24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2004 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE İstanbul Edirne Kocaelı Çanakkale İzmır Manısa Aydın Denızlı PB PB PB PB A A A A 29 33 29 30 32 35 35 34 Sınop Y 27 Adana A 34 Şamşun 26 Mersın A 33 Trabzon Y 2 7 Dıyarbakır B 35 Gıresun Y 26 Sanlıurfa B 36 Ankara PB 28 Mardın B 32 Eskişehir PB 28 Siirt Konya B 34 B 28 Hakkâri B 29 Sıvas PB 25 Van B 24 Zonguldak Y 25 Antalya A 34 Kars Y 24 Yurdun kuzey ke- sımlerı parçalı bu- lutlu. batı ve orta Karadenız ıle doğu Anadolu'nun ku- zeydoğusu sağa- nakvegökgurultulu sağanak yağışlı, dı- ğeryerleraz bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tum yurtta bıraz artacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münıh Y Y Y Y Y Y Y Y Y 22 21 21 23 22 21 25 23 ?3 Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y B Y PB Y PB A 2! 26 31 24 33 32 30 33 Zürıh Y 23 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahıre PB A A A PB A Y A 21 41 32 37 25 35 25 34 A 35 Taşkert Tahra/ı boiutlu Bulutlu h Çok bulutlu ı Yağmuriu Kartı i Sulu kar , Gok gunjıtulü C r U J V C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada lık sorunlar" diye geçmişe yüklüyor. Neredeyse "nihayet" diye başlayacağı bir cümleyle kazayı "bir çarpışmadır" diye tanımlayarak fazla büyüt- menin âlemi yok demeye getiriyor. 20 gün önce hızlandırılmış tren kazasından hemen sonra, "halkın demiryollanna güveninin sarsılmadı- ğını, birhaftadırbiletlerinyok satılmasıyla kanıtladık- larını" söylüyor ve soruyordu: "Hani tren ernniyet- sizdi, hani tehlikeliydi?" Ya şimdi? Bakan, adeta kendi dışında bir sorumlu bulma ve açıklama telaşı içinde. Ona göre kazalar insan ha- tası. Tavşancıl'daki kazanın makinisti ise yeşil ışıkta geçiyorduk, tam geçerken kırmızı ışık yandı, diyor.. Bakan Yıldırım'ınaksineuzmanlar başka olasılık- lardan söz ediyor. Tren kazalannda başvurulan Prof. Aydın Erel'e göre, kazaya tanı koyabilmek için Tav- şancıl'daki iki hatlı ray sistemini dikkatle incelemek gerekiyor. Hızlandırılmış tren seferleri için değiştiri- len ancak yeterli denetimi yapılmayan makasın da bozularak kazaya neden olabileceğini söylüyor. Bir başka sav ise, her yağıştan sonra denetlen- mesi gereken sinyalizasyon sisteminde önceki ya- ğıştan sonra gerekli denetim yapılmadığını öne sü- rüyor. Ama bakan, ilim adamlarından, uzmanlardan ku- rulu bir heyet gereken incelemeleri yapmadan, "kır- mızı ışıkta geçtiğini gösteren kayıtlarelimizde" diye- rek makinisti suçluyor. Evet, nedir bu telaşın nede- ni? • • • İstanbul Belediyesi'nde kentin ulaşım işlerinde Recep Bey'e hizmet verdiği sıralarda edindiği de- neyimlerin devletin ulaştırma sistemini yönetmeye yettiği savında olsa gerek; Ulaştırma Bakanı, ne ya- zık ki, kazaların sorumluluğunu iki makiniste yükler- ken, ölen ve yaralananların manevi sorumluluğunu üstlenmeyi (ve gereğini yapmayı) aklının ucundan geçiımiyor bile. 47 kişinin ölümüyle beş yüze yakın hafif, ağır ya- ralıyla sonuçlanan kazalardan sonra "Şark'a giden gemide Batı'ya koşan" bir siyasetçi olmasaydı bu bakan, demokrasilerde benzeri olaylardan sonra sık sık örneği görülen yolu yeğler, önceki gün istifa ederdi. Ama nerede? Bizde ezeli, bu gidişle ebediyen ış- levini sürdürecek bir virüs bugün de görev başında: Sooımluluğu üstlenmemek, görevden ayrılmamak! Binali Yıldınm, "istifayı gerektiren bir neden gö- remediğini" söylemekle yetiniyor. Gerekçeleri ara- sında trenle karayollarındaki kazaları kıyaslayarak "4700 trafıkkazasında 5000 kişinin öldüğünü" anım- satmak da var. Hadi diyelim ki bakan koltuğa sevdalı. Ya Başba- kan? Olasıdır ki, bir iki kazayı çoktan "takdiri ilahi"ye bağlamıştır. • • • Böyle böyle mi Avrupalı olacağız, dostlar? AB'nin çoook işi var ülkemizde. Basit bir iki örnek: Yollar- da yürümeyi, lokantada, topluluk içinde bağıra ba- ğıra konuşmamayı, hatta ve hâlâ doğal afetlerden gelen veya gelecek olan toplumsal sorunları önle- meyi öğretecek... trafikte küçücük bir Avrupa ülke- sinin bile geride bıraktığı basit kuralların uygulan- masını sağlayacak... bir eli cep telefonunda, öteki eli direksiyonda yayalara saygısız, trafik lambaları- na, işaretlerine kayıtsız, görgüsüz insanları eğitme- yi, nüfusun yüzde 5'inin milli hasılanın kaymağını ye- diği böyle bir ülkede 20 milyon dolayındaki insanı açlık sınırından kurtarmaya kadar... her türden ya- lakanın, iktidar odaklarının basit örnekler diye bu- run kıvıracağı, oysa Batı'nın yıllardır uyguladığı ko- şulları... bu küçücük gerçekleri öğretmeyi, düzelt- meyi üstlenecek. Saymakla bitmez sosyal, kültürel, ekonomik, si- yasal sorunları olan bir ülke; AB'ye, Istiklal Mar- şı'nda "tek dişi kalmış canavar" diye tanımladığımız "medeniyete" üye olmaya hazırlanıyor. Üstelik her gün yaşanan bu ve benzeri gerçekle- ri yazmak, söylemek, AB üyeliğine taş koymak di- ye yorumlanıyor. Oysa sorun; başını kuma sokan devekuşu ol- mak veya olmamak! İstanbul'da tedavi görüyordu Edirne Valisi Yüce yaşamını yitirdi İstanbul Haber Ser- visi - Amerikan Hasta- nesi'nde tedavi gören Edirne Valisi Fahri Yü- cel (46), yaşamını yitir- di. Amerikan Hastanesi yetkilileri, Fahri Yü- cel'in önceki gün (çar- şamba) pankreas kanse- ri teşhisiyle Amerikan Hastanesi'ne yatınldı- ğını belirterek bütün müdahalelere karşın dün saat 14.20 sıralann- da hayatını kaybettiğini belirttiler. Yücel, 6 Ha- ziran'da kann ağnsı ra- hatsızhğıyla Trakya Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlmış, burada ya- pılan tahlillerden sonra Ankara'ya sevk edil- mişti. Vali Fahri Yücel, daha sonra gittiği Fran- sa'da da yaklaşık 1.5 ay tedavi görmüştü. Yücel, 1958 yılında Zongul- dak'ın Devrek ilçesin- de doğmuştu. Atatürk Köşkü yenilenîyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanlığı, 85 yıldır kapsamlı bir onanm görmeyen Atatürk Müze Köşkü'nün, yapılacak restorasyon çalışmalanyla yeniden Atatürk'ün bıraktığı hale getirileceğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, Atatürk Müze Köşkü'nün restorasyonu ihalesi konusunda açıklama yaptı. Binada tehlike oluşturacak ölçüde çökmenin, çatlama ve deformasyonlann, ahşap iskeletinde önemli çürümelerin saptandığı belirtilen açıklamada, restorasyonun zorunlu görüldüğü dıle getirildi. Yargıtay Başkanı, Çakıcı iddialannın bir merkezden pompalandığını söyledi 'Hedefleri yargıyı yıpratmak' İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargıtay Başka- nı Eraslan Özkaya. hakkında- ki Alaattin Çakıcı ile ılgılı id- dıalann "bir odaktan pompa- landığını" belirterek "Basın bilerek ya da bilmeyerek bunlara alet oluyor. Kim pompalıyor bilmiyorum" de- di. Ası! hedefin yargmın yıpra- tılması olduğunu vurgulayan Özkaya, "En ufak kusurum olduğunu görsem, hiç düşün- meden istifa ederim. Avukatı- ma dava açması için talimat verdim" diye konuştu. Özka- ya, 70 metrekarelik evin satm alınışına ve müteahhidin ücre- tinin ödendiğine ilişkin banka dekontlannın bulunduğunu bil- dirdi. Adalet Bakanı Cemil Çi- çek de Özkaya'ya destek vere- rek "Yargı, gündeme gelen her konuyu büyük bir dik- katle inceleyecek, hassas te- Gözaltında işkence Dedeoğlu davası yıne ertelendi ANKARA (ANKA) - Işkenceyle ölüm dava- sından mahkûm olan po- lis memuru Ibrahim Dedeoğlu'nun yine po- lis olan oğlu Murat De- deoğlu hakkında açılan işkence davası emniyet- le yazışmaların yetişme- mesi nedeniyle ileri tari- he ertelendi. Şenol Gürkan adlı üni- versite öğrencisine gö- zaltında işkence yaptık- lan gerekçesiyle Ankara Emniyet Müdürlüğü Te- rörle Mücadele Şube- si'ne bağlı 6 polis hak- kında açılan işkence da- vasına Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, sanık po- lisler katılmazken tanık olarak dmlenmesi bekle- nen Naki Doğan'rn ad- resı tespit edilemediğin- den, tanıklığından vaz- geçildi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Murat Dedeoğlu'nun, ışkence- nın yapıldığı öne sürülen tarihte görevde olup ol- madığına ilişkin Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne yazdığı yazıya yanıt gel- di. Ancak, Emniyet Mü- dürlüğü mahkemeye Murat Dedeoğlu adında iki polisın kayıth bulun- duğundan. hangisinin bilgilerinin istendiğinin tespit edilmediğini bil- dirdi. Mahkeme, Anka- ra Emniyet Müdürlü- ğü'ne yeniden yazı ya- zılması için ertelendi. • Özkaya, Çakıcı'nın evin onanm masraflannın alınmaması için müteahhide talimat verdiği iddialarına karşı, "Müteahhidin Bodrum'daki banka hesabına gönderdiğim paralann havale dekontlan var. Değişik tarihlerde 10, 5, 3, 7 milyar lira gönderdim" dedi. razisinde tartacak \e karara bağlayacaktır" dedi. Özkaya, yazlığının onanmı- nı yapan müteahhit Hakkı Su- ha Şen'in. çete liden Çakıcı için ricacı olduğu iddıalannı yanıtladı. "Benim 70 metre- karelik evimle Çakıcı'nın na- sü bir bağlantısı var? Bunu anlamış değilim" diyen Özka- ya, Çakıcı'nın evin onanm masraflannın alınmaması için müteahhide talimat verdiği id- dialarına da "Müteahhidin Bodrum'daki banka hesabı- na gönderdiğim paralann havale dekontları var. Deği- şik tarihlerde 10, 5, 3, 7 mil- yar lira gönderdim" dedi. Özkaya, "açık şekilde kişi- lik haklarına saldında bulu- nulduğunu" belirterek "45 yıllık mesleğiyle" oynandığını söyledi. Hakkındaki iddialann "bir odaktan pompalandığı- nı" belirten Özkaya. "Basın bilerek ya da bilmeyerek bunlara alet oluyor. Kim pompalıyor onu bilmiyorum. Yargıda hiçbir şey, şunun bu- nun isteğiyle gerçekleşmez. Şahsımda yargı yıpratılmak isteniyor. En ufak kusurum olduğunu görsem ya da dü- şünsem, hemen istifa ede- rim" diye konuştu. Kendisiyle görüşme için bir- çok kişinin talebi olduğunu Protokol, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk ile Hayyam Garipoğlu tarafından imzalandj. (Fotoğraf: AA) TMSFborcun 9yılda ödeneceğini açıldadı Garipoğlu da anlaştı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo- nu (TMSF), Sümerbank'tan dolayı 373.7 milyon dolarhk borcu bulu- nan Hayyam Garipoğlu'yla anlaş- tı. Anlaşmaya göre, Garipoğlu ana borcunu 9 yılda ödeyecek. TMSF'yle Garipoğlu arasındaki gö- rüşmelerin uzamasma neden olan Antalya Limanı da 3 yılda 55 mil- yon dolar ödenirse Hayyam Gari- poğlu'na verilecek. Anlaşmayı de- ğerlendiren bir TMSF yetkilisi; "Di- ğer göriişmelere de baz olacak bu anlaşmayla ana borç ödemesinin süresini 9 yıla indirdik. Uygula- nan faiz