23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2005 ÇARŞAMBA 4 CHP KURULTAYINA DOGRU CHP lideri Baykal, isimlerle değil onlann arkasındaki tehlike ve tehditlerle ilgilendiğini söyledi: Tuzak Türkiye'yeyönelik'ERDOĞANERİŞEN SAMSUN - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin 29 Ocak'ta gerçekleştirılecek olağanüstü kurul- tayında isimlerle ilgilenmediğini be- lirterek "Benim işim isimlerle değil, süreçlerle, tehlikelerle. Bi/im için önemli olan isimlerin arkasındaki tehlikediı; tehdittir" dedi. Olağanüstü kurultay öncesinde düzenlenen bölge toplantılarmdan sonuncusuna katılmak üzere Sam- sun'dabulunan Baykal, Samsun-Çar- şamba Havaalanı'nda çeşitli acık- lamalarda bulundu. Kurultayın ar- tık parti içi bir olay olmaktan çık- tığını belirten Baykal, Türkiye'ye yönelik çeşitli tertip ve tuzakla- rın CHP'yi etkisizleştirmeden or- taya konmasının olanaksız oldu- ğunu söyledi. CHP'nin Türki- ye'nin çıkarlannın güvencesi ol- duğunu ifade eden Baykal, "Tür- kiye'yeyönelikhesaplarıolanlar • Türkiye'ye yönelik çeşitli tertip ve tuzaklann CHP'yi etkisizleştirmeden ortaya konmasının olanaksız olduğunu söyleyen Baykal, "CHP bu kurultaydan güçlenerek, özünü, ahlakını, ilkelerini koruyarak çıkacaktır. Türkiye'ye sahip çıkma iradesi ve kararlılığını daha da güçlendirmiş olarak çıkacaktır" diye konuştu. önce CHP ile ilgüenmek durumundadır. Tünıvatandaşlanmızhuzuriçinde, güven içinde olsunlar. CHP bu kurultaydan güç- lenerek, özünü, ahlakını, ilkelerini koru- yarak çıkacaktır. Türkiye'ye sahip çıkma iradesi ve kararlıgını daha da güçlendir- miş olarak çıkacaktır" diye konuştu. Deniz Baykal, Türkıye'nin çevresin- de yaşananların kaygı verici olduğunu, böyle bir dönemde CHP'nin etkinliği- nin ortaya konulmasının sadece Türki- ye açısından değil, bölge banşı açısın- dan da önemli olduğu vurguladı. Birçok konuda yozlaşma yaşandığını da belir- ten Baykal, "CHP'yi kimse yozlaşüra- mayacaktu*. Ne ahlakını, ne ilkelerini çü- rütemcyecektir. Bu konuda tam bir gü- ven içindeyiz. Vatandaşlanma CHP'yi sa- hiplenerek izlemeye devem etmelerini öneriyorum'' dedi. Baykal: Herkes dikkatli olnıalı Adaylarla ilgili bir soruya Baykal, "Be- nim işim isimlerle değil, süreçlerle, tehli- kelerle. tsimler değil, olaylar önenılidir. tsim bugün bu olur, yann şu olur. Bu işe yaramazsa başkası olur. Bunlarla meşgul değiliz. Biziın için önemli olan isimlerin arkasındaki tehlikecür, tehdittir" diye ya- nıt verdı. Baykal, bazı basın organlanndayeralan haberlere atfen kendisıyle ilgili bir tehdi- din olup olmadığı yolundakı bir soru üze- rine ise şunlan söyledi: "Hayır hiçbir teh- dit yok. Tabi bu ortamda olayı renklendir- ıne arayışınuı bu düzeye çıkmış olmasına şaşırmıyorum. Ortaya atdan iddialar be- nim sözlerim değildir. Herkesin çok dik- katli, duyarlı olması gereken dönemden geçiyoruz. Ben söyleyeceğim her şeyi açık- tan sizlere söylüyorum. Bunun dışında, 'o öyle söyledi, falan bana böyle aktardı' di- ye yapılan değerlendirmelerin gerçekle il- gisi yoktur." Baykal, eski Başbakan ve eski DSP Ge- nel Başkanı BülentEcevit'inpartisiyle il- gili değerlendırmelerine yönelik bir soru üzerine de, "Sayın Ecevit'e ADah'tan uzun ömürlerdiliyorum. Sağhkve esenliklerd> hyorum" dedi. Daha sonra Kurumahmutoğlu Büyük Samsun Oteli'ne giden Baykal, burada partisinin kurultay delegeleri ile düzenle- nen toplantıya katıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı- ya, Samsun, Sinop, Kastamonu, Çorum, Amasya, Tokat, Ordu ve Giresun illerin- den delegeler katıldı. KURULTAYIBEKLÎYOR Sarıgül yeni belge açıklayacak • Bugüne dek parti zarar görür diye bazı belgeleri sakladığmı belirten Sarıgül, "Kimler ABD'ye nasıl ve ne amaçla gitti? Bunlan kurultayda belgelerle ortaya koyacağım" dedi. RECEPBULUT KAYSERİ-ŞişliBele- diye Başkanı MustafaSa- ngül, "Bugüne dek par- tim zarar görür diye sak- ladığun bazı belgeleriku- rultayda açıklayacağım. KimlerABD'yenasılvene amaçla gitti? Bunlan bel- gelerle ortayakoyacağım'' dedi. Kayseri'de delegeler ve parti üyeleriyle bir araya gelen Mustafa Sarıgül, ge- nel merkezin ahbap-çavuş ilişkisiyle yönetildiğini id- dia etti. Sarıgül şöyle ko- nuştu: "Kim onlarla saba- ha kadar masakurarsaiyi adam oluyor. Onlara ya- kın olanlar görevlere ata- nıyor. Bununiçin partimiz- de önce adaleti lıâkinı kıl- mamız lazım. Yapılacak düzenlemeyle üye kayıtla- rının seçim kurullannda hâkinı teminatı altindaya- pıhnası lazım. Aksi halde il ve ilçe başkanları yakın- larını üye yapıyor. Gençle- rimizin önünü açacağız. Bunlan yaptıktan sonra birzor,birkolayişimizvar. Deniz Baykal zor, başba- kanlık kolay." 'Proje tiretilmedi' AKP iktidan dönemin- de CHP'nin tek bir proje bile üretmediğini öne sü- ren Sangül, "Sayın Bay- kal beni ABD'ye gitmekle suçluyoranıagfttiğhn diğer ülkelerioralardan aklıgım ödüDerihiç söylemiyor.Bu- güne dekpartim zarar gö- rür diye sakladığmı bazı belgeleri kurultayda açık- layacağun. KimlerABD'ye nasıl ve ne amaçla gitti? Bunlan belgelerle ortaya koyacağun" dedi. Sangül, toplantı öncesi gazetecilerin Baykal'ın söylediği ileri sürülen "Olümümdoğalyollardan olmayacak" şeklindeki sözlerini anımsatmaları üzerine de, "Bir dil sürç- mesi oldu herhalde. Sayın genel başkanımıza Allah uzun ömürierversin.Ken- disine her zaman sahip çı- kacağız, herzamanyanın- da olacağız, biıikinılerin- denvedeneyimlerindenya- rarlanacağız. Bugünlerde biraz heyecanlı onu da do- ğal karşılamak lazun" di- ye konuştu. Sarıgül'ün Kayseri böl- ge toplantısına milletve- killeri Muharrem Eskiya- pan, lsmail Değerli, Mu- harrem Toprak, Sefa Sir- men ve Turan Tüysüz de katıldı. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN İCjdNİN^HOLDUŞü Sarıgül ve Livaneli TBMM'de yapılacak toplantıda uzlaşma arayacak 6 Tek aday' Imhışması ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - CHP'de 29-30 Ocak'ta yapılacak olağanüstü kurul- tay öncesinde; Şişli Belediye Başkanı Mus- tafa Sangül ile CHP îstanbul Milletvekili Zül- fü Livaneli, Livanelı'nin TBMM'deki ofisin- de son durumu değerlendirmek üzere bir ara- ya gelecekler. Bu çerçevede genel başkan adaylığına hazırlanan Li- vaneli ile Sangül'ünBaykal'akar- şı "tek aday" konusunda uzlaşma arayacaklan öğrenildi. Sangül adına dün yapılan açık- lamada, Sarıgül'ün bugün saat 12.00'de TBMM'de Livaneli ile gö- rüşeceği belirtildi. Açıklamaya göre Sangül, Livaneli'nin kişiliğine, bilgisine, tecrübesine, halktaki gücüne saygı duyduğunu ifade ede- rek, Livaneli gibi ınsanların partide aktif gö- rev alması gerektiğine inandığını kaydetti Sangül, "songelişmelerideğerlendirmek, gö- rüş alışverişinde bulunmakiçin Lhaneli'yi zi- yaretedeceğini'' bildirdi. Görüşme isteminin Sangül kanadından geldiği ifade edildi. CHP'de Livaneli'ye destek veren milletve- killeri de dün bir araya gelerek durum değer- lendirmesi yaptı. Toplantıda bazı milletve- • ZülfAi Livaneli'ye destek veren bazı milletvekilleri, Baykal'a karşı iki adaym çıkmasının Baykal'ı yeniden liderlik koltuğuna oturtacağma dikkat çekerek taraflardan birinin çekilmesini istediler. killeri, seçim bölgelerindeki dunımu aktardı. CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu, Ka- radeniz Bölgesı'nde Sangül'ün ağırlıklı ola- rak desteklendiğini belirterek ikı adayh yanş- tan bölünme çıkacağı uyansında bulundu. Tandoğdu, bunu engellemek için Sangül ke- simiyle görüşülerek, son kez uzlaşma aran- ması görüşünü bildirdi. Aralannda Mehmet Kesimoğlu'nun da olduğu bazı milletvekille- ri buna destek verdı. Toplantıda aynca Liva- neli'nin imzasryla, 81 il başkanınayönelikikin- ci bir mektup kaleme alındı. Livaneli'nin _ _ "umutsuzluğu umuda dönüştürme" amacıyla yola çıktığı vurgulanan mek- tupta, 30 Ocak'tan sonra CHP'nin par- ti ıçi kavgalar yerine, demokratik bir parti tüzüğü ile yola devam edeceği, par- ti içi banşın egemen kılınacağı ifade ediliyor. Mektubunbugündenitibaren "^~~ il başkanlanna iletileceği öğrenildi. öte yandan Livaneli, CHP Genel Merke- zi'nin bulunduğu Çevre Sokak'ta büro tuttu. CHP Genel Merkezi'nin yaklaşık 50 metre ya- kınında bulunan büro, bir apartmanın giriş katına kuruldu. Büroya CHP bayraklan ve Livaneli'nin posterleri asıldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Hüseyin Aygün eski Tunceli Baro- su Başkanı. Aygün'ün yöredeki sorun- lara ilişkin yolladığı mektupları zaman zaman bu köşede okursunuz. Hüse- yin Aygün bu kez davasını üstlendi- ği bir olayla ilgili Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Hilmi Özkök'e baş- vurarak desteğini istedi. Genelkur- may Başkanı Ozkök'ten taleplerini içeren açık mektupta, 1994 yılında cereyan eden ve 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan faili meçhul bir cinayete ışık tutulmasını talep etti. Avukat Hüseyin Aygün'ün bu mek- tubu yazmasının nedeni ise daha ön- ce birçok kaybetme ve öldürme ola- yındasuçlanan Bolu KomandoTuga- yı'nın Tunceli'de de benzer neden- lerle suçlanmasıydı. Bolu Komando Tugayı'nın neden olduğu olaylar veo dönemde tugayın komutanlığını ya- pan Yavuz Ertürk'ün siyasi kişiliği bu konudaki tepkilerin daha da art- masına yol açmıştı. Yavuz Ertürk, emekli olduktan sonra MHP listesin- den milletvekili adayı da olmuştu. Genelkurmay Başkanı 'na Açık Mektup Tunceli'deki Kayıp 16 Köylü Hüseyin Aygün, "Genelkurmay Baş- kanı 'na Açık Mektup" başlıklı başvu- rusunda, Tunceli'deki olaylar konusun- da şunlan yazmıştı: "Sayın Genelkurmay Başkanı, Tunceli merkeze bağlı Gökçek kö- yü Mirikmezrasında 23-24 Eylül 1994 tarihinde bir askeri operasyon yapıl- dı. Bu operasyon sonrasında söz ko- nusu mezrada yaşayan Işık ve Se- rin ailelerinden 7 kişi 'kayıp' oldu. Aynı ailenin evlatlanndan Ali Işık, 'kayıp' edilen yakınlarını aramak için gittiği köyünün yakınında birkaç gün sonra ölü bulundu. Bu insanlar ara- sında küçücükbirkız çocuğu olan Di- lek Serin de vardı." Bu insanlann hiçbirsuçuyoktu. Hak- larında suç işlediklerine dairresmi bir 'ıddia' bile yoktu. Hatta bu kişilerin 'sabıkaları' dahi bulunmuyordu. Tunceli'de 1994 yılında toplam 16köylü 'kayıp' oldu. Aradan geçen 10 yılda bu insanlar sır oldular san- ki. Kendilerinden hiçbirhaberalına- madı. Cesetleri bile ortaya çıkarıla- madı. Sayın Başkan, 1994 yılında Tunceli'de yapılan as- keri operasyonlarda Bolu Komando Tugayı görev yapmaktaydı. Gökçek köyü Mirikmezrasına yapılan operas- yonlarda da yetkili komutan, Bolu Tugay Komutanı'ydı. Halk, bu tuga- yın adını korku, dehşet ve endişe ile telaffuz ediyordu. Bugün aradan ge- çen lOyûdan sonra Tunceli (Dersim) halkı bu olayda sorumluluğu bulu- nan Bolu Komando Tugayı hakkında araştırma yapılmasını beklemekte- dir. Yolsuzluk ve dolandırıcılık konu- sunda yürütülen soruşturmalar ma- kamınızın emri ve onayıyla başlatıl- maktadır. Bu türsoruşturmalann 'say- dam' ve 'demokratik' birrejim açısın- dan gerekli ve zorunlu olduğu aşikâr- dır. Bilinmelidir ki 'öldürme' veya 'ka- yıp' olayları, yolsuzluk ve dolandırı- cılıktan daha ağır suçlardır. Bu suç- ları işleyenlerin üzerine gidilmesi da- ha bir gerekli ve zorunlu olmaktadır. Sayın Başkanlığınızın, Tunceli'de 10 yıl evvel meydana gelmiş ve hâ- lâ bir bıçak yarası gibi içimizi acıtan 'kayıp' veya 'öldürme' olaylarından dolayı soruşturma ve yargılama için gereğini yapmasını beklemekteyiz. Tunceli'de 10yıldır 'kayıp olan' bü- tün insanlar ve halk adına bunu isti- yoruz. Saygılanmızla. Hüseyin Aygün (Işık ve Serin aile- lerinin avukatı)" Hüseyin Aygün'ün bu mektubu yaz- masının üzerinden birayayakın bir za- man geçti. Ne yazık ki resmi makam- lardan şimdiye kadar bir ses çıkma- dı. Türkiye, yakın tarihimizde yaşadı- ğımız ve birçoğunda devlet görevli- lerinin rol aldığı bilinen olayları aydın- latmak ve bu kanlı geçmişle hesap- laşmak zorundadır. Türkiye, demok- ratik bir ülke olacaksa, Avrupa Birli- ği'ne girecekse bu ağır yükleri sırtın- dan atmak ve geçmişini temizlemek yükümlülüğüyle karşı karşıyadır. Umuyoruz ve bekliyoruz ki, bu ko- nuda devlet yetkilileri, siyasetçiler, üst düzey bürokratlar daha kararlı dav- ranırlar. Çünkü bu lekelerle yaşamak, bu yükleri taşımak hiçbir ulusa hayır getirmez. Türkiye'nindörtbiryanındaçokacı olaylar yaşandı. En son Mardin Kızıl- tepe'de yaşanan öldürme olayları, bu konunun hâlâaciliyetini koruduğunu gösteriyor. O zaman bu olaylann üze- rine gidelim, sorumlulannın yargı önü- ne çıkmasını sağlayalım. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Ince Hesap Irangündemdevetartışmalaryoğunlaşarak de- vam ediyor. ABD (ya da israil) Iran'a yönelik bir as- keri operasyon düzenleyecek mi? Düzenleyecek- se bunun biçimi ne olacak? Nükleer silahlar tek neden değil ABD ve İsrail, Iran'ın nükleer silahlara sahip ol- masına asla izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Ba- sınçlar Iran'ı, nükleer enerji üretmek için gerekli, ama silah yapımında da kullanılan zenginleştiril- miş uranyum üretmekten, uluslararası anlaşmala- ra göre hakkı olmasına rağmen vazgeçirmek üze- rinde yoğunlaşıyor. Kasımdan bu yana Fransa, Al- manya ve Ingiltere, ABD'nin onayını da alarak dip- lomatik yollardan Iran'ı ikna etmeye çalışıyorlar. AB'nin çabalarına hafta sonunda, Rusya da katıl- dı. Ancak pazartesi yazımda irdelemeye çalıştığım gibi, ABD açısından sorun, nükleer silahlar tehli- kesinden önce, bölgede enerji kaynaklarına sahip bağımsız bir ülkenin varlığından kaynaklanıyor. Bu yüzden, bence, ABD'nin esas hedefi, Iran'ın ba- ğımsızlığını ortadan kaldıracak "birrejim değişik- liği". Aklın yolu bir Iran konusunda ABD ne yapacak sorusuna ce- vap ararken "aklın yolu birdir" deyimine itibar et- memek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hem uzun hem de kısa dönem dinamiklerinin iç içe geçmeye başladığı "kritik" bir durum var karşımız- da. Uzun dönemin dınamikleri bize, ABD hegemon- yasının zayıfladığını, başkagüçlerin yükselmeye baş- ladığını söylüyor. CIA bünyesindeki Ulusal Istih- barat Konseyi tarafından hazırlanarak geçen haf- talarda yayımlanan "Project 2020" raporunun da saptadığı gibi, artık tek kutuplu bir dünya kur- mak olanaklı değil. Ama ABD daha uzun bir süre dünyadaki en etkin ülke olmaya devam edecek... Bu saptamaların üzerine, Irak'taki durum, sava- şın maliyeti, ABD'nin bütçesini önemli ölçüde dış borçla finanse ediyor olması, doların gerileme tren- di gibi kısa dönem dinamiklerini ekledik mi, Irak'tan sonra, Iran'a vurmaya, hele işgale etmeye kalkma- nın tam anlamıyla bir "çılgınlık" olduğu savunula- bilir. Newsweek'in editörü de BBC-World'a ver- diği demeçte "ABDya da İsrail, Iran'a saldırırlar- sa, tarihte bugüne kadar görülmeyen bir düzey- de tecrit olurlar" diyor. öyleyse, Iran'ı vurmak "ak- la" uygun değil. Ama iki de olabilir Ancak bu "kritik" konjonktüre, kısa dönemin di- namiğinin uzun dönemi etkileme olasılıkları açısın- dan bakarsak "aklın yolu" bizi başka bir yere de götürebilir. Birıncisi, bugün ABD ve İsrail yöneti- minde egemen olan "neocon"- Likud ittifakının "ar- zularını" göz önüne alınca, zamanın, Bush yöne- timinin ömrüne bağlı olarak, dört yıl gibi, dar bir aralığa sıkışmış olduğu söylenebilir. Ikincisi, "ne- oconlar" ülke içindeki rakiplerinin ve dünyada di- ğer güçlerin yükselmekte olmasına bakarak "ya- şamsal" bir "momentte" olduklarına inanıyorlar. Üçüncüsü, daha önce de aktardığım gibi, "ne- oconlar" ABD'nin dünya ekonomisi içindeki ye- rinden, askeri kapasitesinden hareketle, en azın- dan kısa dönemde kendi "realitelerini" kendileri- nin yaratabileceklerine, dığer güçlerin özellikle Av- rupa'nın "iktidarsız" olduğuna da inanıyorlar. Şimdi bölge jeopolitiğine "neocon"- Lukudnik merceğinden bakarsak: "Neoconlar" enerji kay- naklarını denetlemek, İsrail bölgede tek oyuncu ola- rak kalmak istiyor. Bu yüzden, CIA raporundaki, artık hegemonyanın geri gelmeyeceği savını ka- bul edersek, bu merceğin, imkânsızı isteyen bir "tek- rara" sıkışmış ("histerili'% yükselen güçlere baka- rak telaşa düşen ("paranoyak") ve askeri gücü- ne bakarak haz duyan ("megaloman") bir "gözü" temsil ettiğini söyleyebiliriz: önce Irak'ı "yok et- tim", şimdi Iran'ı "yokedeceğim", sırada Suriye ve başka ülkeler var. Ben Iran'a vurduğumda, her- kes protesto eder, ama kimse bir şey yapamaz. Iran, daha fazla yalnızlaşmamak için tepkisini Av- rupa'yı düşünereksınırlar. Şiilerin gücünün kırılma- sı Arap yönetimlerinin (zaten hepsi cebimde) işi- ne gelır. Bu saldırı, Iran yönetici sınıfının "fallusu- nu" kırar... Sonra, "Gürcistan, Ukrayna vb.... Bence aklın bu iki yolunun, ikisi de aynı derece- de geçerli. Ancak, hesaplanması olanaksız bir de- ğişken de yok değil. O da uluslararası mali piya- salar. Eğer Iran'a yapılan bir saldırı, petrolün fiya- tını "tavana çarptırır", doları "tepe taklak" eder, ABD'ye borç vermiş ülkelerde kimi bankaları ifla- sa zorlar, merkez bankaları da bunu engellemek için portföylerindeki dolarları ve ABD hazine kâ- ğıtlarını boşaltmaya başlarlarsa... Acıklama Abant Izzet Baysal Üniversıtesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Akbıyık, 08.01.2005 tanhligaze- temizde yer alan "AKM'dekiYolsuzlukld- diasıTBMM'de" başlık- lı haberle ılgılı acıklama yaptı. Akbıyık'ın açık- laması şöyle: "Başbakanhk Teftiş Kurulu Başkanlığı'nuı 03-05-2004 tarih ve B.02.0.TKB/0990742sa- yılı yazısııula, nıakamın 12.03.2004tarihTEFTİŞ M:054 sayılı olurlan ge- regince, 4483 sayılı yasa- yagöreBaşbakanlık nıü- fettişi Remzi Oto ve Ma- liye Bakanlığı Mııhase- betKontrolörü İsmaflÇo- laktarafından 26.04.2004 tarih 41/04-11.116 sayılı ön inceleme raporu dü- zenlennüş ve Başbakan- lık makamından 30.04.2004tarih TEFTİŞ M:081 sayılıoluralınnuş- tır. Buna göre hakkınız- da 'soruşturma izni veril- mesıne gerek olmadığı kararı verilmıştır'. Hük- mii yer almaktadır. 4483 sayılı yasanın 9. nıaddcsi kapsamında tarafıma tebliğolunanbuyaaekin- de yer alan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanh- ğı'nınTEFTİŞM:081sa- vılı30.04.2004taıihlima- kaın olurunun sonuç ve kanaatbölümündedebe- lirtildiği şckilde'Atatürk Bıbliyografyası Projesi' başlığı alünda incelenen konulaı yönündeiL..Ata- türkAraşürma Merkezi (eski) Başkanı Prof. Dr. YaşarAkbıyıkhakkında soruşturmaiznivcrilmc- sinegerekolmadığı, 'Ata- türk Düşüncesi Projesi' başlığı altinda incelenen konulaı yönünden...Ata- türkAraştırma Merkezi (eski) Başkanı Prof. Dr. YaşarAkbıyıkhakkında soruşturma izniverilme- sine gerek olmadığı yö- nünden oluşan karar sa- yınBaşbakanRecepTay- yip Erdoğan taranndan daonaylanmışür.Gazete- ni/dcki haberde Başba- kanlıkTeftişKuruluBaş- kanhğı'nuı daha sonra gelişen yasal süreç içinde yapmış olduğu inceleme sonunda ha/ırlamış ol- duğu raporgöz ardı edil- miştjr."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle