sistemi de doğru değildi. Bir
fakülteye tekrar sıra gelme-
si için u/un yıllar gcçmesi ge-
rekiyordu. Şu anki sistemde
de öğretim üyelerinin çok-
luğu nedeniyle tıp fakültesin-
den çıkıyorrektörler. Başka
fakültelerın adayları da rek-
tör olabilmeli. Tıp iakülteli
rektörler kendi fakiiltelerine
çok yararlı olamadılar. On-
ların cıddi sorunları var.
- İJniversiteyönetimiyleil-
gili bir yasa dcğişikliği yapı-
lacak. Rektörolursanız si/in
öneriniz ne olur?
ALANGOYA - Bugünkü
yasa, rektörü imparator yet-
kileriyle donatıyor. Böyle
üniversite yönetimi olnıaz.
Iyi niyetlı de olsa tiinı yetkiler bır kişi de top-
lanırsa hata yapılır. Yasa değişmedcn de ka-
tılımcı bir yönetim gerçekleştirilebilır. Fakül-
teler, enstitüler, yüksekokul lar kendi organ-
larıyla sorunlarını tespit eder, çözüm öneri-
lerini hazırlarlar. Rektörün koordinatörlüğü
vc denetimınde mevcut bütçe ıçıııde öneri-
leri hazırlayanlarla müzakere edilir. Yasaya
karşın bu katılımcılık sağlanabilir.
- Bir süre önce, özelükle sizin fakültenizde
ciddi bir kaıı kaybı yaşandı. Akademik kad-
ronun ycniden yapılanması için ne gibi çalış-
malarınız olacak?
ALANGOYA - Alınan maaşlarla gerçek
birbılimsel üretim sağlanamıyor. Bu yüzden
ba/ı öğretim üyeleri vakıf üniversitclerindc
ders verip para kazanarak bilimsel üretım-
Prof. Dr. Yavuz
Alangova, İÜ'deki
aidiyet duygusumın
azaldığma dikkat
çekerek
"Kayhedilen
öğretim üyelerinin
geri kazandması
için aidiyet
duygusunun
yeniden oluşması,
katılımcı yönetimin
gerçekleştirilmesi
gerekiyor " dedi.
lerini arttırmak istedi. Yönetim izin verme-
yince üniversiteden aynldılar. Ciddi bir eroz-
yon yaşadık. Vakıf üniversitelerine giden
öğretim üyeleri de amaçlanna ulaşamadılar.
Çünkü vakıf üniversiteleri iyi maaşlar öder-
ken korkunç bir ders programı yüklüyor. Bi-
limsel araştırma ve faaliyetler için bu sefer
de zaman bulamadılar. Sosyal bilimlerde
öğretim üyesi eksikliği yaşıyoruz. Giden de-
ğerli öğretim üyelerinin geri kazanılması
çok önemlı benim içın.
Aidiyet duygusu zayıfladı
- ÎÜ'de size göre en önemli eksiklik nedir?
ALANGOYA - tÜ'de aidiyet duygusu azal-
dı. Kaybedilen öğretim üyelerinin kazanıl-
ması için aidiyet duygusunun yeniden oluş-
ması, katılımcı yönetimin gerçekleştirilme-
si gerekiyor. lÜ'nün temel fonksiyonu göz-
den geçirilmeli. Bu sistemde öğrencilere çok
fazla yararlı olabildiğimizi düşünmüyorum.
Üniversite içinde otokontrol
sistemi yerleşmelı. Rektörün
denetimı çıkaryol değıl. Kütüp-
haneler gittikçe zafiyete uğru-
yor. 2000 yılından beri bazı kii-
tüphanelere yabancı kitap alı-
namıyor. Ne öğrenciler, ne öğ-
retim üyeleri tek yönlü insan-
lar değildir. Sosyal faaliyetler
açısından çok gerideyiz. Da-
ğınık bir yapıya sahip olma-
nnz, bizi kampus görünümün-
den uzaklaştınyor. Avcılarkam-
pusunda 15-20 bin öğrenci var,
oradakı sosyal hayatı tesıs et-
memiz gerekiyor. Baltalima-
m'ndaki gibi tesislerin sayısı
arttırılmalı. tÜ,aydınlanmayo-
lunda önemlı görcvler yerine
gctirdı. Bugün bu görevler ih-
mal ediliyor. Üniversite zemin
kaybına uğradı. Alemdaroğ-
lu'nun görevden alınması özel
birdurumyarattı. Böyle bir or-
tamda esas amaçlara geri dö-
nebilmck için rahatlama döne-
mine ihtiyaç var.
- Anadolu'da Vakit ye Za-
man gazetelerinde 'YÖK'ün
adamı' olarak gösterildiniz...
ALANGOYA - Bu ifadeyj
çok aşağılayıcı bulııyorum. Tüm hayatım
boyunca öğrenci yetiştirdim, bilimsel hizmet
sundurn. YÖK'ün adamı sıfatı, rencide edi-
ci. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç,
benim 45 yıllık arkadaşım. Diğerüyeler ara-
sında da arkadaşlarım var. Buna dayanarak
bana YÖK'ün adamı diyorlar. Bu tanımı ka-
bul etmıyorum. Adaylığımı, ünıversıteye ya-
rarlı olmak için koydum. Aday olacağımı,
arkadaşım olarak YÖK Başkanı'na söyledim.
Ayrıca üniversite bu durumdan nasıl zarar
görebılir ki? Arkadaşlığımın IÜ 'ye zarar vc-
receğini sanmıyorum. Kavgacı bir insan de-
ğılim, YÖK'te arkadaşlarım olmasa da on-
larla anlaşırdım. YÖK'te arkadaşlarım var,
ama YÖK'ün her karannın uygulamasını
da doğru bulmuyorum.
Bamıan'mKozlukilçesinde,taşımalıeğitimiha-
lesininiptaledilmesinedeniylebaaöğrencile-
rin okula gidemedigi, bazılannın ise kilomet-
relerce yol yürümek zorunda kaldıgı bildirildi. Alınan bilgiye göre, Kozluk'ta 29 Aralık 2004 tarihin-
de yapılan taşımalı eğitim ihalesinin iptal edilmesi ve ilçe milli eğitim müdürlüğünün yeni bir ihale ya-
pılıncaya kadar öğrencilerin taşıma sorumluluğunu üstlenmemesi nedeniyle taşımacılar işbıraktı. Ye-
ni ihalenin bir hafta sonra yapılacağı şeklinde bilgi aldıklannı belirten taşımacılar, bu süre zarfuıda öğ-
lamadıklannı söylediler. Kozluk'ta yaklaşık 3 bin öğrencinin taşımalı eğitimden yararlandığını ifade
eden veliler ise bazı yerierde öğrencilerin 2 saat yürüyerek okula gidebildiklerini, kurt saldırılan endi-
şesiyle kendilerinin de çocuklarına relakat etmek zorunda kaldıklaı ıııı söylediler. (Fotoğraf: AA)
İIASIL BİR REKTÖR ÎSTİYORUZ' DEKLARASYONU YA YIMLADILAR
Öğretim üyelerinden çalışma grubu
tstanbul Haber Servisi - İstan-
bul Üniversıtesi'nde (İÜ) 7
Ocak'ta gerçekleştirilecek rek-
törlük seçimlen nedeniyle öğre-
tim üyelerince "Demokratik,Ka-
lılmıcı İÜ İçin Çalışma Grubu"
oluşturuldu. Grup adına konuşan
eski Öğretim Üyeleri Derncğı
Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin,
"Nasıl bir rektör istediğimize da-
ir bir deklarasyon yayımladık. Bu-
na uygun bir adaya oylanmızla
destek vereceğiz" dedi.
Prof. Dr. Kadır Hrdin, çalışma
grubıınun 300-400 öğretim üye-
si tarafından desteklendığini, se-
çimden sonra da çalışmalarına
devam edeceklerini söyledı. Er-
din, 29 Aralık'ta düzenledikleri
• Çalışma grubunun 300-
400 öğretim üyesi tarafından
desteklendığini belirten Prof.
Dr. Kadir Erdin, katılımcı,
demokratik, üretken,
birikimli bir adayı oylarıyla
destekleyeceklerini söyledi.
toplantıda 8 rektör adayından 7'si-
ni seçmen kitlesi ile bır araya ge-
tirdiklerini ifade ederek "Seçim-
den sonra da yönetim ve öğretim
üyeleri arasında köprü oluştura-
cağız. Öneri ve eleştirileri rektör-
lüğe ileterek yönetimi canlı tuta-
cağız" dedi.
Erdin, "Nasıl bir rektör istiyo-
ruz?" deklarasyonundaki ilkele-
re uyan, yanı demokratik, katı-
lımcı, üretken, birikimli bir ada-
yı, kurumun geleceğıni göz önü-
ne alarak destekleyeceklerini söy-
ledı.
Çalışma grubu oluşturmaları-
nın, seçını biçımini onayladıkla-
n anlamına gelmediğine dikkat çe-
ken Erdin, "Buyöntemneseçim-
diı; ne atamadır. İkisinin arasın-
da bir şeydir. Bugünkü yasa çer-
çevesinde turlu seçim yapılabilir.
Birinci turda adaylar oy oranına
göre sıı alaıııı. İlk üçe giren 2. tu-
ra katılır. Burada en çok oyu alan
2 kişi YÖK'e değü Cumhurbaş-
kanı'na sunulur. Ve salt çoğunluk
sağlanmışsa bu kişüıin atanması
beklenir"diye konuştu.
DUZYAZI
ORHAN BtRGİT
MidenizBulanmıyor mu?
Şişli Belediye Başkanı ile ilgili yolsuzluk iddiala-
rını inceleyen CHP Yüksek Disiplin Kurulu, nere-
deyse tam ortadan ikiye bölünüyor. 8 üye, Mus-
tafa Sarıgül'ün partiden kesin olarak çıkartılma-
sı istemini reddediyor. Kurulun başkanı ile birlikte
geri kalan 6 üye de genel merkezin sevk dosyası-
nın benimsenmesini istiyor. öylece 7'ye karşı 8 oy-
la Sarıgül, sevgili ülkemin başbakanı olmak ama-
cıyla çıktığı CHP Genel Başkanlığı yolculuğunda
yeni bir aşama kazanıyor.
CHP'Iİ Belediye Başkanı'nın, bölgesindeki bazı
kat yükseltme istemlerini rüşvet karşılığı ile onay-
ladığını söyleyerek soruşturma başlatan Mülkiye
müfettişlerinin hazırladığı dosyaya dayanarak Di-
siplin Kurulu'nu çalıştırmak ısteyen Genel Mer-
kez, bir başka rüşvet iddiası ile çalkalanıyor. Bir Di-
siplin Kurulu üyesi, çalışma arkadaşlarından bir baş-
kasının Istanbul'dan kalkarak Balıkesir'deki evine
geldiği ve içi döviz ile dolu bir de "armağan pake-
tibıraktığı" iddialarını önce parti yöneticilerine ak-
tarıyor. Toplantı sırasında da o arkadaşının yüzü-
ne karşı yinelıyor.
"Oarkadaş" ayağa kalkarak iddia sahibinin üs-
tüne mi yürüyor? Yakasına yapışarak bu denli çir-
kin bir suçlamayı yapan kişiden sözlerine dikkat
etmesini mi istiyor? Gazetelerin yazdığı kadarı ile
sessiz kalıyor. Hukuk dili ile susma hakkını kullan-
dığını mı düşünüyor acaba? Karşılıklı suçlamaları
tekrar etmeyeceğim. Ancak CHP Genel Başkan-
lığı köprüsünden geçerek sevgili ülkemin Başba-
kanlık makamına oturmak için yola çıkan Beledi-
ye Başkanı, Yüksek Disiplin Kurulu önünde ken-
disini savunmak için CHP Genel Merkezi'ne ge-
lirken bindiği otomobile 06 CHP 356 yazılı sahte
bir plaka takılmış olmasına da itiraz etmiyor. Yıl-
lardan beri iktidar nostaljisi çeken yandaşlarına,
CHP'yi ülkenin umudu olarak görmek isteyen düz
seçmenlere, bu olanağı sağlayacak sayıda parla-
menteri arkasına takabileceği mesajını illüzyonist
bir şov yöntemi ile vererek Genel Merkez merdi-
venlerinden çıkıyor. Bazıları, CHP'nin önceki gün-
kü olay-karardan sonra bu ayın sonunda yeni bir
kurultaya gitme kararı alınmasını Genel Başkan'ın
karşıtlarını tasfiye amacı ile açıklıyorlar. Bugüne ka-
dar 28 olağan, 10 da olağanüstü kurultay topladı-
ğı özgeçmişinde yazılı olan partinin bu hizipleşme
hastalığının tedavi edilemeyeceğini söylemek için
önceki gün yapılan toplantı çağrısını da kanıt ola-
rak gösteriyorlar. özellikle Baykal dönemi için ge-
niş ölçüde haklı olan bu eleştirilerden yola çıkarak
herkes kendisine sorsun:
önceki günkü YDK toplantısından sonra siz ge-
nel başkan olsaydınız sessiz bir izleyici gibi kala-
bilir miydiniz?
YDK üyelerinin tümünün Baykal'ın listesinden se-
çilmişolması, aralarından birisinin, birbaşkası için
"Balıkesir'e kadar geldiler. Sarıgül için oy kullan-
ma; istersen toplantıya gelme dediler ve otomo-
bilimin arka koltuğunda sekiz on deste halinde do-
ların bulunduğu paketi bıraktılar" duyurusunu Ge-
nel Merkez'e resmen aktaran Ergün Aydoğan
önceki gün aynı suçlamayı Disiplin Kurulu'nun
toplantısında yinelemiş. Suçlanan kişi yine sessiz
kalmış. Bu mide bulandıran sorun, Kurultay'da
çözülmez ise nerede sonuçlandırılacaktır?
Dosyanın akıbeti...
Çözemediğim bir başka sorun da Belediye Baş-
kanı hakkındaki resmi dosyanın akıbetidir. Şişli
Cumhuriyet Savcısı, yargılamaya gerek olmadığı
yolunda bir karar mı verdi? Aylardan beri hem
Mustafa Sarıgül'ü töhmet altında bırakan, hem
CHP'yi köşe dönmecilerin yığınak yaptığı bir ku-
ruluş gibi göstermek amacıyla kullanılabilecek bir
suçlama dosyası ne zaman ve hangi mahkeme-
de gün ışığına çıkacaktır?
Eminim duruşmasının bir an önce başlamasını
herkesten çok Belediye Başkanı isteyecektir. Yar-
gı önünde aklanmak ve o sırada kendisinin politik
geleceğinin önünü kesmek isteyenlerle hesaplaş-
mak için bundan daha büyük fırsat olur mu? Ne
suçlanan kişi, ne o ya da bu yanı tutan medya ola-
yın bu yüzüne hiç değinmiyorlar. Geciken adale-
tin adalet olmadığını söylemiyorlar?
Ne diyorsunuz? Denize düşen Sarıgül'e mi sa-
rılmalıdır? Yoksa 12 Eylül darbesinin armağan et-
tiği depolitizasyonun hâlâ etkisini yitirmediğini bir
kez daha görerek, topuna birden diye politikacı-
lara sırt çevirip ülkeyi yol geçen hanı işletmecile-
rinin elinde mi bırakmalıdır? Koskoca CHP'de bu
iki seçeneğin dışında bir başka çözüm üretecek
kimse kalmadı mı?
Faks: 0 212 677 08 21 obirgitCne-kolay.net
MEB'DEN AÇIKLAMA:
'Tasarrufa büyük
önem verdik'
HaberMerkezi - Mil-
li Eğitim Bakanlığı
(MEB)BasınveHalk-
la Uişkiler Müşavirliği,
27 Aralık 2004 tarihlı
gazetemizde yer alan
"Dinieğitimeayncahk"
başlıklı haberle ilgili bir
açıklama yaptı.
Açıklamada, CHP
Yalova Milletvekili Mu-
harrem İncenin MEB
bütçesi görüşmeleri sı-
rasında yaptığı konuş-
madan bazı bölümlerin
alınarakyapılan söz ko-
nusu haberdeki iddiala-
ra, MEB Bakanı Hüse-
yin ÇeBk tarafından ya-
nıt verildiği, ancak ha-
berde verilen cevapla-
ra yer verilmediği kay-
dedildi. 2004 yıh büt-
çcsinde Din Oğretimi
üenel Müdürliiğü'nün
223 trilyon 205 milyar
Iira olduğu belirtilen
açıklamada, 2005 yıh
bütçesinde müdürlüğün
bütçesinin 7.83 oranın-
da arttınldığı kaydedil-
di. Açıklamada, haber-
de iddia edildiği gibi
Özel Kalem Müdürlii-
ğü'nün 2005 yılı büt-
çesinin 287 trilyon de-
ğil, l trilyon 598 milyar
Iira olduğu ve artışın
haberde yer aldığı gibi
yüzde 214 değil, yüzde
21.26 olduğu görüşü-
ne yer verildi.
Bakanlık bütçesi ve
birimlerin ödenekleri-
nin Maliye Bakanlı-
ğı'nm kriterleri doğrul-
tusunda yapıldığı kay-
dedilen açıklamada,
"Haberinizde, bakan-
lık görevine geldiği gün-
den bu yana tasarrufa
azami önem veren Sayın
Bakan Hüseyin Çelik'in
döneminde adcta lenı-
sil ve ağırlama gider-
lerinin arttırılarak
'ekibine ve kendisine
kıyak' olarak değerlen-
dirilmesi son derece yan-
üşör" denildi.