25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2005 ÇARŞAMBA HABERLER TTB Başkanı Füsun Sayek, AKP'nin sosyal güvenliğe ilişkin yeni girişimlerini değerlendirdi: 'Sağlık özelleştirilemez'IŞIK KANSU ANKARA - Türk Tabipleri Bir- liği (TTB) Merkez Konseyi Başka- nı Dr. Füsun Sayek, AKP iktida- ıının hazırladığı sosyal güven- liğe ilişkin yeni taslakları de- ;eı lendirirken, "Sağlık,va- tandaş için var olıııası ge- rekcn devlctin temel so- rumluluğudur" dedi. Dr. Füsun Sayek, Cumhuriyet'in so- rulanna şu yanıt- lan verdi: -Sizce sosyal güvenliğin en önemli ayakla- • Sağlığı özelleştirmenin 'çıkmaz yol' olduğuna işaret eden Sayek, 'Sağlık hizmetinin özel sektör tarafından en yoğun olarak verildiği ülkelerden biri ABDciir ve bugün ABD lıkta eşitsizliklerin yaşandığı, ayrılan onca kaynağa rağmcn sağlıkla ilgili sonuçlarınsa nndan biri olan sağlık sektörü yıl- lardır ileri sürüldüğü gibi devlete bir ayak bağı" ya da "kara delik" olarak görülebüir mi? - AKP iktidan aslında yeni bir ata- ğa hazırlanmıyor; iktidar olduğu günden bu yana yönlendirilmiş bir program dahilinde Türkiye'deki pek çok alanda uyguladıği "dönü- şüm"ün bir devanunı sergiliyor. Lvct, bu program çerçevesinde sos- yal güvenlık de yeni liberal bir ya- pılanmaya sürükleniyor. Bugün ka- en kötü olduğu ülkcdir' dedi. muoyunun inandınlmaya çalışıldı- ğı konu, sosyal güvenlik ve sağlık sektörünün devlete bir ayak bağı olduğu ya da kara delık olduğudur. Bu bızim asla katılmadığımız bir saptamadır. Sağlık, vatandaş için var olıııası gereken devletın temel sorunıluluğudur. Benzer şekılde bugün Türkiye'de sosyal güvenli- ğe devlet bütçesinden ayrılan kay- nak OECD ülkelen ıçınde neredey- se en düşük olanıdır. Bir sosyal gü- venlik kuruluşu olan SSK'nın kay- naklan yıllardır kötü yönetimle çar- çur edilmiştir. - SSK sağlıktesislerinin önce Sağ- lık BakanlığTna devredilmesi, daha sonra da ö'zelleştirilnıesini öngören tasarılara yönelik tepkiler henüz durulmadan, si/cc bu yeni taslakla- n öne sürmenin amacı nedir? -Hükümetin sağlık alanında u dö- nüşüm programr adı altında yürüt- tüğü programın bir bacağı da SSK sağlık »esislennin Sağlık Bakanlı- ğı'na devridır. Ama bu tek elden yö- Polonyalı yapışık ikizler 15 saatte ayrıldı Omurga, kann ve kalçalanndan yapışık Polonyalı ikizlerin, Suudi Arabistan'daki bir hastanede 15 saat süren başarılı bir ameliyatla birbirlerinden aynklığı bildirildi. £1 İktisadiye gazetesindeki haberde, 1.5 yaşındaki ikizlerin, ccrrah Abdullah Errabia başkanlığındaki 50 kişjlik bir ekibin başkcnt Kiyad'daki askeri hastanedeki başarılı aıneliyatının ardından yoğun bakıma aundığı belirtildi. Haberde, Aralık 2004'te Suudi Arabistan'a gelen Olga ve Daria Kolacz adlı ikizlerin ameliyat masraflarının Suudi Arabistan veliaht Prensi Abdullah Bin Abdülaziz tarafından karşılandığı kaydedildi. Polonyalı ikizlerin anıeliyatı, Suudi Arabistan'da bu türden yapılan dokuzuncu ameliyat oldu. (Fotoğraf:AP) KOMİSYONDAN GEÇTİ Askerde hastalanana tedavi kolaylığı ANKARA (AA) - Hayati önem taşıyan hastalıklan nedeniyle tedavi leri sürmekte iken terhis edilen yedeksubay, erbaş ve er- lerlc askeri okullarla ilişiği kesilen öğren- cilere yeni olanakJargctiren tasan, Milli Sa- vunma Komisyonu'nda kabul edildi. Tasarıya göre askeri ik yapnıakta iken ha- yati önemi haiz bir hastalığının bulunduğu tespit edilen ve tedavileri sürmekte iken ter- his edilen yedeksubay, erbaş ve erlerin, en fazla 6 ay süreyle tedavilerine devam edile- cek. Uzun süreli tedavi gerektıren hastalık- lar nedeniyle okullarla ilişiği kesilen aske- ri öğrencilerin tedavileri de ilişiklerinin ke- silmesine neden olan sağlık sorunu gideri- linceye kadar askeri sağlık kurum ve kuru- luşlarının yanında diğer resmi sağlık ku- rumlannda da sürdürülecek. Milli Savunma Komisyonu'nda kabul edi- len ve Terörle Mücadele Kanunu'nda deği- şiklik öngören tasan uyannca da terörle mü- cadelede şehit olanların dul ve yetimleri ile maluller, ümekli Sandığı'nca kendilenne verilen tanıtım kartlan ile devlet, üniversi- te ve SSK hastaneleri ile askeri hastaneler- de muayene ve tedavi edilecekler. ABD'Lİ BİLİM ADAMLAR1: Popüler diyetler işeyaramıyor NEW YORK (AA) - ABD'de en yaygın uygulanan 10 zayıilama programı konu- sunda yapılan bilimsel araştır- ma, biri haricinde bu program- lann hiçbirinin kilo verdirme- de ve verilen kiloda kalınma- sında başarılı olmadığmı or- tayakoydu. y "Annals of Internal Medi- \ \\ cine" isiınli dergide yayımla- \ nanaraştırmasonuçlannagö- V« re, şişman müşterilerinin vr altı ayda yüzdc 5 oranında kilo vermesini sağlayan ve bu kilo kaybı- nın yansını iki yıl boyunca korumalannı te- min eden "Weight VVatchers" isimli prog- ram dışında diğer diyet programlannın işe yaramadığının tespit cdildiği kaydedildi. Ancak, söz konusu araştırmayı yapan bilim adamlan, programların işe yaradığı konu- sunda bilimsel delil eksikliğinin bu diyetlere bir saldırı olarak algılanmaması gerektiği- ne dikkat çekerek sağlık ve spor kulüpleri- ne devam edenlerle alakalı da bilimsel bir verinin bulunmadığına dikkat çektiler. netinı adına yapılmış faaliyet değil- dir. Sağlık Bakant'nın da ifade ct- tiği gibi; "rehabiliteedilecek" SSK sağlık tesislerinin yerel idareler ve hatta özel sektöre devri için biraşa- madır. Ancak, bu proje de tek ba- şına bağımsız bir proje değildir. Ozel sektöre devredılmiş, her bın birer ışletme olnıuş sağlık tesisle- rinin yaşayabilmesı, yıne sosyal gü- venlik sistemlerinde yapılacak bir değişıkJikle mümkündür. Dolayı- sıyla, bu taslaklar bırbırinden bağım- sız değildir, her biri bir bütünlüklü projenınparçasıdır. Temel amaç da, IMF'nin de beklentılerı doğrultu- sunda 2005 yılında bu projeyı tü- müyle yaşama geçırmektır. - Sağlık sektörünü özelleştirnıek tek çıkar yol mudur? - Sağlık sektörünü özelleştirnıek, asla tek çıkar yol değildir. Aslında çıkmaz yoldur. Dünyada sağlık hiz- metinin özel sektör tarafından en yo- ğun olarak verildiği ülkelerden bir tanesı ABD'dır ve bugün ABD sağ- lıkta eşitsizliklerin yaşandığı, sağ- lığa ayrılan kaynaklan tüm diğer ülkelerden çok olmakla bırlıkte sağ- lıkla ilgili sonuçların en kötü oldu- ğu bir ülkedir. Dünyada sağlık ala- nında da özelleştirme eğilımi tabii ki yine IMF, Dünya Bankası gibı bır- takım kuruluşların önerileri ve kat- kılanyla artmaktadır, böyle bırdal- ga vardır. Ancak bu dalganın çeşit- li ülkelerdeki yansımalan farklıdır. Örneğin, bazı Doğu Avrupa ül- kelerınde bu dalga ncredcysc tsu- nami etkisı yapmış ve sağlığı bir sosyal sorumluluk, devlet sorum- luğu alanı olmaktan tamanıen çı- karmış, ancak bazı değerlere önem veren, bazı Avrupa ülkelerindc söz konusu dalga, aynı etkiyi bırak- mamıştır. Türkiye'de yılda 19 bin yeni hasta saptanıyor, dünyanm üçte biri mikropla enfekte Verem can abnayı sürdürüyor tstanbul Haber Servisi- İstanbul Verem Sa- vaş Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. ZekiKı- lıçaslan. dünya nüfusunun yaklaşık 3 'te 1' inin verem mikrobu ile enfekte olduğunu belirterek "Dünyada her yıl 8 nıilyon yeni hasta ortaya çıkmakta ve 2-2.5 mil- yon kişi veremden ölmektedir" dedi. istanbuFda 26 dispanserde yılbaşı öncesı yaşanan verem aşısı sıkıntısı- nın da yeni yılla birlikte giderildiği belirtildi. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası kap- samında Taksim'deki İstanbul Verem Savaş Derneği'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Kılıçaslan, veremin dünya- da erişkin nüfusta bulaşıcı hastalıklardan ölü- mün ikinci nedeni olduğunu söyledi. Türkiye cle • Dünyada erişkin nüfusta bulaşıcı hastahklardan ölümün ikinci nedeni olduğu belirtilen verem, tedavinin aksatılmaması durumunda önüne geçilebilecek bir sağlık problemi. Verem Savaş Daire Başkanlığı'nın verilerine göre, yılda 19 bin civannda yeni verem has- tası saptandığını belirtcn Prof Dr. Kılıçaslan, bunların da 4 bınının Istanbul'da olduğunu söyledi. Gerçekte var olan verem hastalannın yüzde 30'unun ise dıspanser kayıtlarında gö- rülmediğini belirten Prof. Kılıçaslan, verem te- davısinin 6-8 ay süren kombine ilaç teda- visine dayandığını anlattı. Kılıçaslan,"Yetersiz ve düzensiz ilaç kul- lanımı hastalığın kronikleşmesine ve di- rençli verem hastalığına neden oluyor. Bu nedenle gözetimli ilaç tedavisûıin yaygınlaş- tınlmalı" dedi. Verem Savaş Derneği tarafından, 1450 ilköğ- rctim okuluna posta yoluyla "Verem Eğitim ve Propaganda CD'si" gönderildı. Mezoterapi, bel fıtığından romatizmaya kadar pek çok hastalıkta etkili oluyor Ağnya karşı 'ilaçlı akupunktur' İstanbul Haber Servisi - "İlaçlı akupunktur" olarak nitelendirilen mezoterapi, ağrıların giderilmesinde de etkili oluyor. Çeşıtli ilaçların karışımı ile elde edilen ilacın ağrı noktalarına enjekte edilmesi şeklinde uygulanan mezoterapi, bel ve boyun fıtığında, cerrahi işlem gerektirmeyen spor yaralanmalarında 3 ila 10 seansta ağrıları gidcriyor. Alman Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Elif Cürkan, antiromatizmal, kas gevşetici, dolaşım düzenleyici, B vitaminleri, magnezyum, bitkisel kökenli birtakım ilaçların da aralarında bulunduğu uzun bir listeden, ilaçların kanştırılarak, hastanın teşhisine göre uygun bölgeye yapıldığını söyledi. Uygulamanın çok küçük iğnelerle yapıldığını açıklayan Gürkan, bu iğnelerin Türkiye'de bulunmadığını yurtdışından getirtildiğini söyledi. Gürkan, mezoterapinin, boyun fıtığı, sırt ağrıları, duruş- oturuş bozukluğu, romatizmal şikâyetler, bel ağrıları, bel fıtıklarından kaynaklanan kalça ve bacağa yayılan ağrılarda uygulandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Mezoterapi selülit tedavisinde • Çeşitli ilaçların karışımı ile elde edilen ilacın ağrı noktalarına enjekte edilmesi şeklinde uygulanan mezoterapi, bel ve boyun fıtığında, cerrahi işlem gerektirmeyen spor yaralanmalarında 3 ila 10 seansta ağrılan gideriyor. kullanımı ile tanındı Türkiye'de. Ağrıda ilk kullanımı ise spor yaralanmalarında başladı. Spor nedeniyle oluşan şişlik ve ağrılarda, tenisçi dirseği, eklemlcrdcki hasarlar omuz, diz ağnları, dizdeki cerrahi sınırda olnıayan kıkırdak veya bağ bozukluklan, haftada bir yapılan enjeksiyonlarla bu eklemin tedavi edilmesi mümkün." Kelime anlamı "orta deri" olan yöntemi, ilaçlı akupunktura benzeten Dr. Gürkan, "Ağrı noktalannı bulup özel bir teknikle, bazen 25-30 enjeksiyon uygulandığı, 3-10 seansla hastaların ağrılanıula kesin bir iyileşme oluyor. 2-3'üncü seanslan sonra elkisi net olarak görülmeye başlanıyor" dedi. Ağızdan alınan tabletlerin onda biri oranında bir doza sahip ilaçlarla hastaların ağrı şikâyetlerinin giderildığini açıklayan Elif Gürkan, "İlaçların kesin yan etkisi yok. Tansiyon, şeker, kalp hastalanna, yaşlılara rahatlıkla uygulanabiliyor. Milyonda bir görülebilecek bir alerji riski var" diye konuşru. Uygulamanın 8 aydır Türkiye'de yapıldığını açıklayan Gürkan, bu güne kadar 150 hastasına bu yöntemi uyguladığını açıkladı. Alman Hastanesi Fizik Tedavi vc Rehabilitasyon l /nıanı Dr. Elif Gür- kan, mezoterapinin, boyun fıtığı, sırt ağrılan, duruş-oturuş bozukluğu, romati/mal şikâyetler, bel ağnları, bel fıtıklanndan kaynaklanan kalça ve bacağa yayılan ağrılarda uygulandığını söyledi. Şifalı bitkilerriskaltında ADANA(AA)-Türkiye'ninşi- falı bıtki çeşitliliği yönünden bü- yük potansıyele sahip bulunduğu, içecek, yiyecek, baharat, kozme- tik ve ilaç sanayiinde hammadde olarak kullanılan bu değerlerın bilinçsizce toplanması nedeniy- le neslınin tehlike altma girdiği bil- dinldi. Çukurova Ünıversitesi Fen Ede- biyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanık Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, Türki- ye'de şifalı kapsamında değerlen- dirilen 700-800 çeşit bitkı bulun- duğunu belirtti. Bu bitkilerin ço- ğunluğunun köylüler tarafından bilinçsizce toplanması nedeniy- le neslinin tehlikeye gırdığinı ıfa- de eden Prof. Dr. Düzenli, bunun ülke açısından büyük kayıplara yol açtığını kaydetti. AVRUPA'DAN GURAY OZ Bir Başka Tsunami Ikı bin beş, iki bin dörtten enkaz devraldı. Savaş ve "doğal" afetler son yıllara damgaları- nı vurmuşlardı ve bundan böyle de hız kesecek de- ğildirler. Her geçen gün, ay, yıl, insanoğlunu bili- min tekniğe indirgendiği içi boş bir umutla selam- lıyor. Yalnızca dünyamızı değil, uzayı ve onun he- nüz keşfedilmemiş karanlıklarını da kirletiyoruz. Dünyamız ise artık bu duruma daha fazla katlana- mayacağını bize sert bir şekilde hatırlatıyor. Tsunamınin çekip götürdüğü yüzbinler, böyle bir işaretin kurbanlarıdır. Ama başka işaretler, başka Tsunamiler de var. * • • Inancın insanın kendi iç dünyasının bir konusu olmaktan çıkması, öteki Tsunaminin bir işaretidir. Okyanusun derinliklerinden yükselen ve kıyıları, kentleri yerle bir eden yüksek dalgalar, yoksulları ve çocukları alıp götürürken aydınlar yükselen öte- kı dalganın üstünde sörf yapmaya hevesleniyor- lar. Tekniğe ındirgenmiş "bilim", yükselen hurafe ve siyasetı esir alan din, aydınların yeni hevesıdir. Aydın, durumdan hoşnut olmayan ve değiştir- meye çalışanı ifade eden bir kavramdı eskiden. Şim- di ise yükselen dalgaya tutunma hevesindedir ve kendisini aydın yapan bu özelliğinden hızla soyu- nuyor. "Muhafazakârvemodern" olduğunu ilanedı- yor. Bizi hiç, ama hiç ilgilendirmeyen iç dünyasını bundan böyle yazısına, çizisinekarıştıracağını, sı- yasetini böyle belirleyeceğini, bilimi bu gözle an- layacağını açıklıyor. "Ben kendime hiçbirzaman Marksistya da baş- ka birşey demedim" diyen, yazdığı bütün o eski kitaplardaysa Marksist olduğunu bağıra bağıra ilan etmış bir başka aydın türü ise birdenbire "gök- tann"y\ keşfediyor. "Ekonomide durumlar nasıl" diye soran izleyicisine, aklındaki başka şeyleri an- latmayı sürdürerek şimdi sıranın başka şeylerde ol- duğunu söyleyerek cevap vermeyi tercih ediyor. • • • Buaradayalnız Türkiye'de değil, neredeyse bü- tün kıtalarda, hızla tırmanan yoksulluğun anaforun- da kıvranan insanlarsırlı, esrarlı dizileri, kendi ma- hallelerindeki kavgalara benzer kavgaları çoğaltan, umutları besleyen ganplikleri, üç buçuk "artist"in fırtınalı hayatlarını izlemenin, onlarla üzülüp onlar- la sevinmenin tiryakisi oldular. Çözülmez dünya meselelerini onlar çözecek de- ğillerkı! Gittikçe yaygınlaşan ve koyulaşan yoksulluk yal- nızca meydanları değil, beyınleri de sessizleştirdi. Bu arada Türkiye, Avrupa Birliği'nin her dediği- ne "evet" demeye hazırlanıyormuş, birltğın sınır- larını koruma görevını yapmaya soyunması iste- niyormuş, Semra Hanım'ın ve hayranlarının umu- runda olabilir mi? Böyle işler genellikle yığınların kuşa baktığı za- manlarda gerçekleştirilir. • •• Ama buradaönemli olan sırların, esrarın pençe- sine düşürülmüş yığınların sorumluluğundan söz etmek değil. Sorumluluk her zaman aydınlardadır ve aydınlar da her zaman bu sorumluluktan sıyrı- lıp kaçmanın biryolunu bulmuşlardır. Hep yükselen dalgayı kollar aydınlar. Tsunamiler yığınları ölüme ve daha da artacak yoksulluğa sürüklerken kendine "muhafazakâr" demekte sakınca görmeyen "aydın", bu iki keli- menin bir araya gelemeyeceğinin, bunun eşyanın tabıatına aykırı düştüğünün farkında değilmiş gi- bi davranır. Oysa "muhafazakâr aydın" olmaz. Ay- dın durumu beğenmeyen, hoşnut olmayan, değiş- tirmeyi amaçlayan ve bunun için çaba gösteren ki- şidir. Bilgi sahibi muhafazakârlarla aydını karıştır- mak da doğru olmaz. Bılımin kuşku ve sezgiye açık doğasını sırların, esrarın, dinin mutlaklığınateslim edene de aydın denemıyor. Esrar bilimin hedefı- dir. Bilim, onu açıkladıkça gelişeceğini, bunun ıçın de onun egemenliğine girmemesi gerektiğını bılir. Yoksul yığınlar, ınançlarını hayatın sertliği ile sı- narlar. Sığınırlar ve zaman zaman da isyan eder- ler. Aydınlar ise durumu nesnel olarak görebilme- nin ayrıcalığını kötüye kullanmama yükümlülüğün- dedirler. Yükselen dalgaya tutunan, Tsunamiden medet uman aydın, gün gelir kendini birdenbire boş- lukta bulur. Kendine yeni bir dalga ararken yeni bir anlam verebılmek için uğraştığı hayatın geçıp git- tiğıni ve anlamsızca yaşanıp tüketildiğini fark eder. O zaman yakaracak ne göktanrı kalır, ne sır, ne esrar... Yalnızca simsiyah ve sonsuz bir karanlık... e-posta: guray.ozc cumhuriyet.com.tr İSTANBUL TABÎP ODASI: 'SSK'lere el koyma talimatı verildi' İstanbul Haber Servi- si- İstanbul Tabip Oda- sı (İTO), SSK hastane- lerinin devrini öngören yasa tasarısının TBMM (Jenel Kurulu'nda bek- ledıği birdönemde, Sağ- lık Bakanlığf nın vali- liklere devir için çalışma- lara başlama talimatı ver- mesini, "el koyma gjri- şimi" şeklinde nıtelen- dirdi. İTO tarafından yapılan yazılı açıklamada, AKl^ hükümeti tarafından ha- zırlanan "Kamu Kurum veKuruluşlannaAit Sağ- lık Birimlerinin Sağlık Bakanhğı'na Devredil- mesine Dair Kanun Ta- sansı"nın TBMM Ge- nel Kurulu'ndangeçme- den Sağlık Bakanlığf nın devir talımatının anla- şılmaz olduğu belirtile- rek "el koyma" çalışma- larının durdurulması is- tendi. Sağlık Bakanlı- ğı'nın 31 Aralık 2004 tanhinde valilıklere gön- derdiğı bir yazıyla SSK sağlık kurumlannın dev- rı için çalışmaların baş- latılması talimatı verdi- ği anımsatılan açıklama- da, "FBMM ve Cumhur- başkanı iradesinın hıçe sayıldığı ifade edıldı. Açıklamada, "Tasan henüzyaşalaşmadan bu kurumların devri için 'ıvedılıkle' çalışnıalann başlatılmasını istemesi, hiçbir hukukanlayışıyla açıklanamayacak bir el koymagjrişimidir" denil- di. Sağlık Bakanlığı'nın sağlık oeaklanndakı ve- rem aşısı sorununu çöz- mek için göstermediği ivediliği SSKhastanele- rinın devri konusunda gösterdiği belirtilen açıklamada, girişimin yıllardır ödedikleri prim- lerle SSK kurumların. yaratan vc ayakta tutan işçiler ve emeklilerin, SSK çalışanlarının ve sivil toplum örgütleri- nin hiçe sayılması an- lamına geldığinı savu- nuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle