23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2005 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kulturCocumhuriyet.com.tr Mehmet Ergen'in yönettiği 'Yıldızların Altında' müzikalinin ilk gösterimi 8 Ocak Cumartesi akşamı Birzamanlar^feşilçam...ECE BAKT1AYA 60'h-70'li yılların Yeşilçam filmle- ri müzıkal oluyor. Aşkları, iftiraya uğ- rayan naıf karakterlerı, Sınderella ma- salını anımsatan öyküleri ve dilimize yerleşen ılginç 'deyiş'leriyle dönemin vazgeçilmez filmleri sahneye çıkıyor. Yeşilçam'da çok kullanılan, herkesın çok iyı bıldığı, duyduğunda bırlikte mı- rıldannıaya başladığı -bır orkestranın yorumlayacağı- müzıkler eşlığınde... Senaryosunu Gani Müjde'nın yazdı- ğı 'Yıldızların Altında' adlı müzıkalı Mehmet Ergen yönetiyor. Yaklaşık bır yıl önce provalanna başlanılması düşünülen, ancak spon- sor arayışlarının sonuçsuz kalmasıy- la askıya alınan müzikal, Fıl Yapım'ın tasarıyı sahıplenmesi üzerıne yaşama dönmüş. . Şimdiyse ışıltılı kostümle- ri, dönemin film müzıkleri, keyifli kadrosuyla ılk göstenmin olacağı cu- martesi günü için geri sayıyor. Rolü kaldırabllmek... Müzikalde ünlü olmaya çalışan genç kızı Candan Erçetin, Yeşılçam jönü- nü isc Beyaat Öztürk canlandırıyor.. Yönetmen Mehmet Ergen, uzun zaman bekleycn oyuna sonradan katılmış. Belırlenmiş olan yalnızca kadroda bır- kaç ufak değışiklık yapıp yem oyun- cular almış, bır de dans ekibını kurmuş. Son zamanlarda yenıden gundeme ge- len müzıkallerın ılgı görebılmesı ıçın popüler adlara gereksinımi olduğuna inanıyor: "Çok büyük bir proje bu. Oynadığı saloıı 1700 kişilik. Haftada 3 - 4 kez sahnelenecek. Haftada en az 5000 kişinin izlenıcsi gerek. O seyirci- nin gclmesi için de ilgi çekecck isimler gerekli." Öte yandan, seçilen oyunculann üst- lendıklerı rolü kaldırabilmeleri daha önemli diyen Ergen, konser ve tıyat- ro turnelerı düzenleyen Fil Yapım'ın aklaşık bir yıl önce provalanna başlanılması düşünülen, ancak sponsor arayışlarının sonuçsuz kalmasıyla askıya alınan müzikali Mehmet Ergen yönetiyor. Müzikalde ünlü olmaya çalışan genç kızı Candan Erçetin, Yeşilçam jönünü ise Beyazıt Öztürk canlandırıyor... bu seçımi ıyı yaptığına inanıyor. üa- ni Müjde de karakterlerı, oyuncuları düşünerek oluşturmuş. Örneğın |ön 'Kayhan Kayar' rolü Beyazıt Özturk için, 'Feride' rolü ise Candan Erçetin düşünülerek yazılmış. Geçen sezon tstanbul Devlet Tıyat- roları'nda Yakup Kadri Karaosma- noğlu'nun romanı'Yaban'ı sahncleyen Ergen, oyuncu ve müzık seçımlerı doğru yapıldığında mu/ıkal sahnele- menin daha az yorucu olduğunu söy- lüyor. "Müzikallerdevemüziklioyun- larda birçok değişik etken var. Onla- nn bir araya getirilmesi gerekiyor. Yö- netmen olarak baktığınıda; seçimler doğru yapdıyorsa, klasik bir oyunu sahneye koymaktan çok daha kolay, bir müzikali ya da mü/ikli oyunu sah- nelemek. Önemli olan koreografı, nıü- zik direktörlüğü, şarkı seçimleri ve şar- kılann uygun yerlere koyulması. Mü- zikal biraz daha eğlenceye yönelik bir iş olduğu için; ışığın, danslann, oyun anlarının ayn ayrı sahnelenmesi, bi- raz görkemli olnıası gerek. Pahalı bir iş. Sahnedeki 50 kişiyi taşıyabilmeli." "Bir köylü kızının yıldız olma düş- leriyle YeşUçam'a ayakuydurmaçaba- larının yanı sıra Yeşilçam'ın sürekli maliyeti düşük yapınılarla aynı yerle- ri ve aynı scnaryoları kullannıasını, bunlarınişyapmasındandolayısürek- h'kendiniyinelemesini" mızahı bır üs- lubla sahneye taşıdıklannı anlatan Er- gen, Yeşilçam, gazino ve müzik endüst- rısını birbırıne bağlayan örgüyü de * yansıttıklarını belirtıyor, 45 'likplak- ların, gazino kültürünün egemen ol- I duğu o ozlenen dönemlere gönder- meler yapan oyunda... 1 Oyun Yazl Tasarı danışmanhğını Başar Sa- buncu'nun, mü/ık yönetmenlığını Candan Erçetın'ın, sanat yönetmen- liğını BozkurtBayer'ın yaptığı oyu- nun orkestrasyonu Nurilrmak'a aıt. Selçuk Borak'ın koreografisıne ım- za attığı oyunda, dekor tasarımı Ba- nş Dinçel, ışık tasarımı Yakup Çar- tık, kostüm tasanmı Tuvana Büyük- çınar ımzalı. Oyunda, Candan Erçe- tin ve Beyazıt Öztürk'ün yanı sıra Rasim Öztekin, Nurhan Damcıoğlu, Ragıp Savaş, Orhan Aydın, Levent İ)nsal,Ali Çelik, Zuhal İbpal, Renan Bilek, Faruk Karaçay, Bekir Çiçek- demiı; Beyti Engin, PınarAslan, Şeb- nem Zorlu, Esin Aslan, Tolga Gül- cüler, Yasemin Balık ve Aydan Ka- hnağa yer alıyor. Ergen, şu sıralar, British Coun- cıl'le bırlikte 'Oyun Yaz' adlı bır ta- sarıyı yurütiiyor bır de. Dıyarbakır, Eskişehır, Van, Ankara, Istanbul ve Izmıt'te, her ilde 10'ar olmak üze- re toplam 60 yazarla toplumsal ger- çekçi oyunlar yazmayı dcniyorlar. Aynı tasarıyı, önumüzdekı yıl da farklı 6 kentten 60 yazarla ve yurt- dışından yazar ve yönetmenlenn de ka- tılımıyla yineleyecekJer. Ergen'in dı- ğer eşzamanlı çalışmaları ise Akbank Kültür ve Sanat 'ta Yenı Kuşak Tiyat- ro'yla sahneledığı 'AşkDelisi' ıle Es- kişehır Anadolu Tıyatrosu'nda sah- neledıği 'Kuru Gürültü' ve 'Kökler' adlı oyunlar. (Oyun Lütfı Kırdar Uluslammsı Kong- re ve Sergi Sarayı 'nda çarsamba ve cumartesigitnlerı saat 20.30 da, pazar günlerı ise saat 15 30'da ızlenebilir.) O (0312) 293 «9 7* YLAMALAR BUGÜN BAŞLIYOR 'Yılın Genç Ressamı' finalistleri belirlendi 7 OCAK'TA SİNEMALARDA Kültür Servisi - rh+sanat dergisı- nın dü/enlediği 'Yıhn Genç Ressamı' yarışmasuıın finalistleri açıklandı. Se- çicı kurıılu oluşturan Canan Beykal, NezihÇavuşoglu,CihatAral,Ilüsaınet- tin Koçan ve Ferhat Özgür' ün yarış- macılara ayrı ayrı verdikleri puanla- rın dergi merkezinde ortalaması ah- narak halk oylamasına sunulacak 15 aday belirlendi. rh+sanat dergisi, da- ha önce para ödüllü yarışmalarda, ödül kazanan sanatçıların bugün ne- rede olduğu sormundan yola çıkarak yanşma sonucıında para ödülü vermek yerıne, yılın genç ressamını etkınlık- lerle desteklemeyi, onun önünü aça- rak ressam yönünü ortaya çıkarmayı hedcfliyor. Yarışmada birincı olacak genç ressam Antik Sanat Galerisi'nın sözleşmeli sanatçısı olacak ve bura- da kişisel sergisi açılacak. Uluslara- rası PlastikSanatlar Derneği (UPSD) de 'Yılın Genç Ressanu'na bir destek ödülü verecek. Finalıstler için yapıtları galerıdc ya da internettekı sitede görcn ızleyıcı- ler oy kullanacak. Oylamanın 5 Ocak 2005 tarihınde başlayacağı yarışma- da, her aday ıçın birer tanıtım sayfa- sı hazırlanacak. Bu tarihten başlaya- rak ızleyiciler, dergiyle birlikte ven- len oy formunda kendi adaylarını ışa- retleyerck 0 212 224 74 17 numaralı faksa gönderecekler. 21 Şubat 2005 tarihinde verilecek kapanış koktey- lınde, '2004 Yılının Genç Ressamı' noter önünde açıklanacak. Yarışma- da fınale kalan adaylar şöyle: İ nsal Bayraktar, Yunus Emre Dokumacı, Burçin Erdi, Arzu GürdaL Nilbar Gü- reş, llke tlter, Nebahat Karyandı, Ser- pil Kapar Kılıç, Pınar Kösteben, Er- man Ozbaşaran, Pelin Özgöçen, Ke- rem Can Özmen, Ash Özok, Mustafa Oral Ünlü, Bülent Yavuz Yümaz. (M'VVM1 rhsanat.com) RUHİSU KÜLTÜR VE SANAT VAKFI RUHISU SANAT GECESİP R O G R A 7VI Ruhi SU'nun Sesinden "Merhaba" # Ruhi Su Dostlar Korosu #ŞAHSENEM B A C I İ < < T . . ,.., „ •Yavuz MMTurMer # "Fırat'a Ağtt" (Reji ve Koreografi: Merih ÇİMENCİLER Müzik: Geleneksel Türk Halk Müziği Dansçılar: Hülya AKSULAR- Oktay KERESTECİ) #Yavuz BİNGÖL # Sunucu ve Sanat Yönetmeni: Orhan ALKAYA RUHİSUKULTURVESANAT VAKFI Ayhan Işık Sokak 34 Özverım Apt Kat 2 Beyoglu Istanbul Tel (212)2454032 245 38 96 • Faks (212)292 15 72 YÖNETMEN: YİŞÎM USTA.0GIU Rüçhan Çalışkur y Rıdvan Yağcı mtsmail Baysan EFES E F E S P i l s e n ' i n k ü l t ü r v e s a n a t a k a t k ı l a r ı a r t a r a k s ü r e c e k DEFNE GOLGESI TURGAY FİŞEKÇt Artin Demirci'nin Yolculukları Artin Demirci'yı tanıyalı yirmi yılı geçti. Aran- dığında her zaman en kolay bulunabilen arkadaş- larımdan biri oldu. Tanıştığımız ilk yıllarda henüz Mimar Sinan Ünıversitesi Resim Bölümü'nde Neş'e Erdok atölyesinde öğrenciydi. O sıralar o atölyeye ne zaman gırsem, Artin'i içerde bir tu- valin başında resim yaparken bulurdum. Sanki o atölyenin dışında bır hayatı yok gibi gelirdi bana. Sonra Kuzguncuk'a yerleşti. Bu sakin semtte birkaç atölye değiştirdi ama Artin her zaman atöl- yesinde tuvalinin başındaydı. Başka bir hayatı ol- duğunu düşünemezdim onun. Oysa resimden konuştuğumuz zamanlar, hangi ressamın adı geç- se, ya geniş kütüphanesinden o ressamın bir kı- tabınını çıkarıp resimlerini göstermeye başlar ya da Avrupa'nın hangi müzesinde hangi resmini görmüşse ondan söz etmeye başlar. Avrupa'nın küçük bır kasabasındakı müzede hangi tablolar var, onları da bilır. O zamanlar düşünmeye başlamışımdır, aslın- da Artin'ın bütün yolculuklarının resim sanatının peşınde dolaşmak olduğunu. Yalnızca müzeler gör- mek için uzun yolculuklara çıktığını. Belki eskiden de gidiyordu, ama ben son yıl- larda ayrımına vardım sık sık arabasına atlayıp An- takya'ya gidip geldiğıni. Çünkü Antakya'nın Sa- mandağ ilçesindeki Vakıflı köyünde yaşayan an- ne ve babasının yaşları doksana yaklaşmıştır. Yar- dıma, desteğe gereksinimlerı vardır. Elbet bu yolculuklardan ressam olarak da ya- rarlanacaktı. önce yollarda ve köyde çektiği fo- toğrafları göstermeye başladı bizlere, oradaki bahçelerinden topladığı mandalinaları sundu. Ar- dından da resimler gelmeye başladı. Ilginç bır yolculuktu, Istanbul'dan çıkıp, nere- deyse bın kilometre boyunca bütün Ânadolu'yu kuzeyden güneye geçip Antakya'ya ulaşmak. Geniş Anadolu bozkırları, ulu dağlar, beyaz birçöl ya da deniz ızlenimi uyandıran Tuz Gölü, sonsuz bir duvar gibi yükselen Toroslar, Çukurova ve zengin doğasıyla Antakya... Şimdi onun 'Antakya-lstanbul-Antakya' adıy- la hazırladığı resim sergisindeki tablolara bakıyo- rum. Bu renkler hem çok tanıdık hem de sanat- çının yaratıcı ımgeleminden doğmuş yepyeni ışık- lar taşıyorlar. Bu görüntüler de öyle. Kızılla laci- verdin birbirine geçtıği akşamlar, koyu yeşile bu- lanmış aylı bir gece, güneş altında kutsal, üret- ken sarılar içındeki ekin tarlaları, bozkır düzlük- leri. Genel görünümlerden uzaklaşıp tek bir gelin- cik sapına ya da burası benim dercesıne bınler- ce gelinciğin ele geçirdiği bir gelıncık denızine bak- tığında da doğa ıle ressamın dünyasındakı renk- lerin çarpışmasından ortaya seyre doyulmaz renk cümbüşleri çıkıyor. Anadolu göğü, kimi zaman son- suzluk, kimi zamansa üstümüzde bir sınır duy- gusu uyandıran bulutlarıyladaArtin'in resimlerin- de yer bulmuş. Kimi zaman sislerle bulutların bir- birine karıştığı gökyüzleri. Gökyüzünün kardeşi sayılabilecek deniz de acı bır anıyla birlikte bir tabloda karşımıza çıkıyor. Daha geçen yılbaşı, Mehmet Günsür, denizde bir sandalı anlattığı öyküsünü yüz elli adet bastı- rıp dostlarına yenı yıl armağanı olarak göndermiş- tı. Sonra da yaz günlerinden bırınde ansızın ay- rılıvermişti aramızdan. Artin denizde boş bir san- dalı resmettiği tablosuyla duyarlıklar ustası arka- daşına bir karşılık görnderiyor. Antakya'daki mandalina bahçelerının tuvale yansıması ise başlı başına birer yeryüzü cenneti duygusunu getiriyor ızleyene. Bozkırın çoğu za- man bungun duyarlığına karşın yaşama sevinci yüklü bu resimler. Kavuşmak isteyeceğınız, son- ra da terk edemeyeceğiniz dinginlik dolu yeryü- zü cenneti kendine çağırıyor insanoğlunu. Artin Demirci'nin 'Antakya-lstanbul-Antakya' adını verdığı sergisindeki resimler, bana bir res- samın gözünden yurdumun doğasına bakma ola- nağı verdi. Baktıkça insanın sınırlılığını, buna kar- şın doğanın sonsuzluğunu duyumsadım. O son- suzluk içinde akıp giden zamanın bir parçası de- ğil mi bütün hayatımız. Ressam o zaman parça- sını tuvalınde yorumlayıp bıçimlendırdıkçe bize ya- şadığımız hayata ilişkin de bir ayna tutuyor. O ay- naya bakıp bütün hayatı ve dünyayı yeniden dü- şünebileceğimiz. Artin Demirci'nin 'Antakya-lstanbul-Antakya' sergisi 8 Ocak-8 Şubat arasında Caddebostan, Iskele Cad. Selin Sok. No: 11 'deki Ürün Sanat Ga- lerisi'nde görülebilır. [email protected] K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K K A M I L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle