25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J\_ LJ L J. U J \ kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 ÖLÜMÜNÜN 1. YILI Kerim Afşar anıldıANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Us- ta tiyatro sanatçısı Ke- rim Afşar, aramızdan aynhşının 1. yıldönü- münde arkadaşlan ve sevenleri tarafından çeşitli etkinliklerle anıldı. Kerim Afşar için ilk tören dün Cebeci Asri Mezarlığfndaki gö- mütü başında düzen- lendi. Törene Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) Sanat Yönetmeni Rut- kay Aziz, eşi Leyla Afşar, AST çalışanla- n, devlet tiyatrosundan sanatçılar, ailesi ve dostlan katıldı. Etkinlikler kapsamın- da AST'ta Afşar' ın rol aldığı oyunlardan seçi- len fotoğraflann yer al- dıgı bir de sergi açıldı. AST'ta gazetemiz yazan IşıkKansu'nun hazırladığı ve Kerim Afşar'ın seslendirdiği, "Kerim Afşar'ın Ço- cukluğuna Yolculuk" gösterildi. Burada bir konuşma yapan Rutkay Aziz, Kerim Afşar'ın "de- mokratik ve laik bir Türkiye sevdaüsı" ol- duğunu belirtti. "Tür- kiye C umhuriyeti var oldukça Kerim Afşar yaşayacaktır" dıyen Aziz, şunları kaydettı: "Bazı insanlarla geç tanışırsınız ama arayı hızla kapatırsı- nız. Ben, Kerim Af- şar'la geç tanıştım a- ma arayı kapattım. Demokrasiye, özgür- lüğe ve laikliğe inanı- yordu. Güzel bir adamdı, onu özlüyo- rum. Güzel dilimiz Türkçemiz Kerim Afşar'a, Kerim Afşar Türkçemize çokyakı- şırdı." Macide Tanır ise, Kerim Afşar'ın tiyat- royu ve mesleğini çok sevdiğini belirterek "Kerim ile Radyo Günleri' nde karşılaş- tık. O tarihte insanla- rı yozlaştıran, adı 'ap- tal kutusu' konulan te- levizyon yoktu" diye konuştu. 'Onu çok özlüyoruz' Gazetemiz yazan Ali Sirmen ise Kerım Afşar'ın yozlaşmaya karşı "sahnede dire- nen"" bir insan oldugu- nu söyledi. Kerim Afşar'ın bir- çok önemli oyunda rol aldıgını ve zengin bir hayat yaşadığını dile getiren Sirmen, "O güzel aktörü ve insa- nı çok özlüyoruz" di- ye konuştu. AST'ın, Kerim Af- şar" ın sanat yaşamında özel bir yeri bulunuyor. Sanat yaşamına Anka- ra Devlet Tiyatro- su'nda başlayan Afşar, AST'ta de çeşitli oyun- larda başrolleri üstlen- mışti. Afşar, en son 2002'dekı Uğur Mumcuyu anma ge- cesinde sergilenen "Bugün Ne Yazsam" adlı oyun ile sahneye çıkmıştı. HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDLN ANDAÇ Jay Jay Johanson geliyor • Kültür Servisi - Ülkemizi en çok ziyaret eden yabancı sanatçılardan bırisı olan Jay Jay Johanson, bu kez rotayı bıraz daha yükseltiyor ve mını bir Türkiye turnesine çıkıyor. Sanatçı bu kez konserlerinde daha farklı bir performans sunacak. Jay Jay'in Türkiye turnesi görsel destek dışında, klavye, bas gitar ve altyapılardaki ekibiyle tam bir şov sergileyecek. 26 Kasım Ankara Saklıkent, 27 Kasım Ankara Club33, 28 Kasım îstanbul Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde sahneye çıkacak olan Johanson, 'On the Radio', "Far Avvay'in de aralannda bulunduğu birçok parçayla büyük bir hayran kitlesine sahip. DYO Resim Yarışması sonuçları • Kültür Senisi - DYO'nun Türk resim sanatım desteklemek amacıyla 1967'de başlattığı DYO Resim Yarışmasf nda 1329 yapıt arasından başan ödülü kazanan ressamlar 30 Eylül'de açıklanıyor. Türk resim sanatına yeni soluklar getirecek genç ressamlan tanıma olanağı sunan DYO Resim Yanşması bu yıl da resim sanatımızdaki güncel gelişmeler, yeni eğilimler ve araştırmalar hakkında görüş birliği sağlıyor. Yanşmanın Seçici Kurul'u Prof. Aydın Ayan, Yalçın Gökçebağ, Abdülkadir Günyaz, Prof. Hüsamettin Koçan, Prof. Hayati Misman, Prof. Cuma Ocaklı ve Prof. Adnan Turani'den oluşuyor. Akakçe'nin son çalışmaları • Kültür Servisi - Dünyada güncel sanatın önde gelen ısimlerinden Haluk Akakçe'nin 2002 yılından bu yana yurtdışında gerçekleştirdiği çahşmalardan oluşan 'Değişken Zihinler' Soyut Hısler' (Abstract Emotıons-Transmental World) başlıklı sergisi, 7 Ekim-6 Kasım 2004 tarihleri arasında Galerist'te sergilenecek. Sanatçının, 'Benimle gel ve dünya bu gece bizim olacak' (Come to me and the world will be ours tonight), 'Illusion of the First Time", 'Snow Black', "Birth of Art", 'Landscape vvith Lake ve Blind Date' adlı video çalışmalan sanatseverler tarafından seyredilebilecek. Akakçe duvar resimleri, kâğıt üzerine çalışmalan, yağhboya resimleri ve video performanslannın ağırlık taşıdığı işlerinde, yoğun paletini, sürreal hayal gücünü, doğa ve teknoloji arasındaki kavramsal keşiflerini tanımlıyor. (0 212 233 62 68) Uzakta, dilinin sağanağındaSözcüklerin tınısuıı hissettiren di- zelerden ayn kalamayacağımı anla- yıp Kuzey Kutbu'na yapacağım yol- culukta yanıma aldığım kitaplann arasında bir de şiir demeti olsun is- temiştim. Böylesi uzun yolculuk anılannda, ilkten her şeye kapanan bilincimin; bir başka dil loiltür ortamına, kara parçasına ulaşmanın yabanlığma karşı kendi sa\r unma hattını kurdu- ğunu bilirim bilmesine de... Bakış- lanrnm pencere kenarlannda gezi- nen ışığı kendine gözdeş kılmasının oyunlanndan alamam kendimi.. Bir zaman sonra gözün getirdiği yanıl- samayla sözcükler arasında gezin- diğimi hissederim. Bir yoğunluk, dennlik, anlam kat- manlannı kavrayış çabası yoktur ba- kışlanmda. Salt sözcüklere turunur, onlann tmılannı hısseder, her biri- nin çağnşımsallığma kapılır gıde- rim. tşte o tutunacak sözcükleri getirip önüme koyan şairlere bağlılığımda biraz da böylesi yakın duruşun iv- mesi vardır. Elimden düşürmedığim, bir sö- zünden ötekine geçerek sözcük la- birentlerinde dolaştığım şair; yolcu- luk boyunca yanı başımdaydı. insanın/blreyln keşfl Vancouver'da, gelip bir kıyıda durduğumda; bir süre sonra karşıda- ki Victoria adasına gidecek, bu 'ye- ni dünya'nın keşfine katılan Kap- tan Cook'un ilk adımmı attığı kara parçasıyla buluşabileceğimi kesti- remediğim gıbi; şairin sözlenru bu adaya taşırken dılin bir yazar şair için neden bir yurt olabileceğini de düşünmemiştim o an... Kapanan bilincim açılmış, söz- cüklerin tınısıyla bu kara parçasınm yeni keşifçisi kılmıştım kendimi. Sonra, bir kıyı kahvesınde, Pası- fik'in ıssız mavisine dalarken bakış- larun; bir yeri bir başka yerden ayı- ranın salt dil olmadığını hissettiren görüntülerle yüzleşiyordum bir an. Önce bir renk alaşımı alıyor göz- lerimi... Sonrasında kar soğuğunda alazlanarak kavrulmuş yüzlerin kıp- kızıl panltısına takılıp kalıyorum... Göz izlerimizle birbirimize dokunu- yoruz adeta. Çağıltısını duyuyorum; "Yan- kee... yankee!.." deyişlerinin. Gene kapanıyor bilincim. Sonra, bulutlan siliniyor göğün.. Yağmur sağnagı aydınlık güne bıra- kıyor yerini. Elimdeki kitabı yanladığımı gö- rüyorum birden. Sınırlan aşıp varmak istediğim MÂRGÂRETÂTV/OO D Kızın Öyküsü Margaret Arwood'un sesi çoğul da gelse, kıyısında durduğumuz yerin rengi/dokusu vardır onda. Biraz ironi, biraz hüzün... Dokunaklıdır sözleri. Dış dünyaya bakarken iç seyirlere çıkar, beden/bilinç seyirmelerine tutar fenerini. 'Yerel hayatın keşfi'ndense insanın/bireyin keşfı önemlidir onda. OKUMA ÖNERİLERI * Margaret Atrvood: Damızlık Kızın Öyküsü, Çew Sevinç-Özcan Kabakçıoğlu, 1992, AfaYay., 352 s.; Ademden Önceki Yaşam* Çev.: Sıına Güler, 1992, Afa Yay., 390; Kedi Gözü Öyküsü, Çev.: Sıına Güler, 1992, Afa Yav.; KörSuikastçL Çev.: Canan Sılay '2001, Oğlakyay, 655 s. * Fay Weldon: Hatırla Beni, Çev.: Nihal Yeğinobah, 1993, Afa Yay, 260 s.l BELLEK KUTUSU "Bir şeyi tastamam gerçekleştiği biçimiyle anlatmak olanaksızdır, çüıtkü anlattığımz şey asla tam olamaz, daima bir şeyleri anlatmak zorunda kalırsınız, bir alay ayrıntı, taraf, karşıt akım ve farklar vardır, şu ya da bu anlama gelebilecek bir alay tavır, asla tam olarak betimlenemeyecek bir alay biçim, havada ya da dilin üzerinde bir alay tat, yarı-renkler, bir alay" Margaret Atwood \ i yere konukladığımda; o dil ortamı. yas,ama kültüründen söz eden bir ya- zar da yanı başımda olsun istemi- şimdir hep. Kendı dilimın tınısını hissetsem de onda; gene de başka ses, başka sözdürbana... Kopuyorum şairin çınıltıh sesin- den bir sürehğine. Margaret Atwood'un dünyasın- da gezinmeye başlıyorum. İncelik- ler, fantezılerle örülü bakışının dıl- bentlerini aşıyorum... Neyi'ni- çinnasıl anlattığındansa; buraya, şu an gözlerimımle tarayıp geçtiğim Pasifik esıntilerini alan; yağmurla- nnın ıslattığı sokaklan, caddeleri gölgeleyen bulutlan anlatan; gülüm- seyen insanlann bin bir dili konuş- tuklan mekânlan yansıtan sözlerini aradım.. Görmeklıissetmekistedik- lerimle yol aldım Atvvood'un anla- tvsı boyunca. Bu da bir okuma biçimidir... Adımladığınız yeni bir kara parça- sının yazan size, oraya dair, bir şey- ler anlatacaktır elbette. Gerçi, Atvvood'un sesı çoğul da gelse, kıyısında durduğumuz yenn rengi dokusu \ ardır onda B iraz ıro- nı, biraz hüzün... Dokunaklıdır söz- len. Dış dünyaya bakarken iç seyirle- re çıkar, bedenbilinç seyirmelerine tutar fenerini. 'Yerel hayatın keş- fi'ndense insanınbireyin keşfi önemlidir onda. 'Cörülmek ulaşılmaktır' Unutmuyonım bir sözünü; 'Gö- rülmek ulaşılmaktır'. O ıçe bakı- şın insanı algına çeviren sözlen ısı- tıyor belleğimi... Gene altını çizdı- ğim bir satın çıkıyor karşıma defte- rimde. "Geçmişi düşünürken seç- tiğimiz şeyler güzel olanlardır. Her şeyin bu biçimde olduğuna inanmak isteriz." Bir ucu Pasifik'e açılan içdenizın kıyısındaki kenti tanyor bakışla- nm... Vancouver... Geçmişi olma- yan bir kent... Arvvood, bana, yurdu- nun batısında yer alan bu kentte in- sanının gerçekliğinı anlatıyor. Dün- le bugün arasında sıkışmışlığını, benlik arayışını, ayakta kalabilme uğraşını... Yüz yılı aşkın bir tarihin bilincine ayna turuyor onlann du- yuş hissediş/yaşayışlanyla. İkı kar- şı cinsin karşılaşmasLbuluşması ça- tışmasıyla ortaya çıkanlann izleyi- cisi de kesilirsiniz onda. Sizi, yaşamaya, yaşadığınızı an- lamlandırmaya çağıran bir sesı var- dır Margaret Atwood'un... Tıpkı di- zeleriyle dilimin tınısını hissettığım şair gibi. Sesi kısılan savaş çağında içsesi- mızi çoğaltıyor onlar. Yaşamayı öğ- renmek bilgisinin gelip sindiği söz- lenni nasıl yabana atabiliriz! Ilerliyorum her ikisinin de dünya- sında.. Vancouver limanında denizi seyre alan bir kahvedeyim. Bir baş- ka ayin benimkisi... Atvvood'daki parçalanmışlığı gördükçe; sınınn ötesindekı yazarlara uzanıyorum bir an: Steinbeck, Faulkner, Henıing- way, Capote, Saroyan, Traven, Fitzgerald... Buradakı Amerikan rüyasının pı- nltısından benı çekip alan dilimin sağnağında yaşıyorum an be an... Kadının bilincınden geçen öykü- nün izleyicisi olduğumu görünce duralıyorum... 'Altını çizdiğim sa- tırlar bellek kutumda kalmalı bir süre' dıyorum. Kahveden çıkıp şairle Stanley Park'a doğru yürüyoruz... Pasi- fik'ten gelen esıntı önümüzü alıyor adeta.. Onun 'Uzakta Bir Kıyıda' kıtabını sıkı sıkı tutuyorum. Sözler biriktiriyorum ona daır... Bilseydi kı Gülten Akın; uzak bir kıyıda, ta Pasifik Okyanusu'na se- yir alan bir kentte sözcükleriyle yol ahyordum, 'Aşk Sessiz Dolaşır' sö- züne sadık kalarak, onunla söyleşip duruyordum... Bir sonraki yazıda bu söyleşimi- zın sesiyle buluşmak üzre, sevgili okurum. Bakırköy Belediye Tiyatroları, perdelerini 1 Ekim 'de açacak 15. yılda bol ustalıprogram ÖZNUROĞRAŞ Türkiye'nin ikinci büyük sahnesine sahip olan Bakırköy Belediye Tiyatrolan (BBT) 1 Ekım'de perdelerini açacak. BBT, 15. yılında seyircisini, dünya çapında ölümsüz yapıtlar sunmuş, iki büyük yazann yapıtlanyla selam- lamaya hazırlanıyor. Yeni sezona yenilenen sahnesiyle giren BBT'nin seyircisiyle buluş- turmaya hazırlandığı oyunlardan biri, tiyatro tarihinin en önemli isimlerinden Alman tiyat- ro adamı Bertolt Brecht'in "Sezuan'ın l>i İnsanı" oyunu, bu sezonun iddialı yapımlann- dan biri olmaya aday. Türk tiyatrosunun reji- sörlerinden Ali Taygun'un rejisiyle seyirci kar- şısına çıkacak oyunda, insanın hem iyi olup hem de nasıl ayakta kalabileceği tartışıhyor. Oyun üç tannnın iyi bir insan aramak üzere Se- zııan'a gelmesiyle başlıyor. Sucu Wang'ın iyi insan olarak tannlara tamttığı Shen Te ise as- lında hayatını fahişelik ile kazanıyor. Oyunda iyi ahlakla birlikte yürümeyen kapitalist sis- temde, bunun imkânsızlığı gösteriliyor. BBT'nin yeni sezona hazırladığı diğeryapıt- lardan, ilk 29 Ekim'de seyircisiyle buluşacak olan usta yazar Yaşar Kemalın "Teneke" oyunu... Müşfık Kenter'in yönettiği oyun, Zülfü Livaneli'nin bu yapım için hazırladığı özgün besteleri ile zenginleşiyor. BBT, 'Tene- ke' adlı oyunda güçlü oyuncu kadrosuyla genç oyunculan buluşturuyor. Hâlâ güncelllğlnl koruyor Dekor ve kostüm tasanmını Ayçin Tar'ın üstlendiği oyunda Sönmez Atasoy, Zekai Müftüoğlu, Aytekin Özen, Münir Akça, Emre Kınay, Şefik Kıran. Orhan Aydın,r Nurhayat Atasoy, Çetin Etili, Mert Asutay gibi ürilü ve deneyimli oyuncular yer alıyor. BBT yönetimi oyunun günümüz gerçekliğine ayna tuttuğunu ve "Cumhuriyetin çözemedi- gj tek engel olarak günümüze dek taşınan ve ALMATI KÜLTÜR GÜNLERİ İstanbul esintîleıi... B bugünde geiişmemize engel olan bu egemen- lik sisteminin analizinin hâlâ güncelliğini korumakta" olduğunu belirtti. Oyunda, olaylar kollan devlet mekanizma- sının en üst noktalanna kadar uzanan ağalar. bu güce boyun eğmek zorunda kalan köylüler ve idealist fakat Anadolu gerçeğine uzak kent- li ve genç bir kaymakam arasında gelişiyor. Geçen sezon birkaç kez sahnelenen Curzio Malaparte'nin yazdığı, Orhan Kemal Ay- dın'ın yönettiği "Kadmlar da Savaşı Yitir- di" bu sezonda sahnede. Meral Çetinkaya \e Gül Onat'ın yer aldığı oyunda, îkinci Dünya Savaşı sonunda Işgal altındaki Avusturya'da 1 ertolt Brecht'in, Ali Taygun'un yönetiminde sahnelenecek olan 'Sezuan'ın îyi İnsanı' adlı oyunu ile Yaşar Kemal'in, Müşfik Kenter'in yönetiminde sahnelenecek 'Teneke' adlı oyunlan yeni sezonun iddialı yapımlanndan. erkeklerini savaşta kaybeden kadınlann uğra- dığı teca%üz, sürgün, yiyecek karşılığı fuhuşa zorlanma gibi temalar anlatılıyor. Geçen se- zon beğeniyle izlenen Dario Fo'nun yazdığı Turgay Kantürk'ün yönettiği "Klakson, Bo- razanlar ve Bırtlar", Shakespeare'den Can Yücerinuyarladığı. Müşfik Kenter'in yönet- tiği "Bahar Noktası", Fikret Terzi'nin yaz- dığı Didem Germen Aydın'ın yönettiği "Ba- rış Ormanında Yanş" ve Haluk Işık'ın yaz- dığı Defne Şener Günay'ın yönettiği "Hari- kalar Mutfağf sezon boyunca genç ve dene- yimli kadrosuyla seyircilerle buluşacak. (0 212 661 19 41/42) Kültür Senisi - Almatı - Kazakistan, ÎBB. Kültür IşleriDa- ire Başkanlığı tarafın- dan düzenlenen 'ts- tanbul - Almatı Günleri' 28 Eylül - 2 Ekim tarihleri arasın- da Almatı'da düzenle- necek. Etkinlik, yann saat 11.00'deyaklaşık 300 kişinin katılacağı bir yürüyüşle başlaya- cak. Ardından, Kaza- kistan Devlet Milli Müzesi'nin içinde ve önünde olmak üzere 'Türk - tslam Sanat Karması', 'tSMEK Elişi Sergisi' ve 'Kartpostallarla ve Fotoğraflarla İstan- bul' başlıklı sergiler açılacak. Etkinliğin ilk günü. Abay Opera ve Bale Tiyatrosu"nda yapıla- cak açıhş konseriyle son bulacak.'Almatı - îstanbul Kültür Gün- leri kapsamında 'Îs- tanbul İmajı" belge- seli; 'Herkes Kendi Evinde', 'Selvi Boy- lum Al Yazmalım", 'GüleGüle'fılmleri- nin yanı sıra 'Lale' ve 'Îstanbul Semtleri' başlıklı sinevizyon gösterileri yapılacak. Mevlevi Ayini. Mehter kon~sri, 'Îs- tanbul Esintileri: Zeliha Sunal - ÎBB Bandosu", Irfan Durdalın yanı sıra Haluk Levent ve Ferhat Göçer'in kon- serleri dinlenebile- cek. Sadece müzik ve sınema ile sınırlı kal- mayan etkinlikte ha- zırlanan konferanslar şöyle; 'Kazak ve Türk Halklarımn Kültürel Gelişitn ve Karşılıklı Ilişkiler Tarihi', katılımcı: Dr. Şander Gürbüz Zeynel Koç ; 'Türk ve Kazak Edebiyatı ve Sanatı' konulu söyleşinın oturum başkam Zeynel Koç. Konuşmacılar: Bay- ram Bilge Toker, Do- ğan Hızlan; 'Türk - Islam Sanatı' konfe- ransı oturum başkanı Kaya Üçer. Konuş- macılar: Münevver Üçer, Nusret Çol- pan, Sıtkı Olçar, Fu- at Başer. Kültür Gün- leri'nde 'Shaman' başlıklı dans ve ritim tiyatrosunun gösteri- sinin yanı sıra Yıldız KenterveTalatHal- man'ın oynadıklan •İstanbul Şehirden Bir Şehir' adlı tiyatro gösterisi de sahnele- necek. | -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle