23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURÎYET 19 AĞUSTOS 2004 PERŞEMB HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN 'Birkaç Oy Uğruna' Değil, Düzenin Özü Bu Kadın nefret ve isyanla haykınyordu: - Devlet nerdeL DevletL Sağ yumruğunu ileri doğru sallayan kadın şive- sinden anlaşıldığına göre, "Türkiye Cumhuriyeti" ni, "TC" şeklinde söylemeyi yeğleyenlerdendi. Sel, dere yatağındaki evini alıp götürmüş, can kay- bına da neden olmuştu. Aradan geçen 14-15 yıla karşın görüntü hâlâ dün gibi canlı belleğimde. Sel geçti kadının haykınşı unutuldu. Ama görün- tü belleğime kazınmıştı. Birkaç yıl aradan sonra, daha önce görmediğim Izmir'in o gecekondu bölgesine, meraktan gittim. Bölgenin girişinde, bizi apart-kondular karşıladı. Içlerinde on dairelik o\an\ar bile vardı. Semtsakinleri, aradan geçen sürede yaralannı sar- mışlardf. Bakkallar, küçücükdükkânlannın üstüne, modaya uyarak "market" tabelalannı asmışlardı. Yokuşu tırmanırken gördüğümüz en büyük dükkân ise inşaat mazlemesi satıyordu ve görünüşe göre işleri de iyi gidiyordu. Tepeye doğru vardığımızda, meydan gibi bir yer- de koca bir levha duruyordu ve üstünde şunlar ya- zılıydı: "Burada inşaat yapmak yasakîır, Izinsiz yapılar yıkılacaktır. Izmir Belediyesi" Belii ki, birzamanlar mahallenin en tepe noktası oymuş, ama levha konduktan sonra inşaat sürmüş ve tepe noktanın üstüne de evler kondurulmuş. Onlaraşağıdakilere oranla daha mutevazı, küçük yapılardı. • • • Arkadaşlara dere yatağındaki son selde içinden ölüler çıkan evi sordum, biraz daha yürüdükten sonra aşağıda vadide bulunan evi gösterdiler. Yenilenmişti ve olduğu yerde içindekilerie birlik- te, yeni seli bekiiyordu. Devlet o evin yapılmasını yasaklıyor ya da resmen yasaklıyor ve fiilen hiç bir şey yapamıyordu. Yasaklama karan açıklandığında vatandaşın tep- kisi sert oluyordu: - Bizim de insanca yaşama hakkımız yok mu? Pe- ki biz nereye sokacağız başımızı? Devlet ne kanşı- yor bu işe? Devletin erkini ellerinde tutanlar, vatandaşın bu tepkisinden çekiniyorlardı. Vatandaş yoksul ve çaresizdi; bir yerlere başını sokmak durumundaydı. Vatandaş, büyük göçün getirdiği sorunlara, kural dışı, kendine göre, çarpık yollardan da olsa çözüm bulurken devletin ya da belediyenin yasaklar getirmesine kızıyor, kamunun işine kanşmamasını istiyordu; kişisel girişimdlik fik- ri pratik yaşama çözüm serbestisi olarak yansıyor- du ve bunu kabul etmek istemeyenleri, vatandaş oyuyla cezalandınyordu. Sonra sel veya başka bir afet geldiğinde yeniden umarsız kalan vatandaş kendi kondusunu oturttu- ğu sırada, işine kanşmamasını istediği devteti ha- tıriıyor ve haykınyordu: - Devlet nerde!.. Devieeet!.. • • • Vatandaş, sürekli liberal sağ partilere oy veriyor ama başı sıkışınca sol toplumcu çözümler istiyor, devletin yardımına bel bağlıyordu. Sol toplumcu çözümler kurala bağlı bir toplumu gerektiriyordu, ama vatandaşın istediği kuralsız bir korsan çözüm toplumuydu. Vatandaş, kurala bağlı, toplumsal çıkarlara önce- lik veren ve bu düşünceleri savunanlan suçlayan- lara da katılıyor ve o da onlarla birlikte haykınyor- du: - Anarşistler!.. Vatandaş çoğunluktaydı, yalnız cahilliği değil, umarsızlığı da onu korsan çözümlere itiyordu. Hatta umaraz vatandaş, kural dışını bir pratik çö- züm olmaktan da ileri götürüp ranta dönüştürme- ye çabalıyor, sistemin gereği bunu da sağlıyordu. Sistem "altta kalanın canı çıksın" düzeniydi, ama altta kalanlardan gelen destekle ayakta duruyordu. Türkiye'nin en büyük kentinde, vatandaşın konut- lannın büyük çoğunluğu hem güvenlik normlannın hem de yasalann dışındaydı. Vatandaş, o kente, kaçak inşaatı olan birkişiyi be- lediye başkanı seçmekte beis görmüyor, hatta onu daha da yukanlara taşıyordu. Alibeyköy'deki son sel felaketi sırasında yaşanan- larda değişik değildi ve vatandaş yine kamudan yar- dım bekliyor, gelmeyen veya az bulunan yardımdan yakınıyordu. Ekranlar hep aynı kısır döngünün gö- rüntülerini yansıtıyordu. Ve bu düzenin şakşakçısı medya, popülizm ya- lakalığıyla politikacılan suçlayarak işin içinden sıy- nlmaya çalışıyor, "Birkaç oy uğruna" diye manşet atarak güya sosyal eleştiri yapıyordu. Oysa adına demokrasi denen bu düzen böyle iş- liyordu, sözkonusu olan birkaç oy değil, sistemin özüydü. Dostları mezarı basında bulusacak UğurMumcu'nun 62. doğumgiinü ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Bombalı saldın sonucu 11 yıl ön- ce katledilen gazetemiz yazan UğurMumcu'nun 62. doğum günü, 22 Ağustos'ta kutlanacak. Uğur Mumcu Araştır- macı Gazetecilik Vak- fVndan dün yapılan açık- lamada, tüm Mumcu dostlan, 22 Ağustos Pa- zar günü saat 10.30'da Mumcu'nun Cebeci Me- zarlığı 'ndaki gömütü ba- şınaçağnldj. Yazılanve araştırmalanyla toplumu aydınlatan, birkişiye ya- pılanhaksızhğı bütün top- îuma yapılmış sayan Mumcu'nun, kitlelere mal olmuş bir yazar ol- duğu vurgulanan açıkla- mada, şöyle denildi: "Mumcu, belgesiz ve bilgisiz hiçbir konu hak- kında ya/madı. İşin ko- layına kaçmadı. Siyaset- nıafya-şeriat ilişkilerini çözmek ısti\ordu.Bunun için okudu. araşûrdı ve düşündü. Çünkü bflhor- du ki bu karanhk itişlti- ler ortaya çıkmadan, ül- ke huzura kavuşamaz, mutfuluğunresmiyapıla- maz. Uğur Mumcu, ay- dınlanma devrimini özümsemiş, ödünsüz bir devrimciydL" Çamsan AŞ'nin kongresine korumalan ve oğullanyla katılan işadamı mafya gibi davrandı Poyraz,ölümtehdidiyağcürchERDOGANERİŞEN ORDU - Adı kızılağaç kesiminin serbest bırakılması yönündeki tartış- malarla gündeme gelen ve Türki- ye'nin 500 büyük firması arasında yer alan 3 bin 800 ortaklı Çamsan AŞ 'nin kongresinde kavga çıktı. 200 kadar resmi ve sivil polisin olaylara karşı önlem aldığı kongrede yönetim kurulu başkanlığından düşürülen Yök- sel Poyraz ve oğullan ile korumalan avukatlara saldırdı. Poyraz bazı ortak- lan ölümle tehdit ederken küfiir ve kav- galara tepki gösteren çok sayıda or- tak salonu terk efti. Divan başkanlı- ğını yapan avukat Ali Mertan, kong- re biter bitmez Ordu Cumhuriyet Sav- • Türkiye'nin 500 büyük firması arasında yer alan 3 bin 800 ortaklı Çamsan AŞ'nin hissedarlanndan Yüksel Poyraz ve korumalarının salonda kavga çıkarması üzerine polis güvenlik önlemleri aldı. Şirketin yönetim kurulu başkanı Şükrü Bodur'a 'ölüm tehditleri' yağdıran Poyraz, Ordu Emniyet Müdürü Ömer Sağırkaya'yı 10 tabaka sunta için kendisini satmakla suçladı. cılığı'na giderek Poyraz, oğullan ve korumalan hakkında suç duyurusun- da bulundu. 1984yılında Türkiye'nin ilk MDF üreticisi olarak Ordu'da faaliyete ge- çen ve geçen günlerde Adapazan 'nda bulunan ikinci fabrikasmı da hizme- te sokan Çamsan AŞ'nin Ordu TESK Otel'de yapılan 2003 yılı olağan ge- nel kunıl toplantısına, mart ayı so- nunda yönetim kurulu başkanlığından düşürülen Yüksel Poyraz, oğullan Gökhan ve Hakan Poyraz ile çok sa- yıda korumayla katıldı. Şirketin ye- ni yönetim kurulu başkanı Şükrü Bo- dur, rahatsızlığı nedeniyle kongreye kahlmazken kendisini avukatlan tem- sil etti. Şirketin yüzde 45'lik hissesi- ni elinde bulunduran Poyraz ve oğul- lan, daha kongrenin başında divana sert eleştiriler getirerek şirketin yüz- de 54'Iük hissesini elinde bulunduran Bodur ve Aztaş grubuna hakaret et- meye başladılar. Bodur'un avukatının kongrenin yürütülrnesini engelleyen- lerin salondan çıkanlması talebi üze- rine Poyraz ayağa kalkarak "Bizi bu salondan kimse atamaz" diyerek kü- für ve tehdit ettikten sonra oğullan ve korumalanyla birlikte diğer ortakla- ra ve avukatlara saldırdı. Bunun üzerine güvenlik güçleri sa- lona takviye polis aldı. Yaklaşık 10 da- kika süren olaylarda Yüksel Poyraz, oğullan ve korumalan bazı ortaklan tartakladılar. Olaydan sonra salona alınan polisler, Poyraz, oğullan ve korumalanna karşı divanın önüne adeta etten duvar ördü. Toplantıda konuşan Poyraz, Ordu Emniyet Müdürü ÖınerSağırkaya'yı 10 tabaka sunta için kendisini sat- makla suçlarken ortaklıktan bir an önce aynlmak istediklerini söyledi. Şükrü Bodur ile Başkanvekili Aftan Bodur'a tehdit yağdıran Poyraz şöy- le konuştu: "Ya ben bu ınalı alacağun ya da ca- nımı verecegim. AJtan Bodur, ben bu tnah alamazsam, biruerine vekâJet ve- rir, Londra'da okuyan oğluna gider- ler, imza aiıriarsa ne yapacaksın? Bu- rada 2 grup çarpışıyor. Poyraz ve Bo- dur grubu. Bizler birbirimiri vuraca- ğız. Birimiz mezara, birimiz hapsegi- receğiz, Bu işin sonu, birisinin öbür dünyaya gftmesi demektir." İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN çsm vmmiz Hak-Iş Başkanı Uslu, Türk-îş Genel Başkanı'na 25 milyar liralık dava açtı Sendikacdar mahkemelik ofchıANKARA (Cumhumet Büro- su) - Hak-Iş Genel Başkanı Sa- Bm Ushı, Türk-Iş Genel Başkanı SaJih Kılıç hakkında kendisıne hakaret etriği gerekçesiyle 25 mil- yar lıralık manevi tazminat dava- sı açtı. Saiih Kılıç'ın da Salim Uslu hakkında dava açacağı öğ- renildi. Orman işkolunda Türk-Iş üye- lerinin, bürokrat baskısıyla Hak- Iş'e üye yapıldığı gerekçesiyle başlayan tartışma adliyeye taşın- • Uslu, Kılıç'ın bir televizyon konuşmasında kendisini "mafya ile işbirliği yapmakla" suçladığını ve "Haysiyetli ve şerefli insan değilsin" diyerek de hakaret ettiğini belirtti. Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'rn da Salim Uslu'ya karşı dava açacağı öğrenildi. dı. Hak-tş Başkanı Salim Us- lu'nun avukatı MecitZeren tara- findan Aiikara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan davanın di- lekçesinde, SKY TÜRK televiz- yonunda 28 Temmuz 2004 tari- hinde yayımlanan "GeceyeBak^" adlı programda, orman işçilerinin durumunun ele almdığı belirtil- di. Salih Kılıç'ın konuşmasmda, Uslu'yu "mafya ile işbirliği yap- malda" suçladığı öne sürülen di- lekçede "haysrveöive şerefli insan değflsm" diyerek de hakaret etri- ği belirtildi. Dilekçede, Kılıç'ın konuşmasında, "-terbiyesianAl- lah'ı sensin" sözleriyle kutsal ka- bul edilen değerleri kullanarak hakaret ermeye devam ettiği ile- ri sürüldü. Dilekçede, Uslu'ya "jurnafcı" dediği de öne sürülen Kılıç'tan, 25 milyar lira manevi tazminat istendi. Türk-tş Başkanı Kılıç'ın da Sa- lim Uslu'ya karşı dava açacağı, avukatlann çalışmalanru sürdür- düğü öğrenildi. CHP'Lİ ANADOL: 'Eczacılara borcunuzu ödeyin' AMCARA (Cumhurtjet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, hükümeti eczacılara olan borcunu ödemeye çağınrken TBMM açıldığuıda eczacılann sorunlannı Meclis'te gündeme getireceklerini söyledi. CHP Grup Başkanvekili Anadol, dün beraberinde CHP milletvekilleri Haşim Oral, Sami Tandoğdu ve Nadir Saraç ile Türk Eczacılan Birlıği (TEB) Ba^kam Mehmet Domaç'ı ziyaret etti. AKP hükümetinin eczacılann feryatlarrnı duymazdan geldiğini anlatan Anadol, ilaç sektörünün içinde bulunduğu durumun saptanması için Meclis araştırması açıhnası istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdikleri önergeyi anunsattı. Önergede, Sağlık Bakanlığı'nın ilaç fiyatlannı belirlerken hangi ölçülerden yola çıkhğını sorduklannı kaydeden Anadol, şöyle konuştu: "Orneğin SSK'ye ihale ile satüan 'neorecormon 2000' Uacının kutusu 230 milyon Braya, î "neorecormon 5000' ilacuun kutusu da 616 milyon Hraya saölmışür. Aynı ilaçlan Antalya Devlet Hastanesi sırasrvla 92 milyon ve 366 mirvon Hraya saön abnışür. Bu çarpıcı durum pek çok ilaç için geçerüdir. Sosyal güvenlik kurumian, soyulur konuma getirilmişlerdir." ençlerden İstanbul Haber Servisi - Bakırköylü gençler, oluşturduklan "Yerel Gündem 21 Bakırköy Gençlik Meclisi" (YG21 BAGEM) ile kendi sorunlanm kendileri çözecekJer. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Gençlik Meclisi'nin 30 Ağustos'ta bağımsızlık kavramını yeniden anımsatarak gençlerimizin bağrmsızlığımızı yeniden sahiplenmesini sağlayacağrm söyledi. Bakırköy Spor Vakfi'nda gerçekleştirilen BAGEM'in tanıtım toplantısmda konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Bakırköy Belediyesi'nin himayesinde kurulan BAGEM'in amacımn, Bakırköy'ün sahip olduğu gençlik potansiyelini bir çatı altında toplamak olduğunu anlattı. BAGEM'in 30 Ağustos'ta düzenleyeceği ve yaklaşık 2 bin gencin katılımıyla gerçekleşecek etkinlikle Bakırköy'deki Ozgürlük Amtı'na çelenk konularak önemli mesajlar verileceğini belirtti. Yürütme Kurulu üyelerini 16 ile 23 yaş aralığındaki gençlerin oluşrurduğu BAGEM'in 22 yaşındaki genel koordinatörü Güven Gündüz ise ç'eşitli spor karşılaşmalan ve konserlerin yer alacağı Bağımsızlık Şenliği ile gençlerin ulusal bağımsızlığa verdiği önemi göstermek istediklerini ifade etti. Hükümetle görüşme 3. köprü için Mcdezyalı konsorsiyum • Yap-îşlet-Devret modeliyle 49 yıllığıîıa kiralama üzerinden yapılması planlanan projede Malezyalı konsorsiyumun, geçiş ücreti ve geçiş sayısı için garanti istediği belirtildi. İstanbul Haber Servisi - Hükümetin İstanbul Boğazı'na üçüncü köprünün yapılması için Malezyalı konsorsiyumla göniştüğü bildirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın sıcak baktığı belirtılen projenin 1.2 miJyar dolara mal olacağı hesaplanıyor. Sanyer-Anadolu Kavağı arasında yapılması planlanan köprü için ekonomi yönetiminin Markmore-Seloga ve Jaya firmalanndan oluşan Malezyalı konsorsiyumla görüştüğü ortaya çıktı. NTV'nin haberine göre Yap-lşlet-Devret modeliyle 49 yıllığına kiralama üzerinden yapılması planlanan projede Malezyalı konsorsiyumun, geçiş ücreti ve geçiş sayısı için garanti istediği belirtildi. Ekonomi yönetiminin ise Istanbul'daki Fatih ve Boğaziçi köprülerinin devlet tarafından işletildiğine dikkat çekerek, ücret garantisinin zor olduğu yönünde görüş bildirdiği, aynca Boğaz'da yapım çalışmalanna başlanan tüp geçit projesinin sonuçİannın beklenmesini istediği bildirildi. Başbakan Erdoğan'ın üçüncü köprüye "sıcak baköğmı" belirten yetkililer, ancak Malezyalı konsorsiyumun istediği garantinin içeriği ve trafik talep projeksiyonunu gördükten sonra kesin karann verilebileceğini söylediler. Hava-İs: Sektör batakta THYAvrupa'ya giremez • THY'nin az yatınmla çok kâr elde etme çabasmda olduğunu belirten Yağcı, "Anzalar nedeniyle yaknıda THY uçaklannm Avrupa havaalanlanna inmelerine izin verilmeyebilir" dedi. ECEVİTKILIÇ Hava-tş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yağa, Türk Hava Yollan 'nin (THY) özel sektörle rekabet için az yannmla çok kâr elde etmek istediğini belirtti. Yağcı, "Avrupa'da shü hmaahk otoriteleri uçaklann vidalannı bOe kontrol edrjor. Anzalar nedennie yakmda THY ucaklarmm Avrupa ha\aalanlarma inmelerine izin vçribnejebiBr" dedi. Uçuşlarla ilgili tüm yetküerin Si\il Havacılık Genel Müdürlüğü'nde olduğunu söyleyen Mustafa Yağcı, bu kurumun yeniden yapılandınunası gerektiğini vurguladı. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün "Uç uç Türidye" sloganıyla havacılık sektörünü bataklığa sapladığım savunan Yağcı, "Uçaklann saön abnmasryla, hangi uçaklann uçacağı ve pflooarm kaç saat uçacaklanm beürieyen Srvil Harvacıhk Genel Müdürlüğü'dür. Bu kurum yenOenmelidir'' diye konuştu. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün, pilotlann çahşma ve dinlenme sistemleriyle ilgili bir genelge yayımladığıru anımsatan Yağcı, uçuş güvenlığini riske ettiğinden genelgenin iptali için idare mahkemesine başvurduklannı ifade etti. Pilotlar ve diğer personelin "işler yürüsün" diye fazla çalışmayı kabul ettiklerini voırgulayan Yağcı "Ozel sektörde daha büyük denetzmsizük ve aksakhk var. Ancak bunlar basnıa yansumyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle