22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 A^USTOS 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA JtLıJV\_f11 U1VLI. ekonomi(S cumhuriyet.com.tr 13 Baykal,5ton bugdayıbağışladı • POLATLI(AA)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Polath Ticaret Borsası'nı ziyaret etti. Burada çiftçinin sahipsiz bırakıldığını, kaderine terk edildiğıni belirten Baykal, "Devletin izlediği yanlış politikalarla çiftçi mağdur edilmiştir" dedi. Bir süre borsadaki buğday alım- .atımmı izleyen Baykal, kilosu 365 bin liradan satışa çıkanlan 5 ton buğdayı, kilosuna 500 bin lira fiyat vererek üretici Ali Özden'den satın aldı. Baykal, bu buğdayın satışından elde edilen parayı da yapımı süren Polath Yüksek Okulu'na bağışladı. Havayolunda zam furyası • PARİS/LtZBON (AA) - Havayolu şirketleri, yükselişini sürdüren petrol fiyatlan karşısında art arda bilet fiyatlanna zam açıklıyor. Zam kervanına en son katılan, Fransız ulusal havayolu Air France ile Portekiz Havayollan oldu. Air France, bilet başına Fransa içi uçuşlarda 2 Euro, Avrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika uçuşlannda 3 Euro zam yapfı. Portekiz Havayollan şirketi TAP, iç hat ve Avrupa ülkeleri güzergâhlanndaki uçuşlarda bilet fiyatlanna 3.7 dolar, dış hat bilet fiyatlanna da 8.6 dolar zam yapacağını bildirdi. Googie halka arz fiyatııiı düşürdü • NEW YORK (AA) - Hısselerini halka arza hazırlanan dünyanın en çok tercıh edilen internet arama motoru Googie, daha önce hisse başına 108-135 dolar olarak açıkladığı fiyat beklenti aralığmı 85-95 dolar bandına çekti. Şirket aynca daha önce 11.6 milyon olarak açıklanan eski ortaklann satabileceği hisse miktanru 5.5 milyon hisseye düşürdü. ^eğişiklikler sonrasında nalka arzdan elde edilebilecek maksimum miktar, 1.9 milyar dolara geriledi. Halka arz sonrasında Google'ın toplam piyasa değeri ise en çok 26 milyar dolar olabilecek. Denim ihracatı aımyor • İSTANBULÇAA)- Denim Sanayicileri Derneği (DENÎMDER) Başkanı Nedim Özbek, ilk aln ayda gerçekleştirdikleri ihracatın gurur verici olduğunu belirterek "Tüm ürün gruplannın yerinde saydığı bir dönemde Türk denimciler Ispanya'ya yüzde 328, Kanada'ya yüzde 104, îngiltere'ye yüzde 85'lik ihracat artışı gerçekleştirdi" dedi. Özbek, DENÎMDER'e 70'ibulanüye müracaatının değerlendirileceğini söyledi. Uzanlar'ın BMW'si satıldı • tSX\NBUL(AA)- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF), borçlan karşıhğında sahşa çıkardığı Uzan Grubu'na at araçlardan lüks BMW tomobü, 265 milyar 'Lraya satıldı. Geçen günlerde yapılan açık attırmada Zekeriya y urtçak'ın aldığı araç, kdeli ödenmediği için 215 milyar lira nuhammen bedelle tekrar satışa sunulmuştu. Cari açığın finansmanında bavul ticaretine güvenen hükümeti hayal kırıklığı bekliyor Bavulaçığı kapatamıyor• Bir dönem izlediği yanlış politikalar yüzünden ağır darbe alan, ardından yavaş yavaş toparlanan Laleli esnafı, son iki ayda yaklaşık yüzde 20-25 oranında düşen ihracat rakamlanyla yine kara kara düşünmeye başladı. BAŞAKSEZEN Cari açığı kaparmak ıçin bel bağladığı kalemlerden bırini bavul ticareti olarak açıklayan AKP hükümetini büyük bir ha- yal kınklığı bekliyor. Özellikle kriz sonrası yaşa- nan sıkıntılann ardından artan ihracat rakamlanyla yüzü gül- meye başlayan esnaf. son iki ayda yaklaşık yüzde 20-25 ora- nında düşen ihracat rakamla- nyla yine kara kara düşünme- ye başladı. 2003 yılı ilk beş ayında 1 mil- yar 403 mıryon dolar ihracat ya- pılırken bu oranın, yüzde 20'lik artışla 2004'ün ilk beş ayında 1 milyar 640 milyona çıktığını belirten Laleli Sanayici îşa- damlan Derneği (LAStAD) Başkanı Ayhan Karahan. an- cak 6. ve 7. aylarda yüzde 20- 25'lik bir düşüş yaşandığını kaydetti. Karahan bu düşüşün nedenlerini üç başlık altında topladı: ^ Satışlanmız dolar bazında gerçekleştiriliyor. Artık dolar yükselmez diye fiyatlanmızı Son iki a\ da yüzde 20-2? oranındaki ihracat düşüşüyle krizyaşayan Laleli esnaft, katma değeri yük- sek, kaliteli ürüniere \öneierek bavulticareriningeleeeğini kurtarma uğraşı veriyor. arttırmak zorunda kaldık, çün- kü maliyetlerimiz fazlaydı. Bu durum müşterilere pahalı gelin- ce, daha ucuz ülkeler tercih edıldı. • Bizim alışılagelmiş pazar- lanmızı îtalya, Fransa almaya başladı. Mallannı Uzakdoğu'da ürettikleri için daha ucuz ürete- biliyorlar ve bu bizim rekabet etmemizi zorlaştınyor. • Tüketici eğilimi değişme- ye başladı. Ülkelerinhazırgiyi- me olan talebi düştü. Konut, otomobıl gibi ürüniere ilgi art- maya başladı. Rusya Devlet Başkanı VTadi- mirPutin'ın 5 Eylül'deki ziya- retinın çok önemli olduğunu belirten Karahan, "Görüşme- lerde. yaşanan sorunlar dile ge- tirilmeli. Rusya ticaretinde cid- di açıklar veriyoruz. Karşdıkh ticaretinüz 6.5 milyar dolar to- tannda, ancak arada4.5 milyar dolarhk açık var" dedi. Bavul ticareti yapılırken gümrüklerde, mal tesliminde ciddi sorunlar yaşadıklannı kaydeden Karahan, Rusya gümruklennde bir aydan bu yana gıden mallarda ciddi bir yığılmanın söz konusu oldu- ğunu belirtti. Yaklaşık 2 bin 500 koli mahn bu tarihten be- ri bekletildiğinı, bu mallann akıbetinin dahı bılınmedığini sövleven Karahan, bir kontev- nerde ya da yüklerde tek bir sorun olduğu zaman diğer bü- tün mallann da aynı muamele- yi gördüğünü sözlerine ekledi. Hazrr giyımde hep Uzakdo- ğu ülkelennden tehlike olarak bahsedildiğini kaydeden Ka- rahan. "Asıl tehlike Doğu Av- rupa ülkeleri. Bu ülkeler AB ülkeleri olduğu için artıkyolcu kapsamında ticaret mümkün değiL Rusya da ciddi şekilde üretime kanalize olmuş du- rumda. Geçen sene en fazla tekstil makinesi alan ülke Rus- >-a idL ArOk bekkyeöm nıüşte- ri gelsin anlayışı sona erdi. Mutlaka bu pazarlara yakın dedi. Markaya yöneldiler Rekabet Laleli'yi değiştiriyor Yaşanan krizın ardından rekabet edebilmek için marka ve modaya yöneldiklerinı belirten LASÎAD Başkanı Ayhan Karahan, bu bağlamda Laleli'deki tüm mağazalann yeniden dizayn edildiğini, pazar ülkelere yatırım yapılmaya başlandığını söyledi. Laleli'nin moda ve marka merkezi olmaya hazırlandığını belirten Karahan, aynca ticaret yapılan tüm ülkelerde tescilli Türk markalannı görmenin mümkün olduğunu ifade etti. Rusya'da da artık maliyetler nedeniyle düşük kaliteli ürürüerle rekabet edilemediğini belirten Karahan, bu nedenle katma değeri yüksek, kaliteli ürunlerle Rusya'da orta gelir düzeyindeki insanlara hitap etmeye başladıklannı kaydetti. ÖNGÖRÜLEN YAPILMADI Sosyal yardım sözde kaldı HACER BOYAC1OĞLU ANKARA - Hükümet, geliştireceğini savunduğu sosyal yardımlan tırpanladı. Yoksul yurttaşlara yönelik sosyal yardım hizmetlerini yürüten Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu yılın ilk 7 ayında sadece 51 trilyon 300 milyar lıralık çalışma yaptı. Hükümetin ekonomik programa "sosyal boyut" eklediği yönündeki söylemleri sözde kalıyor. Yılın ilk 7 ayında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu yılbaşında verilmesi öngörülen kaynağın sadece yüzde 15'ini kullandı. Buna göre, yıl genelinde 330 trilyon 600 milyar liralık ödenek verilmesi öngörülen fona aktanlan kaynak, temmuz ayı iribanyla 51 trilyon 300 milyar lira oldu. Aktanlan sınırlı kaynaklarla çalışmalarını yürüten Sosyal mm ~m Yardımlaşma ve • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu faiz dışı fazla hedefine kurban gitti. Hükümetin yardımlan tırpanlamasıyla öngörülenin sadece 6'da l'i aktanldı. Dayamşmayı Teşvik Fonu, birçok yardım çalışmasını yürütüyor. Fonun çahşmalan arasında, yoksul yurttaşlara düzenli olarak kaynak aktanlması, yoksul yurttaşlann tedavisi için Sağlık Bakanlığı'na kaynak aktanlması, aşevleri kurulması, doğal afetlerle zor duruma düşen yurttaşlara acil yardım sağlanması da yer alıyor. Gellrlerl yüzde 35 azaldı' Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'nun temel gelirleri, bütçeden aktanlan kaynaklar, fonlardan Bakanlar Kurulu karanyla yüzde 10'a kadar aktanlacak miktarlardan, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinden tahsil edilecek ilave yüzde 4 oranındaki tutarlardan, trafik para cezalannın yüzde 50'sinden, RTÜK reklam gelirlerinin yüzde 15'inden ve diğer gelirlerden oluşuyor. Ancak fonlann kapatılarak gelirlerinin genel bütçeye dahil edilmesi nedeniyle Sosyal Yardımlaşma Fonu'nun gelirlerinde de yaklaşık 300 trilyon liralık, bir başka deyişle yüzde 35 oranında gelir kaybı oluştu. Krizler nedeniyle son yıllarda Gelir ve Kurumlar Vergisi tahsilatının azalması da fonun gelirlerinı olumsuz etkil|di. 7 7 •• ı Türidye'deki kamu işyerlerindeçahşanişçiler özel UClfîCl QZ UCVCÎ s e k t ö r iSÇHerine göre bir kat fazla kazanırken kadın işçilerin ortalama ücreti erkek işçilerin or- talama ücretinin sadece yüzde 9O'ı oranında kabyor. SSK verilerine göre Türkrye genelinde kayıtiı işçilerin or- talama briit aylığı 2003 ydında 726 milyon lira düzeyindeydi. Erkek işçilerde 7372 milyon lira olan ortalama ücret, kadın işçilerde664.8 mih on lira düzevinde kalrvor. Erkek işçilerin ortalama brüt aybğının en yüksek olduğu sektör 1 müyar 720 milyon lirayla petrol ürünleri olarak beurlendi. Bu sektörü yaklaşık 1.6 milyar lira ücretie ham petrol, doğalgaz, 1.4 miharla tütün, 13 milyar lirayla da bankacüık ve mali müessescler sektörieri izhyor. Kadın işçilerin ortalama ücretinin en yüksek olduğu sektörler ise tütün sanayü ile bankacüık ve mali müessese ler. Bu sektörlerdeki kadın işçilerin ortalama aylık ücreti 13 nıihar lirayı geçiyor. Ortalama aybk ücrette, kamu işçüeri özel sektör işçilerine fark atryor. Geçen >ıl itibanyla kamuda çalışan bir işçinin ortalama ücreti 13 mil- yar lirayı buluyor. Buna karşıhk özel sektördeki işçinin ortalama ücreti 642.1 milyon lira düzevinde katayor. Ziraatbank International AG'ye standartlara uygun atama yapılamıyor Türk müdiir yerine Alman METtNGÜR FRANKFUKT - Ziraat Bankasf nın yurtdışında en büyük bankası olan ve Almanya'da sekiz şubesi bulunan Frankfurt'taki Ziraatbank International AG'ye, Türk genel müdür yerine Alman getirildi. Alman yasalanna göre bankalarda en az iki genel müdürün olması gerekti- ği için Ziraatbank Yöne- tim Kurulu tarafından ge- nel müdür olarak atanan Michael H. Sona'nın daha önce de Yapı Kredi Ban- kası Düsseldorf Şube- si'nde müdürlük yaptığı belirtiliyor. Bununla birlikte uzun yıllardır Ziraatbank Inter- national AG'de genel mü- dür olan Bernd A. VViDe- ke'nin de görev süresi uzatılıyor. Almanya'da • Alman yasalanna göre bankalarda en az iki genel müdürün olması gerekiyor. Ancak Ziraat yönetimi, Alman üst kurulunca onay verilmeyen Fehmi Akın'dan vazgeçmemekteki ısrannı sürdürünce yeni genel müdür de Alman oldu. Köln kentinde bankacüık alanında üst düzey görev- lerde bulunmuş bir uz- man. Avrupa'daki Türk bankalannda şimdiye ka- dar böyle bir örneğin gö- rülmediğinı \-urgulayarak "AB'ye girmek için çaba sarf eden Türkiye'nin imajızedelendL Ziraatyö- netiminin ilk atadığı kişi üzerinde ısrarh oluşu ve hâlâ geçki görevlerle onu Frankfurt merkezderutu- şu anlaşılır gibi değil. Bu gibi uygulamaiar Avru- pa'da Türldye'ye puan kaj'bettiriyor'' diyor. Banka yönetim kurulu- nun karanyla Ziraatbank International AG'ye 1 Temmuz 2003'te genel müdür sıfatıyla açıktan atanan Fehmi Akın'a, Bonn'da bulunan Alman Federal Bankacıhk Üst Kurulu (BaFin) tarafın- dan, Akın hakkında yapı- lan çok yönlü araştırma- lar, Türkiye'de hakkında devam eden mahkemeler nedeniyle bankacüık li- sansı verilmemişti. Bununla birlikte Başba- kanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) Fehmi Akın'a ödenen maaşın ve yan giderlerinin mevzuata uygun olmadığını belirt- tiği halde, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu ısrarla Fehmi Akın'ı ikişer aylüc geçici görevlendirmelerle yönetim kurulu danışma- nı olarak Frankfurt mer- kezde tutmaya devam et- mişti. BaFin'in bu konu- daki uyanlan sonucu Feh- mi Akın'ın yerine, daha önce Ziraat Bankası Duis- burg temsilcisı olan Halk Bankası Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Hüseyin Ayduı, genel müdür ola- rak atanmak isteniyor. Ancak aynı prosedüre ta- bi tutulan Aydın'a da Ba- Fin'den lisans çıkmıyor. İŞÇJNİNENltENtNDEN ŞÜKRAN SONER Takıntı... Olimpiyatlarda bizi onurlandıran, madalya kazan- dıran sporculanmıza, emeklerine saygısızlık etmek istemiyorum. Amatakıntımdan da kurtulamıyoaım. Yolda, ilgisiz zamanlarda kafama takılan, canımı sı- kan soruya yanıt bulamadığım için sizlerle de pay- laşmakistiyorum... Zengin işi, para isteyen dallarda söz sahibi ola- bilecek sporcu yetiştiremememizin nedenleri orta- da. Ama madalya alabilenlerimizin niye tamamı hal- terci? Ağır yük kaldıranı. Bulgaristan Türklerinin gö- çü, teknik transferi, Naim'le gelen bir ekol. Ortak nitelik, özendiren boyut, yoksul aile kökenli, ancak yıllann emeği, inadı, çalışması sonucu, madalya ile sınrf atlayabilecek, hem kendini hem de ailesini kur- tarabilecek başanyı yakalama noktasına, zirveye ulaşmak. Toplum olarak aslında ne onlaria, yaptıklan spor- la ne de başanyı nasıl yakalayabildikleri ile ilgiiiyiz. Tek ölçümüz, ülkemize madalya kazandırmaları. öyle olunca da ancak madalya kazandıklannda, başanyı yakaladıklannda önemli oluyoıiar. Büyük büyük armağanlar, altınlar alıyorlar. Şimdilerde Er- doğan hükümetinin çıkardığı bir özel yasa sayesin- de de parasal yönden ödüllendiriliyortar. Kamuoyu- muz baş tacı ediyor. önemli sponsoriuklar geliyor. Başan şansı bir de geleneksel sporumuz güreş- te olabilir. Onda da başanyı yakalayabilen sporcu kimliğinde, başanlı olma koşullan, yollannda deği- şen pek bir şey yok. Bizi sporun, sporcunun ken- disi değil, ancak madalya gelmesi ilgilendiriyor. Ko- şuda da durum aynr. Biri srfırdan, biri dışandan ye- tenek, zaten iki kızımız vardı. Var olabilmenin yolu madalya baskısı ağır basınca Süreyya Ayhan olim- piyatlara katılamadan tökezledi. Ne verdiğimizi, da- ha doğrusu nasıl tökezlemesine katkıda bulundu- ğumuzu hiç sorgulamadan, toplumsal linçle yargı- layıp bir yana atıverdik. Garanti istediğimiz madal- yayı kaçırmak gibi affedilemez bir suç işlemişti. Bi- zi utandındığı için abartılı sevgimiz abartılı öfkeye, linçedönüşmüştü.. Tıpkı yakın geçmişte otimpiyatlan hak etmiş ola- rak gördüğümüz mega kentimiz Istanbul'da, sular- da yüzen sporculann yerini hurdaya dönmüş oto- mobiller, her tür eşyalar, çırpınan insanlar alınca duyduğumuz büyük utanç, yönsüz, bilinçsiz öfke- mizgibi. Şimdilerde "Olimpiyatlar bizim neyimize" sorusuna takılmış durumdayız. Tabii aynı yaz ayı içinde NATO zirvesinde aynılstanbul ile nasıl abar- tılı övündüğümüzü, Bush'un Boğaz manzaralı şo- vundan, çok tehlikeli BOR Türkiye'ye biçilen tehli- keli rol oyunundan kendimize nasıl kof bir gurur pa- yı çıkardığımızı unutmuş konumdayız. Aslında çok az metreküplü yağmurda yüzen ce- haletimizin, yoksulluğun, yoksunluğun ırtancından asıl takılmamız gereken nedenlere bile takılamıyo- ruz. Yağmurla gelen felaketin çok abartılısının ha- berlerini veren, hazırlıklannı yapmış olması gereken belediyelerimizi, iktidanmızı yine sorgulamıyoruz. Kurtuluşu dere yataklanna, suyollanna cahilane yer- leşimde, kent rantından sınrf atlamada görmüş hal- kımızın, kültürümüzün paylan, geçmiş iktidarlanmı- zın da suçlan büyük. Yine de AKP şimdiki Başba- kanımızla başlayan uzun bir süreçte belediye yöne- timinde. Bu kaçıncı azıcık yağmurla büyük sel ve fe- laket? Alınabilecek hiçbir hızlı önlem mi yoktu? Yok- sa gecekondu rantında, işi Allah'a bırakmakla öz- deşleşmiş halkımızla yerel ve merkez iktidann, işi kadere bırakma eğilimleri mi çakışıyordu? Istanbul'da her an olabilecek depremin kara se- naryolan, bilimsel gerçeklik olarak yüzümüze vuru- luyor. 17 Ağustos'la çakışan sel felaketi, aslında gündemdeki çok daha büyük Istanbul deprem fe- laketini gölgede bırakıyor. Tıpkı azıcık yağmurla ge- len selin kanıtladığı gibi, beklenen depremin şidde- tinden çok daha büyük yıkımın Istanbul için kaçı- nılmaz olduğu biliniyor. Selin geleceği bilinen Kâ- ğrthanelilerin belediye misafimanelerine çağnlma- sından daha anlamsız kimi önlemlerin çalışması an- cak yapılmış bulunuyor. Dilim varmıyor, ancak cenaze torbalan, çok az sayıda kamu binası onanmından söz ediliyor. Ders alınacak, uyaran Gölcük deprem felaketinden bu yana yıllar hızla geçip giderken Istanbul deprem fe- laketi için alinmış anlamlı hiçbir önlem yok. "Dep- reme dayanıklı binalan, çağdaş kenti yaratmanın ekonomik karşılığı, para yok" gerekçesine takılmış, yapılabileceklerden, bir şeylerden başlamak üzere bir adım atıp bir arpa boyu yol alamıyoruz.. Oysa AKP iktidannda, hele AKP'li belediyelere azımsanamayacak büyük Ölçeklerde para, kredi, kaynak akıyor. Azıcık yağmurda taşan derelerin sel yaratmasını önlemeye, depremde en acil, yüzde yüz yıkılacak binalardan, hastanelerden, okullar- dan, ilkyardım yollannı açmaktan işe başlamaya akmıyorsa bu paralar, kaynaklar nerelere akıyor?.. soner@cumhuriyet.com.tr FABRİKAYA SOSYAL TESÎS Her şey çolışanın motivasyonu içiru.. GAZtANTEP(AA)- Gaziantep'te kurulu Akteks Akrilik Iplik Sanayi'nin işvereni, iş- çilerin motivasyonunu arttırmak için her türlü konforun yer aldığı sos- yal tesis yaptırdı. Akteks AŞ Sosyal tş- ler Koordinatörü Meh- met Doğan, fabrikada üretimin artması için çahşanlann iş verimi- nin çok önemli olduğu- nu, iş motivasyonunun sağlanması için de sos- yal aktivitelerin olması gerektiğine inandıklan- nı belirtti. Bu düşünce- den yola çıkan Akteks Yönetim Kurulu Baş- kanı Ahmet Mutafoğ- lu'nun, 10 hektarlık bir alana sosyal tesis yap- tırdığını kaydeden Do- ğan, geçen yıl faaliyete giren bu tesisten fabri- kada çalışan 2 bin 500 kişinin yararlandığını ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle