Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYVA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2004 SALI
14 J V U L J J . U X C kuftur@cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Yüz yıllıkbellekten dökülen• Evimizde
biriktirdikJerimiz bir
anlamda yaşamımızın
aynntılı özeti gibidir.
Yitirdiklerimizi bir kez daha
yaşantımıza katan ve
belleğimiz için yüz yılı aşan
bir kapsama alanı
oluşturan...
Minik torunum bir hafta kalmaya ge-
liyor. 'Hijyenik' olmaderdineboyaba-
dana derlcen eve doluşturduğum her
şey eteklerime döküldü. En aşağı yüz-
yıllık bir belleğe sahip olduğumu o za-
man anladım. Geleceğe hazırlanırken
geçmişe dalış yapmak, ne ironi!
Nasıl gelmişlerse bir araya, önüm-
de kılıfi içinde bir 'bağa' (kaplumba-
ga kabugunu andınr biçimde olan, ar-
tık üretilmediğini sandıgım) gözlük ve
bir çift üç yaşa uygun bebek pabucu
duruyor. fçi kadife kapiı deri gözlük
kıhfının üstünde yaldızlı harflerle
'Fenni Goziükçü Anestidis; Suftan Ha-
mam ve Beyoğlu, İstanbul' yazıyor.
Pabuçlarm topuk kısımlan da terlikgi-
bi giyilebilsin diye sonradan makas-
la kesilmiş.
Bağa gözlükleri kullanan kadın, mi-
nik pabuçlann sahibi bebeğın anne-
annesi. Hem de -doktor zamanında
yetişemediğinden- 'zonınlu' ebesi.
Bu iki anıyı bebeği doguran kadın
saklamış ve o günden bu yana yaşa-
dığı iki ayn kentteki altı ayn eve taşı-
mış. Bostancı'daki evde yaşanan 'acfl
dogum' olayının tek tanığı benim ar-
tık. (Dört buçuk yaşın fotoğraf gibi be-
lirleyici belleğı!)
çocuk bellefll
Bağa gözlük takan kadını Kurtalan
Ekspresi'nden Ankara'da indirip do-
ğuya dogru hareket ettiğimizde, onu
bir daha hiç göremeyeceğimizi bile-
mezdik. Küçük pabuçlann sahibi ço-
cuk bu nedenle 1885 doğumlu anne-
annesini bır tek resimlerinden tanır.
Trenden inerken unutulan siyah üstü-
ne beyaz benekli yün atkının, çocuğu
doğuran kadın tarafindan -kısa bir sü-
re sonra- nasıl günlerce gözyaşlany-
la ıslatıldığını anımsamak da bana dü-
şüyor. Geçen yüzyılın ortasına yakla-
şıldığı yıllarda Siirt'ten kalkıp Istan-
bul'daki hasta yatağına ya da cenaze-
ye yetişmek olası değil.
Bir başka torba içinde, kadının ço-
Soldan Sağa: (Vst sıra) Melih Cevdet Anday, Mengü Ertel, Vedat GünyoL Haldun Taner; (ahsıra): Necati Cumab, Mina Urgan,Can YüceL
cuğu doğurduğu sırada 'şark hizme-
ti' yapan kocasının 'paşaJık' döne-
minden kalma yaldızlı 'apolet'/yaka'
yedeklen, ağızlığı, çaknıaklan, baba-
sından ona, ondan da küçük pabuçla-
nn sahibi çocuğa kalan Istiklal Madal-
yası'nın sıkı sıkıya korunmuş belge-
leri. (Onlan sahibine iletmeliyim.)
Bir zarfın içinde bağa gözlüldü ka-
dının kendisınden 22 yıl daha çok ya-
şamış albay ve mebus emeklisi koca-
sının eski Türkçe yazılarla dolu def-
terlen ve bir sayfaya yapıştırdığı, ken-
di annesinin geçmiş yüzyılın başlann-
dan kalma fotoğrafı. Belki de son kez
birlikte olduklan günler. Yaşadığı yet-
miş yıllık sıla hasretini ne çok -en çok
da belleği ve dikkati benden on kez da-
ha güçlü olan küçük pabuçlann sahi-
bi çocuk- dınlemişizdir ondan. Yaşlı
bir adarru 196O'lı yıllann başında bi-
le sağlığına zarar vermeden doğduğu
kente ulaştırmanın olanaksızlığı...
Küçük pabuçlann sahibi çocuğu
doğuran kadına gelince, ondan arta
kalan anılar yalnız çocuklanna, to-
runlanna değil, daha birkaç kuşağa
yetecek düzeyde. Bir Cumhuriyet kı-
zı o. Bağa gözlüklü kadın 'nzası' ol-
saymış yurtdışında 'mübendisliktah-
süi' yapabilecekmiş. (Maarif Vekâle-
ti 'nden gelen 1936 tarihli çağn mek-
tubu özenle saklanan kâğıtlar arasın-
da.) Belgeci ve hurdacı. Geçmişe sa-
hip çıkan, geleceğe uzanan. At binen
ve tabancayla hedef vuran. Gezme ve
sanat tutkunu. Yanı başından dünya at-
lasını ayırmayan. Uzun 'sabahhklar'
içinde zarafetini bozmadan 'elektrik
sigortasT sarabilen ('alet' çekmece-
sinden çıkan aygıtlar ve yedek parça-
larşaşırtcı). Yaz sıcağında pompalı gaz
ocağında pöfliye pofluya patlıcan kı-
zartan. Ama 'çekici' olrnayı herzaman
başaran. En önemlisı, yaşama sanatı-
nı bilen. Mîna Urgan'la, Haldun Ta-
ner'le, Melih Cevdet Anday'Ia aynı
kuşaktan.
Güzelllklerl anımsamafc
Sıra benim biriktirdiklerime geldi.
Mîna Hanım'ın, Haldun Bey'ın, Me-
lih Bey'in elyazılanyla ilettiklen yü-
reklendinci övgüler, kitaplardaki im-
zalan, zarif yılbaşı kartlan, çalışma-
lanma gazete ve dergilerde yaptıkla-
n değınmeler, fotoğrafları... Vahit
Turhan. Berna Moran, Özcan Baş-
kan hocalann kitaplan, yazılan, ders
notlan. AkşitGöktürk'ünyapıtlan...
Başka kitaplar, başka imzalar... Sa-
bahattin Kudret Aksal Oktay Arayı-
cı, Memet Baydur... Şükran YüceT in
yıllar sonra karşıma yeniden çıkıve-
ren 'Düş Gölgesi' başlıklı kıtabındaki
öykülerin kimınde anlatılan Erkan
Yücel'in kulaklanmda çınlayıveren
sesi. Kolilere sığmayan tiyatro dergi-
lerinde ve kitaplarda yankılanan baş-
ka güzel sesler; AsıfÇiyiltepe'nın, Gü-
ner Sümer'in, Sermet Çağan'ın, Va-
sıfÖngören'in, MuammerÇıpa'nın.
Yavuzer Çetinkaya'nın, Yaman
Okay'ın. trfan Şahinbaş'ın, Necati
Cumalfnın, KerimAfşar'ın, Mengü
Ertel'in, Can Yücel'in, Memet Fuat'ın.
Şükran Güngör'ün, Vedat Günyol'un
ve daha nicelerinin... Yitirdiklerimi-
zın...
Yaşam, 'biriktirmek' demek ki. (Bı-
rikmiş tonlarca fotoğrafın sözünü et-
medim bile.) Belleğin gücünü yüz yı-
lın ötesine ulaştıran. Altı ayn kuşa-
ğın yaşadıklannı birbirine bağlayabı-
len... Yine de bir dolu boşluk varbel-
leğimde. Küçük pabuçlann sahıbin-
den destek almalıyım...
Repertuvar tiyatrosu gibi çalışacak
Çığır Sahne 12 oyunla 'perde' diyor
• Topluluğun sahneleyeceği
oyunlar, Türk ve yabancı
yazarlardan.'Bir Yastıkta', 'îyi
Geceler Anne', 'Nora', 'Şahane
Düğün', 'Hepsi', 'Hayvanat
Bahçesi', 'On Küçük Zenci',
'Richard Harden'Leonardo da
Vînci'nin yaşamından esinlenen
'Leonardo', 'SalaklarSofrası',
'Politik Olarak Seks' ve Oğuz
Aral anısına hazırlanan bir oyun
bu Çocuklar için tasarlanan
oyunlar da 'Kuklacı' ve 'Memo
Uzayda'... Yeni kurulan Gençlik
Tiyatrosu'nun ilk oyunu ise
'Akvaryum' olacak.
SELCENAKSEL
Pangaltı'daki eski Haldun Dormen
Tiyatrosu binasını yeniden bir sahne
olarak düzenleyen ve 5 Nisan'da "Ha-
mam" ve "Dövme
B
yle perdelerini se-
yirciye açan Almula Merter ve Çıgır
Sahne, bu tiyatro mevsiminin başında,
ekimde 12 yeni oyunu sahneye koyma-
nın hazırlığı içinde.
Şu günlerde Çığır Sahne'de bir yan-
dan oyuncu ve yönetmenlerçalışıyor: bir
yandan da bir aksilik sonucu binanın gör-
düğü hasar nedeniyle onanm çalışma-
lan sürdürülüyor.
çocuk ve gençlik tiyatrosu
Merter, binanın sahne dahil hemen
tüm bölümlerinde oluşan hasann, yeni
mevsimde perde açmalanna engel ola-
mayacağını belirtiyor. O ve arkadaşla-
n, daha çok projelerini gerçekJeştirme
heyecanı içinde. "Çığır Sahne yine adı-
na uygun,yepyeni bir işyapıyor. Birözcl
tiyatro, repertuvar trvatrosu yapıyor. Ya-
^ Ş h Ti ö
temhie çahşıjor" diyen Merter, çocuk
tiyatrosu ve gençlik tiyatrosu birimle-
rini de kurduklannı söylüyor.
Topluluğun sahneleyeceği oyunlar,
Türk ve yabancı yazarlardan. Bazı özel
projelerin de sahnelenmesi söz konusu.
'Bir Yasükta\ 'İ>i Geceler Anne', 'No-
ra', 'Şahane Düğün', 'Hepa', 'Hayvanat
Bahçesi', 'On Küçük Zenci', 'Richard
Harden' bu oyunlardan. Leonardo da
V1nci"nin yaşamından esinlenen 'Le-
onardo', 'SalaklarSofrası', 'PoütikOla-
rakSeks' ve Oğuz Aral anısına hazırla-
nan bir oyun bu mevsim Çığır Sahne'de.
Çocuklar için tasarlanan oyunlar da
'Kuklacı' ve 'MemoUzayda'... Yeni ku-
rulan Gençlik Tiyatrosu'nun ilk oyunu
ise 'Akvaryum' olacak.
"7'den 70'e herkesi ilgilendiren. kla-
sik olsun, komedi olsun» Bu bakış açı-
suıdan yaklaşûk bu mevsime. İnsanla-
ra değişikşeyler vermek gerekhor; ikin-
ci hafta gelmek istryorlarsa, bence,deği-
şik bir oyun seçme şanslan olmah.
Farkh beğenisi olan sevircilere hitap
etnıek isti>oruz. Bilet fry aüannuzı da
De\1etve Şehir Th atrolan'yla eşit tu-
tacağız, daha fazJa seyirci>e ulaşabil-
mek için."
Çığır Sahne'nin kadrosunda pek
çok isim var. Naşit Ozcan, CeHle To-
\t>n, ÜmitÇırak,MuratŞen,Arzu Ya-
nardağ,Berna Oztürk,Orhan Bıjık-
h, Fatih Ürek,DenizArcak, Ayça Şen,
Azra Balkan, Cüne>1 Sa\ıL Nilgün
Karababa, Faruk Akgören, Deniz
Şen, Sevinç SuTna... Teknik ekibin
ve yönetmenlerin bazılanysa Almu-
la ve Ferdi Merter, Erkan Taşdemir,
Hkran Pehlh'an, Serkan Gürel. Al-
mula Merter, 'İyi Geceler Anne'de
oyuncu olarak da seyırci karşısına
çıkacak. Aynca 'Salaİdar Sofrası' ve
'Nora'da da çalışıyor.
Merter için özel bir önem taşıyan
iki proje var: "Sağırvedilsizler için ti-
yatro1
ve 'Otistik çocuklaıia üyatro'.
"Ekim ayı itibanyla sağır ve dilsiz-
ler için oyunlar başlayacak. O>nana-
cak her o> un, önce, bir anJatıcıva iz-
letnnlecekve haftada birgün onuneş-
liğinde sahnelenecek. Bu projeyi ha-
>atageçirirken,sadecebirSagırveDit-
siz Okulu'ndan destek aldım. Ku-
rumlar. her nedense, th atro denince du-
raksı>or. Oysa başka âlanlarda çok da-
ha kola>' destek bulunabiB>or. Bu ve di-
ğer projelerimde bunu gördüm" diyor
Merter. Çığır Sahne'nin yeni oyunlan
arasında tek kişilik oyun yok. Merter,
oyunculan arasında dil bilme zorunlu-
luğu getirmiş, anlaşmalı kurslara de-
vam etmelerini istemiş onlardan. Bunun
bir nedeni de yurtdışında oyunJan sah-
nelemek. Çığır Sahne, 17 Eylül'de 'Sa-
laklar Sofirası'yla me\ simi açıyor. Ar-
duıdan. 15 gün arayla bir oyunun daha
ilk gösterimi yapılacak.
Merter, ocak ayına kadar hemen tüm
oyunların sahnelenmeye başlanacağını
söylüyor ve çok özlediği oyunculuğa
bu yıl ağırlık vermek istiyor.
12 Eylül'e dek sürecek
DeauvilleFilm
FestivalibaşladıDEAUVİLLE (AFP) - 30.
Deauville Film Festivali 12
Eylül'e dek sürecek. Festiva-
lin bu yılki onur konuklan,
Steven Spielberg ve George
Lucas. Oscar ödüLü fümi 'Bir
ErkekveBir Kadm'ı (A Man
and a Woman), Deauville'de
çekerek kenti dünyaya tanıtan
Fransız yönetmen Claude Le-
louch bu yılki jüriye başkan-
hk ediyor. Yanşan filmler ara-
srnda MichelGondry'nin yö-
nettiği 'Eternal Sunshine of
the Spotiess Mind' da bulunu-
yor. Film Amerika'da göste-
rime girdığinde büyük heye-
can uyandırmıştı.
Festival Amerikan filmle-
rine, Avrupa'da gösterime gır-
me tarihlerinden önce seyir-
ciyle buluşma fırsatı verme-
si açısından büyük önem ta-
şıyor. Venedık Fıhn Festivali
ile tarihleri çakışan festival,
Hollyvvood yıldızlanna aynı
dönemde AvTupa'da daha faz-
la rekJam şansı tanıyor.
Spielberg'in Venedik Film
Festivali 'nin açılış filmi olan
'TheTerminal', Deauville'de
de seyirci karşısına çıkacak.
Festivalin onur konuklann-
dan olan yönetmenin, arala-
nnda 'Üçüncü Türden Yakuı-
laşmalar' (Close Encounters
of the Third Kind) ve 'Er
Ryan'ı Kurtannak' (Sa\ing
Private Ryan) da bulunduğu
tüm filmleri gösterilecek. Lu-
cas'ın ise 'Yıldız Savaşlan'
(Star Wars) dizisi ve 'Ameri-
canGrafitti' filmleri izleyiciy-
le buluşacak. Gösterilecek di-
ğer filmler arasında 'Kedika-
dın' (Catwoman), Matt Da-
mon'un yeni filmi 'The Bo-
urne Supremacy' \ e Robert
Redford'lu 'TheCIearing' bu-
lunuyor.
Festivalde aynca Norman-
diya Çıkarması'nın 60. yıl et-
kinlikleri çerçevesinde. Tom
Hanks'in yönettiği ve Spiel-
berg'in yapımcılığını üstlen-
diği 'Kardeşler lakmu' (Band
of Brothers) dizisinden bö-
lümler gösterilecek.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Safiye Ayla
Kalan Müzik, Safiye Ayla'nin ve Zeki Würen'in
geçmiş günlerde, zamanlarda kalmış yorumlannı
günümüz dinleyicisine sundu. Bülent Aksoy'un
her zamanki titizliğiyle hazırlanmış kitapçıklarda
iki disk. Safiye Ayla'dan veZeki Müren'den ikişer
disk. Geçmiş zamanlann sevilmiş, kim bilir kaç
kez dinlenilmiş, evlerde söylenilmiş yüze yakın
şark/sı.
Gerçekten de o şarkıları dinlerken,
Kadıköyü'ndekı evı, Cihangir'de bazı evleri,
komşularımızı, hep bir arada şarkı okumaları
hatırladım. Radyo başına üşüşmeleri. Her birsaz
sanatçısının ustalığından söz açmalan...
Böylesi bir sahneden, yıllar önce, Mavi
Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın'da epey
esinlenmiştim. Komşumuz bir hanımın bağıra
çağıra ve ille Safiye Ayla'yı taklit ederek şarkı
söylemesi hayranlık uyandırmıştı. Onu yazmıştım.
Fakat hemen ardından, herkes, "Hiç Safiye
gibiolabilirmi?!"d\yor, dudak büküyordu. "Safiye
bambaşkadır..."
Bu sahne, bu şarkı, bu sözier çocukfuğumdaydı.
Safiye Ayla'yı gençliğimde tanıdım. Armağan
ve Altan flkin'in Etiler'deki evinde. Bir de bir
başka Ayla Hanım; soyadını şimdi
hatırlayamlyoru m.
Etiler, o zamanlar, villamsı evlerden ibaretti ve
bu evlerden hiçbiri işyeri olmamıştı. Safiye Ayla,
Armağan'lara yakın oturuyordu. Birakşam onlara
yemeğe geldi. Efsanesi dınmemiş bir insanı
görmek beni her zaman heyecanlandırır.
Kaç yaşındaydı? Bilmıyorum. Muhakkak ki,
yaşsız kadınlardandı. Geçen zaman küçük, hain
oyunlar oynamış: Sözgelimi, kulağı ağır işitiyor.
Ama Safiye Ayla da tedbirinı almıştı. Işitemediği
vakit, gülümsüyor, pekâlâ yanıt yenne geçebılecek
mtnltılarla sohbeti bozmuyor, ikide birde "Ne
dediniz?" demiyordu.
Bülent Aksoy, yaş meselesinde, anılardaki
Safiye Ayla'yı üzmemiş: "Istanbul'da doğdu.
Doğum tarihi için çeşitli kaynaklarda değişik
tarihler verilmiştir."
Bence, Safiye Ayla'ya yaşını sık sık sormuş
olanlar, onu üzenler, bu hayat hikâyesindeki
görkemli başlangıcı hep kaçırmışlar:
Safiye Ayla, babasını hiç görmemiş. Hafız
Abdullah. kızı doğmadan ölmüş. Sonra annenin
ölümü. Safiye Ayla üç yaşındaymış. Kimsesiz
kalan çocuğu, Bebek'teki Çağlayan Yetimler
Yurdu'na vermişler...
Kalan Müzik'in zarif kitapçığında Safiye Ayla'dan
anılar da yer alıyor. Ünlü edebiyat adamlan, Yahya
Kemal, Halikarnas Balıkçısı, Nâzım Hikmet,
Hüseyin Cahit Yalçın, Naci Sadullah.
Manolyaların unutulmaz ressamı Ibrahim Çallı...
Safiye Ayla, 1930'lardan söz açarken, "Naci
Sadullah, Kemal Tahır ve Ömer Rıza Doğrul
üçlüsü, artık her akşam bizım evde toplanıyordu.
Sofralarkuruluyor, yenilip içiliyor, saatlerileriedikçe
söyleşiler koyulaşıyordu" diyor.
Aynı geceleri, aynı sofraları Kemal Tahir de
anlatırdı. Safiye Ayla'nın konukseverliğini, ikramını...
Gençliği yâd ediş gibi anlatırdı.
Şimdi bu yazıyı yazarken, ikinci diskten,
Saadettin Kaynak'ın nihavend şarkısı
"Menekşelendi Sular"\ üst üste dinliyorum. Safiye
Ayla "Menekşelendi Sular"\ yıllarca yorumlamış.
Hep aynı su şırıltısı ahenginde, inanılmaz bir
yorumla.
Radyo Cumhuriyet'te bu şarkıyı birçok kez
dinleyiciyle paylaşmıştim. Ikı üç hafta geçmesin,
genç bir hanım telefonla arar, "Safiye Ayla'nın
şarkısını çalmayacak mısınız" dıye sorardı.
Bir tılsım var bu şarkıda.
Ama "Hayal içinde akıp geçti ömr-ü
derbederim"de de tılsım var. Urperiyorsunuz...
öneriler:
Kitap / Görülmeyen Adam, Ralph Ellison,
Mehmet H. Ooğan'ın çevirisi, Literatür, 2004.
Ezgi Saydam Ripon Festivali'nde
• Kühür Ser\'Bi - Mezzosoprano Ezgi Saydam,
Londra'da Uluslarası Ripon Müzik Festivali'nin
kapanış konserini verecek. 18 Eylül'deRipon
Katedrali'nde gerçekleşecek olan konserde
sanatçıya şef Janusz yönetimindeki Manchester
Camerata ve Kuzey tngiltere'nin en iyi
korolanndan biri olan Leeds Filarmoni Korosu
eşlik edecek. Sanatçı konserde Beethoven'ın 9.
Senfonisi'ni seslendirecek.
ÜıHülerden Sudan'a yardım
• Kültür Senisi - REM, Davıd Gray, Ash.
Badly Dravvn Boy, FaithJess, Jet gibi tanınmış
müzisyenlerin de bulunduğu bir grup sanatçı,
Sudan'ın Darfur bölgesüıdeki mülteciler için
bir yardım albümü yapmak amacıyla bir araya
geldi. Sudan'daki hükümete bağlı birlikler ve
muhalifler arasındakı çatışmalar 50 bine yakın
kişinin ölümüne ve 1.4 milyon kişinin e\ini terk
etmesine neden olmuştu. Özel olarak seçilmiş
14 şarkı içeren albüm. Oxfam'ın internet
sitesinden bignoisemusic.com) ücret karşıhğı
indirilebiliyor. Elde edilen gelir, Sudan'daki 137
mülteci kampına yiyecek ve ilaç yardımı için
kullanılacak.
Çeklerin Kelt kökenleri
• Kültür Senisi - Çeklerin tarihsel kökenlerine
duyduklan merakın artması Kelt kültürüne
duyulan ilginin de giderek artmasma neden
oluyor. Ülke, Hıristiyanlığın yayılmasıyla yok
ohnaya başlayan Kelt kültüründen
önenıli izler taşıyor. Otava ve Elbe gibi birçok
yer ve ırmak isminin kaynağını Kelt
efsanelerinden aldığı düşünülürken,
ülkenin batısındaki Bohemya bölgesinin de
adını yaklaşık 2 bin 5 yüz yıl önce burada
yaşamış olan 'Boiohaemum' adlı bir Kelt
klanından aldığı sanılıyor. Bohemya
Kalıntılan ve Arkeoloji Enstitüsü
yöneticisi Vladimir Ctverak, "Tıpkı Avusturya-
Macaristan tmparatorluğu dönerrü ve
2. Dünya Savaşı sonrasında Slav
kültürüne bir ilgi olduğu gibi. Avrupa'ya geri
döndüğümüz 1989'dan beri de Kelt kültürüne
ilgi artıyor" diyerek bunu hayal gücünün
modern hayatın hızına ve teknolojiye tepkisi
olarak tanımladı. *