19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EYLUL 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYF DIZI Uç asırlıkhesaplaşmaRusya'nın yanlış stratejileri, Çeçenistan'daki radikallerinönünü açtı. Dudayev'i öJdürten, Mashadov'u darbeyle^ieviren Rusya, kendi Vietnamı'nı yarattı... ÇEÇEN DİRENİŞİ Miyase ilknur Din, Çeçen toplumunda da her dönemde en belirleyici unsur oldu. Sünni İslamın toplum yapısını belirlediği Çeçenistan'da Nakşibendilik ve Kadirilik gibi tarikatların çok güçlü olmasına karşın, her türlü tasavvuf akımını reddeden Suudi kökenli Vahhabiliğin yeıieşmesini, direnişçilerin finans kaynaklarına ve Suudi kökenli Vahhabi komutanların gelişine bağlamak yanlış olmaz. Beslan'daki okul katliamı dünya kamuoyunun gözlerini yine Çeçenistan'a çevirdi. Uluslararası hukukun çiğnendiği, sıvilleri hedef alan terör eylemlerinin başlıca savaş yöntemi olarak kullanıldığı Çeçen-Rus savaşı 1994'ten beri süriiyor. Yüzbinlerce ınsanın yasamını yitirmesine, yüzbinlercesinin sakat kalmasına ve onbinJerce insanın mülteci kamplannda sefalet ıçinde yaşamasına neden olan sava§ın arka planına bakıldığında, üç yüzyıllık bir tarihsel düşmanhğı görüyoruz. Stratejik önemi nedeniyle Rusya, DeK Pfetro'nun vasiyeti doğruJtusunda 17. yüzytldan ıtibaren Kafkasya'ya egemen olmaya çahşmış. Çarlık Rusyası 3 asır aralıksız olarak savaşnğı Kafkas halkJanna sonunda boyun eğdirmeyi basanruş. Geçmışte Kafkasya'yı sıcak denizlere ulaşmak için istila eden Rusya, günümüzde ise kendi önerisi olan Bakû- Grozni-Novorossisk hattuıı yaşama geçirmek için Çeçenistan'ın yakasını bırakmıyor. SÜNNİ İSLAM ÖISTAN'DAN K endilerine Nohçi ya da Wey- nah diyen Çeçenier komşu- lan tarafindan Miçikis (Ku- mukça), Burtel (Avarca), Şe- şen (Kabardeyce) gibi isim- lerle anıhrlar. Çeçenier, Inguş ve Tuslarla biriikte Veynah halkını oluş- tururlar. Inguşlar kendilerine GaJğay demektedir. Aynı zamanda Tuş adında bir Çeçen boyu daha vardır. Bu üç kabile de ara- lannda alt boy anlamında kullanılan teyp'lere aynlır. Sülale de denilebile- cek bu teypler çok önemlidir. ÇERKEZLERLE BAĞLANTI Çeçenier Kuzey Kafkasya'nın yerli otokton halklanndan biridir. Çeçenlerin eski tarihi tam olarak aydınlanabilmiş değildir. Geçmişte bazı tarihçiler Çe- çenlerle Çerkezlerin aynı ırktan geldi- ğini öne sürerler. Ancak kültür akra- balığı dışında Çeçenlerle Çerkezlerin bir soy akrabalığı olmadığı kesinlik kazanmıştır. Bazı tarihçiler ise Çe- çenlerin Türk kökenli olduğu tezi- ni savunurlar. Çeçen dili ile Türk dilinin en ufak bir benzerlik gös- termeyişi ve iki halkın anatomik olarak birbirinden farklı olması bu teze ihtiyatla yakJaşmak gerekti- ğini gösteriyor. DiNİN YERİ BASKA Kuzey Kafkasya'nın diğer halk- lan gibi Çeçenlerin eski inançlan doğa varlıklanna dayanan Pagan diniydi. Eski Çeçen ve Inguşlann en büyük tannsı Dela (gü- neş ve gök tannsı) idi. Dela dışında Sela (gök gürültüsü ve yıldırım tannsı), Furki (rüzgâr tannçası), Çaça (su tannçası), hububat ve iç- ki tannsı gibi tannlan vardı. Çeçen ve înguşlarda çok tannlı dinler son- rasında, Sasaniler devrinde Mecusilik (Ateşe tapınma) yaygınlaşır. Batı Kafkasya'da olduğu gibi Hıristiyanlık Çeçenlere de Gürcistan yoluyla yayıldı. Çeçenlerin tslamiyeti hangi tarihte kabul et- tiği haklanda kesin bir bilgi yoktur. Bir görii- şegöre. 8. asırda doğudan, birdiğer görüşe gö- re ise 18. yüzyılda Dağıstan yoluyla gelmiş- tir. Çeçen toplumunu olusturan Nohçilerin In- guşlardan çok önceleri Islamiyeti seçtikleri bi- liniyor, o nedenle en akla yatkın görüş, Hz.Omer döneminde Islam ordulannın Dağıstan'a ka- dar gelmeleri ve Müslümanlığın Dağıstan üze- rinden geldiğidir. Islamiyetin Çeçenistan'a Is- lam ordulannın Dağıstan'a kadar ilerlediği 647'den 8. yüzyıla kadar 150 yıllık süre için- de yayıldığı söyleniyor. Nohçilerden çok son- ra Müslüman olan Inguşlar arasında anlatılan hoş bir öykü var: "tnguş'un biri Nohçilerin yanına gidip gel- dikten sonra arkadaşı bir başka İnguş, "Noh- çilerne yapıyor' dhesorunca 'Aman aman hiç sorma! Namaz dedikJeri birşey var, ha bire ya- tıp kalkıyorlar. YakJaşılacak bela değil. Bunu görünce hemen kaçtım' der." Sünni mezhebini benimseyen Çeçenlerde tarikatlarda oldukça yaygındır. ÖzellikJe Nak- şibendilik ve Kadirilik toplum yapısına tü- müyle hâkim olmuş durumda. Çerkezlerin ak- sine din, Çeçen toplum yapısını belirleyen en önemli unsur. Imamlar döneminde "Müri- dcnı"hareketinin tutması ve "Gazavat" adı ve- rilen din adına savaşlann uzunca yıllar sürdü- rülmesi de bu durumu karutlıyor. Çerkezlerdeki kast sistemine Çeçenlerde rastlanmıyor. Klantipiaile örgütlenmeleri var. L ONCE TANIDI Çeçenistan'ın başkenti Grozni, Bakû'dan sonra Sovyetler'in en büyük petrol havzasıydı. Bakû ve Nogay steplerindeki petrol havzalannın işlemesiyle petrol üretimi açısından önemi azalan Grozni. bu bölgelerdeki petrolü en kısa yoldan Karadeniz'e ulastırma açısından Rusya'nın mutlak hâkim olması gereken jeostratejik öneme sahip bir bölge. Sovyetler dağılırken bağımsızhk hakkı tanınacak cumhuriyetler için belirlenen kıstaslar, nüfusunun 1 milyonun üzerinde olması ve bağımsız devletlerden biri ile sınınnın bulunmasıydı. Ancak bu özelliklere sahip olmasına karşın Çeçenistan'a bağımsızlığı verilmedi. Sovyetler'in dağılmasının şaşkınlığını henüz üzerinden atamayan Rusya, bağunsızlığını ilan eden Çeçenistan'ı tanımayacağını açıklamasına karşın hemen müdahale etmedi. Toparlandıktan sonra Çeçenistan'a askeri operasyon düzenleyen Rusya, I. Çeçen savasından sonra yapılan Hasavyurt Antlaşması'nı imzalayarak aslında Bağımsız Çeçenistan'a meşruiyet kazandırmış oldu. Ancak Putin'in Devlet Başkanlığı'na gelmesinden sonra federasyonun Çeçenistan'a tavn sertleşti. Putin'le gündeme gelen Bakû-Novorossisk petrol boru hattının sekiz dev şirketten oluşan konsorsiyum tarafindan inşasına baslanması da Çeçen sorununun tez zamanda çözümünü gerekririyordu. Rusya, Çeçen krizini bir iki ayda çözeceğini umuyordu. Ama tarihsel yanılgı bir kez daha tekerrür etmişti. Çarlık Rusyası da Şeyh Şamil'in hakkından bir iki ay içinde geleceğinı ummuştu. Ancak Şamil'le 30 yıl uğraşmak zorunda kalmıştı. Savaşın uzaması ve içinden çıkılmaz bir hale gelmesinde Rusya'nın yanJış stratejisinin payı büyük. Bağımsızlığını ilan eden Çeçenistan'ın ilk Devlet Başkanı Cehar Dudayev'i öldürten. ılımlı olarak bilinen Aslan Mashadov'u darbe ile deviren Rusya, bölgede cirit atan radikallerin önünü açmış ve kendi Vietnamı'nı yaratrmş oldu. £ t eçen-Rus savaşı 1994'ten beri süriiyor. Savaş, yüzbinlerce ' insanın yasamını yftirmesine, yüzbinlercesinin sakat^ . \. asına ve onbinlerce insanın da mülteci kamplannda sefalet içbide yaşamasına neden oldu. : ; *; '* MüCAHİTLER ÇEÇENİSTAN'DA CIA ve Pakistan gizli servisi ISI tarafindan Afganistan'da Islami ve gerilla eğitimi verildiği öne sürülen Şamil Basayev ve Salman Raduyev gibi radikaller otorite boşluğundan yararlanarak güçlendiler. Rusya ilk yıllarda savaşın Çeçen-Rus maryası tarafindan fınanse edildiğini öne sürüyordu. Rehin alma olaylan ve ahnan rehineleri fıdye karşlığı serbest bırakma vaatleri gerçekten de mafyanın kullandığı yöntemJerdi. Gerçi Kaflcaslann ulusal kahramanı Şeyh Şamil de, rehin aldığı Gürcü prensesleri serbest bırakma karşhğında Rus Çan'ndan 40 bin ruble fidye almıştı. Ama Şamil'in hedefi daima Rus askeri garnizonlan oldu. Çeçen direnişçiler, daha sonra uluslararası terör örgütleri tarafindan finanse edildi. Afganistan'da mücahitlerin safında yıllarca savaşmış Arap asıllı İbni Hattab, Abdullah Azzam gibi Vahhabi teröristlerin Çeçenistan'a gelmesiyle savaşın seyri değişti. Askeri mücadelenin yerini kitlesel terör eylemleri aldı. Çeçen savaşuıı finanse edenlerin başında Usame bin Ladin geliyor. BBC'nin "Money" adlı programında 1998 yılında kaçınlan 4 tngiliz rehinenin öldüriJlmesi için Ladin'in, îbni Hattab aracıhğı iie Çeçen komutanlardan Arbi Barayev'e 30 milyon dolar ödediği öne sürülmüştü. Sırp-Boşnak Savaşı sırasında görüştüğüm eski Başbakan ZA partisinin lideri Tank Slajdiç'e laik bir yaşam tarzı süren Bosnahlann mücahitlere nasıl kucak açtığuıı sorduğumda şu yarutı vermişti:a Çünkü savaşı onlar finanse Kafkas-Rus Savaşları eçenlerin tarihi, özellikle de Rusya ile üç yüzyıl süren savaşlan Çerkez tarihi ile parallelik gösterir. Rusya sıcak denizlere ulaşmanın önündeki en büyük engel olarak Kuzey Kafkasya'yı görüyordu. Büyük Petro'nun vasiyeti doğrultu- sunda Rusya'nın Kafkasya'ya taar- ruzlan artmıştı. 1732 yılında, Ruslar ilk defa Çeçen topraklanna saldırdılar. Bu tarihten iti- baren Ruslarla Kafkas halklannın yap- tığı savaşlar aralıklarla devam etti. Rus çarlan, sıcak denizlere açılmak içinönce Kafkasya'ya hâkimolmakge- rektiğinin bilincine varmıştı. Ancak bu bölgeninin tek bir hamlede fethe- dilemeyeceğini biliyorlardı. Bunun için önce Kuzey Kafkasya ile Rusya arasına "Dağb" diye adlandmlan Kaf- kas halklanna benzerözelJikler taşıyan Kazaklar yerleştirilerek Hazar'dan Azak Denizi'ne kadar uzuyan bir sa- vunma hattı inşa edildi. Kazaklardan sonra, Ortodoks Gürcüler, Osetleri ya- nınaçeken Rusya, Kuzey Kafkasya'yı çepeçevre sardı. Rusya'nın, Gürcistan'agirmesi, Kaf- kasya'nın diğerbölgelerine geçmesi ko- layolmamıştır. 1785-86 yıllanndaVla- dikafkas bölgesinde Çeçen kabilelerin- den Inguşlar, Daryal Geçidi'nde Rus- ya'nın Gürcistan ile olan bağlantılan- nı kesmişler ve bu geçitten Rus garni- zonlannı atmışlar. Kafkasya halklan, Ruslarla üç asra yakm süren savaşlar- da kimı zaman yenildi kimi zaman da başan kazandılar. edhor. Dünya katüamlara se\irci kalnor, mücahitler para ve teçhizatlan ile gelince kimst onlara git' diyemez." Rusya"nın ekonomik ambargo uyguladığı Çeçenistan'da parayı veren radikaller inisiyatifi de ele aldı. Çeçenistan'ın Bosna'dan farklı olduğu gerçeğini de unutmamak gerek. Zira din, Çeçen toplumunda da her dönemde en belirleyici unsur olmuş. Sünni İslamın toplum yapısını belirlediği Çeçenistan'da Nakşibendilik ve Kadirilik gibi tarikatlann çok güçlü olmasına karşın, her türlü tasavvuf akımını reddeden Suudi kökenli Vahhabiliğin yerleşmesini de yine direnişçilerin finans kaynakJanna ve Suudi kökenJi Vahhabi komutanlann gelişine bağlamak yanlış olmaz. Bağımsızhk için mücadele veren Çeçen direnişçilere başlangıçta iyi duygular besleyen dünya kamuoyu, terör eylemJerinden sonra nefret duygulanyla bakmaya başladı. Çeçenier ise "Ruslann 40 bin çocuğu Öldûrdüğûnü unutmaym" diyerek kendilerini savunuyor.Ancak hiçbir bağımsızhk savaşının, terör yoluyla başan kazanamadığı gerçeğini unutuyorlar. Kim tarafindan yapılırsa yapılsın terör bir insanlıİc suçudur. Kafkasya'da Abhazya da bağımsızlık mücadelesi veriyor. Ancak kimse Abhaz teröründen sözetmiyor. Gerçi terör nedeniyle Çeçen halkını toptan suçlamak yanlış olur. Savaş ortannnda sağduyusunu henüz yitirmemiş Çeçenier de bu durumdan rahatsızlar. YARIN: GAZAVAT SAVAŞLARI GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Toplumsal Yüzleşme! Bir yandan yoğun film ve dizi çalışmalanm sürü- yor, diğer yandan da fırsat buldukça AB ile ilgili ge- lişmeleri izlemeye çalışıyorum. Nihayet zina mese- lesi haJloldu da korkulu bir rüyadan uyandık. Uyan- dık derken ve aaaa!.. Biz tamam, biz bu iş bttti der- ken, baktık ki bu kez de "belediye motortu ahlakza- bıtası timleri" karşımızda duruyor önce Samsun'da, sonra Kocaeli'de! AKP'li belediyelerde bu timler gi- derekyaygınlaşırsa şaşırmayalım. (Her ne kadarSam- sun Belediye Başkanı bu bir mizansendir demişse de buna kimse inanmadı!) Çünkü Brüksel'den dön- dükten sonra Sayın Başbakanımız, hemen de aya- ğının tozuyla; kendisinin zina ile ilgili görüşlerine kar- şı çıkan veAnadolu'nun çeşrtli yerlerinden gelen ka- dın kuruluşlanmızın düzenledikleri gösterilerdeaçtık- ları pankartlan, geleneklere ve Türk kadınının ahlakı- na yakıştıramadığını söyledi! Bu kadınlanmızı marji- nai ilan etti! Sozlerinin devamından çıkan anlam ise AKP'ye oy vermeyen kadınlann marjinal olduğu idi! 45 yıl önce başlayan AB serüvenimizin ve bu yol- daki tüm çabalanmızın özü ve AB projemizi "çağ- daş uygarlık düzeyi" olarak tanımlamamızın asıl ne- deni ise "bireyin özgürlüğü "dür. Bireyin özgür olma- sı, bireyin devlet ve toplum karşısında özgürlükleri- nin üzerindeki yasakların ve sınırtandırmalann kalk- ması demektir. Birey, toplum ve ahlak anlayışı yar- gılan karşısında korunamaz, güçlenemezse nasıl özgür olacaktır ki? "Birey özgürlüğü" derken özel- likle de ülkemiz açısından kadınlanmızın özgürlüğü daha çok öne çıkmaktadır. Çünkü bugün kadınımız "birey"olarak değil cinse) birobje olarak algılanmak- tadır. Böyle algılandığı için değil midir ki zina, ahlak zabıtalan, ahlak komiserieri sık sık karşımıza çık- maktadır? "Türk kadınının ahlakı" derken kastedi- len ise kadını cinsel obje olarak algılayan erkek ege- men gücün kadına yakıştırdığı, daha doğrusu onun üzerine giydirdiği elbisedir. AB projesi tam gerçek- leştiğinde ise o elbise kadınımızın üzerinden çıka- caktır. O zaman kadını cinsel obje olarak değil, bi- rey olarak kabul edeceğiz. Bu da kafa yapılarımızın değişmesi demektir. Eîbette AB ile ekonomik refa- hımız, sıyasal güvenliğimiz daha çok artacak, dün- yada daha saygın bir konuma geleceğiz, hukukun ve bilginin üstün olduğu düzenli ve akılcı bir yaşa- ma kavuşacağız, ama asıl olan kadınımızın 'birey' haline gelebilmesidir. Bunu sağlamadan diğerlerini gerçekleştirmek olası değildir. "Motorlu belediye ahlak zabıtası" memurlannın yan yana oturan, el ele tutuşan, birbirine sanlmış genç sevgililen ikaz ederkenki yüz ifadelerine dikkat ettiniz mi? Yaptığı ışten duyduklan sevinci, mutlulu- ğu belirten o nitelemesi zor gülücüklerin yahut sırrt- malann arkasında gizlenmiş kıskanç bakışlan fark ettiniz mi 1 ? Içlerinden o genç kızlann yanında kendi- lerinin neden olamadığının yahut böyle durumları kendilerinin niçin yaşayamadıklannın ruhsal olarak o sıntmalara nasıl yansıdığını fark edebildiniz mi? Ya- şamın en güzel ve en anlam ifade eden anlannın; ka- dının erkeğe, erkeğin kadına karşı duyduğu sevgi- nin, aşkın, arzunun yansıması olan, yan yana gele- rek, birbirine yakınlaşarak, el ele tutuşarak, birbirine dokunma ile yaşandığının onlar da mutlaka farkın- daydılar. Ama yaşayamıyorlarsa yaşayanları kendi durumlanna çekmeyi başarmanın sevincini, mutlu- luğunu, o kıskanç sıntmalarla açığa çıkartıyorlardı. Bu dönemde AKP'nin iktidarda bulunması ve Sa- yın Erdoğan ın başbakan olması aslında toplum olarak bir sansımız. İlk kez toplumsal ahlak anlayı- şımızı ve yargılanmızı, toplumsal tabulanmızı siyah- beyaz gibi bir açıklıkla toplum olarak tartışıp onlar- la yüzleşmemizi sağlıyorlar. Şimdiye kadar hep bu tabulan yok sayarak, onlan gö'rmezlikten gelerek, ge- çiştirerek bugünlere geldik. İlk kez açık açık yüz\e- şiyoruz birbirimizle, tartışıyoruz, doğruları, çağdaş- lığa ulaşmakta önümüze engel olarak çıkan yanlış anlayış ve algılanmızı, değer yargılanmızı bulmaya, irdelemeye ve değiştirmeye çaiışıyoruz. AKP'nin ik- tidar olduklarında kendilerine hedef olarak AB'ye sanlmaktan başka bir seçeneklerinin olmaması, ken- di muhafazakâr karakterieri ile AB'nin değerter sis- teminin birçok yerde çatışması, bir ileri birgeri, son- ra tekrar ileri adımları ve zoraki reformculuklan bizi mutlaka toplum olarak hak ettiğimiz yere götürecek- tir. Ben buna içtenlikle inanıyorum. Sevgisiz ve hoşgörüsüz bir toplumdan sevgi do- lu ve hoşgörülü bir topluma, mutsuz insanlardan mutlu insanlara, devlet yerine bireyin öne çıktığı, bi- reyin değer kazandığı bir düzene, insan haklannın herşeyin üzerinde olduğu, hukukun üstünlüğüne, ka- dının birey olarak kabullenildiği, gerçek kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı çağdaş bir yaşama... Sanıyo- rum hepimiz bunları hak ediyoruz. [email protected] MİLLİ ÇÖZÜM Dergisi Sunar Beklenen kitap Ahmet Akgül BİZİM ATATÜRK Üstad bir yazann, usta kaleminden: • TC'nin kuruluş amacı siyon devleti mi? • Atatürk aslen nereli? • Mustafa Kemal'in mecburiyet ve mazeretleri? • Atatürk'le Bediüzzaman'ın münasebetleri!.. • Atatürk'ün milli ve manevi karakteri?.. • Atatürkçülük mü? Ataizm mi?.. • Atatürk, Mason dönmelerce zehirtendi mi?.. • Siyonist Yahudilerin ve Sebateist dönmeterin Kemalizmi!.. • Ismet Inönü'nün marifetleri!.. • Kemalizm, hıyanet maskesi mi?.. • Din istismarcılanyla, devrim simsarlannın işbirliği!.. • Atatürk'ü kanunla korumak gerekli mi?.. • Yakın tarihimizin, karanlık mahzenleri • Atatürk'ün muvaffakiyet ve zafiyet yönleri... • Atatürk'e açık mektup ve gönül dilekçeleri... • Atatürk, Siyonist ve Masonlann değil, bizimdir!,. • Büyük devrimin ayak sesleri!.. 1. hamurkâğıt- 235 sayfa - sadece 5 milyon İRTİBAT: 1- Nevzat Gündüz: GSM: 0 532 335 08 50 2- Milli Çözüm Dergisi: Tel: 0 (212) 447 11 27 - 445 55 90 Göztep« Mah. Maslak Cad. Taner Sok. No: 1 Bağcılar/lstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle