28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 8 AĞUSTOS 20O4 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK DüRüST TA3İATLI ÎSTANBJL A3DİJLCAN3AZ 1 Iff EARÎKULAD3 KAC3HALAHI KISIM TEKMİ1İ BÎÎÖE.N- Ahmet Ercan, deprem konusunda Celal Şengör'ün yaptığı eleştirileri yanıtladı: Bilim adamı yapıcı olmalıProf. Dr. AHMET ERCAN* Türk Dil Kurumu sözlüğüne gdre, Fransızcadan dilimize giren demogaji sözcüğünün anlamı, "Bir kimsenin ya da grubun duygulannı kamçüayarak, gerçek dışı sözler söyleyerek onlan kazanmaya çalışma, halk a\cılığı" diye geçer. Yaygaracı, küçük bilgılerden büyük sonuçlar çıkaran, ortalığı kanştıran, toz duman içinde görmekten coşan kişidir. Uçuk ise "oünayacak olaylan bilgi gibi ve onun yaygarasuu sürdüren, haJka korku ve heyecan katnıaktan zevk alan Idmsetfr". Hacı Bektaş VeH, "Bilim adamı, bilimin ışığında karanlıklan bölerek ayduılığa kavuşturan kişidir" der. Bilim adamı, bilimi halk için, yurdunun çıkarlannı konımak için, çağdaş bilimi yüceltmek için yapan kişidir. Bilim adamı doğa, halk ve yurt sevgisiyle donanmış kişidir, yansızdır, saldırgan değil, okşayıcı, yüreklendirici ve yapıcıdır. Kimileri ise alanda en büyük kendini görür, diğerleri, kendi çalışma arkadaşlan değil, ona bilgi üreten hizmetkârlandır. Yandaşlanndan başkasını ne dinler ne saygı duyar. Bilgileri üretenler başkalan, kullanan ve ondan ad yapan ise odur. Bu grubun dışında kalanlann çalışmalan tu kakadır. Onlan ne izler, ne bilir, ne de bilmek ister. Bu gibiler bencil ve genellikle ruh saynsıdırlar, rutucudurlar, cleştiriye açık değillerdir. Daha ilerlemişine ise kaçık denir. Oysa bilim adamı, orununun verdiği ağırhkla hırçın değil, aâırbaşlıdır, usludur, paylaşımcıdır, yardımlaşmacıdır. Mevlana'ya göre, "Başkalannı kötüleyerek kendilerini jücelteceğini sananlar acmacak İaşflerdir''. Yunus'a göre, "sevgi \arken, bu öfke niye?" Deprem duasına çıkmayın' Türk halkının ruh halini, Türkiye'de yatınm yönlendirmelerini, gezginci gelirlerini düşünerek yurda zarar \ermeleri bağışlanamaz. Bilim adamlannın, odalanndan çıkarak, ağırbaşlılıklannı yıtirerek ortaya abartıh korku salmalan ve hele bazılannın Eeredeyse deprem duasına cıbşlanna anlam vermek clanaksızdır. Madem ki ajıklama yapacaksın, dersini iyi çalış. Sayın Oral Çalışlar'ın köşesinde çıkan yazımı öfkeyle Cumhuriyet'te 27 Ağustos ;0O4'te yanıtlayan, Jeoloji Profesörü A. M. Celal Şengör'e '.anıtım şu; 1. Yerin depremle yırtılma sûresiyle depremin duyumsanma sûresi arasındaki fark her ssmolojt okuyan jeofizik DÜhendisinin bildiği konudur. »yın Şengör'ün mesleği eofizik olmadığı için, bu gibi szde öngörülerini inandırmak •çın, ancak benzetmeyle ya da ^bancılara sığınarak kendini airumaya çahşmaktadır. Bu jdgileri 2001 'de yayımladığım iER ARAŞTIRMA fÖNTEMLERÎ ve yine 2001'de •syımladığım MARMARA'DA 3EPREM kitaplanmda yazdım. fjyınlanmın bir eşlemini de 17Ağustos depreminin yaratüğı hasar biBm adamlannm olasi tstanbul depremi konusunda yoguniaşmasına neden oldu. Kamuoyunun önüne farkh tezJerle çıkan bilim adamJannın sürekli yapüklan, "Depremin şiddeti değil önlemler tarbşıhnab' uyanları ise siyasiler taranndan görmezden geliniyor. Sayın Şengör'e yolladım. Atarürk ün bize öngördüğü Türkçem ile yazdığım için Sayın Şengör bunu okumamış olabilir. Ben kendisi için yabancı bir kaynak da vereyim; Bulletin of International Seismological and Eartquake Engineering'de (1977) Vatabe'nin yüzey dalgalannı kullanarak duyumsama süresi için verdiği göz ardı ederek konuştuğu ortada. Hiro Kanomori ve £. Boschu'nun 1980'de North Holland Publ.'de editörlüğünü yaptığı EARTHQUAKE OBSERVATION THEORY AND INTERPRETATION adlı kitapta, kınlma momentinden yola çıkarak yerin depremle yırtılma süresi için verdiği bağıntı şudur; YER YIRTILMA yalnızca 14 saniyedir. Kaldı ki 26 Kasım 1943 Ladik depremi 7.6, Sayın Prof. Dr. Aykut Barka'ya göre 7.7 büyüklüğündedir. Bu olayı çalışan Sayın Jeofizik Profesörü Ülben Ezen, Japonya'da yaptığı İngılizce bildiride de yazmıştır. Bu depremin yırtma süresi yalnızca 15 saniye, yırtık boyu 280 km.'dir. Benzetme yaparsak • Hacı Bektaş Veli; 'Bilim adamı,bilimin ışığında karanlıklan bölerek aydınlığa kavuşturan kişidir' der. Bilim adamı,bilimi halk için, yurdunun çıkarlannı konımak için, çağdaş bilimi yüceltmek için yapan kişidir. Bilim adamı doğa, halk ve yurt sevgisi ile donanmış kişidir, yansızdır, saldırgan değil okşayıcı, yüreklendirici ve yapıcıdır. bağıntı t=10(M-2.5)/3.23 saniyedir. Sayın Jeolog Şengör, bu bağıntıyı kullanırsa duyumsanma süresini 2 dakika değil yalnızca 38 saniye bulacaktır. M=8 olması durumunda ise yine 2 dakika değil, yalnızca 51 saniye bulacaktır. Nereden geliyor bu bilim ve Ölçü dışı 2 dakika? Yerin yırtılma süresine gelince; Sayın Şengör'ün halen bilimi SÜRESl=7.05 10-6 MoO. 23 saniye. Buna göre M=7'lik bir depremin momenti 3 ila 5 1026, yeri yırtma süresi ise yalnızca 8 ila 9 saniyedir. Kusura bakmasın, ben biraz yurdumun insanı olduğum için, örneği Türkiye'den vereceğim. Sayın Jeolog Şengör'ün öngördüğü M=7.6 lık depremin momenti Mo=2.5 1027 olur. Böyle bir depremin yeri yırtma süresi de ne Marmara Denizi'nin boyu, ne de kınlmayan 110 km., Şengör'ün ısmarladığı depremi karşılamıyor. Bu durumda Sayın Şengör'ün açıklamaları hangi bilime, hangi gerçeğe dayanıyor? 2. tstanbul'da çeşitli büyüklüklerde olabilecek depremler için yitim kurgulan hem JICA ve hem de MASTER projede vardır. Sayın Inşaat Profesörü Mustafa EnBk'in bu yönde yaptığı açıklamalar bu bilgilere dayanmakta olup doğrudur. Yanlış olan, Şengör'ün, Sayın Erdik'in açıklamalannı anlamadan yanlış yansıtmasıdır. 3. Sayın Jeolog Şengör "8.5 olacak demedim'' diyor. Oysa 2002'de Tempo dergisindeki öngörüsü tek parça, her an olabilir diye geçiyor. Aynı dergide Jeofizik Profesörü ve Kuzey Anadolu Kınğı uzmanı Dan McKenzie beklenen deprem için, 2 ile 3 parça büyüklük için 6-6.5 diyor. Benim açıklamam ise 2-3 kınk, iki deprem, biri 6.3 (Bakırköy önü), diğeri 7.2 M.Ereğlisi önüdür. Sayın Şengör diyor ki "Ben önceden 8 diyordum, şimdi 7.6". Istanbul halkını korumak Sayın Şengör, bir bilim adamı nasıl böyle yanılır? 8'lik deprem 7.6'nın tam 4 katıdır!.. Bir bilim adamının başka dalda ya da jeofizikçilerle ortak yayınlannda aldığı atıflarının yüksek olması ya da makalelerini îngilizce yazmış olması, o kişinin başka dallarda söylediği her sözün doğru olduğunu göstermez. Yineleyerek vurguluyorum, TC Bayındırlık ve tskân Bakanlığf nın 40 yıl önce tstanbul'un deprem çekincesi ıçın öngördüğü 7.5 büyüklügü doğrudur. Ancak bunun anlamı şudur, tstanbuldaki her yapının 7.5'lik bir depremden göçmeyecek biçimde yapılması gerekir. tşte bizlerin yok 6, yok 8 sayılannı bırakıp biricik vapacağımız iş, "tstanbul ve Istanbul halkını. Türldye'yi nasıl kurtannz" konusudur. Bu konuda gerek mühendislik jeofizikçileri, gerek inşaat mühendisleri, gerekse mimar ve şehir plancılannın önerileri vardır. 'Kltap yolladım' Bu konuda bir kitap da yazdım, adı Türkiye ve tstanbulda Depreme Çözüm. Tek eksiği kitabın Türkçe olması. Sayın Şengör'e bir eşlemi yollandı. Umanm Şengör'de yayınlannın eşlemini bana yollar. Okuyucular sakın yanlış anlamasın, benim Şengör'e kendi dalı olan jeolojide yapmış olduğu çahşmalar ve yayınlar için saygım büyüktür. Ancak, kendisinin de dediği gibi Şengör ne inşaatçı ne de jeofizikçidir. O nedenle gaf yapıp insanlan korkutmamak ve istemeyerek de olsa bu ortak ülkemizin ekonomisine zarar vermemek için, yalnızca kendi dalında konuşsun, saldırgan ohnasın, halkını sevsin. Kişilerin kimlik ve kişilik haklanna saygılı olsun, yahıızca savını savunsun, yakışıksız sözlere gerek yok... Bilimsel terbiye bunu gerektirir. Yaşça küçüğüm Celal, ne Türkiye'de seçeneksiz tek bilim adamı, ne tek başına ne Üniversitelerarası Kurul ve ne de YÖK'tür. Cumhuriyet gazetesi, konuya gösterdiği duyarlık için sağ olsun. Saygılarunla. * Jeofizik Profesörü GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ Eski Ağza Yeni Taam... Tanm teknolojilerinin ve dışalımın gelişmesiyle turfanda kavramının da neredeyse rafa kalkması, aile arasında yaşanan kimi güzelliklerin de önünü kesti. Anne ya da babanın aldığı, mevsiminden önce pazara getirilen sebzeden yapılmış yemeği, kimi za- man da meyvelerin sofraya gelmesinden sonra ilk çatal batınlıp ağza götürülürken yerine getirilmesi gereken bir merasim vardı. Topluca "Eski ağza ye- ni taam" denir, uğur getirmesi niyetiyle de yüzler- de gülücükler oluşturulurdu. Yaz sıcağında bile ithal muzlann manav raflannı süslediği ülkemizde bu tür sofra güzelliklerini kimi ürünler yönünden azaJtması, kimi ürünler yönün- den de yok etmesi bence kayıp geleneklerimizden biridir. Allah'tan arada birileri çıkıyor da "Eski ağza ye- ni taam" deme alışkanlığımızın kursağımızda kal- masını engelliyor. • • • Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu, 1 Ekim'de başlayacak yeni ya- sama yılı öncesinde, Içtüzük'tedeğişiklik yapılma- sı ve Türk Ceza Yasası Tasansı'nın görüşülmesi için olağanüstü toplantı çağnsı yapma karan aldı. Dünkü haberiere göre partinin grup yöneticileri, anamuhalefet Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) yö- neticileri ile görüştüler. Görüşmeler "uzlaşma ara- yışı" olarak nitelendiriliyordu. fktidar partisi, CHP'ye biryandan Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği "te- melyasa" tanımını ve bu tanıma uygun olduğu ik- tidar partisinin oylarıyla kabul edilen tasanların maddelerinin gruplar halinde ve topluca görüşül- mesini yeniden olanaklı kılacak bir değişiklik yapıl- ması isteğini iletmiş. Anlaşılıyor ki CHP, iptal başvurusunu yapan bir siyasal grup olarak değişikliğe sıcak bakmıyor. Anayasada, Anayasa Mahkemesi kararlannın bağlayıcı olduğu, iptal edilen yasa ya da madde- lerinin yeniden gündeme getirilemeyeceği yazıyor. Yazıyor ama, iktidar partisi de 346 maddeden olu- şanTCYTasansı'nıi EkJm'denönceyasalaştırmak istiyor. Nedeni de, Avrupa Biriiği'nin değerlendirme ra- poruna olumlu bir bölüm daha ekletme kararlılığı olarak belirtiliyor. Bu girişim de 1 Ekim'den sonra TBMM Başkan- lık Divanı ile grup yönetimi için seçim yapılacak ol- masının etkisi var diyenler de yok değil. Çünkü AKP içinde, tasannın özellikle laiklik ilke- sine uygun olarak düzenlenmiş kimi maddelerine karşı çıkanlar olduğu biliniyor. Bu nedenle Türk Ceza Yasası, AKP üst yöneti- minin laiklik konusundaki yaklaşımının mihenk ta- şı olacak bir nitelik de taşıyor. • * • Türk Ceza Yasası Tasansı'nın Adalet Komisyo- nu'nda verilen son şekline ait rapor uzun bir ara- dan sonra yayımlandı. llgili çevreler, kendilerini yakından etkileyecek maddeleri bir yandan didikliyor, bir yandan da gö- rüşlerini açıklıyorlar. Kadın örgütleri, tasannın kadın haklan açısından yeterii olmadığını vurguluyorlar. Meslek örgütleri de maddeler konusunda irde- lemeler yapıp önerilerini belirlemeye çalışıyorlar. Intemet'ten ulaşabildiğim Adalet Komisyonu Ra- poru'nu hızlı bir okumayla gözden geçirdim. Ve gördüm ki basın konusunda, iletişim faküfte- lerinde de ders olarak okutulabilecek "haber" ve "havadis" tantmlan yer almış. Ancak bir şeyi anlayamadım. 324'üncü madde "Savaşta Yalan Haber Yayma" başlığını taşıyor. Ama içinde doğru haberi de suç sayan hükümler var. Abartılmış havadis ve haberier de cezalandırma kapsamına alınmış. Gerekçesinde de şöyle deniliyor "Abartılmış ha- ber ve havadisten maksat, aslında doğru olan bir haberin, insanlan olumsuz etkileyecek biçimde büyültülerek sunulmasıdır." Böyle bir hükme ve tanıma gerek var mı? Tann göstermesin bir savaş olduğunda nelerin değişeceği anayasada yazılı. Sıkıyönetim Yasası da zararlı olacağı düşünülen her şeyin yasaklanaca- ğını açık açık söylüyor. Ve devreye normal yargı ye- rine sıkıyönetim mahkemeleri giriyor. Anlaşılan kimi AKP'lilerin yıldızı Avrupa Birli- ği'nden (AB) tarih alma söz konusu olsa da basın- yayınla bir türiü banşmıyor. oerinc@cumhuriyet.com.tr. İZMİR 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas Sayı: 2003'1000 Davacı Berat Dubova vekili tarafından Şerafettin Ağar vs. aleyhıne açılan t. iptali- tescil davası nede- niyle, Davab Şerafettin Ağar tûm aramalara rağmen bu- lunamadığından adına duruşma gününün ilanen teb- liğ yaptınlmasına karar verilmiş olmakla duruşma günü olan 11.10.2004 tarihinde saat 11.00'de Izmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu'nda hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettir- meniz, aksi takdirde davanın gıyabınızda devam ede- ceğı ve hüküm verileceği davetiye makamına kaım olmak ûzere ilan olunur. 02.08.2004 Basın: 39137 TC ANKARA 3. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003/1181 Davacı Anakız Karataş vekili tarafından davalı Şa- hin Polat aleyhine açılan velayet davasında; Ulubatlı Hasan Mah. Bademli Sokak No: 3 Fatih Sincan-Ankara adresine davetiye tebliğ edilememiş, yapılan araştırmalara rağmen başka adresiniz de bu- lunamadığuıdan dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. 24.11.2004 günü saat 10.00'da yapılacak duruşma- ya gelmediğiniz veya kendinizi bir vekille temsil et- tirmediğiniz takdirde HMUK.nun 213-377. maddele- rine göre yolduğunu2da yargılama yapılarak karar ve- nlecektir. Davetiye yerine geçmek üzere keyfiyet ilanen teb- liğ olunur. 5.7.2004 Basın: 39141 Nüfuz cüzdanımı, sürücü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. HASANHÜSEYÎNIŞIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle