Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 EYLÜL 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eski Dışişleri Bakanlan Soysal ve Gürel'den AKP'nin AB politikalanna eleştiri
dayatmalaryolda'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Eski Dışişleri Bakanla-
n Mümtaz Soysal ve Şükrü Si-
na Gûrel, AKP hükümetinin
AB politikasını eleştirdiler.
AB'nin yeni koşullarla Türki-
ye'nin karşısuıaçıkacağıru be-
lirten iki eski dışişleri bakanı,
"Önce efelenip sonra süklüm
püktüm oldular. Türkiye'ye AB
kapısı değil, yeni koşuDan da-
yatma kapısı açıldı" görüşünü
dıle getirdıler.
Bağımsız Cumhunyet Partı-
si (BCP) Genel Başkanı ve es-
ki Dışişleri Bakanı Mümtaz
Soysal ile eski Dışişleri Baka-
nı Şükrü Sina Gürel dün Mül-
kiyeliler Birhğı'nde ortak ba-
sın toplantısı düzenledi. Soy-
sal ve Gürel, AB'nin olası ye-
ni koşullannı. "Güney Kıbns
Rum Yönetimi'ni (GKRY1 ta-
nıma, KKTC'nin varhğma son
verme, Hevbeliada Ruhban
Okulu'nu açma, Rum Patrikha-
nesi'nin statüsünü değiştirme,
Ege'de Atina'ya ödün verme,
• Mümtaz Soysal ve Şükrü Sina Gürel,
Mülkiyeliler Birliği'nde düzenledikleri
basın toplantısında AB süreci ve TCY
tartışmalannı değerlendirdiler. Mümtaz
Soysal, AB'nin Türkiye'yi içine
almak, AKP'nin de AB'ye girmek
istemediğini belirtirken, Gürel de
"Türkiye'ye AB kapısı değil, yeni
dayatmalann kapısı açıldı" dedi.
sözde Ermeni soykınmını tanı-
ma, anayasaya aykın azınlık
kavramını benimseme, Güney-
doğu'da CumhuriyetilkeJerine
ters uygulamalara gftme" diye
sıraladılar.
Türk Ceza Yasa (TCY) Tasa-
rısı zemininde yükselen AB tar-
tışmalannı değerlendiren ikı
eski dışişleri bakanı, ne AB nin
ne de AKP iktidannın samimi
olduğunu vurguladı.
Mümtaz Soysal, AB'nin Tür-
kiye'yi içine almak, AKP'nin
de AB'ye girmek istemediğini
belirterek Cumhuriyet'in kaza-
nımlannın AB üzerinden yok
edilmeye çalışıldığını dile ge-
tirdi. Soysal, AKP'nin zinayı
TCY kapsamuıa alma girişimi-
nin tabandan gelen isteklerle
değil, "parti liderierinin etkisi
altında bulunduğu diniçevrele-
rin talebi ile" gerçekJeştiğine
inandığını söyledi. Türkiye'nin
Atatürk döneminden bu yana
zinayı tartışmadığını. insanla-
nn özel yaşamını ilgilendiren
konulan Medeni Yasa'da dü-
zenlediğini anımsatan Soysal,
"70 milyonluk nüftısu ile Tür-
kiye'nin AB'den nıedet ununa-
sı ayıpür. Sonucuna kimsenin
inanmamasına karşın, gidebil-
diği yere kadar gitsin, yaklaşı-
nu Tanzimat kafasıdır" diye
konuştu. Şükrü Sina Gürel de
Brüksel seferinin AKP'yi yıp-
rattığını, TCY'nin önce geri çe-
kilmesi, AB'den gelen işaretle
de yeniden gündeme getırilme-
sinin parlamentonun saygınlı-
ğına gölge düşürdüğünü belirt-
ti. CHP'nin de bu sözde başa-
nya ortak olma uğruna yıpran-
dığını savunan Gürel, "Kuşku-
suz olayın en zararfa yam, san-
ki zina ndayıllardır tarüşıhyor-
muş izlenimi verilen Cumhuri-
yet Türkiyesi'ıün devlet ve ulus
olarak, dış saygmlık konusuda-
kjyıpramşıohnuştur" dedi. Gü-
rel, AB Komısyonu'nun verdi-
ği mesajlann da inandıncı ol-
madığını, 17 Aralık tarihine ka-
dar yeni koşullann gelebilece-
ğini kaydetti. Türkiye'ye ile
müzakarelerin 15 yıl sürebile-
ceği yönündeki AB açıklama-
lanna işaret eden Gürel, şunla-
n söyledi: "Türkiye-AB iKşld-
lerinde uzun bir btlirsizlik sü-
reci başhyor. AB diğer ülkelere
ne zaman üye olacaklan konu-
sunda kesin tarih veriyor. Tür-
kiye'ye ise sonu olnıayan bir sü-
reç getiriyor. AB, bu uzun beür-
sizlik süreci içinde Türkiye'ye
yeni koşullar dayatmanın
kapısını açıyor."
Kızılcahamam'da kamp
AKP'de 'nabız
yoklama' süreci
• AKP lideri Erdoğan üç gün sürecek kampta
parti yöneticileri ve milletvekilleri ile
görüşerek kabine ve parti yönetimindeki
değişikliklerle ilgili değerlendirmeler yapacak.
ANKARA (Cumhuri- onurdur. Böyle bir tevec-
yet Bürosu) - AKP'nin 3
gün sürecek Kızılcaha-
mam kampı, bugün başh-
yor. Başbakan Ta>yip Er-
doğan, 3 gün boyunca par-
ti yöneticileri ve milletve-
killenyle görüşerek yeni
Başkanlık Divanı ve ko-
misyon başkanlıklan ko-
nusunda görüşlerini ala-
cak. Erdoğan'ın olası bir
kabine revizyonu içın de
nabız yoklaması beklenı-
yor.
Yeni yasama yılına az
bir süre kalırken gözler
AKP'nin Kızılcahamam
kampuıa çevrildi. Başba-
kan Erdoğan, kampta mil-
lervekilleriyle gruplar ha-
linde bir araya görüşecek.
Erdoğan'ın Meclis'te ya-
pılacak seçimler için aday-
lannı bu kampta netleştir-
mesi bekleniyor. Erdoğan,
TBMM Başkanlığı seçi-
minde BülentAnnç'ı aday
göstereceklerini açıklar-
ken yeni yasama yıluıda
Meclis yönetimi, parti yö-
netimi ve kabüıede "AB
\izyonuna uygun" deği-
şikîik bekleniyor.
TBMM Başkanı Bülent
Annç, Erdoğan'ın TBMM
Başkanlığı için kendisini
destekleyeceğinin anun-
satılması üzerine şunlan
söyledi: "Sayın Başba-
kan'ın kişisel olarak
TBMMBaşkanhğınaben-
denizi aday olarak göster-
mek istemesi beninı için
cühte bulunduklan için
kendflerine teşekkürediyo-
rum. Ancak kendileri de
ifodeettiler,AKP'Bmillet-
vekili arkadaşlanmızuı da
TBMM Başkanlığı konu-
sunda nedüşündüklerini ve
onlann da grubun çoğun-
luğunuarkasmdabulundu-
racak bir TBMM Başka-
nı konusunda vardınKiob-
caklannı ifade ettiler."
AKP kulislerinde bazı
komisyon başkanlarının
değiştirileceğı belırtıliyor.
Özellikle Irak savaşı ve zi-
na düzenlemesi konusun-
da parriyi eleştiren Dışiş-
leri Komisyonu Başkanı
Mehmet Dülger, partinin
DEP milletvekilleri konu-
sundaki tutumuna tepki
gösteren TBMM Başkan-
vekili Sadık Vakut. Irak
konusunda sert eleştirile-
riyle öne çıkan TBMM
Idare Amiri Abdullah Ça-
bşkan'ın değiştirileceğine
kesin gözüyle bakıhyor.
Eşli denetim gezisi nede-
niyle tartışmalara neden
olan TBMM Hesaplannı
înceleme Komisyonu Baş-
kanı Ergün Dagaoğlu'nun
yerine yeni bir ismin geti-
rilebileceğine işaret edili-
yor.
Erdoğan'uı hükümetle
parti grubu arasında ileti-
şim ve koordinasyonun
sağlanması için grupta da
bazı değişiklikler yapabi-
leceği konuşuluyor.
Uhıcanlar'da \itu-ileiiler anddı
Ankara Merkez Kapah Ceza ve Tutukevi'nde
(Ulucanlar Cezaevi) 1999 yıhnda çıkan ve 10
kişinin ölümü ile sonuçlanan olâylann yüdönümü
nedeniyle cezaevi önüne karanfîl bırakıkh. Çevik
Kuvvet polisinin barikat kurduğu cezaevi önünde
toplanan İnsan Haklan Derneği (İHD) ile Temel
Hak ve Özgüıiükler Derneği'ne üye bir grup,
"Öleceğiz ama teslim oünayacağur" yazılı
pankart açü. "Yaşasuı devrimci dayanışma",
"Yaşasın Ulucanlar direnişüniz" yazüı dövizler
taşıvan grup adına basuı açıklanıasını okuyan
İHD Ankara Şube yöneticisi Yüksel Mudu,
yaşam hakkının temel hak olması konusundaki
mücadelderine devam edeceklerini söyledi
Cezaevlerinde yaşanan sorunlara çözüm
getirilmediğini beürten Mudu, mahkûmlann
cezaevlerinde "tecrit" edildiğini anlatn. Mudu,
uygulamanın kaldınlmasuıı istedL Temel Hak ve
Ozgürlükler Derneği adına yapüan basın
açıklamasuida da cezaevinde çıkan olaylara
müdahale şekli eleştirildi ve hay adarını kaybeden
hükümlülerin unutuhnay acağı bettrtildL
Açıklamalann ardından gruptaldler,
beraberlerinde getirdikleri karanfîlleri cezaevi
girişine bırakülar ve çeşitli sloganlar amlar.
Eylemin ardından gruptaldler olaysız dağıldılar.
tstanbul'da da Uhıcanlar Cezaevi'nde yaşanunı
yitiren Ümit Alüntaş Karacaahmet
Mezarhğı'ndald gömütü başmda anıldı.
(FotoğrafAA)
AĞAR, ULUSASESLENİŞKONUŞMASINIELEŞTÎRDI
'Başbakan Erdoğan sussa
daha çok mesaj verir'
ANKARA (Cumhuriyet ^ ^ H P P H ^ H ^ H nun kanamadıgı bir ülkeden,
Bürosu) - DYP Genel Başka- H B ^ ^ ^ ^ ^ B herkesinhakknn.hukukunuel-
nı Mehmet Ağar, Başbakan R f wM deettiğLçalışanındakazandj-
Recep Tayyip Erdoğan'ın mğ ^ 1 H ğı bir toplumdan bahsediyor.
"Ulusa Sesleniş" konuşması- ^ S * *^ 9 Bunlar güzel sözler. İktidan
nı eleştirirken "Sayın Başba- 1 M üzerinden2 yılgeçmişbirBaş-
kan'a, bazen konuşnıak yeri- ^ , -* - -, ,^M bakanın böyle genel, her ülke
ne susmanm vatandaşa daha K J H içinsövienebilecektürdensöz-
fazla mesaj vereceğini haor- ^ ^ ^ ^ H degfl, sorunlan dile getir-
laûnz"dedi. mesi,hangiçözümleriüreöik-
Ağar, Başbakan Erdoğan'ın Mehmet Ağar lerinide kamuoyuna büdirme-
"ulusa sesleniş" konuşmaJannın yasal si gerekir. İktidarlaruun iki yınnda işsiz-
hakkı olduğunu, ancak bu konuşmalann
yasallığın yanında "meşru" olmasının
yolunun "ulusu ilgüendirençok önemli ko-
nularda" bilgi verilmesinden geçtiğini
\urguladı. "Bir başbakanınmne kadarte-
mel atuğı. ne kadar yol yaptığuun ulusa
sesleniş" konuşması adı altında dile geti-
rUmesinin vatandaşuı \ icdarunda meşru
karşdanmayacağmı" kaydeden Ağar, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Başbakan'ın anlattıklan kamuoyu-
nun meçhulü değildir. Başbakan, adiL
zengin bir Türkiye'den, kimsenin burnu-
lik artmış, yoksulluk artmış; işçi, memur,
reel anlamda ücretkaybma uğramış; köy-
lüler. çiftçiler ezUnüş; üretim yapan ceza-
landuTİnuş, insanlar haklaruun ve hu-
kuklannın teslim edildiği, duygusunu da-
ha bir vitirmişler; milletten hortumlanan
paralar tahsil edflmemiş; vatandaşm de-
ğflburnukanamak,boynuvuruunuş,kur-
şunlannuş;teröryeniden hortiamış. böy-
le birzamanda Başbakan çılayor, 'aydın-
lık yannlar' gibi ayağı yere basmayan söz-
ler ediyor. Bu, en azuıdan sorunlar kadar
milletin ağınna giden bir davranışür."
'GÖREVDEN ALMA GERİCİGÜÇLERİN TERTÎBt'
Ulusal Birlik Konseyi'nden
Alemdaroğlu'na destek
İstanbulHaberServisi- Sen-
dikalar, üniversiteler, meslek
örgütlerinin aralannda bulun-
duğu 223 kuruluş temsilcisi ve
aydınlann oluşturduğu Ulusal
Birlik Konseyi (UBK) Kemal
Akmdaroğhı'nun tstanbul Üni-
versitesi Rektörlüğü'nden alın-
masının "gerici ve emperyaüst
güçlerin tertibinin ürünü" ol-
bir mevzihalinegeardiği için
görevden ahndığını" savun-
du. Alemdaroğlu'nun, dü-
zenlediği Halkçılık Sempoz-
yumu'nda ulus devleti ve
Atatürk'ün halkçılık prog-
ramını savunduğunu, bu
programın günümüzde haya-
ta geçirilmesi için "Kuvayı
MUBye hareketini başlatrvo-
duğunu savundu. UBK Genel Kemal Akmdaroğlu ruz"dediğini anımsatan Cen-
Sekreteri Avukat MehmetCengiz "Kemal
Alemdaroğlu'nun görevden almnıasıter-
tibi, Ulusal BirlikKonseyi'nin daha örgüt-
lü ve kararfa mücadelesiyle karşıhk bula-
caknr" dedi.
UBK'nin Atatürkçü Düşünce Derne-
ği Kadıköy Şube binasında gerçekleştır-
diği olağanüstü toplantı sonrasında bir
açıklama yapan UBK Genel Sekreteri
Avukat Mehmet Cengiz Alemdaroğ-
lu'nun, "gericiHğin üniversiteleri teslim
alma operasyonunu boşa çıkardıguİstan-
bul Ünhersitesi'ni, cumhuriyet devrimi-
nin ve Atatürk ilkelerinin savunulduğu
giz. "Alemdaroğlu Banlıempenaüstierin
ve AKP'nin önünü kesecek miUi iktida-
nn oluşumu için ulusal güçleri büieştiren
Ulusal BirlikKonseyi'nin kuruluşuna ön-
deıük etmiştir. Saym Alemdaroğlu bu ne-
denlerlehedefaannuşnr'' diye konuştu.
Alemdaroğlu'nun ABD Büyükelçi-
si Edehnan. A\Tupa Birlıği Komiseri
Verheugen, tkinci Cumhuriyetçiler, Fet-
hullahçılar ve Cumhuriyet düşmanlığı
yapan bazı kuruluşlann gizli-açık işbir-
lıği ile görevden alındığını öne süren
Cengiz, "Bu hukuk dtşı işlem yargıdan
H
a dönecektir" dedi.
'Damdan düşenin hali...'AKP'nin "U" dönüşleriyle dolu zina
süreci, perde arkasmda bazı iç
çekişmeleri de banndınyor. Geçen
hafta boyu zinayı suç yaprnakta inat
eden Başbakan'ın "neyiamaçladığı"
tartışılırken Meclis'te ve gruptakı
makamlar için yeniden seçim
yapılacak olması bazı parti
yöneticilerini daha "gayretkeş"
davranmaya itiyordu. Bazı AKP
yöneticileri Başbakan'ın ısranyia
"aklıselim" arasında bocalarken
bazılan açıklamalarıyla "tarafını" net
gösterdi. Zinayı ceza yasasına
eklemek için büyük çaba gösteren
parti yöneticilerinin başında AKP
Grup Başkanvekili Haluk Ipek
geliyordu. Abdullah Gül'ün
"Başbakanvekili" olarak CHP ile
yaptıgt uzlaşmanın ardından "geri
adım" habeıierine tepkı gösteren
Ipek, hazıriadığı zina önergesini
televizyon ekranlannda açıklamaktan
kaçınmadı. Tasarı komisyona geri
çekildiği gün de genel kurul salonuna
girerken içerde dönecek "oyunun"
işaretini gazetecilere verdi:
"Size bir kamera şakası hazırtadık.
Izleyin, çok şaşıracaksınız!"
Tasan çekildikten sonra da
"çelişkinin" kendilerinde olmadığını
savundu:
Tayyip Erdoğan bu konuda verdiği
sözden geri adım attı mı? Aksi bir
açıklama yaptı mı? Bu kanun ileri bir
tarihte, içinde zina suçu da yer
alacak şekilde geçecektir." İHaluk
Ipek, "zinayı suç saymakta neden
ısrarlı olduklannı" soran kadın
gazetecilereyse bir "minianket"
yaparak yanıt vermeye çalıştı. Kadın
gazetecilerin tamamı "tasanda yer
almamalı" deyince sohbeti erteledi:
"Hiç damdan düşmediğiniz için
damdan düşenlerin halini
bilmiyorsunuz. Damdan düşünce
görüşelim sizlerle." Erdoğan'ın
Brüksel'de yaptığı görüşmeler
sonrasında ortaya çıkan sonuca en
çok şaşıran Haluk Ipek oldu.
Anlaşılan, AB'nin hazıriadığı "kamera
şakası" gazetecilere hazırlanan
kamera şakasından daha büyük
sürpnz olmuştu. Ipek, Erdoğan'la
birlikte bu krizin "damdan düşenleri"
arasında yer almaktan kurtulamadı.
İnsan Haklan Komisyonu
ne yapar?
Türkiye son bir ayı "zina ve AB'ye
uyum" tartışmasıyla geçirirken
Avrupa ülkelerinde belki günlerce
manşet olabilecek bir olay
gazetelerin birinci sayfasında tek
sütun bile yer bulamadı. 17 Eylül
Cuma günü akşam saatlerinde
Gümüşhane'nin Şiran ilçesinin
Elmaçukur köyünde domuz avına
çıkan iki köylü jandarma tarafından
öldürüldü. İki çocuk babası 34
yaşındaki Kenan Çubukçu ile 17
yaşındaki Olcay Bayrak ın evinde
matem yaşanırken köylülerin
isyanı ölümlere olduğu kadar,
olayın gelişimineydi. İki yaralının
iddiasına göre, Torul'a gitmek için
yol soran jandarma, kamyonla
birkaç metre gittikten sonra yol
tarifi aldığı köylülerin üzerine ateş
açmıştı. Bir yaralı, olayı "Askertere
'Ben bu köydenim' dedim. Buna
rağmen ateş ettiler. Ben
vurvlduktan sonra askerterden biri
'Komutanım vurduk' dedi.
Askerierdaha sonra aralannda
gülüştüler. Bu sırada komutan,
'Ateş etmeyin, demiştim' diyerek
askehere kızdı" şeklinde anlattı.
Yaşamını yitiren Olcay Bayrak'ın
babası, ölen yakınlannın yaralı
olarak yol kenannda uzun süre
bekletildiğini, ateş eden askerierin
"ateşe karşılık verildi" izlenimi
yaratmak için köylülerin av tüfeğini
alarak havaya ateş ettiğini
söylüyordu. Olaydan sonra
Gümüşhane Valiliği'nin yaptığı
açıklama ise köylülerin anlatımına
tersti: "Güvenlik güçleri,
kendilerine yaklaşan silahlı dört
şahıs tespit etmiştir. 'Dur'
ihtannda bulunulması üzerine
silahlı şahıslar mevzilenerek
güvenlik güçlehnin üzerine birkaç
el ateş etmişlerdir. Güvenlik
gûçlerince önce havaya ikaz ateşi
açılmış, bilahare hedefe ateş
edilmiştir."
Daha sonra cenazeye katılan
Gümüşhane VaJisi Veysel
Dalmaz, köylülerin ateş etmediğini
kabul ederek kendi açıklamasını
yalanlamış oldu. Tüm bu
gelişmeler yaşanırken ne TBMM
insan Haklannı înceleme
Komisyonu'ndan ne de hemangi
bir milletvekilinden ses çıktı.
Unakıtan'ın 'mahremiyeti'...
Maliye Bakanı Kemal Unakrtan,
milletvekillerinin en çok soru
yönelttiği bakanlann başında geliyor.
özellikle CHP'liler Unakıtan'a, oğlu
Abdullah Unakıtan'ın "mısır ithalatı"
ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın
ticari faaliyetleri başta olmak üzere
çeşitli konularda sorular yönelttiler.
Ancak, Unakıtan her keresinde
"mahremiyete"^) sığınıp yanıt
vermekten kaçındı.
DYP'Iİ Ümmet Kandoğan,
Unakrtan'a "vergi banşı'ndan
yarartanan KlTler, belediyeler ve il
özel idarelerini sordu. Unakıtan'ın
yanıtı değişmedi:
"Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu'nun 'vergi mahremiyeti'
başlıklı 5.
maddesine göre: Aşağıda yazılı
kimseler görevleri dolayısıyla
mükellefin ve mükellefle ilgili
kimselerin şahıslanna, muamele ve
hesap durumlanna, işlerine,
işletmelerine, servetlerine veya
mesleklerine müteallik olmak üzere
öğrendikleri sırian veya gizli kalmast
lazım gelen diğer hususlan ifşa
edemezler ve kendilerinin veya
üçüncü şahıslann nefine
kullanamazlar."
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart,
verdiği önergede, oğlu Abdullah
Unakıtan'ın ticari faaliyetleri
konusundaki sorulannın "neden
vergi mahremiyetine girmediğini"
bile açıkladı. Ancak, Unakıtan'ın
"marırem/yerini aşmayı başaramadı.
Üzümler başkandan,
formalar Beşiktaşlılara!
Köşemizde geçen hafta TBMM
idare amirliği seçimleriyle ilgili
kulisleri aktarmıştık. CHP'Iİ Idare
Amiri Erdoğan Yetenç, üzümleri
kendisinin dağıtmadığını söyledi.
Yetenç, üzümleri Yeşilyurt
kasabası belediye başkanı Halil
Günay'ın gönderdiğini, kendisinin
idare amiri olarak dağıtımına
aracılık ettiğini dile getirdi. Günay,
tüm milletvekillerine gönderdiği
çekirdeksiz kuru üzüm paketlerinin
üstünde üreticinin sorunlannı da
anlatmış: "Manisa gerçeği
dünyanın ağız tadı üzüm, dünya
ihracatında Türkiye'nin lider
olduğu ürün. Üretiminin yüzde
90'ı ihraç edilen ürün. Maliyeti: 1
milyon lira. Piyasa satış fıyatı: 700
bin lira olan ürün." Yetenç,
Beşiktaş formalannı da sadece
Beşiktaşlı milletvekillerine ve
"Beşiktaşlı olsun olmasın, tüm
kadın milletvekillerine" dağıttığını
söyledi. Yetenç, 56 Beşiktaş
forması dağıttığını sözlerine ekledi.
(Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu)
tbmmcumkflttnetnettr