23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLUL 2004 PAZA1 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALt SİRMEN Tiirk Filmlepinin Unutulmaz Senaristi Sevgili, Çocukfuk vegençlikdönemlerimin, "Yeşilçam" adı/la simgeleşmiş Türk sineması çok kendi- ne özgü bir türdü. Onu izleyen ve bizim gerçeklerimizi bilmeyen bir yabancı, ilk bakışta, son derece sınıfsal ta- vır koyan bir ekolle karşı karşıya olduğunu sa- nabilirdi. Gerçekten de yoksulun, biçarenin yüceltildi- ğifilmlerde,bütün patronlarhilekâr, bütün zen- ginter ve ağalarkel, acımasız, korkak, butün ma- rabalaralp, bütün yoksullar yiğit, bütün şoför- ler delıkanlı olurlardı. Ve sonunda altta kalmış olan yiğitler, top- lumsal koşullan da aşarak kötülükleri ve kötü- leri altederler, zafere ve mutlu sona ulaşırfardı. Sınemamızda birçığıraçan büyük sanatçı Yıl- maz Güney bile başlangıçta, yani "Umut" fil- miyle başlayan döneme kadar, bu şablonun dı- şına çıkamamıştı. Bizler yani yeni yetme mektepli efendiler, tıp- kı daha sonralan Orhan Genceba/ın arabesk o(arak nitetenen müziği gibi bu sınamaya da kü- çümseyerek bakar, Yeşilçam deyimini aşağa- layan bir niteleme olarak kullanırdık. Oysa bizler de, "Peripadişahının kızı", "Ke- loğlan" ejderha masallanyla yetişmiş olmamı- za karşın toplumun nasıl olduğunu gözlemek yerıne, nasıl olması gerekt/ğini özlemeye sap- landığımızdan, olaylan ve toplumsal koşullan ir- delemeye çaiışan bir entelektüe! çaba yerine, çabuk eleştiren kolay beğenmeyip, bizim gibi olmayana tepeden bakan "entel" tavn benim- semiştik ve Türk sineması konusunda da, ay- nntıda haklı olmamıza karşın bütüne bakıldığın- da yanlış yargılara vanrdık. • • • Sakın bu söylediklerimle Sevgili, Yeşilçam'ı kusuriannı gö'rmezden gelerek yücettmeye ça- lıştığımı, pek hoş olmayan arabesk estetıği öv- düğümü sanma. Amacım sadece onun ardın- daki toplumsal gerçekieri ve beklentileri görme- mekte direnen tavnmızı eleştirmek. Kadıköy-Erenköy-Polonezköy-Arnavutköy sınırian içinde yaşayanlann, gecekonduyu kon- duranlann, umutlann/ özlemlerini, mücadele- lerini bilmeyenlerin, bilmek istemeyenlerin, ge- niş kıtlelerin özlemierine umutlanna, düşlerine aşina olmalannı beklemek de abes olurdu za- ten. Yaşadığım bir olay, aymama neden oldu. 1985 yılında Sağmalcılar Ceza ve Tutuke- vi'nin "s/yas/"leri topladıklan B-1 koğuşunda bilim adamı, diplomat, gazeteci, yazar, sanat- çı sendikacı, avukat arkadaşlar bir arada gün sayıyorduk. Birgece Türkfilmiseyrederken, tiyatro ve si- nemadünyasının içinden, Yale'de sahne sanat- lan tahsil etmiş olan bir arkadaşımız, dayana- mayıp isyan etmişti. - Yuh be, demişti yuh! Bu kadar da olmaz ar- tık. Siyaset bilimi hocası profesör dostum ısyan eden arkadaşa sordu: - Bu kadar olmaz dediğin ne? - Ne olacak dedi, bizimki, şu naie bak! Adam hapse düştü, karısı bırakıp gitti, çoçuğu da terk etti, babası öldü, anası felç oldu. Siyaset bilimci üsteledi ve aralannda şu ko- nuşma geçti: - Sen şimdi nerdesin? - Buradayım ya!.. - Yani hapiste... - Evet... - Karın nerde? - Yurtd/şında... - Ya kız/n?.. -Annesininyanında... - Pekı be birader bu arada senin baban öl- medi, annene felç gelmedi mi? Bizimki apışıp kaldı ve yalnızca "Hakkatenya- hu!" diyebildi. 0 zaman anladım ki, arabesk olan filmlerimiz değil, hayatımızın ta kendisiydi. • • • Bizim küçümsediğimız Yeşilçam halkın so- runlannı, özlemlerini dile getiriyor ve onunla bü- tünleş/yordu. Komik bütçeler, ilkel aletler, derme çatma setler, köhne ışık düzenleri, elverişsiz laboratu- varlaıia akıl almayacak kadar kısa sürelerde çekilen filmler dönemınin, kahramanlanndan biri daha, bu hafta aramızdan aynldı. İlk dönemlerınde Gregory Peck'i andıran fi- ziği ile kamera önüne de çıkmış olan Bülent Oran, Türk filmlennin unutulmaz senaristi idi. Bir iki günde yazılan senaryolar, hatta aynı an- da ikisine bırden soyunulan öykülerin çoğu onun elinden çıkmıştır. Yaşamı boyunca, kaç senaryo yazdığını bil- mlyorum, ama yüzlerce sözcüğünün yanlış ol- madığına eminim. BirItalyan eleştirmenın, "Avrvpa'da orta sı- nıfbir oyuncunun aldığı para kadar" diye nıte- lediği bütçelerle hazırlanan o filmlerin oyuncu- lan, kameramanlan, rejısörleri, set işçi/eri yok- luklar içinde mücadele eden gerçek kahraman- lardılar. Bülent Oran onlardan biri, senaristlerin en veludu zamanında en ünlüsüydü. Kendisını son yolculuğuna uğurlarken saygı ile selamlıyor, başta birzamanlarCumhuriyet'te çalışma arkadaşım olan kızı Fatma Oran olmak üzere, yalnıztüm yakınlanna değil, tüm sinema- ya gönül vermiş olanlara başsağlığı difiyorum. asirmenra cumhuriyet.com.tr The Guardian, Türkiye'de pek çok konuda büyük ilerlemeler sağJandığına dikkat çekti: Avrupa'nınhastaadamı değilLONDRA/BER- LtV / MADRİD (AA)- îngiltere'de yayımlanan The Gu- ardian gazetesi. "Türkiye üe Avru- pa'nın giderek ya- kınJaşüğjnı vesürran arükdurdurulamaz olduğunu " yazdı. Gazetenin Türkiye ile Avrupa Birliğı (AB)ıIişkiIerinıko- nu alan başyazısın- da. "bugüne kadar AByoiuna başını ko- yan bütün ülkeierin sonunda üye olmayı başardığL, Tür- kiye'nin de kabuliiyle bunun daha dikkat çekici bir başan halinegelece- ği" beiirtıJdı. Genel olarak Türkiye'de pek çok ko- nuda büyük ilerlemeler saglandığuıa dikkat çekilen yazıda, "1970'lerin ge- ce yansı ekspresi inıajı hızla kaybo- luvor" vorumunda bulunuldu. Türkı- AB KOMİSYONU'NUN GELECEKTEKİ BAŞKANI BARROSO: Türkiye'ye olumlu işaretverilmeli HELStVKt (AA) - AB Komisyonu'nun gelecekte- ki başkanı JoseManuel Dıı- rao Barroso, "ABüyeliği şan- sı konusunda Türldye'ye ohımlubirjşaretvmne" yö- nünde görüş belirtti. Helsinki'de Finlandiya Başbakanı Marri Vanha- nen'le bir araya gelen Bar- roso, görüşmenin ardından yaptığı açıldamada, "tnan- dıncıhğınuzı korumaüyız. Türkiye'ye, baa kriterieri yerine getirirse üye olabiie- ceğiveynbizinıte nıüzakere- tere başlayabilecegûıi söyie- döq bugünTürkhe'yeohun- lu bir işaret yerme zanıaru- du"" dedi. "Üve olmak iste- yen her ülkeyi memnun et- mekiçinkriterierinideğişrt- reraeyeceklerini'' söyleyen Barroso. "AncakTürkiyegi- bibirülkekriterleriıniaka- bulettigizaman oülkeyi üye- liğekabuletnıelhiz.Bu, hem piyasaianmızhemdemokra- sfanizhemdebanşiçiniyi oia- cakör" şeklınde konuştu. ye'nın AvTupa değerlerini kabul et- mesi gerektiği görüşüne katılan, an- cak Fransa Başbakanı Jean-Pierre Raffarin ın "İslamın sulannın. laik- liğin yatağından akması doğru mu" şeklüıdekj sorusuna karşı çıkan baş- yazar, "Bunun tek bir yamâ var,o da Türkrve'ninlaik bir ülkeolduğu vear- rık A^rupa'nm hasta adamı olarak kabuledüemeyeceğidir" ıfadesıni kul- landı. Öte yandan Alman Der Spiegel dergisi, Türkıye'nin AB üyeliği ko- nusunda iktidardaki Sosyal Demok- rat Parti (SPD) içinde tartışma baş- ladığuu yazdı. Alman federal meclisinde ve Av- rupa Parlamentosu'nda Türkiye 'nin AB üyeliği konu- sunda tereddütleri olan SPD mıllerve- killerinin sayısının arttığı belirtilen ha- berde, milletvekil- lerinin bu konuda ekim ayı başında Brüksel'de yapacak- lan bir özel toplan- tıda ortak turum be- lirlemek ve konuyu SPD yönetim kuru- lu toplantılannda da gündeme getirmek istedikleri kaydedil- di. îspanya'da ya- yımlanan El Pais gazetesi de "Tür- kiye'ninAB üyeliği konusunun AB'jı ildye böldüğü" yorumunu yaptı. Gazetede çıkan analızde, Türki- ye 'rün AB'yeginşine îngiltere, İtal- ya ve tspanya'da çoğunluk destek ve- nrken Fransa, Almanya, Hollanda ve Avusturya'da çoğunluğun karşı çık- tığı belirtıldi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Başbakan Tayyip Erdoğan oncekı ge- ce Kana) 7'de Iskele-Sancak" programm- da Akif Beki'nin konuğu olarak konuşur- ken, "Dışanya ihbar ettıler" sözcüklennı sık sık tekrarettj. "Işkencenın sıstematık olaraksürdûğünü" söyleyen birkışıyı sap- tadıklannı ve bu kjşının terörist örgütlerfe ılışkisinin de ortaya çıktığını soyledı. Bu- nunla kalmadı, zinatartşması sırasında bu maddenın Türk Ceza Yasası'na konma- sına karşı çıkanlann da Avrupa'yı kışkırt- tığını sözlenne ekledı. Başbakan Erdoğan'ı dinlerken, onun da artık geleneksel devlet söylemıne dılı- nı uydurduğunu gordüm. "Dışanya ihbar etmek" sözü çok kökiü bir statükoculuk jargonunu ıfade ediyor Bu sözJer, özellık- le baskı dönemlerinde daha sık kullanılır ve yaptınm için bir ön işaret sayılır. Türk Ceza Kanunu içinde "Milli Yarar" madde- sinin benzen olan 140-141. maddeler, iş- te bu "dışanya şikâyet"e karşı kullanılır ve ağırcezalariçerirdı. Bu ülkede işter hep doğru mu gıdiyor kı, gazeteciler, sivıl toplum örgütleri yapı- lanlan eleştirmeyecekler? Bütün eleştin- lerin doğru olması da şart değil kı! Eleşti- rilerhükümeti ve Başbakan'ı memnun et- mek için yapılmaz ki! Eleştiri, yönetımle- Türkiye'yi 'Dışanya İhbar Etmek' rin yanlışlannı. zaaflarnı, eksiklerini gös- temieye hızmet eden en önemli unsurlar- dan bınsıdır. Tabıı kı bueleştınlenn arasın- da haksız, asın, gerçeğı' yansrtmayanlarda olacakör. Böyfeolması, eleştınleıtten vaz- geçilmesi anlamına gelmez. "Zina" maddesi üzenne yapılan eleşti- nler sayesınde bu madde Türk Ceza Yasası'na gırmedi. Gönül istiyor ki bu tür tartışmalar ve demokratikleşme kendi ıç ıhtıyacımızın birparçası olarakAB müda- hale etmeden çözüme ulaşsın. Şunu gö- ruyoruz ki Avrupa Birliğı'rtden gelen uya- n ve müdahaleler, Türkiye'nin demokra- tikleşme surecine olumlu yönde katkıda bulunuyor. İyi de oluyor. Sıstematik ışkence Jddiasna gelince: Bu hükümetın geçmiş hükürnetlerle kıyas- landığında daha gayretlı olduğunu, bu noktada epeyce adım attığını kabul etmek gerekıyor. Bu nedenle işkence konusun- da şıkâyetlerin azaldığı da birgerçek. An- cak ışkencecı polislerin "zamanaşımryo- luyla beraat ettırildiği ülke de burası. Da- ha kısa süre önce Birtan A/tunbaş'ın iş- kencede öldürülmesinden mahkûm olan polislerin adreslennın bulunmadığı ülke- nın burası olduğunu da unutmayalım. Ida- rede hâlâ bu konuda kararlı bir ırade ol- duğu söylenemez. Herkesı yakalayan Türk polisinin ışkencecı polisleri bırtürlü yaka- iayamaması nedendır? "Dışanya şikâyet etmek" sozlen tehlı- kelıdir. Bu sdzierle başlayan ıktidar etme çızgısı, farklı olana, eleştın yöneltene düş- manlık duyar, öfkeduyar tepkıgöstenr Bin- dekı iktıdarolanakJanyta onlan susturma- ya yönelir. Şunu görelım ki Avrupa Birli- ği 'ne üyelik süreci, "dışan"ylayaşama sü- recidir. Arbk yaşamımız bu süreç içinde şe- killenecek. Statükocular bu "dışan"yla yaşama sü- recinden hiç mutlu dmadılar. Bu neden- le, demokrasıyı, özgürlükleri savunanlan, insan haklan konusunda ısrarfı olanlan hep "dışan"nın adamı olarak görmeye ve öyle göstermeye çabaJadılar. Gerçekten de ülke içindedemokrasi birikımıgüçlü ol- madığı, devlet baskısı korku ortamı yarat- tiğı için şikâyetterin birçoğu baskı dönem- lerinde daha çok "dışan"dan geldi. 12 Eylül dönemınde bunu yaşadık. Ne- redeyse ülke içinde asken yönetime hıç- bir eleştiri yapılamıyordu. Işte böyle dö- nemlerde "dışan" daha da önem kazanı- yordu. Sesler dışanndan geliyordu. Şım- di değişık bir dönemdeyız. Eleştıriler da- ha yaygın ve büyük bir olasılıkla daha ra- hatsız edici. Hükümetın bunlara alışması gefekıyor. Avrupa Bırliğı'ne Türkiye toplumunun ço- ğunluğu üye olmak istiyor. Bu eteştiriteri yapanlann çoğunluğu da en az Başbakan Tayyip Erdoğan kadar AB'yi olumlu gö- rüyoriar. Ancak AB'ye üyelik Türkıye'nin standartiannın yükseltilmesiyle mümkün olacak. (şkence konusunda, ıfade, dü- şünce ve basın özgürlüğü konusunda da- ha çok mesafetenn aiınması gerekecek. BuSiyas/ Paröler Kanunu'yla, yüzde 10'luk baraj sıstemiyle Avrupa 'ya üye olabılır mi- yız? Yann onlar da karşımıza ge/ecek. Bi- zim yazacaklanmız, "dışan"dan bir yap- tınm olarak hükümetien rahatsız edecek. Başbakan Tayyip Erdoğan üzülse de üzülmese de bu kadareşrtsızliğin. gelirda- ğılımındakı bozukluğun, sendikasızlaştır- manın egemen olduğu bir ülkede eleştı- riler sürecekür. "Dışanya şikâyetler bıt- meyecektir. KETENCI INŞAAT'TAN BUYUK FIRSAT... ^k « * * . • * ?;••• •fi E r r «*£* V, kf / *#*- 'ifc« KÖRFEZKÖY KONUTLARINDA YAŞAM BİR BAŞKADIR ••I1 * • * . * • • • - • • # . rı*! ;Vi £ 00 •r Izmır Körfezi'nin doyu Hikte seyredelim ,^i -.A. I*julk.' > l £*%i,ı.i»- v.. * ;-t. cfıi:?1flSV/±^ MKT^ :T1«Jk'/^ HH.f^:? I«rtY-^I Körfezköy Konutlan 2. Etap ortak kayıtlan tamamlartdı. Projemize göeterilen yoğun İİ0İ vc firmamıza duyulan ^üven<s teş«kkür edcriz. AYPA ANAHTAR TE5LİMİ PEJİN FİYAT: 90.000.000.000 TL AY TAKSİTLE : P ;XBLOSU 6753/6 Sokalc No 10/A Esin Sitesi 35570 Karşıyaka-İZMİR Tel: 0232 370 20 42 / 370 20 72 / 370 20 64 / 370 18 94 Falcs: 0232 370 18 50 e-posta: info@kefenciinsaat.com www.ketenciinsaat.com Saglam zemın, deprem yonetmelıjme uygun 130 m1 net kullamm alanlı konutlarj Apartman gıri;leri perforje kapı, mermer zemın| Daıre gırıylen <;elik kapı, iı; kapılar özel imalat pres kapı, antrede portmanto) Buyukler ve ^ocuklar için yuzme havuzu| Her daıre ıçın otopark, her parsel ışın spor alanlan ve etklnllk merkezlerl| Ye;ıllıkler ıgndc parke taşı doşelı gezıntı alanları, 24 saat guvenlık hızmetl| 1 Banyo dolapiag akrılık kuvet, ebevgyn banyosunda du; teknesl, asma tavan| I Kullarıdıjın kadar ödeme sistemlyle merkezı ısıtma, 14 saat sıcak tu| Katlar arası se; tecrldı, salon ve odalar lamlnat parkel Mutfak tezgah ustu, balkonlar ve tum ıslak zemınler seramlk kaplamaj Hazır mutfak, ştlık evyell lamınat kaplama mutfak tezgahı| Tum dojramalar ve balkpn kapılan çltt ısıcamlı, PVC dojramal Dı; duvarlar ısı yalıtırnfı özel ponza blok tujla| Duvarlar ve tavan al<;ı perdah, su bazlı plastlk boya|
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle