Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2004 SA
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Dünya Çığlık Çığlığa...
Munch'un "Çığlık" tablosunu çaidılar! Bir tane de-
ğil, altı tane "Çığlık" varmış. Çığlıklar biter gibi değil!
Nerde acı, ezilmışlik, korku, ölüm varsa orda çığlık var,
çığlıklar var!..
Hangi birini, hangi birini?
Utanç duyuyorum, kendi kendime diyorum ki, bun-
ca yıl yaşad/k, kimi zaman umutlara da kapıldık, in-
sanoğlu zamanla değişir, 'insanlaşır' diye kendimizi
aldattık!..
Iki binlere bir gelsek, derdik. Savaşlar bitse, düş-
manlıklar sona erse, birinci-ikinci dünya savaşların-
dan afınan dersler bir şeyler öğretse, insanın insana
kıyması tanhe gömülse!..
TV'ler anı anına sunuyor her şeyi. Bir dakika sek-
tirmeden, alın dünya gerçeklerini, görün ne olup bi-
tiyorsa, aman gecikmeyin, bir an önce görün öğre-
nin, dercesine... Hep acı, hep vahşet, hep işkence,
hep ölüm. hep ölüm!.. Bir müjde verir gibi spikerler,
poiitikacılar, sanatçılar bağırmakta, dünyamız bir uçu-
ruma gidiyordiye... Bu uçurum kayıtsız bir insanlık,
umursamazlık, "banane"duyarsızlığı...
Işte bir okula baskın... Beş yüz ölü?.. Kimdir, çoğu
çocuklar olmak üzere bunca insana kıyan? Okulu ele
geçiren Çeçenler mi, yoksa sözde çocuk/arı kurtar-
mak ıçin uğraşanlar mı? Istenen nedir? Çeçenlerin ba-
ğımsızlığı.. Rusya nasıl Gürcülerin, Ermenilerin, Aze-
rilerin bağımsız bir devlet olmalarını kabul ettiyse, Çe-
çenlerden bunu niye esirger? Anlamak güç... Yıllar-
dır süren bu kanlı karmaşayı bir an önce bitiriverme-
nin yolu yok mu?
Kurtarmak derken tam bir kıy/m!.. (Hepsini gördük,
ordaymışız gibi! Dünya da gördü... Milyariarda gör-
dü... Ama nedir etkisi, sizde, bizde, herkeste? Nedir?
Bîr anlık üzüntü, acı ama sonra gelsin sazlar oynasın
kızlar!
Çevir düğrneyi geç öteye, bak falanca şarkıcı bil-
mem hangi mankenden aynlmış! Bak yeni yasada zi-
na suç olacakmış! Kim kimi a/datırsa hapse girecek-
miş! Yok, Başbakan arabayla giderken sekiz moto-
sikletli polıs yanında koruma görevi yapacakmış!..
Başka bir yere geç, orda bir konuşma var, paralardan
altı sıfır atılırsa ne olacak? Türkiye'dekı duble yollar
daha beter mi olmuş; tren kazalarınm sorumluları ba-
na ne mi diyormuş?..
Hepsi var! Hepsi sunuluyor bize.. Ama Afrika'sın-
dan Asya'sına, Irak'tan, Filistin'den, Çeçenistan'dan
gelen kıyım haberlerine şöyle bir dokun geç, bir an
bile sürmesin duyarlılığın! Insan bir kanncaya bassa
sıkıntı duyar. Uygar dünya bir tek kişiyi kurtarmak için
büyük uğraş gösterir.
Bir tek insanın degeri nedir? Bir tek insan kendi ba-
şına bir dünyadır. Analar, babalar, kardeşler için bir ya-
kınını yitirmek ne demektir? Bir tek insan, bir tek in-
san!.. Ama yüzlercesi, binlercesi ölüyor, öldürülüyor,
kendi de başkasını öldürüyor, kimi de canlı bomba olu-
yorl. Yirmi birincı yüzyıl acımasızlık çağı mı olacak?
Eski yüzyıllan arayacak duruma mı düşeceğiz?
Bir sinemafîlmi gibi seyrediyoruz. 0 karabasanlı düş-
lerden hemen kurtulmak istiyoruz. Gelsin içki, gelsin
aşk, gelsin sevinç, kahkaha, eğlence!.. Ne kendi iç so-
runlanmızın nereiere kayıp gittiğini görmek ne de dün-
yada olup biten çirkinliklerin, felaketlerin bilincini duy-
mak...
Dünya çığlık çığlığa! Munch'un çizdiği, duyurduğu
"Çığlık" hiç kalır günümüzde yükselen çığlıklann ya-
nında.'.. Belki yararsız, belki boşuna, yine de bizlere
düşen, duymak, düşünmek, anlamak... İnsan olmak...
ŞİDDET HER YEROE..Î
DAHA GUVENLI BİR TOPLUM HERKESIN HAKKIDIR!
BARIŞ DONMEZ'IN ANISINA. DOĞUM GÜNUNDf
BARIŞ DÖNMEZ FOTOĞRAF SERGİSINDE BUIUŞAUM.
03-Î5 EYIUL20O4
Kmp lujûtft. mtaa coaomn-îtMatrt (ftanmz
Partilerimizdeki Sorunlar ve Beklentiler
Tüm yurtsever aydınlann ve yozlaşmadan kendini koruyabilen basının,
gerçekleri görerek yanlış tutumda olanJan eleştiren siyasetçileri
destekJemeleri, ülkemizin zor giinlerden geçtiği bu dönemde verilecek
smavda etkin olacaktır.
Prof. Dr. Abidin KUMBASAR
B
enjamin Constant 1816da si-
yasal partiyi, "Aynısiyasaldokt-
rine inanan insanlar toplulu-
ğu" olarak tanımlamıştır. He-
nüz sosyalist akımlann top-
lumlara tümüyle yansımadığı dönemde ya-
pılan bu tanımlama, siyasal partilerin düşiin-
ce temeline dayanan bir amaca yönelik ol-
malannı \-urgulayarak, bugün de geçerli
olan bir anlam taşımaktadır. Emekçi kitle-
lerinin örgütlenmeleriyle, daha önceleri sa-
dece toplumdaki güçlü kesimlerin ya da ül-
kelerin belirli yörelerinin çıkarlannı parla-
mentolarda savunmak için oluşan grup-
laşmaların yerini giderek, sermayenin çıkar-
lannı koruyan partilerle, emek ve emekçi-
den yana olanlann toplandığı siyasal parti-
leralmışlardı. "Aydınlanma Çağı" ve "En-
düstri Devrimi"ni yaşayan ülkelerde bile
bu yeni parlamento düzenine geçiş, her top-
lumun kendine özgü sorunlarıyla dolu ol-
duğu aşamalar göstermiştir.
Tarihımızde Osmanlı Devleti'nin Batı'yı
taklit etmeye özentili dönemindeki siyasal
partiler, çıkar gruplan olmaktan öteye gi-
dememiş, kul ve ümmet nitelığini aşama-
yan topJuma çağdaş düşünce akımlannı
yansjtarak, sosyo-ekonomık temele dayalı
siyasal partiler olma nitelığine kavuşama-
mışlardır.
Cumhuriyet dönemimizin sosyo-ekono-
mik değişımi amaç edinen ilk siyasal par-
tisi, ulu önderMustafaKemaJ'ın "HalkFır-
kası, halkımıza siyasi egitinı vermekiçin bir
okuJ olacakür" dıye \ urgulayarak kuruluş
amacını behrttigi CHP'dir.
Cumhuriyet'in kuruluş yıllannda Ata-
türk'ün özellikle istediğı çok partili siyasal
yaşama geçiş denemeleri kısa sürede dev-
rimci akımlara dönüşmüş ve Atatürk en ya-
kın arkadaşlanna kurdurduğu partileri İta-
pattırmak zorunda kalmıştır.
floncı Dünya Savaşı sonunda Sovyetler'in
ülkemızden toprak isteklennin zorlamasıy-
la o günlerdekı yönetimin sığındığı
u
Baü
ClkeJeri", kendi siyasal yapılarına uyum
sağlamamızı istedikJerinden, ülkemiz yöne-
ticileri de, toplumumuz henüz gerekli aşa-
malan yaşamadan, çok partili siyasi siste-
mi uygulamak zorunda kaldılar.
"SoğukSavaşDÖnenu"nin emekçi örgüt-
lenmelerinin kısıtlı, sosyalist düşüncenin
tabu sayıldıgı yıllannda kurulmalanna izin
verilen siyasal partiler de, zorunlu olarak,
sosyo-ekonomik çözümlergetirebilecek dü-
şünsel ve yapısal niteliklerden yoksun kal-
dılar. Böylece, halkın inanç ve duygusal is-
teklerini sömürerek iktidara erişebilmek,
düşünsel içerikten yoksun partilerin en ko-
lay seçenekleri oldu. Sosyalizmı yadsıyarak
çağdaş düşünce akımlanna duyarsız kalan
siyasetçiler, aymazlıkla, tarikat ve etnik kö-
kene dayalı siyasal partilerin kurulmasına
bile göz yumarak bölücü akımlara yol aç-
tılar.
"AtatürkDevrimleri''nin ilkelerinden ilk
ödünler 1946 seçimleriyle ülkeye demok-
rasiyi getirdiklerini söyleyen CHP yöne-
timlerince verildi. Eğitimde devrimci nite-
likleryıpratıldı, "KöyEnstitüJeri'' amacın-
dan saptınldı, inanç temeline dayanan eği-
timin önü açıldı. Tüm siyasal partilerce halk
kitlelerine, demokrasinin anJamı ve özellik-
lerinin anlatılarak benimsetilmesi yerine,
demokrasi kavramı, "DemirKırAt" (De-
mirkırat) olarak halkın yakınlık duyacağı bir
hayvan sungesine dönüştürüldü. Aynı dü-
şünce yapısmın uzantılan daha sonraki si-
yasal yaşamda olduğu gibi. günümüzde de
varlığını sürdürebilmektedir. inanç ve duy-
gu sömürüsü devam ederken bir yandan da
gerçek demokrasi ve çağdaş düşünce akım-
lannı savunan yurtse\er aydınlann siyasal
yaşamda yer almalan önlendı, komünist ve
Sovyet uşağı karalamalanyla kıyıma uğratıl-
malan sağlandı. Böylece iktidarlarvemuha-
lefetler aynı senaryolan değişen kadrolarla oy-
nayarak, seçimlerde halkı daha iyi aldatıp, yö-
netimi ele geçirme yarışına girdıler.
Plansız ve çağdaş düşünce akımlanndan
uzak yönetimlerin neden olduğu 1960 Dev-
rimi yeni bir atılım dönemine başlangıç ola-
bilecekken, yeteneksiz siyasetçilerce ama-
cından saptınldı. Çağdaş sosyo-ekonomik
düşünceler temeline dayalı olarak, 1961
Anayasası 'nın sağladığı özgürlük ortamın-
da kurulan "Türidye İşçi Partisi"nin başa-
nlan, "Cumhuri\«tDevTİınJerifikderi''nden
sapmış olan CHP ve fısıltı yöntemıyle A ve
P harflerinin Allah'ı ve Peygamber'i sim-
geledigini halk arasında yayan AP'yi tedir-
gin etti. Iki tutucuparti anlaşarak seçim ka-
nununu değiştirip sadece 14 milletvekiliy-
le çağdaş muhalafet yaparak demokrasi sa-
vaşımı veren, TtP'in parlamentoya girişıni
engellemeye çalıştılar. Böylece isimlerinden
başka farldan olmayıp sorunlara bakış açı-
lan ve tutumlan aynı olan siyasal partiler,
iktidan ele geçirebilmek için, "Atatürk Ö-
kderi"ni ve "Laik Cumhuriyet"i yıpratma
yanşına devam ettiler. Bu nedenle dönem
dönem. aynı şahıslar sözde bir zamanlar
karşıt olduklan partilerin milletvekilleri ola-
rak parlamentoya seçilmekte, en ağır nite-
lemelerle karaladıklan partilerin yönetim-
lerinde hiçbir tedirginlik duymadan görev
alabilmektedırler. Gene aynı tutumla ken-
dilerini Cumhuriyet'in savunmasına adadı-
ğını söyleyen parti yöneticıleri, şeyhlerüı.
gerçek olduklan bile tartışmalı öğütlerini
baş tacı edebilmekte ve seçim meydanlann-
da din hocalanyla el ele seçim kampanya-
lan yürütebilmektedirler.
Bilim ve usa aykın olarak sadece yan-
daşlannın çıkannı düşünen politikalar yü-
zünden ülke ekonomisinin çöküşü nedeniy-
le dış güçlere el açmak zorunda kalınması
siyasal partilerin daha da kimliksizleşme-
leriyle sonuçlandı.
Bugün ekonomisi IMF, iç ve dış yöneti-
mi Avrupa Birliği'nin denetiminde olan ül-
kemizde inandıncılıklannı yitirmekte olan
siyasal partiler yüzünden halkımız seçim-
lere gereken ilgiyi göstermemekte, hangi-
si yönetime gelirse gelsin çarpık düzen ve
sömürünün sonlanmayacağını görmekte-
dir.
Tüm beklentilerini A\rupa Birliği'nden çı-
kacak karara odaklamış olan siyasal parti-
ler, sorunlan temelden çözecek önerilerle
halkın güvenini saglayarak başanya ulaşmak
yerine, karşıtlannuı yapacağı hatalar ve olu-
şan felaketlerin ya da ekonomik bunalım-
lann sorumluluğunu birbirlerinin üzerine
yıkma yöntemıyle oy sağlamaya çalışmak-
talar.
Sosyal demokrat çizgıde olduklannı be-
lirten partilerde beklenen yönetimsel ve dü-
şünsel değişimler oluşmazsa, gerçek an-
lamda yapıcı ve yol gösterici bir muhalefet
özlemi düş olarak kalmaktan öteye gide-
mez. Yakın geçmişte izledigimiz gibi, hal-
kı dışlayarak sürdürülmeye çalışılan tutum-
la ve yapılan haklı eleştırileri, kafa yapıla-
nnın düzeyini yansıtan, "Kav^h eve Jaz
vıermezler'' tekerlemesiyle yanıtlayanlann
giderek kendilerinin ve yönettikleri partinın
tükenmesine yol açmalan kaçınılmazdır.
Tüm yurtsever aydınlann ve yozlaşmadan
kendini koruyabilen basının, gerçekleri gö-
rerek yanlış tutumda olanlan eleştiren siya-
setçileri desteklemelen, ülkemizin zor gün-
lerden geçtiği bu dönemde verilecek sınav-
da etkin olacaktır.
Parlamentonun gelecek çalışma döne-
minde yeni umutlann doğabilmesi için ki-
şilikli v e gerçekleri gören siyasetçilerin ye-
ni bir güç oluşturabileceği umudu tek çıkar
yol olarak görünmektedir.
Dünya ve yurt sorunlanna çözüm getire-
bilecek niteJikte eleştırilerde bulunup, öne-
riler üretebilecek düzeydeki bir muhalefe-
tin varlığı, iktidann doğru yöne yönelme-
Adaletsiz Yaşayamayız - II
Adalet yalnız devletin değil, dünyanın temelidir. Anlayış, adaletin
gereği; hoşgörü, adaletin bir parçasıdır. Adalet ulusal onur, toplumsal
namustur. Aç kalınz ama adaletsiz, hukuksuz kalamayız. Kanımca,
sağlık, başan, mutluluk, aydınlık, gönenç ve esenlik bu inançtadır.
Yekta Güagör ÖZDEN Hukukçu
U
lusal yarar, ulu-
sal uzlaşmayla
sağlanır. Siyasal
iktidann "ulusal yaşam
andı" saydığımız ana-
yasanın -yetersizliğine,
boşluk ve yanlışhklan-
na karşın- kimi ilkeleri-
ne, başta Cumhurbaşka-
nı, yargı organlan ve üni-
versitelere karşıthgı be-
lirgin durumda iken tep-
kisiz ve sessiz bir toplum
görünümüyle yazgıcıh-
ğa destek verme konu-
munda kalmarruz acıdır.
Usa, insanlık değerierine,
hukukun üstünlüğü ilke-
siyle evrensel kurallara
dayanan anlayışla, Müda-
faa-i Hukuk ruhu ve Ku-
vayı Milliye ateşiyle ko-
tanlan Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nın ürünü Türk
Devrimi yerine şeriat dü-
zeni özleyenJerin her ko-
nudahalkı aldatarak, kad-
rolaşıp tüm yetkileri ele
geçirerek başarmaya ça-
lıştıklan karşıdevrim sü-
reci, büyük kesimi terör
aygıtı durumundaki med-
ya desteğiyle sürmekte-
dir. Verilen sözler, içilen
antlar unutulmuş, öze-
nin, duyarlılığın, özveri-
nin yerini bağımlılık, çı-
kar tutkusu, yabancı tut-
10yıl tatil yapjn
ayda ödeyin
Nasıl mı? "Tatil Aboneliği+
" sistemiyle.
Bu sistemle 5 veya 10 yıllık tatilinizi bugünden
güvence altına alacakstne. Üstelik tatil yapacağıne
yeri*, dönemi ve süreyi siz belirfeyeceksinı'2. Ve
bir kez abone oldufctan sonra her yıl sadece
bavulunuzu toplayıp tatile gideceksiniz!
* Zınanmae katılan tes/sJer 3§agıdadır Bu tesıster hakkıoda aynntılı
bılgı ıçın www.yapic.coin.tr adreanı zyaret ednı2. Aynca tim sonJsnrm
yapic@Y*P<£.coın.tr ye yaabılırsınc
* Vapacağınız tatıl abonelık sözieşmesı, Tüketnyi Konma Yasası ve
2003 Haaran ayında (ıfcanlaı Oevre Tatn
1
fdnetmelığı'ne uygundur.
Öngen Country
Kazdağı(5 Gün Y.P.)
12-18 Eylül
KişiBaşı 350.000.000 TL
Yücelen Hotel
Gökova (6 Gün Y.P.)
11-18 Eylül
Kişi Başı 395.000.000 TL
Tropic Hotel
Side (7 Gün Y.P.)
10-18 Eylül
KişiBaşı 395.000.000 TL
YAPIM-C
Gelin, tesislerimizdeki ekonomik tanıtım turianmıza katılın.
Hem tesisi tanıyın hem tatilinizi yapın.
Tatil abonesi olmanız durvmunda 1 hafta ücretsiz tatil kazanın
Fıyafaa ubşro dahüdr.
wwnv.yapic.com.tr
yaplc@yaplc.com.tr
Türk Ocagı Csd 8as,n Sarav No l Kat I
Gaıeıecj'e/ Cenıyen JS!Ü/ Cağaloğb - IstanDui
Tal: (0212) $20 21 91-92 / (0212) $22 49 26
Fa*s (B2tZj 520 50 23
saklığı almış gibidir. Hal-
kımız, ulusumuz, göste-
rişli davTanışlar, geçişti-
rici işlemler, oy amaçiı
gerçekdışı söz vermeler-
le avutulmaya yaraşır bir
topluluk değildir. Kimi
olumsuzluk, çarpıkhk ve
kötülüklerle yanlış söy-
lemler, gülünç eleştiriler.
yüzeysel yaklaşımlar,
baskı ve dayatma türü gi-
rişimlerle birleşince reji-
min karakteri ve ülkenin
geleceği konusunda kay-
gılarduyulmaktadır. Kıb-
ns üzerinde sözde dost-
ların oyunlan, Avrupa
Birliği'nin ve Avrupa
Konseyi'nin hukukla
bağdaşmayan yanlılıkla-
n ve ikilemleri, KKTC
iktidanyla Türkiye Cum-
huriyeti iktidannın tesli-
miyetçi ve ödüncü tutum-
ları, günümüzoin kimi
güçlüklerinin kimi beür-
tileridir.
Teokrasiden demokra-
siye, yazgıcılıktan yara-
tıcıhğa geçen demokra-
tik gelenekleri yeterli ol-
masa, kimi boşluklan ve
bozukluklan bulunsa da
Cumhuriyetle yepyenı bir
yaşamı yeğleyen Atatürk
Türkiyesi içtekı dirilik
ve dinginliğiyle dış so-
runlan daha doyurucu bi-
çimde göğüsleyebilir. Ge-
riye dönüş, kadrolaşma,
partizanhk, yolsuzluk,
yargıdan kurtulmak, ada-
letten kaçmak, ilkel gö-
rünümler, kabadayılık-
lar, efelenmeler ve sal-
dınlarla eleştirileri karşı-
lamak, inat ve zıtlaşmay-
la demokrasiyi yozlaştır-
mak kimseye yarar ge-
tirmez. Hukuk devleti
hiçbir aynm gözetilme-
den tüm yurttaşlan gü-
ven içinde yaşatan, tüm
işlem ve eylemlerinın ba-
ğımsız yargının deneti-
mine açık olduğu, ana-
yasasının üstünde e\Ten-
sel kurallan benimseyen
bir bilim ve insanlık dev-
letidir (*). Bu nitelikte
bir devletin yurttaşı ol-
mak onurunu tatmak için
hepimize büyük görev-
Ier düşmektedir. Yargı ba-
ğımsızhğı, barolann ba-
ğımsızhğını da kapsaya-
cak biçimde gerçekleş-
tirilmeli, hukuk bağla-
ınındau
ana\asaJdemok-
rasi çağı" denilen günü-
müzde anayasanın tü-
müyle yenilenmesinden,
Osmanlı yasalannın kul-
larulmasının kaldınüna-
sından başlayarak çağ-
daş içerikli yeni yasalar
edinilmelidir. Uluslara-
rası ilişkilere, antlaşma-
lara uyumlu biçimde yar-
gı erki güçlendirilmeli.
yasama sorumsuzluğu
korunarak yasama doku-
nuhnazlığı sınırlandınl-
malıdır.
Dinin siyasallaşması-
nın demokrasinin dinsel-
leşmesini getireceği büin-
meli, hukukun siyasal-
laşması değil, siyasetin
hukuksallaşması yeğlen-
melidir. Seçim ve siyasal
partiler yasalan öncelik
ve ivedilikle ele alınarak
toplumsal ve demokra-
tik güvenceler kuruüna-
lı, sağhklı işlemelidir.
Demokratik yapılanma
tamamlanarak erkler-
güçler aynhğı ilkesi gü-
nümüz koşullanna ve ge-
reklerine uygun biçunde
yaşama geçmelidir. Ana-
yasa yargısının çağdaş
hukuk devletinin en sağ-
lıklı güvencesi olduğu
asla göz ardı edilmeme-
lidir. Yargının saygınlı-
ğını kararlan, durumu.
duruşu ve duyarlıhğıyla
kendisinin sağlayacagı
unurulmamalıdır. Hızlı,
ucuz, doyurucu adalet,
sarsılan güveni yeniden
ve daha sağhklı olarak
duyurabilir. Devletin say-
gınlıgının koşulu da hu-
kuka. yasalara, yargıya
ve kararlanna saygıyla
geçerlidir. Ilkeleri ku-
rumlaştırarak, kurumla-
rı güçlendirerek bu so-
nucu kazanabiliriz. Ki-
şisel düşkünlükleri, duy-
gusalhklan bırakarak ulu-
sal çizgide buluşmalı, ni-
telikli birey, bilinçli yurt-
taş oknanın donanımla-
nyla düzey yüceliği ka-
nıtlanmalıdır. Temeli,
özü, iUceleri korunarak,
eğitime ve bilime önce-
lik verilerek yapı yeni-
lenmelidir. Hukukun üs-
tünlüğü tartışmasız ve
duraksanmadan benim-
senmedikçe, yakınma-
dan kurrulamayız. Hiç
kimsenin hukukun dışın-
da ve üstünde olmadığı
inancı, kolluk güçlerinin
yansızlığından tam eşit-
İiğe değin nice sorunun
çözümünde en verimli
kaynak olacaktır. Onur
ve erdem saydığımızhak-
ları ve özgürlükleri böy-
lece gerçek güvenceye
bağlar. böylece onlara
yaraşır oluruz. Yinele-
mekte yarar var: Adalet
yalnız devletin değil, dün-
yanın temelidir. Anlayış,
adaletin gereği; hoşgö-
rü, adaletin bir parçasıdır.
Adalet ulusal onur, top-
lumsal namustur. Aç ka-
lınz ama adaletsiz, hu-
kuksuz kalamayız. Ka-
nımca, sağlık, başan,
mutluluk, aydınlık, gö-
nenç ve esenlik bu inanç-
tadır. Yeni Adalet Yılı'na
en iyi dileklerle.
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı ,*
İSKELE SANÇAK
Sol-Sag-Şeriat
İlhan Selçuk
Çağ Pazarlama VŞ. Türkocıgı Cad. No:.'9/41
34334 Cağaloglu-lstanbul
Tel:(»212) 514 01 % Faks:(02Ut 514 01 95
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
AT KIZ
Türkan Saylan
mgm :
T .f
"*«
*****
TörianSaUdn
AT KIZ
N/t€
Mer zaman *genç" ve
urelken JaJmasını ûecefebıfen
bır Dılı m kadının 11
yaşamından on yedı yıllık bır
kesıt Olumsuzluklarda^
/Fİmayon, hep çozurr
uretebılen gerçek zengınlığın
.nsanlanr ,ç evrenlenrden
kaynaklandığının Kan.tı "^T
KIZTURKAN' ıngçekaçmış
anı kırntılarım keyıfle
V okjyacağınızı umuyO'uz
Çai Pa/arlama A.Ş. Türkocajı Cad. \o:39/41
34334 Cağaloglu-tstanbul
Tel:(0212; 514 01 96 Faks:(O212) 514 01 95
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
BAHÇE BİZİZ
GÜL BİZDEDİR
Miyase îlknur
Mı\tıv llkmır
Biitıçc lii/.'u
(.ııl Bi/dedir
Alevı fıkralarının en onem
ozelıığ. ye-el ve Duvjk bır
kısmının gefçekten vaşaimıj
o'mcsıdır M/yose llknur uo dost
mechslennde onlatıtan
fıkralaraan de^ed'ğı bu kitap
A.'iı zaTıorda kendne ozgu
bır toclunsal yajamı dc
se'gılıycr b. yasamın
ge'ekle'inı toretenn
once ıkler iı /e sonralıklonnı
Çıj Pazarlama 4.Ş. Tûrkocağı Cad. \o:39/4l
34334 Cağalofltı-lstanbul
Tel:(0212) 514 01 % Faks.(0212) 514 01 95
AYLIK DERGI
Alekscındr Dıtgin
Putin ve Rusya'nın
iki seçeneği
Ortadoğu'dan Avrasya'ya
Türkiye-Rusya ilişkileri
Ynl. Doç. Dr. Deniz Tansi
Rusya'dan beklentiler
Prof. Dr. Özer Ertuna
Putin'in başarısının anahtarı:
l'lusaleılık ve Avrasyacılık
Tı'oman Alili
Türk-So>yet Stratejik
ittifakının temelleri
Mehmet Perinçek
Ülkemize uygun bilim ve enerji politikalan
Aziz. Evliyuoğlu
Arjantin'in borç krizi
Tuylun Erten
Sızlanmavı bırak, öncüleşnıeye bak!
Hüseyin Karanlık
EYLÜL SAYISI BAYİLERDE
(*) 14.2.2004 ve
4.5.2004 günlü Cumhu-
rivetgazetesindekiyazı-
larım.
Türkiye Gazetecıler Cemıyeti'nın yayınladığı günlü)!
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ılıştan raporfanyla, araştırmalanyta,
köşe yazılanyla, tarafeız habertenyle sıvıl toplumlann gazetesı.
Düzenli okumak ıçm abone olun. Te(: 0.212.51108 75