21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2005 ÇARŞAMBA HABERLER tstanbul'da 2003 yılında 34,2004 yılında ise 12 çocuk işkence gördüğü iddiasıyla İHD'ye başvurdu İşkenceciyaştanımıyorALPERTURGUT Tüm dünyada lanetlenen "insanhk suçu" işkencenin, yetişkinler dışında çocuk kurbanlan da var. lstanbul'da geçen yıl, yaşlan 14 ile 17 arasında de- ğişen 12 çocuk işkence gördükleri id- diasıyla suç duyurusunda bulundu. Mağdur çocuklar, "korkudan alüna kaçırma, yalnız kalanıama ve evden dışarı çıkamama" gibi psikolojik so- runlar yaşarken işkence yaptıklan id- diasıyla suçlanan güvenlik güçleri hak- kında soruşturma açılmadı. Cökhan Belgüzarın İHD heyeti karakola giremedi tstanbul Haber Servisi - Gözaltında tutulduğu Bakırköy Osmaniye Karakolu'nda ölü bulu- nan Gökhan Belgüzar olayına ilişkin 3 görev- li hakkında başlatılan idari soruşturma sürer- ken Belgüzar'ın öldüğü karakolu incelemek amacıyla Osmaniye Karakolu'na gelen tHD'lilerin inceleme yapmalanna izin veril- medi. Polis, İHD üyelerini karakolun yaklaşık yüz metre ilerisinde durdurdu. İHD Istanbul Şube Başkanı Eren Keskin, burada yaptığı açıklamada, yaşananlann AB sürecindeki Türkiye'nin önünde engel olduğunu söyledi. Zanlınm, gözaltına alındığmda devletin göze- timine girmiş olduğunu söyleyen Keskin, "Karakola alınmıyorsak demek ki saklanan bir şeyler var" dedi. Olayla ilgili polisin "inti- har" açıklaması, Belgüzar ailesinin ise "cina- yet" iddiası Adli Tıp Kurumu'nun hazırlaya- cağı raporun ardından açıklık kazanacak. Emnîyetten açıklama Istanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından gö- zaltında ölüm olayıyla ilgili olarak yapılan açıklamada ise nezarethanede bulunan Bel- güzar'ın intihar girişiminde bulunduğu savu- nuldu. Açıklamada, ilk müdahalesi karakolda yapılan Belgüzar'ın Incirli Hastanesi'nde ya- şamını yitirdiği belirtildi. Cumhuriyet savcısı ve doktor tarafından, Belgüzar'ın avukatı ya- nında yapılan muayene sonucu düzenlenen tutanakla, "Belgüzar'ın bedeninde herhangi bir darp ve cebir izi hulunnıadığının tespit edildiği r> belirtilen açıklamada, "Bakırköy Cumhuriyet Savcısı tarafuıdan, kesin ölüm se- bebinin tayini için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmiştir" ifadelerine yer verildi. • ÎHD Istanbul Şubesi'nin Hak İhlalleri Raporu'na göre son iki yılda 622 kişi işkence gördü. Son iki yılda işkence gördüğünü ileri süren yurttaşlarm 46'sı ise yaşları 14 ile 17 arasmda değişen çocuklar. ÎHD Istanbul Şubesi'nin Hak İhlal- leri Raporu'na göre, son iki yılda 622 kişi işkence gördü. tstanbul'da işken- ce gördüğü iddiasıyla 2004 yılında 12, 2003'te ise 34 çocuk İHD'ye başvuru- da bulundu. İHD'ye aileleriyle birlik- te gelen mağdur çocuklardan 17yaşın- daki lise öğrencisi G.K., Gazi Mahal- lesi'nde bakkal dönüşü bir gösterinın dağıtıldığına tanık oldu. Poşetinin için- den, bakkaldan aldığı malzemeler çık- masına karşın polis tarafından dövü- len G.K., o günden bu yana psikolo- jik sorunlaryaşıyor. "Şüphelişahıs" ol- duğu gerekçesiyle gözaltına alınan 17 yaşındaki H.D. ise "Askrya aldılar,ha- yalannu sıktılar. Tıraş bıçağıyla kaşla- rımıkazıdüar" diye konuştu. H.D., 15 günlük iş göremez raporu aldı. Bağcılar'da babalanna ait minibüs- te, ağabeyiyle birlikte çay ve kahval- tılık satan 14 yaşındaki S.B., başına gelenleri şöyle anlatıyor: "Polis ve zabıta memurianmn, ağa- beyime dayak attıklannı görünce nıü- dahaleettinı. Cop, silah ve kalaslarlaiki- mi/i birdeıı dövdüler. Kolum kınldı. Yaşım küçük olmasına karşın 24 saat gözaltında tutuidum." 15 yaşındaki H.T.T. ve annesi Saki- neT., Fıçıcı Abdi Mahallesi'nde çıkan silahlı çatışmada yaralanan iki kişiye yardım ettiler. Yaralıları taksiye bindi- rerek hastaneye götüren annenin ifa- desine başvurulurken kızı H.T.T., gö- zaltına alındı. Avukatıyla üç gün gö- rüştürülmeyen ve Beyoğlu Çocuk Bü- rosu'nda elini kesen küçük kız, savcı- hk tarafından serbest bırakıldı. Öğrenci Y.K. (14), polis tarafından Beyoğlu'nda gözaltına alındı. "EUe- rimikelepçeledilerve kafama silahkab- zasıyla vurdular" diyen Y.K., savcı- lık tarafından serbest bırakıldı. GençlikFederasyonu'ndan suç duyurusu Gençlik Federasyonu üyeleri, Ankara'da düzenledikleri AB karşıtı gösteri sırasında gözaltına ahnarak işkence gördükleri iddiasıyla Sultanahmefteki İstanbul Adliyesi'ne gelereksuç duyurusunda bulundular. "Ne ABD ne AB, Bağunsız Türkiye" sloganlarıatangrupadınabir açıklama yapan Onur Urbay, "Ne Amerika ne Avrupa, Bağunsız Türkiye-lşbirlikçiliğe Son" adli kampanya çcrçevesinde 17 Ocak'ta Ankara Kızılay Meydanı'nda basuı açıklaması dü/enlediklerini anımsattı. Bu gösteri sırasında polisin sert müdahalesi ile karşılaşUklannı söyleyen Urbay, "Amacımız AB gerçeğini, katliamcıhğını kamuoyuna anlatmaktı. Basın açıklaması sırasında köşe başlannı tutan binlerce polisin saldınsına uğradık. 198 kişi gözaltma alındık. tki arkadaşınıız terör gerekçesiyle tutuklandT dedi. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde iki gün süren gözaltüar sırasında fıziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldıklarmı ileri süren federasyon üyeleri, Cumhuriyet Başsavcıhğı'na dilekçe vererek İçişleri Bakanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile taraflı yayın yaptıklan gerekçesiyle bazı medya kuruluşları hakkında suç duyurusunda bulundular. (Fotoğraf: HİLAL KÖSE) DELİL YETERSİZLİĞİ' Cam kıran öğrenciler beraatetti MANİSA (Cumhuriyet)- Manisa'nın Ahmetli ilçesinde Gazi llköğretim Okulu'nun camlannı kırdıkları savıyla yargılanan 5 öğrenci beraat etti. Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada duruşmaya, daha önce ifadeleri alınmayan iki öğrenci katıldı. Mahkeme başkanı, ifadelerin tamamlanmasının ardından 5 öğrencinin "delil yetersizliği" ve "suç unsuru oluşmaması" nedeniyle beraat ettiğini söyledi. 24 Ekim 2004 tarihinde, Gazi tlköğretim Okulu'nun bahçesinde top oynarken camların kmlması üzerine Okul Müdürü Hamide Selvitepeli, M.B. (12), R.A.(15), F.A.(13), A.A. (15)veY.M. (13)adlı öğrenciler hakkında ilçe emniyet müdürlüğüne başvurmuştu. Selvitepeli'nin şikâyeti üzerine, biri lise diğerleri ilköğretim okulu öğrencisi hakkında "kamu nıalına zarar vermek" suçundan dava açılmıştı. • • ** Izmir Barosu'nda, AB destekli 'Işkenceyi Onleme Projesi'nin durdurulmasına ilişkin tartışma sürüyor Muhalif avukatlar kurultay istiyor tzmir Barosıı yönetiminin ııygulamalarına karşı çıkan avukatlar yaptıklan açık- lamanın ardından seçimsiz genel kurul istemiyle imza toplamaya başladılar. (A A) YURTDIŞINA 'ZORUNLU OLARAK GÎTTÎ' İZMİR(CumhuriyetEgeBüro- su) - Izmir Barosu Yönetim Kuru- lu'nun, baro bünyesindeki Işken- ceyi Önleme Grubu'nun (İÖG) kurul karanyla kapattıldığını du- yurması ve "İşkencenin Önlen- mesinde Hukukçunun Rolü" ko- nulu projeyi AB fonundan bağım- sız yürüteceğini açıklamasınm ar- dından, muhalif avukatlar seçim- siz genel kurul istemiyle imza kampanyası başlartılar. Avukatlar dün Izmir Adliyesi gi- rişinde yaptıklan basın açıklama- sında, "Onlarca yılda elde edilen birikimleri yok etmeye kararh gö- rünen yeni baro yönetimiyle, sis- tenıli birmücadelezorunhıhığu doğ- muştur" dediler. Olağanüstü genel kurul için yaklaşık bin imza topla- malan gereken avukatlar, imza met- nini onaya sunmaya başladılar. 'Slyaset yapılıyor' Yapılan açıklamada, kendilerini siyaset yapmakla suçlayan baro- nun yeni yöneticilerinin, seçildik- leri günden bu yana kendi politik önermeleri çizgisinde hareket ettik- leri savunularak şu görüşlere yer verildi: "Izmir Barosu,onlarcayıl- hk deneyimi ve birikimiyle insan lıaklan, demokrasi ve hukukun üs- tünlüğü mücadelesinde etkin bir rol oynanuş, bu alanda yalnız tzmir'de değil, Türkiye ve hatta dünyada is- tikrarlı bir çizginin sembolü olnıuş- tur. Bu çizgi Izmir Barosu yönetim kurullanmn dönemsel niyet ve po- litikalanyla açıklanamayacak ka- dar güçlüdür. İ/mir Barosu'nun kurunısal kimüğiyle bütünleşmiştir. Bu bütünleşme nedeniyledir ki, yö- netimlerin değismesi bu perspekti- fin bir çırpıda inkânna ve yok edil- mesine olanak vermez." Sözümüzü tutacağız 1 Gelişmelerin, Izmir Barosu'nun, uzun yıllara dayanan birimlerini yok etmeye yönelik olduğu belir- tilen imza metninin son bölümün- de, "Mağdurlarasözvermiştik, sö- zümüzü tutacağız. Meslektaşlan- nıızı, tzmir Barosu Yönetim Kunı- lu'nun ilgili kararının iptali ve tÖG'nin faaliyetlerine devam et- mesi için seçimsizolağanüstü genel kurul toplanması adına imza ver- meye çağınyoruz" denildi. ÖĞRENClLERÎN EĞlTtM HAKKI ENGELLENlYOR' Demirel'e Egebank tahliyesi Akşit'ten türban savunması tstanbul Haber Servisi- Hakkında yurtdışı- na çıkma yasağı bulunmasına karşın yılbaşı gecesi içinde bulunduğutekneyle Bulgaristan'a geçen batık Egebank'ın eski sahibi YahyaMu- rat Demirel için "zorunlu olarakgittiği" iddi- asıyla tahliye karan verildi. Ancak hakkında başka bir davadan tutuklama kararı bulunan Demirel, cezaevinden çıkamadı. îstanbul 2. AğırCeza Mahkemesi dün, "Ege- bank Davası"ndan yargılanırken yurtdışına çıkma yasağı bulunmasına karşın yılbaşı ge- cesi tekneyle Bulgaristan'a geçen ve Türki- ye'ye iade edilerek tutuklanan için tahliye ka- ran verdi. Mahkemenin, tahliye karanru, "De- mirel'in içindebulunduğu teknenin Bulgaris- tan'azorunluolarakgittiği''ne hükmederek ver- diği öğrenildi. Demirel'in avukatlan itiraz di- lekçelerinde, Demirel'in Bulgaristan'a girişi- ne ilişkin, bu ülkenin bölge savcılığının yü- rüttüğü soruşturmada, "teknenin hava koşul- laıı ve jeneratörünün bulunnıaması nedeniy- le Burgaz Liıııaııı'na girdiği, bunun sınır sek- tör memurlannca doğrulandığı, aynca saııık- lann tekneden aynlmaya yönelik davranışla- nnın olmadığT gerekçesiyle 6 Ocak 2005 ta- rihinde "takipsizlik karan" verildiğini belirt- tiler. Dilekçede Demirel'in 2003 yılındanbe- ri psikolojik tedavi gördüğü de vurgulandı. Tür- kiye'ye iade edilen Demirel, mahkemede "Yıl- başı gecesini bahkçı teknesinde kutlamakiste- dik. Tekne arızalandı. Bir baktık Bıügaris- tan'dayız" diyerek kendisini savunmuştu. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sü- ren "BankkapitalDavası"ndaki tutuklama ka- ranna Demirel'in avukatlarının yaptığı itiraz tstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Demirel, itirazın reddedilmesi ne- deniyle cezaevinden çıkamayacak. ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Devlet Ba- kanı Güldal Akşit, Türkiye'yi temsil ettiği Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında tür- banı savundu. BM Kadına Karşı Her Türlü Ay- nmcıhğın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAVV) Komitesi'ne, Türkiye'de kadının durumu ko- nusunda rapor sunan Akşit, türbana ilişkin sorular üzerine, üniversitelerde türban yasa- ğmın hukuksuz olduğunu, türbanlı öğrencile- rin eğitim hakkının engellendiğini öne sürdü. Akşit, CEDAVV Komitesi'ne "Türkiye'detür- ban bir kesimin sorunudur" görüşünü akta- ran kadın sivil toplum örgütleriyle ters düştü. CEDAW Komitesi'nin geçen hafta New York'tagerçekleştirilen 32. dönem taplantıla- rına katılan Akşit, türban konusunda yaptığı açıklamalarla BM yetkililerinde kafa kanşık- lığı yarattı. CEDAVV üyeleri, Türkiye'de ka- dının durumu konusunda Akşit tarafından ıle- tilen 50 sayfahk raporun yanı sıra Türkiye'de- ki kadın sivil toplum örgütleri tarafından ha- zırlanan gölge raporları da incelemeye aldı. Edinilen bilgilere göre, kadın örgütlerinin temsilcileri, CEDAVV yetkilileriyle yaptıkla- rı görüşmelerde, türbanın Türkiye'de "bir ke- simin sorunu" olduğunu anlattılar. Ancak Ak- şit, CEDAVV Komitesi'nin sorularını yanıt- larken özellikle üniversitelerde türban yasa- ğının hukuksuz olduğunu, türbanlı öğrencile- rin eğitim hakkının engellendiğini savundu. Akşit, sorunu özerk üniversitelerin çözebile- ceğini, her üniversitenin bu konuyu toplumun mutabakatı içinde çözeceğini de anlattı. Akşit'in yaptığı açıklamalar CEDAVV Ko- mitesi üyelerince not edildi. CEDAVV'ın Tür- kiye'de kadının durumunun iyileştirilmesi ko- nusunda alacağı tavsiye karannda bu konuya ne şekilde değineceği merakla bekleniyor. AVRUPA'DAN GURAY OZ Alman CHP'si de ZOP Durumda Almanya'da Sosyal Demokrat Parti'nin uzun bir aradan sonra iktidara geçmesi onun klasik sosyal demokrat çizgiden ayrılmasının da başlangıcı ol- du. özellikle ikinci kez seçimleri kazandıktan son- ra bu politikalar daha da belirginleşti. Neoliberal politakalar partiyi tümüyle ele geçirdi. Partinin iş- çilerle bağları zayıfladı. Sosyalist sistemin yıkılma- sı, çözülmesiyle birlikte bir rekabetin kaçınılmaz ürün- leri olan kazanılmış sosyal hakları ortadan kaldır- ma "görevi" de SPD'ye düştü. Sağlık sisteminde, emeklilikte ve nihayet işsizlik ve parayardımlarındaki kazanımların birer birer ça- lışanların elinden alınması, SPD'yi geleneksel taba- nından kopardı. Volksvvagen tekelinin yönetim ku- rulu üyelerinden Hartz tarafından hazırlanan ve onun adıyla anılan "ref orm" yasalarına karşı, yığın- sallığını uzun süre koruyamasa da bir siyasal olu- şuma yol açan direnişler, geçen günlerde partiye dö- nüştü. Emek ve Sosyal Adalet Partisi kuruldu. • • • Emek ve Sosyal Adalet Partisi'nin bir geleceği olabilirmi, bunu zaman gösterecek. Almanya'da- ki siyasal dağınıklık, bu partiye de önü açık ve ola- sılıklarla dolu bir yol sunuyor. Başka partilerle, ör- neğin Demokratik Sosyalizm Partisi'yle işbirliği, SPD içinde muhaliflerle genişleme, SPD'nin, par- ti başkanlığından ve maliye bakanlıgından ayrılmış olmasına rağmen hâlâ sözü dinlenir ağırtopu ol- mayısürdürenOscarLafontaineiledirsektema- sı, bu partinin geleceğinin hem belirsiz hem de ba- zı olanaklara sahip olduğunu gösteriyor. Ama en azından bu partinin seçimlere katılması SPD'yi zor durumda bırakmaya yetecek gibi görünüyor. • • • Emek ve Sosyal Adalet Partisi'nin geçici yöne- tim kurulunda iki de Türk kökenli yer aldı. Hüse- yin Aydın ve Murat Çakır. Murat Çakır aynı za- manda partinin sözcülüğünü de üstlendi. Çakır Almanya'da Türk solunun yakından bildiği, tanı- dığı bir isim. Bir zamanların efsane göçmen örgü- tü olan FIDEF, isim değiştirip Göçmen Dernekleri Federasyonu olduğunda, Murat da bir süre bu ör- gütün genel başkanlığını yaptı. Sosyal demokra- siyi soldan yorumlayan ve en önemlisi, neoliberal politikalara köklü bir şekilde karşı çıkan Murat Ça- kır, Emek ve Sosyal Adalet Partisi'nin siyasal ge- leceği konusunda oldukça iyimser. Partiye rengini veren, neoliberal politikalara kar- şı çıkıştır. • •• Peki, Türkiye'nin "sosyal demokrat" olma iddi- asındaki partisinde, CHP'de, böyle iddialar varmı? Adaylara ve adayların arkasındakilere bakıp gö- rüş bildireceğiz ister istemez. Deniz Baykal, ge- nel seçimlere şimdi arası açık da olsa Dünya Ban- kası memurlarından Kemal Derviş'le resim çek- tirerek girmişti. Olmadı. Kemal Derviş fikir sahibi- dir ve fikrinden vazgeçecek değildir. Neoliberal Derviş, sosyal demokrasiden "Pîyasa mekaniz- ması, özel girişim, küresel etkileşim ve ticaret- le, üretime girmeyen ama güçlü, etkin, düzen- leyen, denetleyen devleti ve kamu politikası- nı" anlıyor. Daha başka bir şey anlıyor mu bilemi- yorum. Bir türlü eski yol arkadaşım Derviş'in ya- kın danışmanı Yusuf Işık'a soramadım. Ama san- mıyorum başka bir "fikri" olduğunu. Tabii bu an- latılanlarda sosyal demokrasi değil, neoliberalizm oluyor. Kamu sektörünü, üretimdeki devleti, sos- yal politikaları dışlayınca geriye bir şey kalmıyor. Baykal, Derviş'i terk ettıkten ya da Derviş kendi- sini terk ettikten sonra başka bir şey diyor mu? Onu bilemiyorum. Diyorsa da henüz duymuş değiliz. Diğer aday Zülfü Livaneli'yi de Derviş'siz tarif edemiyoruz. Yalnızca yakın arkadaş oldukları için değil, şarkıların dışında, -ki sesi bir yana bırakın, şarkılar solun pek sevdiği şarkılardır- Livaneli'nin yazılarında Derviş'in fikrinden başka bir fikir göre- mediğimizden, farklı bir tarif gelemiyor aklımıza. Sarıgül e gelince... Doğrusu diyecek bir şey bulamıyoruz. Bir şeyler olsa diyeceğiz de, olmayınca, ne ya- pabiliriz ki? • •• Sonuçta CHP'de, tıpkı büyük kardeşi SPD gibi çaresizlikle yaralı. Biliyorum, şimdi siz sorarsınız "CHPya da SPD, neoliberal değil de gerçekten sosyal demok- rat olsa ne olur?" Çok şey olur. En azından işçilere, köylülere, çalışanlara sos- yal demokrasinin çare olmadığını anlatabilirsiniz. Şimdi kalkıp işçilere neoliberalizmin çare olmadı- ğını anlatmak biraz ayıp kaçıyor doğrusunu ister- seniz. e-posta: guray.oz < cumhuriyet.com.tr Eğitim-Sen delegeleri terk etti İLKSANgenel Kurulu } ndagerginlik ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)- llkokul Öğ- retmenleri Sağlıkve Sos- yal Yardım Sandığı'nın (lLKSAN)5'inci olağa- nüstü genel kurulunun ilk günkü bölümü tartış- malı geçti. İLKSAN, yeni yöne- timini belirlemek üzere olağanüstü genel kurulu- nu Başkent Öğretmene- vi'nde topladı. Türkiye genelinde yaklaşık 250 bin öğretmeni temsil eden ve 216 delegesi bu- lunan sandığın genel ku- ruluna 204 delege katıl- dı. Mevcut yönetimin ça- lışmalannın değerlendi- riİdiği kxırulun ilk günkü toplanüsına Eğitim-lş ko- lundaki sendikalann tar- tışmalan damgasını vur- du. Toplam 91 delegesi bulunan Eğitim-Senüye- si ögretmenler, genel ku- rulun açılış sunumunda sandığın tanıtımı yapı- lırken, ÎLKSAN'ınkuru- cusu ve eskiMilliEgitim Bakanı Hasan Âli Yü- cel'e değinilmemesine tepki gösterdiler. Sendi- kalılar, divanınbelirlen- mesi amacıyla yapılan seçimde oy kullanmaya- raktepkilerini sürdürdü- ler. Türk Eğitim-Sen üye- si delegelerinin alkışlar- la Eğitim-Sen'lilere kar- şılık vermesi üzerine, İLKSAN Genel Başka- nı Harun Yenice, uyan- da bulundu. Tartışmala- nn sürmesi üzerine Eği- tim-Sen'li delegeler ge- nel kurulun meşru olma- dığını belirterek slogan- larla salonu terk ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle