19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2004 SA OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Dünya Çığlık Çığlığa... Munch'un "Çığlık" tablosunu çaidılar! Bir tane de- ğil, altı tane "Çığlık" varmış. Çığlıklar biter gibi değil! Nerde acı, ezilmışlik, korku, ölüm varsa orda çığlık var, çığlıklar var!.. Hangi birini, hangi birini? Utanç duyuyorum, kendi kendime diyorum ki, bun- ca yıl yaşad/k, kimi zaman umutlara da kapıldık, in- sanoğlu zamanla değişir, 'insanlaşır' diye kendimizi aldattık!.. Iki binlere bir gelsek, derdik. Savaşlar bitse, düş- manlıklar sona erse, birinci-ikinci dünya savaşların- dan afınan dersler bir şeyler öğretse, insanın insana kıyması tanhe gömülse!.. TV'ler anı anına sunuyor her şeyi. Bir dakika sek- tirmeden, alın dünya gerçeklerini, görün ne olup bi- tiyorsa, aman gecikmeyin, bir an önce görün öğre- nin, dercesine... Hep acı, hep vahşet, hep işkence, hep ölüm. hep ölüm!.. Bir müjde verir gibi spikerler, poiitikacılar, sanatçılar bağırmakta, dünyamız bir uçu- ruma gidiyordiye... Bu uçurum kayıtsız bir insanlık, umursamazlık, "banane"duyarsızlığı... Işte bir okula baskın... Beş yüz ölü?.. Kimdir, çoğu çocuklar olmak üzere bunca insana kıyan? Okulu ele geçiren Çeçenler mi, yoksa sözde çocuk/arı kurtar- mak ıçin uğraşanlar mı? Istenen nedir? Çeçenlerin ba- ğımsızlığı.. Rusya nasıl Gürcülerin, Ermenilerin, Aze- rilerin bağımsız bir devlet olmalarını kabul ettiyse, Çe- çenlerden bunu niye esirger? Anlamak güç... Yıllar- dır süren bu kanlı karmaşayı bir an önce bitiriverme- nin yolu yok mu? Kurtarmak derken tam bir kıy/m!.. (Hepsini gördük, ordaymışız gibi! Dünya da gördü... Milyariarda gör- dü... Ama nedir etkisi, sizde, bizde, herkeste? Nedir? Bîr anlık üzüntü, acı ama sonra gelsin sazlar oynasın kızlar! Çevir düğrneyi geç öteye, bak falanca şarkıcı bil- mem hangi mankenden aynlmış! Bak yeni yasada zi- na suç olacakmış! Kim kimi a/datırsa hapse girecek- miş! Yok, Başbakan arabayla giderken sekiz moto- sikletli polıs yanında koruma görevi yapacakmış!.. Başka bir yere geç, orda bir konuşma var, paralardan altı sıfır atılırsa ne olacak? Türkiye'dekı duble yollar daha beter mi olmuş; tren kazalarınm sorumluları ba- na ne mi diyormuş?.. Hepsi var! Hepsi sunuluyor bize.. Ama Afrika'sın- dan Asya'sına, Irak'tan, Filistin'den, Çeçenistan'dan gelen kıyım haberlerine şöyle bir dokun geç, bir an bile sürmesin duyarlılığın! Insan bir kanncaya bassa sıkıntı duyar. Uygar dünya bir tek kişiyi kurtarmak için büyük uğraş gösterir. Bir tek insanın degeri nedir? Bir tek insan kendi ba- şına bir dünyadır. Analar, babalar, kardeşler için bir ya- kınını yitirmek ne demektir? Bir tek insan, bir tek in- san!.. Ama yüzlercesi, binlercesi ölüyor, öldürülüyor, kendi de başkasını öldürüyor, kimi de canlı bomba olu- yorl. Yirmi birincı yüzyıl acımasızlık çağı mı olacak? Eski yüzyıllan arayacak duruma mı düşeceğiz? Bir sinemafîlmi gibi seyrediyoruz. 0 karabasanlı düş- lerden hemen kurtulmak istiyoruz. Gelsin içki, gelsin aşk, gelsin sevinç, kahkaha, eğlence!.. Ne kendi iç so- runlanmızın nereiere kayıp gittiğini görmek ne de dün- yada olup biten çirkinliklerin, felaketlerin bilincini duy- mak... Dünya çığlık çığlığa! Munch'un çizdiği, duyurduğu "Çığlık" hiç kalır günümüzde yükselen çığlıklann ya- nında.'.. Belki yararsız, belki boşuna, yine de bizlere düşen, duymak, düşünmek, anlamak... İnsan olmak... ŞİDDET HER YEROE..Î DAHA GUVENLI BİR TOPLUM HERKESIN HAKKIDIR! BARIŞ DONMEZ'IN ANISINA. DOĞUM GÜNUNDf BARIŞ DÖNMEZ FOTOĞRAF SERGİSINDE BUIUŞAUM. 03-Î5 EYIUL20O4 Kmp lujûtft. mtaa coaomn-îtMatrt (ftanmz Partilerimizdeki Sorunlar ve Beklentiler Tüm yurtsever aydınlann ve yozlaşmadan kendini koruyabilen basının, gerçekleri görerek yanlış tutumda olanJan eleştiren siyasetçileri destekJemeleri, ülkemizin zor giinlerden geçtiği bu dönemde verilecek smavda etkin olacaktır. Prof. Dr. Abidin KUMBASAR B enjamin Constant 1816da si- yasal partiyi, "Aynısiyasaldokt- rine inanan insanlar toplulu- ğu" olarak tanımlamıştır. He- nüz sosyalist akımlann top- lumlara tümüyle yansımadığı dönemde ya- pılan bu tanımlama, siyasal partilerin düşiin- ce temeline dayanan bir amaca yönelik ol- malannı \-urgulayarak, bugün de geçerli olan bir anlam taşımaktadır. Emekçi kitle- lerinin örgütlenmeleriyle, daha önceleri sa- dece toplumdaki güçlü kesimlerin ya da ül- kelerin belirli yörelerinin çıkarlannı parla- mentolarda savunmak için oluşan grup- laşmaların yerini giderek, sermayenin çıkar- lannı koruyan partilerle, emek ve emekçi- den yana olanlann toplandığı siyasal parti- leralmışlardı. "Aydınlanma Çağı" ve "En- düstri Devrimi"ni yaşayan ülkelerde bile bu yeni parlamento düzenine geçiş, her top- lumun kendine özgü sorunlarıyla dolu ol- duğu aşamalar göstermiştir. Tarihımızde Osmanlı Devleti'nin Batı'yı taklit etmeye özentili dönemindeki siyasal partiler, çıkar gruplan olmaktan öteye gi- dememiş, kul ve ümmet nitelığini aşama- yan topJuma çağdaş düşünce akımlannı yansjtarak, sosyo-ekonomık temele dayalı siyasal partiler olma nitelığine kavuşama- mışlardır. Cumhuriyet dönemimizin sosyo-ekono- mik değişımi amaç edinen ilk siyasal par- tisi, ulu önderMustafaKemaJ'ın "HalkFır- kası, halkımıza siyasi egitinı vermekiçin bir okuJ olacakür" dıye \ urgulayarak kuruluş amacını behrttigi CHP'dir. Cumhuriyet'in kuruluş yıllannda Ata- türk'ün özellikle istediğı çok partili siyasal yaşama geçiş denemeleri kısa sürede dev- rimci akımlara dönüşmüş ve Atatürk en ya- kın arkadaşlanna kurdurduğu partileri İta- pattırmak zorunda kalmıştır. floncı Dünya Savaşı sonunda Sovyetler'in ülkemızden toprak isteklennin zorlamasıy- la o günlerdekı yönetimin sığındığı u Baü ClkeJeri", kendi siyasal yapılarına uyum sağlamamızı istedikJerinden, ülkemiz yöne- ticileri de, toplumumuz henüz gerekli aşa- malan yaşamadan, çok partili siyasi siste- mi uygulamak zorunda kaldılar. "SoğukSavaşDÖnenu"nin emekçi örgüt- lenmelerinin kısıtlı, sosyalist düşüncenin tabu sayıldıgı yıllannda kurulmalanna izin verilen siyasal partiler de, zorunlu olarak, sosyo-ekonomik çözümlergetirebilecek dü- şünsel ve yapısal niteliklerden yoksun kal- dılar. Böylece, halkın inanç ve duygusal is- teklerini sömürerek iktidara erişebilmek, düşünsel içerikten yoksun partilerin en ko- lay seçenekleri oldu. Sosyalizmı yadsıyarak çağdaş düşünce akımlanna duyarsız kalan siyasetçiler, aymazlıkla, tarikat ve etnik kö- kene dayalı siyasal partilerin kurulmasına bile göz yumarak bölücü akımlara yol aç- tılar. "AtatürkDevrimleri''nin ilkelerinden ilk ödünler 1946 seçimleriyle ülkeye demok- rasiyi getirdiklerini söyleyen CHP yöne- timlerince verildi. Eğitimde devrimci nite- likleryıpratıldı, "KöyEnstitüJeri'' amacın- dan saptınldı, inanç temeline dayanan eği- timin önü açıldı. Tüm siyasal partilerce halk kitlelerine, demokrasinin anJamı ve özellik- lerinin anlatılarak benimsetilmesi yerine, demokrasi kavramı, "DemirKırAt" (De- mirkırat) olarak halkın yakınlık duyacağı bir hayvan sungesine dönüştürüldü. Aynı dü- şünce yapısmın uzantılan daha sonraki si- yasal yaşamda olduğu gibi. günümüzde de varlığını sürdürebilmektedir. inanç ve duy- gu sömürüsü devam ederken bir yandan da gerçek demokrasi ve çağdaş düşünce akım- lannı savunan yurtse\er aydınlann siyasal yaşamda yer almalan önlendı, komünist ve Sovyet uşağı karalamalanyla kıyıma uğratıl- malan sağlandı. Böylece iktidarlarvemuha- lefetler aynı senaryolan değişen kadrolarla oy- nayarak, seçimlerde halkı daha iyi aldatıp, yö- netimi ele geçirme yarışına girdıler. Plansız ve çağdaş düşünce akımlanndan uzak yönetimlerin neden olduğu 1960 Dev- rimi yeni bir atılım dönemine başlangıç ola- bilecekken, yeteneksiz siyasetçilerce ama- cından saptınldı. Çağdaş sosyo-ekonomik düşünceler temeline dayalı olarak, 1961 Anayasası 'nın sağladığı özgürlük ortamın- da kurulan "Türidye İşçi Partisi"nin başa- nlan, "Cumhuri\«tDevTİınJerifikderi''nden sapmış olan CHP ve fısıltı yöntemıyle A ve P harflerinin Allah'ı ve Peygamber'i sim- geledigini halk arasında yayan AP'yi tedir- gin etti. Iki tutucuparti anlaşarak seçim ka- nununu değiştirip sadece 14 milletvekiliy- le çağdaş muhalafet yaparak demokrasi sa- vaşımı veren, TtP'in parlamentoya girişıni engellemeye çalıştılar. Böylece isimlerinden başka farldan olmayıp sorunlara bakış açı- lan ve tutumlan aynı olan siyasal partiler, iktidan ele geçirebilmek için, "Atatürk Ö- kderi"ni ve "Laik Cumhuriyet"i yıpratma yanşına devam ettiler. Bu nedenle dönem dönem. aynı şahıslar sözde bir zamanlar karşıt olduklan partilerin milletvekilleri ola- rak parlamentoya seçilmekte, en ağır nite- lemelerle karaladıklan partilerin yönetim- lerinde hiçbir tedirginlik duymadan görev alabilmektedırler. Gene aynı tutumla ken- dilerini Cumhuriyet'in savunmasına adadı- ğını söyleyen parti yöneticıleri, şeyhlerüı. gerçek olduklan bile tartışmalı öğütlerini baş tacı edebilmekte ve seçim meydanlann- da din hocalanyla el ele seçim kampanya- lan yürütebilmektedirler. Bilim ve usa aykın olarak sadece yan- daşlannın çıkannı düşünen politikalar yü- zünden ülke ekonomisinin çöküşü nedeniy- le dış güçlere el açmak zorunda kalınması siyasal partilerin daha da kimliksizleşme- leriyle sonuçlandı. Bugün ekonomisi IMF, iç ve dış yöneti- mi Avrupa Birliği'nin denetiminde olan ül- kemizde inandıncılıklannı yitirmekte olan siyasal partiler yüzünden halkımız seçim- lere gereken ilgiyi göstermemekte, hangi- si yönetime gelirse gelsin çarpık düzen ve sömürünün sonlanmayacağını görmekte- dir. Tüm beklentilerini A\rupa Birliği'nden çı- kacak karara odaklamış olan siyasal parti- ler, sorunlan temelden çözecek önerilerle halkın güvenini saglayarak başanya ulaşmak yerine, karşıtlannuı yapacağı hatalar ve olu- şan felaketlerin ya da ekonomik bunalım- lann sorumluluğunu birbirlerinin üzerine yıkma yöntemıyle oy sağlamaya çalışmak- talar. Sosyal demokrat çizgıde olduklannı be- lirten partilerde beklenen yönetimsel ve dü- şünsel değişimler oluşmazsa, gerçek an- lamda yapıcı ve yol gösterici bir muhalefet özlemi düş olarak kalmaktan öteye gide- mez. Yakın geçmişte izledigimiz gibi, hal- kı dışlayarak sürdürülmeye çalışılan tutum- la ve yapılan haklı eleştırileri, kafa yapıla- nnın düzeyini yansıtan, "Kav^h eve Jaz vıermezler'' tekerlemesiyle yanıtlayanlann giderek kendilerinin ve yönettikleri partinın tükenmesine yol açmalan kaçınılmazdır. Tüm yurtsever aydınlann ve yozlaşmadan kendini koruyabilen basının, gerçekleri gö- rerek yanlış tutumda olanlan eleştiren siya- setçileri desteklemelen, ülkemizin zor gün- lerden geçtiği bu dönemde verilecek sınav- da etkin olacaktır. Parlamentonun gelecek çalışma döne- minde yeni umutlann doğabilmesi için ki- şilikli v e gerçekleri gören siyasetçilerin ye- ni bir güç oluşturabileceği umudu tek çıkar yol olarak görünmektedir. Dünya ve yurt sorunlanna çözüm getire- bilecek niteJikte eleştırilerde bulunup, öne- riler üretebilecek düzeydeki bir muhalefe- tin varlığı, iktidann doğru yöne yönelme- Adaletsiz Yaşayamayız - II Adalet yalnız devletin değil, dünyanın temelidir. Anlayış, adaletin gereği; hoşgörü, adaletin bir parçasıdır. Adalet ulusal onur, toplumsal namustur. Aç kalınz ama adaletsiz, hukuksuz kalamayız. Kanımca, sağlık, başan, mutluluk, aydınlık, gönenç ve esenlik bu inançtadır. Yekta Güagör ÖZDEN Hukukçu U lusal yarar, ulu- sal uzlaşmayla sağlanır. Siyasal iktidann "ulusal yaşam andı" saydığımız ana- yasanın -yetersizliğine, boşluk ve yanlışhklan- na karşın- kimi ilkeleri- ne, başta Cumhurbaşka- nı, yargı organlan ve üni- versitelere karşıthgı be- lirgin durumda iken tep- kisiz ve sessiz bir toplum görünümüyle yazgıcıh- ğa destek verme konu- munda kalmarruz acıdır. Usa, insanlık değerierine, hukukun üstünlüğü ilke- siyle evrensel kurallara dayanan anlayışla, Müda- faa-i Hukuk ruhu ve Ku- vayı Milliye ateşiyle ko- tanlan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ürünü Türk Devrimi yerine şeriat dü- zeni özleyenJerin her ko- nudahalkı aldatarak, kad- rolaşıp tüm yetkileri ele geçirerek başarmaya ça- lıştıklan karşıdevrim sü- reci, büyük kesimi terör aygıtı durumundaki med- ya desteğiyle sürmekte- dir. Verilen sözler, içilen antlar unutulmuş, öze- nin, duyarlılığın, özveri- nin yerini bağımlılık, çı- kar tutkusu, yabancı tut- 10yıl tatil yapjn ayda ödeyin Nasıl mı? "Tatil Aboneliği+ " sistemiyle. Bu sistemle 5 veya 10 yıllık tatilinizi bugünden güvence altına alacakstne. Üstelik tatil yapacağıne yeri*, dönemi ve süreyi siz belirfeyeceksinı'2. Ve bir kez abone oldufctan sonra her yıl sadece bavulunuzu toplayıp tatile gideceksiniz! * Zınanmae katılan tes/sJer 3§agıdadır Bu tesıster hakkıoda aynntılı bılgı ıçın www.yapic.coin.tr adreanı zyaret ednı2. Aynca tim sonJsnrm yapic@Y*P<£.coın.tr ye yaabılırsınc * Vapacağınız tatıl abonelık sözieşmesı, Tüketnyi Konma Yasası ve 2003 Haaran ayında (ıfcanlaı Oevre Tatn 1 fdnetmelığı'ne uygundur. Öngen Country Kazdağı(5 Gün Y.P.) 12-18 Eylül KişiBaşı 350.000.000 TL Yücelen Hotel Gökova (6 Gün Y.P.) 11-18 Eylül Kişi Başı 395.000.000 TL Tropic Hotel Side (7 Gün Y.P.) 10-18 Eylül KişiBaşı 395.000.000 TL YAPIM-C Gelin, tesislerimizdeki ekonomik tanıtım turianmıza katılın. Hem tesisi tanıyın hem tatilinizi yapın. Tatil abonesi olmanız durvmunda 1 hafta ücretsiz tatil kazanın Fıyafaa ubşro dahüdr. wwnv.yapic.com.tr [email protected] Türk Ocagı Csd 8as,n Sarav No l Kat I Gaıeıecj'e/ Cenıyen JS!Ü/ Cağaloğb - IstanDui Tal: (0212) $20 21 91-92 / (0212) $22 49 26 Fa*s (B2tZj 520 50 23 saklığı almış gibidir. Hal- kımız, ulusumuz, göste- rişli davTanışlar, geçişti- rici işlemler, oy amaçiı gerçekdışı söz vermeler- le avutulmaya yaraşır bir topluluk değildir. Kimi olumsuzluk, çarpıkhk ve kötülüklerle yanlış söy- lemler, gülünç eleştiriler. yüzeysel yaklaşımlar, baskı ve dayatma türü gi- rişimlerle birleşince reji- min karakteri ve ülkenin geleceği konusunda kay- gılarduyulmaktadır. Kıb- ns üzerinde sözde dost- ların oyunlan, Avrupa Birliği'nin ve Avrupa Konseyi'nin hukukla bağdaşmayan yanlılıkla- n ve ikilemleri, KKTC iktidanyla Türkiye Cum- huriyeti iktidannın tesli- miyetçi ve ödüncü tutum- ları, günümüzoin kimi güçlüklerinin kimi beür- tileridir. Teokrasiden demokra- siye, yazgıcılıktan yara- tıcıhğa geçen demokra- tik gelenekleri yeterli ol- masa, kimi boşluklan ve bozukluklan bulunsa da Cumhuriyetle yepyenı bir yaşamı yeğleyen Atatürk Türkiyesi içtekı dirilik ve dinginliğiyle dış so- runlan daha doyurucu bi- çimde göğüsleyebilir. Ge- riye dönüş, kadrolaşma, partizanhk, yolsuzluk, yargıdan kurtulmak, ada- letten kaçmak, ilkel gö- rünümler, kabadayılık- lar, efelenmeler ve sal- dınlarla eleştirileri karşı- lamak, inat ve zıtlaşmay- la demokrasiyi yozlaştır- mak kimseye yarar ge- tirmez. Hukuk devleti hiçbir aynm gözetilme- den tüm yurttaşlan gü- ven içinde yaşatan, tüm işlem ve eylemlerinın ba- ğımsız yargının deneti- mine açık olduğu, ana- yasasının üstünde e\Ten- sel kurallan benimseyen bir bilim ve insanlık dev- letidir (*). Bu nitelikte bir devletin yurttaşı ol- mak onurunu tatmak için hepimize büyük görev- Ier düşmektedir. Yargı ba- ğımsızhğı, barolann ba- ğımsızhğını da kapsaya- cak biçimde gerçekleş- tirilmeli, hukuk bağla- ınındau ana\asaJdemok- rasi çağı" denilen günü- müzde anayasanın tü- müyle yenilenmesinden, Osmanlı yasalannın kul- larulmasının kaldınüna- sından başlayarak çağ- daş içerikli yeni yasalar edinilmelidir. Uluslara- rası ilişkilere, antlaşma- lara uyumlu biçimde yar- gı erki güçlendirilmeli. yasama sorumsuzluğu korunarak yasama doku- nuhnazlığı sınırlandınl- malıdır. Dinin siyasallaşması- nın demokrasinin dinsel- leşmesini getireceği büin- meli, hukukun siyasal- laşması değil, siyasetin hukuksallaşması yeğlen- melidir. Seçim ve siyasal partiler yasalan öncelik ve ivedilikle ele alınarak toplumsal ve demokra- tik güvenceler kuruüna- lı, sağhklı işlemelidir. Demokratik yapılanma tamamlanarak erkler- güçler aynhğı ilkesi gü- nümüz koşullanna ve ge- reklerine uygun biçunde yaşama geçmelidir. Ana- yasa yargısının çağdaş hukuk devletinin en sağ- lıklı güvencesi olduğu asla göz ardı edilmeme- lidir. Yargının saygınlı- ğını kararlan, durumu. duruşu ve duyarlıhğıyla kendisinin sağlayacagı unurulmamalıdır. Hızlı, ucuz, doyurucu adalet, sarsılan güveni yeniden ve daha sağhklı olarak duyurabilir. Devletin say- gınlıgının koşulu da hu- kuka. yasalara, yargıya ve kararlanna saygıyla geçerlidir. Ilkeleri ku- rumlaştırarak, kurumla- rı güçlendirerek bu so- nucu kazanabiliriz. Ki- şisel düşkünlükleri, duy- gusalhklan bırakarak ulu- sal çizgide buluşmalı, ni- telikli birey, bilinçli yurt- taş oknanın donanımla- nyla düzey yüceliği ka- nıtlanmalıdır. Temeli, özü, iUceleri korunarak, eğitime ve bilime önce- lik verilerek yapı yeni- lenmelidir. Hukukun üs- tünlüğü tartışmasız ve duraksanmadan benim- senmedikçe, yakınma- dan kurrulamayız. Hiç kimsenin hukukun dışın- da ve üstünde olmadığı inancı, kolluk güçlerinin yansızlığından tam eşit- İiğe değin nice sorunun çözümünde en verimli kaynak olacaktır. Onur ve erdem saydığımızhak- ları ve özgürlükleri böy- lece gerçek güvenceye bağlar. böylece onlara yaraşır oluruz. Yinele- mekte yarar var: Adalet yalnız devletin değil, dün- yanın temelidir. Anlayış, adaletin gereği; hoşgö- rü, adaletin bir parçasıdır. Adalet ulusal onur, top- lumsal namustur. Aç ka- lınz ama adaletsiz, hu- kuksuz kalamayız. Ka- nımca, sağlık, başan, mutluluk, aydınlık, gö- nenç ve esenlik bu inanç- tadır. Yeni Adalet Yılı'na en iyi dileklerle. Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı ,* İSKELE SANÇAK Sol-Sag-Şeriat İlhan Selçuk Çağ Pazarlama VŞ. Türkocıgı Cad. No:.'9/41 34334 Cağaloglu-lstanbul Tel:(»212) 514 01 % Faks:(02Ut 514 01 95 Cumhuriyet k ı t a p I a r ı AT KIZ Türkan Saylan mgm : T .f "*« ***** TörianSaUdn AT KIZ N/t€ Mer zaman *genç" ve urelken JaJmasını ûecefebıfen bır Dılı m kadının 11 yaşamından on yedı yıllık bır kesıt Olumsuzluklarda^ /Fİmayon, hep çozurr uretebılen gerçek zengınlığın .nsanlanr ,ç evrenlenrden kaynaklandığının Kan.tı "^T KIZTURKAN' ıngçekaçmış anı kırntılarım keyıfle V okjyacağınızı umuyO'uz Çai Pa/arlama A.Ş. Türkocajı Cad. \o:39/41 34334 Cağaloglu-tstanbul Tel:(0212; 514 01 96 Faks:(O212) 514 01 95 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı BAHÇE BİZİZ GÜL BİZDEDİR Miyase îlknur Mı\tıv llkmır Biitıçc lii/.'u (.ııl Bi/dedir Alevı fıkralarının en onem ozelıığ. ye-el ve Duvjk bır kısmının gefçekten vaşaimıj o'mcsıdır M/yose llknur uo dost mechslennde onlatıtan fıkralaraan de^ed'ğı bu kitap A.'iı zaTıorda kendne ozgu bır toclunsal yajamı dc se'gılıycr b. yasamın ge'ekle'inı toretenn once ıkler iı /e sonralıklonnı Çıj Pazarlama 4.Ş. Tûrkocağı Cad. \o:39/4l 34334 Cağalofltı-lstanbul Tel:(0212) 514 01 % Faks.(0212) 514 01 95 AYLIK DERGI Alekscındr Dıtgin Putin ve Rusya'nın iki seçeneği Ortadoğu'dan Avrasya'ya Türkiye-Rusya ilişkileri Ynl. Doç. Dr. Deniz Tansi Rusya'dan beklentiler Prof. Dr. Özer Ertuna Putin'in başarısının anahtarı: l'lusaleılık ve Avrasyacılık Tı'oman Alili Türk-So>yet Stratejik ittifakının temelleri Mehmet Perinçek Ülkemize uygun bilim ve enerji politikalan Aziz. Evliyuoğlu Arjantin'in borç krizi Tuylun Erten Sızlanmavı bırak, öncüleşnıeye bak! Hüseyin Karanlık EYLÜL SAYISI BAYİLERDE (*) 14.2.2004 ve 4.5.2004 günlü Cumhu- rivetgazetesindekiyazı- larım. Türkiye Gazetecıler Cemıyeti'nın yayınladığı günlü)! Bizim Cazete Ülke sorunlanna ılıştan raporfanyla, araştırmalanyta, köşe yazılanyla, tarafeız habertenyle sıvıl toplumlann gazetesı. Düzenli okumak ıçm abone olun. Te(: 0.212.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle