Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
TTB Başkanı Füsun Sayek, AKP'nin sosyal güvenliğe ilişkin yeni girişimlerini değerlendirdi:
'Sağlık özelleştirilemez'IŞIK KANSU
ANKARA - Türk Tabipleri Bir-
liği (TTB) Merkez Konseyi Başka-
nı Dr. Füsun Sayek, AKP iktida-
ıının hazırladığı sosyal güven-
liğe ilişkin yeni taslakları de-
;eı lendirirken, "Sağlık,va-
tandaş için var olıııası ge-
rekcn devlctin temel so-
rumluluğudur" dedi.
Dr. Füsun Sayek,
Cumhuriyet'in so-
rulanna şu yanıt-
lan verdi:
-Sizce sosyal
güvenliğin en
önemli ayakla-
• Sağlığı özelleştirmenin 'çıkmaz yol' olduğuna işaret eden Sayek, 'Sağlık hizmetinin
özel sektör tarafından en yoğun olarak verildiği ülkelerden biri ABDciir ve bugün ABD
lıkta eşitsizliklerin yaşandığı, ayrılan onca kaynağa rağmcn sağlıkla ilgili sonuçlarınsa
nndan biri olan sağlık sektörü yıl-
lardır ileri sürüldüğü gibi devlete
bir ayak bağı" ya da "kara delik"
olarak görülebüir mi?
- AKP iktidan aslında yeni bir ata-
ğa hazırlanmıyor; iktidar olduğu
günden bu yana yönlendirilmiş bir
program dahilinde Türkiye'deki pek
çok alanda uyguladıği "dönü-
şüm"ün bir devanunı sergiliyor.
Lvct, bu program çerçevesinde sos-
yal güvenlık de yeni liberal bir ya-
pılanmaya sürükleniyor. Bugün ka-
en kötü olduğu ülkcdir' dedi.
muoyunun inandınlmaya çalışıldı-
ğı konu, sosyal güvenlik ve sağlık
sektörünün devlete bir ayak bağı
olduğu ya da kara delık olduğudur.
Bu bızim asla katılmadığımız bir
saptamadır. Sağlık, vatandaş için
var olıııası gereken devletın temel
sorunıluluğudur. Benzer şekılde
bugün Türkiye'de sosyal güvenli-
ğe devlet bütçesinden ayrılan kay-
nak OECD ülkelen ıçınde neredey-
se en düşük olanıdır. Bir sosyal gü-
venlik kuruluşu olan SSK'nın kay-
naklan yıllardır kötü yönetimle çar-
çur edilmiştir.
- SSK sağlıktesislerinin önce Sağ-
lık BakanlığTna devredilmesi, daha
sonra da ö'zelleştirilnıesini öngören
tasarılara yönelik tepkiler henüz
durulmadan, si/cc bu yeni taslakla-
n öne sürmenin amacı nedir?
-Hükümetin sağlık alanında u
dö-
nüşüm programr adı altında yürüt-
tüğü programın bir bacağı da SSK
sağlık »esislennin Sağlık Bakanlı-
ğı'na devridır. Ama bu tek elden yö-
Polonyalı
yapışık ikizler
15 saatte ayrıldı
Omurga, kann ve kalçalanndan yapışık
Polonyalı ikizlerin, Suudi Arabistan'daki
bir hastanede 15 saat süren başarılı bir
ameliyatla birbirlerinden aynklığı
bildirildi. £1 İktisadiye gazetesindeki
haberde, 1.5 yaşındaki ikizlerin, ccrrah
Abdullah Errabia başkanlığındaki 50
kişjlik bir ekibin başkcnt Kiyad'daki
askeri hastanedeki başarılı aıneliyatının
ardından yoğun bakıma aundığı
belirtildi. Haberde, Aralık 2004'te Suudi
Arabistan'a gelen Olga ve Daria Kolacz
adlı ikizlerin ameliyat masraflarının
Suudi Arabistan veliaht Prensi Abdullah
Bin Abdülaziz tarafından karşılandığı
kaydedildi. Polonyalı ikizlerin anıeliyatı,
Suudi Arabistan'da bu türden yapılan
dokuzuncu ameliyat oldu.
(Fotoğraf:AP)
KOMİSYONDAN GEÇTİ
Askerde
hastalanana
tedavi
kolaylığı
ANKARA (AA) - Hayati önem taşıyan
hastalıklan nedeniyle tedavi leri sürmekte
iken terhis edilen yedeksubay, erbaş ve er-
lerlc askeri okullarla ilişiği kesilen öğren-
cilere yeni olanakJargctiren tasan, Milli Sa-
vunma Komisyonu'nda kabul edildi.
Tasarıya göre askeri ik yapnıakta iken ha-
yati önemi haiz bir hastalığının bulunduğu
tespit edilen ve tedavileri sürmekte iken ter-
his edilen yedeksubay, erbaş ve erlerin, en
fazla 6 ay süreyle tedavilerine devam edile-
cek. Uzun süreli tedavi gerektıren hastalık-
lar nedeniyle okullarla ilişiği kesilen aske-
ri öğrencilerin tedavileri de ilişiklerinin ke-
silmesine neden olan sağlık sorunu gideri-
linceye kadar askeri sağlık kurum ve kuru-
luşlarının yanında diğer resmi sağlık ku-
rumlannda da sürdürülecek.
Milli Savunma Komisyonu'nda kabul edi-
len ve Terörle Mücadele Kanunu'nda deği-
şiklik öngören tasan uyannca da terörle mü-
cadelede şehit olanların dul ve yetimleri ile
maluller, ümekli Sandığı'nca kendilenne
verilen tanıtım kartlan ile devlet, üniversi-
te ve SSK hastaneleri ile askeri hastaneler-
de muayene ve tedavi edilecekler.
ABD'Lİ BİLİM ADAMLAR1:
Popüler diyetler
işeyaramıyor
NEW YORK (AA) - ABD'de en yaygın
uygulanan 10 zayıilama programı konu-
sunda yapılan bilimsel araştır-
ma, biri haricinde bu program-
lann hiçbirinin kilo verdirme-
de ve verilen kiloda kalınma-
sında başarılı olmadığmı or-
tayakoydu.
y "Annals of Internal Medi-
\ \\ cine" isiınli dergide yayımla-
\ nanaraştırmasonuçlannagö-
V« re, şişman müşterilerinin
vr altı ayda yüzdc 5 oranında
kilo vermesini sağlayan ve bu kilo kaybı-
nın yansını iki yıl boyunca korumalannı te-
min eden "Weight VVatchers" isimli prog-
ram dışında diğer diyet programlannın işe
yaramadığının tespit cdildiği kaydedildi.
Ancak, söz konusu araştırmayı yapan bilim
adamlan, programların işe yaradığı konu-
sunda bilimsel delil eksikliğinin bu diyetlere
bir saldırı olarak algılanmaması gerektiği-
ne dikkat çekerek sağlık ve spor kulüpleri-
ne devam edenlerle alakalı da bilimsel bir
verinin bulunmadığına dikkat çektiler.
netinı adına yapılmış faaliyet değil-
dir. Sağlık Bakant'nın da ifade ct-
tiği gibi; "rehabiliteedilecek" SSK
sağlık tesislerinin yerel idareler ve
hatta özel sektöre devri için biraşa-
madır. Ancak, bu proje de tek ba-
şına bağımsız bir proje değildir.
Ozel sektöre devredılmiş, her bın
birer ışletme olnıuş sağlık tesisle-
rinin yaşayabilmesı, yıne sosyal gü-
venlik sistemlerinde yapılacak bir
değişıkJikle mümkündür. Dolayı-
sıyla, bu taslaklar bırbırinden bağım-
sız değildir, her biri bir bütünlüklü
projenınparçasıdır. Temel amaç da,
IMF'nin de beklentılerı doğrultu-
sunda 2005 yılında bu projeyı tü-
müyle yaşama geçırmektır.
- Sağlık sektörünü özelleştirnıek
tek çıkar yol mudur?
- Sağlık sektörünü özelleştirnıek,
asla tek çıkar yol değildir. Aslında
çıkmaz yoldur. Dünyada sağlık hiz-
metinin özel sektör tarafından en yo-
ğun olarak verildiği ülkelerden bir
tanesı ABD'dır ve bugün ABD sağ-
lıkta eşitsizliklerin yaşandığı, sağ-
lığa ayrılan kaynaklan tüm diğer
ülkelerden çok olmakla bırlıkte sağ-
lıkla ilgili sonuçların en kötü oldu-
ğu bir ülkedir. Dünyada sağlık ala-
nında da özelleştirme eğilımi tabii
ki yine IMF, Dünya Bankası gibı bır-
takım kuruluşların önerileri ve kat-
kılanyla artmaktadır, böyle bırdal-
ga vardır. Ancak bu dalganın çeşit-
li ülkelerdeki yansımalan farklıdır.
Örneğin, bazı Doğu Avrupa ül-
kelerınde bu dalga ncredcysc tsu-
nami etkisı yapmış ve sağlığı bir
sosyal sorumluluk, devlet sorum-
luğu alanı olmaktan tamanıen çı-
karmış, ancak bazı değerlere önem
veren, bazı Avrupa ülkelerindc söz
konusu dalga, aynı etkiyi bırak-
mamıştır.
Türkiye'de yılda 19 bin yeni hasta saptanıyor, dünyanm üçte biri mikropla enfekte
Verem can abnayı sürdürüyor
tstanbul Haber Servisi- İstanbul Verem Sa-
vaş Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. ZekiKı-
lıçaslan. dünya nüfusunun yaklaşık 3 'te 1' inin
verem mikrobu ile enfekte olduğunu
belirterek "Dünyada her yıl 8 nıilyon
yeni hasta ortaya çıkmakta ve 2-2.5 mil-
yon kişi veremden ölmektedir" dedi.
istanbuFda 26 dispanserde yılbaşı
öncesı yaşanan verem aşısı sıkıntısı-
nın da yeni yılla birlikte giderildiği belirtildi.
Verem Eğitim ve Propaganda Haftası kap-
samında Taksim'deki İstanbul Verem Savaş
Derneği'nde düzenlenen basın toplantısında
konuşan Prof. Dr. Kılıçaslan, veremin dünya-
da erişkin nüfusta bulaşıcı hastalıklardan ölü-
mün ikinci nedeni olduğunu söyledi. Türkiye cle
• Dünyada erişkin nüfusta bulaşıcı hastahklardan
ölümün ikinci nedeni olduğu belirtilen verem,
tedavinin aksatılmaması durumunda önüne
geçilebilecek bir sağlık problemi.
Verem Savaş Daire Başkanlığı'nın verilerine
göre, yılda 19 bin civannda yeni verem has-
tası saptandığını belirtcn Prof Dr. Kılıçaslan,
bunların da 4 bınının Istanbul'da olduğunu
söyledi. Gerçekte var olan verem hastalannın
yüzde 30'unun ise dıspanser kayıtlarında gö-
rülmediğini belirten Prof. Kılıçaslan, verem te-
davısinin 6-8 ay süren kombine ilaç teda-
visine dayandığını anlattı.
Kılıçaslan,"Yetersiz ve düzensiz ilaç kul-
lanımı hastalığın kronikleşmesine ve di-
rençli verem hastalığına neden oluyor. Bu
nedenle gözetimli ilaç tedavisûıin yaygınlaş-
tınlmalı" dedi.
Verem Savaş Derneği tarafından, 1450 ilköğ-
rctim okuluna posta yoluyla "Verem Eğitim ve
Propaganda CD'si" gönderildı.
Mezoterapi, bel fıtığından romatizmaya kadar pek çok hastalıkta etkili oluyor
Ağnya karşı 'ilaçlı akupunktur'
İstanbul Haber Servisi - "İlaçlı
akupunktur" olarak
nitelendirilen mezoterapi,
ağrıların giderilmesinde de
etkili oluyor. Çeşıtli ilaçların
karışımı ile elde edilen ilacın
ağrı noktalarına enjekte
edilmesi şeklinde uygulanan
mezoterapi, bel ve boyun
fıtığında, cerrahi işlem
gerektirmeyen spor
yaralanmalarında
3 ila 10 seansta
ağrıları gidcriyor.
Alman Hastanesi
Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon
Uzmanı Dr. Elif
Cürkan,
antiromatizmal,
kas gevşetici,
dolaşım
düzenleyici, B
vitaminleri,
magnezyum,
bitkisel kökenli
birtakım ilaçların
da aralarında bulunduğu uzun
bir listeden, ilaçların
kanştırılarak, hastanın teşhisine
göre uygun bölgeye yapıldığını
söyledi. Uygulamanın çok
küçük iğnelerle yapıldığını
açıklayan Gürkan, bu iğnelerin
Türkiye'de bulunmadığını
yurtdışından getirtildiğini
söyledi. Gürkan, mezoterapinin,
boyun fıtığı, sırt ağrıları, duruş-
oturuş bozukluğu, romatizmal
şikâyetler, bel ağrıları, bel
fıtıklarından kaynaklanan kalça
ve bacağa yayılan ağrılarda
uygulandığını belirterek
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mezoterapi selülit tedavisinde
• Çeşitli ilaçların
karışımı ile elde edilen
ilacın ağrı noktalarına
enjekte edilmesi
şeklinde uygulanan
mezoterapi, bel ve
boyun fıtığında, cerrahi
işlem gerektirmeyen
spor yaralanmalarında 3
ila 10 seansta ağrılan
gideriyor.
kullanımı ile tanındı Türkiye'de.
Ağrıda ilk kullanımı ise spor
yaralanmalarında başladı. Spor
nedeniyle oluşan şişlik ve
ağrılarda, tenisçi dirseği,
eklemlcrdcki hasarlar omuz, diz
ağnları, dizdeki cerrahi sınırda
olnıayan kıkırdak veya bağ
bozukluklan, haftada bir
yapılan enjeksiyonlarla bu
eklemin tedavi edilmesi
mümkün."
Kelime anlamı
"orta deri" olan
yöntemi, ilaçlı
akupunktura
benzeten Dr.
Gürkan, "Ağrı
noktalannı
bulup özel bir
teknikle, bazen
25-30 enjeksiyon
uygulandığı, 3-10
seansla
hastaların
ağrılanıula kesin
bir iyileşme
oluyor. 2-3'üncü seanslan sonra
elkisi net olarak görülmeye
başlanıyor" dedi.
Ağızdan alınan tabletlerin onda
biri oranında bir doza sahip
ilaçlarla hastaların ağrı
şikâyetlerinin giderildığini
açıklayan Elif Gürkan,
"İlaçların kesin yan etkisi yok.
Tansiyon, şeker, kalp
hastalanna, yaşlılara rahatlıkla
uygulanabiliyor. Milyonda bir
görülebilecek bir alerji riski var"
diye konuşru. Uygulamanın 8
aydır Türkiye'de yapıldığını
açıklayan Gürkan, bu güne
kadar 150 hastasına bu yöntemi
uyguladığını açıkladı.
Alman Hastanesi Fizik Tedavi vc Rehabilitasyon l /nıanı Dr. Elif Gür-
kan, mezoterapinin, boyun fıtığı, sırt ağrılan, duruş-oturuş bozukluğu,
romati/mal şikâyetler, bel ağnları, bel fıtıklanndan kaynaklanan kalça
ve bacağa yayılan ağrılarda uygulandığını söyledi.
Şifalı bitkilerriskaltında
ADANA(AA)-Türkiye'ninşi-
falı bıtki çeşitliliği yönünden bü-
yük potansıyele sahip bulunduğu,
içecek, yiyecek, baharat, kozme-
tik ve ilaç sanayiinde hammadde
olarak kullanılan bu değerlerın
bilinçsizce toplanması nedeniy-
le neslınin tehlike altma girdiği bil-
dinldi.
Çukurova Ünıversitesi Fen Ede-
biyat Fakültesi Biyoloji Bölümü
Botanık Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Atabay Düzenli, Türki-
ye'de şifalı kapsamında değerlen-
dirilen 700-800 çeşit bitkı bulun-
duğunu belirtti. Bu bitkilerin ço-
ğunluğunun köylüler tarafından
bilinçsizce toplanması nedeniy-
le neslinin tehlikeye gırdığinı ıfa-
de eden Prof. Dr. Düzenli, bunun
ülke açısından büyük kayıplara
yol açtığını kaydetti.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Bir Başka Tsunami
Ikı bin beş, iki bin dörtten enkaz devraldı.
Savaş ve "doğal" afetler son yıllara damgaları-
nı vurmuşlardı ve bundan böyle de hız kesecek de-
ğildirler. Her geçen gün, ay, yıl, insanoğlunu bili-
min tekniğe indirgendiği içi boş bir umutla selam-
lıyor. Yalnızca dünyamızı değil, uzayı ve onun he-
nüz keşfedilmemiş karanlıklarını da kirletiyoruz.
Dünyamız ise artık bu duruma daha fazla katlana-
mayacağını bize sert bir şekilde hatırlatıyor.
Tsunamınin çekip götürdüğü yüzbinler, böyle bir
işaretin kurbanlarıdır.
Ama başka işaretler, başka Tsunamiler de var.
* • •
Inancın insanın kendi iç dünyasının bir konusu
olmaktan çıkması, öteki Tsunaminin bir işaretidir.
Okyanusun derinliklerinden yükselen ve kıyıları,
kentleri yerle bir eden yüksek dalgalar, yoksulları
ve çocukları alıp götürürken aydınlar yükselen öte-
kı dalganın üstünde sörf yapmaya hevesleniyor-
lar. Tekniğe ındirgenmiş "bilim", yükselen hurafe
ve siyasetı esir alan din, aydınların yeni hevesıdir.
Aydın, durumdan hoşnut olmayan ve değiştir-
meye çalışanı ifade eden bir kavramdı eskiden. Şim-
di ise yükselen dalgaya tutunma hevesindedir ve
kendisini aydın yapan bu özelliğinden hızla soyu-
nuyor. "Muhafazakârvemodern" olduğunu ilanedı-
yor. Bizi hiç, ama hiç ilgilendirmeyen iç dünyasını
bundan böyle yazısına, çizisinekarıştıracağını, sı-
yasetini böyle belirleyeceğini, bilimi bu gözle an-
layacağını açıklıyor.
"Ben kendime hiçbirzaman Marksistya da baş-
ka birşey demedim" diyen, yazdığı bütün o eski
kitaplardaysa Marksist olduğunu bağıra bağıra
ilan etmış bir başka aydın türü ise birdenbire "gök-
tann"y\ keşfediyor. "Ekonomide durumlar nasıl"
diye soran izleyicisine, aklındaki başka şeyleri an-
latmayı sürdürerek şimdi sıranın başka şeylerde ol-
duğunu söyleyerek cevap vermeyi tercih ediyor.
• • •
Buaradayalnız Türkiye'de değil, neredeyse bü-
tün kıtalarda, hızla tırmanan yoksulluğun anaforun-
da kıvranan insanlarsırlı, esrarlı dizileri, kendi ma-
hallelerindeki kavgalara benzer kavgaları çoğaltan,
umutları besleyen ganplikleri, üç buçuk "artist"in
fırtınalı hayatlarını izlemenin, onlarla üzülüp onlar-
la sevinmenin tiryakisi oldular.
Çözülmez dünya meselelerini onlar çözecek de-
ğillerkı!
Gittikçe yaygınlaşan ve koyulaşan yoksulluk yal-
nızca meydanları değil, beyınleri de sessizleştirdi.
Bu arada Türkiye, Avrupa Birliği'nin her dediği-
ne "evet" demeye hazırlanıyormuş, birltğın sınır-
larını koruma görevını yapmaya soyunması iste-
niyormuş, Semra Hanım'ın ve hayranlarının umu-
runda olabilir mi?
Böyle işler genellikle yığınların kuşa baktığı za-
manlarda gerçekleştirilir.
• ••
Ama buradaönemli olan sırların, esrarın pençe-
sine düşürülmüş yığınların sorumluluğundan söz
etmek değil. Sorumluluk her zaman aydınlardadır
ve aydınlar da her zaman bu sorumluluktan sıyrı-
lıp kaçmanın biryolunu bulmuşlardır.
Hep yükselen dalgayı kollar aydınlar.
Tsunamiler yığınları ölüme ve daha da artacak
yoksulluğa sürüklerken kendine "muhafazakâr"
demekte sakınca görmeyen "aydın", bu iki keli-
menin bir araya gelemeyeceğinin, bunun eşyanın
tabıatına aykırı düştüğünün farkında değilmiş gi-
bi davranır. Oysa "muhafazakâr aydın" olmaz. Ay-
dın durumu beğenmeyen, hoşnut olmayan, değiş-
tirmeyi amaçlayan ve bunun için çaba gösteren ki-
şidir. Bilgi sahibi muhafazakârlarla aydını karıştır-
mak da doğru olmaz. Bılımin kuşku ve sezgiye açık
doğasını sırların, esrarın, dinin mutlaklığınateslim
edene de aydın denemıyor. Esrar bilimin hedefı-
dir. Bilim, onu açıkladıkça gelişeceğini, bunun ıçın
de onun egemenliğine girmemesi gerektiğını bılir.
Yoksul yığınlar, ınançlarını hayatın sertliği ile sı-
narlar. Sığınırlar ve zaman zaman da isyan eder-
ler. Aydınlar ise durumu nesnel olarak görebilme-
nin ayrıcalığını kötüye kullanmama yükümlülüğün-
dedirler. Yükselen dalgaya tutunan, Tsunamiden
medet uman aydın, gün gelir kendini birdenbire boş-
lukta bulur. Kendine yeni bir dalga ararken yeni bir
anlam verebılmek için uğraştığı hayatın geçıp git-
tiğıni ve anlamsızca yaşanıp tüketildiğini fark eder.
O zaman yakaracak ne göktanrı kalır, ne sır, ne
esrar...
Yalnızca simsiyah ve sonsuz bir karanlık...
e-posta: guray.ozc cumhuriyet.com.tr
İSTANBUL TABÎP ODASI:
'SSK'lere el koyma
talimatı verildi'
İstanbul Haber Servi-
si- İstanbul Tabip Oda-
sı (İTO), SSK hastane-
lerinin devrini öngören
yasa tasarısının TBMM
(Jenel Kurulu'nda bek-
ledıği birdönemde, Sağ-
lık Bakanlığf nın vali-
liklere devir için çalışma-
lara başlama talimatı ver-
mesini, "el koyma gjri-
şimi" şeklinde nıtelen-
dirdi.
İTO tarafından yapılan
yazılı açıklamada, AKl^
hükümeti tarafından ha-
zırlanan "Kamu Kurum
veKuruluşlannaAit Sağ-
lık Birimlerinin Sağlık
Bakanhğı'na Devredil-
mesine Dair Kanun Ta-
sansı"nın TBMM Ge-
nel Kurulu'ndangeçme-
den Sağlık Bakanlığf nın
devir talımatının anla-
şılmaz olduğu belirtile-
rek "el koyma" çalışma-
larının durdurulması is-
tendi. Sağlık Bakanlı-
ğı'nın 31 Aralık 2004
tanhinde valilıklere gön-
derdiğı bir yazıyla SSK
sağlık kurumlannın dev-
rı için çalışmaların baş-
latılması talimatı verdi-
ği anımsatılan açıklama-
da, "FBMM ve Cumhur-
başkanı iradesinın hıçe
sayıldığı ifade edıldı.
Açıklamada, "Tasan
henüzyaşalaşmadan bu
kurumların devri için
'ıvedılıkle' çalışnıalann
başlatılmasını istemesi,
hiçbir hukukanlayışıyla
açıklanamayacak bir el
koymagjrişimidir" denil-
di. Sağlık Bakanlığı'nın
sağlık oeaklanndakı ve-
rem aşısı sorununu çöz-
mek için göstermediği
ivediliği SSKhastanele-
rinın devri konusunda
gösterdiği belirtilen
açıklamada, girişimin
yıllardır ödedikleri prim-
lerle SSK kurumların.
yaratan vc ayakta tutan
işçiler ve emeklilerin,
SSK çalışanlarının ve
sivil toplum örgütleri-
nin hiçe sayılması an-
lamına geldığinı savu-
nuldu.