Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SArFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2004 SALI
HABERLER
DÜT\YADABUGUN
ALt StRMEN
Verheugen Geldi
Acaba IMe Diyecek?
Türkiye'nin yakın tarihini, bize "Acaba ne diye-
cek?" diye meraktan nefesimizi tutturan yaban-
cılann öyküsüyle yazmak, ortaya ilginç bir eser
çıkarabilir.
12 Mart döneminde bir Paul Balta vardı. Gel-
diğinde ne söyleyeceği, neler yazacağı, yöneti-
cilerimizden sesini çıkaramayan muhalefete ve ba-
sına kadar herkesi heyecan içinde bırakırdı.
Daha sonra kendisini tanımak olanağını buldu-
ğum (Türkiye'ye gelişlerinde tanışıp görüşmeme
imkân yoktu) Paul Balta, Le Monde'un önde ge-
len gazeteciierinden biriydi.
Yani Türkiye'nin nefesini kestiren, kendi iilke-
sindeki gazetecileri çeşitli nedenlerie hapse atan
dikta heveslisi yöneticileri esas duruşta bekleten
adam, eninde sonunda bir gazeteciydi.
Her dönemin, böyle ünlü yabancılan olmuştur.
Daha yakın tarihlerde, IMF'nin Türkiye Masası
Şefi Italyan Cotarelli ve onun ardından aynı gö-
reve gelenler, Türkiye'de hep merakla beklen-
mişler ve iki dudaklannın arasından çıkacak olan
sözler için yönetiminden muhalefetine, basınına,
sokaktaki adamına kadar herkesi meraktan öldür-
müşlerdi.
AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Gün-
ter Verheugen bunların içinde saltanatı en uzun
sürmüş olanıdır.
Günter Verheugen 6 Ekim'de açıklanacak "Ge-
lişme Raponı "na son şekli verilmeden önce, ge-
lişmeleri ve uygulamalan görmek için yine ülke-
mize geldi.
Bir müfettiş olarak ülkemizin çeşitli bolgelerini
teftiş ediyor Sayın Verheugen ve herkes nefesi-
ni tutmuş bekliyor, "Acaba bizi nasıl bulacak, be-
ğenecek mi, son gelişmeler konusunda ne söy-
leyecek?" diye.
• • •
Bağımsızlık ve demokrasi özürlü bir ülkenin
doğal yazgısıdır bu durum.
Prof. Dr. Oktay Yenal cari açıktaki tehlikenin
büyüklüğünün yarattığı tehlikeyi dilegetiren, ufuk-
ta sermaye ya da kredi girişinin de görülmediği-
ni belirttiği "lyimser Olabilir miyiz?" başlıklı dün-
kü yazısını "Bakaiım hükümetya da IMFbu ger-
çeği zamanında görebilecek, ne yapılması ge-
rektiğini bilecekler mi?" diye bitiriyordu.
Doğrusu bu tümcede ilk bakışta yadırganacak
bir şey yok. Türkiye demokratik ve bağımsız bir
ülke olmadığı için yasalanmızdaki, siyasetimizde-
ki yanlışlann AB, ekonomimizdeki hatalann da IMF
tarafından düzeltilmesine alıştık.
Eğer bağımsız bir ülke olmuş olsaydık Sayın Ye-
nal'ın yazısı şöyle biterdi: "Bakaiım hükümet bu
gerçeği zamanında görebilecek, ne yapılması
gerektiğini bilecek mi?"
Bu yazdıklanmız da AB'ye ya da IMF'ye eleş-
tiri olarak alınmamalı.
Durumun sorumlusu, geçmişteolduğu gibi bu-
gün deTürkiye'dir. Bizler bağımsızlığımızı kendi-
miz elde etmiştik, yine kendimiz kaybettik. Elle-
rin günahı ne?
• • •
Bu yüzden bu tartışmayı bir yana bırakalım da
Sayın Müfettiş'in teftiş gezisi ile ilgili bir noktaya
değinelim.
Eğer Sayın Verheugen, bu gezisinden sonra
son hali verilecek ilerieme raporunun Türkiye'nin
üyelik müzakerelerine başlamasını sağlayacak
bir içerikte olması için yalnız yasal değişiklikler-
le, siyasi kararlarla yetinmeyip uygulamanın her
alanda uygun ve tam olup olmadığına bakacak-
sa hata edecek demektir.
Çünkü bizim gibi o da alınan yasal önlemlerin
yaşamın her alanında uygulamaya tam olarak kı-
sa sürede yansımasının mümkün olmadığını bi-
liyordur, bilmelidir.
Zaten gelişmeler olumlu bulunduğu takdirde,
Türkiye'nin üyeliği onaylanmayacak, yalnızca ya-
sal ve siyasal karariarın yaşama yansımasının
sağlanmasının izleneceği bir müzakere dönemi
başlatılacaktır. Hepsi bu.
Bu süre içinde uygulamalar istenen istikamet-
teolmazsa Türkiye'nin üyeliği gerçekleşmeyecek-
tir zaten.
Bugünkü aşamada önemli olan, Türkiye'de si-
yaset sahnesinin aktörierinin, devletin kurumla-
nnın, toplumun AB üyeliğini gerçekten isteyen ve
bunun için zorunlu reformlan yalnız yasal olarak
değil, aynı zamanda fiilen yaşama geçirtmeye
yönelik bir iradenin var olup olmadığıdır.
Böyle bir iradenin yok olduğunu söylemek ise
izan ile bağdaşmaz. Bu iradenin yaşama tam an-
lamıyla yansıması ise müzakere sürecinin olayı-
dır.
Bakaiım Bay Müfettiş'e bu gerçeği birileri an-
latmaya çalışacak ve muvaffak olabilecekler mi?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
82. yıldönümünde şenlikle kutlama
Menemen 'de
kurtuluş coşkusu
tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Ege'deki
festival coşkusu, yerini
düşman işgalinden kur-
tuluş şenliklerine bırak-
tı. Halaylar, kurtuluşun
82. yılı için çekiliyor.
Bu yü 18.'si düzenle-
necek "Menemen Kül-
tur-Sanat ve Kurtuluş
Şennkleri" kapsamında
yurttaşlar, 3 gün boyun-
ca çok sayıda etldnlikte
bir araya gelecek. Bu
kapsamda yarın saat
17.30'daBurcuÇayBah-
çesi'nde, gazetemiz Im-
tiyaz Sahibi ve Yayın
Kurulu Başkanı tlhan
Sdçuk, "Kurtuluş, Cum-
huriyetin Kuruluşu,
GüncelSorunlar'' konu-
lu söyleşıye katılacak.
Bugün saat 17.30'da
kortej yürüyüşüyle baş-
layacak etkinliklerde
MenemenBelediye Baş-
kanı TahirŞahin, Mene-
men Kaymakamı Musta-
fa Ergün'ün konuşma-
lannınardmdan 18.30'da
Menemen 1. Dünya
Çömlek Yanşması yapı-
lacak.l9.30'daCHPmil-
letvekili Kemal Anadol
kitaplannı ımzalarken
20.00'de Hükümet Mey-
danı'nda semah ve Gür-
cistan halkoyunları gös-
terisi yapılacak.
Kuleli Askeri Lisesi'nin açılış törenine katılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon:
Ata'nın hedefine ulaşamadıkHaber Merkezi - Deniz Kuvvetleri
ve Kara Ku\Tetleri komutanlıklanna
bağh askeri liselerde, 2004-2005 eğı-
tim ve öğretim yılı dûn başladı. Ku-
leli Askeri Lisesi'nin açıhşında konu-
şan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hur-
şit Tolon, "Türkulusunun,Atatürk'ün
sağlamtemeflereoturtupözkdiği çağ-
daş u>garhk seviyesine, onun ölümün-
den 66 yıl sonra halen hedeflenen öl-
çüdeulaşamamışolmamız,üstelikba-
n ülkelerin bunubizesıkçahaoriatma-
lan acıdır" dedı.
Kuleli Askeri Lisesi'ndeki törende
konuşan Tolon, TSK'nin vizyonuna
paralel olarak uyguladığı öğrenci mer-
kezli eğitim modeli sonucunda Atatürk
ilke ve inkılaplarına yürekten bağh,
SİDAD panel düzenledi:
•TSK'ye bağh askeri liselerde eğitim ve öğretim ytlı düzenlenen törenlerle başladı. Kuleli'de
törene katılarak bir konuşma yapan Orgeneral Tolon, ölümünün üzerinden 66 yıl geçmesine
rağmen Atatürk'ün gösterdiği hedeflere ulaşamamanın üzücü olduğunu söyledi.
Atatürkçü düşünce sistemini bir yaşam
tarzı haline getirmiş öğrencilerin ye-
tiştırilmesinin herkesin en önemli so-
rumluluğu olduğunu söyledi. Bu so-
rumluluğun, günümüzde önemini çok
daha artrırdığını ve çok daha büyük ol-
duğunu vurgulayan Tolon,"Yüce ön-
derAtatürk'ün biztereişaretetdğj çağ-
riaşhgm, akdcıhğuı ve ilericiliğin da-
imatakipçisiobcağmızainamyorve siz-
lere güveniyoruz" diye konuştu.
Okul Komutanı KurmayAlbay Fah-
ri Erenel de Kuleli Askeri Lisesi'nin
159. eğitim öğretim yılına 76'sı dost
ülkelerden gelen misafir öğrenciler
ohnak üzere 1348 öğrenci ile başla-
dığını \nrguladi. Genelkurmay Baş-
kanhğı'nabağh Mehteran Bölüğü'nün
gösteri yaptığı törende, hazırhk sını-
fî öğrencileri "şerefyemini" etti. Tö-
rene, Istanbul Valisi Muammer Gü-
ter, Istanbul tl Milli Eğitim Müdürü
ÖmerBahbey ile bazı emekli general-
ler ve öğrenci velileri de katıldılar.
İlkelere bafllı nesll yetlşlyor
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na
bağlı askeri okullardan Heybeliada'da-
ki Deniz Lisesi'nin spor salonunda
düzenlenen törende konuşan Deniz
Eğitim ve Öğretim Komutanı Kora-
miral Alev Gümüşoğlu da Deniz Li-
sesi'nin, geçmişte olduğu gibi bugün
de öğrencileri çağın bilimsel gerekle-
rine uygun, Atatürk ilke ve inkılapla-
rına yürekten bağh ve üstün niteîikli
deniz subay adayı olarakyetiştırme ça-
basına devam ettiğinı söyledi.
Ankara'daki Silahh Kuvvetler Ban-
do Okullan Komutanlığı Astsubay Ha-
zırlama Bölümü de 2004-2005 eğitim-
öğretim yüına başladı. Yücetepe'deki
Kongre
ruhuhâlâ
yol gösterici
• Sıvas Kültür ve Dayanışma
Derneği Genel Sekreteri Öztürk,
Cumhuriyetin değerinin bilinmesi
gerektiğini vurgulayarak
"Elimizdeki kristal cumhuriyet, yere
düştüğü zaman kınlır. hrak ve
Afganistan gibi oluruz" dedi.
tstanbul Haber Scrvisi - Sıvas Kültür ve
Dayanışma Derneği'nin (SÎDAD), Sıvas
Kongresi'nin 85. yılı nedeniyle
düzenlediği panelde, kongre ruhunun
bugün varolma savaşı veren dünya
halklanna yol gösterici olabileceği
vurgulandı. SİDAD ve Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD), Mecidiyeköy Kültür
Merkezi'nde 4 Eylül 1919 tarihinde
gerçekleştirilen Sıvas Kongresi'nin 85.
yıldönümü nedeniyle etkinlik düzenledi.
Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen
panelin açılış konuşmasını yapan SÎDAD
Genel Sekreten Nevzat Öztürk,
u
Elimizdeki kristal cumhuriyet, yere
düştüğü zaman kuıhr. Irak ve Afganistan
gibi olunız, Atatürk'ün kurduğu
Cumhuriyetin değerini bUmelryiz'' dedi.
Panele katılan gazetemiz yazan Prof. Dr.
Toktamış Ateş, "Cumhuriyet Sıvas'ta
kuruldu. Sıvas'ta sona erecek" diyenlenn
büyük aymazlık içinde olduklarını ifade
etti. Ateş, "Cumhuriyet, halk egemenüği,
çağdaşhk ve laiklik temeDerine dayanır.
Sıvas Kongresi, böyle bir cumhuriyetin
zeminini naznianuşür'' dedi.
Sıvas ruhunu ayakta tutmalıyız
Gazetemiz yazan Şükran Soner de
"Irak, Çeçenistan başta olmak üzere
dünyanın neresine giderseniz gidin, Sıvas
Kongresi'nin değerierini yakalayanlar
bizim vardıgunız sonuca varacaknr.
Bugün işgal altmdaki halklar da
kendilerine Mustafa Kemal'in yarattigı
üst kimliği \uratabuirlerse özgürlüklerine
kavuşabflirier'' dedi. ADD Genel
Başkanı Ertuğrul Kazancı ise
Türkiye'nin yabancı güçlere satıldığını
vurgulayarak "Sıvas ruhunu ayakta
tutmalryız" dedi. AB uyum süreci adı
alnnda Türkiye'deki ernik aynmcılığuı
körüklendiğini belirten Kazancı,
antiemperyalist, tam bağunsızldcçı,
vatansever güçlerin birleşmesinin
önemine dikkat çekti. Panele gazeteci-
yazar Ergun Göze ve Zeki Coşkun da
katıldı. Atatürk fotoğraflanndan oluşan
slayt gösterisinin yapıldığı etkinlikte,
halk müziği sanatçısı Recep Ergül de
Sıvas yöresine ait türküler seslendirdi.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
Marmaris'te tahsis edilen salonda tadilat başlatılması kınandı
Neteldm Festival'e engel
tstanbul Haber Servisi
-78'hlerBırUğıVakfiMer-
kez Yürütme Kurulu Üye-
si tbrahim ÜnaL 11-12
Eylül'de Marmaris'te ya-
pılacak "Neteldm Festi-
val" ile ilgili olarak bele-
diye başkanının, kendile-
rine verdiği salonlarda ta-
dilat başlatmasını kuıadı.
78'liler Birliği Vak-
fi'nın, Galatasaray Posta-
nesi önündeki basın açık-
lamasmda konuşan Ünal,
Marmaris'in CHP'li Be-
lediye Başkanı Muham-
met AB Acar'ın daha ön-
ce, Marmans Amfitiyat-
ro'nun, sergi ve panelle-
rin yapılacağı salonlann
tahsis etme protokolünü
imzaladığını anımsattı.
Ünal, "Befcdive Başkanı
Acar De vanlan protokol
gereği, festivalin tüm du-
vurulan yapıhp hazniık-
lartamamtaruh. Ama fp».
TSTikrBirBğiVakfiüyeteriGaktasaı^Postanesiönündeyaptıkbnagklaınada^Amacnn^
darbe küMrünü demokrasi kültürüne dönüştürmektir" dediler. (EBRU ERDOGAN)
tivale bir hafta kala Acar,
sergi ve panel salonlannı
kapattLUmanz 11 Eylül'e
kadar bu tadilatbıter" di-
ye konuştu. Ünal, CHP
GenelBaşkanı DenizBay-
kal'a, festivalin engellen-
memesi için çağrı yaptı.
Banş ve demokrasi için
geçmişte yaşananlann bi-
linmesi gerektiğini dile
geurenÜnal, "Amaamız,
sanat,kükürvemizahağr-
hkh bir fesrrvalle bu ülke-
ninyaşadığı acılara'acıyı
bal eyleyerek' karşı çık-
mak,darbe külrürünü de-
mokrasikültürüne dönüş-
türmektir'' diye konuştu.
Öte yandan, 68'liler Bir-
liği Vakfi da Neteldm Fes-
tival 'e destek verdiğini
açıkladı. Vakıfüyeleri, fes-
tival tarihindeMarmaris'te
olacaklannı belirtn'ler.
törene, Kara KuvTetleri Istihkam Da-
ire Başkanı Tuğgeneral Vej'si Sunal.
Silahh Ku^etler Bando Okullan Ko-
mutanı Kurmay Albay RefikKunt öğ-
retmenler ve öğrenciler katıldı.
yarışına katılmalıyız
Çicek, 'Yeni deKDer
ortay-açtobflirdedL
Kara Kuvvetleri Komutanlığı "na
bağlı orta dereceli askeri okullardan
IzmirMaltepe Asken Lisesi'nde, 2004-
2005 eğitimve öğretimyılıbaşladı. Ka-
ra Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve
Okullar Daire Başkanı Tuğgeneral Bü-
lentDağsah, küreselleşme sonucu de-
ğişimin her safhada kendini gösterdi-
ğini söyledi. Dağsanlı, birey ve ülke
olarak bu değişim yarışının dışında
kalınmaması gerektiğini vurguladı.
Bilirkişinin kaza' raporu
Hükümet
'gereğini'
yapmıyor
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-"
Hükümet,
Pamukova'da
meydana gelen
hızlandırılmış
tren facıasında
TCDD'yi 8'de 4
kusurlu bulan
bilirkişi
raporunu
dikkate abnıyor. Hükümet Sözcüsü
Cemil Çiçek, bilirkişi raporunu
Pamukova Cumhuriyet Savcısı'nın
değerlendireceğini, ancak bu
süreçte karan etkileyecek yeni
delillerin de ortaya çıkabileceğini
söyledi. AKP ikndan, Pamukova
Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın atadığı
bilirkişi raporunun sonuçlanmasının
arkasuıdan sessizliğe büründü.
Bilirkişi heyetinin raporunda,
TCDD'deki altyapı eksikliklerine
işaret edilerek şu sonuca vanlmıştı:
"CMay yerindeki üstyapmuı yeterfi
bakım ve onanmının yapdmamış
obnasınm değişik yançapb kurbalar
(virajlar) nedeniyle ortaya çıkan
sık arahkh hız değişimini güvenB bir
seyir kontrotü ile gerçekfeştirecek
kontrol tedbhierinin ahnmamasmm
olayın meydana gehnesinde
katkısı ve etkisinin olduğu
kanaatine vanhnıştır. (Seldzde
dört oranında etkÜO"
Rapor deflerlendlrllmedl
Bakanlar Kurulu'nda da bilirkişi
raporu sonuçlannın
değerlendırilmediği öğrenildi.
Çiçek, Pamukova Cumhuriyet
Başsavcısı'nın karanrun
beklendiğine işaret ederek karan
etkileyecek yeni gelişmelerin de
olabileceğini ima etti. Çiçek,
öncelikle cumhuriyet savcısuım
iddianameyi hazırlarken bilirkişi
raporunu değerlendireceğini
belirterek şöyle konuştu: "Sonra
yargüama safhasma geündiğinde,
taraflar, bu raporla Ugfli başkaca
deoUer, itirazlar olabilir. Bunun
dtşmda dosyaya girmesi gereken
deliDer olabilir.» Işin ceza hukuku
açısmdan takdirim cumhuriyet
savcıhğı ve mahkemeler yapacakbr.
Idariyöndenise hükümet olarak
bize düşen neyse yapük,
yapmaya da devam ederiz.
1
"
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bilim ve teknoloji açısından baktı-
ğımızda, çağımızın bir bilim ve tek-
noloji çağı olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak çağımızayalnızca bilim ve tek-
nolojide elde edilen ileriemeler dam-
gasını vurmuyor. Çağımıza damga-
sını vuran konulardan birisi de kitle-
leri hedef alan terör. Küreselleşme-
nin yüksek boyutlara ulaştığı günü-
müzdeterör de küresel bir özellik ka-
zanmış durumda.
Kuzey Osetya'nın Beslan bölge-
sindeki rehin alma eyleminin militan-
lanna baktığımızda, bunların değişik
milletlere mensup olduğunu görüyo-
ruz. Terör eylemcileri, artık uluslara-
rası bir örgütlenmeyle faaliyetlerini
yürütüyorlar. Aynı şey Irak ve Afga-
nistan'daki eylemler için de söylene-
bilir. örneğin Irak'taki adam kaçırma
eyiemlerinin birçogunun Irakdışından
gelen militanlarca yapıldığı belirtili-
yor.
Eylem yapan militanlann kimliğine
bakarak, eylemlerinin yaygınlığına
bakarak, küresel bir terörden söz
Küresel Terör Çağı...
edebiliriz. Dünyanın dört biryanında,
değişik milliyetlerden teröristler, dün-
yanın nizamını tehdit eden korkutu-
cu eylemlere imza atıyorlar. Eskiden
de şiddet eylemlerinin uluslararası
boyutlara ulaştığı dönemlerolmuştu.
Daha çok sol nitelikteki bu eylemler,
her şeye rağmen zaman ve mekân-
la sınırlı özellikler taşıyorlardı. Şimdi
öyle değil, hangi örgütün, hangi ül-
kede ne büyüklükte bir terör eylemi
yapacağını önceden kimse kestire-
miyor. Tam anlamıyla yaygın bir du-
rumlayüzyüzeyiz. Herkes kabul edi-
yor ki günün birinde dünyanın bir ye-
rinde kitleleri hedef alan bir terör ey-
lemi yapılacak, onu diğerleri takip
edecek.
• • •
Terörün küreselleştiği birgerçek. An-
cak bunun nedenleri üzerinde de dü-
şünmemiz ve tartışmamız gerekmi-
yor mu? Terörü yalnızca lanetleyerek
bir çözüm üretmek mümkün mü? Te-
rör neden küreselleşiyor, bunu da tar-
tışmamız gerekmiyor mu? ABD yö-
netimindeki şahinler, 11 Eylül terör sal-
dırısından sonra "terorizmle müca-
dele" adı altında bir dizi teori geliş-
tirditer. Terörün kökünü kazıyacakla-
nnı iddia ettiler. Bu amaçlanna ulaş-
mak için terörü gidip merkezinde vu-
racaklardı. Bu hedeflerden birisi de
Irak'tı.
Şahinlerin iddialarının bu sorunu
çözmek yerine daha da içinden çıkıl-
maz hale getirdiklerini yaşayarak öğ-
rendik. Irak, ABD işgalinden sonra, ter-
si bir sonuç verdi, terör üreten bir
merkez haline dönüştü. Bush'un şa-
hinlerinin iddiası Irak'tafıyaskoyla so-
nuçlandı.
ABD'nin, Rusya'nın ve büyük dev-
letlerin terörü yenme siyasetleri bel-
li. Şiddete, daha sert bir şiddetle kar-
şılık vermek. Ancak bu girişimler, te-
rörü sınııiandırmak bir yana, daha da
yaygınlaştırmadı mı? Işte Çeçenler, iş-
te Irak, bu ülkelerdeki terörü yenmek
amacıyla başvurulan bastırma siya-
setlerinin acımasızlığı, teröristleri yen-
mek bir yana, güçlendirmedi mi?
Putin'in ve Bush'un izledikleri si-
yasetlerin bu sorunu çözmekte ba-
şansız olduğu, tam tersine terörü kış-
kırttığı, yaşanarak kanıtlandı. Ozaman,
gelin terörü lanetlerken, terörü kışkır-
tan devlet terörünü de masaya yatı-
ralım. Çeçenistan'dan Filistin'e, Bos-
na-Hersek'ten Irak'a kadar, kimlik
sorunlan banşçı yollarlaçözüiemedi-
ği için bu ülkeler, terör üretim merkez-
leri haline gelmediler mi?
Sonuç olarak şunu görmeliyiz: Te-
rörün küreselleşmesi, sıradan birolay
değil. Küreselleşme bir olgu. Ulusla-
rarası ilişkileri çok yüksek boyutlara
çıkardı. Küreselleşmenin bir boyutu
da yoksul ve fakir ülkeler arasındaki
eşitsizliği daha büyük boyutlara ulaş-
tırması oldu. Ayrıca ülkeler içindeki
yoksul - zengin farkı da büyüdü. Bü-
tün bunlar, toplumlann psikolojik ve
sosyolojik dengelerini bozdu. Bu ne-
denle terör örgütleri toplumlardan
daha fazla destek alır hale geldiler.
Terör korkutucu boyutlarda. Tama-
men gözü kara bir şekilde, çocukla-
n, masum insanlan hedef alan bir
noktaya geldi.
Şimdi büyük devletlerin merkezle-
rinde bunlann nasıl bastınlacağı plan-
lanacak. Bugüne kadar izlenen yo-
lun çıkmaz olduğu görülmezse, da-
ha büyük felaketlerie yüz yüze gele-
ceğimiz de bir gerçek.
Dünya bir haksızlıklar ve adalet-
sizliklerdünyası. Küreselleşmeyle bir-
likte dengesizlik iyice göze batar bir
noktaya geldi. Çaresizlik içindeki mil-
yonlarca insan, açlığın, savaşlann
içinde yok olup gidiyor. Küresel te-
rör bu tablonun kaçınılmaz bir sonu-
cuydu. Bir anlamda insanlık, bu den-
gesizliğin bedelini terörie ödüyor.