Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2004 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALf SİRMEN _ _
Şoven Ortpdoksu Bırak,
Amerikan İslamına Bak!
ömrümce unutmayacağım 1964 yazıydı; de-
mek ki 40 yıl olmuş, Fransa'nın güneyinde, üni-
versrte kenti Aix En Provence'da "Akdeniz Yaz Üni-
versitesi" çatısı altında, on beşe yakın ülkenin
gençleri bir araya gelmişti.
Kıbns olaylannın da etkisiyle, Türk-Yunan ilişki-
lerinin alışılmış gergin dönemlerinden biri yaşanı-
yordu. Her iki ülkenin gençleri başlangıçta birbir-
lerini, öbür devletlerin temsilcileri ise her ikisini de
kolluyorlardı.
Beklenen çekişme ve çatışmalar olmadı. llişkiler
iyi başladı, çok iyi gelişti ve öyle bitti. 0 kadar ki,
"Akdeniz Yaz Üniversitesi"n\n yöneticisi ünlü tarih-
çi Duby de, o yılın önemli konuğu, çağımızın önde
gelen bilimcilerinden Maurice Duverger de Türk
ve Yunan gençlerinin olgunluklannı övmüşlerdi.
Yine de arada sırada küçük sataşmalar, atışma-
lar olmuyor değildi.
Birgün Istanbul'a Konstantinopol diyen Yunan-
lı genç dostumu "Oranın adı Istanbul'dur" diye dü-
zeltmeye kalktığımda, hemen beni yanıtladı:
- Ama beş yüz yıl önce orası bizimdi.
- Ona bakarsan, dedim, Atina yüz elli, Selanik
ise hemen hemen elli yıl önce bizimdi. Şimdi ne
fark ediyor ki? Sonra da sürdürdüm:
- Atina'yı ya da Selanik'i ben Türkçe olarak "gü-
zel şehir" olarak alsam ve oradaki egemenliğimi-
zin özlemiyle yaşasam üzülmekten başka ne el-
de edebilirim ki? Nasıl olsa orada artık siz yaşı-
yorsunuz ve yaşayacaksınız.
• • •
Atina'daki Yunan Ortodoks Kiliseleri Başpisko-
posu Hıristodulos'un Yunan halkını Küçük Asya'yı
(Anadolu) alma ideali etrafında birieşmeye çağı-
ran o şovenist ortodoks hezeyanlannı okuyunca
aklıma 40 yıl önceki anılar geldi.
Doğrusu Türk basınının aklı başında ciddi bazı
kişilerinin, başpiskoposun hezeyanlanna göster-
dikleri tepkiye de şaşırmadığımı söyleyemem.
Bence en doğru olanı, biçare başpiskopusu he-
zeyanlanyla baş başa bırakmaktır.
Böyle bir saçmalık, o ve onun gibilerine olsa ol-
sa eza verir. Biz ise 82 yıl önce işgalciyi süngüyle
kovduğumuz vatanımızda paşa paşa yaşamaya
devam ederiz. Ayrıca yüzyılın başında, küllerimiz-
den yeniden doğuşumuzun ve ulusal bilincimizin şah-
lanmasında Yunanistan'ın saçma Anadolu mace-
rasının katkısı olduğunu görmezden gelebilir miyiz?
Hatta şu gün içinde bulunduğumuz duruma ba-
karak biçare başpiskoposa dönüp şöyle de söy-
leyebiliriz:
- Haydi bre Hıristodulos, bir hamle daha yap da
bir kez daha yeniden dirilip canlanıp geçen yüz-
yılın başında olduğu gibi kendimize gelelim!
Şaka bir yana, Ortodoks şovenizmi bizim için
bir tehlike değii.
• • •
Ama aynı şeyi, ulusal bilincimizi, bizi daha ko-
lay yanki emperyalizmine alet etmek için soldur-
maya kalkışan Amerikan Islamı için söyleyeme-
yiz.
Amerikan İslamına birörnek mi istiyorsunuz? Alın
size dünkü Cumhuriyet'\n 8. sayfasından "Profe-
sörden Cenaze Namazı Tehdidi" haberini. Haber-
de Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tesislerinde
düzenlenen törende konuşan Sakarya Üniversite-
si llahiyat Fakültesi Islam Tarihi Kürsüsü'nden emek-
li Prof. Dr. Süreyya &ırna'nın, "Türbanlı kızlanmı-
zı üniversiteye sokmama karan alanlann cenaze
namazını kılanlar utansın" dediği belirtiliyordu.
Işte bu ve bu gibi Amerikan Islamcılan Türkiye'yi
cenaze namazı kılınması caiz olanlar ve olmayan-
lar diye ikiye ayırmaya çalışmaktadırlar.
Hemen belirtelim ki, Türkiye'yi Amerikan emper-
yalizminin suçlama tahtası ve çokuluslu şirketle-
rin at oynattıklan bir havan haline getirmeyi amaç-
layan Amerikan Islamının ülkemizde yüzyıllardır ege-
men olan Anadolu Islamıyla uzaktan yakından
hiçbir ilişkisi yoktur.
Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda
tehlikenin Atina'da değil bağnmızda olduğu açık-
lıkla görülebilir.
Onun için ben derim ki: Bırakın Ortodoks şoveniz-
mini bir yana, asıl Amerikan İslamına bakın siz!
'Bizim arkamızda ABD yok'
Günay'dan
'bırakma' mesajı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - thraç istemiyle
disipline sevk edilen eski CHP Genel Sekreteri Er-
tuğrul Günay, artık günlük siyaset kavgalan yerine
daha kuramsal çahşmalar yapmak istediğini belir-
terek "siyaseti bırakacağının" mesajını verdi.
Günay, "Ordu'da seçimin kaybedilmesine benim tu-
tumum değil, bana \ akın olduklan
gerekçesiyle halkjjı sevdiği insanla-
n aday yapmayanlar neden olmuş-
tur" dedi. Günay, ihraç istemiyle
tedbirli olarak sevk edildiği Anka-
ra II Disiplin Kurulu'na önceki
gün sunduğu savunmada, kendisi-
ne bir görev verilmemesine karşın
28 Mart yerel seçimlerinde
CHP'nin başansı için bütün gü-
cüyle çalıştığını kaydetti. Günay,
yaptığı açıklamada da, Kemal Der-
viş hakkında rapor düzenleyenlerin, ona güçleri
yetmediği için sahipsiz milletvekillerini partiden
attığını belirterek "Şimdi bize de aynı uygulamayı
yapabilirler, çiinkü bizim arkamızda ABD yok" di-
ye konuştu. Yaşananlar nedeniyle CHP ve siyaset
adına büyük üzüntü duyduğunu vurgulayan Günay,
"Üyelik bağımı kopanrlarsa beni özgürleştinniş
olacaklar. îstifa etmeyeceğim ama gönül bağımı ko-
pardılar. Artık günlük siyaset kav galanyla uğraş-
mak yerine işin daha kuramsal tarafiyla uğraşmayı
daha uygun buluyorunT görüşünü dile getirdı.
/*
Müslüman olmayanların alınmadığı ve toplu ibadet yapılan Konya kampı TBMM gündeminde
İzciliğedesiyasetbulaştıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Konya Mılletvekıli Atflla Kart,
Konya Meram Belediye Başkanlı-
ğı'nın ev sahıpliğinde düzenJenen ve
"sadece Müslüman izcilerin kaükh-
ğı, tekbir sesleri eşliğinde toplu ibadet
yapılan" uluslararası ızcilik kampı-
ru TBMM gündemine taşıdı. Izcili-
ğin evrensel kurallannın ihlal edildi-
ğini \oirgulayan Kart, "izciBk faali-
yetierinin dini vesiyasi örgütlenmele-
re araç olarak kullanılması kabul edi-
lemez ve boş görülemez" dedi.
"Mflliyet, din, diL, ırk ve renk ayn-
mı gözetmeksizin herkese açık, poti-
tik olmayan" uluslararası üniforma-
lı bir gençlık etkinliği olan izciliğe de
"dinivesiyasiörgütlenme*' gölgesi dü-
şürüldü. CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, Içişleri Bakanı Abdül-
CHP'li Atilla Kart:
Gençlik ve Spor II Müdürlüğü'nün olanaklan kullanılarak yapılan, tekbirli, toplu
ibadetli izcilik kampını TBMM gündemine taşıyan CHP'li Atilla Kart, 'Izcilik
faaliyetlerinin dini ve siyasi örgütlenmelere araç olarak kullanılması kabul
edilemez ve hoş görülemez' dedi.
kadir Aksu'nun yanıtlaması istemiy-
le verdiği soru önergesinde Konya
Meram Belediye Başkanlığı'nın ev sa-
hipliğinde 18-25 Ağustos 2004 ta-
rihleri arasında düzenlenen izcilik
kampıyla ilgıli bilgi verirken, kam-
pa sadece "Müslüman olanlann çağ-
nknğına'' dikkat çekti. Kart, "İzcilik
faatiyederinde öğrenciler arasında dfl,
din, ırk, cinsiyet gibi aynmlar yapü-
madan doğa se\ gisi, banş, kardeşKk
gibi duygu ve fUdrierin kazandınl-
ması amaçlanmaktadır. Türkhe tzci-
Kk Federasyonu, Meram Belediye Baş-
kantağı ve Müslüman tzci Dünya Fe-
derasyonu'ya birlikte yürüttüğü ça-
hşmalar esnasmda; siyasi iktidar or-
ganlanyla dogrudan işbiıügiiçine gir-
miş,izdtiğin evrensel flkderini ihlal et-
miş, kamu yetkisi ve görevini istismar
etmiş ve kötüye kuDanmışûr" dedi.
Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu yaparken, Gençlik ve Spor Ü
Müdürîüğü'nün olanaklaruu da kul-
lanmaktan çekinmemişlerdir. Davet
edilen ülke sayısı 14'tür. 12 ülke Or-
tadoğu coğrafyasında bulunan Müs-
lüman ülkeler olup tsveç ve Fran-
sa'dan da 5 izci davet edflmiştir. 14
ülkeden davet edilen izcilerin tama-
mı Müslümandır. Türkiye İzcilik Fe-
darasyonu Başkanı, kendisiyle yap-
üğım telefon görüşmesinde her ne
kadar bu çahşmanın Dünya İzciMk
Teşkflaü'nm faahvederi kapsammda
yapılan bir çahşma olduğunu ifade
etse de, bu açıklamanın gerçeği yan-
sıtnıadığı anlaşıhyor.
Meram BeJedrvçBaşkanhğı'nın res-
mi bühenindeve MüsHimanİzci Dün-
ya Federasyonu'nun internet sitde-
rinde açıklaıuhğı üzere; yapibın çahş-
ma Uhıslararası Dünya Müslüman
İzcüık Kampı faaüyetleri kapsamm-
da sürdürülmüşür. Davet vapıhrken,
Müslüman izcilik teşküaüanndan ve
Müslüman olmayan devletierde bu-
hmanMüshımanizciünitefcrindenöğ-
renci çağrümasma özel irina gösteril-
miştir. Müshunan obnayanlann an-
cak gözlemci sıfaüyla kaolabflecekle-
ri befirtilmişrir.""
Kurumlann siyasi amaçlarla ve
araç olarak kullanıldığını \r
urgula-
yan Kart, Aksu'ya şu sorulan yö-
neltti: "Dünva tzcilik Teşkflaü yerine,
Müslüman İzciler BirHgi'>1e işbirtiği
içine giribnesi karşısında, görev ve
yetkflerini kötihekuDanan görevnler
hakkında idari ve adh süreci başlat-
makyohındaherhangibirçahşmanız
varmıdu-?"
'Devlette
tarikatlar
kadrolaşıyor'
KONYA (Cumhurijet) - CHP Konya
Milletvekili Atilla Kart, kadrolaşma adı
altında "cemaat ve tarikat ölçüsü ve
Uişküeri içinde göreviendirmeler"
yapıldığını ifade etti. Kamu kurumlannın
çalışamaz hale geldiğini savunan Kart,
Erzincan Sağlık Müdürlüğü Yardımcılığı
görevine atanan imam Mehmet AB
Çelik'in gösterge ve derecesinin
arttınldığını öne sürdü. Mehmet Ali
Çelik'in cami imamı olarak 6/2 gösterge
ile görev yaparken 1/1 dereceli göreve
getirildiği yolunda bilgiler aldığını
\iirgulayan Kart, söz konusu atama ile
ilgıli olarak Sağlık Bakanı Recep
Akdağ'ın yanıtlaması amacıyla TBMM
Başkanlığı'na soru önergesi verdi.
58'inci ve 59'uncu hükümetler
döneminde kadrolaşma amacıyla farklı
uygulamalar yapıldığını kaydeden Kart,
soru önergesinde şu görüşleri savundu:
"Kadrolaşma adı aranda, kıdem ve
hyakat ölçüleri göz ardı edilerek tamamen
cemaat ve tarikat ölçü ve iüşkileri içinde
görevlendirmelerin v^püdıgı. ancak Ugüi
kurumun teknik yapısrvia bağdaşmayan
bu göre\1endirmeler sebebiyle
kurumlann işJevini kaybettiği, içinin
boşakhğı ve işjemez hale geldiği bütün
çıplakbğryla son 3-4 ay içinde ortaya
çıknuşür. Bu durumun kamuoyunda
telafısi mümkün olmavacak tahribaoar
yaratnğı açıkür. Kurumun teknik
yönetimini yapamayan, yapma
ehlhetinden yoksun olan bu kadrolar,
kendi yetersizfilderini ve yanhşlannı
kamufle edebihnek için. sorumhıhığu
üstierinden atma ga>Teti içine gÜTerek
hedef sapörmava başlanıışlardır. Kamu
yönetiminde acz ve yetersizJik bütün
sonuçlanvia ortaya çıkma>'a başlamışür."
Kadrolaşma ile ılgili yaşananlan
haksızlık ve hukuksuzluk olarak
niteleyen Kart, Akdağ'a şu sorulan
yönelttı: "Erzincan Sağhk Müdürlüğü
Vardımcıhğı görevine getirildiği betirrilen
Mehmet Ali Akdağ'ın tahsüi nedir?
Mesleki geçmişi ve kıdemi nedir? 6/2
göstergeh' imam olarak görev yaparken
1/1 dereceli sağhk müdür yarchmcıhğı
görevine hangi \ asal ve takdiri gerekçe ve
kamu \aran gerekçesi ile atanabilmiştir?
Bu kişinin cami imamı olarak mesleğînde
ne gibi başanlan obnuştur?
Bu kişinin Sağhk Bakanhğı bünyesinde
herhangi bir birimde çahşması veya şefhk
sınavından geçmesi söz konusu ohnuş
mudur? Uyanlara rağmen nitetiksiz ve
vasıfsız kadrolaşma olaymı devam
ettirecek mismiz?"
tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
KAMU YÖNETlMÎ YASASI
Yol-Iş'ten Sezer'e
broşürlü destek
ANKARA (ANKA) - Yol-tş sendikası,
Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer
tarafindan veto edilen, AKP hükümerinin
temel projelerinden birisi olan kamu yönetimi
reformunun "veto gerekçesini" broşür haline
getirerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
bakanlar ve milletvekıllerine gönderdi.
Türkiye Yol-lş sendikası, Cumhurbaşkam
Sezer'in bir daha görüşülmek üzere
TBMM'ye geri gönderdiği, "Kamu
Yönetiminin Temel Dkeleri ve Yeniden
Yapüandınhnası Hakkında Kanun
n
un veto
gerekçesini Yol-lş Yönetım Kurulu'nun sunuş
yazısıyla, broşür haline getirerek yayımladı.
Broşür Erdogan, bakanlar, milletvekileri,
reformu hazırlayan bürokratlar, sivil toplum
örgütleri, sendikalar ve üniversitelere de
gönderildi. Broşürün sunuş yazısında,
Türkiye'de kamu yönetiminde önemli
aksaklıklar yaşandığı, reform konusunun 50
yıldır gündemde olduğu belirtilerek
"Günümüzde gündemde olan kanunlar ise
2003 yıh ilkbaharmda yabancı güçlerin
takpleri doğrultusunda omşturubnuştur"
denildi. Broşürde, şöyle denildi: "Sendikanuz
Saym Cumhurbaşkammızın 5222 Sayıh
Kanunu TBMM Başkanhğı'na geri gönderme
gerekçesini kamuoyunu dikkatine sunarken,
Cumhurbaşkammız Ahmet Necdet Sezer'e de
şükranlannı ve saygüarmı arz etmektedir."
!
PERlNÇEK'TENKİTAPELEŞTtRlSl:
Çm'de Atatürk
bizde ABD resmî
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÎP
Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye'de
vatandaşlık ders kitabının kapağında
ABD'deki Özgürlük Heykeli'nin yer
almasına tepki gösterdi. Perinçek,
"Çin'deki kitabın iç kapağmda ise
Atatürk 'ün resmi yer atayor. Bu, eğitimde
bozgunun fotoğrafidu"" dedi.
Eğrtimde bozgunun fotoğrafi
Perinçek düzenlediği basın toplantısında,
Türkiye'de okutulan ilköğretim 7'nci sınıf
Vatandaşlık dersi kitabı ile Çin'de 8'inci
smıflarda okutulan Dünya Yakın Çağ Tarihi
ders kitabını karşılaştırdı. Türkiye'de işlenen
kitabın kapağmda ABD'deki Özgürlük
Heykeli'nin, Çin'de okutulan kitabın iç
kapağmda ise Lenin ve Gandi ile birlikte
Atatürk'ün fotoğraflanmn yer aldığma
dikkat çeken Perinçek, "İşte bu, eğitimde
bozgunun fotoğrafidır" yorumunu yaptı.
Kitapta, eski Yunanistan, Fransa, Amerika
ve Ingiltere tarihindeki mücadelelerin yer
aldığını, ancak Nanuk Kemal'lere, 1908
Hürriyet Devrimi'ne, Atatürk'ün
bağımsızlık savaşına yer verilmediğini
anlatan Perinçek, "Bunu okuyan
çocuklanmız 'Bizim milletimizin hürriyet
adma hiçbir mücadelesi yokmuş' diye
düşünecek. Amaç da bu zaten" diye konuştu.
Islam
Enstitüsü
mezununa
öğretmenlik
• Bakanlık, ilköğretim din
kültürü ve ahlak bilgisi ile imam
hatip lisesi meslek dersi
öğretmenliğine başvuracak olan
lisans mezunlan arasına,
kapanmış olan Yüksek Islam
Enstitüsü ve Islami Ilimler
Fakültesi mezunlannı da kattı.
ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim
Bakanhğı, ilköğretim din kültürü ve
ahlak bilgisi dersi öğretmenliği ile
imam hatip lisesi meslek dersi öğret-
menliği için Yüksek tslam Enstitü-
sü ve îslami tlimler Fakültesi me-
zunlannın da başvurulannı alıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yı-
lı içinde yapacağı ikinci öğretmen
ataması için başvuru tarihi dün sona
ererken, başvurularda yıllar önce ka-
panmış yüksekokul mezunlanna da
hak tanındı. 2 Eylül tarihinde yapı-
lacak 9 bin 267 kadro için başvuru-
ların yapıldığı MEB Personel Genel
Müdürlüğü'nce yayımlanan atama
kılavuzunda, ilköğretim din kültürü
ve ahlak bilgisi ile imam hatip lise-
si meslek dersi öğretmenliğine baş-
vuracak olan lisans mezunlan arası-
na, kapanmış olan ve yerlerini ilahi-
yat fakültelerine devreden Yüksek
Islam Enstitüsü ve îslami llimler Fa-
kültesi mezunlannı da kattı.
Bakanlık kendi karanyla çelişti
Bakanlık Personel Genel Müdür-
lüğü'nün, din kültürü ve ahlak bilgi-
si öğretmenliği ile imam hatip lise-
si meslek dersi öğretmenliğine iliş-
kin uygulaması, Bakanhğın başka
bir biriminin karanyla çelişiyor. Öğ-
retmen atamalannda hangi branşla-
nn esas alınacağıyla ilgili karar ver-
me yetkisi bulunan ve bu konuda
119 sayıh karan bulunan Talim ve
Terbiye Kurulu Başkanlığı, ilköğ-
retim din kültürü ve ahlak bilgisi öğ-
retmenliğine ilahiyat fakültesinin ay-
nı ismi taşıyan bölümü, ortaöğretim
kurumlanndaki din dersleri ve imam
hatip liselerindeki meslek derslerine
de ilahiyat fakültesinin ilahiyat
bölümü mezunlannın atanabileceğini
kararlaştırmıştı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye'nın AvrupaBirliği'nden mü-
zakere tarihi almasının önündeki en-
gellerden bırinin kadın hakları olaca-
ğı anlaşıhyor. Son raporda bu konula-
rın gündeme geleceği gazete başlık-
larınayansıdı. Türk mevzuatının kadın
konusunda birçok ilkel hükmü barın-
dırdığını, yıllardır kadın örgütleri dile ge-
tiriyordu. KA-DER (Kadın Adaylan Des-
tekleme ve Eğitme Derneği), Türki-
ye'nin AB'ye girişte ciddi mevzuat de-
ğişikliklerine gitmesi gerektiğini sü-
rekli vurguluyordu. Şimdi bu konu ar-
tık gündemımıze gelip oturacak.
Son AB'ye uyum yasası değişiklik-
leri sırasında "kadınlara pozitifaynm-
cılık" konusu AKP yönetimi tarafin-
dan birölçüde budandı. Aynı sorunun
önümüzdeki günlerde Ceza Yasası
değişikliklen sırasında gündeme ge-
leceği anlaşıhyor. AKP yönetiminin,
yasa taslağındaki bazı hükümlerden
memnun olmadığı ve bazı değişiklik-
ler isteyeceği gündeme geldi. Bunlar-
dan birinin de zinanın artık suç sayıl-
mayacağı hükmü olduğu söyleniyor.
Zinayı suç o'maktan çıkaran yeni tas-
Zina, AB ve Kadm Hakları
laktaki bu hükmü AKP'lilerin değiştir-
mek istemesi, aslında yine erkek ege-
men davranışın bir parçası değil mi?
Kamuoyu bunları tartışırken KA-
DER ile Eczacıbaşı holdingin işbirli-
ğiyle "Türkiye ve AB'de Kadınlar: Or-
tak Bir Anlayışa Doğru" başlıklı bir
sempozyum ve bu sempozyum ön-
cesibiraraştırma hazıriandı. Profesör
Fatmagül Berktay'ın yöneticiliğini
yaptığı araştırmada, Inci Keresteci-
oğlu, Sevgi Uçan Çubukçu, Zey-
nep Kıvılcım Forsman ve Öztem Ter-
zi görev almışlar. Dün Eczacıbaşı Hol-
ding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent
Eczacıbaşı, KA-DER Başkanı Ayşe
Bilge Dicleli ve Profesör Fatmagül
Berktay'la birlikte bu projeyi sundu ve
yapılacak sempozyumla ilgili bilgi ver-
di.
Dicleli, yakında Meclis'tegörüşüle-
cek olan Türk Ceza Yasası'na ilişkin
kaygı ve dileklerini aktardı. Tasan üze-
rinde bugüne kadar yapılan değişik-
liklerin, kadınların taleplerini karşıla-
madığını belirtti. Dicleli kadınlann ta-
leplerini şöyle özetledi: TCK Refor-
mu'nun amacına ulaşması için bekâ-
ret testleri tamamen yasaklanmalı; 15-
18 yaş arası gençlerin rızaya dayalı
cinsel ilişkilerine getirilen yaptınmlar kal-
dınlmalı; "Müstehcenlik" maddesinde-
ki 'hüniyetini kısıtlayıcı' ifadesi çıka-
nlmalı; "Aynmcılık" maddesine "cin-
sel yönelim" ifadesi tekrareklenmeli;
"Nitelikli Insan öldürme" maddesine
alınan "töre saiki" ifadesi "namus sa-
iki" olarak değiştirilmeli.
Eczacıbaşı'nın sponsorluğunu yap-
tığı "Kadınlar ve AB" konulu araştır-
mada Fatmagül Berktay ilginç bazı
saptamalarda bulundu. Berktay, AB ül-
keleri ile Türkiye arasındaki kadın so-
runu açısından karşılaştırmah biryak-
laşıma ihtiyaç duyulduğunu belirtti:
"Türkiye'de kadınlar, 19. Yûzyıl'ınor-
talanndan bu yana önemli bir eşitlik
mücadelesi veriyorlar ve devlet ile
olan yurttaşlık bağlannı daha özerk
ve eşit bireyler olarak tanımlıyohar...
Türkiye'nin, toplumsal cinsiyeteşitli-
ği yolunda daha pek çok engeli aş-
makzorunda olduğu açıktır, ama unut-
mamak gerekir ki bu yolda daha ileri
olan toplumlar, bulunduklan noktala-
ra birdenbire gelmemişlerdir ve on-
laraçısından da daha katedilecek me-
safeler vardır. özellikle cinsiyet eşit-
sizliği söz konusu olduğunda, çok
farklı yapılara, kültürtere ve dinlere
sahip toplumlar arasındaki benzeriik-
lerin büyüklüğü ve karşılaştınlabilirii-
ği şaşırtıcıdır."
Bülent Eczacıbaşı'nın örneği de il-
gi çekiciydi. Ünlü Alman işadamı Hen-
kel, "Türkiye, AB konusunda başan-
lı olabilmek için Avnıpalı kadınlan ka-
zanmalıdır. Onlara, Türkiye'de yürü-
tülen kadın haklan mücadelesini an-
latın" demişti. Henkel önce eşini bu işe
ikna etmeye uğraştığını da sözlerine
eklemişti. 13 Eyiül'de Boğaziçi Üniver-
sitesi'nde düzenlenen sempozyumun
bu açıdan da büyük önemi olduğu bir
gerçek. Türkiye, demokrasi konusun-
da ilerleyebilmek için, kadın sorunu
konusunda kabuğunu kırmak zorun-
da. Sanınm, şimdi böyle bir aşamada-
yız. Kadın örgütlerinin yürüttüğü mü-
cadele bu açıdan çok önemli. Ecza-
cıbaşı'nın da ileriyi gören birtavıria bu
projeye sahip çıkması takdire değer.
Önümüzdeki dönemde Türkiyeli ka-
dınlarla AB üyesi ülkelerin kadınları
daha önemli bir dayanışma içine gi-
recekler gibi görünüyor. Berktay, AB
Kadın Lobisi'nin, Türkiye'nin üyeliğı
konusunda harekete geçtiğini ve sem-
pozyuma üst düzeyde katılacaklannı
söyledi. Türkiye'de kadm haklan ko-
nusunda değişiklik için içeride müca-
dele ederken, AB içinde de Türkiye'nin
üyelik müzakereleri için gün almasıy-
la bu sürecin daha da hızlanacağını an-
latmak gerekiyor.
Ciddi bir kavşağa gekiik. Şimdiye ka-
dar yalnızca bir iç mesele gibi görü-
nen kadın sorunu, artık uluslararası
arenadaki yerini alıyor.