22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14OCAK2005CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y Y Y Y B 9 8 12 10 15 13 15 15 Sinop ÇB 13 Adana PB 19 Samsun PB 14 Mersin PB 18 Trabzon PB 13 Diyarbakır B 12 Giresun Ankara PB 14 Şanhurfa B 16 PB 11 Mardın B Eskışehir PB 9 Siirt Konya B PB 9 Hakkâri Sıvas 4 Van Zonguldak B 13 Antalya Y 17 Kars Yurdun guney ve batı kesımlerı parçalı çok bulutlu, Marmara ve kıyı Ege ıle Batı Ak- denız kıyıları sağanak yağışlı, dığer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Havasıcaklı- ğı, yurdun batı kesım- lerınde 1 ıla 3 derece azalacak, dığer yerler- deonemlıbırdegışıklık olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn A PB B PB A A B A 2 -1 4 8 7 5 4 7 Berlın Y 7 Moskova Munıh Açık lı bulutlu Sıslı 3ulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu Budapeşte PB 4 Aşkabat B 4 Madrid Viyana Sulu kar . Gok gurultulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada bu yana ucu açık işaretler veriyorlar. Başbakan, Moskova dönüşü Esenboğa Havaala- nı'ndaki basın toplantısında "planın adının değil, içe- riğinin önem taşıdığını" söyledi. Olası planı "kalıcı, adil ve Kıbns Türklerinin haklarını" koruyorsa.. kimin adıyla anılırsa anılsın destekleyeceğini açıkladı. Ne var ki RTE'nin Ankara'ya dönüşündeki söy- lemleri, Putin'in medyamızın sevinç ve başarı çığlık- ları atmasına yol açan Kıbrıs'la ilgili açıklamalarına değinmiyor. Teğet bile geçmiyor. Sadece niyete dayalı birtakım görüşler izlenimi ve- riyor. Üstelik Putin'in açıklamaları acaba Rusya'nın Kıb- ns Rum Yönetimi'ni kollayan politikalardan vazgeçti- ğini gösteriyor mu; yoksa Moskova'nın gerçek hedef- lerini saptamaya yeterli olmayan bu söylemler, bekle ve gör stratejisine uygun bir zemin mi hazırlıyor? Üstelik Putin "Kuzey Kıbrıs'a ekonomik tecridin adil olmadığını, BM Genel Sekreteri'nin adıyla anılan planı aktifbir şekilde destekleyeceklerini söyledikten sonra, Güvenlik Konseyi'ne getireceği raporu -daha önce olduğu gibi vetodan vazgeçerek- onaylayacak- lannı" vaat etmiyor. Raporun içeriğini inceledikten sonra oy kullana- caklarını söylüyor. Bu söylemler, açıklamalar üzerinde RTE pekâlâ bir yorum yapabilirdi. Sustu! *•• Putin'in Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalarını "ger- çekçi bulduğunu ve çok memnun kaldığını" neden sonra; bağlı olduğu holdingle başbakan arasında köprü görevi yapan bir köşe yazarına açıklayacağı yerde, ortak basın toplantısında Putin'in yüzüne söy- leyebilirdi. Ya da Moskova dönüşü Ankara'da olası Kıbrıs so- rununa başka açılardan bakacağı yerde Putin'in söz- lerini doğrudan yorumlayabilirdi. Soruları, Putin'den yankılanan olasılıklaradeğinme- den geçiştirmesi ve Rusya Devlet Başkanı'nın açık- lamalarının "herşeyin halledildiği anlamına gelmedi- ğini" vurgulaması da Moskova'nın Güney Kıbrıs po- litikalarında değişiklik yaptığı anlamına gelmiyor. "Izaha muhtaç" davranışların arkası kesilmiyor. RTE, Moskova'da ve dönüşte iki toplum arasında müzakereleri yeniden başlatması için BM Genel Sek- reteri ile yapacağı görüşmeyi bir ay sonraya, şuba- ta bırakıyor. Olası girişimi gerilere atmasındaki nede- ni açıklarken inandırıcı olmaktan hayli uzak... Güney Asya'ya elinde depremzedelere büyük yardımı ifade eden bir çekle giderek BM Genel Sekreteri'ne "iti- bar" sağlayacakmış! Başbakan, acaba bir çekle Annan'ı görüşmeleri başlatmaya ikna edebileceğini mi sanıyor? • • • Putin'in sözleri Kıbrıs'ın güneyinde kuzeyinde tep- kiyle karşılandı. Papadopulos'a göre Rusya, "güne- ye verdiği destek ilkelere dayandığı için vazgeçe- mez". Tabii MA Talat'tan ses yok. O, her koşulda Gü- ney Kıbrıs'la müzakereye açık olduğunu söyleyerek daha görüşmeler başlamadan Rumlara ödün ver- meye hazır olduğunu ilan etti. Rauf Denktaş kuşkulu. Rusya'nın Annan'ın Gü- venlik Konseyi'ne vereceği rapora vetodan vazgeç- mesi Kuzey Kıbrıs'a ne ölçüde yarar veya zarar sağ- layacak? Orneğin BM garantörlüğünün Türkiye'nin garantörlüğünü sulandıracağından kaygılanıyor. Ya da raporda yer alan Kıbrıs Türklerinin egemenlik is- temediği gibi garip bir saptamanın kabul edilmesin- den... Annan, raporu GK'ye sunmayı kabul eder, rapor vetoya uğramazsa, plan Rumların olası yeni istekle- rini karşılayacak, ne ki KKTC aleyhine bir içerikle uy- gulamaya geçilecek, demektir. RTE; adı Annan olsun olmasın, ödünlü yeni koşul- lar içeren bir planı görüşmeye hazır. MA Talat ödün vermeye dünden razı. Annan planına şapka çıkarmadan önceki günler- de "Çözümsüzlük çözüm değildir" diyordu RTE; bu sloganı yine kullanıyor. Görünen köy kılavuz istemez; yinelediği bu slogan ve kazan-kazan anlayışıyla hazretin; AB ile müzake- relerde Rum engellerinden kurtulmak için, tabii içi- mizdeki ver-kurtulcuların desteğiyle ödün vermeye hazırlandığını gösteriyor. 'Mahmur'dakiler kurtarılmalı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Onıır Oymen, lrak'taki Mahmur Kampı'nda yaşayan I urkiye Cumhuriyeti yurttaşları- na dikkat çekerek "Bu vatandaşlarımız terör örgütü- nün baskısından kıırtanlmalıdır. Dünyada hiçbir iilke vatandaşlannın tel örgü arkasında yaşamasını iste- mez" dedi. Öymen, Mahmur Kampı'nda tutulan Türk vatandaşlannın dıırumunun medyada yer alma- dığına dikkat çekerek "Medyamız hükümeti üzmek istemiyor anlaşılan. Hükümetin geçmiş hükümetlerin gösterdiği duyarlığı göstermesini bekliyoruz" dedi IMF: Önce adım, sonra tarih • WASH1NGTON (AA) - Uluslararası Para Fo- nu'nun (IMF) Dış İlişkiler Direktörü Tom Davvson, Washington'daki IMF merkezinde düzenlediği top- lantıda, yeni stand-by düzenlemesini ele alacağı tari- hin belirlenmesi için Türkiye'nin atması gereken adımlar olduğunu söyledi. Üç yıllık yeni stand-by düzenlemesi çerçevesinde IMPninfiirkiye'ye 10 milyar dolar kredi sağlaması öngörülüyor. IMF, ban- kacılık, gelir idaresi ve sosyal güvenlik konularında bazı yasal düzenlemelerin tamamlanmasını istiyor. AKP içinden hükümete uyarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP içinde- ki "milliyetçi" kanat, Meclis'te ikinci bir çıkışla hü- kümete uyarıda bulundu. AKP Malatya Milletvekili Süleyman Sanbaş, genel kurulda söz alarak parti içindeki bir grubun görüşlerini seslendırdi. Kıbrıs'la ilgili gelişmeleri değerlendiren Sarıbaş, "Kıbrıs so- rununuTürk ordusunun Kıbrıs'ta bulunması olarak tarif eden tavnn, çözümsüzlüğün temel nedeni oldu- ğunu" söyledi. Sarıbaş, "İki kesimliliğe, eşit ege- menliğe ve iki halkın kurucu ortak olduğu, BM Gü- venlik Konseyi ve AB Konseyi'nden yaptırımlar da içeren tcyıtler alınmadığı sürece hiçbir cumlıuriyet hükümeti, benim hükümetim dahil Kıbrıs ve Rum kelimesi geçen hiçbir belgeyi paraf edemez" dedi. Vekillerden rüşvet istendi Ruspolisi, CHP veAKP'li 55 Türk milletvekili ile 250 oda başkanını havaalamnda 4.5 saat beklettL Heyetten bazı kişiler nezarethaneye atılmaktan 100-200 dolar ödeyerek kurtuldu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Rusya ziyaretine giden 55 milletvekili ile 250 ticaret ve sanayi odası başkanı, organizas- yon bozukluğu nedeniyle Mos- kova'daki havaalamnda 4.5 saat beklemek zorunda kaldı. Arıza yapan uçağın gecikmesi nede- niyle havaalanına hapsolan mil- letvekilleri, gönderilen başka bir uçakla yurda dönebildi. AKP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan Moskova polisinin ken- dilerinden rüşvet istediğini be- lirtirken konuyu TBMM günde- mine getiren CHP Grup Başkan- vekili Haluk Koç," Milletvekil- lerimiz Moskova'da kırmızı pasaport taşımalarına rağnıcn polis tarafından gözaltına alın- nıak istenmiştir. Bu arkadaşla- rınıız 100-200 dolar rüşvet ve- rerek nezarethaneye atılmak- tan kurtulmuşlardır" dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Rusya temaslannı izlemek üze- re Moskova'ya giden milletveki- linin bir bölümü havaalamnda uzun süre beklemek zorunda kaldı. 10'u CHP'li olmak üzere 55 milletvekili ve 250 ticaret ve sanayi odası başkanını öğleden sonra Moskova'dan Ankara'ya taşıyacak THY uçağı anzalana- rak gecikti. Bu nedenle yaklaşık IVANOV'DAN TÜRKİYE'YE 'TERÖR' SUÇLAMASI VVASHINGTON (ANKA) - Rus Dışışlerı Bakanı Sergei İvanov, Çeçenıstan'ta öldürülen "yabancı paralı askerlerin çoğunun Türk olduğunu" öne sürdü. İvanov, Vvashington'da düzenlediği basın toplantısında Türkiye'nin, yurttaşlan Çeçenistan'da yasa dışı silahlı oluşumlar bünyesinde faallyet gösterirken öldürülen ülkeler arasında "rekortmen" olduğunu iddia etti. ivanov, Rusya ileTürkıye arasındaki ıhşkilerde "Terorizmle nıücadele konusundaki çiftc standartlar dışında ciddi bir sorun görmüyorum" diye konuştu. 4.5 saat havaalamnda bekleyen milletvekilleri, Ankara 'daki ran- devulannı iptal etmek zorunda kaldı. Milletvekilleri ancak sa- atler sonra gönderilen başka bir uçakla Ankara'ya dönebildi. CHP İzmir Milletvekili ve Ana- yasa Komisyonu üyesi Yılmaz Kaya, yaşananın "tam bir re- zalet" olduğunu belirterek "Bu durumdan haberimiz olsaydı Moskova'yı gezerdik. Bugün Lenin'in anıtmezarını ve Nâ- zım Hikmet'in mezarını ziya- ret ettik" diye tepki gösterdi. Büyükelçilik eleştirildi Moskova'daki Türk Büyükel- çiliği'nin de sorunlann gideril- mesi konusunda çaba gösterme- diğinden yakınan Kaya, "Şehir gezisi sırasında pek çok arka- daşımız, Rus polisi tarafından 'Nıye vizeniz yok' gibi çirkin yaklaşımlara nıaruz kaldı. Türkiye'nin büyükelçiliği, bu sorunları önleyebilirdi. Ama ortalıkta büyükelçilikten kim- seyi göremedik" diye yakındı. AKP'li Seyhan ANKA'ya yaptığı açıklamada, kenti gezen milletvekillerinden polıs tarafın- dan rüşvet ıstendiğıni söyledi. Seyhan, şunları söyledi: "Bu- gün Nâzım'ın mezarını ve Le- nin'in mozolesini gezmek iste- yen 9 kişilik CHP heyeti ile bir- likte diplomatik vizemiz olma- dığı gerekçesiyle 15-20 dakika kadar Rus polisi tarafından Arbat Caddesi'nde alıkonul- duk. Bizden de 500 ruble rüş- vet istendi. Ben 'Başınıza bela mı almak istiyorsunuz, diploma- tik pasaportumuz var' diyerek karşı çıktım. Yanımızda bulu- nan Moskova Üniversite- si'nden öğretim görevlisinin de 'Diplomatik problem istiyorsa- nız bu ısrannızı sürdürün' diye çıkış yapmasıyla Rus yetkili- ler bizi bıraktılar." TBMM gündemine geldi CHP Grup Başkanvekili Koç da TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada, şunları söyledi: "Milletvekillerimiz ve oda başkanlarımız; ayakkabıları, çorapları, ceketleri çıkarıla- rak aranmaktadır. Bu bir re- zalettir. Milletvekillerimiz kır- mızı pasaport taşımalarına rağmen polis tarafından gö- zaltına alınmak istennıiştir. Bu bir rezalettir." TBMM Genel Kurulu'ndabu- lunan Başbakan Yardımcısı Mehnıet Ali Şahin ise Dışişleri Bakanlığı'na şu ana kadar bu ko- nuda herhangı bir şikâyct ulaş- madığını öğrendiğini ifade ede- rek "Sayın Dışişleri Bakanımız ile görüştüm, konuyu ilettim. Kendisi şu anda konuyla ilgile- niyor. En kısa sürede Meclis'e bilgi vereceğiz. Böyle bir şey ol- muşsa bunun kabulü mümkün değildir" dıyc konuştu. GENEL KURULDAN GEÇTİ CHP muhalefeti 'Köy Hizmetleri 'ne yetmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nünkaldırıl- ması ve yürüttüğü hizmetlerin istanbul ve Kocaeli'nde büyükşehir belediyelerine, di- ğer illerde ise il özel idarelerine devrini ön- gören tasarı, CHP'nin muhalefetine karşın yasalaştı. Yasa 16 Mart 2005'te yürürlüğe girecek. Devir işletnleri yasanın yürürlük tarihınden başlayarak bir yıl içinde tamam- lanacak. Getirilen düzenlemeler şöyle: • Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un adı KöyeYönelik Hizmetler Hakkında Ka- nun olarak değiştirildi. Hizmetler de yeni- den belırlendi. •Genel müdürlüğün taşra teşkilatının bölge müdürlüklerinin görev alanına gi- ren işler, il özel idarelerince her yıl müş- terek yapılacak iş programı çerçevesinde yürütülecek. v' Merkez teşkilatının kadro ve pozis- yonlan, personeli, varlıkları, araç, gereç ve taşınırları ile hizmet binaları ve diğer ta- şınmazları Tanm ve Köyişleri Bakanlı- ğı'na aktarılacak. • Özelleştirme kapsamındaki kuruluş- lardan Köyişleri Genel Müdürlüğü'ne atan- mış personel, merkezde Tanm ve Köyişle- ri Bakanlığı merkez teşkilatına, taşrada ise bakanlığın taşra teşkilatına geçirilecek. • Üst düzey yöneticilerle sayman ve merkezdeki avukat unvanlı kadrolarda ça- lışanlar devredildikleri kurumda ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilecek. *^ Müdürlüğün yatırım projeleri ve öde- nekleri Yüksek Planlama Kurulu ile ilgili kurum ve kuruluşlara devredilecek. • Köy Hizmetleri'nden devredilecek personel için Tarım ve Köyişleri Bakanlı- ğı'na 108 kadro tahsis edüecek. Çanakkale'ninardındanGöko- y v a Körfezi'nde 10 metre, Mar- maris Hisarönü Körfczi Kızkumu mevkiinde de 50 mctreye kadar deniz suyunun çekil- mesi halkta deprem olacağı endişesi yarattı. Marmaris Kaymakamı Cemalettin Özdemir paniğe gerek olmadığını açıkladı. Jcofizik mühendisi Hakan Bcyaz deniz suyu çekilmele- rinin lokal olmadığını, bu nedenle deprem ya da tsunamiyle ilgisinin bulunmadığını kay- detti. Beyaz, "Tamamen atmosferik olaylarla ve deniz akıntılarıyla ilgili" dedi. Çanakka- le Onsekiz Mart Üniversitesi Su Ürünleri Dekanı Prof. Şükran Cirik de Çanakkale'de ya- şanan su çekilmesinin atmosferik olduğunu bclirtti. Bu arada, Manisa'nın Sonıa ve Kır- kağaç ilçelerinde büyüklüklcri 2.8 ile 4.0 arasında değişen 4 deprem meydana geldi. (AA) Altm Küre adayları açıklandı H Baştarafı 1. Sayfada Drake), Hillary Svvank (Million Dollar Baby), UmaThurman (Kill Bill-Vol. 2); En İyi Erkek Oyuncu (Komedi ya da Müzikal) Jamie Foxx (Ray), Paul Giamatti (Sidevvays), Jim Carrey (Eternal Sunshine of the Spotless Mınd), Kevin Kline (De-Lovely), Kevin Spacey (Bcyond the Sea); En İyi Kadın Oyuncular (Müzikal ya da Komedi): Annette Bening (Being Julia), Ashley Judd (De-Lovely), Emmy Rossum (The Phantom of Opera), Kate Winslet (Eternal Sunshine of the Spotless Mind), Renee Zellvveger (Bridget Jones: The Edge of Reason); En İyi Yönetmen: Alexander Payne (Sideways), Martin Scorsese (The Aviator), Clint Eastwood (Million Dollar Baby), Marc Foster (Findıng Neverland), Mike Nichols (Closer); Yabancı Dilde En İyi Film: 'The Chorus' (Fransa), 'A Very Long Engagement' (Fransa), 'House of Flying Daggers' (Çin), 'The Motorcycle Diaries' (Brezilya), 'The Sea Inside' (ispanya). SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...Gâzi'nin, Aradığı 'Fark'!.." B Baştarafı Arka Sayfada Onun indinde, Şeyh Sait mürtecidir, ama- cı 'Kürtçülük' olan isyan, 'Şeriat isteriz' di- yordu; istediği, Halife ve Padişah'dı, yânı In- giltere Devleti fehimânesi'nin himayesin- deki Sultan Vahdettin! Onun indinde, Der- viş Mehmet ve 'avenesi', yâni Kubilay'ı kör bağ bıçağıyla ensesinden kesenler, 'mürte- ci'ydi; zira amaçları dın-i mübine saygı sağ- lamak değildi; o bahâneyle anti-emperyalist, yani ulusalcı, yani Kemalist Türkiye'nin, ye- nıden 'Sistem'in kontrolüne girmesi idi. Gâ- zi'nin, Bursa Nutku'nda 'ben bizzat onların düşmanıyım' dediği; hiçbir zaman 'müte- deyyin', yâni dini diyanetiyle haşır neşir, na- muslu ve kendi halindeki vatandaş, olmadı; aksi halde, devletin laikliği, onun ölümünün arifesine, (1937) kadar gecikir miydi? Kaldı ki, Müslüman'ın hasıyla, daima iyi ge- çinilmiş, çok sıkı işbirliği yapılmıştır: sadece, 'Börekçizade' Rifat Hocaefendi'yi, 'Sütçü Imam'ı, vd. hatırlamak yeterli. Börekçizade Rlfat Hocaefendi... Başka bir münasebetle, sanırım dokun- muştum: Müdâfaa-i Hukuk Cemiye- ti'nin Hey'et-i Temsiliyesi, (Gâzi ve arkadaş- lan) Ankara'ya intikalettiklerinde.Cemiyet'in kasasında hepi topu 48 kuruş para vardı; ida- ri ışlere bakan Mazhar Müfit Bey'ın (Kansu) çekmecesinde de, hatırlı misafirlere kahve yapabilmek için sakladığı, iki adet kesme şe- ker! O zaman, Paşa'yı ziyarete gelen Anka- ra Müftüsü Börekçizade Rifat Hocaefen- di, vaziyetin vahametini muhtemelen kestire- rek, kendiliğinden halktan topladığı bın lira- yı, getirip onlara bağışladı: bin lira o zaman, bir servet! Hepsi bu mu? Hayır! Bilındiği üzere, Şey- hülislam Dürrizade, Yunan uçaklarının Ana- dolu'ya yağdırdığı bir fetvasıyla, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını 'dinen katli vâcip' ilân etmişti; Börekçizade Rifat Hocaefen- di, Ankara çevresindeki vilayet ve sancakla- rın müftüleriyle bir toplantı yaparak; Şeyhü- lislam'ın bufetvayı işgal altında verdiğini, bi- naenaleyh, dıni bakımdan geçerlı olamaya- cağını, ilan etti. Onlarda, kendı fetvalarının al- tına mühürlerini bastılar, hepsi muteber, gö- revlerının bilincınde, hocalardı: Şeyhülislam Dürrizade ile aralarında fark, (buraya dikkat!) Gâzi'nin ve Kemalizm'in, mütedeyyin kesımde mevcudiyetine hassas olduğu farktır: Şeyhülislam, neyazık ki 'ec- nebi'nin dürtüsüyle hareket ediyor, ülke- sinin 'hürriyet' ve 'istiklâli' aleyhinde bu- lunuyordu; Börekçizade Rifat Hocaefendi ve onu destekleyen öteki müftüler, bu 'hürriyet' ve 'istiklâl' için savaşmanın, din- i mübin'in bir gereği, -gereği de laf mı, 'za- rûreti'- olduğuna inanmışlardır; hayatları pahasına Vaz/yef aldılar'. Yanlış bilmiyorsam, Börekçizade Rifat Ho- caefendi, Türkiye Cumhuriyeti'nın, ilk Diya- net Işleri Reisi olmuş, vefatına kadar bu gö- revde kalmıştır: Nur içinde yatsın! GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Bunun adı başkanlık olur, bu sisteme nasıl geçe- biliriz? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in böyle bir arayışı yok. Görev süresinin tamamlanmasıyla bırlikte başlayacak yeni yaşam biçimine şimdiden hazırlanmış görünüyor. Ancak Sezer'den sonrasını arada bir akıllarına getiren AKP'liler, başkanlık sis- teminin Türkıye'ye göre olmasa bile kendilerine gö- re çok ideal olduğunu düşünüyorlar. Geçen gün Korkut Özal'ın açıkça söylediği gi- bi, AKP'liler önlerindeki en büyük engelin Sezer ol- duğunu düşünüyorlar. Başlangıçta görev süresinin kısaltılması için bazı çalışmalar yaptılar, ama Se- zer'in arkasındaki büyük halk desteğini de dikkate alarak bundan vazgeçmiş görünüyorlar. Bunun ye- rine başkanlık sisteminı ısıtmanın arayışınagirdiler. Mayıs 2007'de Sezer'in 7 yıllık görev süresi do- luyor. 3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan parlamen- tonun anayasal süresi de Kasım 2007'de tamam- lanıyor. Bugüne kadar hiçbir Meclis, 5 yıllık süreyi sonuna kadar dolduramadı. Seçimler 3 yıldan er- ken, 4 yıldan geç yapılmadı. AKP'nin ağırlıklı oldu- ğu Meclis, yeni cumhurbaşkanını seçmek için öm- rünü son kullanma tarihıne dek uzatır mı, yoksa ge- lenek devam eder mi? Sorunun yanıtı, bu yılın ikinci yarısında biraz da- ha netleşebılir. Ancak AKP saflarında cumhurbaş- kanlığı kulislerinin şimdiden başladığını söyleyebi- liriz. Çankaya Köşkü'ne çıkma fırsatı önüne gelen hiçbir siyasi lider, bunu geri çevirmez. Başbakan Er- doğan da bu yolu izleyecektir. AKP'nin ikilemleri Erdoğan'ın önünde iki denge duruyor: j Parti içi dengeler, dış dengeler. Dış dengeleri ayrı bir yazı konusu yapıp AKP'nin içinebakahm... Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasından ya- na olanlar ikiye ayrılıyor: ; 1 - 2006'da parti içindeki bütün düzeni tamamla- mış oluruz. Kongreler biter. Genel başkanlıktartış- ması olmaz. Ekip yerine oturur. Ardından Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkarırız. Sonra da seçim olur. Halka, "Çankaya ile uyumlu bir Meclis getirin" deriz. 2- Yok böyle olmaz. Genel seçimleri cumhurbaş- kanı seçiminin önüne alınız. Güçlü bir Meclis olu- şur. Böylece Erdoğan en azından görev süresinin ılk yarısında kendisiyle uyumlu bir Meclis ve hükü- metle çalışma fırsatı bulur. Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasına karşı olanların te- zi şu: Ozal ve Demirel örneğı gösterdi ki başbakanlar partilerinin başından ayrılıp Köşk'e çıkınca parti çö- küyor. Bu yüzden Erdoğan partinin başında kalsın. Çankaya'ya onun güvendiği bir kişiyi çıkarahm. ! O kişi kim olur? Bülent Arınç ve Abdullah Gül hazır! Arınç'ın çev- resıyle paylaştığı şöyle bir değerlendirmeden söz ediliyor: "Ben, Erdoğan'ın arkasında kalacağım birmaka- mı kabul etmem." Meclis Başkanlığfnın Başbakanlık makamının önünde olduğu ve Arınç'ın 3 yıldır bu makamdan başka bir şey istemediğı dikkate alınırsa bu kulis ya- bana atılır cinsten değil. Gül'ün şu aşamada hükümet içindeki dengeler- de de etkili olduğu dikkati çekıyor. Bunun yanında Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Milli Savunma Ba- kanı Vecdi Gönül potansiyel olarak adı geçen ki- şiler. Bu pilav elbette daha çoook su kaldıracak, ama biz kulis derinliklerinde konuşulanları özetleyelim is- tedik. 2007'yi dört gözle bekleyen bir başka isim de Fethullah Gülen. Çevresindekilere 80-90'lı yıl- lar boyunca, "2000yılına kadar cumhurbaşkanı da- hil bütün devlet bizden olacak" demişti. Hukuk devleti ve laiklik konusundaki kararlılığını her fırsatta dile getiren Sezer, arkadaşları üzüyor! Bakalım 2007'nin ikinci yarısı neler getirecek! ankcum / cumhuriyet.com.tr Alman büyükelçiye protesto • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üni- versitesi Siyasal Bilgiler l'akültesi'nde düzenlenen sempozyuına katılan Almanya'nın Ankara Büyükel- çisi Wolf Ruthard Born, bir grup öğrenci tarafından protesto edildi. Sempozyum öncesinde "Kahrolsun AB emperyalızmi", "AB'ye geçıt yok", "Kurtuluşu- muz Avrupa'da değil, sosyalizmde" sloganlan atan grup, fakülte bınasına Türkçe ve Alnıanca olarak "Niyetinızı bıliyoruz, izın vermiyoruz" yazılı pan- kart astı. Protestoyu gülerek ızleyen Born, "Tamam, okey" diyerek sempozyumun yapıldığı salona geçti. Türkiye tazminata mahkûm oldu • STRAZBURG (ANKA)-Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) mahkûm oldu. Aİ11M, 19%'da Diyarbakır Cezaevi'nden Gaziantep C'ezaevi'ne nakledildiği araçta uğradığı saldırı sonu- cu öldüğü belırtılen Kadri Demır'in yakınlarına top- lam 93 bin Eııro (166 bin YTL) taznıinat ödenmesi- nc karar verdi. AİHM, Demir'in ölümüyle ilgili ola- rak Avrupa tıısan Hakları Sözleşmesi'nin çeşitli maddelerinin ihlal edildiğine karar verdi. THK, 1 milyon deri hedefliyor I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Hava Kurıımu (T11K) Genel Başkanı Emekli Tümgeneral Yusuf Güngör, bu yıl 1 milyon 100 binin üzerinde kurban derisi toplamayı hedeflediklerini belirtti. Bu rakamın artabileceğini söyleyen Güngör "Halkımı- zın sağduyusuna güveniyoruz. 12 milyar YTL gelir bekliyoruz" dedi. Güngör, THK'nin bu yıl da vekâ- leten kurban kesimini modern tesislerde, dini vecibe- lere uygun ve noter huzurunda yapacağını söyledi. HEIDELBERG KONSERVATUVARI PİYANO ÖĞRETMENİ PÎYANO DERSLERİ (0216) 336 54 64
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle