22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK TABIATLT ÎSTAN'3'üI EFBN'DİSİ ABDÜLCANBAZ1 HAHİKÜ1AD2 MAC3RALAHI TEKMILI BÎSDEN hontes'in mezarı burada ve burasıBetterophontes'in torunu Liky<ûıy\ğttSarpedon y un memleketi feaHtf.£.£î*'W^*«^.zr?7-**:*, 4Ma*riEıs -? ~ ? " t ' ^ GORÜŞ Geniş bir alana yayılan antik kentin akropolü zirvelerden birinde kurulmuş... Zirvede tarih, birbirinin içine girmiş... Likya döneminin kaya mezaıiannın üstüne Osmanlı kale yapmış. A kdağlan'nınbatıyamacın- ^m da Tlos'tan Eşen ovasına / J bakıyorum. Ovanın orta- f ~ u sındanKaraçayakıyor.Ova- .A. - A . nın öte yanı Babadağı, da- ğın arkası Fethiye; soldaki dağ Duman- lıdağ; dağın arkası Patara... Ufuk çız- gisinde Akdenız uzanıyor. Tlos'un ka- bntılan bile, antıkçağdaki gibi görke- minı koruyor. Zır\ede bir kale; etekle- rinde agorası, tiyatrosu, koşu pisti, ha- raamı ıle koca bir kent... Gücünü anla- mak ıçin, Lıkya'dakı bırlığı oluşturan kentlenn, birden üçe kadar oyu varken Tlos, üç oy hakkı olan bir kent. Burası antıkçağın Lıkya bölgesi... Hıtit döneminin ise Lukka'sı... Tlos; Isa'dan 14 yüzyıl önce Hitıt dönemin- de Dlawa olarak bıliniyor... Likya ya- zıtlannda Tlawa adı kullanılıyor... Hi- titlerden geriye bir taş bile kalmıyor, ama Tlawa olduktan sonra genye kalanlar ise farkında olmadığımız tarihi bir ser- vet... Ser\r et, zir\'edeki kalenın altındaki kayaya oyulmuş mezarlardan birinde du- ruyor. Bellerophontes efsanesl Görkemli anıtmezar, süslemelerin- deki "uçan at" figürii ile Bellerophon- tes'inmezan... Bellerophontes, uçan at Pegasos ıle az ötedeki Çıralı'ya gidıp, ağzından söndürülemez alev püskürten canavar Chimera'yı öldüren yiğıt... Ama zafer sarhoşluğu ıle uçan atını tannlann ka- n Olimpos'a doğru sürünce Zeus'un bir at sıneğı musaUat etmesiyle Pega- sos'un sırtından attığı bir gariban. Masal, Bellerophontes"ın gökyüzün- den yuvarlanıp Kilikya bölgesinde Ale- ıon ovasına düştüğünü anlatıyorsa da Likya'nın Tlos kentindekı mezarda ka- yaya kazuımış kanatlı arının sırtında duruyor... Bellerophontes'ınbirkızı\ar; Laoda- meia.» Homeros, Ilyada'da "Akdh Ze- us,koynunaginfiLaodameia'nın/Laoda- tnia doğurdu tannva denk tunç silahlı Sarpedon'u" diyor... Sarpedon, Troia savaşlanna katılan ve Troiahlann yanında savaşan Likya- h komutan.. Hektor'un can dostu ve hat- ta Hektor'a akıl \e moral veren bir kah- raman... Ne var ki, Akhilleus'un arka- daşı Patroklos tarafından öldürülüyor. Ölümüne, babası Zeus bile seyirci ka- lıyor... Zeus'un yapabildiği, Likyalı tann Apollon'u yanına çağırmak olu- yor. Bu sahneyı .\zra Eriıat'tın çeviri- siyle Homeros şöyle anlatıyor: Sevgili Phoibos, hadi git şimdi/al gö- tür Sarpedon'u kargı yağmuru altın- dan sil gövdesınden kara kanı götür uzaklara, ırmağın sulannda onu yı- kaTann merhemi sür gövdesine, tan- nsal rubalar giydir. Hızlı kılavuzlara ver, götürsünler Sarpedon'u've ikiz tan- nlara, Uyku ile Ölüm'ün eline'çabuk götürüp bıraksınlar semiz Likya topra- ğınakardeşleri, akrabalan onu orada gömer'bır mezara, yazılı taşın altına." Sarpedon'un mezan Tlos'ta ya da Likya'nın başka birkentinde yok...Ya- zılı bir taşın altına gömülmüşse bile bu- günedek bulunmuş değıl. Tlos'a girince, yolun hemen solu, kır kahveleri dolu. Yan tunstik kahveler, bir kaynak suyunun çe\xesınde toplan- mış. Antik kenti gezdıkten sonra ağaç- ların altında güzel bir mola yen. Hedi- yelik eşyalar arasında küçük sıyah taş- lara kazınmış uçan atın sırtında Belle- rophontes figürleri dikkatı çekiyor... Sarpedon, kımsenın umurunda değıl. Zaten adı var. mezan bile yok... Mezarlara mersin yaprağı Molayı \ermış, Fethıye'ye yerleşıp reklamcılık ışine soyunan Kemal Hak- kı Tor'la bırer kahve içıyoruz... Tor, Fethiye yöresınde, cenaze toprağa ve- rilirken mezarın altına mersin yaprak- lan döşendiğini; kefenın üstüne mersin yapraklan döküldügünü ve mezar ka- patıldıktan sonra da toprağa mersin yapraklan bırakıldığını anlatıyor... Bay- ramlarda mezar ziyaretlenne mersın yapraklanyla gidildiğini söylüyor. Mer- sin ağacının yapraklannı Tlos'takı kah- \ ecıye soruyorum, "Evrt" diyor, "Me- zara mersin yaprağı kcnanz." Nedenini soruyorum, "Bflmem* di- yor, "bö>1e gördük, böyie yapıyoruz™'' Kemal Hakkı Tor, Homeros'un dize- leri ile Sarpedon'un cenazesi için Ze- us'un \erdiğı buyruğu anımsaüyor: "Sil gövdesinden kara kanı/götür uzaklara, ırmağın sulannda onu yıka/Tann mer- hemi sür gö\desine, tannsal rubalar ghdir." Tannsal urbalar, bınlerce yıldır mer- sin yapraklan ile gıyilıyor olmasın... Evet, aynen öyle... Çüiıkü burası Ana- dolu \ e çünkü Halıkarnas Balıkçısı Ce- vat Şakir, Anadolu Efsaneleri'ni anla- tırken şöyle diyor: "Anadolu'j^a gefaniş ve bu yurda kı- sa veya uzun bir müddet sahip olmuş ne kadarinsanvarsa, damarianmızdahep- sinin de kanı vurdır. Her ne kadar kül- tür meselesi bir kan meselesi değüse de >abancımız sa> arak vadırgadığıma şe\- İerin biz hem fıilen hem de hukuken vârisi>iz.'' Tlos, önemlı bir kent... Tabii ki öne- mini bilene. ethiye'deki antik kentlerden Tlos 'un kunıluşu Isa 'dan önceh 2 bin yılına kadar iniyor. Tlos, Anadolu da Roma Impamtoriuğu 'na bağlanan son yer olarak bilinivor. Kentin kuruluşunun Isa'dan 2 bin yıl öncesine kadar indiği sanılıyor. Antikçağda, Likya birliğinın gücü ve arazının konumu nedenıyle kente sur bi- le gerekmemış... Anadolu'da Roma Im- paratorluğu'na bağlanan son yer bura- sı olmuş... Günümüzdeki sur kalıntıla- n erken Roma döneminden kalma... Surlarda, bir önceki dönemın yontula- n kullamlrmş. Yonrular, duvardaki taş- lann arasında duruyor. Akropol, bir te- penın üstünde... Tepede tanh, birbirine harmanlanmış... En son Osmanlı, te- penın üstüne bir kale kurmuş. Kaleyı, 14. yüzyılda "Kanh AK Ağa"nın yap- urdığı sanılıyor. Ağanın lakabı, mahkûm- lan çuvalın içine koyup tepeden aşağı- ya atmasından gelıyor Belki söylence ama ağadan geriye bu kalmış... Arntmezar ve tapınak Eşen ovasına tepeden bakan büyük hamarrun yamndaki dört duvar yapı kalıntısı ise duvarlardan birindekı ça- nağın etrafmda ikı yılan figürü ile gi- zemini koruyor. Acaba bu yapı bir sağ- lık merkezi mıydı? Ve Bellerophontes'ın mezan... Hem anıtmezar. hem tapınak... Gırişte iki dörtgen sütun... Mezar odasının duva- n üç bölüm. Ortada süslerle bezeli bir kapı motifi, ıkı yanda ise mezar bölü- müne girilen kapılar. Kapılann ön yüz- lenndeki kabartmalarda at motiflen. Ginşteki sol duvann üstünde Bellerop- hontes, uçan atı Pegasos'un sırtında, alev dilli canavar Chimera'yı öldürme- ye çalışıyor. Bellerophontes, bir masal kahrama- nı Bellerophontes'm mezan ise Tlos kadar gerçek... Hatta Tlawa kadar. Ve dahı Dlawa kadar. Çünkü burası Anadolu. Var mı başka Anadolu! DÜZELTME: Geçen hafta, H//utsA'a- di'nm Kavakov'dedoğduğunuyazdım,oy- sa YunusNadı, Kavakövdesürgundeyken oğluNadirNadiKayakoydedoğmuştu. Dii- zeltir. özür dilenm. (D.S.) TURKKAYAATAOV Israil/Filistin'de Tek Devlet BM Genel Kumlu'nun 1947'de aldığı (ama as- lında hukuken bağlayıcı olmayan) bir tavsiye ka- rarı, tarihî Filistin topraklarında bir Yahudi, bir de Arap devleti öngördü. Yahudi devleti Israil adıyla altı ayda kuruldu, ufak Batı Yakası ve Gazze'de bir Arap devleti daha kuruluş aşamasında. Israil sal- dırı ve savaşlarla Filistin'in yüzde 78'ine sahip çık- tıvenükleersilahlardaedindi. Miniktopraklaraeğ- retı sığınmış olan Filistinlilerinse kendi askeri gü- cü bile yok. Peş peşe gelen altı savaştan sonra, üç din için "kutsal" olan Kudüs kenti başta olmak üzere, bu tarihi topraklar her gün, hatta her saat kana bulanıyor. Biryandan Devlet Başkanı Y. Ara- fat'ın suyu ve elektriği kesilmiş resmi çalışma ye- ri ve konutu kuşatmada, öte yandan intihar saldı- nları birbirıni izliyor. 1947'den bu yana geçen 57 yıl, Filistin'i bölme seçeneğinin uygulamadayabancılaşma, şiddet, kan, kıtlesel göç, savaş ve şimdi de örülen ırkçı bir du- var getirmekten başka bir şey yapmadığını gere- ğınden fazla kanıtladı. Bu durum böyle sürüp gi- demez. Israil ve Filistin başta olmak üzere, dünya uzun erımde sürekli barış getirecek olan başka bir seçenekte birieşmek zorundadır. Bu seçenek "fe- rail ve Filistin topraklannda ortak olarak demok- ratik ve laik tek bir devlet" düşüncesıdir. Bu yol Os- manlı döneminde, ana çizgileriyle, fiilen 401 yıl (1516-1917) hiç kimsenın burnu kanamadan uy- gulanmıştır. Biz oradan çıktıktan sonra köprünün altından çok sular aktı ve bu iki toplum birbirine düşman edildi. Ama bugün ya da yann değil, ya karşılıklı öldürmelerın açmazlığından bıkan yeni kuşakların kararlanyla ya da nüfus dağılımının çok büyük ölçüde Fılistinlılerin yararına değişmesiyle oylama gıbı demokratık yoldan tek devlet çözü- mü benimsenebilir. Bunun gereğini kavrayan kimi Israillıler bugün bile yer yer barış adacıklan yarat- ma yolundadır. Arafat'ın da "Benim en iyi silahım kadınlanmızın rahmidir" dediğini de anımsayalım. Bu amaçla Isviçre'de Lozan Üniversitesi'nde benim de çağnlı olarak katıldığım 200 kişilik bir ulus- lararası toplantı oldu. Tek devleti destekleyen Ya- hudi ve Arap kökenlilerle Kanada, Güney Afrika ve Avustralya gibi üçüncü taraflardan gelenler üç günlük tartışma ortamında orada buluştular. Ben Osmanlı deneyımıne de yer veren iki kısa konuş- ma yaptım. Bu noktayla bağlantılı konulan, bu ara- da tek devlet çözümüne ağırlık vererek, Ingiltere'de yayımlatmak üzere bir krtap boyutuna getirmek üze- reyim. Filistin'i bölme kararının uygulamada işlemedi- ği gün gibi açık. Çözüm, yaralan sarma bilincine vararak barış içinde biriikte yaşamaktır. Kuzey Irak'ta ABD emperyalizminin kukla devleti de ay- nı kanlı senaryoya eşlik ediyor. Türkiye'de deTürk- ler, Kürtler ve tümü banş içinde aynı devlet içinde yaşayacaktır. Yabancılaşma ve çatışma çekirdek- leri taşıyan aynlıkçı yollann ilerisi kan dolu olabilir. Filistin'de de ayn birer devletin yürümeyeceğini za- manında belirten H. Arendt, M. Buber ve J. Mag- nes gibi seçkin Yahudi aydınlan vardı. Güney Af- rika'da iflas etmiş olan "apartheid" rejimi yalnız gü- nümüz Israil'inde yaşıyor. Lozan'daki toplantı son bildirisiyle de dünya ka- muoyunun dikkatini tek devlet seçeneğine çekti. Libya Devlet Başkanı M. Kaddafi'nin yazdığı "Is- ratin" başlıklı kitap da tek devlet düşüncesi üs- tünde durmaktadır. Bu kitabın tezini Prof. R. M. Bu- dabus Lozan'da gereği gibi özetlemiştir. Kuşku yok ki, Israil tek devlet seçeneğine he- men ve gerekirse nükleer silahlanyla karsı çıkmak isteyecektir. ABD de Israil'den yanadır. İki devlet halklannın çoğunluğu da tek devlete alışık değil- dir. Ancak, ya bu halklar öteki yollann tükendiğini anlar ya da Filistin doğurganlığının ağırlığı tek dev- let önerisını kabul ettirir. Tek devletin adı ve yapı- sı tartışmaya açıktır. Ama Israil'de ve Filistin'de tüm yaşayanlar, uzun Osmanlı yüzyıllarında oldu- ğu gibi, aynı devletin içinde bırbirini kabul etmeli ve tek devletin her yerinde yaşama hakkına eriş- melidirler. Taşköprü Pompeipolis kenti tarihe ışık tutacak HAYRİARSLAN Taşköprü, Kastamo- nu'yu Sınop'a bağlayan karayolu üzerinde, Kızı- lınnak'ın en büyük ko- lu olan Gökırmak Vadı- si'nde, çevresi Karade- niz'in geniş kayın, me- şe \e sançam onnanla- n ile çevrili şirin bir il- çe. îlçenin sınırlan içe- nsınde uzmanlann ve ar- keologlann Efes'in bir benzen dıye tanımladık- lan Pompeipolis antik kenti yer alıyor. Kastamonu, Sinop, Samsun, Çorum, Çankı- n, Bolu, Zonguldak, Bar- tın illerini içerisine alan Pamlagonya'nın MÖ 64 yılında Roma Impara- torluğu'nun idaresıne geçmesiyle başkent olan Pompeipolis Hititler, Dorlar, Pamlagozyalılar, Lıdyalılar, İranlılar, Ka- padokyalılar, Helenler, Pantuslar, Galatyalılar ve Roma Imparatorluğu idaresi altında başkent- likyapmış. 1211 yılında Selçuklu Emiri Hüsa- mettin Çoban tarafından alınan ve 1460 yıhna ka- dar Çobanoğulları'nın ehnde kalan üçebu tarih- ten sonra Osmanlı yö- netımine girmiş ve Kas- tamonu sancağma bağ- lanmış. Pompeipolıs'te ilk etapta yapılan kurtar- ma çalışmalannda "Ze- ugma'daki mozaiklere" benzer buluntulara ula- şılmış. Taşköprü'nün Zımbıl- lı tepesinde bulunan Pompeipolis antik kent kahntılannın gün ışığına çıkartüması birçok uy- garlığa ışık tutacak. Bu bağlamda Kültür ve Tunzm Bakanlığı Kültür Varhklan ve Mü- zeler Genel Müdürlükle- ri'yle varılan anlaşma sonucu ören yerinde bir arkeoloji parkının kurul- masının bu yılın sonun- da gerçekleştirileceği söyleniyor. Yörede yapılan kü- çük çaplı kazılarda or- taya çıkan eserlerden bir kısmı halen Kastamo- nu Müzesi'nde sergile- niyor. Pompeipolis an- tik kentinin yanı sıra Taşköprü'de Papalayan- lılar zamanmdan kalan birçok ören yeri ile Sel- çuklu ve Osmanlı dö- nemine ait han, hamam, cami, türbe ve külliye- nin yanı sıra Cumhuri- yet'in ilk yıllannda ya- pılan miman örnekleri de gömıek olası.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle