25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SArFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2004 SALI HABERLER DÜT\YADABUGUN ALt StRMEN Verheugen Geldi Acaba IMe Diyecek? Türkiye'nin yakın tarihini, bize "Acaba ne diye- cek?" diye meraktan nefesimizi tutturan yaban- cılann öyküsüyle yazmak, ortaya ilginç bir eser çıkarabilir. 12 Mart döneminde bir Paul Balta vardı. Gel- diğinde ne söyleyeceği, neler yazacağı, yöneti- cilerimizden sesini çıkaramayan muhalefete ve ba- sına kadar herkesi heyecan içinde bırakırdı. Daha sonra kendisini tanımak olanağını buldu- ğum (Türkiye'ye gelişlerinde tanışıp görüşmeme imkân yoktu) Paul Balta, Le Monde'un önde ge- len gazeteciierinden biriydi. Yani Türkiye'nin nefesini kestiren, kendi iilke- sindeki gazetecileri çeşitli nedenlerie hapse atan dikta heveslisi yöneticileri esas duruşta bekleten adam, eninde sonunda bir gazeteciydi. Her dönemin, böyle ünlü yabancılan olmuştur. Daha yakın tarihlerde, IMF'nin Türkiye Masası Şefi Italyan Cotarelli ve onun ardından aynı gö- reve gelenler, Türkiye'de hep merakla beklen- mişler ve iki dudaklannın arasından çıkacak olan sözler için yönetiminden muhalefetine, basınına, sokaktaki adamına kadar herkesi meraktan öldür- müşlerdi. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Gün- ter Verheugen bunların içinde saltanatı en uzun sürmüş olanıdır. Günter Verheugen 6 Ekim'de açıklanacak "Ge- lişme Raponı "na son şekli verilmeden önce, ge- lişmeleri ve uygulamalan görmek için yine ülke- mize geldi. Bir müfettiş olarak ülkemizin çeşitli bolgelerini teftiş ediyor Sayın Verheugen ve herkes nefesi- ni tutmuş bekliyor, "Acaba bizi nasıl bulacak, be- ğenecek mi, son gelişmeler konusunda ne söy- leyecek?" diye. • • • Bağımsızlık ve demokrasi özürlü bir ülkenin doğal yazgısıdır bu durum. Prof. Dr. Oktay Yenal cari açıktaki tehlikenin büyüklüğünün yarattığı tehlikeyi dilegetiren, ufuk- ta sermaye ya da kredi girişinin de görülmediği- ni belirttiği "lyimser Olabilir miyiz?" başlıklı dün- kü yazısını "Bakaiım hükümetya da IMFbu ger- çeği zamanında görebilecek, ne yapılması ge- rektiğini bilecekler mi?" diye bitiriyordu. Doğrusu bu tümcede ilk bakışta yadırganacak bir şey yok. Türkiye demokratik ve bağımsız bir ülke olmadığı için yasalanmızdaki, siyasetimizde- ki yanlışlann AB, ekonomimizdeki hatalann da IMF tarafından düzeltilmesine alıştık. Eğer bağımsız bir ülke olmuş olsaydık Sayın Ye- nal'ın yazısı şöyle biterdi: "Bakaiım hükümet bu gerçeği zamanında görebilecek, ne yapılması gerektiğini bilecek mi?" Bu yazdıklanmız da AB'ye ya da IMF'ye eleş- tiri olarak alınmamalı. Durumun sorumlusu, geçmişteolduğu gibi bu- gün deTürkiye'dir. Bizler bağımsızlığımızı kendi- miz elde etmiştik, yine kendimiz kaybettik. Elle- rin günahı ne? • • • Bu yüzden bu tartışmayı bir yana bırakalım da Sayın Müfettiş'in teftiş gezisi ile ilgili bir noktaya değinelim. Eğer Sayın Verheugen, bu gezisinden sonra son hali verilecek ilerieme raporunun Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlamasını sağlayacak bir içerikte olması için yalnız yasal değişiklikler- le, siyasi kararlarla yetinmeyip uygulamanın her alanda uygun ve tam olup olmadığına bakacak- sa hata edecek demektir. Çünkü bizim gibi o da alınan yasal önlemlerin yaşamın her alanında uygulamaya tam olarak kı- sa sürede yansımasının mümkün olmadığını bi- liyordur, bilmelidir. Zaten gelişmeler olumlu bulunduğu takdirde, Türkiye'nin üyeliği onaylanmayacak, yalnızca ya- sal ve siyasal karariarın yaşama yansımasının sağlanmasının izleneceği bir müzakere dönemi başlatılacaktır. Hepsi bu. Bu süre içinde uygulamalar istenen istikamet- teolmazsa Türkiye'nin üyeliği gerçekleşmeyecek- tir zaten. Bugünkü aşamada önemli olan, Türkiye'de si- yaset sahnesinin aktörierinin, devletin kurumla- nnın, toplumun AB üyeliğini gerçekten isteyen ve bunun için zorunlu reformlan yalnız yasal olarak değil, aynı zamanda fiilen yaşama geçirtmeye yönelik bir iradenin var olup olmadığıdır. Böyle bir iradenin yok olduğunu söylemek ise izan ile bağdaşmaz. Bu iradenin yaşama tam an- lamıyla yansıması ise müzakere sürecinin olayı- dır. Bakaiım Bay Müfettiş'e bu gerçeği birileri an- latmaya çalışacak ve muvaffak olabilecekler mi? asirmen@cumhuriyet.com.tr 82. yıldönümünde şenlikle kutlama Menemen 'de kurtuluş coşkusu tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege'deki festival coşkusu, yerini düşman işgalinden kur- tuluş şenliklerine bırak- tı. Halaylar, kurtuluşun 82. yılı için çekiliyor. Bu yü 18.'si düzenle- necek "Menemen Kül- tur-Sanat ve Kurtuluş Şennkleri" kapsamında yurttaşlar, 3 gün boyun- ca çok sayıda etldnlikte bir araya gelecek. Bu kapsamda yarın saat 17.30'daBurcuÇayBah- çesi'nde, gazetemiz Im- tiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı tlhan Sdçuk, "Kurtuluş, Cum- huriyetin Kuruluşu, GüncelSorunlar'' konu- lu söyleşıye katılacak. Bugün saat 17.30'da kortej yürüyüşüyle baş- layacak etkinliklerde MenemenBelediye Baş- kanı TahirŞahin, Mene- men Kaymakamı Musta- fa Ergün'ün konuşma- lannınardmdan 18.30'da Menemen 1. Dünya Çömlek Yanşması yapı- lacak.l9.30'daCHPmil- letvekili Kemal Anadol kitaplannı ımzalarken 20.00'de Hükümet Mey- danı'nda semah ve Gür- cistan halkoyunları gös- terisi yapılacak. Kuleli Askeri Lisesi'nin açılış törenine katılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon: Ata'nın hedefine ulaşamadıkHaber Merkezi - Deniz Kuvvetleri ve Kara Ku\Tetleri komutanlıklanna bağh askeri liselerde, 2004-2005 eğı- tim ve öğretim yılı dûn başladı. Ku- leli Askeri Lisesi'nin açıhşında konu- şan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hur- şit Tolon, "Türkulusunun,Atatürk'ün sağlamtemeflereoturtupözkdiği çağ- daş u>garhk seviyesine, onun ölümün- den 66 yıl sonra halen hedeflenen öl- çüdeulaşamamışolmamız,üstelikba- n ülkelerin bunubizesıkçahaoriatma- lan acıdır" dedı. Kuleli Askeri Lisesi'ndeki törende konuşan Tolon, TSK'nin vizyonuna paralel olarak uyguladığı öğrenci mer- kezli eğitim modeli sonucunda Atatürk ilke ve inkılaplarına yürekten bağh, SİDAD panel düzenledi: •TSK'ye bağh askeri liselerde eğitim ve öğretim ytlı düzenlenen törenlerle başladı. Kuleli'de törene katılarak bir konuşma yapan Orgeneral Tolon, ölümünün üzerinden 66 yıl geçmesine rağmen Atatürk'ün gösterdiği hedeflere ulaşamamanın üzücü olduğunu söyledi. Atatürkçü düşünce sistemini bir yaşam tarzı haline getirmiş öğrencilerin ye- tiştırilmesinin herkesin en önemli so- rumluluğu olduğunu söyledi. Bu so- rumluluğun, günümüzde önemini çok daha artrırdığını ve çok daha büyük ol- duğunu vurgulayan Tolon,"Yüce ön- derAtatürk'ün biztereişaretetdğj çağ- riaşhgm, akdcıhğuı ve ilericiliğin da- imatakipçisiobcağmızainamyorve siz- lere güveniyoruz" diye konuştu. Okul Komutanı KurmayAlbay Fah- ri Erenel de Kuleli Askeri Lisesi'nin 159. eğitim öğretim yılına 76'sı dost ülkelerden gelen misafir öğrenciler ohnak üzere 1348 öğrenci ile başla- dığını \nrguladi. Genelkurmay Baş- kanhğı'nabağh Mehteran Bölüğü'nün gösteri yaptığı törende, hazırhk sını- fî öğrencileri "şerefyemini" etti. Tö- rene, Istanbul Valisi Muammer Gü- ter, Istanbul tl Milli Eğitim Müdürü ÖmerBahbey ile bazı emekli general- ler ve öğrenci velileri de katıldılar. İlkelere bafllı nesll yetlşlyor Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı askeri okullardan Heybeliada'da- ki Deniz Lisesi'nin spor salonunda düzenlenen törende konuşan Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Kora- miral Alev Gümüşoğlu da Deniz Li- sesi'nin, geçmişte olduğu gibi bugün de öğrencileri çağın bilimsel gerekle- rine uygun, Atatürk ilke ve inkılapla- rına yürekten bağh ve üstün niteîikli deniz subay adayı olarakyetiştırme ça- basına devam ettiğinı söyledi. Ankara'daki Silahh Kuvvetler Ban- do Okullan Komutanlığı Astsubay Ha- zırlama Bölümü de 2004-2005 eğitim- öğretim yüına başladı. Yücetepe'deki Kongre ruhuhâlâ yol gösterici • Sıvas Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Öztürk, Cumhuriyetin değerinin bilinmesi gerektiğini vurgulayarak "Elimizdeki kristal cumhuriyet, yere düştüğü zaman kınlır. hrak ve Afganistan gibi oluruz" dedi. tstanbul Haber Scrvisi - Sıvas Kültür ve Dayanışma Derneği'nin (SÎDAD), Sıvas Kongresi'nin 85. yılı nedeniyle düzenlediği panelde, kongre ruhunun bugün varolma savaşı veren dünya halklanna yol gösterici olabileceği vurgulandı. SİDAD ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde 4 Eylül 1919 tarihinde gerçekleştirilen Sıvas Kongresi'nin 85. yıldönümü nedeniyle etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen panelin açılış konuşmasını yapan SÎDAD Genel Sekreten Nevzat Öztürk, u Elimizdeki kristal cumhuriyet, yere düştüğü zaman kuıhr. Irak ve Afganistan gibi olunız, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin değerini bUmelryiz'' dedi. Panele katılan gazetemiz yazan Prof. Dr. Toktamış Ateş, "Cumhuriyet Sıvas'ta kuruldu. Sıvas'ta sona erecek" diyenlenn büyük aymazlık içinde olduklarını ifade etti. Ateş, "Cumhuriyet, halk egemenüği, çağdaşhk ve laiklik temeDerine dayanır. Sıvas Kongresi, böyle bir cumhuriyetin zeminini naznianuşür'' dedi. Sıvas ruhunu ayakta tutmalıyız Gazetemiz yazan Şükran Soner de "Irak, Çeçenistan başta olmak üzere dünyanın neresine giderseniz gidin, Sıvas Kongresi'nin değerierini yakalayanlar bizim vardıgunız sonuca varacaknr. Bugün işgal altmdaki halklar da kendilerine Mustafa Kemal'in yarattigı üst kimliği \uratabuirlerse özgürlüklerine kavuşabflirier'' dedi. ADD Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı ise Türkiye'nin yabancı güçlere satıldığını vurgulayarak "Sıvas ruhunu ayakta tutmalryız" dedi. AB uyum süreci adı alnnda Türkiye'deki ernik aynmcılığuı körüklendiğini belirten Kazancı, antiemperyalist, tam bağunsızldcçı, vatansever güçlerin birleşmesinin önemine dikkat çekti. Panele gazeteci- yazar Ergun Göze ve Zeki Coşkun da katıldı. Atatürk fotoğraflanndan oluşan slayt gösterisinin yapıldığı etkinlikte, halk müziği sanatçısı Recep Ergül de Sıvas yöresine ait türküler seslendirdi. 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN Marmaris'te tahsis edilen salonda tadilat başlatılması kınandı Neteldm Festival'e engel tstanbul Haber Servisi -78'hlerBırUğıVakfiMer- kez Yürütme Kurulu Üye- si tbrahim ÜnaL 11-12 Eylül'de Marmaris'te ya- pılacak "Neteldm Festi- val" ile ilgili olarak bele- diye başkanının, kendile- rine verdiği salonlarda ta- dilat başlatmasını kuıadı. 78'liler Birliği Vak- fi'nın, Galatasaray Posta- nesi önündeki basın açık- lamasmda konuşan Ünal, Marmaris'in CHP'li Be- lediye Başkanı Muham- met AB Acar'ın daha ön- ce, Marmans Amfitiyat- ro'nun, sergi ve panelle- rin yapılacağı salonlann tahsis etme protokolünü imzaladığını anımsattı. Ünal, "Befcdive Başkanı Acar De vanlan protokol gereği, festivalin tüm du- vurulan yapıhp hazniık- lartamamtaruh. Ama fp». TSTikrBirBğiVakfiüyeteriGaktasaı^Postanesiönündeyaptıkbnagklaınada^Amacnn^ darbe küMrünü demokrasi kültürüne dönüştürmektir" dediler. (EBRU ERDOGAN) tivale bir hafta kala Acar, sergi ve panel salonlannı kapattLUmanz 11 Eylül'e kadar bu tadilatbıter" di- ye konuştu. Ünal, CHP GenelBaşkanı DenizBay- kal'a, festivalin engellen- memesi için çağrı yaptı. Banş ve demokrasi için geçmişte yaşananlann bi- linmesi gerektiğini dile geurenÜnal, "Amaamız, sanat,kükürvemizahağr- hkh bir fesrrvalle bu ülke- ninyaşadığı acılara'acıyı bal eyleyerek' karşı çık- mak,darbe külrürünü de- mokrasikültürüne dönüş- türmektir'' diye konuştu. Öte yandan, 68'liler Bir- liği Vakfi da Neteldm Fes- tival 'e destek verdiğini açıkladı. Vakıfüyeleri, fes- tival tarihindeMarmaris'te olacaklannı belirtn'ler. törene, Kara KuvTetleri Istihkam Da- ire Başkanı Tuğgeneral Vej'si Sunal. Silahh Ku^etler Bando Okullan Ko- mutanı Kurmay Albay RefikKunt öğ- retmenler ve öğrenciler katıldı. yarışına katılmalıyız Çicek, 'Yeni deKDer ortay-açtobflirdedL Kara Kuvvetleri Komutanlığı "na bağlı orta dereceli askeri okullardan IzmirMaltepe Asken Lisesi'nde, 2004- 2005 eğitimve öğretimyılıbaşladı. Ka- ra Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Okullar Daire Başkanı Tuğgeneral Bü- lentDağsah, küreselleşme sonucu de- ğişimin her safhada kendini gösterdi- ğini söyledi. Dağsanlı, birey ve ülke olarak bu değişim yarışının dışında kalınmaması gerektiğini vurguladı. Bilirkişinin kaza' raporu Hükümet 'gereğini' yapmıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-" Hükümet, Pamukova'da meydana gelen hızlandırılmış tren facıasında TCDD'yi 8'de 4 kusurlu bulan bilirkişi raporunu dikkate abnıyor. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bilirkişi raporunu Pamukova Cumhuriyet Savcısı'nın değerlendireceğini, ancak bu süreçte karan etkileyecek yeni delillerin de ortaya çıkabileceğini söyledi. AKP ikndan, Pamukova Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın atadığı bilirkişi raporunun sonuçlanmasının arkasuıdan sessizliğe büründü. Bilirkişi heyetinin raporunda, TCDD'deki altyapı eksikliklerine işaret edilerek şu sonuca vanlmıştı: "CMay yerindeki üstyapmuı yeterfi bakım ve onanmının yapdmamış obnasınm değişik yançapb kurbalar (virajlar) nedeniyle ortaya çıkan sık arahkh hız değişimini güvenB bir seyir kontrotü ile gerçekfeştirecek kontrol tedbhierinin ahnmamasmm olayın meydana gehnesinde katkısı ve etkisinin olduğu kanaatine vanhnıştır. (Seldzde dört oranında etkÜO" Rapor deflerlendlrllmedl Bakanlar Kurulu'nda da bilirkişi raporu sonuçlannın değerlendırilmediği öğrenildi. Çiçek, Pamukova Cumhuriyet Başsavcısı'nın karanrun beklendiğine işaret ederek karan etkileyecek yeni gelişmelerin de olabileceğini ima etti. Çiçek, öncelikle cumhuriyet savcısuım iddianameyi hazırlarken bilirkişi raporunu değerlendireceğini belirterek şöyle konuştu: "Sonra yargüama safhasma geündiğinde, taraflar, bu raporla Ugfli başkaca deoUer, itirazlar olabilir. Bunun dtşmda dosyaya girmesi gereken deliDer olabilir.» Işin ceza hukuku açısmdan takdirim cumhuriyet savcıhğı ve mahkemeler yapacakbr. Idariyöndenise hükümet olarak bize düşen neyse yapük, yapmaya da devam ederiz. 1 " IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Bilim ve teknoloji açısından baktı- ğımızda, çağımızın bir bilim ve tek- noloji çağı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak çağımızayalnızca bilim ve tek- nolojide elde edilen ileriemeler dam- gasını vurmuyor. Çağımıza damga- sını vuran konulardan birisi de kitle- leri hedef alan terör. Küreselleşme- nin yüksek boyutlara ulaştığı günü- müzdeterör de küresel bir özellik ka- zanmış durumda. Kuzey Osetya'nın Beslan bölge- sindeki rehin alma eyleminin militan- lanna baktığımızda, bunların değişik milletlere mensup olduğunu görüyo- ruz. Terör eylemcileri, artık uluslara- rası bir örgütlenmeyle faaliyetlerini yürütüyorlar. Aynı şey Irak ve Afga- nistan'daki eylemler için de söylene- bilir. örneğin Irak'taki adam kaçırma eyiemlerinin birçogunun Irakdışından gelen militanlarca yapıldığı belirtili- yor. Eylem yapan militanlann kimliğine bakarak, eylemlerinin yaygınlığına bakarak, küresel bir terörden söz Küresel Terör Çağı... edebiliriz. Dünyanın dört biryanında, değişik milliyetlerden teröristler, dün- yanın nizamını tehdit eden korkutu- cu eylemlere imza atıyorlar. Eskiden de şiddet eylemlerinin uluslararası boyutlara ulaştığı dönemlerolmuştu. Daha çok sol nitelikteki bu eylemler, her şeye rağmen zaman ve mekân- la sınırlı özellikler taşıyorlardı. Şimdi öyle değil, hangi örgütün, hangi ül- kede ne büyüklükte bir terör eylemi yapacağını önceden kimse kestire- miyor. Tam anlamıyla yaygın bir du- rumlayüzyüzeyiz. Herkes kabul edi- yor ki günün birinde dünyanın bir ye- rinde kitleleri hedef alan bir terör ey- lemi yapılacak, onu diğerleri takip edecek. • • • Terörün küreselleştiği birgerçek. An- cak bunun nedenleri üzerinde de dü- şünmemiz ve tartışmamız gerekmi- yor mu? Terörü yalnızca lanetleyerek bir çözüm üretmek mümkün mü? Te- rör neden küreselleşiyor, bunu da tar- tışmamız gerekmiyor mu? ABD yö- netimindeki şahinler, 11 Eylül terör sal- dırısından sonra "terorizmle müca- dele" adı altında bir dizi teori geliş- tirditer. Terörün kökünü kazıyacakla- nnı iddia ettiler. Bu amaçlanna ulaş- mak için terörü gidip merkezinde vu- racaklardı. Bu hedeflerden birisi de Irak'tı. Şahinlerin iddialarının bu sorunu çözmek yerine daha da içinden çıkıl- maz hale getirdiklerini yaşayarak öğ- rendik. Irak, ABD işgalinden sonra, ter- si bir sonuç verdi, terör üreten bir merkez haline dönüştü. Bush'un şa- hinlerinin iddiası Irak'tafıyaskoyla so- nuçlandı. ABD'nin, Rusya'nın ve büyük dev- letlerin terörü yenme siyasetleri bel- li. Şiddete, daha sert bir şiddetle kar- şılık vermek. Ancak bu girişimler, te- rörü sınııiandırmak bir yana, daha da yaygınlaştırmadı mı? Işte Çeçenler, iş- te Irak, bu ülkelerdeki terörü yenmek amacıyla başvurulan bastırma siya- setlerinin acımasızlığı, teröristleri yen- mek bir yana, güçlendirmedi mi? Putin'in ve Bush'un izledikleri si- yasetlerin bu sorunu çözmekte ba- şansız olduğu, tam tersine terörü kış- kırttığı, yaşanarak kanıtlandı. Ozaman, gelin terörü lanetlerken, terörü kışkır- tan devlet terörünü de masaya yatı- ralım. Çeçenistan'dan Filistin'e, Bos- na-Hersek'ten Irak'a kadar, kimlik sorunlan banşçı yollarlaçözüiemedi- ği için bu ülkeler, terör üretim merkez- leri haline gelmediler mi? Sonuç olarak şunu görmeliyiz: Te- rörün küreselleşmesi, sıradan birolay değil. Küreselleşme bir olgu. Ulusla- rarası ilişkileri çok yüksek boyutlara çıkardı. Küreselleşmenin bir boyutu da yoksul ve fakir ülkeler arasındaki eşitsizliği daha büyük boyutlara ulaş- tırması oldu. Ayrıca ülkeler içindeki yoksul - zengin farkı da büyüdü. Bü- tün bunlar, toplumlann psikolojik ve sosyolojik dengelerini bozdu. Bu ne- denle terör örgütleri toplumlardan daha fazla destek alır hale geldiler. Terör korkutucu boyutlarda. Tama- men gözü kara bir şekilde, çocukla- n, masum insanlan hedef alan bir noktaya geldi. Şimdi büyük devletlerin merkezle- rinde bunlann nasıl bastınlacağı plan- lanacak. Bugüne kadar izlenen yo- lun çıkmaz olduğu görülmezse, da- ha büyük felaketlerie yüz yüze gele- ceğimiz de bir gerçek. Dünya bir haksızlıklar ve adalet- sizliklerdünyası. Küreselleşmeyle bir- likte dengesizlik iyice göze batar bir noktaya geldi. Çaresizlik içindeki mil- yonlarca insan, açlığın, savaşlann içinde yok olup gidiyor. Küresel te- rör bu tablonun kaçınılmaz bir sonu- cuydu. Bir anlamda insanlık, bu den- gesizliğin bedelini terörie ödüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle