Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 OCAK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
- f c j J v U i l U1VİJ. ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13
Ekonomist Sönmez'e göre 2004'teki parlak görüntünün ardmda yoğun bir borçlanma, işsizlik ve yoksullaşma var
Madalyonun ötekiyüzüEkonomi Servisi - Lkonomist Mus-
tafa Sönmez, 2004'te ekonomi büyü-
dükçe dış açığın arttığına dikkat çektı
ve bu büyümenin parlak görünümü-
nün arkasında yoğun bir borçlanmay-
la artan işsizlik ve yoksulluk olduğu-
nu vurguladı.
Başarılı gcçtiği öne sürülen 2004
ekonomisinin "sosyal yanlarının tel tel
döküldüğünü" belirten Sönmez'in he-
saplamasına göre yıhn ilk 9 ayında
yüzde 9.7'lik büyüme yaşanmasına
karşın, aynı dönemde istihdam artışı
sadece yüzde 2'de kaldı. 2003'te de
ekonomi yüzde 6 büyürken istihdam
yüzde 1 a/almıştı.
2004 temmuz-eylül aylannı kapsa-
yan bu yıhn üçüncü üç aylık dönemin-
de işsizlik oranı yüzde 9.3'e kadar yük-
seldı. Ekonomideki yüksek büyüme,
1
4.47 PUANLIK KATKJ
Enflasyonun
kiradan
• Ekonomist Mustafa Sönnıez, '2005'e Girerken Türkiye Ekonomısı Tıkırında
mı?' başlığı altında hazırladığı çalışnıada, başarılı geçtiği öne sürülen 2004'te
yüzde 9'a yaklaşan ekonomık büyümenin beklenen istihdam artışını
sağlayamadığını belirtti. Buna göre reel ücretlerde bir iyileşme yaşanmadı, tannı
kesimi küçülmeye devam etti, kamu maliyesinde de gelir ve harcama sonuçları,
çahşan kesimin ve dar gelirlilerin aleyhine seyretti.
işgücüne 526 bin kısinin katıldığı son
bir yılda sadece 463 bin kişıye yeni is-
tihdam yaratırken, yüzde 4 olan eksik
istihdam ve işsizlik oranının toplanun-
dan oluşan atıl işgücü oranı ıse yüzde
13.5 düzeyinde seyretti.tşsiz sayısı, 2
milyon 328 binden 2 milyon 390 bi-
ne çıktı. İstihdam sevmeyen bu bü-
yüme sonucu bir iştc çalışanların sa-
yısı 22 milyon 411 binden 22 milyon
874 bine ancak çıktı. Yüksek büyü-
me sadece 463 bin kişiye yeni istih-
dam sağladı. Yüksek büyüme hızı-
na rağmen açık işsizlik yüzde 9.3
dolayında. Kayıt dışı istihdam ge-
nişledi ve ücretli, yevmiyeliler ara-
sında 4 milyona yaklaştı.
Ucretler eridi
Sönmez'in saptamalarına göre
2004'te enflasyonda hedeflere ulaşı-
hrken ücret artışları düşük enflas-
yonla da baş edemedi.
Üretimde çalışan kişı başına reel üc-
retlerde 2004'ünilk dokuz ayındaki or-
talama reel ucretler geçen yıhn aynı
dönemine göre yüzde 2.1 oranında ar-
tış kaydetti. Ancak reel ücretlerde 2001
yılında yüzde 14.1, 2002 yılının tü-
münde yüzde 6.3 ve 2003 yılının tü-
münde de yü/de 6.3 oranında reel azal-
ma yaşandığı ıçin, kayıplar telafi edi-
lenıedi. Bu yıhn ilk dokuz ayındaki re-
el ucretler 2000 yılındaki düzeyinin
yüzde 25 altında seyrediyor.
Borçlanarak büyüdük!
Büyümeyi finanse etmek için kısa
vadelı borçların 30 milyar dolara çıka-
nlması gıbi bırmaliyet olduğunu, borç
stokunun 155 milyar dolara, sıcak pa-
ra birikiminin 25 milyar dolar gibi teh-
likeli bir boyuta ulaştığını kaydeden
Sönnıez, cari açığı finanse etmek ve
rezervleri belirli bir sevıyede tutmak
için dış borç stokunun 40 milyar dolar
arttınldığını hesapladı.
Mustafa Sönmez, "Bu ölçüde borç-
lanmaile ithalata dayalı, rastgelebir bü-
yümeyi sürdürmenin akıl işi olup olnıa-
dığuu Türkiye tartışmak durumunda-
dır. Hele ki bu büyüme, beraberinde iş
veaşyaratmıyorsa.»" ifadesini kullandı.
ANKARA (ANKA) - 2004'te enflasyonun
yansına yakını ev sahiplerinin kiralara
yaptığı yüksek oranlı zamlardan
kaynaklandı 2004'te kirada yaşanan
yüzde 19'luk artış, enflasyona 4.47
puanlık bir katkı yaparkcn kiıacılar bir
kez daha enflasyona yenildi 2004 yılı
enflasyonıına kiradan sonra, endeks
içerisindekı ağırlığına göre ikincı en
yüksek katkıyı ıse, belediyelerın
toplu taşıma ücretlerine yeni yılla
birlikte yaptığı zamlarla yeniden
gündeme gelen ulaşım harcanıaları
yaptı. Ulaşım harcamalarında 2004'te
yaşanan yüzde 14.9 oranındaki artış ise
enflasyona 1.6 puanlık bir katkı yaptı.
lindeks ıçensindeki ağırlığı sadece yüzde
9.3 düzeyinde bulunan ulaştırma
harcamalarının yıllık enflasyona katkısı
ise yüzde 17 düzeyinde oldu
DÖVİZ ZARAR ETTİRDİ
2004 'te en çok
TL kazandırdı
ANKARA (ANKA) Yıllık yüzde 9 32
olan TÜFK'dekı artış dikkate alınarak
yapılan behrlemeye göre 2004 yılı, TL
cinsinden yatırım araçlarına yatırım
yapanların yılı oldu. Kamu kâğıtlan
, . , (DlBS)yılhk
Tasarnuf Araçlanının
Yıllık Reel Getirisi
- TL Mevduat
- Dolar Mevduat
- Euro
_• Dolar
^Dovızsepetı
^Sterlın
-ALTF
-İMKB
-DİBS
(yüzde)
15İ
-5 7
-5.(
-12.3 "
-8 7
-5.1
-8.5
-J7.8
22.6
15 4
bazda yüzde 14.9-
20.1, mevduat
vadelerine göre
10 9-15.9
oranında reel
getıri sağladı. En
yüksek reel getiri,
yüzde 22 6'yla
borsada olııştu.
Döviz ve altın
yatırımcısı ise reel
bazda zarara
uğradı
GELİR 792 BlN YTL
I Uzanlar'ın
• arsaları satıldı
Ekonomi Servisi - I'asarruf
U'" Mevduatı Sigorta Fonu'nun
^ J
M S
^ (IIVISF) bugün ilk kez yaptığı
\ YTL'li ihaledc, Uzan Cîrubu borçlan
I nedeniyle el konulan 4 arsa toplam 792
| bin YTL'ye satıldı. TMSF' merkezinde
[ yapılan ihaledc, toplam muhamnıen
! bedeli 2 milyon 7K6 bin YTL olan 11
'., adet arsa satışa çıkarıldı. Ihalede, salılan
4 arsadan sadece 14 bin 279 metrekare
büyüklüğündekı arsa, muhamnıen bedeli
olan 214 bin Y l'L'nın üzerındc 240 bin
YTL'ye satıldı. Dığer 3 arsa, muhammen
değerlerinin altında alıcı buldu.
İLK RANDEVU YAKIN
Halkbank 'a
iki talip var
ANKARA (Cııınhııriyet Biirosu) -
Kamu Bankaları Ortak Yönetim
Kurulu Başkanı Zcki Sayın, Halk
Bankası'na biri yerli, diğerı de
yabancı olnıak iizere iki talıpli olduğunu
açıkladı. Sayın, "Tahmin ediyorum, bu ay
içinde ilk görüşmenin randevusunu
verebiliriz" dedi Sayın, görüşme
talebınin, 17 Arahk'lan 5-6 gün önce
geldığıın ifade etti Sayın, liim cağrılarına
rağmen kendilerınc ödeme tablosu
sunmayan borçlulara "yurtdışı yasağı"
konulduğunu açıkladı. Genel Müdür
llasaıı Ccbeci bankanın bir bölümünün
halka açılarak özelleştırılmesı yönıinde
görüş belirttiklerııu ifade etti.
Yanlış işlemler, tüketicinin aynı gün başvurması durumunda hemen düzeltiliyor
Kredi karb sliplerine dikkat!
