Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
05 EYLÜL 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
IV | j I j | U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAYAKEV
Oyuncak kalbebenzerBirinin arkadaşıyla güreşirken
eli kınlır çocukluğunda, ötekinin
flıtbol oynarken ayağı...
Biri eline ney alır ünlenir, öteki
resim fırçası...
tkisi de Bakırköy Akıl Hastane-
si'nde kaldıklan günlerde yakınla-
şır, arkadaş olurlar. Kınk eliyle
ney çalan çocuğun adı Neyzen
Tevfik'tir, bir ayağı aksayanınki
ise FikretMuallaL
Neyzen Tevfik, oyuncağmı kıran
bir çocuğa kızmak yerine, onun bu
hareketini haklı bulur. Nedenini de
şöyle açıklar bir şiirinde:
Çeşit çeşit alınırdı bûtün
oyuncaklar
Oyuncak ha dayanır mı fikr-i
tetkika?
Kırardı geldiği anda, içinde
bir başka
Hüner var anlamalı hem de
kırdı öğrendi
Bu sırrı bildi ya, artık bozar
yapar kendi.
îstanbul'un kaybolan, unutulan
mekânlaruıdan biri de çocuklann
kapısında bir zamanlar umutla
beklediği oyuncak hastanesıdir.
Kınk oyuncaklann onanldığı bu
dükkân, Beyoğlu'ndaki Hacopulo
Pasajı 'ndaydı. Istiklal Caddesi'yle
Meşrutiyet Caddesi'ni birbirine
bağlayan bu pasajın avlusunda,
Panaiya Isodion Kilisesi'ne açılan
bir geçit vardır.
Kuklalar Hastanesl
îşte, sözünü ettiğimiz oyuncak
hastanesi, kiliseye çıkan basa-
maklann solunda bulunan küçük
bir dükkândı.
tstanbullulann "Kuklalar Has-
tanesi" dıye bildikleri bu yenn sa-
hibi olan zayıf yapıh, kısa ak saka-
lı ve seyrek saçlı yaşlı adamın adı-
nı kimse anımsamasa da. bir Be-
yoğlu çocuğu olan Giovanni
Scognamillo. oyuncağı kınlan ço-
cuklann kapısından gülerek çıktı-
ğı dükkânı anımsamaktadır:
"Dükkânın vitrininde, içinde
çekme katındaki atölye bölfi-
münde ve her köşesinde çeşit çe-
şit bebekler ve bebek parçaları,
eller, kollar. bacaklar, gövdeler
ve kafalar dizilivdi. Kiminin ko-
lu kınk, kiminin bacağı ezilmiş,
başı kopmuş, yarılmış. gözleri
yerinden çıkmış gibiydi: Giyinik
ya da çıplak bebekİer, bezden,
tahtadan, mukavvadan bebek-
ler, taş bebekler ve plastiğin bi-
linmediği o çağda galaitten be-
bekler. Onarılan, iyileştirilen
kurşun askerler, özellikle kov-
boylar ve Kızılderililer, başı tüy-
lü, eli baltalı, mızraklı."
1900'lü yıllann başlannda pe-
rukçu, terzi, kürkçü, manifaturacı,
müzik aletleri yapımcısı, ayakka-
bıcı gıbi değişik meslek grupların-
dan ınsanlann bulunduğu Hacopu-
lo Pasajı'ndaki Kuklalar Hastane-
si'nde oyuncağını tamir ettiren bir
çocuk kalmış mıdır Istanbul'da?
Pasaj esnafinın Rum ve Ermeni ol-
duklannı düşünecek olursak,
oyuncak tamircisi yaşlı adamın izi-
ni sürmenin zorluğu açıktır.
Cöçle gelen ayrılık
Dünyamızdan göçmüş olan bu
güzel insanın alcrabalannın da
"göç'Mer sonucunda kentten
uzaklaştığını düşünmek yanlış ol-
mayacaktır. Bir de, o yıllarda, ta-
mir ettirecek bir oyuncağı olan ço-
cuklann "azınlık" ya da "levan-
ten" ailelerin çocuklan oldukla-
rını bilmek, Kuklalar Hastane-
si'yle ilgili anısını anlatacak bir
insan bulmanın olanaksızlığını
gözler önüne seriyor. Yine de bir
umut!..
Oyuncak ve İnsan kalbl
Yolum ne zaman Hacopulo Pa-
sajı'na düşse, Istanbullu çocukla-
nn sevgilisi olan yaşlı oyuncakçı-
yı düşünür ve Rus şair Yunna
Morits'in ''Oyuncak Satıcısına
Sone" adh şiirini anımsanm:
Oyuncaklar satıyordu sakat
bir ihtiyar
Çocuklar sevinçten çıldırmış,
ustanın da keyfi yerinde.
Cıvıldıyor, miyavhyor, ötüyor
oyuncaklar
Takla atıyor kimi, kimi amu-
da kalkmış kulağı üstünde.
thtiyar da coştu, numaralar
yapıyor şimdi
Uflüyor kuyruğuna bir kuşun
ve öykünüyorona
Gurulduyor, kuğuruyor, eğ-
lendiriyor izleyenleri,
Çekiyor sümüklü bir serseri-
yi mıknatısıyla.
Akşamla, yaylıya koşan bir at
gibi koşup tezgâhına
Gider o koltuk değneklerinde
sekerek bir meyhaneye
Birkaç meze atıştırıp, fıçı bi-
rası içmeye.
Ve bu sonede bir delik açarak
iki yüz yıl sonra
Uçarak yükselip bir inci çiçe-
ğinin sapından havaya
Bir kuşa ıslık çalacaktır iç sız-
latan bir kederle.
Oyuncak ve insan kalbi çok
benzer birbirine. Bazen tamiri ol-
maz ikisinin de!..
41. Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenecek etkinliğe 15 ülkeden 100 kuruluş katılacak
Antalya 6. Sanat ve El Saııatlan Fuarı başhyor
Kültür Servisi - '41. Altın
Portakal Film Festivali'
kapsamında düzenlenecek
olan 'Antalya 6. Sanat ve
El Sanatlan Fuarı' 1-10
Ekim tarihleri arasında
yapılacak ve Atatürk Kültür
Parkı içinde,
Cam Piramit Fuar ve
Kongre Merkezi'nin
yanındakı fuar alanında yer
alacak. 6. Sanat ve El
Sanatlan Fuan'na
• Antalya 6. Sanat ve El Sanatlan Fuan kapsamında Hindistan, Pakistan,
Mısır, Endonezya, Filipinler, Özbekistan, Kırgızistan, Tanzanya, Tayland,
Kenya ve Rusya'nın da aralannda bulunduğu 15 ülke eserlerini sergileyecek.
Hindistan, Pakistan,
Mısır, Endonezya,
Filipinler, Özbekistan,
Kırgızistan, Tanzanya,
Tayland, Kenya ve
Rusya'nın da aralannda
bulunduğu yaklaşık 15
ülkeden 100'ü aşkın
kuruluş katılacak. Fuarda
Türkiye'nin çeşitli
yörelerinden gelen el
sanatlan ürünleri de
sergilenecek. Fuarda plastik
sanatlar, resim, grafik,
fotoğraf, karikatür, heykel,
seramik, el işçiliğiyle
biçimlendirilmiş her türlü
taş obje, sırlı ya da sırsız
her türlü pişmiş toprak
obje, el işçiliğiyle üretilmiş
her türlü cam obje, altın ve
gümüş dahil her türlü
işlenmiş madeni ürün, ağaç
oyma, kakma, sedef kakma
vb. ahşap işleri, örme,
nakışlama, boyayla
desenleme vb. iplik
dokumalı ürünler, halı,
kilim, sicim, sumak, tül vb.
geleneksel dokumalar, hat,
minyatür, ebru, cilt işleri
vb. geleneksel sanatlar,
maden, pişmiş toprak, lif,
boncuk, taş vb. malzemeler
kullanılarak el işçiliği ile
üretilmiş takılar, deri ürünü
ciltler, karagöz tasvirleri,
küçük aksesuvarlar vb. ev
dekorasyon ürünleri,
maketçilik araç ve gereçleri
ve el sanatlanyla ilgili daha
birçok ürün sergilenecek.
Fuar kapsamında bu yıl da
müzik dinletileri,
halkoyunları gösterileri,
fotoğraf, resim sergilerinin
yanı sıra dans yanşmalan
yapılacak. 11.00 ve 23.00
saatleri arasında ziyaret
edilebilecek olan fuarda
100'ü aşkın etkinlik
ücretsiz olarak
izlenebilecek.
Rembrandt'ın tablosu
Stockholm 'de satışa çıkarılıyor
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM -
Hollandah ünlü res-
sam Rembrandt"ın
en özgün tablola-
nndan "Miner-
\a" Stockholm'de
satışa çıkanlıyor.
340 milyon kron,
(vaklaşık 34 mil-
yon Euro) bedel
hçilen tablo, kent
nerkezindeki
Amell Galeri-
s'nde, çeşitli Av-
npalı ressamlann
japıtlanyla birlik-
te 25 Eylül-22
Ekim tarihleri
Eiasında sergile-
necek. Sergiden
sonra, "Miner-
n"dan başka bir
^ıpıt satışa çıkanl-
nayacak. Sergide
japıtlan yer ala-
cak olan diğer usta-
hr arasında Bregu-
i MurUlo, Cra-
uch, Roslin ve Po-
tssin bulunmakta.
sveç'in en köklü
alerilerinden olan
ünell'in sahibi Verner
Imell şu açıklamayı yaptı:
•tsveç'te ilk kez orijinal
nr Rembrandt satışa çıka-
•Jmış olacak. Satıldığı
akdirde, Isveç tarihinde
a yüksek fiyata satılan
anat eseri unvanını da ka-
aşacak. "Minerva" mi-
Rembrandt'm en özgün
tablolanndan Minerva'ya 340
milyon kron bedel biçiliyor.
Sanatçı bu tabloda Romalı
Tannça Minerva'yı, elinde
kitap varken ve bir şey
söylemek üzereyken
yansıtıyor.
tolojik bir figür. Romalı
Tannça Minerva'yı, elinde
kitap varken ve bir şey
söylemek üzereyken yan-
sıtıyor. Bu satışa Avrupalı
ve Amerikalı müzelerden
büyük ilgi var. Gönül ister
ki onu bir Isveçli satın al-
sın ve yapıt Isveç'te kal-
sın.
1606-1699 yıllan arası ya-
şamış olan Remb-
randt (Harmenszoon
van Rijn) "Miner-
va "yı 135 yılında
yaptı. Tablo uzun sü-
re Isveçli milyarder
Axel VVenner-
Gren'in malı ol-
muş ve daha sonra
milyarder Patino
ile Bic marka tü-
kenmez kalemlerin
buluşçusu Baron
Bic'e satıhruştı.
Tablonun şu andaki
sahibi Japon bir ko-
leksiyoncu.
Bu kişinin adı gü-
venlik nedeniyle
gizli tutuluyor. Tab-
lo, "sahiciük bel-
gesine" sahip ve
2000'den fazla "ta-
nınmış Rembrandt
kopyesi" arasında
değil. Stockholm'de-
ki Ulusal Müze'den
2000 yılında bir adet
Rembrandt tablosu
çalınmıştı ve önceki
hafta da Oslo'daki
müzeden Edvvard
Munch'un ünlü ya-
pıtı "Çığlık" aynı akıbete
uğramıştı.
Verner Amell, galerisinde
3 nesildir hırsızlık olmadı-
ğını ve "Minerva"nın du-
vara, açılıştan 3 saat önce
asılacağını, sergiye aynı
anda 60-80 kişiden fazla
ziyaretçi alınmayacağını
söyledi.
Fototrek'ten Temel Fotoğraf Senıineri
Hayata vizörden bakmak...
Kültür Servisi - Fototrek Fotoğraf Merkezi,
fotoğrafa yeni başlayanlar ve fotoğraf bilgilerini
geliştirmek isteyenler için hazırladığı Temel Fo-
toğraf Seminerleri'ne devam ediyor.
Hafta içi ve hafta sonu olarak iki dönemde ger-
çekleştirilen seminerin yenilenen programında
makineler ve objektifler, enstantane-diyafram,
ışık-pozlama, filmler-yardımcı araçlar, dijital tek-
noloji ve fotoğraf, kompozisyon, çekim teknikle-
ri konuian özel olarak hazırlanan dialarla teorik
olarak işleniyor.Seminer süresince eğitmenler eş-
liğinde Istanbul içinde iki kez çekim gezisi yapı-
hyor. Katılımcılar Sultanahmet, Zeyrek ve Ciba-
li semtlerinde yapılan çekimlerle hem teorik bil-
gilerini pratiğe dönüştürüyor hem de îstanbul'un
tarihi mekânlannı geziyorlar. Toplam on dersten
oluşan seminer, gezilerde çekilen fotoğraflann
değerlendirilmesiyle sona eriyor.
Makinesi olmayan katılımcılar merkezin maki-
nelerini kullanabiliyorlar. 9 Eylül günü başlayan
hafta içi dönemleri pazartesi-perşembe akşamla-
n 19.15-21.15 saatleri arasında gerçekleştiriliyor
ve toplam 4 hafta sürüyor. 11 Eylül'de başlayan
hafta sonu dönemleriyse cumartesi günleri 11.00-
14.00 saatleri arasında gerçekleştiriliyor ve
toplam 5 hafta sürüyor. (0 212 251 90 14)
Dawool turne kapsamında pek çok izleyiciyle buluşacak
Ritim ve adımların büyüsü
55 kişilik kadro yann Bodrum'da
Kültür Servisi - îstanbul'un
herhangi bir günü... Olağan sa-
bah sesleri, günü karşılayan
yaşhlar, basket oynayan çocuk-
lar, kahvedeki gençler, mahalle-
nin güzel kızı... Akşam oldu-
ğunda da eğlence başhyor. Tav-
la pullannın şakırtısı, kapı önü
çekirdek çitlemeleri, basket
toplan, çatal, bıçak, tabak ses-
leri... Mustafa Erdoğan'ın
dünyada bir ilk olan 'ritim ti-
yatrosu' tasansı 'Dawool', tur-
neye çıkıyor.
Ritim kompozitörlüğünü Mı-
sırü Ahmet'in yapnğı gösteri-
nin müzikleri ise Kardeş Tür-
küler imzası taşıyor. Anadolu
Ateşi'nin 55 kişilik kadrosu-
nun, danslannın yanı sıra hikâ-
yelerine 'ses' verdikleri 'Da-
wool - Efes Pilsen ile 35 Yılın
Ritmi' projesi, turne kapsamın-
da yann Bodrum Antik Tiyat-
ro'da sahnelenecek. Daha son-
ra yurtdışında da sahnelenmesi
planlanan 'Dawool', çarşamba
günü Antalya Konyaalh Açık-
hava Tiyatrosu'nda, cuma günü
Ankara Odeon, cumartesi günü
Konya Hilton Balo Salonu'nda
izlenebilecek.
Toplam 13 ilde sahnelenecek
olan 'Ritim Tiyatrosu', 13 Ey-
lül Pazartesi günü Adana Çu-
kurova Üniversitesi'nde, 14 Ey-
lül Salı günü Gaziantep Gas-
ki'de, 15 Eylül Çarşamba günü
Diyarbakır Ünıversite Kapalı S-
por Salonu'nda, 18 Eylül Pazar
günü Samsun Açıkhava Tiyat-
rosu'nda, 20 Eylül Salı günü
Trabzon K.T.Ü. Tiyatro Salo-
nu'nda ve 23 Eylül Perşembe
Tekirdağ Namık Kemal Stadyu-
mu'nda izleyicislyle buluşacak.
ESÎNTİLER
ZEYNEP ORAL
Zina ve (nsan Onuru
Türkiye tüm sorunlannı halletmiş bir ülkedir... Tür-
kiye Cumhuriyeti vatandaslan, uygar ülkelerin refah
düzeyine kavuşmuştur... Işsizlik, yoksulluk, açlık,
evsizlik gibi ilkel ve geri toplumlarda rastlanan has-
talıklar ve yolsuzluk, hırsızlık gibi ayıplar bizim ülke-
mizde yoktur... Eğrtim, sağlık, sosyal güvence, top-
lumsal adalet, hukuksal adalet gibi kimi sorunlar,
"llımlı Islam" yolunda kararlı ilerleyen hükümetimi-
zin, AB'ye uyum reformlan sayesinde hızla çözüme
kavuşturulmuştur ya da kavuşturulmaktadır...
Bunlar olurken "Anadolu kadınlan"nm ayaklanıp,
hükümete "Isteriz de isteriz. Zina suç olsun!" diye
baskı yapmasıyla btriikte, kendimizi günlerdir süren
zina tartışmalarının içinde bulduk!
Her sorunu çözen hükümet, yakında uçkur soru-
nunu da halledecektir!
Oha!
• • •
Yok, içimden gülmek bile gelmiyor artık!
Meclis'teki kimi AKP'linin ve ne acıdır ki kimi ka-
dınlann, "zinanın" suç sayılmasını isterken ileri sür-
dükleri savlara "Oha!" diye haykınyorum, o kadar.
Onlann bu isteklerinin gerisinde yatan nedenin la-
iklikten uzaklaşmak, şeriata yönelmek yolunda ta-
bana göz kırpmak olduğunu biliyomz. Onların zih-
niyetinde bir tutarsızlık yok!
Benim anlamadığım, ilk başta CHP nasıl bu iste-
ğin yanında yer aldı! Yok şikâyete bağlı, yok, kadı-
na erkeğe eşit yaptınm uygulansın diyerek, laikliğe
aykın, yalnız şeriatla yönetilen ülkelerde var olan bu
"geriye dönüş"ü nasıl benimsedi ve savundu?!
Siz sahiden "Anadolu kadınlan"n\n "Zina suç ol-
sun" talebinde bulunduklarına inanıyor musunuz?
Ben de Anadolu'nun her yanını dolaşıyorum, inanın
hiç rastlamadım. Anadolu kadınının işi başından aş-
kın, "zina" meselesine kafayı takmaya vakti yok!
Buna kafayı takanlar erkekler. Aynca takarlarsa ta-
kariar! Bu, iki kişiyi hadi bilemediniz üç kişiyi ilgilen-
dirir. Size ne? Devlete ne?
• • •
Çağdışı sayılan bir uygulamayı TCK'den yıllar ön-
ce kaldımnışız. Şimdi geri getirmeye çalışmanın yan-
lışlığı, abukluğu, bugüne dek, bin kez dile getirildi:
Zaten ekonomik, politik, toplumsal alanda geri-
de olan kadını, daha da geriletecek ve sindirecek;
namus cinayetlerini adeta teşvik edecek, zaten ştd-
dete maruz kalan kadının daha çok şiddet görme-
sineyolaçacak... "Ş/7câyefeba<J//"suçta;sindirilmiş
kadın değil, kansını daha çok sindirmek isteyen er-
kek şikâyete başvuracaktır...
Aynca Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ni ihlal
anlamına gelecek bu uygulama, AB ülkeleriyle ara-
mızdaki uçurumu daha da büyütecektir...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Ceza
Yasası'na "zinayı" ekleme kararlılığını belirtirken "İn-
san onurvnu kurtarmaya yönelik biradımdır" demiş.
Sayın Erdoğan; eğer gerçekten insan onuruna,
hele kadınların insanlık onuruna bir damla değer
veriyorsa, her şeyden önce uluorta ortaya çıkıp na-
mus cinayetlerini lanetlemeli. Ülkenin utanç verici
bir gerçeğine dönüşen, sayısı çoğalan namus cina-
yetlerine karşı, "Ben, namus cinayetlerini lanetliyo-
rum" diye ilan etmeli!
Eğer insan onuruna önem veriyorsa, Sayın Erdo-
ğan, "namus" uğruna işlenen cinayetlerde, "hafıf-
letici nedenle" ceza indiriminden yararlanılmasına
karşı çıkmalı! Ne yapıp yapıp o tasarıya "töre sa-
iki" yerine "namus saiki" sözünü sokmaya çalışma-
hdır.
Sayın Erdoğan, eğer insan onuruna, çocuklann
onuruna önem veriyorsa, bekâret testinin yasaklan-
masına çalışmalı. 15-18 yaşındaki gençlerin, kendi
istekleriyle girdikleri cinsel ilişkiye getirilen cezaları
kaldırtmanın yollannı aramalıdır.
"Zina" için Diyanet sitesi "100 değnek vurun",
Fethullah Gülen sitesi ise "recm" cezası öngörü-
yoımuş. Bianet'te Bahar Arcan'ın yazısından öğ-
rendim...
İnsan onuru, ülke onuru düşünüyorsak eğer, ön-
ce laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Diyanet si-
tesinden bu rezilliği kaldırmakla da başlayabiliriz
işe...
İnsan onurunu düşünüyorsak eğer, sonra imam
nikâhı konusuna geçebiliriz mesela...
Sonra insan onuruyla işsizlik, insan onuruyla yok-
sulluk, insan onuruyla açlık, insan onuruyla hapis-
hanede hâlâ ölenler ve ölmeyi sürdürenler, insan
onuru ve insan yaşamının ucuzluğu, insan onuru ve
tren ile yol kazalarında ölüme teslim ettiklerimiz...
Yani diyeceğim o ki, Başbakan'ın deyişiyle "insan
onurunu kurtarmaya yönelik bir adım" için zinayı
TCK'ye suç olarak sokmaya gerek yok. Yukandaki
önerilerle işe başlanabilir. Medeni nikâhla evli çift-
lerin (imam nikâhıyla evli olanlan elbet ırgalamaz
bunlar!) birbirini aldatması, olsa olsa medeni yasa-
nın öngördüğü gibi, boşanma nedeni olabilir.
zeynepa zeyneporal.com
Faks:0212-2571650
PERA
FEST
20043.lHuslararası
Beyojlu Sulujması
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde
saat 11 OO'de 'Beyoğlu Kültür Turu: Pera
Bağlanndan Beyoğlu'na'. (0 212 21610 36)
• YEŞİLÇAM S^EMASI'nda tüm seans-
lar 'Türkiye'den Bağımsız Sinema Sesleri
kapsamında 'Bekleme Odası'.
(0 212 293 68 00)
• FRANSIZ SOKAĞI SANAT GALERİ-
St'nde TV. Marmara Sualtı Görüntüleme
Festivali' kapsamında 12.00 - 24.00 seanslan
arasında sergi ve fihn gösterimleri.
(0 212 245 79 84)
• ASMALIMESCtT REFİK RESTO-
RANT'da saat 15. OO'te 'Beyoğlu'nda Bir
Efsane: Refik' başhkh söyleşi.
• CÎHANGİR PARKJ'nda Tiyatro Pe-
ra'nın sunduğu, Nesrin Kazankaya nın yö-
nettiği 'Sihirli Kitap' adlı çocuk oyunu.
• FRANSIZ SOKAĞI SANAT MEYDA-
Nl'nda saat 20.00'de Pervane konseri.
(0 212 245 79 84)_
• AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKE-
Zİ'nde saat 17.00'de Ara Güler'in konuşma-
cı olarak katıldığı 'Ara Güler'le Beyoğ-
lu'nun Renkleri' başhkh söyleşi.
(0 212 25T-35 00)