Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EYLÜL 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA
İ V U M.J L U J A kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
90'a bir kala 'Ismet Kür'e Saygı' etkinliği doğum günü olan yarın yapılıyor
Yaşlanmayanbir yürekGÜLSÜM CENGİZ
O karşımızda oturmuş konuşurken
çevremi ınceliyorum. Odanın deni-
ze bakan penceresinin önünde geniş
bir masa var. Masanın üstünde üst
üste konmuş kıtaplar, açık bir defter,
beyaz kâğıtlar ve kalemler var. Bir de
ilaçlar.
Ona bakıyorutn; konuşması ala-
bildiğine canlı ve neşeli. Konuşuyor,
soruyor, soruyor. TYS Edebiyat Mü-
zesi'nin işlevini öğrenmek istiyor.
Çünkü kimi değerli belge ve kitap-
lan müzeye bağışlamayı düşünüyor.
Dilün döndüğünce yanıtlamaya ça-
hşıyorum. Sonra ona, eylül ayının
son günlerinde, kendisi için bir et-
kinlik düzenlemek tasanrruzdan söz
ediyorum. Ansızın gözleri parlıyor
ve neşeyle yanıthyor: '29 Eylül be-
nim doğum günüm.'
Hemen o anda, etkinliğin o gün
yapılmasında görüş birliğine vanyo-
nız. Sonra bize şiir okuyor. Adile
Sultan Kasn'na gittiğı gün esinlenip
yazdığı Adile Sultan adlı şıirini...
Blllnçll bir aydın
Oradan aynlırken bizi bahçe kapı-
sınakadargeçiriyor, içtenlikle el sal-
lıyor. Nuran Turan ile onu görmek
için gittiğimiz Kumbağ'dan tstan-
bul'a dönerken, yol boyunca onu dü-
şünüyorum.
Sözünü ertiğim kişi, 29 Eylül
1916'da yaşama gözlerini açan Is-
met Kür. Onu ilk kez nerede gör-
düm, tam olarak anımsamıyorum.
Türkiye Yazarlar Sendikası olarak
düzenîediğimiz etkinliklerden binn-
de ya da bir üye toplantısında. An-
cak, görür görmez saygı ve hayran-
lık duygulanyla ızlediğımi çok iyi
anımsıyorum. Ilerlemiş yaşına kar-
şın özenli giyimiyle, davTanışlanyla,
konuşmalanyla hemen ilgimi çeki-
yor. Sonra, daha birçok etkinhkte
F tipi cezaevlerine karşı TYS üyeleri olarak başlattığımız üç
günlük açlık grevinde, savaş karşıtı etkinliklerde, 8 Mart Dünya
Emekçi Kadmlar Günü etkinliklerinde ve daha pek çok etkinlikte,
bir aydm olmanm bilinci ve sorumluluğuyla örgütlü savaşımın
içinde yer aldı Ismet Kür.
birlikte oluyoruz onunla; F tipi ceza-
evlerine karşı TYS üyeleri olarak
başlattığımız üç günlük açlık grevin-
de, savaş karşıtı etkinliklerde, 8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkin-
liklerinde ve daha pek çok etkinlik-
te, bir aydın olmanın bilinci ve so-
rumluluğuyla örgütlü mücadelenin
içinde yer aldı Ismet Kür.
Bu kısa yazıda onun yaşamını an-
larmak çok kolay değil. Ancak kısa-
ca bir göz atabiliriz. Edirne Kız Öğ-
retmen Okulu'nun ardından, Anka-
ra Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat
Bölümü'nübitirir. Edebiyata, çocuk
ve gençlik edebiyatına ilgist olduk-
ça eskilere dayanmaktadır. tngilte-
re'de çocuk ve gençlik yazınlan üze-
rine araştırmalar yapar. New York
Üniversitesi'nde dört yıl çocuk ve
gençlik psikolojisi, eğitim, insan iliş-
kileri üzerine kurslar görür. Yirmi
bir yıl Türkçe ve edebiyat öğrermen-
liği yapar. Amerika'da bulunduğu
dört yıl boyunca kültür ataşeliği, öğ-
renci müfettişliği yardımcılığı gö-
revlerinde bulunur.
Ancak, bütün bunlann ötesinde,
kendisini yazarak gerçekleştiren bir
insandır îsmet Kür. Edebiyata ilk
adımını, 1931 "de Muhip Dergisi'nin
ağustos sayısında yayımlanan bir öy-
küsüyle atar. Sonra onu kitaplan iz-
ler. Şiirlerini 1947'de Yaşamak adh
kitapta toplar. Şiir ve çocuk-gençlik
romanlarının yanı sıra oyunlar ya-
zar. Yazdığı 100'e yakın oyunu rad-
yoda yayımlanır, tiyatrolarda sahne-
lenir.
Kıpır Kıpır Yıllar...
Ne yazık ki, bu oyunlar kitap-
laşmadığı için, bugün bu birikim-
den yararlanma olanağımız yok.
Bununla birlikte; 10. Sigara, Ya-
rısı Roman, Kocaman Bir
Örümcektir Zaman vb. öykü, ro-
man ve anı kitaplan okura ulaşma
olanağı bulmuştur. Aynca, araştır-
maları sonucunda yazdığı Türki-
ye'de Süreli Çocuk Yayınları
1869-1928 ve Amlarla Mustafa
Kemal Atatürk adlı kitaplan da,
kaynak niteliğindedır.
Yazmak onun için bir yaşam bi-
çimi. Tekirdağ-Kumbağ'daki din-
lenme yerinde onu görmeye gitti-
ğimizde, çalıştrken bulmuştuk.
Kıpır Kıpır Ydlar adıyla yayım-
lanacak olan anı kitabının üstünde
çalışıyordu. Aynı zamanda gazete-
lere makaleler yazmaktan da geri
durmuyor. Toplumsal yaşama, ya-
zarak düşünceleriyle katkı sun-
mak, müdahale etmek için.
Seçtiği yaşam biçimiyle, bilinç-
li aydın tutumuyla ve ürettikleriy-
le kendisinden sonraki kuşaklara
örnek oluşturan, umut veren bir in-
san tsmet Kür. Varlığı bize umut
ve iyimserlik veriyor... Ona, do-
ğum günün kutlu olsun derken, da-
ha nice kitapta ve etkinhkte birlik-
te olmayı diliyorum...
Romanya'nm ünlü oyuncularından Maia Morgenstern tiyatronun ölmeyeceğine inanıyor
Tutku'nun Meryem Anası• "Çok farklı yönetmenlerden çok
deneyim kazandım. Hem kişiliği hem
sanatçı yönüyle Angelopoulos'tan çok
etkilendim. Sıra dışı, ilginç ve zor. Eski
Yugoslavya'da Miloşeviç zamanında
Ulysses'i çekerken çok zorlandık.
Angelopoulos tek bir kareyi binlerce
kez çekiyor. Sonunda senaryoyu,
yönetmeni ve oyuncuyu bir noktada
buluşturuyor."
EMRE ERDEM
Mel Gibson'ın Tutku adlı fılmi gösterime gir-
meden önce gündeme oturdu. Yahudi toplulu-
ğundan yükselen seslerin ardından ilk sınav Va-
tikan'da verildi. Paskalya öncesi film gösterime
girdi. Filmi sahiplenenköktendinci Hıristiyanlaı
sinemalan kiralayıp ayinlerin ardından filmi üc-
retsiz olarak gösterdüer. Romanya'nm ünlü oyun-
culanndan, Tutku'nun Meryem Anası Maia
Morgenstern ile hem Tutku, hem de sinema ve
tiyatro üzerine söyleştik.
- Sevgili Maia, oyunculuk senin değil, aile-
nin senin için seçtiği bir mesleknıiş...
MAİA MORGENSTERN - Evet, ashnda tam
tersi olur. Babam oyuncu olmamı çok istedi; be-
ni çok destekledi. Konservatuvar sınavını ilk yıl
kazanamadım. Biryıl Yidiş Devlet Tiyatrosu' nda
çalıştım. Ikinci yıl Bükreş Devlet Konservatuva-
n'nı kazandım. Okurken tiyatrolardan öneriler
almayabaşladım...
- Büyükbabanın Auswitch'te öldürüldüğü-
nû, ailenin Nazi zulmüne uğradığuu sık sık di-
le getiriyorsun...
MORGENSTERN - Bu bir tür diskirimrnas-
yon, annem sürekli yakasına David yıldızı tak-
mak zoranda kalmış. Komşularımız Nazi kamp-
lanna sürülmüşler. Büyükbabam Auswitch'te ça-
lışma kampında öldürülmüş. Savaşta yağmurdan
kaçarken doluya yakalanmışlar... Nazilerin ar-
dından Kızıl Ordu ve Stalin.
- Sen de zorlu günlere tanık oldun. Çavuşes-
ku dönemi...
MORGENSTERN - Şukulisin camından Ça-
vuşesku ve köpeklerini her gün görüyorduk. Fe-
laketlerin yaşandığı bir dönemdi. Şöyle ki, Ça-
vuşesku bir buyuruyorsa, köpekleri on katını ya-
pıyorlardı. Ama Yidiş Devlet Tiyatrosu o evrede
kapatılmadı. Tiyatro perde açmayı aralıksız sür-
dürdü, böylelikle antisemitizmin olmadığınm
göstergesi olarak kullanılıyordu. Oysa tiyatro
kentin ıssızbir köşesine atürruş, akşam saatlerin-
de seyircinin gelip gitme olanağı hiç yoktu. Biz
de pazartesileri tatil olan tiyatroların salonların-
da oynuyorduk.
- Yidiş Devlet Tiyatro-
su'nda salt Yahudi oyuncu-
lar mı çalışıyor?
MORGENSTERN - Şunu
belirtmek isterim, bu bir dev-
let tiyatrosu yani ödenekli ti-
yatro. Yahudi, Hıristiyan, ate-
ist hepsi var. Oyunlar Yidiş di-
linde ve Romence oynanıyor.
Yidiş dili Almanca kökenli,
lbraniceyle harmanlanmış bir
dil. Tiyatromuzda aslında tek
bir dil konuşuluyor, o da tiyat-
ro dili.
- Oyun seçerken senin için
en önemli ölçüt nedir?
MORGENSTERN - Met-
nin anlamı. göndermeleri,
projenin çılgınlığı, yürekliliği
ve yenilik getirmesi...
- Kendini yineleyen bir
oyuncu olmaktan kaçınıyor-
sun...
MORGENSTERN - Salt
yetenek işi değil oyunculuk.
Düzenli olarak ses, beden alış-
tırmalan yapıyorum. Ata bi-
niyorum. Okuyorum, yeni
oyunlar izliyor, araştınyo-
rum...
- Dünyaca ünlü sinema yö-
netmenleriyle çalıştın. On-
ları birbiriyle nasıl kıyaslar-
sın?
Maia Morgenstern fılmde Meryem Ana'yı canlandınyordu
MORGENSTERN - Doğru. Çok farklı yö-
netmenlerden çok deneyim kazandım. Hem ki-
şiliği hem sanatçı yönüyle Angelopoulos'tan çok
etkilendim. Sıra dışı, ilginç ve zor. Eski Yugos-
lavya'da Miloşeviç zamanında Ulysses'i çeker-
ken çok zorlandık. Angelopoulos tek bir kareyi
binlerce kez çekiyor. Sonunda senaryoyu, yönet-
meni ve oyuncuyu bir noktada buluşturuyor.
'Cerçek bir sanat yapıtı'
- Mel Gibson ile de Tutku'da birlikte çalış-
tın...
MORGENSTERN - Daha önce oynadığım
filmleri izlemiş Mel Gibson. Meryem Ana rolü
için beni düşünmüş... Beni aradı ve ttalya'da bu-
luştuk...
- Tutku, sence tecimsel bir film mi oldu?
MORGENSTERN - Kesinlikle tecimsel de-
ğil. Gerçek bir sanat yapıtı. tsa'nın son saatleri-
ni irdeleyen bir bataş... Rolüme hazırlanırken din-
ler tarihini çok araştırdım.
- Film dünyada çok büyük yankı uyandırdı.
Tasarraşamasında bile insanlar ayaklandılar...
MORGENSTERN - Aslında insanlann kafa-
sında bir tabu din. Bir şeyi yeniden yorumluyor-
san dikkat çekiyorsun, korku uyandınyorsun...
- Yaratıcüık bakımından tiyatro tüm dünya-
da bunalım yaşıyor...
MORGENSTERN - Tiyatro asla ölmez. Ho-
şumuza giden her şeyi deneyelim, ortaya koya-
lım. O bir gereksinimdir. Beğenseler de beğen-
meseler de geurler, gelecekler...
- Bir korkun mutluluğa dönüşmüş...
MORGENSTERN - Evet, oğlum oyuncu ola-
cağım dediğüıde çok endişelendim... Korktum.
Bu belki de annelîk güdüsünden kaynaklanıyor.
Sonra zaten o kendi yolunu seçti. Oyunculuk öğ-
renimi görüyor. Bu dünyaya bir sanatçı daha ka-
tılıyor, negüzel...
- Yeni tasarın oğlunla ikili bir gösteri ve
Müslüman bir düşünce adanundan...
MORGENSTERN - Ömer Hayyam'ın dört-
lüklerini yorumluyoruz oğlumla. Yunanistan'da
ilkgösterim yaptun. Hayyam, yaşamımın en zor
anlarında dörtlükleriyle bana yol göstermiştır.
- Sevgili Maia Morgenstern, bitmeyen sanat
aşkınla soyadın gibi parla ömrünce...
Bir sinema
daha...
Kültür Servisi - Osmanlı Bankası'nın
Karaköy'deki tarihi binasında geçen yıl
oluşturulan Osmanh Bankası Müzesi Si-
neması'nda bu mevsimin gösterimlerine
löEylül'debaşlandı.TÜRSAKVakfi'nca
belirlenen gösterim programında, uzun
metraj filmlerin yanı sıra ülkemizde ilk kez
gösterilecek olan ödüllü kısa metraj ve bel-
gesel fılmler de yer alıyor. TURSAK
Vakfı'nın ülkemizde kısa filmlerin birkaç
festival dışında gösterilmediği, belgesel si-
nemanınsa belli temalarda ve geç saatler-
de ancak televizyonda izlenebildiği gerçe-
ği ve öğrencilerle sinema izleyicilerinin is-
tekleri göz önüne alınarak oluşturduğu
program kapsamında, her perşembe, ülke-
mizde ilk kez gösterilecek belgesellere, cu-
ma günleri ödüllü kısa fılmlere, cumartesi
günleriyse uzun metraj filmlere aynldı.
46 kişilik salonda, seanslar, perşembe ve
cuma günleri 19.30, cumartesüeri 14.30 ve
18.30'da başhyor. Tüm fümler Türkçe alt-
yazılı gösteriliyor.
Gösterim programında, önemli kısa film
etkinlikleri arasında yer alan Clermont-
Ferrand Uluslararası Kısa Film Festrvali
kapsamındaki yanşmada büyük ödülleri
kazanan fılmlerden bir seçki de yer alıyor.
Sinema tarihinin unutulmaz 'kara film-
ler'i, cumartesi günleri gösterilecek. Ka-
ra film, 1. Dünya Savaşı sonrası Fransa'da
gösterime giren Amerikan suç ve dedektif
filmlerinin, sert bakış açılanndan etkile-
nen Fransız fıhn eleştirmenlerince verilen
adı. Programda, Johan Van Der Ke-
uken'in belgesel fıknlerine de yer veril-
miş. Fotoğrafçı, görüntü yönetmeni ve yö-
netmen kimliğiyle belgesel ustası olarak
tanınan Hollandalı Der Keuken'in filmle-
ri de ülkemizde ilk kez gösterilecek. 2001
yılında hayata gözlerini yuman ustayönet-
men, tüm filmlerinde kameraman olarak
da görev yaptı.
Bilet fiyatlannın, tam 4 milyon, indirim-
li 2 milyon olduğu Osmanlı Bankası Mü-
zesi Sinemasf nda 334 22 70 numarah te-
lefondan yer ayırtüabüiyor.
Sunullah Anısoy Şiir Ödülü
• İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı
(KEGEV) tarafından venlecek olan
Sunullah Ansoy Şiir Ödülü için başvurular
başladı. Yarışmaya katılımm 1 Ocak-31
Aralık tarihleri arasmda yayımlanan şiir
kitaplanyla olacağı belirtildi. Baş\r
urulann
'KEGEV, Demirköprü Mevkii, PK 83,
09400, Kuşadası' adresine yapılması
istenen yanşmanm seçici kurulunda
Talat Sait Halman, Mustafa Şerif Onaran,
Cengiz Bektaş, Şükrü Erbaş ve Özgen
Seçkin bulunuyor.
Portekiz film platosu oluyop
• LİZBON (AFP) - Portekiz, uluslararası
yapım şirketlerini ülkede film çekmeye
teşvik edici adımlar atıyor. Turizmin yanı
sıra ülkenin tanıtımına farklı bir boyut
katan sinema sektörünün ülkeye
yakınlaşmasının öneminin altı çizilirken
geçen yıl, hükümet, turizm, ekonomi
ve kültür alanlanndan yetkililerden bir
komisyon oluşturdu. Komisyon, kısa
vadede film yapımcılanmn dikkatini
çekecek uygulamalara imza atacak.
Portekiz film yapım şirketlerinden
L'Agence'ın yöneticisi Oliver Andre,
"Portekiz yeni bir Hollywood olabilir,
bunun için, politik platformda desteğe
ihtiyaç var" açıklamasını yaptı. Ülkede,
son olarak John Malkoviç'in
yönetmenliğini yaptığı 'The Dancer
Upstairs' çekilmişti.
Dylan yaşamını yazıyor
• LONDRA (AEP) - Amerikah ünlü rock ve
folk sanatçısı Bob Dylan özyaşamöyküsünü
yazıyor. Yazmaya karar verdiğinde belleğine
çok güvenemediğini söyleyen ünlü şarkıcı
yazmaya başladıktan sonra birçok şeyi
ayrıntıh biçimde hatırlamasının kendisini de
şaşırttığını belirtti. 'Chronıcles Volume One'
başlıklı kitap, sanatçının doğduğu
Minnesota'dan aynlarak New York'a gelişini
ve 1960'larda 'Blowin Lıke the Wind' ve
'Like a Rolling Stone' gibı şarkılara imza
atarak ünlü oluşunu anlatacak. Dylan,
yaptığı açıklamada "Hakkımda yazıhnış
başka kitaplar olduğunu biliyorum,
bazılannı okudum, ancak burada yapmaya
karar verdiğim şey, kimsenin yanlış
yorumlayamayacağı bir kitap yazmak"
diyor. Sanatçı kitabın 12 Ekim'de
yayınlanmasıyla birlikte Amerika'daki
üniversıteleri kapsayacak bir konser
turnesine çıkacak.
Japonya'dan Hearn'e saygı
• TOKYO (AFP) - Japonolog Lafcadio
Hearn, yüzüncü ölüm yıldönümünde anıldı.
Anma etkinlikleri, Hearn'ün bir samuraym
kızıyla evlenip yaşamını sürdürdüğü
Güneybatı Japonya'daki Matsue kentinde
yapıldı. Kentte, Hearn'ün çalışmalanna ve
yaşamına ışık tutan sempozyumlar, sergiler ve
konserler düzenlendi. İrîanda kökenli bir
tngiliz subayıyla Yunanlı bir annenin çocuğu
olan Hearn, Yunanistan'ın Lefkas Adası'nda
dünyaya geldi. 1890'da gazeteci olarak görevli
gittiği Japonya'da yaşadı. Adını Koizimu
Yakumo olarak değiştiren Hearn, Japonya
üzerine kitaplar yayımladı ve bu kitaplar,
birçok dile çevrüdi.
COCUK FİLMLERİ FESTIVALİ
• CINECİTY KOZYATAĞI'nda 11.00'de
ve 15.00'te 'Vahşi Atın Yazı', 13.00'te 'Urpa
ile Turpo', 'Karga tle Tilki', 'Tootletubs ile
Jyro', 17.00de 'Altın Orman', 'Beni
Aydınlat', 'Kı>ı>ı Döven Rüzgâr', 'Sirkka',
'Yavaş Ser\is', 'Gregor'un Büyük İcadı',
'Son Notam'. 19.00'da 'Abbie'," 'İptal Edilen
Bale', 'Teslim Günü', 'Hava Postası'.
(0216315 10 10)
• CINECİTY ZEYTİNBURNU'nda
11.00'de 'Ren Geviği Robbie', 13.00'te ve
17.00'de 'Koca Burunlu Lfaklık
1
,15. OO'te
'Van Gogh ve Ben', 19.00'da 'Küçük Melek'.
(0 212 546 96 96)
• CINECİTY YEŞİLKÖY'de 11.00'de ve
15.00'te 'Meyveler ve Sebzeler', 'Çöp
Tenekeleri',13.00te 'Ave', 'Fare',
'tnşaattaki Kurbağa', 'Müziği Se^yorum',
'Küçük Beyaz Ev', 'Luck ve Büyükbaba
Krilov', 'MüzikDükkânı% 'Vaftiz Anne',
'Zheltouhin', 17 OO'de 'Gökyüzüne
Lzannıak', 19.00'da 'Avustralya'ya
Yolculuk'. (0 212 662 25 70)
• ETİLERPEUGOT CINECITY'de
11.00'de ve 15.00'te 'Dört Mevsimin
HayvanlarT, 'Dottie', 'Ma\i', 'Kırkayağın
Izleri', 13.00'te 'GizliKale', 17.00'de
'Eskimo', 'Kaptan Bligh', 'Rüyadaki Kuş',
'Sessiz Bir Öykü', 'Ze ve Pengueni',
'Müziği Seviyorum'. 19.00'da 'Kayıp
Çocuklar'. (0 212 287 73 73)
BUCÜN
• NARDİS JAZZ CLUB'ta 21.30'da A
capella Boğaziçi konsen. (0 211244 63 27)