Yurttaş
YTL
istiyor
Merkez Bankası şubeleri, para
değiştirıne konusunda gelen talebe
bağlı ilave gişe açacak. Merkez
Bankası Konya Şııbe Müdürü
Haydar Tırman, mevcut Türk
Lirası 'nın 1 yıl geçerlilik süresi
olmasına karşın para değiştirme
konusunda yoğun lalep aldıklarını
ifade ederek "Vatandaş cebinde YTL
istiyor. Yeni olan her şey eskısini
kovar. Gelen talep nedeniyle ilave
açtıklarımızla hirlikte, toplam 5
gişeden para değiştirme konusunda
hizmet verıyoruz"dedi. (AA)
Merkez Bankası, Emniyet, Jandarma ve Bakanlık takipte
Kalpazanlığa önlem
HACER BOYACIOĞLU
ANKARA - Merkez Bankası,
YTL'lerde olası kalpazanhk
olaylarının önüne geçebilmek
için Emniyet Genel
Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı
ve Jandarma'yla ortak
"sahtecilik veri tabanı"
oluşturacak.
Paralardaki sahtecilik
olaylarına ilişkin olarak her
kurumun kendi içinde
oluştıırduğu bir bilgi havuzu
var. Ancak yetkililer bugüne
kadar bu bilgi havuzlarının
birleştirilmesinin mümkün
olmadığına dikkat çekiyor.
Sahtecilik veri tabanının
oluşturulmasıyla, kalpazanhk
konusunda istastiki verilere
çok daha rahat
ulaşılabıleceğine dikkat çeken
yetkililer; "BöylelikJe,
paralarda kullanılan sahtecilik
yöntemleri, sahtecilik yapılan
matbaalar ve sahteeilikle ilgili
kişilere ilişkin bilgileri tek bir
havuzda görebileceğiz" diye
konuştular.
YTL banknotlarda, sahtecilik
görülme ihtimali en yüksek
banknotların "50 ve 100 YTL"
olduğuna da dikkat çekiliyor.
Yetkililer, "Tüm banknotlann
maliyeti yaklaşık aynı değerde.
Bu dııı ıııiKİa aynı nıaliyctle 20
YTL veya 10 YTL banknotları
basmaktansa, 50 ve 100 YTL
banknotlannı basınak daha
cazip gözükecektir" görüşünü
dile getiriyor.
• Yeni Türk Lirası 'na geçilmesiyle
birlikte ülkenin değişik bölgelerinden
hesaplama hatalarına ilişkin
haberler ardı ardına geliyor.
Ekonomi Servisi - Gerek borsa gerekse ban-
kalar Yeni Türk Lırası'na geçışte sorunla kar-
şılaşmazken sokaktakı vatandaş ve esnaf ye-
ni paraya alışmakta zorluk çekiyor. YTL ha-
talan özelikle kredi kartlı işlemlerde yaşanı-
yor. Yaşanan bazı sorunlar şöyle:
• Kuruş hanesi boş bırakılıyor. Mesela 75
YLT tutannda bir ahşverişin slibi çekilirken
kuruş hanesi de göz önüne alarak "75.00" ya-
zılması gerekiyor. Sadece "75" yazılası duru-
munda tutar 75 kuruş olarak kabul ediliyor.
• Diğer bir sorun ise rakamların TL gibi ya-
zılması. Bu dururn limiti yüksek kartlar için
risk oluşturuyor. Örneğin 1 milyon liralık alış-
verişte rakam 1.000.000 olarak girilirse,
kartsahibi 10 bin YTL'likalışveriş
yapmış gibi oluyor. (,'ünkü
1.000.000'un son iki rakamı
kuruş hanesine ginyor.
• Bu tür sorunlarla karşı-
laşaıı tüketicilerin aynı gün
içinde alışveriş yaptığı ye-
re başvurursa işlem PÖS ci-
hazından iptal ediliyor.
• Tüketicilerin sonraki
günler içinse bankalarına baş-
vurmaları gerekiyor. Işlemi
tıran bankalar gerekirse aradaki tutarı
iade ediyor.
Yeni Türk Lirası'na geçilmesiyle birlikte ül-
kenin değişik bölgelerinden hesaplama hata-
larına ilişkin haberler ardı ardına geliyor. Ça-
nakkale'de bir bankacı YTL çıkmadan önce-
ki en büyük banknorun 20 milyon lira olduğu
hesabından yola çıkarak 50 YTL'yı 20
milyon lira olarak değerlendirince
müşterisine fazla ödeme yaptı.
Banka görevlisi 60 adet 20
YTL vemıesi gereken müşte-
risine 60 adet 50 YTL verdi.
Yanlış fatura kesildi
Bir başka YTL hatası da
Bolu'da bir kargo firmasın-
dayaşandı. Kargo şirketinde
görevli bir eleman, 4 milyon V^
248 bin liralık kargo bedeli ıçin
4 bin 248 yeni liralık fatura kes-
tı. Önceki gün de Izmir'de yaşanan
olayda, benzin ıstasyonlarında çalışan
görevlilerin 50 milyon liralık akaryakıt üc-
retini 50.00 YTL yerine sadece 50 yazdıklan
için, 50 kuruşluk bir işlem gerçekleşmişti.
Böylece 50 milyon liralık akaryakıt alan müş-
ten bunun için 500 bin lira ödemiş oldu.
EKONOMİ POLtlİK
ERİNÇ YELDAN
2005'e Girerken
Cari Açık Sorunu
Cari işlemler açığı Türkiye ekonomisinin 2005
başında en önemli kırılganlık noktasını oluştur-
maktadır. 2002 yılında 1.5 milyar dolar düzeyin-
de olan cari açık, 2003'te 8 milyar dolara,
2004'ün ilk on ayında da 10.7 milyar dolara yük-
selmiştir. Cari açığın 2004 sonunda 14 milyar
dolar düzeyini aşacağı ve milli gelire oranla yüz-
de 4.9'a ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Bilindiği gibi cari işlemler açığı kabaca reel
sektörün dış dünya ile döviz işlemlerinin denge-
sini vermekte ve özet olarak mal ve hizmet tica-
reti ile işçi dövizleri, dış borç faiz ödemeleri gibi
faktör gelir-gider kalemlerinden oluşmaktadır.
Cari açık, milli gelir muhasebe sisteminde de
yurtiçinde gerçekleşen tasarruf-yatırım açığını
vermektedir.
Türkiye 2002'den 2004 Ekim ayı sonuna ka-
dar birikimli olarak 20.3 milyar dolar cari işlem-
ler açığı vermiştir. Açığın finansman biçimini de-
ğerlendirmek için, ödemeler dengesi istatistik-
lerinin finans hesabı dengesinde sunulan finan-
sal sermaye hareketlerine bakmak yeterli ola-
caktır. Aşağıdaki tablo bu amaçla hazırlanmıştır.
Merkez Bankası verilerine göre söz konusu 34
aylık dönemde Türkiye'ye toplam 21.4 milyar
dolar finansal sermaye girişi gerçekleşmiştir. Bu
meblağa 7.3 milyara ulaşan kaynağı belirsiz net
hata ve noksan kalemini de eklersek, Türkiye'nin
söz konusu dönemde toplam 28.7 milyar dolar-
lık bir döviz girişi yaşamış olduğunu görmekte-
yiz.
Finansal sermaye girişlerinin önemli bölümü-
nü yabancıların Türkiye'den menkul kıymet alım-
ları oluşturmaktadır. Bu dönemde yabancılar bi-
rikimli olarak 11 milyar dolarlık menkul kıymet alı-
mı gerçekleştirmiştir. Tablodaki verilerden bu tür
döviz girişlerinin biryandan da Türkiye'dekiyer-
leşiklerin 4.5 milyar dolara ulaşan sermaye çıkış-
larını finanse ettiği görülmektedir.
Türkiye'deki yüksek reel faiz-ucuz döviz kuru-
na dayalı finansal arbitraj olanaklarını değerlen-
diren bu tür spekülatif sıcak para akımları sonu-
cunda yabancıların devlet iç borçlanma senet-
leri portföyünde 2002'de 2.2 katrilyon TL olan
payının, 2004 Aralık ayında 12.7 katrilyon TL'ye
ulaştığı hesaplanmaktadır. Bu aradaTürkiye'nin
kısa vadeli dış borçlan da toplam 9.7 milyar do-
lar artış göstererek 26.1 milyar dolar düzeyine
çıkmıştır. Bumeblağ Türkiye
1
nin 2000 sonunda-
ki kısa vadeli borç stokuna yakındır.
Bazı yorumcular cari açığın "finanse edilmek-
te olduğunu" ileri sürerek, bu konuda bir sorun
olmadığı görüşünü savunmaktadır. Oysa cari
açığın finanse edilmekte olduğu savı başlı başı-
na bir totolojidir. Cari işlemler açığı, nihai olarak
yüksek reel faiz getirisinin cezbettiği sıcak para
akımlarının ve kaynağı belirsiz döviz girişlerinin
yarattığı döviz bolluğunun ithalat talebini uyar-
masına dayanmaktadır ve burada temel sorun
bizzat cari işlemler açığının finanse ediliş biçi-
minden kaynaklanmaktadır.
Buradaki en büyük tehlike ise Türkiye'nin re-
el sektörün cari işlemler açığı bağlamında gerek
duyduğu döviz miktarından çok daha fazlasını
borçlanmakta olduğudur. Veriler, Türkiye'nin söz
konusu dönemdeki toplam 20.3 milyar dolar tu-
tan cari açığına karşılık, dış borçlarında toplam
34.3 milyar dolarlık bir artış gerçekleştirdiğini
göstermektedir. Dolayısıyla dış borç stokunun
artışı, ekonominin tasarruf-yatırım dengesini
sağlamak için gerek duyduğu döviz talebinin
çok üstünde bir tempoda seyretmektedir.
Daha açık bir ifadeyle, Türkiye yüksek hızda
büyüdüğü ve yüksek cari açık verdiği için borç-
lanmamakta; bunun tersine, büyük hacimli sıcak
para girişlerinin yarattığı borçlanma neticesinde
cari işlemler açığı doğmaktadır.
Bu koşullar altında, dış borçlanma temposu-
nun dizginlenmesi ve cari işlemler dengesinin
düzeltilmesi öncelikle sıcak para akımlarının
kontrolünden geçmektedir.
Ödemeler Dengesi Seçilmiş Kalemler
2002-2004 Ekim Toplam Artış (Milyon Dolar)
Cari İşlemler Dengesi
Finans Hesabı Dengesi
Yabancıların yurtiçinde
menkul kıymet alımı
Yerleşiklerin yurtdışında
menkul kıymet alımı
Net Hata Noksan
Dış Borç Toplam Artış
Kısa Vadeli Dış Borç Artış
-20.278
21.421
11.080
-4.561
7.326
34.314*
9.694*
0 Haziran 2004 itibanyla.
Kaynak: TC Merkez Bankası
İLGİTOPLUMUNA DOĞRU/ÖZLEM YÜZAK oztem.yuzak@cumhuriydcom.tr
Yine çocuklar öldü... öyle sa-
vunmasız, dev dalgaların arasında
yıtip gittıler...
Kalanlan kurtulmuş sayabilir miyiz? Ne
yazık ki hayır...
Açlık, susuzluk ve bölgede başlayan
bulaşıcı hastalıklar yüzünden 50 bin ço-
cuğun yaşamı tehdit altında... Binlerce
insan kayıp, on binlercesi evsiz... Halbu-
kı öyle büyük bir maliyet ve teknoloji ge-
rektirmeyen basit bir tsunami uyarı sis-
temi kurularak bu ölümlerin ve yıkımın
çoğunun önüne geçmek mümkündü...
Yapılamadı değil, yapılmadı...
Oysa tsunamimetrelerin her birinin
maliyeti sadece 250 bin dolar.
önümde FAO'nun son raporu duru-
yor. Her yıl dünyada 852 milyon kişi bes-
lenme yetersizliğinden dolayı yaşamını
kaybediyor. Ve yine her yıl 5 milyon ço-
cuk beslenme yetersizliğinden kaynak-
lanan hastalıklarla boğuşuyor. Bu da is-
tenirse önüne geçilebilecek ama soru-
nun çözümüne yönelik birtürlü adım atıl-
mayan bir konu. Tıpkı küresel ısınma,
spekülatif para hareketlerinin önüne ge-
çilmesi, eşit eğitim, savaşların ve çatış-
maların önlenmesi gibi...
Ve bizler, yaklaşık 50 yıldan beri küre-
sel bir yaşamın içinde olmakla övünülen
Can Alan Tsunami Değil, Küreselleşme
bir dünyada yaşı-
yoruz.
Facia anı ve
sonrası ile ilgili
görüntüleri sani-
yesi saniyesine
televizyon ekran-
larında izliyor,
üzülüyor, aramız-
da para toplayıp
bölgeye ulaştır-
mak için harekete
geçiyor, ancak
sorgulamıyoruz. Bozuk imajını düzelt-
mek için Güney Asya felaketini fırsat bi-
lerek bölgede yardım dağıtan ABD'nin
müşfik(!) askerlerinin görüntüleri ekran-
larda. Seyrediyoruz...
Evet iletişim çağındayız! Bilgi toplumu
olmakla övünen ülkelerin timsah göz-
yaşlarını seyrediyoruz. Aynı bölgede bir
yanda acının, umutsuzluğun fotoğrafla-
rı, diğer yanda 'Para verdik, boşagitme-
sin' diye tatilini sürdürüp eğlenenlerin
görüntüleri....
Insanlıktan çıkıyor muyuz yoksa? Kü-
reselleşmenin bu kara yüzüne 'hayır' di-
yebilme 'çaba-
sını' göster-
mekten gide-
rek uzaklaşmı-
yor muyuz?
Farklı bir
yaklaşun
Geçen ka-
sım ayında Ka-
lite Derneği ta-
rafından dü-
zenlenen Ulusal Kalite Kongresi'nin ko-
nuşmacılarından biri de Dünya Bankası
Avrupa Başkanı Jean François Risc-
hard idi. Insanlığı tehdit eden küresel
sorunlara nasıl çözüm bulunabileceğine
ilişkin bir sunum yapmıştı. Güney As-
ya'daki tsunami felaketi aklıma Risc-
hard'ın söylediklerini yeniden getirdi.
"Dünyayı yönetmek için daha iyi yön-
temlerbulmamız mümkün mü? Mevcut
sistem, aciliyet taşıyan sorunları çözme-
de yetersiz mi? Yaşamımızı tehdit eden
en önemli sorunlar nelerdir ve bunlar
nasıl çözümlenir" diye soran Rischard,
mevcut küresel sistemin, sorunla-
rı çözme konusunda etkili ve hızlı
olmaktan çok uzak olduğunu, ya-
pılan uluslararası anlaşmaların yavaş
ilerlediğini belirtip şunları söylemişti:
"Küresel KonularAğı (KKA) diye tanım-
ladığımız bir oluşum yaratılabilir. Bu olu-
şum sürekli olmalı ve en önemli işlevi
mevcut uluslararası kurumları, sorunla-
rı çözmeye yöneltecek bir şekilde yapı-
landırılmalı. KKA üyeliği, konusunda uz-
man hükümet temsilcilerini, iş dünyası-
nın bilgili kişilerini ve uluslararası sivil
toplum kuruluşlarının temsilcilerini içer-
meli. KKA 'nın bir diğer önemli faaliyeti,
bir derecelendirme kuruluşu biçiminde,
belirlenen kurallara uymayan ülkelerika-
muoyuna duyurmak olmalı. Bu yeni iş-
birliği ağları, mevcut uluslararası siste-
min yerini almayacak, aksine sistemin
bir paçası olan uluslararası kurumları
daha hızlı ve etkili hareket etmeye zor-
layacak. Böylelikle bir çeşit küresel va-
tandaşlık bilincinin oluşmasını sağlaya-
cak.''
Ister çözüm önerilerini '20 küresel so-
run' başlıklı kitabında toplayan Risc-
hard'ın anlattıkları, isterse başka öneri-
ler olsun artık farklı düşünmeye başla-
manın zamanı gelmedi mi?
Zorlu, îsrail
ve Rusya'da
Ekonomi Servisi-Zorlu Hnerji Hlekt-
rik Üretim AŞ, İsrail ve Rusya'da ener-
ji yatırımı yapmak amacıyla iki ayrı şir-
kete ortak olma karan aldı.
Zorlu Enerjı'den borsaya gönderilen
açıklamada, şırketin yönetim kurulu
toplantısında, Israil'de enerji santralları
projelerine yatırım ve ortak olmak, mü-
teahhit, işletme ve bakım hizmetleri ver-
mek amacıyla 800 mw kurulu güce sa-
hip bulunacak Dorad Energy Ltd. şirke-
tıne 160 bin dolar ödenerek yüzde 20 or-
tak olunmasına karar verildiği belirtildi.
Rusya'da enerji santralları projelerine
yatınm ve ortak olmak, müteahhitlik,
işletme ve bakım hizmetleri vermek
amacıyla ise ABD'nin Vırginya eyaletin-
de kurulan 1CFS International LLC
Limited'e 300 bin dolar ödenerek yüz-
de 51 oranında ortak olunmasının karar-
laştırıldığı kaydedildi.