oranını da yarım puan arttırdık" dedi. TMSF, dün yaptığı açıklamayla Garipoğlu Grubu'yla bir süredir de- vam eden müzakerelerin anlaşmay- la sonuçlandığı bildirdi. Açıklama- da, 31 Aralık 2003 tarihi itibanyla TMSF'ye 373.7 milyon dolar borcu bulunan Garipoğlu Grubu'nun, 9 yı- lı anapara, 2 yüı faiz, 1 yıiı da dolay- lı sorumluluklanndan kaynaklanan borçlan olmak üzere toplam 12 yıl- da tüm borçlarını ödemeyi taahhüt ettiği kaydedildi. Açıklamada anlaş- manın detaylan da şöyle aktanldı: • Protokol süresince borç tutanna yıllık "Libor artı yüzde 1 faiz" uy- gulanacak. • Gruba ait gayrimenkul, fabrika ve diğer tesisler üzerindeki mevcut ipoteklere ilaveten 350 milyon dolar- lık yeni ipotek tesis edilecek ve grup firmalanrun hisseleri fon tarafından rehin ahnacak. Ödemeler, bu yıl içinde başlayacak ve yıl sonuna ka- dar 5 milyon dolar ödenmiş olacak. • Görüşmelerde bağımsız dene- tim kuruluşlannca hazırlanan rapor- lar, faaliyetlerine devam eden şirket- lerin nakit akım projeksiyonlan, şir- ketlerin fon yaratma kapasiteleri ve borç ödeme amacıyla elden çıkanla- cak varhklann satışından beklenen en yüksek değerler göz önünde bulundurularak en optimum ödeme takvimi hazırlandı. söyleyen Eraslan Özkaya, " Yargıtay'ı temsil ediyorum. Görüşmek isteyenlerle 'Yok sizmlekonuşamam' diyemem. Birçok kişi gelir, hukuki çer- çevede cevaplarını alır ve gi- derler" dedi. 'Müteahhit ricacı olmadı' Olayların çarpıtıldığını kay- deden Eraslan Özkaya, müte- ahhit Hakkı Süha Şen'in kendi- sıne Çakıcı lehine bir şey söy- lemediğini bildirdi. Özkaya, müteahhit Şen'in MlT'çi Kaşif Kozinoğlu'nu kendisine getir- me öyküsünü şöyle anlattı: "Çocuk (müteahhit Şen) bana gelerek, Çocukluk arka- daşım sizinle tanışmak ve ko- nuşmak istiyor' dedi. Konu- nun Çakıcı olduğu söylenme- di. Daha sonra konu açıldı, Çakıcı'dan bazı bilgilerin ahnmasj gerektiği ve davanın zamana yayılmasının söz ko- nusu olup olmadığı so- ruldu. Ben de hukuk çerçevesinde mümkün olmadığı yanıtını ver- dim." Çakıcı konusu gündeme gelince duy- duğu rahatsızlık üzerine müteahhitle tüm ilişkisi- ni kestiğini anlatan Öz- kaya, "Çünkü bir mü- teahhidin meslek yaşa- mımı etkilemesini iste- mem" dedi. "Müteah- hidin durumunu işi vermeden önce araş- tırmadınız mı" sorusu- na Özkaya, "Devletle ve yargıyla bir işi, ilişkisi var mı diye araştırdım. Bu yönde bilgi yoktu. Kendi halinde, kiiçük ölçekte iş yapan biri- siydi" yanıtmı verdi. Çiçek'ten Özkaya'ya destek Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "yargının, üze- rinde titredikleri, say- gıda kusur etmemeye çaüştıkları bir erk" ol- duğunu belirterek "İd- dialar yargının kendi- si ile ilgili olsa bile, yar- gı, gündeme gelen her konuyu büyük bir dik- katle inceleyecek has- sas terazisinde tarta- cak ve karara bağlaya- caktır" dedi. Çiçek, Eraslan Özka- ya'nın hukukun üstün- İüğüne inanan, buna hep vurgu yapan bir kişi ol- duğunu vurgulayarak "Sayın Yargıtay Baş- kanı, velev ki yargı Ue ilgili olsa dahi bir hu- kukçu ve yüksek yar- giç sorumluluğu ile ge- reğini tayin ve takdir edecek olan saygın bir kişidir. O nedenle ko- nuların, iddiaların, olayların, bu nezaket ve inanç içerisinde ka- muoyunca değerlendi- rilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü yargı bizimdir ve bir gün hepimize lazım olur" diye konuştu. Terör örgütüyle bağlantısı olduğundan şüphelenilen 5 kişi daha yakalandı El Kaideci Türkler Pakistan'daİSLAMABAD (AA) - Pakıstan'da, aralannda yabancılann da bulunduğu, El Kaide örgütüyle bağlantısı olduğundan şüphelenilen 5 kişinin daha yakalandığı bildirildi. Adınm açıklanmasını istemeyen bir üst düzey hükümet yetkilisi, bu şüphelilerin, son 2 günde çeşitli bölgelerde yapılan operasyonlarda yakalandığını ve sorgulanmalanna başlandığını söyledi. Yetkili, yakalananlar arasmdaki yabancılann önemli isimler olduklarını belirtti. Pakistan Enformasyon Bakanı Şeyh Raşid Ahmed de, 5 şüphelinin tutuklandığını doğruladı, ancak aynntılı bilgi vermeyi reddetti. Pakistan'ın Lahor kentinde, geçen hafta sonu, terör örgütü El Kaide ile bağlantılı olduklan iddiasıyla 4 Türk rutukJanmıştı. Pakistan istihbarat yetkilileri, Türklerden 2'sinin geçen kasımda İstanbul'da sinagog bombalama eylemlerine kanştığını bildirmişti. Tutuklanan dört Türkten binnin kımliğinin Yümaz Mehmet olarak açıklandığı bildirildi. Pakistan güvenlik ser\islerinden adını açıklamak istemeyen üst düzey bir yetkili, "Halid" kod adıyla tanınan Yıhnaz Mehmet'in Afganistan'da ABD'ye karşı Taliban saflannda savaştığmın düşünüldüğünü söyledi. Yılmaz Mehmet ile bir başka Türk'ün Pakistan'm Afganistan sınırındaki aşiret bölgelerine sızmayı başardığını ve yıl başında, Lahor" a gittiklerini belirten yetkili, bu kişilerin Lahor'da, haziran ayında uçakla buraya gelen diğer iki Türk'le buluştuklannı kaydetti. Türklerin sorgusunun sürdüğunü belirten yetkili. El Kaide üyesi olduğundan şüphelenilen Yılmaz Mehmet'in geçen ay Lahor yakınlannda yakalanan Tanzanyalı Ahmed Halfan Geylani ve Lahor'da yakalanan Pakistanlı Naim Nur Han ile yakın temasta bulunduğunu belirtti. 25 Temmuz'da Pakistan'ın Gucarat kentinde tutuklanan Geylani, ABD tarafından, 1998'de ABD'ninTanzanya ve Kenya büyükelçiliklerine düzenlenen saldınlarla ilgili olmakla suçlanmıştı. GÜNDEM Ml'STAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bahçenin zeytinlik bölümü, otopark olarak kullanılıyor. Araçlann keyfini de düşünmüşler... Otoparktan bahçeye girince, tepede sallanan su kabaklarının devamında yüzlerce çiçek kar- şılıyor: Begonvil, horoz ibiği, gelin çiçeği, dalya, bal çi- çeği, melisa, zakkum, karides çiçeği, tilki kuyru- ğu, küpe, ildirşah, yaprağı güzel, patlıcan çiçe- ği, hacı örtüsü, ortanca, fesleğen, gül, sakızce- nan, petunya, kendir dalyası, urbiye, küçük ha- nım, menekşe, kâbe süpürgesi... Çiçekleri, gölgesi birbiriyle yarışan ağaçlar iz- liyor: Ceviz, nar, kivi, şeftali, üzüm, erik, kiraz, kayı- sı, vişne, yenidünya, ayva, incir, fındık, badem... Bunlar görevlilerin bir çırpıda adını sayabildik- leri... Birzamanlar8 değirmeni birden döndüren kaynak suyu, bahçenin 100-150 metre kadar yu- karısında mağaramsı biryerden çıkıp ağaçların, çiçeklerin arasından aşağı iniyor. Ağustos sıca- ğında gölge bir yer aramaya gerek yok. Her yer gölge... Ceviz ağaçlarının olduğu bölüme geçer- ken görevli gülümseyerek seslendi: - Abi, buraya güneş doğmaz... Gün 24 saat gölgedir... Gerçekten öyle, dalları birbirine yaslanmış ko- caman ağaçlann altında güneş, arada bir üst yap- raklardan ait yapraklara selam söylüyor o kadar. Toprağa ulaştığı yok... Adıbelli ailesi, ortaya güzel bir şey çıkarmanın övüncüyle ne sorsan ona yeni bilgiler ekleyip an- latıyor. Serviste sunduklan her şeyi, o çevrede ye- tiştiriyor ya da o çevreden satm alıyorlarmış. Böylesine bereketli, bereketi böylesine çeşitli topraklar dünyanın kaç bölgesinde vardır? Yabancılara toprak satışı... Konuya güzel girdik de, arkası çok bereketli de- ğil... Tatil boyunca Ege'nin pek çok yerinde, farklı kesimlerden insanlarla sohbet ettim. Ankara'da gazetecilik yapan bir kişiye sorulacak ilk sorular bellidir. Bunların ardından konu bölgede olupbi- tenlere gelince, en çok şunu konuştuk: Yabancılara konut ve toprak satışı... Marmaris'ten Akyaka'ya, Datça'dan Davutlar'a kadar pek çok kıyı kasabasında konu değışık bı- çimlerde halkın gündeminde. Kimi gülümseyerek anlatıyor: - Bizim burladaki yazlıkla çok gıymetlencek. Yabancıla da almaya başlayınca fiyatla biiden yükselivedi... Kimi kaygılı: - Bu gidişle bazı kıyı yerleşim yerlerıne Türkle- ri sokmayacaklar... Konutlann tümü yabancılann eline geçecek... Tarla satışlarına ilişkinse daha değişik bilgiler verdiler. Yabancılara toprak satışı deyince akla ilk GAP geliyor. Ancak Ege'de de değişik deneme- ler başlamış. özellikle Salihli-Turgutlu arasında- ki üzüm bağlanna Fransız ilgisi konuşuluyor. Ba- na bilgi veren kişi, birfirmaadınaiOOdönümden az olmamak üzere o bölgede toprak aradıklannı söyledi. Fransızlar bu bölgede şaraplık üzüm ye- tiştirmeyi planlıyorlarmış. Görünen o ki, toplu parayı gören kimi toprak sahipleri soluğu tapu dairesinde alacak. Paralar kısa sürede suyunu çekince, bir zamanlar kendi- sine ait olan tarlada ırgat olarak çalışmaya baş- layacak... Bazı yabancılar da Akhisar- Kemalpaşa bölge- sinde kıraz bahçesi kurmak üzere tarla almaya gi- rişmiş. Farklı yerlerden edindiğim bu bilgileri tatilin son günü bir araya getirmeye çalışırken, önceki gür, Cumhuriyet'in ikinci sayfasında eski Tapu-Ka- dastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özka- ya'nın yazısı çıktı. 2003 Temmuzu'nda AKP ikti- darının 644 sayılı Tapu Kanunu ve 442 sayılı Köy Kanunu'nda yaptığı değişiklikle yabancılara ko- nut ve toprak satışının serbest bırakılışını, getir- diği-getireceği sonuçlarla birlikte irdeliyordu. Korkanm bereketli topraklar etiketli topraklara dönüşüyor... ankcum(o cumhuriyet.com.tr wall Street Journal 'Saldınkr Türkiye} nin büyümesiniengeüemez' NEW YORK (AA) - Wall Street Journal gazetesi, istanbul ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki saldınla- nn Türkiye'rün ekono- mik büyümesini ve aralık ayında AB ile müzakerelere başla- ması için tarih alması- nı etkilemeyeceğini belirtti. Istanbul'daki bom- balama eylemleri ve Güneydoğu bölgesin- de Türk askerlerine yönelik saldınlann Ortadoğu ile Avrupa arasındaki stratejik bir ülke olan Türkiye'yi sarstığını yazan gaze- te, buna rağmen saldı- nlann Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve aralık aymda AB ile müzakerelere başla- ması için tarih alması- nı etkilemeyeceğini kaydetti. Türk yetkılilerin bu terörist saldınlann Türkiye'de doğru ya- pılan şeyleri ve genel gidişatı etkilemeyece- ğini söylediğini yazan gazete, Türkiye'nin son 30 yılın en düşük enflasyon rakamlarını yakaladığına, izlenen ekonomik programın devam etmesinin ka- rarlaştınldığına. tu- rizm gelirlerinde bü- yük patlama yaşandı- ğma ve AB'ye üyelik için ciddi siyasal re- formlar yapıldığına dikkat çekti. Gazete, terör örgütü tarafından Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde düzenlenen saldınla- nn, bölgedeki atmos- feri olumlu yönde de- ğiştiren refonnlan yo- lundan saptıramayaca- ğmı belirtti ve yapılan reformlara değindi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle