Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2005 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet,com.tr
Ali Püsküllüoğlu: Dilimizi yabancı sözcüklerle doldurursak gün gelir onu yitiririz
Tarih ölü dülerledolu'Kültür Servisi - Ali Püsküllüoğ-
lu'nun hazırladığı, Türkiye Türkçe-
sinin büyük sözlüğünün genişletil-
miş. 5. baskısı Doğan Kitap'tan çık-
tı. Püsküllüoğlu'yla yaklaşık 90 bin
madde içcren Türkçe Sözlük, sözlük-
çülük ve dilimiz üzerine konuştuk.
- Pek çok sözlüğünüz var. Kaç yıl-
dır sözlükle uğraşıyorsunuz?
ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU- Kırk yıl-
dır. tlk çalışmam Öz Türkçe Sözlük.
Ona 1963'te başlamıştım, küçücük
bir şeydi, sanırım üç yılda bitmişti. Ilk
basılışı 1966yıhnda. Özgünbirsöz-
lüktü. Dil Devrimi'yle dilimize kazan-
dırılmış bin kadar sözcüğü kapsıyor-
du. lkinci baskısı daha geliştirilmiş-
ti, 12 Mart döneminde ülkemizde top-
latılan ilk sözlük oldu. Sanınm dün-
yada da toplatılan ilk sözlüktür. Ken-
di dilinin sözlüğünü toplatan, söz-
cüklerini yasaklayan bir ülkeydik.
Şimdi anadil özgürlüğünden söz ede-
biliyoruz. Bu ülkede her şey iyiye de,
kötüye de değişebiliyor.
- Bir sözlüğun ııasıl hazırlandıgı, ne
kadar zamanda ortaya konduğu me-
rak konusu. Kısaca bunu bize anlanr
mısınız?
PÜSKÜLLÜOĞLU- Sözlüğün ha-
zırlanması da, ne kadar zamanda ha-
zırlanabileceği de düzeyine ve oylu-
muna bağlı. Yani ilköğretinıe yöne-
lik bir sözlükse, ona göre bir düzey
ve oylum düşünmelisiniz. Daha ge-
nel bir sözlükse, ona göre. Ama ben
Öz Türkçe Sözlük'te ne oylumu, ne
düzeyi düşündüm. Onda amaç, Dil
Devrimi'nin, dolayısıyla dilimize ka-
zandınlmış yeni sözcüklerin sözlüğü-
nü yapmaktı çünkü.
Ayrıca sözlük çahşması, bir sözlü-
ğü hazırlayıp sunmakla bitmiyor. Onu
boyuna, her yeni baskısında işlemek,
geliştirmek, yenilemek gerekiyor.
- Şimdiye değin kaç sözlük hazırla-
dınız? Bunlardan en çok ilgiyi hangi-
si gördü?
PÜSKÜLLÜOĞLU - Yirmi kadar
oldu sanıyorum. Kimi az, kimi çok ol-
mak üzere hepsi de ilgi gördü ki ye-
ni yeni baskılara ulaştı. Çok özel bir
sözlük olan Yaşar Kemal Sözlüğü bi-
le beş kez basıldı.
Dlll klrletmeye gönüllüyüz
- Dilimize her gün yeni yeni yaban-
cı sözcükler giriyor. Televizyon dizile-
rindeki Türkçeye aykırı konuşma bi-
çimleri yaygmlaşıyor. Bu durum Türk-
çeyi nasıl etküiyor?
PÜSKÜLLÜOĞLU - Yabancı söz-
cükler yazılı ve görsel basında oldu-
ğu kadar çarşıda, pazarda da çoğal-
dı. Ulusçulukta mangalda kül bırak-
mayız, ama yabancı hayranlığında da
W w ~Y" yabancı sözcükler yazı-
Y lı ve görsel basında ol-
JL duğu kadar çarşıda,
pazarda da çoğaldı. Ulusçu-
lukta mangalda kül bırakma-
yız, amayabancı hayranlığın-
da da birinciyiz. Hele yaban-
cı sözcüklere aşırı düşkünüz.
Bizden başka radyo ve tele-
vizyon adlarının, dergi adla-
rının, dükkân adlarınınyaban-
cı dilde olduğu hangi ülke var?
Dilimizi yabancı sözcüklerle
kirletmekte çok gönüllüyüz. A A
birinciyiz. Hele yabancı sözcüklere
aşın düşkünüz. Bizden başka radyo
ve televizyon adlarının, dergi adlan-
nın, dükkân adlarının yabancı dilde
olduğu hangi ülke var? Dilimizi ya-
bancı sözcüklerle kirletmekte çok gö-
nüllüyüz.
Ben "Türkçedeki Yabancı Sözcük-
ler Sözlüğü"nü, dilimize Batı dillerin-
den ne çok sözcük dolduğunu göster-
nıek için hazırladım. Ulus olmanın baş
koşulunun dil olduğunu anlamak zo-
rundayız. Dilimizi böyle gerekli ge-
reksiz yabancı sözcüklerle doldurur-
sak, gün gelir onu yiliririz. 0 zaman
da ulus olarak ortadan kalkarız. Ta-
rih ölü dillerle, dolayısıyla ölü ulus-
larla dolu.
- Türkçenin son yıllardakigeüşimi-
ni izleyen, güvenlc kullandabilecek bir
sözlük var mı?
PÜSKÜLLÜOĞLU - Hanı Kayse-
rililer "Övünmek gibi olmasın, Kay-
seriliyim" dermiş ya... Ben de övün-
mek sayılmazsa bcnim sözlüklerimin
güvenle kullanılabilecek, dildeki ge-
lişmeleri yansıtan sözlükler olduğu-
nu söyleyeceğim. Bunu, onlan kul-
lananlann görebileceğini umuyorum.
Şu anda Türkiye Türkçesinin büyük
sözlüğü benim Türkçe sözlüğüm. Onu
daha da genişlettim, yaklaşık 90 bin
maddeye ulaştı. Üstelik de en doğru,
en güncel. Beşinci baskısı yeni çıktı.
- Peki, yanhş sözlük olur ıtıu?
PÜSKÜLLÜOĞLU - Yanhşları
olan sözlük demek istediniz sanınm.
Olmaz olur mu? Her sözlükte göz-
den kaçan ufak tefek pürüzler bulu-
nur. Ama bir sözlükte yüzlerce yan-
hş varsa, işte o zaman o sözlüğe söz-
lük denemez. Şimdiki Türk Dil Ku-
rumu'nun satışta bulunan iki ciltlik
sözlüğü yanlışlarla dolu bir sözlük-
tür. Ben bunu gazetelerde, dergiler-
de yazdım. Yanlışlannı gösterdim.
A'dan Z'ye bütün harflerde, yüzler-
ce yanlış, tutarsızlık ve yöntemsiz-
lik var. Her zaman kanıtlanm.
Türk Dil Kurumu özerktl
- TürkDil Kurumu'na el konulma-
sının dil çalışmalarına etkisi ne oldu?
PÜSKÜLLÜOĞLU - Eski Türk
Dil Kurumu özerk ve özel bir kurum-
du. Geliri Atatürk'ün bıraktığı kalıt-
tan, üyelerinin ödenti ve bağışlann-
dan, yaym çahşmalarındandı. Yani
Türk Dil Kurumu bir devlet kurulu-
şu değildi. 12 Eylül darbesi, Ata-
türk'ün bu kurumuna haksız ve hu-
kuksuz olarak el koydu. Türk Dil
Kurumu'nu Dil Devrimi'ne karşı
olanların eline verdi. Üstelik de tam
bir siyasal etkiye bırakmış oldu. Ar-
tık orada buyruklar egemen. Iktidar-
daki partilerin bir tür adama iş ver-
me yeri. Ne yapar ne eder, belli de-
ğil. Bir süre önce, kimi yetkililerinin
yolsuzluktan yargılandığı basına yan-
sımıştı. Işin ilginç yani, iktidarlar
devletin her şeyini özelleştirirken
Türk Dil Kurumu'nu eski sahipleri-
ne devretmeyi aklından bile geçirmi-
yor. Kurumun eski üyelerinin Avru-
pa Insan Haklan Mahkemesi'ne git-
mesi gerekir.
Kuruma el konulmasının dil çalış-
malarına etkisine gelince... Kötü ol-
du elbette. Başta yazım alamnda ku-
rallar bir şöyle, bir böyle olmuş, ka-
falarkanştınlmıştır. Ortaya koyduk-
ları sözlük Osmanlıcaya ağırlık ver-
miştir. Atatürk'ün kalıtı, dilimizi ye-
niden Osmanlıca yapmak için kul-
lanılamaz. Ama yazık ki bu yolda
kullanılıyor.
SON BAŞVURU TARİHÎ 1 ŞUBAT
IstanbulFilm
Festivali'ne
adım adım
Kültür Servisi - lstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca dü-
zenlenen Uluslararası lstanbul Film Festivali, 2005 yı-
lında nitelikli filmler, özel gösterimler, yıldız konuk-
larla usta yönetmenlerin katılacağı söyleşiler gibi et-
kinliklerle, 2-17 Nisan arasında sinemaseverlerle bulu-
şacak. Sanat ve sanatçı konulu filmlerle edebiyat uyar-
lamalarının katılacağı Uluslararası Altın Lale Yanşma-
sı'nın seçici kurul başkanhğını bu yıl, 'Piyano' filmi-
nin yönetmeni Jane Campion üstlenecek. 'Ustalara
Saygı' bölümünde Neil Jordan ve Roman Polanski'den
dörder film yer alacak. 'Unutulmayan Yönetmenler'
bölümünde ise İtalyan yönetmen Pietro Gernıi'nin altı
filmi izlenebilecek. Artık bir geleneğe dönüşen, or-
kestra eşliğinde sessiz film gösterileri, dünya festival-
lerinden seçmeler, geceyansı sineması, belgeseller ve
usta yönetmenlerin katılacağı.söyleşiler, sürpriz ko-
nuklar da festivale renk katacak. Bu söyleşilerden biri,
Fransız 'yeni roman' akımımn öncüsü ve 'sine-roman'
türünün yaratıcısı yazar ve yönetmen Alain-Robbe
Grillet ile yapılacak. Robbe-Grillet'nin sinemacı kişili-
ğini öne çıkaran beş fil-
mi, 'Ustalara Saygı' bö-
lümünde gösterilecek.
Festival, her yıl olduğu
gibi 2005'tede Türk si-
nemasına verdiği deste-
ği sürdürerek düzenle-
diği Ulusal Yanşma'da,
nitelikli Türk filmlerini
izleyiciyle buluştura-
cak. Ulusal Yarışma'ya
katılmak isteyen Türk
filmlerinin, 1 Şubat Sa-
lı akşamına kadar festi-
val Merkezi'ne (İstan-
bul Kültür ve Sanat
Vakfı, lstıklal Caddesi
No: 146 Beyoğlu) baş-
vurmaları gerekiyor.
Yarışma yönetmeliği ile
başvuru formları, Festival merkezi, SESAM ya da
'www.istfest.org/film' adresinden sağlanabilir. 24.
Uluslararası lstanbul Film Festivali'nin Ulusal Yarış-
ma Seçici Kurulu Rekin Teksoy (yazar, çevirmen, si-
nema eleştirmeni), Selma Güneri (oyuncu), Hasan
Bülent Kahraman (Sabancı Ünv. Sanat ve Sosyal Bi-
limler Fakültesi Öğretim Üyesi, sanat eleştirmeni),
Uğur tçbak (Görüntü Yönetmeni) ve Saııdra den Ha-
mer'den (Rotterdam Film Festivali Seçici Kurul üyesi)
oluşuyor. Kurul, festivalin ikinci haftasında Beyoğlu
Sineması'nda izleyiciye sunulacak olan Ulusal Yanş-
ma filmlerini değerlendirerek aralanndan Yılın En lyi
Türk Filmi ile Yılın En tyi Yönetmeni'ni seçecek.
Festivalin sponsorlanndan olan ve Türk sinemasına
sürekli katkıda bulunan Efes Pilsen de Uluslararası
Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Seçici Kurulu
tarafından Ulusal Yarışma'ya katılan yapıtlar arasın-
dan seçilecek bir filmin yönetmenine, 'Onat Kutlar'ın
anısuıa', bir sonraki filminin yapımında kullanılmak
üzere 30 bin dolarlık para ödülü vererek.
• Uluslararası J
Altın Lale J
Yarışması'nın seçici ?
kurul başkanhğını bu
yıl, 'Piyano' filminin \
yönetmeni Jane
Campion üstlenecek.
Ulusal Yanşma j
Seçici Kurulu ise
Rekin Teksoy, Selma
Güneri, Hasan
Bülent Kahraman,
Uğur İçbak ve §
Sandra den 1
Hamer'den oluşuyor. •
SİYAD'ın 'Türk Sineması 2004 Yılı ÖdüllerV sahiplerine dağıtıldı
Sinemamızınonur gecesiBETÜLMEMtŞ
Sinema Yazarları Derneği'nin
(SİYAD) 'Türk Sineması 2004 Yı-
lı Ödülleri' Beyoğlu Emek Sine-
ması'nda sahiplerine verildi. Sl-
YAD Başkanı Atilla Dorsay ile
Güner Özkul'un sunduğu geceye,
sanatçıların yani sıra Kültür ve Tu-
rizm Bakanı Erkan Mumcu ve ls-
tanbul Belediye Başkanı Kadir
Topbaş da katıldı.
Ünlü yönetmen HalitRefiğ'e
'2004 Yıh Onur Ödülü'nü
sunan Bakan Mumcu, yap-
tığı konuşmada, Refiğ'in
yazar Kemal Tahir'in
düşünce biçimini sine-
maya uyarlayan önem-
li isimlerden biri ol-
duğunu vurgulayarak,
ikisinin yazgılarının
da benzediğini söy-
ledi. Tahir'in 'Dev-
let Ana' adlı roma- "
nıyla ülkeye çok şey
katmış olmasına kar-
şın 'devlet gadrine
uğramış' bir sanatçı
olduğunu dile getiren
Mumcu, "Ulusal sine-
manın yaratıcılanndan
Halit Refığ'in Yorgun Sa-
vaşçı'sının devlet eliyle
yakılmasL, gerçekten ta-
rihiıtıi/.in en tra jik olaylarından bi-
ridir. Benim bu ödülü ona sunnıam
kaderin bir cilvesi. Umarım bir gün
her biçimde haksızhğa uğramış tüm
sanatçılanmıza aynı saygıyla yak-
laşırız ve bir daha böyle şeyler ol-
maz" dedi.
Kenter'den İlk konser
Gece, MSÜ Sinema Televizyon ve
Haber Merkezi'nin onur ödülü alan
• Emek Sineması'nda
gerçekleştirilen SİYAD ödül
töreninde, MSÜ Sinema
Televizyon ve Haber Merkezi 'nin
onur ödülünü alan sanatçılarla
geçen yıl yitirdiğimiz sanatçılar
için hazırlanan kısa filmlerin
gösterimi yapıldı.
sanatçılarla geçen yıl yitirdiğimiz sa-
natçılar için hazırladığı kısa filmle-
rin gösterimi ve ilk kez sahnede şar-
kı söyleyen Yıldız Kenter'in mini
konseriyle şölene dönüştü.
Hastalığına karşın törene katılan
yönetmen Ahmet Uluçay, ilk uzun
metrajh filmi 'Karpuz Kabuğun-
dan Gemiler Yapmak'la 'En İyi
Film', 'En lyi Yönetmen' ve 'En
tyi Senaryo' ödüllerini; filmdebaş-
rol oynayan Boncuk Yılmaz da
'Umut Veren Sanatçı' ödülünü al-
dı. 'Sinema Emekçisi Ödülü'ne
gazetemizin sinema yazarı Sungu
Çapan, 'Onur Ödülü'ne Münir
O/kul, Cüneyt Arkın, Hülya Koç-
yiğit ve Gani Turanlı değer görül-
dü. 'En lyi Kadın Oyuncu' ödü-
lü 'Nerdesin Firuze' filmiyle De-
met Akbağ'a, 'En lyi Erkek
Oyuncu' ödülü 'Yazı Tura' ile
Olgun Şimşek'e sunulurken,
'En İyi Yardımcı Kadın Oyun-
cu' ödülünü Şerif Sezer, 'En
İyi Yardımcı Erkek Oyuncu'
ödülünü de Erkan Can aldı.
'En İyi Görüntü Yönetmeni'
ödülü 'Neredesin Firuze' ile
Hayk Kirakosyan'a, 'En lyi
Film Müziği' ödülü 'Yazı Tu-
ra' ile Erkan Oğur'a verilir-
ken, SlYAD'ın 'Yılın En İyi
Yabancı Filmi' olarak Quentin
Tarantino'nun 'Kill BiU'ini seç-
tiği açıklandı. SlYAD'ın şükran
plaketleri ise Kültür ve Turizm Ba-
kanlığı adına Bakan Erkan Mum-
cu'ya, lstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Kadir Topbaş'a, MSÜ
Sinema Televizyon Merkezi Kuru-
cusu Sami Şekeroğlu'na ve Ga-
ranti Bankası'na verildi. SİYAD
gecesi, kokteyl ve 'Alfie' adlı fil-
min Türkiye galasıyla sona erdi.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
'Buluşma
1
"Buluşma", Dostlar Tiyatrosu'nda yeni sah-
nelenmeye başlanan oyunun adı. Hayatın sıra-
danlıkları ile olağanüstülükleri arasında gidip
gelen ilginç ve eğlenceli bir oyun.
1950'lerin basında New York'ta bir otel oda-
sı. Akşamın geç bir saati. Çağın en önemli bi-
lim adamı Albert Einstein, bir barış toplantısın-
da yapacağı konuşma için kente gelmiştir. An-
cak odasına gelen birsenatör, ertesi sabah ken-
disini, Amerikan Karşıtlarını Izleme Komitesi'ne
ifade vermeye çağırır. Ülkede bir "cadı kazanı"
kaynatılmakta, bütün aydınlar, birbirlerini ihbar
etmeye zorlanmaktadır.
Türlü tehditlersuvurup giden senatörün ardın-
dan kapı yine vurulur. Bu kez gelen, ardındaki
hayran ordusundan kurtulup ünlü bilim adamıy-
latanışmak isteyen Marilyn Monroe'dur. Üze-
rinde, çekimleri süren Yaz Bekân filminde giy-
diği ünlü beyaz elbisesi vardır.
Çağın birbirinden çok farkh iki ünlüsü arasın-
da Görecelilik kuramından aşka, hayatın türlü
alanlarına girip çıkan eğlenceli bir yakınlık baş-
lar. Ta ki yıldızın kıskanç, beysbol oyuncusu ko-
cası onlan bulana dek.
Beysbolcunun sahneye girişiyle oyunun den-
gesi değişir. Bu kez ne bilim ne de sanat insa-
nı olan, yalnızca kas gücüyle ünlenmiş birinin olay-
lara bakışındaki karşıtlıktan doğan komiklikler-
le karşılaşırız.
Sabah olup da bilim adamını sorguya götür-
mek için senatörün yeniden odaya gelmesiyle
bu kez dörtlü arasındaki son hesaplaşma baş-
lar.
• • •
Doğrusu bu tür gerçek kişiliklerin sahnede
canlandınldığı sanat ürünleri büyük riskleri de be-
raberinde getirirler. Herkesin kafasında ayrı bir
Einstein ya da Marilyn Monroe vardır çünkü.
Çoğu kez de hayal kırıklıklarına uğrar izleyen-
ler.
Neki Dostlar Tiyatrosu'nda sahnelenen "Bu-
luşma", böylesi tuzaklardan kurtulmayı başara-
bilmiş bir oyun. Sahnede gördüğüm ünlü kişi-
ler, her halleriyle son derece inandırıcı kişilikler
olarak çıkıyor izleyenlerin karşısına. Dört oyun-
cu; Genco Erkal, Dolunay Soysert, Erdem
Akakçe ve Ali Uyandıran, canlandırdıkları ki-
şilere hayat verip onlan yaşayan kişiliklere dö-
nüştürebilmişler.
Siyasal, mesleki, insani özellikleri birbirinin
tam tersi olan dört kişilik arasındaki ilişkiler, bir
yandan düşündürücü, trajik boyutlan olan insa-
ni sorunları ortaya döküp tartışmaya açarken,
öte yandan da eğlendirici özelliği öne çıkan,
zevkle izlenen bir oyun çıkarıyor karşımıza.
• • •
Içinde yaşadığımız toplumsal ve küresel sü-
reç bütün öteki sanatlar için olduğu gibi, tiyat-
ro sanatı için de olumlu bir dönem değil. Insa-
noğlu sanata değil, sıradanlıklara, bayağılıklara
yakın duruyor. Böyle olması için küresel düzey-
de yönlediriliyor.
Ama yeryüzünde iki bin beş yüz yıldır tiyatro
sahnelerinde oyunlar sergileniyor. Sanatın gü-
cü her zaman sıradanlıkların üstüne çıkabilmiş.
Sanattan uzak kalmak, en çok insanlar için bir
yoksunluk nedeni.
İnsanlar onca şeyden yoksun yaşıyorlar ki şu
yeryüzü cennetinde... Oysa birbirinden değerli
sanatçılarımız yakınımızda, sahnelerde...
Bakalım bu kez "buluşma" gerçekleşebilecek
mi?
turgay@fisekci.com
Hacivat ile Karagöz New York'ta
• ANKARA (AA) - Geleneksel Türk
tiyatrosunun vazgeçilmez öğelerinden Hacivat ile
Karagöz New York'ta tamtılacak. Ankara Sanat
Evi'nden yapılan açıklamaya göre, Ankara Sanat
Evi Sanat Yönetmeni ve Karagöz-Hacivat
karakterlerinin oyuncusu Serkan Öztürk, ekibiyle
ABD'ye gidecek ve 20-22 Ocak 2005 tarihleri
arasında New York'ta Hacivat ile Karagöz'ü
tanıtacak. Serkan Öztürk, bugüne kadar Hacivat-
Karagöz oyunlannı Türkiye'nin tüm bölgeleriııde
sergilediklerini, yurtdışında da Fransa,
Avusturya, Almanya ve Tataristan'da sahneye
koyduklannı belirtti. Oyunlardan sonra ayakta
alkışlandıklannı, olumlu tepkilerin kendilerini
yüreklendirdiğini dile getiren Öztürk, ABD'ye
yapacaklan turnenin kendilerini
heyecanlandırdığını belirtti.
K Ü L T Ü R İ Ç t Z İ K
K A M I L M A S A R A C I