19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EYLÜL 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 «a w S Dere yalağma ev yapanlara şaria onenıntz: Ohneye öbtwye öhneye geldik! BektronSk posta: denizsom©cumhuriyetcom,tr www.denizsotr Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Cari açık önemli değilmiş... "Cünkü her tarafacık!" Hakkâri Hakkâri'de öğrenciierin CJniversite ve lise giriş sınavlarında son sıralarda yer alması üzerine "Kitap Sizden, Başan Bizden" Kampanyası başlatıldı. Hakkâri Valisi Erdoğan Gürbüz, gönderilecek sınavlara hazıriık ve test kitaplarının il halk kütüphanesinde . toplanıp en ücra • beldelere kadar T ulaştınlacağını ve l rehber öğretmenlerin öğrencilere yardımcı olacağını açıkladı. Sınava hazıriık ve test kitabı bağışı için adres: II Halk Kütüphanesi Hakkâri. stanbul Kadın Kuruluşlan Birliği Başkanı Na- zan Moroğlu, "Herkes okusun; herkese okutun" diyerek ve değiştiğini söyleyenlere hoşgörüyle bakan kadınların birkaç kez oku- masını önererek Iran'da yaşanmış bir öykü gön- dermiş: Ziba ile Muhammed üniversite yıllarında tanış- mış, uzun süren bir arkadaşlık döneminden son- ra yeni evlenmiş bir çifttir. Muhammed, sığır tica- retiyle uğraşmakta, Ziba ise bir özel hastanede hemşirelik yapmaktadır. Bir aylık evli çift, balayına çıkma planları yap- maktadır. Muhammed, bütün formaliteleri yerine getirerek 15 günlük bir balayı programı hazırlar. Genç çift özel otomobilleriyle balaylarını geçire- cekleri Benderabbas şehrine doğru yola çıkarlar. Yaklaşık 600 kilometre yol kat ederler. Iran devrim muhafızları Pasdarlar karayolu üzerinde otomobilleri durdurarak kimlik kontro- Ziba lü yapmaktadırlar. Ziba ile Muhammed'in otomobilini de durdu- rurlar. Ziba'dan evlilik cüzdanı istenir. Ziba çanta- sını karıştırır, valizlerine bakınır ama evlilik cüzda- nı yoktur. Cüzdanı evde unutmuştur. Muhammed yeni evli olduklarını ve balayına git- tiklerini anlatmaya çalışır ama devrim kuralları ke- sindir. Evlilik cüzdanı olmayan kadın, bir erkeğin yanında bulunuyor ise fahişedir. Ziba ile Muhammed evli olduklarına dair yemin- ler eder. Yalvarırlar. Nafile. Ziba, karakola götürü- lüp fahişelik suçundan mahkemeye çıkartılacak- tır. Muhammed, evlerinin 600 kilometre uzakta ol- duğunu izin verilirse kansıyla gidip evlilik cüzda- nını getireceğini söyler. Devrim muhafızları Ziba'yı bırakmaz, Muham- med'e. "Evlilik cüzdanını getir, kadını götür" de- nir. Muhammed, geri döner; hızla girdiği bir viraj- da uçuruma yuvarlanır. Kazadan dört saat son- ra, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılır. Yoğun bakımda 15 gün şuursuzca yatar. Kendine gel- diğinde karısını düşünür ve hastaneden kaçar. Evine gider. Evlilik cüzdanlarını alır. Ziba'yı alı- koyan karakola döner, "Evlilik cüzdanımı getir- dim. Kanmı serbest bırakın" der. Devrim muhafızlarından buz gibi bir cevap alır: "Seni bir hafta bekledik. Gelmeyince, kaçtı- ğını düşündük. Kadının fahişe olduğunu kabul ettik veastık." Ziba'nın morgdaki cesedini Muhammed'e verirler. Şenlik Acar Gürol: "Bir reklamda 'evtere şenlik tartfe' ibaresi geçiyor. Kendi malını kötülemek de yeni bir reklam taktiği olsa gerek." Puan Akif Kökçe: "Telekom çok konuşana 'hatt puan' verecekmiş. Geç ödeyene gecikme faizli 'haşırtt puan', ödeyemeyene icra takipli "gacırtt puan' da verecek mi?" SESStZSEDASIZ (!) Afaa/J4afâs3Ş^ 1 J M Jm ıfes^ Bilecik Bozüyük'teki türbanlı öğretmenler Bilecik'in Bozüyük ilçesinden Ata- türkçü Düşünce Derneği üyesi bir dos- tumuz; ilçedeki türbanlı öğretmenleri anlatıyor: "öğretmenlerin Haziran ve Eylül ayla- rında seminerleri vardır. Bu sürelerde formalite icabı birkaç konuşma yapılır. Yüzeysel olarak öğretmenlerin ve okul- lann bazı sorunlan ele alınır. Bozüyük'te- ki toplantılara bazı öğretmenler türban- lanyla katılır. Türbanlı öğretmenler Istik- lal Marşı'nda bile başlarındaki o şeyi çı- karmazlar. Ben bu davranışı Cumhuriye- ti kuranlara küfür olarak aigılıyorum. Haziran dönemindeki seminerlerde türban çıkanlmadı. Eylül döneminde de birkaç toplantı düzenlenecek. Sanınm türban yine çıkanlmayacak. Eylül top- lantısında Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü bir konuşma yapabilir. Müdürün sözle- rini anlamak için yanınızda Osmanlıca sözlük bulundurmanız gerekli. Haziran'da öğretmenlerin tür- banlı bir biçimde Istiklal Marşı'na katıldığını İl ve llçe Milli Eğitim Müdürleri de gördü. Yerel basında bu konu yer aldı. Ancak çağdaş öğret- menlere sanınm baskı yapıldı ve konu kapatıldı. Eylül dönemi de farklı geçme- yecek. Altı yedi öğretmen yine başlann- da türbanla toplantılara katılacaklar. Bozüyük'teki türbanlı öğretmenler hem birbirlerini kolluyorlar hem de biri- leri tarafından korunuyorlar." Eylül 'deki semineri bekleyelim ve top- lantıyı izleyecek dostumuzun yardımıy- la ne olduğunu hep birlikte öğrenelim. Yüksek Yerilim Hatta Keyfimin mafyası mısın, hangi diziyi istersem İ2İenm! erdincutkuCa yahoo.com ÇED KOŞESİ OKTAY EKİNCl Amerika'nın 'hazır' evleri... Türkiye, binyıllann mirası "mimarlık kültüründen" uzaklaştıkça, boşlufu sadece özensiz betonarme yapılar ve kaçak bınalar doldurmuyor. Özellıkle Amerikan kökenlı "haar ev" piyasası da genişle- dikçegenişlıyor... Insanlann, konfeksiyon el- bise ya da ayakkabı alırcasına bu evlerden edinme eğilimle- ri. hiç kuşkusuz "tüketim" toplumunun en pahalı göster- gelerinden biri. "Özel olarak tasarianmış vüla"lar yerine, onca paraya kıyıp "herkese satmak için hazıriaıunjş," aynı tip binalarda yaşamayı yeğle- mek, mimarlığın insana sun- duğu zenginlikleri unutmanın ötesınde, bir aymazlık.. Çünkü her yapı, öncelikle bulunduğu yer, yön, iklim ve konumuna göre biçimlenirken "kunanıcının" da yaşama ön- celikleri, kültürü ve hatta key- fi gözetilerek tasarlanır. Tari- hın en erken çağlanndan gü- nümüze böylesi bir uygarlık anlayışının en zengin birikim- se öğrencimiz, yine şu "hazır ev" düşkünü ve kelli felli, oku- muş yazmış büyüklerinin gö- remeyecekleri "aynntılan" saptadı ve bildirdi. Işte Alpkaan'ın Amerika'da konuk kaldığı bir "tip projeK" evi betimlemesi... Sorumuzla yanıtını birlikte okuyalım... SORU: Yaşadığın evin iç me- kânbnnı,giriş kapısından baş- layarak tanımlar mısın? YAN1T: "Bu e\in üç tane gi- rebfleceğmiz kapısı var. Biri asıl orta kapı Id evin ana kapısı ol- duğu halde hiç kuUanılmıyor. İkincisi arka bahçeye açılryor ve üçüncüsü verandaya açılan kapı Id bu en çok kullaıulanı. Ashnda bu üçüncü kapıya evin ana kapısı denebiür. O yüzden anlatmaya buradan başhyo- nım. Bu kapıdan girince karşını- za yemek masası çıkıyor ve ile- risinde mutfak var. Vlutfağın yanuıdan geçtiginizde evdeki en büyük masa var ki bu sade- ce zor durumlarda üstüne bir şev konutanaktan başka işe ya- KtM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicaku turk.net ÇtZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci a mynet.com T t HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BtwiN hayatepika mynet.com NERDEN BULDUNUZ LAN O BAKLAVALARI ?l.. Dışı güzeL, ama içini Aipkaan'a sorun_. lenni taşıyan ülkemizde, ken- dmı "TüridyelP gören herke- snde aynı uygarlığı hiç değil- se •'bağımsız ev" tercihlerine ymsıtması gerekmezmi?... • • * Ne var ki gazetelerin "ko- mt" ekJerinde bile artık "ha- zrkütükevler" ya da "tn>pro- jdere göre tipleşmiş konut- br"ın ilanlanndan geçilmiyor. I'ahası, örneğin tstanbuldakı cmanlarda "Muğla evleri" jszarlandığına göre, eminim k İzmir' in dağlarında da "Ka- ndeniz evlerL»" satışa sunul- mküzeredir... Peki, acaba bu işin "anava- tnı" olan ve mimarlık tarihi kndi 200 yıllık tarihi kadar bk olmayan Amerika'da du- rcn nasıl? "Hazn*evler''i kul- fenanlar nasıl yaşıyor, seçtik- bı "tip mekânlar" ile günün pndeki buluşmalannda neler doyor? Bu soruyu araştırması için, yz aylannı Amerika'nın Ala- hma eyaletine bağlı Spanish hn kentinde geçiren bir gen- amize sorduk. 16 yaşındaki li- ranuyor. Eğer bu masaıun sa- ğmdan devam ederseniz e\in yapıhrken ana kapısı olacağı düşünülen kapı ve daha sonra salon karşuuza çıkıvor. Hemen sağ tarafa giderseniz önce bügisayar odasu sonra tu- vakt ve benim kaldıgım oda, yani misafir odası var. Eğer az önce bahsettiğim büyük masa- nın sohından devam ederseniz yine önce salona çıkryorsunuz, sonra halamlannyapnklan bir şark köşesivar ve çamaşır oda- sı var. Hemen yanında da ha- lamlann yatak odası var ve banyovar. Bütün ev bu kadar™" Ne dersiniz?.. Kullanılma- yan ana kapılar, esas kapı ha- İine gelen veranda girişleri ve işe yaramayan mekânlar, mo- bilyalar... Mimarlık ve uygarlık durur- ken "tüketimi ve tipleşmeyi" yeğleyenlerimiz de acaba bu liseli gencimizin her türlü ko- şullanmadan uzak, içten ve in- sancıl gözlemlerini rehber ala- bilirler mi? oekinci(a cumhuriyet.com.tr BIZ FIRIND/A S ABÎ, 8U M.USTAFA BAYRAMIN. H-44O ZAM/AN B/*SKA.. ı > x SİDEBÎLÎRSÎNİZ !..HAMXT BAYRAMTN. tPARtSLeRlN SÖTÜRCİYOZ. I I I I OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(a yahoo. com TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 5 Eylül uwtc.mumtaz-arikan.com VICTOR/EN SARÛOU İ83İ0E BuGÜN, FRAHSIZ OYUN YAzARI VICTD&EN SAKDOUÇSAgÇÜ') PO6DU. TİP ÖffGENİMİ YAPAOC£ TİrATKOYA £6lLİMİ NCDSNİYLS OYUN YA2MAYA İOO~ , £HANTS"(O6B£HCİLEIZ TBI/ERNASf)fiouİUC YAPfTl- Nl VE&£C£ICrill.({QS1r).FAicATOrUNUN BAŞARıSIZ- UĞA UĞtiAMASı OUU ÇOKÜe£CEK,SAĞLlStMlto BOZUt-MASINA MEDBN OUKCAKTI.A^lCAK.,bAHA SONGA Y£AltPEAI İŞF GİR.IŞEREK YAPfTtAGIYlA ÛÛMYA ÇAPffJPA ÜN KAZAHACAKTlR, Bü Ühi, YA - ŞAMI 8OYUNCA SÜH£Ce<,MLICl OLMIYACAKTI. ' &8ı BAZI OYÜNLARl ELEÇtHZİLSE OE LACAKHATTA *PAeTlE*ÇyATAH)AP'ÇO6U , HATTA *PAeTlE*ÇyATAH)AP- Bİ A4 Ç , Ç y ) Ll OYUUU İÇİN VICT13R HUGO BİLE KUTLAM4 PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yasalar, Palavralar, Türk Ceza Yasası'nda yapılması düşünülen deği- şikliklere ilişkin tartışmalarda bir anda öne fırlayan zi- na konusunu izliyorum basında Kadın, erkek köşe ya- zarları, uzmanlar, yorumcular, bilim adamlan her şe- yi bir yana bırakmışlar, eşlerin birbirlerini aldatmalan- nın ceza gerektirecek bir suç olup olmadığı üzerine düşünceler üretiyorlar. Ama aralannda "zina yasağı- nı" savunan öyleleri de var ki, söyledikleri ancak "pa- lavra" düzeyinde değeriendirilebiliyor. örneğin, "bu yasağın birçok ülkede olduğu" palavrası. Oysa dün- yada yalnızca on dokuz ülkede böyle bir yasak var ve bunların tümü de tam anlamıyla "himmete muhtaç" ülkeler: Uganda, Afganistan, Pakistan, Suudi Arabis- tan, Iran, Irak, Malezya, Bangladeş, Yemen, Lübnan, Cezayir, Suriye, Arap Emirlikleri, Stıdan, Nijerya, Çad, Kamerun, Nijer ve Mali. Cuma akşamı atv televizyonunda Ali Kırca'nın Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptığı söyleşiyi ızle- dim. Başbakan, Kırca'nın birsorusu üzerine, "Bizher şeyi Batı'dan alacak, Batı gibiyapacak değiliz; Ba- tı'nın da bizden öğreneceği şeyler var" diyor, bunu derken de "zinayasağrru kastediyordu. Başbakan'ın bu yasağın "Türk aile yapısını koruyacağına" ilişkin sözleri de ilginçti. Türk Ceza Yasası'nda gerekli deği- şiklik yapılıp da zina "şikâyete bağlı suçlar" kapsa- mına alınınca kadın ya da erkek eşler birbirlerini al- datmaktan çekinecekler, böylece Türk aile yapısı ko- runacaktı. Başbakan, aile yapısının Türk toplumu için çok büyük önem taşıdığını söylüyor, bunu kanıtlamak için de Osmanlı ailesi yapısını gösteriyordu. Bu yapı ne zaman bozulmuşsa toplum olarak inişe, çöküşe geçmiştik. Başbakan'ın sözleri ciddiye alınacak olduğunda şu sonuca vanlabilirdi: Zina yasağı aile yapısını korudu- ğuna göre yukanda adlannı saydığım ülkelerde aile yapılannın, dolayısıyla toplum yapılannın Batı'ya ör- nek olacak biçimde güçlü olmalan gerekiyordu. On- lar bu yasağı çok önce yasalaştırmışlar, dolayısıyla o tarihten günümüze giderek güçlenen aile yapılanyla gelmişler, bu arada bize de ömek olmuşlardı. Bizim nasıl olmuşsa, sözgelimi Ispanyollann, Isveçlilerin, Hırvatlann ve öbür Batı toplumlannın da Uganda'dan, Afganistan'dan, Bangladeş'tenyadaSudan'dan öğ- reneceği şeyler vardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi AKP'lilerin önerdikleri yasa değişikliğini kabul edecek olursa, biz de Batı karşısında nihayet bir "öğretmen ülke" durumuna geçecektik. Bu durum hiç kuşkusuz turizm stratejimize de yansıyacak, kıyı turizmi, kış tu- rizmi, yayia turizmi ve kongre turizmi gibi alanlann ya- nı sıra aile yapılannı zina belasına karşı korumak is- teyen Batılılara yönelik bir de "anti-zina yöntemlerini öğrenme turizmi" diye yeni bir alan açılacaktı. Do- ğal ki araştırmaya, soruşturmaya, gözlemlemeye da- yanacak bu özgün turizm dalı pek çok eğlenceli ola- yın yaşanmasına da yol açacaktı. Kısacası beklenmedik hayırlara da vesile olabilecek bir yasa tasansıydı söz konusu olan. Partamentomuzun zina yasağına rağmen iki eşli, üç eşli aile düzenleri sürdüren "muhafazakâr-demokrat" milletvekilleri özel ilgi odağı olacaklar, hem aile yapı- sını korumak hem de çokeşli bir hayat sürmek iste- yen erkek turistler TBMM koridoriannda poligamik polıtikacılanmızın peşlerinden koşacaklardı. Erzurum Kalesi, Ishak Paşa Sarayı, Nemrut Dağı, Hasankeyf, Harran Evleri bir yana Doğu ve Güney- doğu Anadolu üç eşli, sekiz eşli, on bir eşli ağalarla görüş alışverişinde bulunmak isteyen turistlerie do- lup taşacaktı. 250 yıldır süren Batılılaşma çabalanmızda nihayet bizden de bir şeyler öğrenmek durumunda kalan Al- lah'ın beceriksiz gâvurianna, erkeklerimiz imam nikâ- hı yoluyla birden fazla evlilik yapabilir, zina yasağını delebilirken, bunu kadınlanmızın niçin yapamadıkla- nnı, dolayısıyla da zina yasağını çiğnemelerinin, suç- lu durumuna düşmelerinin, cezaya çarptınlmalannın nedenlerini anlatabilme olanağını ele geçirmiştik. Ak- lımız, dilimiz bu bize özgü "adil durvmu" anlatmak için yetersiz de kalsa korkmamıza hiç gerek yoktu; çün- kü her an, her yerde ve her şeyi en veciz bir biçimde anlatma becerisine sahip bir Başbakanımız vardı bi- zim. Bizi Uganda gibi, Mali gibi, Nijer gibi dünyaya ör- nek ülke yapmaya karariı olan... Seçtiğimiz ve hayn- nı gördüğümüz... (e-posta: [email protected]) (Faks:0212-234 68 73) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA; 1/ Osmanlı mutfağına öz- gü, tavuk, bal ve tel şehriyey- le yapılan bir yemek. 2/San- sabır bitkisine ve bu bitkiden elde edilerek parfum sanayi- sinde kullanı- lan özüte veri- lenad...Birbi- lim ya da sanat kolun- da özel ve belirgin yöntem. 3/ Kokmuş hayvan ölüsü... Bir pa- muk cinsi. 4/ Öğütül- müş tahıl... Voleybol- da, ağ üzerinde rakip takım oyuncusunun vuruşuna karşı koy- mak için oluşturulan 8 savunma. 5/ Diyarba- 9 kır'ın bir ilçesi... Bir müzik sesini belirtmeye yarayan im. 6/ Gelir... Argo- da esrar. 7/ Küçük ve özel bölme... Yapma, etme. 8/" tn- san bir — misali / Seni eken biçer bir gün" (Karaca- oğlan)... Ankara'nın bir ilçesi. 9/Beyazpeynirle yapı- lan bir tür tatlı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: V Sakat kimse... Genellikle yakmak için kullanılan iri saman. 2/Herkesin gözü önünde yapılan... Motorlu ta- şıtlann elektriğini sağlayan aygıt. II"— olayım olma- yayım o yâr benim kime ne" (Nesimi)... Sivrisinek, ta- tarcık gibi insanı rahatsız eden sinek ve böceklere veri- len genel ad. 4/Kuzu sesi... Kuzey Amerika'yı Asya'dan ayıran denize ve boğaza verilen ad. 5/Bir renk... Tarla sınırı. 61 Ödenmiş ya da ödenecek olan hesaplann dö- kümü.. Utanç duyma. 7/Amerika ve Afrika'da yetişen, meyveleri reçel yapımında kullanılan bir ağaç... Isteni- len nitelikleri taşıyan. 8/ "Eğil bir — öpeyim / Ay ka- ranlık görmezler" (Türkü)... Macaristan'daüretilenün- lü bir şarap. 9/Bir göz rengi... Bir elçiliğe bağlı uzman.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle