18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAME HABERLER ERGEZEN'İN YANTn.AMASI tÇlN SORU ÖRNERGESİVERDİ CHP'li Özpolat: Okul ihalelerineşaibe karıştı tstanbul Haber Servisi -CHP MYK üye- si ve îstanbul Milletvekili Mehmet AKOz- polat, îstanbul'dayapılacak49 ilköğretim okulunun ihaleleriyle ilgili TBMM Başkan- hğı'na soru önergesi verdi. Özpolat, Bayın- dırlık vefskân BakanıZekiEr- — — i gezen'in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde 49 il- köğretinı okulunun ihalesine şa- ibe kanştığını, bu durumun ka- mu vicdanını rahatsız ettiğini belirttî. Ihalelerin AKP'ye ya- kın fırmalara, yapılabilir en uy- gun rakamlann çok üstünde be- dellere verildiğinin iddia edil- diğini aıumsatan Özpolat, "Ma- Kyetlerin belirlenme kriterleri, îhale Yasası'na uymamaktadır. thalelerde kanıu yaran gözetfl- ^ ^ " ^ ~ ~ memiş, daha avantajlı teklifler göz önünde bulunduruhuamışur'' dedi. Rakamlann da hukuk dışı yöntemlerle olusturularak ka- muoyunda AKP'ye yakınhğı ile bilinen yandaş fırmalann kollandığını kaydeden • îstanbul'da yapılan 49 okul ihalesinin şaibeli olduğunu öne süren Özpolat, söz konusu ihalelerde kamu yarannın gözetilmediğini savundu. Ö2polat, ihalelerin bu finnalann lehine so- nuçlandırüdığını belirtti. CHP milletvekili Özpolat, ihaleler kesinleşmeden Milli Eği- tim Bakanlığı bütçesüıi ve geleceğini ilgi- lendiren bu konudaki kuşkulann giderilme- — — si gerektiğini ifade etti. Özpolat önergesinde Bakan Ergezen'e şu sorulan yöneltti: • Toplam 88 trilyon lira be- delle verilen ihalelerin aslında 75 trilyon lira civannda sonuç- landınlmasının mümkün oldu- ğu iddia edilmektedir. Aradaki farkla en az 8 okul daha yaptı- nlabileceği düşünülürse Milli Eğitim'in çeşitli maddi güçlük- leriçindeyürütüldüğu ülkemiz- de bu sayı sizce de önemli bir eksikliği gidermeyecek midir? •. thalelerin bundan böyle davetiye usu- lüyle yapılacak olması herkesin katılımı- na açık ohnayan, sadece istenen firmala- nn davet edileceği kuskulu ihaleler döne- minin başlaması anlamına gelmeyecek mi? IHALE YAS ASIYÜKSEKÖGRETÎMDE RAHATSIZLIK YARATTI Universitelerde bilimsel yayın alımı durdu FTRATKOZOK ANKARA - Üniversıteler, Kamu îhale Yasası nedeniyle bilimsel dergi almakta zor- lanıyor. Yasadan önce yılda 5-6 bin bası- h ve elektronik dergiye abone olabilen üniversiteler, düzen- lemenin pazarlık olanağını sı- nırlaması nedeniyle sıkmtı ya- şıyor. Kamu Ihale Yasası, üni- versitelerin bilimsel yayın iha- lelerini olumsuz etkiledi. Yasa- dan önce üniversiteler ve ku- rumlar, pazarlık yöntemiyle uluslararası dergilerin alımını yapabiliyorlardı. Ancak yasa bu yolu kapattı. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut yasanın özellikle üni- ^ ~ " ^ ~ " versiteleri ciddi sorunlarla karşı karşıya bı- raktığını söyledi. Pek çok üniversitenin yayım ihalesini sonuçlandıramadığını be- lirten ODTÜ Rektörü Prof. Akbulut, "An*- dolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsi- • Kamu Ihale Yasası nedeniyle pazarlık olanaklan ortadan kalkan üniversiteler bilimsel yayın ahmında sıkıntı yaşamaya başladı. yumu sayesinde birçok kurumla bir ara- ya gelerek ihaleri düşük maliyederle sonuç- landırabiliyorduk. 1700 dergiye verdiği- miz parayİa 10 bin dergi alabiliyorduk. Ama arök yapamıyonız" dedi. Prof. Dr. Ural Akbulut, ihale süreçlerin- de yaşanan kanşıklıklar nede- niyle aksamalar meydana gel- diğini söyledi. Anadolu Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Engin Ataç da, ya- sadan önce yurtdışından indi- rimli olarak alım yapabildik- lerini ancak şimdi bu olanağı kaybettiklerini söyledi. Ana- dolu Üniversitesi Rektörü Prof. Ataç, "Örneğin 200 milyar B- rahk bir işe 100 milyar ile 400 ~—^~ miKar arasında değişen teklif- ler geliyor. Düşük teklifveren firmaya ver- mek zorunda kalabiliyorsunuz. HalbuJd bu tür ihalelerde kurumun belirlediği fi- yatm belli oranda alüna inen teklifler ka- bul edilmemeb" diye konuştu. Kadıköylü kitapçı, İngilizce yayın yapan büyük kitabevlerinin kendisine karşı açtığı davayı kazandı 'Korsana karşıyım, kitap dışında' • Kadıköy'de kime sorsanız onu tanır. Bitpazarmı, Akmar Pasajı'nı kuranlardan. Hurdacılık, antikacılık derken ingilizce korsan kitap işine girmiş. Mahkemeye verilmiş, davalar kazanmış. Kitap dışında korsana karşı ve 'gerçek korsancılar'dan şikâyetçi. ÖZLEM ALTUNOK O, ikinci ele hep meraklıymış belli ki. Geçmişe, eskinin ruhuna. 1987'de Ağn, Ankara, cezaevi istikametinden sonra yolu İstanbul'a düşmüş. Hurdacılıkla başladığı geçim derdi, tutku olmuş. Kesekâğıdı yapılan belgeler, evraklar, kitaplar onun elinde gerçege, kanıta dönüşmüş. Şimdi Kadıköy'de yine kâğıtla, kitapla uğraşıyor. İngilizce korsan kitaplar basmış, yakalanmış. yeniden basmış... "Korsana karşryun aslında, ama kitap başka" diyor... - İstanbul'a ne zaman, nasıl geldiniz? - Hapishaneden geldim, 1987'de. - Niye girdiniz? - Önce cinayetten, 12 Eylül sonrası da rahat durmadım, siyasetten yattım. tki kere de yakalandık kaçarken. Birinde babam yakalattı, birinde de sırtımda adam kaçınrken yakalandım. - Bu işlere nasıl girdiniz? - En başta hurdacılara gidiyordum. Her türlü objeyi topluyor, sahaflara, kitapçılara satıyordum. Önceleri bitpazannda, Salı Pazan'nda sergi açıyordum. Sonra bir yandan da antikacı dükkânımı açtım. Her köşkten bir sürü kalın ciltli kitaplar topluyordum. Kâğıtçılar bunlardan kesekâğıdı yapıyorlardı o zaman. yani kitap o kadar değersizdi. Çöpten servet çıkanrdık, manevi anlamda tabii. O zamanlar geçinmek için yapıyordum, SEKA'ya gidip satıyordum. Kendi kültürünü bu kadar yıyen, sömüren bir toplum görmedim. Mesela zamanuıda Osmanlı arşivini SEKA'ya satmışlar, SEKA da yurtdışına.. SEKA da bir canavar. İlginc belgeler Eğitim için sıra savaşı Anadolu Hselerine asıl kayıtiannın 19 Ağustos'ta sona ermesinin ardından boş kontenjanlardan yararlanmak için başvuruda bulunan yüzlerce veli. bundan da sonuç alama\inca çocuklannı bu kez süper Kselere yerteştirmek için çaba harayor. Kayitiaruı 31 Ağustos'a kadar devum edecek olmasına rağmen veliler daha ilk günden kayıtlann kabul edildiği okullann önünde uzun kuyruklar ohışturdu. Adana'da. Cebesoy İlköğretim Okulu'ndaki süper üse başvurulan herhangi bir olumsuzhığa meydan vermemek için polis nezaretinde yapıta>or. Süper Bselere kayrt için veliler, önce okul girişinde ohışturulan masaya isimlerini yazdınyoriar. Tek tek isimleri okunarak çağrdan \elikr internetten yapacaklan başvuru için şifre aldıktan sonra okuldan a\TÜT\oriar. tnternette başvurusunu vapan veli, daha sonra evrakını tekrar okula getirip yine kuyruğa girdikten sonra göroHlere imza karşılığında teslim ediyor. (Fotoğraf. AA) - tlginç belgeler geçti mi eünize? - Yeni Adam dergisinin arşivini hurdacıda buldum, bitpazanna döktüm. içinde Zeki Faik İzer, Fikret Mualla, Bedri Rahmi, Mahmut Cüda; ne kadar tanınmış ressam varsa hepsinin eskizleri vardı. Yeni Adam dergisinin sahibi Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu'ydu. Yayınevindeki bütün doküman bina boşaltılırken çalınmış. SEKA'ya satılmadan önce benim elime geçti. Aldım, pazarda mandalladım resimleri, alay ettiler. 600 kilo evrak için 3 milyon istedik, kimse almadı. îçinden çıkan bir evrakı 800 bin liraya sattım, zaten tamamını 350 bin liraya almıştım. Kalanlan eve götürdüm, ortalığa döktüm, gıdip Tuna Baltacıoğlu'nu buldum. "Bunlar senin babanın fotoğraflan degil mi? " dedim. o da duygulandı, karşılığında bana 300 kilo kitap verdi. Dükkânı açtun, adını da Baltacıoğlu koyduk. - Başınız belaya girmiyor nıu hiç? - Hiç kurtulmadı ki. hâlâ belada. Sahaflık yaparken 15 günde bir alınıyordum zaten. -Niye? - Cemal Paşa'nın. Enver Paşanın arşivini, 6-7 Eylül olaylannın dosyalannı buldum, 2000'e Doğru, Aydınlık, Nokta dergilerine verdim. - Nasıl buluyordunuz bu belgeleri? - Hurdacılardan. Satanlar mal mülk kavgasına düşmüşler, esas materyalin farkında değiller. - Korsan kitap işine nasıl girdiniz? - Son 10 yılda ingilizce kitabın piyasası açılınca başladım. Uluslararası yayın şirketlerinin kitaplannı basmaya başladık. Sonra depomu buldular. mahkemeye \erdiler. ama bugüne kadar 26 davayı da kazandım. Baktık ki, zaten kendileri 300- 500 bin korsanlannı basıyorlar. biz de onlan kopyasuıı alu-lar, hatalar da o yüzden çıkar. Sonra baskıda tek tek, forma forma kontrol etmek gerekir. 1yi kitap basabilmek için iyi bir kâğıtçı, iyi bir mücellit olmak gerekir. - Firmalar nasıl korsan yapı>or, siz bunu kanıda>abildiniz mi? - Korsancılık zaten bu büyük firmalarla birlikte ortaya çıktı. Acentelik, distribütörlük yapıyorlar ama bir önceki 'YENİ YASA KORSAN KİTAPÇILARI KAÇIRTTT - Sizin gibi kaç kjşi var bu işi yapan? - Asluıda bu seneye kadar çoktu, benim bıldiğün 8-10 kişi vardı, ama tamamı bıraktı bu işi. Yeni yasadan korkunca bırakmaya karar verdiler. - Diğer korsanlar için ne düşünüyorsunuz? - Artık korsanı olmayan bir şey yok. O işlere de girebilirdim, teklifler geldi, ama onlara karşıyım. Korsana da karşıyım da, yakalattık. - Nasıl yakaiatünız? -Buradaki yayınevlen onlan ispiyonladı. Yanı kısacası benimkiler orijinal, onlannkiler korsan çıktı. - Basüklannız nasıl orijinal çıktı? - İngilizce kitaplar renklı olduğu için ne varsa, onu filme alırsınız. Türkçe kitaplarsa siyah-beyaz olduğu için aydıngerle kitap farklı işte. - tyi kazanrvor musunuz? - Mıllet büyük para kazanıyoruz sanıyor, ama kazanmıyoruz. Her şey avansla, borçla, krediyle yürüyor. Bu işi sürdürmeyi gurur meselesi yaptım. Ben her kitaptan 30-40 tane ayırıp bedava dağıtmm, zaten ihtiyacı olan belli eder, durumuna bakıp veririz. yasaya göre patent haklan yok, bu hakkı sadece yazar verebiliyor. Marka tescilleri olmadığı için de yasal değil. - Nfye sadece tngüizce kitaplann korsanını yapıyorsunuz? - Benim dünya görüşüme, ahlakıma uygundu. Onlar bir kitabı 76 milyona satıyor. ben 10 milyona. - Bir öğrencinin yılhk kitap fivatı listesi sizde ne kadar, distribütörlerde ne kadar? - Geçen yıl bizde 80 milyon, onlarda 640 milyondu. - Nasıl yapıyorlar bunu? - Kitaplar bayiden kitapçılara belirli bir iskontoyla satılmak zorunda. Bunlar, listedeki ana kitaplann yanına üç gramer, bir sözlük, 3 hikâye kitabından oluşan bir yardımcı kitap listesi hazırhyorlar. Veli de o listeyi dışandan 40 yeri dolaşarak parça parça tamamlayamayınca mecburen okuldan alıyor. Bu büyük firmalar kendi aralannda anlaşıp pazan belirliyor. Her biri listeye, her seviye için kendi kitaplaruıdan, 3'er 4'er kitap ekliyor, olan çocuğa oluyor. 4 yılhk kitabı bir kere de aldınyorlar çocuğa. Bir sonraki yıl da değişiklik yapıp başka kitap aldınyorlar. 'Kontrol eden bir üst kurum yok' - Korsandan korunmak için mi yaprvorlar bunu? - Hayır. Zaten yurtdışından 100 bin kitap getiriyorlarsa, burada da 300 bin korsanını satıyorlar. Orijinal kitaplan perakendecilere, burada bastıklannı da okullara dağıtıyorlar. Okullara stand kurma haklan yok, büro döşüyor, bir şekilde stand kuruyorlar. San bandrol de onlann tekelinde ve işin tuhafi onlan kontrol eden bir üst kurum da yok. Korsanı imha etmek için elimizdeki kitaplan alıyor, sonra kendileri satıyorlar. AVRUPA'DAN GURAY OZ Venezüella İçin Ne Yapabiliriz? Iki ay kadar önceydi. Ülkemizin tanınmış ve uî ta yazarlanndan Mehmet Barias çok cesur bir ys zıya imza atmıştı. Yazı gerçekten de çok cesurc yazılmıştı, çünkü bu ülkenin insanlarına, Amerik için ne yapabileceklerini düşünmelerinin zaman nın geldiğini hatırlatıyordu. Uzun olacak, ama bu çok önemli yazıdan alın yapmak gereklidir gibi geliyor bana. Şöyle diyor du Barias: "Başkan Kennedy'nin yemin törenindeki ko nuşmasının bir bölümü hâlâ hatırtanır Ameri ka'da. - Artık ülkenizin sizin için ne yapabıleceğini de ğil, sizin ülkeniz için ne yapabileceğinızi sorgula yın! Şu andaki Başkan Bush, bu sözlerin benze rini, Amerikalılara değil, tüm dünyaya seslen diriyor bir anlamda. - Artık Amerika 'nın sizin için ne yapabilecef' '" değil, sizin Amerika için ne yapabileceğinızi sor gulayın! Bu kelimeleri kullanıp, bu cümleyi kurmas; bile, böyle diyor... Belki her ikili ve çoklu gö rüşmesinde bu cümleyi mırıldanıyor. fürkiye, 1946'dakı 'Sovyet Tehdıdi'nden ber. hep Amerika'nın Türkiye için rteler yapabilece ğini sorguladı. Artık biz de güncel gerçeği fark etsek iyi oluı Eğer sorunumuz PKK'yi bitirmek ise bunuı için Amerika'nın ne yapacağını değil, bizim n< yapabileceğimizi düşünmenin zamanıdır me sela." • • • Amerika için ne yapabiliriz, bilemiyorum. Ame rikan halkı için bir şeyler yapabilir miyiz, onu da bile miyorum. Tüm dünyanın gözü önünde yalanlar söyleye rek rejimi ne olursa olsun sınırlı belli, egemen bi ülkenin topraklannı işgal eden, sonra dönüp "bi yolojik, kimyasal ve nükleer silah yokmuş, ya nılmışız, ama yine de biz haklıyız" diyebilen bı devlet için, o devletin egemenleri için ne yapılabı lir ki? Olsa olsa uyanık olmak gerektiği, bu eli kolı uzun, güçlü ve zorba devletle işbiriiği yapmanın za rartarı anlatılabilır insanlara. Işbırliği yapmak iste yenleri uyarabiliriz. Amerika ıçın değil, ülkemiz, in sanlanmız için bir şeyler yapmaya çalışabiliriz. • • • Venezüella'da öyle yapıyorlar. Ortadoğu'da "bu ülkede demokrasi yok, te/t likeli silahlar var, gireceğiz, silahları bulaca ğız, demokrasi kuracağız" diye en ağır ve mo dern silahlarla Irak'a saldıran ABD, Venezüella'd; seçimle gelmiş bir başkanı devirmeye, birdemok rasiyi halletmeye çalışıyor. Irak hakkında artık yeteri kadar bilgi sahibiyiz Bu ülkeye yönelen saldınnın nedenlerini ülkemiz de hemen herkes biliyor. Peki, Venezüella'ya neden çullanıyor ABD? Irak'la Venezüella arasındaki ortak nokta petrol dür. Gerçeği bilenler arasındaki farksa, "ABD'y< karşı konulmaz, yeni dünya düzeni böyle ge rektiriyor" diyenlerle "boyun eğilirse geleceği miz ve dünyamız tümüyte karanr" dıyenler ara sındakı farktır. • • • Venezüella 25 milyonluk bir ülkedir. 2000 yılın da başkanlık seçimlerini kazanan Hugo Châvez ülkesinin petrol zenginliğine el koyan ABD'ye ka fa tutmuş, topraklann yüzde 77'sine sahip olan nü fusun yüzde 3'ünün canını sıkmış yurtsever bir es ki subaydır. ABD'nin örgütlediği darbe başanlı ol mamış, askerlerin desteğini alan Châvez darbf girişimini püskürtmüş, yine ABD tarafından mityon lar dökülerek örgütlenmiş referandumda, halkır yüzde 58'inin oyunu almayı başarmıştır. Küba ile yakın ilişkiler kuran ve yalnız Latin Ame rika'da degil, tüm dünyada umut rüzgârlan esti ren Venezüella, ABD için bir şeyler yapmayı rpd dediyor. Châvez kendi ülkesi, kendi halkı için bir şeyle yapmaya çalışıyor. ABD kuşkusuz yenilgiyi kabul edecek değild» CIA'nın hazırlıkları hızlandırdığına, daha önce Şi li'de denenmiş yöntemlerle yeniden saldıracağı na hiç kuşku yok. ABD için bir şeyler kesinlikleyapmamalıyız, am; acaba Venezüella için bir şeyler yapabilir miyız, bi lemiyorum. ABD'nin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkartabiliriz ör negin. Châvez'in ülkesiyle dayanışmak, onları destek lemek, biraz da kendimizi desteklemek anlamı ta şımaz mı sizce? e-posta: [email protected] 600 bin kız okula gitmiyor 1 Türkiye Iran ve Suriye'den geride* İSTANBUL (AA) - UNICEF'in araştırma- sına göre Türkiye'de 600 bin kız çocuğu okula git- miyor. Kuruluşun baş- kan yardımcısı Karin Sham Poo, Türkiye'nin Iran ve Suriye'den gen- de kaldığını belirterek örgütün kampanyayla 2005 sonuna kadar bu sayıyı yarı yanya indır- meyi amaçladığuıı söy- ledi. Milli Eğitun Bakanlı- ğı veUNICEF'in birlik- te yürüttüğü "Kız Ço- cukiannınOkullulaşma- sınaDestek Kampanya- sı", Istanbul'un da ıçin- de bulunduğu 33 ilde sü- rüyor. Kadıköy'deki Va- li Çakır Öğretmene- \i"nde, UNICEFyetkı- lileri, Milli Eğitim Ba- kanlığı tlköğretim Ge- nel Müdür Yardımcıs Kanıil Zengin. tstanbu tl Milli Eğitim, Tanm vı Sosyal Hizmetler mü dürleri, fl Müftüsü. kay makamlar, okul müdür leri ve öğretmenlerin ka tılımıyla, dün kampanya ya ilişkin değerlendir me toplantısı vapıldı. Topianhda fstanbul 1 Milli Eğitim Müdün Ömer Balıbey, Istan bul'da okula devam et meyen öğrenci sayısınu 49 binden 15 bıne düşü rüldüğünü bildirdi. UNICEF Türk ; — Temsilcisı Edmond 1» Loughneyde, Istanbul'd kayıtlı kız ve erkek öğ renci arasındaki farkıı 75 bin olarak görüldüğü nü söyleyerek bu farbı olmaması gerektığin söyledi. ,k
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle