25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2005 PAZAR CHP KURULTAYI Baykal'ı antidemokratik olmakla suçlayan Sangül, hakkında yargı karan olmadığına dikkat çekti 'Ahım ak,yüzümaçık'EMİNE KAPLAN EBRU ERDOĞAN ANKARA - CHP genel başkan ada- yı Mustafa Sangül, CHP lideri Deniz Baykal'ın kendisi ile ilgili rüşvet ve yolsuzlıık iddialarına Hacı Bektaş Veli'nin "Incinsen de incitme" sözü- nü anımsatarak yanıt vermekten ka- çındı. Hakkında hiçbir yargı karan olmadığını, "alnınınak,yüzününaçık olduğunu" söylemekle yetinen Sarı- gül, Baykal'ı "antidemokratik olmak- la" suçladı. Sangül, "CHP'yitekadam boyunduruğundan kurtaracağız. CHP arkadaş değil, halkın partisi olacaktır. CHP'yi dünyanın en demokratik par- tisi haline getireceğiz" dedı. CHP genel başkan ^dayı Mustafa Sangül, konuşmasında Baykal'ın rüş- vet ve yolsuzluklarla ilgili ağır itham- larına yanıt vermekten kaçındı. Bay- kal ile 18 yıllık arkadaşlığının oldu- ğunu, beraber çalıştıkları dönemde "değirmene su taşıyan Mustafa Sarı- gül'ün bir numara olduğunu" belir- ten Sangül, "SayınGenelBaşkan,4.5 saatlik konuşması boyunca, benim iki tane evladım olduğunu, onların da onur ve şereflerinin olduğunu düşün- nıedi. Hakkunda bir tane bile yargı ka- ran yok, ama canı sağ olsıııı. Onun to- runlan benim yeğenlcrimdir ve başı- mın tacıdır" dedi. Proje üretllmedl' CHP Genel Merkezi'nin bugüne kadar sağlık, eğitim ya da tarımda bir tekproje bile üretmediğini, Güneydo- ğu'ya hiç gitmediğini anlatan San- gül, halkın ancak delege hesabı oldu- ğu zaman anımsandığını belirtti. Sa- ngül, "Baykal'a tavsiyem şudur; ken- dini bugüne kadar delegeye anlata- madıysa bundan sonra anlatmak çok Baykal'ın kendisine yönelik yolsuzluk iddialarına delegelerle birlikte oturduğu tribünde tepki gösteren Sangül, daha sonra kürsede yaptığı konuşmada iddiaları "Incinsen de incitme" diyerek yanıtsız bıraktı. zor" diye konuştu. Bu sırada Baykal yanlılarının "AKP seninle gurur du- yuyor" sloganı atması üzerine, ko- nuşmasını "AKP, Baykal ile, CHP'yi iktidara taşıyamayan bu yönetünle gu- rur duyuyor" diye sürdüren Sarıgül, Hacı Bektaş Veli'nin "İncinsendein- citme" sözünü anımsattı. CHP tabanı kayboldu' Baykal'a, "Önceçarşaflisteyleyö- ııerimi seçelim, daha sonra genel baş- kanlıkseçimiyapılsuı" önensini sunan Sangül, şu görüşleri dile getirdı: "Bun- dan sonra önseçim yapılacak. CHP'de milletvekilleri atamavetayinledeğil,ön- seçimleseçilecek. CHP Tüzüğü 'nü der- hal değiştireceğiz. Bu akşamdan itiba- ren iktidara hazırlık kurultayuu baş- latacağız. Gölge kabinesi oluşfuracağız. BeMediğimizbakanlarlallirkiye'yika- nş kanş dolaşacağız." Halkın tercihinin kimden yana ol- duğunun bellı olduğunu belirten Sa- ngül, delegeden halkın sesine kulak vermesini ıstedi. Kurultayın CHP'yi barajın altında bırakan Baykal ve ar- kadaşlanndan kurtulma kurultayı ol- duğunu anlatan Sangül, CHP tabanı- nıngiderekkaybolduğunu, lOyılgeç- mesine karşın Baykal'ın partiyi ikti- dara taşıyamadığını, yalnızca parti içi muhalefet yaptığını söyledi. CHP'nin 56 yıldır tek başına iktidar olamadı- ğına dikkat çeken Sangül, partinin sü- rekli kan kaybettiğini, Baykal ve eki- bi tarafından göz göre göre yok edil- diğini bildirdi. 'iş bağlantınızı açıklayın 1 CHP'nin bugün iktidara alternatıfgö- zükmediğıni, Anadolu ve varoşlarda yok olduğunu anlatan Sangül, CHP'nin muhalefette bile oy kaybettiğini söy- ledi.CHP'nin halktan kopanldığını, parti içı demokrasınin ışlemediğinı belirten Sangül, "CHP'de bir kuşat- ma var. Bu kuşatma, CHP'yi barajın altında tutanlann kuşatmasıdır" de- dı. Baykal'ın ISKÎ'den söz ettığını, ancak tSKl'nın mımannı milletveki- li yaptığını kaydeden Sangül, "Beni Antalya'ya belediye başkan adayıyap- mak istediniz. O zaman bu değirme- nin suyunun nereden gcldiğini neden sormadınız? Siyaset dürüstlük ister, her şeyin açık olması, yüreğinin tenıiz olmasını gerektirir. Beni kimlerin ya- nına gönderdiğinizi siz açıklayın. Bir holdingle ilgili iş bağlaııtılarınızı siz açıklayuı. Ben burada açıklamayayım" diye konuştu. Bir CHP genel sekreter yardımcısı- nın "Sangül'le ilgili bir dosya bulun. Onu silnıck istiyoruz" dedığinı ıleri süren Sangül, "Benim alnun açık. Yü- züm ak" dedi. Baykal'ın sık sık Ismet Paşa'nın sözlennden alıntı yaptığını anımsatan Sangül, "tşinizegeldiği za- man tsmet Paşa'nın sözlerini kullanı- yorsunuz,işinize gelmediği zaman par- tinin onursal başkanı Erdal Inönü ile ilgili neler sövlediğinizi bütün gazete- ler yaayor" diye konuştu. Baykal'ın küstürdüğü Brdal Inönü, Altan Öymen, Hikmet Çetin, Meh- met Moğultay gıbı ısımlerden sonu- na kadar yararlanacaklannı belirten Sa- ngül, partiye yapılan Hazıne yardımı- nın il ve ilçe örgütlenne eşıt ve adil olarak dağıtılacağını söyledi. CHP'nin 1 Mart tezkeresine karşı durduğunu, ancak Baykal'ın bunu bile halka an- latamadığını kaydeden Sangül, "Çün- kü siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ya- zııı Akdeniz'de kulaç atıyorsunuz, kı- şın da Or-An'da yürüyüş yapıyorsu- nuz" diye konuştu. 'Baykal. başbakan olmak istemlyor' CHP'nin "tek adam boyunduru- ğundan" kurtarılacağını, özgür ve de- mokratik bir parti haline getirileceği- ni belirten Sangül, partinin dokunul- mazlıkları sık sık gündeme getirdiği- ni, ancak bu konuda bir tane bile mi- ting yapmadığını vurguladı. Sangül, "Çünkü genel başkan miting yapmak- tan çekiıüyor. çünkü genel başkan baş- bakan olmak istemiyor, sorumluluk- tan kaçıyor; 'Küçük olsun benim ol- sun' diyor. Hayır, CHP arkadaş değil, halkın partisi olacak" dedi. Bundan sonra CHP'de demokratik kurultay yapılacağım yineleyen San- gül, delegelere çarşaf listeyi onaylama çağnsında bulundu. i. Kurultay salonunda Baykal ve Sangül taraftarlarının kavgasında pet şişeler, sandalyeler havada uçuştu. Olayların büyümesi üzerine Divan Başkanı Oktem, salona güvenlik görevlilerini davet etti. (Fotoğraflan AA) CHP 13'ÜNCÜ OLAĞANÜSTÜ KURULTAYTNDAN NOTLAR / MÎYASE İLKNUR Uzun yıDar unutulmayacakANKARA - CHP tarihinde yıllar geçse de unutulmayan, nesilden nesi- le anlatılan kurultaylar vardır. Ancak "rüşvet kurultayı" olarak isimlendiri- len bu kurultay, hafızalarda iz bırak- mış kurultayların hepsini gölgede bı- raktı. Ne "OrtanınSolu"politıkasının tartışıldığı kurultay, ne İnönü'nün Ece- vit'e yenildiği 72 kurultayı, ne SO- DEP-HP birleşme kurultayı ne de lnö- nü-Baykal yanşmalanna sahne olan 91 ve 93 kurultaylan, genel merkezin "rüşvet kurultayı" olarak adlandırdı- ğı bu kurultayın yanında sönük kalır. Tarihe "rüşvet kurultayı" olarak ge- çecek bu kurultay, aynı zamanda "kan- h kurultay" olarak anımsanacaktır. Gerçi kavgasız, tartışmasız CHP ku- rultayının pek tadı tuzu olmazdı ama bu kez kantann topuzu kaçtı. Daha ön- ceki kurultaylarda münferit olaylar ya- şanır, ama taraflar araya girenlerce ya- tıştırılır ve ı'iırultay kaldığı yerden sü- rerdi. Ancak bu kurultayda yaşanan- larmünferit kavga boyutunu aşıp mey- dan muharebesine döniiştü. Zaten kurultaydan bir gün önce ya- şanan hadiseler, dünkü kurultayın hay- li gergin hatta kanlı geçeceğinin de ha- bercisiydi. Kurultaya giriş kartlan ge- ce yarısına kadar delege ve milletve- killerine verilmcyincc, Sangül'ü des- tekleyen AhmetGüryibıKetenci, Mus- tafa Gazalcı ve eski milletvekili Sabri Ergül genel merkeze gelerek kartlann • CHP ve devamı olan partilerin daha önceki kurultaylannda münferit olaylar yaşanır, ama taraflar araya girenlerce yatıştınlır ve kurultay kaldığı yerden sürerdi. Ancak bu kurultayda yaşananlar münferit kavga boyutunu aşıp meydan muharebesine dönüştü. Baykal ve Sarıgül yandaşları arasında yumruklar, tekmeler, kafalar havada uçuştu. Kan revan içindeki insanlar, salonun dışına çıkarıldı. basımı ve dağıtımından sorumlu MYK üyesi Algan Hacaloğlu ile tartıştılar. Tartışma milletvekillennın yanındaki kalabalığın da müdahalesiyle küfür- leşme ve itişmeye dönüştü. Kartlar ge- ce saat 02.00'de dağıtılabildi. Kartlılar salona glremedl Genel merkezde "Kurultayuı sonu- cu ne olur" diye soran dostlara "Valla tahminlerimize göre kurultay karakol- da biter, divan başkanı seçilecek olan Şinası Öktem 45 günlüğüne genel baş- kan olur" diye esprilı yanıtlar verdik. Az kalsın doğru çıkıyordu. Kurultay ka- rakolda bitmedı ama karakol kurul- tayda bıttı Robokoplu polisler ve çe- vık kuvvet çağrı üzerine anında kür- sünün yanında bıtiverdi. Kurultayın yapılacağı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'na giriş ve çıkış- larda büyük sıkıntılar yaşandı. Salon- daki koltuk sayısmdan faza miktarda kart basılınca, elınde kartı olanlar sa- lona gıremedi. Kapılar kilitlendı, bu kez de ıçeridekilerın dışanya çıkması müm- kün olamadı. Salonun dinleyıcı bölü- mü tümüvle Bavkal taraftarlan tarafın- dan doldurulmuştu. Baykal alkışlar arasında salona gırdikten sonra kür- süye gelerek divan başkanlığı seçimı- ni yaptı. Genel merkezin adayı îstan- bul İl Başkanı Şınasi Öktem, Sarıgül kanadının adayı eskı Kastamonu II Başkanı Şahaplnce'nin iki katı oy ala- rak divan başkanlığına seçildı. Sangül ve arkadaşlan divan başkanlığı seçimin- den sonra tnbün kapısından kalabalık bir grupla kol kola salona girdı. Karsılıklı tezahüratlar Deniz Baykal kurultay acış konu- masını yapmak üzere kürsüye geldığin- de Sangül taraflarlarının "Başbakan Sa- rıgül" tezahüratlan, dinleyicı tnbünle- rının de bunlara karşılık "RüşvetçiSa- ngül" şeklinde karşılık vermelen ne- deniyle uzun süre konuşmasına başla- yamadı. Baykal konuşmasında salon- da asılı olan birpankarttaki İnönü'nün "Bu ülkede namuslular en az namus- suzlarkadar cesur ohnakzorundadır" sözlerıne atıfta bulunarak "Eski genel başkanunızuı bu sözleri bütün CHP'li- lere, özelükle de bana bir vasiyettir" devincesalondakiyametknntıı Yum- ruklar, tekmeler, kafalar havada uçuş- tu. Kan revan içindeki insanlar, salo- nun dışına çıkanldı. Bu kavga nedeniy- le Baykal, konuşmasına uzun bir ara vennek zorunda kaldı. Baykal, daha sonra Sarıgül hakkındaki rüşvet iddi- alannı bir kez daha yineledi. Işte da- nanın kuynığu da burada koptu. Etten duvar örüldü Delege trıbünlennın önü bir anda savaş alanına dondü, önce pet şişeler, ardından sandalyeler, yetmeyınce kür- sünün önündekı kordonun demir çu- bukları karsılıklı olarak havada uçuş- tu.Bu sırada delege tnbunünde oturan Sangül ile eşi Aylin Sarıgül'ü koru- mak içın Sangülcü delegeler etten du- var örerken Baykal'ı polisler koruma- ya aldı. Salondakı en korumasız olan- lar ise divan heyetı ile gazetecılerdi. Kurultayın en ılgınç sahnesi ise Sangül'ün Baykal'ın ardından diva- na gelerek adaylık başvurusu yapması sırasında yaşandı. Sangül yerine git- meyerek kürsünün başına geldı. Ök- tem 'in, "Henüzsözvermedim, şimdi- lik verinizegecin" şeklindeki ikazlan- na rağmen kendisine sataşma olduğu gerekçesiylekonuşacağını belirten Sa- ngül, kürsüden inmeyerek dakikalar- ca mikrofonun açılmasını bekledi. Polisler de şaşırdı Divan başkanı, güvenlik görevlile- rinden Sangül'ü kürsüden indirmele- rini istedi. Ancak güvenlik görevlile- ri de şaşkındı. Telsizlere sanlarak amir- lerine bu durum karşısında nasıl dav- ranmalan gerektiğini sordular. Arada bir Sangül' ün yanma gelerek kibar bir şekilde kürseden ınmesini rica ettiler. Sonunda divan başkanı, kurultaya ya- nm saat ara vermek zorunda kaldı. Sa- ngül de ancak o zaman yerine geçti. Adaylık ımzalannın toplanmasının ardından Sangül, kürsüdeki konuşma- sında Baykal'ın aksıne daha sakın bir ses tonuyla konulara değindi. Bay- kal'ın halkın içine çıkmaktan korktu- ğunu öne süren Sangül, Baykal'a "Sa- yın BaykaL Hacıbektaş törenlerine ne- den gemıedmiz" diye sordu. Bir kez daha kürsüye gelerek aday- lık konuşmasını yapan Baykal ise Sa- ngül'ün kendisine yönelik suçlamala- ra cevap veremediğıni söyledi. Hacı- bektaş'a neden gitmediğini soran Sa- ngül'e yanıt olarak da "Benim Alevi- lerle bir sorunum yok. Garaj toplan- tısıyaparak 'Alevilen partiden temiz- lemek lazım' diyenin sen olduğunu ne çabıık unuttun" dedi PAZAR ORHAN BURSALI liyatro, Sigara, Sanat Nesrin Kazankaya, "Dobrinja'daDüğün"oyu- nunun galasına davet ettiğinde "Ama fuayede her- kes sigara içer, siz de sigara dumanından boğu- labilirsiniz, önceden bilginiz olsun" diye uyardı. Sıgaradan arınmış bir yaşam ortamı henüz ha- yal olduğu için (Gazetede ortak kullandığımız me- kânda bile arkadaşlarımızda bir duyarlık yaratabil- mış değiliz henüz, ama umudumu da kaybetme- dim!) Tiyatro Pera'nın yeni oyununa gittik. lyi de yaptık, hem çok güzel bir metni olan, çok da güzel sahneye konmuş ve yönetilmiş, üstelik oyuncuların da çok başarılı olduğu mükemmel bir oyun seyrettik. Ayrıca küçük olmasına rağmen fuayede de, si- gara dumanından boğulmadık. Kazankaya, Tıto Yugoslavya'sında büyük bir mil- letler topluluğu halinde dostça bir arada yaşayan insanların ırklar temelinde parçalanarak birbirine düşman kesilmesinden, tarihin karanlıklarına gö- müldüğü sanılan kanlı savaşların ve derin acıların Balkanlar'da yeniden yaşanmasından çok etki- lenmiş. Diyor ki: "45 yıldan çok, dört dili, üç dini, iki al- fabesi ve tek bir ulusal kimlik çatısı altında, bir ara- da huzuriçinde yaşamış beş ulusun savaşla yitir- diği umut, tüm insanlığın umuduydu." Ve yazdığı "Dobrinja'da Düğün" oyunuyla, bi- ten bir umudu yeniden yeşertmeye kalkışıyor. Umut, varoluş enerjisini ıçinde taşımaz mı! Ama aynı zamanda, büyük felaketler, umutsuz- luklar ve yok oluşlar da, yeni umutlara doğurgan durmazlar mı? Işte Kazankaya bunu deniyor. ••• Kazankaya'nın oyunu, Saraybosna'nın mahal- lesı olan Dobrinja'da bir evde geçen bir günlük bir öykü.Dobrinjaağırbombardımanlarlaharapolmuş biryer. Kazankaya, Saraybosnalılann kurtuluş umu- du için de, bu mahallede birtünelin yapımının baş- ladığını hayal ediyor. Dobrinja'daki bahçeli bir evde, o akşam birdü- ğüne hazırlık var. Hazırlıklara katılanların hepsi bir- bıriyle dost, ilişkileri ıç içe geçmiş farklı ırklardan insanlar: Boşnak, Hırvat, Sırp, Yunan ve bu ırkla- rın ortak kanını taşıyorlar... llk perdede, bu insanların savaş içindeki ilişki- lerinı ve düğün hazırlıklarını izliyoruz. Ikinci perde- de ise düğün sürecinde, müthiş danslarını, şarkı- larını.. ve sonunda savaşın derin dostluk ve kar- maşık arkadaş ilişkilerinde açtığı derin yaraları ve bu ilişkilerdeki büyük çözülüşü... bir arada yaşa- manın yok oluşunu... ve artık her şeyin bittiği sa- nılan bir noktada, herkesin birbirini koruma içgü- düsüyle yeniden birlikte var olabilmenin yeşerti- len minikfilizlerıni. Ayşe Lebniz, Nesrin Kazankaya, Nihat Ileri, Levent Öktem, Cüneyt Uzunlar, Başak Meşe ve Zeynep Özden'in başarılı oyunculuklarıyla bü- tünleşen Dobrinja'da Düğün'ü, Tiyatro Pera'da mutlaka seyredin (SıraselvilerCaddesi 70, www.ti- yatropera.com). ••• Sigaraya dönersek.. gündem yoğunluğu nede- niyle planladıklarımı yazamadım henüz, ama bu- rada yazılardan etkilenerek sigarayı bırakan onlar- ca kişi olduğunu öğrenmek beni mutlu etti. Onla- ra, sigara içmeye karşı direncinizi sonuna kadar sürdürün ve çevrenizdeki sigara dumansız mekân halkasını giderek büyütün, demek istiyorum. Bu arada, gelen çok sayıda mesajlar arasında özellikle doktor öyküleri oldukça geniş bir yer tu- tuyor. Yer yer bunları da ve sigara konusunda ya- pılan son araştırmalarla ilgili bilgisayarımda bek- ieyen haberleri de gündeme getireceğim. Yazıyı, birarkadaşımınTaksimAKM'debirkon- ser arasında gittiği sahne arkasından izlenimleri- ni aktararak sonlandırayım: Biliyorsunuz AKM'de sigara içme yasağı var. Ama bu yasak anlaşılan sadece seyircilerin ara- larda çıktığı "görünür fuayelerde" geçerli. Peki "görünmez" yerlerde? örneğın oyun ara- larında, "sahne arkası"nöa durum nasıl? "Tam bir fecaat, içeri girdiğimde boğuluyorum sandım sigara dumanından.. Insan acabayangın mı var, bu ne kesifduman diye bile sorabilir.. sa- natçıların hepsi pofur pofur sigara içiyor, sahne arkasına giden seyircilerin de hepsi sigara içiyor. Sigara içen seyirciler orada sigara içildiğini bildik- leri için soluğu sahne arkasında alıyorlar.. bir sa- niye bile durulabilecek bir yer değil. Sanatçılar iç- mese eminim seyirci de sahne arkasında sigara içmeye cesaret edemez..." Sanatçılarımız, sizlere yazık değil mi?.. Sahne arkası, sigara yasağının daha kesin uy- gulanması gereken bir mekân değil mi? obursali@cumhuriyet.com.tr __bar "Türküleri yakanlar, yasaları yapanlardan daha güçlüdür" Günboyu Türkülerle Pazariesı, Salı, Çarşamba (Akşam 20.00-23.30) GRUP RAPSODİ Perşembe, Cuma, C.tesı, Pazar (Akşam) GRUP BERFİN Şark Salonu'nda (20.00-23.30) Pazartesi, Salı, Çarşamba İBRAHİM Perşembe, Cuma, Cumartesı, Pazar NİHAT Bayındır Sokak 14/D Kızılay Tel: 435 26 81 MANİSA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 2000/182 Davacı Mukaddes Mavitaş vekılı tarafından davalı Adil Görgülü mirasçılan Aysun Görgülü, Halıl Gör- gülü, Nezıha Görgülü aleyhine açılan tazminat dava- sında Kuyualan Mah Aynıalı Sk. No: 35/5 Mamsa adresınde oturan davalı Aysun Görgülü bu adresınden adresı meçhule gıttığınden kendisine duruşma günü teblığ edılemedığınden ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır Karar gereğınce HUMK 509. mad- desine göre duruşma gününde ıbraz etmek ıstediğiniz bılcümle vesıkalannızla birlikte duruşma günü olan 18/02/2005 saat: 09. 10'da mahkemede hazır bulun- manız, aksi halde gıyabınızda hüküm verileceğı da- vetıye yerine kaım olmak üzere ılan olunur 26/4/2004 Basın: 29843
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle