19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA KANLI DARBENIN YILDONIMU Seza Horoz işkence gördü, cezaevinde evlendi, bugün temizlikçilik yapıyor D|SK Cenel Ba#anı soieyman 12Eylül sürüyorÖZGÜR ERBAŞ "12 Eylül'ü en çok emeğin imhası, inkân ve asimilasyonu nedeniyle yargılamak gerekir. Çünkü insanlar emeklerini satamıyor, satanlar karşılığını alanuyor ve emek sana hiçbir hakkı beraberinde getirmiyor" dıyen Seza Horoz, İÜ İktisat Fakültesı"nden mezun ve bugün temizlikçilik yaparak kendıni ve 12 yaşındaki oğlunu geçındirmeye çalışıyor. Seza Horoz'un evinın kapısı yerıne kepengi var, çünkü ucuz olduğu ıçın bır dükkânı temızleyerek "ev" haline getirmış. 12 Eylül'ü Erzincan'da çocukluğunun geçtiği yerlerde öğretmenlik yapmak için sıra beklerken karşılayan Seza Horoz, işkenceyle, cezaeviyle. yalnızlık ve yoksullukla geçen tüm zamanlarına ınat. çocuğunun yatağının başueıına şu sözlerı yazıp asmış "Çok çauş, sade yaşa, derin düşün!" Mücadeleyle geçen bir dmür Horoz, ünnersiteyi kazanıp İstanbul'a geldikten sonra SSK"de memurluğa başlayıp hem çalışıp hem okumuş \ e memur sendıkasına üye olmasının ardından ömrü boyu sürecek mücadelesine başlamış. 1979 yılında Erzincan'a gıden Horoz, 30 Ekim'de Elazığ'a giderken gözaltına alınmış. Elazığ, Ankara \e Istanbul'da toplam 3.5 ay gözaltında kalan Horoz, "delil yokluğu" olmasına karşın "örgüt ü>esi olmak" suçundan hüküm gıymiş. Horoz işkence günlerını şöyle anlatıyor: "Gözaltına alındığımda yalnızdım. Önce Elazığ'da 1800 Evler denilen bir yere götüriildüm. Burada tam 1 ay tek kişilik hücrede kaldını. Uzun süre askıda kaldığun için sol kolum feiç gibi bir şe\ oldu. Falaka, elektrik. taciz, kaba dayak. küfiir... O dönemde yakaladıklan herkese '5 silah, 5 adam ver" diyorlanü. Bir komiser vaıtfa ve benim 1 ay işkence görmeme karşın konuşmamam onu çılgına çevirmişti. Bir gece içkili bir şeküde geldi ve' Ya bu gece konuşursun ya da seni öldürürüm' dedi. Gözümdeki bağı açıp 'Korkmuyorum senden. zaten konuşmazsan öleceksın' dedi. Ben perişan bir durumdaydun. Küçücük kalmıştım ve duyduğum bu söz bana büyük bir cesaret verdi. Benim düşüncelerimden ve hakülığımdan korkuyordu." En uzun gece Horoz, komiserın kendisini konuşturmaya karar verdığı geceyi ömrünün en uzun gecelerinden bin olarak anıyor. Üzerine kalın bir sopayla gelen konıiserden kafasını korumak için kaldırdığı sağlam kolunun kınldığını, duyduğu sesten anlayan Seza Horoz'u önce çınlçıplak soyup üzerine tazyikli su sıkıyorlar ardından 12 Eylül döneminde getirilen antidemokratik yasalann bazılan, aradan 24 yıl geçmesine karşın hâlâ yürürtükte. bır araba lastığının ıçıne tıkıp elektnk veriyorlar. Gördüğü ağır işkenceyle kendinden geçen Seza Horoz, gözünü açtığında ölecek diye başında ağlayan köylü kadınları görüyor. Tedavi için DAL'a Ölecek diye hastaneye kaldırılan Horoz, tedavisinin 9'uncu gününde götürülmüş. Gördüğü ağır işkenceye karşın konuşmayan Horoz, "İşkenceye nasıl dayarur insan. nasıl konuşmaz" sorusunu, "İşkenceci olmayi istemedim. Çünkü gelecek olan benim yaşadıklarımı yaşayacaktı ve bunu benim yüzümden yaşayacakn. Bunu kaldıramazdını" diye yanıthyor. Horoz. basının kendisine "dişi eza Horoz, 2001 Haziran'ında gözaltına alınarak tutuklanan ve 15 yıl hapis cezasına çarptınlan eşi Memik Horoz'un yokluğunda oğlu ve kendisi için ayakta dıırmaya çalışıyor. Horoz,"Şu anda işsizim. İşsizlik en büyük işkencelerden biri. Ben bugün gerçekten acı çekiyorum. Çocuğumun isteklerini yerine getirememek... yani 12 Eylül aslında derinleşerek ve yayılarak sürüyor. Çünkü bizi yine hayatın dışında bırakıyor" diyor. gelen bir ekip tarafından "tedavi olması" için Ankara'ya. Derınlemesine Araştırma Laboratuvarı'na (DAL) götürülüyor. DAL'da geçen 1 ayın ardından "konuşmamakta direnen" Horoz, tstanbul'a Gayrettepe'ye. oradan Ankara'ya Mamak Cezae\ i'ne ve son olarak "hükümlü" olarak Erzincan Askeri Cezaevi'ne militan" lakabı takmasını gülümseyerek anlatırken, 2 yıldır cezaevinde olduğu dönemde kendisini televızyonda "arananlar listesinde" görmesini hiç unutamıvor. Kadın siyasilerin basın tarafından bazı lakaplar takılarak sürekli aşağılandığını anlatan Horoz, aklına gelen birkaç ismi şöyle sırahyor: "Ahtapot Filiz, Bombacı Dev-YolveDev-Soldavaları bitmedi İstanbul Haber Servisi -12 Eylül darbesinın ardından açılan Dev-Yol ve Dev-Sol davalan 24 yıl geçmesine karşın henüz sonuçlanmadı. Davalar yerel mahkemelerde sürüyor. 13 Mart 1982'de 574 sanıkla Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde başlayan dava daha sonra Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme. 20 sanığı müebbet ağır hapis, 2 sanığı ise 16 yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı. Sanık a\iikatlan tarafından temyiz edilen dava. bu kez Yargıtay'da görüldü. Yargıtay, 28 Mayıs 2004'te ağır ceza mahkemesinin verdiği kararı idam cezasının kaldırılması nedeniyle bozdu. Sanıklar hakkında TCK'nin idamı düzenleyen 146. maddesinden dava açıldığı ve daha sonra anayasada yapılan değişikliklerle idamın tamamen kaldırıldığı anımsatılan Yargıtay karannda. "Sanıklara idam cezası verilmedi, ancak cezalann indirimi idam cezası temel alınarak yapılmıştır" denildı. Dev-Sol davasında ise Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesı'nin verdiğı karar. dosyalann kayıp olması nedeniyle yıne Yargıtay tarafından bozuldu. Dava yeniden Usküdar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Banu, Akrep Nalan ve ben... dişi militan" Erzincan Cezaevi'nden cezasını tamamlayarak 1.5 yıl sonra çıkan Horoz, 1984'te tekrar gözaltına alınarak tutuklanmış ve yargılama sonucunda 20 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Metris Cezaevi'nde 40 "örgüt lideri kadınla" bır koğuşu paylaştığı günlerıni Horoz şöyle anlatıyor: "Hepinıiz ordusuz konıutanlar gibi\dik. Örgütünıüz yoktu. ama liderdik. 40 kadın bir koğuşta... Her yatakta 3 kişi yatıyor... Düşmemek için kendimizi ranzaya bağhyorduk. Beyninıizin dumur olmasını önlemek için de herkes bildiklerini diğerlerine anlatıyordu." cezaevinde aşk Horoz, 7 yıl süren cezaevi sürecinin içınde aşkı bulmuş. Yıllar sonra edindiklerı kütüphane hakkı ona eşi Memik Horoz'la tanışma fırsatını getirmış. Cezaevinde evlenen Horoz çifti 1991 yılında tahlıye olmuş ve 1992'de de oğulları dünyaya gelmiş. Cezaevinden çıktıktan sonra bır süre yayıncılık ve gazetecilik yapan Seza Horoz. 1996'daki ölüm oruçlan döneminde tzmir'de yaptığı bir konuşma nedeniyle TCK'nin 312. maddesindeki "haUaisyanateşvik" suçundan 6 ay, 1998 de katıldığı 1 Mayıs mıtıngi nedeniyle 2 ay daha hapis yatmış. Horoz aynca "poüslere zarar verdiği" gerekçesiyle 350 milyon lıra tazmınata mahkûm edilmiş. Horoz. yaşadıklan arasında kendisini en çok etkileyen anısını şöyle anlatıyor: "1 Mayıs için cezanu yatıp çıkacağun zaman, 'Eğer bir yerde kalan bir ceza varsa bakın. çıkmadan onu da yatayım" demiştim. Baktılar ve yok dediler. Tam kapıdan çıkarken durdurup İznıir'deki cezanu söyiediler. Oğlum o zaman 6 yaşındaydı ve kapıda benim çıkmanu bekliyordu. Beni bir ara gördü ve yeniden kaybetti." İgsizlik en büvük işkence Seza Horoz. 2001 Haziran'ında gözaltına alınarak tutuklanan ve 15 yıl hapis cezasına çarptınlan eşi Memik Horoz'un yokluğunda oğlu ve kendisi için ayakta durmaya çalışıyor. lşsizliği. parasızlığı, yokluğu, zorluğu göğüsleyen Horoz şunları söyledi:"Şu anda işsizim. Tek başuna ayakta kalmak, kendi ekmeginü kazanmak ve kimseden yardım almadan yaşamak istiyorum ki bu da benim hakkun. Asgari ücretle iş bulmakta bile zorlanıyorum. Şu anda temizlik işlerine gidiyorum, ama onu bile yeteri kadar bulamıyorum. Bugün karakollarda işkence yok diye övünüyorlar. İşkenceyi buna indirgemek büyük bir yanılgı. İşsizlik en büyük işkencelerden biri. Ben bugün gerçekten acı çekiyorum. Çocuğumun isteklerini yerine getirememek... yani 12 Eylül ashnda derinleşerek ve yayılarak sürüyor. Çünkü bizi yine hayatın dışında bırakıyor." Emekçilerin hakları tek tek yok edildi CENGİZYILDIRIM-3- DlSKGenel Başkanı Süleyman Çelebi, 12 Eylül asken darbesinde işçi hareketinın yaşadığı süreci ga- zetemize anlattı. - Darbeden Türk-İş etkilendi, ne oranda, nasıl etkilendi? ÇELEBİ: Emeğe \e sola karşı yapılan bu geniş kapsamlı saldın- dan Türk-İş ıçindeki sosyal de- mokrat eğılımli sendıkacılar da na- sibini aldı. Kimi sendikacılar gö- zaltına alındı, kimi sendikalar kı- sa süreli faalivetlerinden alıkonul- du. DİSK süngülerin tehdıdı \ e de- mir parmaklıklann arkasında tu- tulurken. Türk-İş yönetımı 12 Ey- lülcülerle işbirliği içinde DİSK'e karşı karalama kampanyası yürüt- rü. Türk-tş bir adım daha atarak Genel Sekreterı Sadık Şide'v ı dar- becilenn hükümetine bakan ola- rak verdi. Şide hem Türk-İş yöne- ticiliğini hem de darbecilenn Sos- yal Güvenlik Bakanlığı'nı yaptı. Bununla da yetinmedı. bir ceza ya- sası gibi yazılan 12 Eylül Anaya- sası'nakefıl oldu. Türk-İş'in DİSK aleyhine yaptığı kampanyaların hepsi geri tepti, Uluslararası Özgür Sendikalar Konfederasyonu (ICF- TU), Türk-İş darbeyi desteklediği ve bakan verdiği için 1981 yılında üyeliğıni askıya aldı. Buna karşı- lık yargılama sürecındekı DİSK. Avrupa Sendikalar Konfederasyo- nu (ETUC) ve ardından Özgür Sen- dikalar Konfederasyonu (1CFTU) üyeliğıne alındı. 12 yıllık bır mah- keme sürecinden sonra 78 kışı hak- kında idam istenilen 1477 sanıklı DİSKdavasında ilen sürülen ıddi- alann hiçbın kanıtlanamadı. Yoksullaşma sürecî -12 Eylül, emekçileri ve örgüde- rini nasü etkiledi? ÇELEBİ: Darbeciler iş\ eren ör- gütlerinin isteklen doğrultusunda ve Türk-İş'in desteğıyle öncelikle emekçilerin hak ve özgürlüklennı kısıtladılar. Darbe sonrasında emek- çiler için uzun ve acı bır dönem başladı. O dönemlerde uygulan- makta olan teksril ve metal ışkolun- dakı tüm grevler yasaklandı. Bin- lerce işçi sadece DİSK üyesı olduk- lan için işten çıkanldı, kara liste- lere alındı. Ücretler Yüksek Ha- kem Kurulu kararlan\la ve serma- yenin isteklerine göre belirlendi. Toplusözleşmelerle kazarulmış bir- çok hak askıya alındı, emekçilerin elinden alındı. Darbeyi izleyenyıl- larda ücretlerin hızla aşağıya çekıl- diği ve yoksullaşma sürecinin hız- landığı görüldü. Kıdem tazminatı- na suurlama getınldı. Ve emekçi- lerin Örgütlenme, toplusözleşme \e gre\ hakkına inamlmaz sınırla- malar getirildi. Dönemin Türkıye İş\eren Sendikalan Konfederas- yonu (TİSK) Başkanı HalitNarin. gelişmeleri şu şekilde değerlendir- di: "^Trmi yıl bizinı ananuz ağla- dı, şinıdi sıra onlarda..." Türk-İş'in de katkılanyla hazır- lanan yeni yasalann amacı tek sen- dikalı, tek konfederasyonlu ve dü- zenle uyumlu bır sözde sendikal dü- zen yaratmaktı. Farklı bır ifade ile 20 yıl ışverenlerın anasını ağlatan DİSK'in bır daha yaşam bulama- masıydı. DİSK'ten korktular DİSK yönetıcilerinden. üyele- rinden o denli korkmuşlardı ki 2821 sayılı yasaya konulan ek bir mad- de ile yargılanmakta olan sendika- cıların sendikal faaliyetlerde yer alması yasaklandı. Bu da\alarda \argılananlara mılletvekili olma hakkı \ ardı ama sendikacı olamaz- lardı. Örgütlenecek işçının denerim altında turulması. toplu sözleşme- den yararlanabılen işçi sayısının azaltılması hedetlendi. Grev hak- kı göstermelik hale getirildi, işçi- ler için toplu sözleşmelerde ve hak mücadelesinde bir güç unsuru ol- maktan çıkanldı. -12 Eylül nasıl bir toplum \arat- tı? Kurumlar üzerindeki etkileri neler oldu? ÇELEBİ: 2821 ve 2822 sayılı yasalarla işçi sınıfının örgütlenme, toplusözleşme ve grev hakkına ge- tirilen kısıtlama \e yasaklamalar yalnızca emekçılerle sınırlı bır an- layışın sonucu değıldir. Demokra- sınin bir dığer anlamı da örgütlü top- lumdur\e örgütlü bırtoplumun en dinamık \e etkilı kesımı emekçi- lerdır. Emekçilerin örgütsüz hale ge- tinlmesi tüm toplumun örgütsüz hale getirilmesi \e susturulması anlamına gelmektedir. Bununla bir- likte meslek örgütlerinin etkinlik- lerinin sınırlanması, derneklerin faaliyetlennin kısıtlanması da ör- gütsüzleştirmenin önemli unsur- lanndandır. Yaşananlarbununaçık kanıtı olmuştur. 12Eylül'ünenbü- yük "başansr toplumun örgütsüz- leştinlmesi olmuştur. Bu süreç, sı- yasetten ekononıiye toplumun hız- la çözülmesıne \e zamanla da çü- rümesine neden olmuştur. 12 Ey- lülcüler > aptıkJanyla bugün yaşa- dığımız her sorunun yaratıcısı ol- muştur. Atatürk'ü bile tartışılır ha- le getıren. devrimlerinin içinı bo- şaltan \e saldınya açık hale getı- renleryine 12 Eylülcüler olmuştur. Cumhuriyeti yaratan devrimlerin, Atatürk'ün taşıdığı değerlerin içi- ni boşaltmışlardır. Atatürk diye di- ye onun tüm eserlennı yok etmış- İerdır. Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Halkevleri. Cumhuriyet Halk Par- tısı kapatılmıştır. Bunlann yerine Türk-fslam sentezı gibi düşünce- lerın yeşertilmesi için kurumlar oluşturulmuştur. Yarın: 12 Eylül'ün incelenmesi gerekir Otağ-ı Hümavun'u ziyaretedenler soldan sağa: Mete Sönmez, Muharrem Kıbç, Süle\man Çelebi, Mehmet Mıhlacu Fehmi Işıklar. Niyazi Kuas. 24 yıl sonra Davutpaşa Kışlası y nda bir arada İstanbul HaberSmisi- DİSKyö- neticileri. sorgulandıkJan ve işken- ce gördükleri Davutpaşa Kışla- sı'ndaki Otağ-ı Hümayun'a 24 yıl aradan sonra yeniden girdiler. Hep gözü bağlı olarak sorguya gö- türüldüğü yeri gözleri açık olarak gören dönemin DİSK Genel Sek- reten Fehmi Işıklar. "Taburumu görür gibiyim" dedi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de 24 yıl aradan sonra ilk kez Otağ-ı Hüma- yun'u gördüklenni anımsatarak 1971 "dekı yargılama süreci ve 12 Eylül mağdurlannın işkence gör- dükleri bu alanın "Demokrasi ve İnsan Haklan Müzesi"ne dönüştü- rülmesi için çağnda bulundu. "12 Eylül'e suç duyurusu DİSK yönetıcılen, 12 Eylül hu- kukunun ortadan kaldınlması için dün Sultanahmet Adliyesi'nde suç duyurusunda bulundu. DİSK Ge- nel Başkanı Süleyman Çelebi, 12 Eylül hukukunun ortadan kaldınl- ması için başlatılan mücadelenin bir ayağının da hukuk mücadelesi olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle