Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25© AĞU3T0S 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
irak'a rakı ihrcu;
edecekmişiz.
İyi olur. tşgal aytk
kmfayla çekümes!
Elektronik posta: denizsorn©cumhuriyetcom.tr Tel: 0,212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Bush, Iraklı futbolculara bir
top bile göndermemiş...
"Irak'a binlerce füze
gönderdi va!"
BafckesirBadkesir'in AKPİİ g
belecS/esi kentin *-.
düşman işgalinden kurtu-
luş giıtıü 6 Eyiül için, Ba-
lıkesir Milli Fuan'nın açılış
davetifesi fotoğrafında
parirta»Atatürk an/tını si-
iip Kırnızı Başlıklı Kız tj-
yatro oyunu ve Karagöz
Hacıvat gibi etkinlikJerle
fcir program hazıriayınca
yere) gazete Politika
manşe^en soruyor: Balı-
kesir'i Kırmızı Başlıklı Kız
m ı kurtardı?
Ampul
ergama Ovacık'ta yargı kararı sonunda uygu-
landı ve siyanürlü altın madeninin kapısı mıi-
hürlendi. Fakat şimdi de başka gelişmelerya-
şanıyor... Çevre Mühendislerı Odası, Jeolojı
Mühendisleri Odası, Kımya Mühendislerı Odası, Me-
talürji Mühendisleri Odası ortak bir açıklama yaparak,
"Bergama'da kirli oyunlar oynanıyor" diyor: "Mahke-
me kararları yok sayılarak, yıllardır faaliyetini sürdüren
altın madeninin çaJjşması, Izmır 3. Idare Mahkeme-
si'nin 27.05.2004 gün ve 2004/750 esas sayılı ve Da-
nıştay 6.Dairesi'nin 23.06.2004 gün ve 2002/2618 e-
sas sayılı kararlarına istınaden durduruldu
Danıştay 1997'de, maden ışletilmesinde kamu ya-
rarı bulunmadığı ve projenın çevresel risklertaşıdığı yö-
nünde karar vermişti. Kararın gereği, maden şirketinin
faaliyetlerini sonlandırması gerekirdı. Ancak yargı ka-
rarına karşın şirketin faaliyetleri durmamış, aksine 57.
Hükümet tarafından Bakanlar Kurulu gizli prensip ka-
rarı ile tesisin faaliyetıne devam etmesine olanak sağ-
Kirli oyun
lanmıştı. Gizli karar, Resmı Gazete'de yayımlanmadı-
ğı ve Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulmadığı gerek-
çesiyle Danıştay tarafından ıptal edifmiş ve yürütmeyi
durdurma kararı alınmıştı.
Ancak, son günlerde de yeni oyunlar oynandığı ve
mahkeme kararlarının arkasından dolanılmaya çalışıl-
dığı görülmektedir. Yapılan açıklamalarda; şirketin yö-
rede istihdam yarattığı, kapanması halinde insanların
aç kalacağı gibi, bilimsel temelleri olmayan mesnet-
siz olgular ön plana çıkartılarak, duygu sömürusü ya-
pılmaktadır. Yörede yaşayan ınsanlarımız, maden açıl-
madan da bu bölgede yaşamlarını sürdürmekteydi.
Üç-beş yıl içinde madenin kapanmasıyla birlikte, in-
sanlarımız yine işsız kalacaklar ve hatta milyonlarca
ton maden atığıyla yan yana yaşamak zorunda kala-
caklardır. Bu nedenle herhangi bir faaliyetin yapılıp
yapılmaması hususunda kamu yararı her zaman ön-
de tutulmalıdır.
Diğertaraftan, ÇED Raporu'nun yeniden hazırlatı-
lacağı ve mahkeme çekıncelerinin bu raporla giderile-
ceği duyumları alınmaktadır. Başka bir deyişle yeni bir
TUBİTAK Raporu" benzeri sürecin işletileceği anlaşıl-
maktadır. Firmanın yapmak istediği, ülkemızin içinde
bulunduğu ekonomik koşulları fırsat bilerek, toprağı-
mızı, suyumuzu, havamızı geri dönülemeyecek boyut-
ta tahrip edecek bir talanın sevimli gösterilmesi çaba-
sıdır. Şu anda yapılması gerekenler; yörede bozulan
doğal denge, zaman geçirılmeden onarılmalı, onarım
için yapılacak harcamalarve doğan zararlar doğal den-
geyi bozana, kirletene ya da kirlenmesine göz yuma-
na ödetilmelidir. Hukuk devletine güvenleri sarsılan,
yargı kararlarına güven duygusunu yitiren yurttaşlan-
mızın, güvenlerinin yerine gelmesi için hükümet, sos-
yal-hukuk devleti olmanın gereğini yapmalıdır."
Hamza Saykan: "AKP
adını b r türlü koyamadı.
Adalet re Kalkınma Par-
tisi mi; Ak Parti mi? Yok-
s-a Ampulü Kırık Parti ol-
masın?"
BizansMehmet Ali Kılınç:
"Yapıldığı ülkenin ha-
vasından mıdır nedir, Ati-
na'daki Olimpiyat Oyun-
lan'na biraz Bizans
oyunlan kanştı!"
Festival
Akif Kökçe: "Marma-
risteki •Netekim
Festivali'ni kimi çev-
re>ler engellemeye çalışı-
yormuş. Boşuna uğraş-
masınlar, bağ bozumu
yaklaşıyor, 'Asma Festiva-
|i' düzenleniıi"
SESSİZSEDASIZ(I) Yüksek lisans eğitimi için çarpılmak!
Ankara'dan Mete Serhad Sanars-
lan Abant Izzet Baysal Üniversitesi'nin
internet sitesinden iktisat fakültesi me-
zunlannın siyaset bilimi yüksek lisans
eğitimine kabul edildiğini öğrenip Bo-
lu'yagidiyor. Fakat üniversitenin SosyaJ
Bilimler Enstitüsü'nde kamu yönetimi
mezunlannın kabul edildiği söyleniyor:
"Enstitü Müdiresi profesörün odası-
na gittim. 'Na'piyim ilanda yanlış yaz-
mışız, seni almıyoz' yanıtı ile karşılaştım.
Memur çocuğu olduğumu, 125 mil-
yon lıra ön kayıt ücreti ödediğimi, Bo-
lu'ya gelmek için masraf yaptığımı söy-
ledim. Babamın ne iş yaptığını sordu ve
'Memur çocuğuysan memleketinden
buraya nasıl gidip gelcen. Bizde devam
mecburiyeti var' dedi. Bolu'da yaşaya-
cağımı söyledim. Müdire, 'Hem memur
çocuğuyum diyor hem de burda yaşıy-
cakmış. Nasıl karşılıycan masrafları.
Daha iyi işte 125 milyonu geri alırsın, pa-
ran olur1
dedi.
'Memur çocuğuysan okuma
mı demek istiyorsunuz' diye
sordum; 'Cık, cık... Çarpacan
şimdi bi tane' dedi.
Yanlış ilan verilmesi, profesörün ha-
taları karşısındaki tarzı ve konuşma an-
layışı, neden alındığı belli olmayan 125
milyon lira artık beni şaşırtmıyor. Mali-
ye Bakanı Kemal Unakrtan ın 'Baba-
lar gibi satanm, Onu satcam, bunu al-
cam, pijamayla bile satanm' sözleri ya-
nında bir yüksek lisans öğrenci adayı-
na 'çarpmaktan' bahsetmeleri hiç tuhaf
değil."
Yüksek Yerilim Hattı
"Her şey dahil" hayatımızı "oda-kah-
valtı" yaşıyoruz!
ordincutku a yahoo.com
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCt
Ege ile Marmara'
arasında...
TJlaşım polıtikamızın sadece
"karayoJuna'* bağlanmasıru ar-
ük herkes eleştiriyor. Peki ama
karayolu polıtikamızın "kendi-
s " acaba nasıl bir anlayışın elin-
de?
Bu sorunun yanıtı için, Mar-
mara ile Ege arasında yolculuk
yapmanız yeterlı. Türkıye kara-
yollannda en zor saatler "Janir-
Bahkesir-Bursa" arasında yaşa-
nıycr... Daha doğrusu, bu yolun
hâlâ •'bölünmedeo" ve *ümıan-
ma şeridi bik otmadan"* kilomet-
relerce uzanan kesımlennde...
Üikenın en gelişmiş ikı bölge-
sını bağlayan "tek" yol bu olma-
sına ragmen. yılların akıl almaz
ihmah ve plansızlığı yüzünden
aynı üikenın belki de "en geri
katauş" yolu olmasından acaba
kımler sorumludur?
Bunca yılnı aymazlığı ile yiik-
'nchkçe vüklenen trafilc yoğun-
\uğma şimdi de gecıkmiş
u
dub-
le \fi inşaadan" paniğı eklenin-
ce, altınızdakı araba 2000 mo-
torlı bile olsa -kam>on hıayla'"
gidnorsunuz...
E?er bu arada yolunuz -söz-
gelını- Çeşme'ye düşer de Izmir
yasında dinlenerek Izmır'le ve-
dateşın, dilerseniz ve sevıyorsa-
nız, marketındeki buz gibi "do-
mates sulanyla" ıçınizı sennle-
tin. Hele bir de tesisin "Cmnhu-
riyetokuru" olan müdürü Yücel
Aşkak ile tanışırsanız, size baba-
sının Erzurum-Aşkale'deki
"KöyEnstitûsü" \ıllanru anlatır,
karayolunun "ilkeiliğini" unutur-
sunuz...
Benzer bir "uygarhkbutoşma-
a" için bu kez durmanız gereken
yer ise Akhisar ın Balıkesir çıkı-
şındakı BP Kafeteryası...
Bahçesındeki ta\aıs kuşlan ne
kadar alımlıysa, yorgunluğunu-
za yarenlık edecek Türk kahve-
si de o kadar güzel ve özenlı...
Hele üzerinde mımannın '"Hafil
Sıdan" olduğunu yazan "müel-
lifKk plaketi" bile bulunan aynı
özendekı nıvalet binası ise önün-
den geçen karayoluna "planla-
madersi'' venyor...
•••
Balıkesir ise "çe\re yohT yü-
zünden artık "görülen" değil
"kenanndan geçifcn" kent olsa
bile. Dereboğazımesire yennde-
ki "bahçeli JokantaJar" sızin her
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaka turk.net
\m
ÇİZGlLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci" mynetcom
HAYAT EPÎK TİYATROSU MLSTAFA BL hayatepikCamynet.com
Minannın plaketini taşıy^n WC binası (Fotoğraf: SDK Arşivi)
,.e irasındakı "bomboş oto-
jor^n geçerseniz, Türkiye'nin
îarşolu önceliklerini belirle-
»eniaı burada yazamayacağun
«özla-le anacağuıızdan emi-
•••
Bc de öyle yaptık ve bir yan-
ian'Budengesizfikhangiaklın
ârmû" diye dertlenirken bir
.aniin da ağır vasıtalann ara-
3Diîki "kâbus" saatlerimizi
jcak nasıl "j'aşanıhr" kılacağı-
nıriüşündük...
Büun tek yöntemi ise yol bo-
ı-uııa mola yerlerinizi "'keyifve-
ıid*izellikleriyle seçmek ve ay-
u \?rlerde durdukça oralarda
»3şa3ğınız anlan da "anı"lan-
uzaırmağan etmek...
Cbeğin İzmir'den Manisa'ya
doğTi ılk rampayı tırmandığını-
:ı âünüzde birbirlerini solla-
aniamyonlara kızmak yerine
kensn sağ taraftaki Shell istas-
••oıuda nefeslenebilirsiniz.
ftrası, hanı o insanın se\'di-
aynlırken dönüp dönüp
gibi, kim bılir hangı gü-
;e!Eerle geride bıraktığınız Iz-
nu' de son kez seyredebilece-
pntJİryer... Dilerseniz kafeter-
zaman dostunuz... Üstelık. gece-
nin bir yansında bile uğradığı-
nızda, gölet kenannda ve ağaç-
lann altında unutulmaz bir bera-
berliği size sunmaya hazır...
Işte böylesi "jaşam vahalany-
b " karayolu cehenneminı cen-
nete çevirmeniz için en önemli
koşul ise her ne ortamda olursa-
nız olun sizi vüreğinizden bağla-
yan bir sevgınin aynı anlan pay-
laşması...
Eğer o birliktelik olmasa. yi-
ne ne Balıkesir-Akhisar arasın-
daki o güleç ve dost yüzlü "M-
zam MangaTda yıyeceğinız ka-
sap köftesini seversiniz, ne de
Susurluk yolunda uğramadan
edemeyeceğiniz "Yanturah Su-
cuklan" satış merkezınden ke-
yif aürsınız...
Neyse kı karayollarımızı
*planlaj'anlar"(!), hiç değilse
a
\asama sevincimize" el atanu-
yorlar... Bu yüzden de onlann en
düşüncesiz kararlanyla yaratıl-
mış böylesi bir yol adaletsizliği-
ni bile sineye çekıp "ûlkemizi ve
sevdamızı'' birlikte kucaklayabı-
hyoruz...
Oekinci') cumhuriyet.com.tr
TELE-.KULAKT/4N
ÖNCE... ADANA
AbANA !
TEIE-KULAKTAN
SONRA..
K AR/*D
AJAN-A !..
TARtHTE BUGÜN 29 Ağustos nncvcmumtaz-arikan.com
JAPONIAR ŞANGHAY'I BOMBALirOR!
193?'PE 8UGÜN, TAPOU UÇAKUU&, fW'«V KU-
~' ' " f BÜYÜK KEA/rLEier ı46/& Ste
TurMuşru. I'KI oüfJYA SAVAŞI
HE-OEFLEPİ-
Sİ ASYA EGEMEMUĞf 'İÇİN ADtM AÖ/M İC£g-
LEMEKTEYPİ. İ93O 'LU
Ç Ş Ş, Ş
StfZA ÇıN'E GELMİÇTİ. KARA ORDU&UNUN YO-
LUNU TBMİZLeMEK fÇrN', UÇAKLAK SOM/gAZ-
DtMANA KOYULMUÇTV. ÖZELÜKl£ SANGHAY BU
EYLBMPEN 8ÜYÜIC ÇAPTA ETKİLENMİÇT/. EN AZ İKİ
glN KIŞİNİN ÖLPÖSü BÜ FELÂHETTE, ÇOK SAY/PA
DA YAISALANAN OUVrUŞTU. PAtJA SONgAlARf AN-
KAe.A'PA GÖZEV YAPAN İNGlLTEGE SLÇİS/ HUGE
lcfJATCH8ULL-Hu6ESSEN PE
LÜLEBURGAZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2004 688
Davacı Malıye Hazinesi vekilı A\. Faöna Çavuşoğlu tarafindan davaiılar Muhsun Macuncu, Kemal Pars. Hayrettin Akan, Türkan Akbulut
ve Nenman Özan aleyhine mahkememıze açılan rücuen alacak davasının yapılan açık yargılama sırasında verilen ara karan gereğınce. Tüm
aramalara rağmen tebliğ edilemeyen davaJılar Saadetli Sokak, Yeşılköy, Istanbul'da oturur Kemal Pars ile Cennet Mahallesi Tepe Cstü Güneşli
Sokak No 19 Küçükçekmece- Istanbul adresinde oturur Hayrettin Akan"ın duruşma gününün ilanen tebliğ yolu ile yapılmasına karar \eril-
mekle adı geçenlenn duruşma günü olan 25.11.2004 tarihinde saat 09 00'da mahkememızde hazır bulunmalan \eya kendıleriru bir vekılle
temsıl ettirmelen aksi halde yokluklannda karar venleceğı ilanen tebliğ olunur. 19.08 2004 Basuv 38515
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Olimpiyatlar
Olimpiyatlarla birlikte günlerdir gazetelerimi oku-
maya son sayfalanndan başlıyorum. Oyunlar sü-
resince atletizmde olsun, atıcılıkta ya da yüzme-
de olsun yapılan derecelergazetelerin birinci say-
falannı işgal eden birçok haberden daha fazla il-
gilendiriyor. Üstelik ilkgençlik yıllanmda kalan bi-
raz futbol, biraz atletizm, biraz da yelken dışında
aktif sporculuğum yok. Fakat sporun her dalının
iyi bir izleyicisi olduğumu söyleyebilirim.
Okurlanm bilirler, kaba hatlarıyla bir milletin öbür
milletlerden daha iyi, daha kahraman, daha üstün
olduğu savından yola çıkan milliyetçilikten uzak
dururum. Ama bakıyorum, "bizimkiler" madalya
kürsüsüne çıktıklannda içim bir başka "hoş" olu-
yor. Göndere çekilen onca bayrak, çalınan onca
ulusal marş arasında "bizimkiler" beni bir başka
duygulandınyor. Olimpiyatlara katılmış olmanın da
kazanılan bir madalya kadar sporcuyu onuriandır-
dığını biliyorum. Her karşılaşmanın, her yarışma-
nın başında "İyi olan kazansın" diyorum. Ama gön-
lüm yine de hep "bizimkiler" kazansın istiyor.
Oyunları ilk gününden bu yana olanak buldukça
izliyorum; evde TRT 3 hep açık, okurken, yazar-
ken gözüm ekrana kayıyor, eğer "bizimkiler" ya-
nşıyorsa baştan sona izliyorum. Yengilerine sevi-
niyor, yenilgilerine üzülüyorum.
Bu "bizimkiler" duygusunun bir tür "milliyetçi-
lik mi" olduğu sorusu takılıyor kafama. Sanmıyo-
rum. "Bizimkiler" duygusu, bir ırka, bir millete de-
ğil de, bunun ötesinde, ırklanna, kökenlerine bak-
maksızın ortak topraklar ve o topraklan yurt bel-
lemış insanlarla aidiyetten kaynaklanan bir duygu.
Yoksa Etiyopya kökenli, siyah derili kızımız Elvan
Abeylegesse nın beş bin metre yansında beklen-
medik 12'nciliğiyle hüzünlenir, bin beş yüz metre-
deki seçmeler ve yarıfina/ koşulanndaki başarıla-
nna böyle sevinebilir miydim?
• • •
Dört yılda bir düzenlenen olimpiyatlar, beş kıta-
dan on binlerce sporcunun her dalda yanştığı en
görkemli uluslararası spor şöleni. Düzenlendiği
kentler evrensel bir şenlik yerine dönüşüyor. Dün-
yanın dört bir yanından insanlar bu kentlere akı-
yor. Sporculararasındaki kıyasıya rekabete karşın
sporseverlertribünlerde yan yana, iç içe kendi ül-
kelerinin sporcularını destekliyorlar. Uluslararası
futbol ya da basketbol şampiyonalannda sık sık
görülen küfürleşmelerin, hırçınlıkların, kavgaların
tersine olimpiyat oyunlannda bu tür çirkinliklere hiç
rastlanmıyor. Olimpiyatlar, her ülkeden, her ulus-
tan insanlar arasında barış ve kardeşlik ruhunu
pekiştiriyor.
Doğal ki, barış ve kardeşlik ruhu "bizimkiler"\n
katılmadığı yanşlarda "taraf tutmama" engel de-
ğil. Sözgelimi, Avustralyalıların nedense gönlüm-
de ayn bir yeri var. Kaynağını bilmediğim için "ne-
dense" sözcüğünükullanıyorum. Belki bu, Avust-
ralya'nın yirmi milyonun altında bir nüfusa sahip,
ama yüzölçümü olarak olağanüstü büyük bir ada-
kıta-ülke olmasından kaynaklanıyor. Çünkü hiç
Avustralya'ya gitmedim, bugüne kadar da bir
Avustralyalıyla karşılaşmadım. Belki de bu içsel
yakınlığımın kaynağı Avustralya nüfusunun 160
ülkeden gelmiş ve gelen göçmenler tarafından
oluşması. Etnik farklılıklan bir ülke için ortak siner-
jiyi güçlendiren ayrıcalıklı bir zenginlik olarak gö-
rüyorum. Avustralya'nın görece az nüfusuna kar-
şın dünya ekonomik büyüklük sıralamasında 18.,
Âtina Olimpiyatlan'nda madalya sıralamasında da
4. sıraya yerleşmesi bir bakıma bu ortak sinerjinin
ürünü. ABD, Çin, Rusya gibi devlerin arasında (cu-
ma akşamı itibanyla) 17 altın, 11 gümüş, 18 bronz
madalya almak hiç de kolay değil. Dilerim, Türk
kökenli Avustralyalı tekvandocu Tuncay Çalış-
kan da bir madalya ekler bu listeye.
• • •
Yavaş yavaş çeşitli dallardaki ulusal takımlan-
mızda çeşitli ülkelerden Türkiye'ye göç etmiş, fark-
lı etnik kökenlerden gelen sporcular yer almaya
başlıyor. Kimileri, artık "bizimkiler" olan bu spor-
cuları "devşirme" olarak nitelendiriyor. Bu görüş-
lere hiç katılmıyorum. Üzerinde yaşadığımız top-
raklar üst üste, yan yana nice uygarlıklara yurt ol-
muş bir "Kavimler Kapısı". Burada sormak gere-
kiyor: Gönüllülüğe dayanan aidiyet eğerdevşirme-
likse, hangimiz "devşirme" değiliz ki?
(e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com)
(Faks:0212-723 84 97)
BULMACA SEDAT YAŞAYAy
1 2 3 4
12 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/ Yüksüko-
tundan özüt- ^
lenen ve kalp 2
hastalüdann-
da kullanılan
madde. 2/Os-
manlılarda
gece bekçi-
si... JulesVer-
ne'in "Deniz
Altında Yirmi
Bin Fersah"
romarundaki
Nautilus adlı deni-
zaltının kaptanı. 3/
Çelikçomak oyunu-
na ve bu oyunda kul-
lanılan değneğe ve-
rilen ad... Tunce- 5
li'nin bir ilçesi. 4/ 6
Tuzağa düşürülen
şey...Kapağırlığı.5/ 8
Siyah ve iri taneli bir 9
üzüm cinsi. 6/Kedi ya da köpek yavrusu... Pasta
hamuru. 7/Ay... Dantel ya da yün örmekte kulla-
nılan, ucu çengelli lasa şiş. 8/Orta Anadolu'da bir
göl... Küçük orman. 9/tyiye yorulur olgu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Bir zekâ oyunu... Yumurtadan yeni çıkmış civ-
ci\r
in ağzının kıyısmda bulunan ve zamanla kay-
bolan san renk. 2/Hnisriyan... Alrından sopa gös-
terilir. 3/TepkiIi uçak... Türk müziğinde bir usul.
4/Duman lekesi... Iskambildeki karo rengine ve-
rilen bir başka ad. 5/Aşağı görülen, değersiz, hor.
6/Su geçirmez kumaştan yapılan bir çeşit spor ce-
ket... Fordotomobilininbirmodeli. 7/Sepilenmiş
kertenkelederisi... Kızıltüylübirkuş. 8/Üstüka-
palı olarak anlatma... Alışılandan çokolan. 9/Kı-
sa yazı... Jüpiter gezegenine verilaYı bir başka ad.