26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HJJvfJiAI U1VJJ. ekonomi(5 cumhuriyet.com.b- 13 KARDEMh'e ray yatırımı • ANKARA (AA) - Ray \e profil haddehanesınin * yenilenmesi için KARDEMİR tarafindan açıJan uJuslararası ihaJeye Alman. Kanadalı, Çin ve Italyan firmalanndan teklif geldiği bildirildi. Ray ünitesinin yenilenmesi ile 70 metre - uzunluğuna kadarray üretımı gerçekJeştirilecek. " KARDEMlR'de özellikle yenilenmiş ray ünitesinde üretilecek kaliteli raylann TCDD'ninihtiyaç . duyduğu hatlarda . -kullanılması planlanıyor. • Bu yıl içinde KARDEMİR'in. TCDD • için yakJaşık 250 bin ton ray imal etmesi öngörülüyor. Cam eşya ItfıaJatına fren . • ANKARA (ANKA) - Cam eşya ithalatında gözetım uygulamasına gidılecek. Resmi •> Gazete'de yayımlanarak yürürlüge giren tebiiğe J göre sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev süsleme ve benzeri işler için cam eşyanın ithalatında, ilgili cam tıpienne göre CIF değeri ; 700dolarla6bin500 dolar arasında değişenlerin ithalatında ülke aynmı yapılmaksızın gözetim uygulamasına gidilecek. Geçerlilik süresi 6 ay olarak belirlenen gözetim belgesi, üçüncü kişilere devredilemeyecek. Bonus Card'a uluslararası ödül • Ekonomi Servisi - Bonus Card 5. MasterCard Avrupa AfFinity & Co-Branding Konferansı 'nda Avnıpa'nın "En Uzun Süreli Başan Göstermiş Programı' seçildi. AvTupa'da ılk kez verilen Yılın Ortak Markalı Kartı ödüllennin (MasterCard Co-Brand Partner of the Year) en prestijlısini kazanan Bonus Card, Avrupa 'dakı 17 bankayı gende bıraktı. Vergi barışında son5gün • Ekonomi Servisi - 2003 Şubatı'nda yürürlüge giren Vergi Banşı Yasası ıle başlayan vergi banşı uygulamasındaki taksit ödeme dönemi, kamu kuruluşlan ve belediyeler dışındaki mükellefler için 30 Eylül Perşembe günü mesai saati bitimınde sona erecek.Taksitlerin ödenmemesi halinde, kalan borç, vergi banşı öncesi duruma dönecek ve bir anda 4-5 katına vükselecek. Vergi banşı için başvurup da, vergisini yatırmayanlar için her türlü yasal takibat _ yapılacak. Halıcılara kriz uyarısı • GAZtANTEP (AA) - Gaziantep Avrupa Birliği !ş Geliştirme Merkezi Dırektörü Hülya Tetik, sentteki halı üreticisi .şletmelenn ürün geliştirme ve ;eşitlendırme yerine .lirbirleriyle rekabete nrişmelerinin gelecekte sektörün kriz yaşamasına aeden olabileceğini iöyledı. Tetik, ihracattaki jelişmeye bağlı olarak centteki üretici firmalara nli ufaklı yenilerinin :klendığıne dikkati .ekerek firmalann kalıcı ;labılmek için ürün leliştirmeye önem ermeleri gerektiğini oırguladı. BDDK, bankaların aktif büyüklükleriyle orantılı olarak kredi kartı dağıtmalan şartını getiriyor Kredikartınakoşul• Bankalann büyüklükJeriyle orantılı kredi kartı dağıtması gerektiğini vurgulayan BDDK yetkilisi, "Bakıyorsunuz, küçük bir bankanırj dağıttığı kredi kartı sayısıyla Türkiye'nin en büyük bankalanndan birinin dağıttığı kart sayısı eşit. Böyle olmamalı" dedi. HACER BOYACIOĞLU ANKARA -Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kuru- mu (BDDK), bankalann da- ğıttığı kredi kartlannın aktif büyükJükleriyle orantılı olma- sı koşulunu getirmeye hazırla- ruyor. Kredi kartlan yasa taslağına ilışkin olarak süren çalışmalar- la ilgili bilgi veren bir yetkili, Batık alacaklar ylne çığ gibl Ekonomi Servisi - Kullanımı son dönemde giderek yaygınlaşan kredi kartlan yeniden sorun olmaya başladı. Batık duruma gelen kredi kartı alacakJan, yüzde 50'ye yakın büyüyerek 450 trilyon lirayı buJdu. Merkez Bankası verilerınden yapılan derlemeye göre bankalann batık durumdaki tüketicı kredileri ile kredi kartı kredilerinin toplam tutan, 17 Eylül'de 651.1 trilyon lira oldu. Bu kredilerde, yılbaşından bu yana yüzde 22.7 oranında 120.6 trilyon lıralık artış gözlendi. 2003 yılı sonunda rüketıcinin batık kredileri 530.5 trilyon lira düzeyinde oluşmuştu. Bankalann kredi kartlanna uyguladıklan yüksek faizler, batık kredilerde önemli bir rol oynadı. Gelire oranhsız biçimde kart kullanımnıın yaygınlaşması da artışta etkili oldu. Batık kredi kartı aJacaklannın 396.2 trilyon lirayla en büyük bölümü özel bankalara ait bulunuyor. Kredi Kuruluşlan Kanun Tas- lağı'nı ay sonuna kadar tamam- layıp ilgili bakan ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e sunacaklannı beiırtti. Taslakta çok fazla değişiklik yapmaya- caklannı belirten yetkili, "An- cak taslağın çok uzun olduğu yönünde eleştiriler var. Halen 181 madde ve 19 geçici madde- den oluşan taslağı kısalüyoruz. Bu yönde çahşmalar var" dedi. Yetkili, tartışmalara neden olan medya, vakıf, dernek ve sıyası partilerin bankacılık yapma yetkisinı kaldıran maddenin taslakta olmayacağını ve bu ko- nunun siyasiler tarafindan is- tenmesı durumunda TBMM'de gündeme getirileceğini de yi- neledi. Yetkili, kredi kartlan yasa taslağı çalışmalan hakkında da bilgi verdi. Kredi kartlan taslağı Kredi kartlan yasa taslağının bankalar yasa taslağından daha önemli bir noktada olduğunu belirten yetkili, "Biz tüm tüfce- ticUeri ügilendiren kredi kartı piyasasına belli bir yasal çerçe- ve getireceğiz'' dedi. Bu çerçe- vede bankalann dağımğı kredi kartlannın aktif büyüklüklerle orantılı olması için çalışmalar yaptıklannı belirten yetkili şöyle devam etti: "Bankalar seroıay e yeterfili- ği, aktif büyüklük gibi kriter- lerleoranohdüzeydekredi kar- ü dağrtmaiı. Aksi takdirde kre- di kartlan da karşılıksız kredi- lere benzerve sorun çıkanr. Bu nedenle bankalar aktifbüyük- lüğüne orantılı olarak kredi kartı dağıtnıaJı. Bakıyoruz kü- çük bir bankayla büyük bir bankanuı dağıttığı kredi karü sayısı ayıu. Bu böyle olmamak" Yetkili, kredi kartlan yasa taslağıyla kredi kartlannın dı- şında, bankamatik kartlan ve ATM'lerle ilgili standartlan da düzenleyeceklerini ve ATM'le- re müdahale edenlere ceza ve- rilmesini öngöreceklerini de sözlerine ekledi. Firmalann ilgisi yoğun Fadagaz Avrupa y ya satdacakANKARA (AA) - Türkıye'nin, talep fazlası doğalgazı Avrupa ülkelerine pa- zarlama imkâru bulabileceği Güney Av- rupa Gaz Rıngi Projesi 'ne, yerli ve ya- bancı firmalann ilgisi giderek artıyor. Söz konusu proje kapsamında, BO- TAŞ Genel Müdürlüğü'nün programı- na aldığı ve ihale aşamasına getirdiğı Türkiye-Yunanıstan doğalgaz boru hat- tının "anahtar teslinT yapımına yöne- lik ihaleye, bugüne kadar 25 firmanın teklıfverme hazırlığında bulunduğu öğ- renildı. 3 yıl ıçınde tamamlanması planlanan projeye benzer inşaatlan ger- çekleştiren şirketler ilgi duyuyor. Ça- nakkaleBoğazrrunaltına 16.9kılomet- re uzunluğunda bir boru hattı döşeme işi de bulunan ihaleye, yerli firmalann ya- nı sıra Rusya, İspanya v e Hindistan'dan da bazı firmalann kahlması bekleniyor. Hattın, Türkıye'deki bölümünün pro- je çalışmalan, BOTAŞ tarafindan yerli firmalann katılımıyla oluşturulacak konsorsiyumlara yaphnlırken boru hat- tınm Yunanistan'daki bölümünün inşa- at çalışmalan, bu ülkenin ilgili enerji kuruluşu tarafindan gerçekleştırilecek. Kentteki eğitimli kadınlarda işsizlik oranı erkeklerden iki kat fazla Istilıdiuııda kadm lıâlâ üvey • 6. Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Bakan Akşit, kadının işgücüne katılma oranrnın giderek düştüğüne dikkat çekti. Akşit, eşitsizliğin ve ayınmcılığın giderilmesi konusunda da ilerleme olmadığını kaydetti. GÜRSUKUNT ANTALVA - Türkiye'de kentte ya- şayan lise mezunu ve daha ilen eği- timli genç kadın nüfusunda işsizlik oranı aynı nitelikteki erkeklere oran- la iki kat daha fazla. Türkiye Ekono- mi, Bilimsel Araştırma, Tamtma Merkezi (TEBÎAT) tarafindan düzen- lenen 6. Ekonomi Zirvesi'nde konu- şan Devlet Bakanı Güldal Akşit'in verdiği bilgiler, kadm istihdamıyla il- gili çarpık tabloyu gözler önüne ser- di. Bakan Akşit, işgücüne kahlmayan 100 kadından 69'unun gerekçe ola- rak, *Ev kadım olmayı gösterdiğini" ifade ettı. Kentte yaşayan lise mezunu kadın- larda işsizlik oranının yüzde 24.9, erkeklerde ise yüzde 12.1 olduğunu belirten Akşit, "Türkhe'de, üniver- sitelerde öğretim elenıanı kadın ora- nı yüzde 36 ve toplam profesörler içinde kaduüann oranı yüzde25, rni- marlann yüzde31'i, doktorlann yüz- de 29'u, avukatlann vüzde 26'sı ka- dm. Kanıuda çahşan orta ve üst dü- zey yöneticikrin de yüzde30'unu ka- dınlaroluşturuyor" dedi. Antalya'da 6. Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gün açılış konuşmalanna, eko- nomik verilerden çok kadın ve özür- lülere yönelik çalışmalar damgasını vurdu. Bakan Akşit, 2005'in, özür- lüler istihdam yılı olacağıru açıkla- yıp, kadm istihdamına yönelik çalış- malar hakkında bilgi de verdi. Kadın istihdamının gerilediğine de dikkat çeken Akşit. "Kadınlann işgücüne katılma oranı 1990'da yüzde 34.1 do- layuıdayken 2002'de bu rakam 26.9'a düştü. 2004'te istihdam edilenlerin yüzde 25'ini kadıniar oluşturdu. Ka- dın istihdamındaki düşüşün en önemli nedenini. tanm se hizmetler sektöründe çalışan kaduılann sayi- sındaki azalma oluşturdu" bilgısini verdi. Bakan Akşit, Türkiye'de istihdam edilen kadınların yüzde 47.2 "sine karşılık gelen 2 milyon 347 bin kişi- nin ücretsiz aile işçisi olarak çalıştı- ğmı da vurguladı. Eşitsizlik sürüyor Kadınlann eğitim düzeyinin yük- selmesine karşın çalışma yaşamında kadıniar açısmdan olumsuz sonuçlar doğuran eşitsizliğin söz konusu ol- duğunu söyleyen Akşit, "Bunu en aza indirmek için yaygm egitime ih- ti> aç var. Kaduılann hem çalışma ya- şamına girerken hem de daha sonra karşılaşüğı cinsiyete day an ay nnıcıhk önemli bir engeldir. BeÛi iş \ e meslek- lere kaduılann kabul edilmemesi, gö- rev dağıunıında adil davramlmama- sı, ekonomik kriz dönemlerinde ön- cekaduılann işten çıkanlması, ücret- lerin düşük tutulması başbca aynm- cıhk örnekleridir" diye konuştu. Konuşmasında özürlülere yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Bakan Akşıt. "Türkiye'de kanıuda çabşması gereken özürlü memur sa- yısı 47 bin iken çalışan memur sayısı 8 bin 367. Ozüriüierin isrihdamı için, 2005-2010 Eylem Plam hazuianryor. Kamudaki boş özürlü kadrolaruun doldurulması ve özel sektörde özür- lü istihdamının sağJanması temel he- def" diye konuştu. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Tutuculuğa' Tutunmak AKR muhafazakâr, yani tutucu demokrat mıdır? Son haftalarda, genellikle TCY-Türk Ceza Yasası tasa- nsı çerçevesinde yapılan tartışmaJarda bu soruya ya- nıt aranıyor. Başından beri AKP'yi destekleyen, bu partiyi liberal ve ileri doğru değişimin yeni bir siyasal gücü olarak al- gılayan ve topluma bu kanıyı benimsetmenin inanılmaz biçimlerini sergileyen yorumcular ve köşe yazarlan, ıs- rarla AKP'yi sevimli göstermenin; ona olan inanç ve bağlılıklarını kanıtlamanın yollannı anyoriar. AKP'ye sıcak bakan, ancak bakışlannın sıcaklığı fark- lı dereceler alan yazar ve yorumcular, doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamayacak bir varsayıma daya- lı olarak yorumlar yapıyorlar. Dayandıkları ana varsa- yım şudur: Türkiye için "Şeriat diye bir tehlike asla söz konusu değildir"; yani, bu partinin şenat yanlısı oldu- ğu savlannı "ciddiye almaya değmez". AKP kesinlikle "gericibirpartideğildir". Buvarsayımıtamamlayanya- şamsal soru da soruluyorAKP'lilere: "Siz kendi hayat tarzınızı bize zoria dayatacak mısınız, yoksa dayatma- yacak mısınız?" AKP bu soruya yazılı mı sözlü mü e-postayla mı ya- nıt vereceğini düşünedursun, yazar ve yorumcular so- runun içini dolduruyor; AKP'lilerin, "yaşam tarzını" üç boyutlu olarak açıyor 1. "Kendi başlarını örtmeleri"; 2. Içki içmemeleri; 3. "Görücü usulüyle evlenmeleh". Kimileri bunlara dördüncü bir boyut olarak "kürtajyap- tırmamalannı" da ekliyor. • • • Bu tutucu demokrat çözümlemede, AKP'lilerin ayrı bir hayat tarzına sahip olduklan görüşü benimseniyor. Bununla da kalınmıyor; bu hayat tarzı başkaianna da- yatılmazsa hiçbir sorun yok gibi bir sonuca da vanlıyor. Burada sorgulanan, o hayat tarzının kendisi değildir; onun diğerlerine zoria benimsetilip benımsetilemeye- ceğidir. Bu ve benzeri sorulara ayaküstü verilecek ya- nıtlar, AKP'nin gerçek kimliğini sergilemeye yeter mi? AKP ve destekçileri, kendi yaşam biçimlerini, kim- lere, nerede ve nasıl dayattıklanm ya da dayatacak- lannı çok iyi bilirler. özellikle yaşamlannı Istanbul-Pa- ris battında sürdüren yazar ve yorumculara, en azın- dan yakın bir gelecekte, siz de bizim gibi yaşayın gibi- sinden bir dayatmanın olmayacağı, hiç kuşkusuz, gün gibi açıktır. Nedense hep cinsellik ve kadın ağırlıklı olan bu tar- tışmalı noktalar, tutucu çizgiyi açıklamaya yeterli ola- maz. Çocuklann ve kadınların, eğitimden gıyime, davranıştan çalışmaya yaşamın tüm alanlannda nasıl bir baskı altında tutulduğu, her gün, örnekleriyle med- yaya yansıyor. Namus kavramının algılanışı, kadına yanlış bakışın dayanağıdır. Bu anlayışın en acımasız ve çağdışı bir aşın ucu olan töre cinayetlerinin temelinde- kı gelenekseî, dinsel ve ekonomik ılişkilerin örgüsünün tüm yönleriyle görülmesi gerekir. Kaldı kı, tek bir "ken- di hayat tarzı" yoktur; hayat tarzlan vardır ve bunlar bü- yük farklılıklar gösteriyor; ekonomik çıkar söz konusu olunca da bunlar arasında çatışmalar yaşanabiliyor. Anadolu'da özellikle de büyük kentlerin kenar semt- lerinde ve kimi kasabalarda, günlük yaşama ne kadar dayatmacı biçimde kanşıldığını oralarda yaşayanlar çok iyi bilirler. Kilometrelerce yürür ve içki satan tek bir satış yeri bulamazsanız ya da ramazanda açık tek bir lokanta göremezseniz hiç kuşkusuz bızim yorumcula- ra göre bunlar zoria yapılan bir dayatma sayılmaz. AKP anlayışının bizim gibi yaşayın dayatması, da- ha çok toplumun yoksul kesimlerinde geçeriidir. Gide- rek kimi yörelerde, toplumun dinden çıktığı varsayı- mıyla özellikle de çocuklann ve gençlerin çağdaş ya- şama göre gelişmelerinin önlenmesi anlamında, sö- züm ona kurtanlması amacıyla her türlü dinci baskının yapıldığı; din eğitimi adı altında bilimsellikten çok uzak ilkelliklerin çocuk beyinlerine hiç çekınmeden işlendi- ği de bilinen bir gerçektir. Aynca AKR dalgalı. yani inişli çıkışlı dayatmacıdır. AKP dayatmacılığının, son Ceza Yasa Tasarısı'yla gün- demin gözüne giren zina örneğinden önceki türieri, imam hatip ve türban konusundaki, bir ileri, bir geri ol- sa da bir türlü brtmeyen ısrardır. Aslında, bu iki istek- te ısrar edilmesi, tüm topluma bizim gibi yaşayın da- yatmasının bir başka biçimi olarak da yorumlanabilir. Görünmeyen ya da kamuoyunca yeterince izleneme- yen ise kamu yönetiminin herhücresindeyaşanan kad- rolaşmadır. Aslında AKP anlayışı, bir yaşam ortamı ya da hava- sı yaratıyor. Yaratılan ortam, eğitimi ve ekonomik gü- cü yeterli olmayanları kolayca ve de dayatmasız bir biçimde teslim alryor. Anlaşılması gereken budur. Tüm bu ve benzeri noktalarda sağlıklı bilimsel araş- tırmalar yapılmadan, bana dokunmayan yılan bin ya- şasın mantığıyla AKP tutuculuğuna tutunmak, eğerbir çıkara dayanmıyorsa gerçekleri saptırmaktan, sorum- suzluktan ya da saflıktan başka bir anlam taşımaz. Ta- rihin sayfalan, toplumsaJ değişimle ilgili yanlış yorum- lann yıkıcı sonuçlanyla doludur. [email protected] DÜNYA EKONOMtStNE BAKIŞ / ERGlN YILDIZOGLU LONDRA [email protected] Geçen haftaki gelişmeler Iran'a yönelik bir ABD/ls- rail saldınsı olasılığının güçlenmekte olduğunu düşün- dürüyor. Hafta başlamadan, cumartesi günü, Ulusla- rarası Atomik Enerji Ajansı (IAEA), ABD'nin baskı- sıyla, iran'dan yoğunlaştınlmış uranyum üretimini dur- durmasını istedi. Salı günü Iran, bu talebi şiddetle red- dederek yoğunlaştırma işlemlerine yeniden başlaya- cağını açıkladı. Perşembe günü, Israil Dışişleri Baka- nı Silvan Şalom Birleşmiş MilletlerGenel Kurulu'nda- ki konuşmasında, "Iran, şimdi bir numaralı, terorizm, nefret ve istikrarsızlık ihracatçısı oldu" dedi (Haarezt, 24/08). Şimdi siz, "Bush istediği kadar, Irak'ın 'güvenlikli, demokratik, federal ve özgür olma yolunda ilerlediği- ni' (New York Tlmes, 24/09) iddia etsin, kaos derin- leşme devam ediyor, bu koşullarda hele dünya eko- nomisinin durumunu, Iran 'a yönelik bir saldınnın pet- rolün fiyatı üzerindeki olası etkilerini göz önüne alın- ca, Iran'ı vurmak bir çılgınlık olur" diyebilirsiniz. Ben de size katılınm. Ancak, ya bu çılgınlığın arkasından, "sağlam" (!) bir mantık varsa? iran'ın ikilemi Bush yönetiminin "neo-con" kadrolan ve akıl hoca- lan bir süredir Iran'ı, hem de Irak savaşından önce Saddam'a yönelik (asılsız) iddialan anımsatır bir biçim- de, Nükleer Silahlann Yayılmasını Önleme Anlaş- masını (NPT) istismar ederek nükleer silah yapmaya çalışmakla suçluyorlar. Iran suçlamalan, nükteer tek- nolojiyi banşçı amaçlarla geliştirdiğini, NPT'nin de ken- disine nükleer santral yakıtı (yoğunlaştınlmış uranyum) üretme hakkı verdiğini söyleyerek şiddetle reddediyor. Gerçekten de NPT, ülkelere banşçıl amaçlaria nük- leer santral kurma ve kendi yakıtlannı (yoğunlaştınlmış uranyum) yapma hakkı, lAEA'ya da bu ülkelere yardım etme, denetleme görevi veriyor. Ancak yüzde 3, yüz- de 5 oranında yoğunlaştınlınca yakıt olarak kullanılan uranyum, yüzde 90 düzeyinde yoğunlaştınlınca silah Hedef İran mı? yapımında kullanılabiliyor. Iran elindeki yoğunlaştırma teknolojisini, banşçıl amaçlarla kullanacağını, kendi yakrtını kendi yapmak için istediğini söylüyor. Yorum- cular, 200 yıldır hiçbir ülkeyle savaş başlatmamış ol- masına rağmen Iran'a inanmıyor, bölge jeopolitiğine bakarak İran'ın, mutlaka nükleer silahlara sahip olmak isteyeceğini düşünüyoriar. Birincisi, İran'ın en büyük bölgesel düşmanı Israil, hem NPT'yi imzalamadı, hem de 200 civannda nükleer başlıkla,_bunlan Iran'a ulaş- tıracak teknolojiye üstelik, Mısır, Ür- dün, Suriye, Lübnan'ın toplam sa- vunma harcamasından iki kat daha büyük bir savunma bütçesine sahip (International Herald Tribune, 22/09). Geçen hafta Christian Sci- ence Monitor, IsraıTin ABD'den 4.500 akıllı bomba (23/09), Israil ga- zetesi Haaretz de 500 adet birerton- luk 2 metrelik betonu delecek güçte bomba almakta olduğunu yazıyordu (23/09). Ikincisi, bugün Iran'ı tehdft eden ABD ve Ingiltere özel koşullar- da "önleyici vuruşta" nükleer bom- ba kullanabileceklerini söylüyorlar. Iran'ı Irak ve Kuzey Kore'yle birlikte "şer ekseni" ilan eden ABD, balistik füzeler ve test yasağı anlaşmalann- dan çekilmişti. Üçüncüsü, bu iki ül- ke, İran'ın komşusu Irak'ı gerçek dı- şı iddialara dayanarak işgal ettiler. Şimdi. ABD Iran'ı tehdit ediyor, giderek daha sık rejim değişikliğinden söz ediyor (The Asia Times, 24/09). Bu koşullarda Iran'ın, Kuzey Kore deneyiminden ha- reketle halen ABD seçimlerle ve Irak'la meşgulken da- ha çok geç olmadan, nükleer silahlara sahip olup bir caydıncılık unsuru elde etmek istemesi mantıklı değil mi? Seçimlerden sonra, eğer Bush kazanırsa, Iran için çok geç olmayacak mı? iran'ı vurmak Iran'ın nükleer silahlara sahip olmasını engelleyecek bir rejim değişikliği olasılığı var mı? Irak savaşı öncesinde bel- ki vardı ama, şimdi, "reformcu" muhalefetin bastınlmış, ordunun da rejime sadık olmasından hareketle artık yok diyebiliriz. ABD'nin bir hava saldınsı- nın ardından Iran'ı işgal etmeye kalk- ması da çok zor: 140 bin askeri ha- len Irak'ta saplanmış durumda, mo- ralsiz ve savaş yorgunu. Üstelik Iran söz konusu olunca bundan çok da- ha büyük bir güç gerekli. Geriye Is- rail ya da ABD'nin önleyici vuruşla Iran'ın nükleer teknolojisini yok et- mesi kalıyor. Haaretz'deyayımlanan bir analiz, Israil'in bunu gerçekleşti- recek kapasiteden yoksun olduğunu savundu. (23/09). Nevvsvveek de ay- nı kanaatte, iran'ın en önemli nükle- er tesisleri israil uçaklarının vuruş menzili dışında kalıyor (Ya Iran'a da- ha yakın dost bir ülkenin üslerinden kalkarsa bu uçaklar? - E.Y). Nevvs- vveek, İsrailyapamaz amaABD ya- pabilir" diyor. Gerçekten de Nevvs- vveek ın aktardığına göre, CIA ve DIA bu önleyici vuruşa yönelik birçok savaş oyunları simülasyonu yapmışlar. Ama, sonuç hep olumsuz çıkmış: Vuruş yapıldığında ça- tışmalann tırmanması engellenemiyor (27/09). Öyleyse Iran'a vurmak çılgınlık mü Irak'a savaşı öncesinde biri Pentagon'da diğeri de In- giltere Savunma Bakanlığı'nda olmak üzere iki rapor, sa- vaş ertesinde ortaya çıkacak zorluklar konusunda uyar- mıştı. Ancak Bush ve Blair bu raporiarı görmezden gel- diler, sümenaltı ettiler. Birkaç ay önce, ABD'de Savunma istihbaratAjansı ha- zıriadığı bir raporda, Irak'ta durumun gittikçe kötüleştiği- ni, iç savaşa doğru kayıldığını yazmış, ama Bush buna da aldırmamıştı. Şimdi Rumsfeld, "seçimlerilla mükem- mel olacak değil ya. Yapabildiğimiz bölgeierde yapanz" diyor (CNN, 24/09). ABD'nin askerierini çekmek için sa- vaşın bitmesini beklemeyeceğini ileri sürüyor (Ajans France Press, 25/09). Şimdi, acaba diyorum, bu ikisini bir arayakoyarak ABD'nin, Irak'ı "dağınıkbırakarak", ama üstlerini koruyarak, hatta yenilerini kurarak ('neo-con ana- lisf. Robert Kaplan'ın VVall Street Journal'daki yoru- munda vurguladığı gibi, 19. yüzyıldakı "Kızılderili Sava- şında" uyguladığı "kale-ilen karakol taktiğini" benimse- yerek - 25/09), yeni bir projeye (Iran'a) doğru yelken aç- maya hazırtandığını düşünebilir miyiz? Bence düşünebi- liriz. Yukanda "Iran'ın ikilemi" bölümündeki varsayımlaran- lamlıysa, Bush yönetimi ne pahasına olursa otsun Iran'ın nükleer silahlara sahip olmasını engellemek isteyecektir, Çünkü nükleer silahlara sahip bir Iran çevresine ve isra- il'e yönelik bir tehdit oluşturmaktan öte, Büyük Ortado- ğu Projesi'ni büyük ölçüde olanaksız kılar. Bu projeyle Bush yönetimi, genel olarak, bölgeyi ABD'nin ekonomik ve siyasi kullanımına açmayı amaçlıyor; bunun için de Le- xington Enstrtute'den, askeri stratejı uzmanı Loren Thomson'un geçen hafta anımsattığı gibi, bölgedeki bü- yük ülkeleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor. (AP, 20/09) Daha özel olarak da Chaney'nin hazırladığı enerji poli- tikası, ABD'nin bölgedeki enerji kaynaklan üzerinde ke- sin bir denetim kurması gerektiğini söylüyor. Dünyanın neredeyse bütün önemli petrol kuyulannın "zirve" yapmış olduğunu, talebinse hızla büyümeye de- vam ettiğini daha önce aktarmıştım: Petrol ve gaz gide- rek kıtlaşacak ve değerienecek. Iran nükleer silahlara sa- hip olursa, hem Iran'daki hem de Hazar Denizi'ndeki kay- naklara ulaşmak L mkânsız hale gelir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle