Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2004 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZSOYSAL
Sinsi İlişkiler
EVET, Reuters Ajansı'na yaptırtılıp Hürriyet'te aparto-
paryayımlatılmış bir "cyüze/fme"dolayısıylagündemege-
len Patnkhane sorunu ile ona bağlı iç ve dış ilişkiler yu-
rnağı mutlaka deşilerek sorgulanması gereken bir konu-
dur.
Çünkü, Ruhban Okuılu'nu yeniden açma konusunun ge-
risinde, son Yunan hükümetlerince ve Avrupa Bırliği'yle
çeşıtli Amerikan çevrelerince, Patnk Bartholomeos'u
öne sürerek ve AKP ifctidannı yanlanna alarak, hep bırlık-
te gerçekleştirilmek istenen ortak bir niyet yatıyor: "Ekü-
menikllk iddiasını An-kara'ya da kabul ettirip Fener'i Va-
tikan'a benzer bir statüye kavuşturmak ve Lozan'da te-
melleri atılmış Cumhuriyeti birde bu yönden zayıflatmak.
Kendi "başlanna tMJyruk" duruma gelmiş olan Rus,
Bulgar, Rumen, Sırp, Arnavut, hattâ Yunan ve Kıbns kili-
seleri böyle bir Fener pek istemeseler de.
Ajansın Türkıye mufnabiri Gareth Jones. röportajda sor-
duklanna verilen yazıh yanıtlan yanlış yoaımlayıp çar-
pıtacak bırgazeteci degıl. O da, Patrikliğin bu nıyetıni ge-
çen yıl bütün açıklığıyia ortaya koyan Associated Press
muhabiri James C. Helicke gibi, gerçek amacı ve oyna-
nan oyunu sezip yazmış.
Röportajın Cumhuriyet'te yayımlanan metninden de
belli ki, Sayın Patrik, "Dinî hizmetleri yehne getirmekte
özgüriûğümüz var" diye söze girmiş, sonra Patnkha-
ne'nin tüzelkışi bile olmadığını söylemeden, sanki hakkı
olabilirmiş gibı, "ancak kiliseye ait vakıflan, manastırtan,
mezariıklan ve okullan yönetme hakkımız yok" deyip la-
fı Ruhban Okulu'nun kapatılışınagetirmiş. Anayasada, özel
ögretim Kurumlan Yasası'nda, Milli Eğitim ve yükseköğ-
retim yasalannda bu konuda çeşitli hükümler bulundu-
ğunu, Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak ve 26 Mart 1971
tarihli karariannın buna olanak tanımadığını bildiği halde.
Patrikhane, röportajda "OkulAB baskısıyla açılıyor" den-
mediğını ıspataçalışıyorama, Sayın Bartholomeos "Tür-
kiye'de din özgürtüğü kavramının çokkısıtlı veyüzeysel"
olduğunu söyledıkten sonra, "Hükümet, okulun kapatıl-
masını haklı göstermek için geçmişte kullanılan gerek-
çelerin Avrupa'daki din özgüriüğü perspektifine uyma-
dığını anladı; bunun okulun tekrar açılmasını sağlayaca-
ğına inanıyorvm"dedikten sonra, bu sözlerin, "baskı"söz-
cüğü edilmiş olsa da olmasa da, aynı kapıya çıktığı açık
değil mi?
AKP iktidan ve Patrik durumu anlayacak da, muhabir
anlamayacak mı?
Konu, bunu çok aşjyor. Hıristiyanlık-Müslümanhk ça-
tışmasından öteye, şimdiki bu Patrikhane sorununun
temelinde, önümüzdeki yıllar boyunca yeniden canlana-
cak olan ABD-Rusya yanşında dünyadaki 270 mityonluk
Ortodoks nüfusun 200 milyonunu oluşturan RusOrtodoks-
luğu'nun Moskova Kilisesi'ne egemen bir Fener Patrikli-
ği yaratma ve onu Batı'dan yana tutma niyeti var.
AKP iktidannın teslimiyetçı AB tutkusu, konuyu ortak
sonuca götürmek isteyenler açısından hayti elverişli bir
zemin oluşturmakta. Atatürk Cumhunyetini korumaya ant
içmış güçler buna da göz yumarlarsa, tabii.
Aklı Yük Gibi Taşıyanlar
Kentlileşememiş insan, kent sahipliği, insana saygı, fiziksel çevreye ilgi ve itina,
düzen, disiplin, estetik türünden duyarlıklan törpülenmemiş insan demek. Bu
kesimin doğru-yanlış ölçütleri, hatta yalan ölçütleri farklıdır. Kadına, söz rüşveti
verseler de eşit bir toplumsal statü tanımazlar.
Doğan KUBAN
T
ürkıye'nin egemen kültürü kırsal
kültürdür. Konuyu baştan saptır-
mamak için, bunun köylü kültürü
anlamına gelmediğıni yineleye-
yım. Bu öncelikJe, kentlerde otur-
sa da henüz kentlileşememiş adamın kültürü-
dür. Bundan ellı yıl önce, gecekondulanna
karşı kendilerine apartman dairesi verilen ba-
zı köylüler balkonlanna keçilerini de çıkarmış-
lardı. O zaman bu olay kırsal kültürü simge-
leyen bir alay konusu olmuştu. Bugün keçili
balkonlardan değil, kentlere yerleşmiş Türk
toplumunun yansından söz ediyoruz. Kimisı
köyden, kasabadan yeni gelmiş, kimisi birkaç
kuşak önce yerleşmiş, kimi okuma yazma bil-
mez. kımısı ise profesör olmuş ülke çoğunlu-
ğu. Bunlar politik yelpazenin her diliminde ay-
nıdır. Ortak tavırlanyla kırsal kültür olgusu-
nu tanımlıyorlar.
Kentlileşememiş insan, kent sahipliği, in-
sana saygı, fiziksel çevreye ilgi ve itina, dü-
zen, disiplin. estetik türünden duyarlıklan tör-
pülenmemiş insan demek. Bu kesimin doğru-
yanlış ölçütleri, hatta yalan ölçütleri farklıdır.
Kadına, söz rüşveti verseler de eşit bir top-
lumsal statü tanımazlar. Uygartavırlar olarak
ya da kentli tavırlan olarak kabul edılen bazı
davranışlara sahip değillerdir. Örneğin özür di-
lemezler. Ayağınıza basanın gözünde kabada-
yılık ışıltılan çakar. Utanç duyduklannı gör-
mek zordur. Başkalannın haklannı kolayca
yıyebılirler. Sıraya girmezler. Kırmızı ışıkta
geçerler. Özür dilememek, utanmamak, hak
yemek hepsi insana saygısızhklarından kay-
naklanır. Bunlar artık köylü değildir. Ama
kentli de değildir.
Kentlileşememe özellikleri içinde kuşku-
suz okumamışlık ya da az okumuşluk da var.
Ne var kı kentli olamamanın işaretleri okumuş
ve okumamış arasında çok değişmiyor. Te-
mel tavır okumaya ve okumuşa karşı olmak-
tır. Bu, gazete okuyamayanda da aynıdır, ki-
tap okumayan üniversite öğrencisi ya da öğ-
retım üyesinde de aynıdır. Bunlann tümü ta-
nmsal toplum artçılan olarak yaşıyorlar.
Çağa ılişkin bilgılen yüzeyseldir. Teknolo-
jıyi verimli kullanamazlar. Ne doğru dürüst as-
falt dökebilirler, ne kaldınm yapabilirler, ne
de yılda on bin kişiyi trafiğe kurban etmek-
ten uzak durabilirler. At arabası şoförleriyle
birlikte yaşryoruz. Bunlar trafiğin hiçbir ku-
ralını doğru dürüst uygulamazlar. Teknoloji-
nin her dalında aynı sorun vardır: Örneğin
modern bir fotoğraf makinesi, telefon, bilgı-
sayar ne tür işlev yapabiliyorsa, bizim top-
lum bunun yansmı bile öğrenmez ve kullan-
maz. Tanm öncesi düşüncesiyle donatılmış in-
sanlar olarak bilimsel bilgiden uzak dururlar.
Düşünceye ve düşünene karşı da ikirciklidir-
ler. Düşünsel yaşamlannda soru sorma meka-
nizması gelişmemiştir. Kendi kendini eleşti-
ri ise söz konusu değildir. Eğer kan davası de-
ğilse, bir suçu uzun müddet kovalamalan söz
konusu değildir. 'Bizim tophım unutuyor' de-
memiz hiçbir olguyu rasyonel bir analize ta-
bi tutmamalanndan, yanı özümseyecek ka-
dar sahip çıkmamalanndan kaynaklanır. Tan-
rı'nın bu sevgili kullan aklı kullanmaz, sade-
ce bir yük gibi taşırlar. Sorgu sorma özürlü-
dürler. Şüphe etme bir yöntem olarak düşün-
sel yaşamlanna ulaşamamıştır. Şüphe sadece
birbirinden 'kuşkulanma'ya indirgenmiştir.
Bunda da haklıdırlar.
Bu kadar az düşünen, bağnaz olmak zorun-
dadır. Çünkü bağnazhk ve cehalet aklın eleş-
tirel melekelerini geliştirmez. Kırsal kültür
temsilcileri uzun zaman boyutunda düşün-
mezler. Uzun zaman onlar için, sadece tutul-
mayan sözler, ödenmeyen borçlar bağlamın-
da söz konusu olur. Tanmsal toplum kültürü,
ya da bilim öncesi kültürü genye bakmaz. Ta-
rihle ilgili değildir.
Geleceği de basit, pratık amaçlar için me-
rak eder. Ne kendi toplumlannın geçmişı, ne
de başka toplumlannkı onlan ılgilendirir. Dün-
yanın geleceği de, onlar için, bir sorun statü-
süne erişmemiştir. Değışme, tarihı bir süreç
olarak onlan ilgilendirmez.
Kırsal kültür taşıyıcılannı bir tarih perspek-
tifi içinde değerlendirirsek süreklilikleri şa-
şırtıcıdır. Bunlar Cumhuriyetin başında oku-
ma yazma bilmeyen, çoğu topraksız köylüler-
di. Onların babalan da Osmanlı döneminin ay-
nı nitelikteki köylüleriydi. Başka bir deyışle
bilgi ve teknoloji toplumuna dönüşemeyen
Osmanlı devleti battığı zaman bize cehaleti mi-
ras bırakmıştır. Cehalet bir mal değildir. In-
sanlann kafasındadır.
200 yıllık Osmanlı aydınlanma savaşımn
tek ürünü Cumhuriyettir. Ilgınç olan, bilim ve
teknolojiye sahip olma çabasının orduda yo-
ğunlaşmış olmasıdır. Dili uzunlar S'ay!' diye-
bilırler ama, yetmiş üniversitemizin ortalama
eğitim düzeyının hâlâ Harbıyelilerden daha dü-
şük olması, yanıt aranacak bir sorundur.
Genç Osmanlı başkentinde bir kent kültü-
rü \ardı. Bunun temsilcileri ise ne yazık ki Müs-
lüman Türkler değıl, Hıristiyanlar ve yaban-
cılardı. Bıraz da monbey'ler denilen toplu-
mun üst sınıflan. O temsilciler yok oldular. Şim-
dilerde kentlileşmiş insanlar, mağlup bir or-
dunun artçı savaşı veren birlikleri durumuna
düşmüştür.
Türkiye'nin geleceğine ilişkin bütün karar-
lan, ağırhklı olarak kırsal kültür temsilcileri
veriyor. Kent çoğunluğu onlardadır. Kentler-
de köylü gibi yaşayanlar onlardır. Kentli söz-
leri kiıllanmaya savaşarak irrasyonel kasaba
söylemleri onlann ağızlanndan dökülüyor.
Bu mekanizmanın kurbanlannın çoğu da yi-
ne onlardır. Kolay inandıklan için en kolay sö-
mürülenler onlardır.
Ülkenin fakirlerinin çoğunu da onlar tem-
sil ediyor. Hanı şu beş kilo yağ ve şekere bir
oy verenler gibi. TIR' altında, demiryolunda,
denizde sürat motoru altında can verenlerin
çoğu da onlardan çıkıyor. Fakat kör cehaletin
verdiği cesaretle her riski göze aldıklanndan
en zenginler de onlardır.
Eğitim bu büyük cehalet grubunu kurtara-
cak tek çare gibi gözüküyor. Ne var ki eğiti-
me ılişkin kararlan alanlar da onlardır. Onla-
n da Cumhuriyet yetiştirdi. Ortaokul seviye-
sinde üniversiteli, master öğrencisi seviyesin-
de profesörü de aynı Cumhuriyet yetiştirdi. On-
lar demokratik çoğunluktur. Kannca kadar
çok, kuş kadar temiz ve saf, ve koyun gibi kur-
ban olmaya hazır bir çoğunluktur. Yirmi bi-
nnci yüzyılın esaret damgasını da bu toplu-
ma vuracak olanlar bu çoğunluktur.
Ne var ki umutsuz bir durumla savaş, ger-
çeği görerek olabilir. Yalan söyleyerek,ya da
bu gerçekle ilgisiz aptal tartışmalarla vakit
geçirerek değil!
Peki bu 'onlann' dışında kalanlar kim? 70
milyonluk ülkede onlar da o kadar az değil.
Fırunadan kaçıp bir köşeye sığınmaya çalışıyor-
lar... Bazen mütebessım yüzlerle anlaşılmaz
şeyler söylüyorlar, televizyon ekranlannda.
KULTUR • SANAT (0212) 293 •• 7«
H EN tYİ 10 F^JH
UMHMH-uııtti*
Hayatm İçinden
Sinema TEK
Tlf: 02 I 6.346 OI 41
Bahanye Sakı; Gulu Sok No 29
SEVGİ ve DOSTLUK
ÜZERİNE
BİR BASYAPIT !
KAOIKÖY'DE
İLK DEFA
SADECE
rSİNEMAMIZDAl
11.30-13.30-15.30
17.30-19.30-21.30
BİRFİLMDESİZSEYREDİN
Sinema sektorundekı 2. yaşını dolduran ve 2 yıl gıbı kısa sure
ıçensınde vızyona soktuğu 20 fılm ıle sektore yenı bir soluk
getıren Bir Fılm'den yeni bir sinema şolenı başlıyor. Bugune
kadar Bir Fılm tarafından vizyona sokulan fılmlenn 15 tanesı
ve daha once Pı Fılm tarafından dağıtılan 5 fılmden oluşan
toplam 20 fılmlık bir seçkı, 1 hafta ıçın tekrar ızleyıcı ıle
buluşuyor Ustelık ındırimlı olarak! Hemen her bırı kendi
alanında ba$yapıt sayılabılecek ve geçtığımız sene ıçınde
seyırcı ve eleştırmenlerın buyuk beğenısını kazanmı$
fılmlenmızın, sınemaseverlerle buluşmasını sağlamak ve
"Herkesın kalıtelı fılm ızleyebılmesı" amacı ile yola ctkılan
bu etkınlık suresınce gösterılecek fılmler, ındırimlı bilet
karşılığında ızlenebılecek. Fılmler ıle ılgılı aynntılı bılgılere
www bırfılm.com adresinden ulaşabılırsınız. 13-19 Ağustos
tarıhlerı arasında gerçekleşecek olan bu şenlığe katılan
salonlar şunlar- Beyoğlu AFM Fıtaş, Beyoğlu Cıne Majestıc,
Kadıkoy Rexx, Pendik Guney, Altunızade Capıtal Spectrum,
Bursa AFM Zafer Plaza. Cankkale AFM, Denızlı AFM. Eskısehır
AFM, 20-26 Ağustos tanhlen arasında Ankara Buyulüfener,
Ankara Kızılırmak. Oynayan Fılmler: Yenı Baslayanlar ıçın
Italyanca, Tez, Bebekler, Donnıe DarkoıKaranlık Yolculuk,
Temmuzda, Daıma Lılya, 11 Eylul, Olum Oyunu, Kısa ve
Acısız, L v T'den 5 Engel, Buzdan Hayaller. Benımle Evlenır
Mısın?, Cesaretın Var Mı Aska7
, Dokuz, Kumun Altında,
Sınırsız Kentte, Dövme, Kasa 507. Bılet fiyatları 3 mılyon lıra
ile 5 mılyon lira arasında değısıyor.
Hem böylesi bir kişiliği böylesine bir
vyorumla izlemek, hem de kimi tartışmalarz
birinci elden vakıf olabilmek içih
'Sylvia'yr kaçırmayın derim. Ç
* "fiadikor Ujur Vorrfm
1
LSyf"!' Pl»
tnv e
p*rforman»yla göf '
kamaştıran Gwyneth Paltrow'un
f
ianmn yanı sıra, dram ve ilişkil?
salfilmlerdenhoşlananlar için d
seyir keyfi vaadediyor.
oton"£{eGötjûn
Sonunda ağirbâ3!)HHfl^Wjj feızette ve düzeyli
bir filme ulasılmıflRltrow, bu keı Oscjr'ı »•'
gerçekten haK«H|î bir oyun veriyor. *•
boh" Atitla Dorsoyt
" ' "via, 20. yûzyilın en Hmfcîaîrlerinden olan ı,
f
~**- m Ted Hugties'u taTffhayanlara bu iki •
•sunan bir film. :
)Fet"OmürGe(fik
Bir Mucize:
Mustafa Kemal
PAL
vıa \
Beyoğlu Alkazar
Mecidıyeköy Odeon Cineplex
Altunızade Capitol Spectrum 14
Kadıköy Rexx
Kadıköy Tepe Cinemaxx
mmm
(293 24 66)
(216 37 90)
(651 33 30)
(336 01 12)
(339 85 85)
12:15-
11:20 -
11:30 -
10:45-
13:30-
14:30-
1340 -
15:30 -
13:00-
16:00-
17:00
16:15
17:40
1515
18:30
- 19:15
- 18:35
- 19:45
- 17:30
- 21:00
-21:30
• 20:55
- 2200
- 19:45
- C /Ct.
if
-21 45
23 30
BFİLâii %
^. bırfilm. com
Beyog-u AFy FTTAŞ
Beyoğ-u CtNE MAJESTIC
Kao -=v REXX
Altun,zade CAPTTOL SPECTRUM 14
Pend* GÜNEY
Kanai VCYON
BURSA AFM Zafer P ü ü
ÇANAKKALE AFM
DENİZUAFM
ESKISEHIR AFM
Beyoğlu AFM FITAŞ
Beyoğlu CME MAJESTIC
KadıKiy REXX
Altunızade CAFTTOC SPECTRUM 14
Peidık GÛNEY
KartalVEYON
BURSA AFM Zafef Plaza
ÇANAKKALE AFM
DEMZLI AFM
ESKISEHIR AFM
BeyoSİL AFM FTTAŞ
Beyoölu CINE MAJESTIC
Kadıköy REXX
Altunııaöe CAPTTO1. SPECTRUM 14
Pena* GÜNEY
KartalVlZYON
BURSA AFM Zaler Plaza
ÇANAKKALE AFM
DENI2LJ AFM
ESKISEHIR AFM
251 20 20i
I244 97 071
336 01 12,
651 33 301
354 13 88ı
306 90 07
225 45 60ı
,21110661
(371 10 49)
1225 35 911
(251 20 201
(244 97 07)
(336 01 12)
(651 33 30)
(3541388)
(306 90 071
(225 45 601
(214 10 66)
(371 10 49)
(225 35 91)
1251 20 20)
1244 97 071
(336 01 121
1651 33 30|
,354 13 88,
(306 90 071
(225 45 60)
(2M10 66)
(371 10 491
(225 35 91)
S13AĞUSTOS CUMAî
Cesaretm Var Mı Afka? 1
Buzdan htoyaüef 1
Dovme 1
Teıı1130ı SınıreaKent!eıi3 50)-Öt
11 EyUI 1
Benlmto Evltnir Uism^ 1
Bebakter 1
C4üfn Oyunu 1
Yenl Baflayanlar İçin rtalyanca 1
Babekler 1
4 AĞUSTOS CUIl
OonnleDarko <
11 EyUI ı
Yeni B*>byı>tlar İçin Itah/anca ı
11 Eylül(" 20 Teı '3 40, Smırsa 1
11 Eytul 1
BonıfiHO Evtonvr Mısın7
Tammuz'da 1
DonmeDarko 1
Ölum Oyunu 1
Tammuz'da 1
15AĞUSTOSP
ÖUm Oyunu 1
BriMMer i
11 EyUI 1
H E y U l r i 20ı Tez '3 40, S m n ı z )
11EyHH 1
Benlmte Evlenlr Mhıln? 1
DannaıDarko 1
Tmnmuz'da
• 30 1400 1630- 19"OO-21 30
100 1300-1500 17-00-1900
• 15 1345- 1630-19D0-21 30
ûm Oyunu 116 101 - M v m 116 30
1 30-14 00- 16 30-19110-21 30
100 13D0 1500-17-00 19D0
1 30-1345-1615-1845-21 15
3-00 15 45-18 30-2100
345 1615 1845-2115
3 15 1545 1845-21 15
HARTE!
1 30 1400 1630 1900 21 30
2 0C--4 3C 17 00 19 30-2130
1 15-1345 1630-1900 21 30
2100
- Donn» Darko (2020) -11 EyUI (22.30)
2100
(emteı'600 ÖUm Oyunu 118-20) Dovme (20 40> - DonntoDarko <2230)
130 1400 1630-1900-2130
100-13-00 1500 1700-19-00
1 30-1345-16 15 1845 21 15
300-1545-1830-21 00
345 16 15 1845 21 15
3 15 1545 1845 2' 15
AZAR
1 3C 14-00 16 30 1900 2130
130 14O0 1630-1900-21 15
1 15 1345 1630 1900-21 30
21 00
Cantto (16 00) • ÖUm Oyunu H 8.20) - Dovm. (20 40) • Donnt. Darfco '22 30ı
130 -1400-16 30 -1900-2130
1O0 1300-1500-1700-1900
130-1345-1615-1845-21 15
3 00 15 45 '8 30 2100
T«z 1345 1615-1845-2115
Donni* Oarito 13 15 15 45 18 45 2115
21 00
İdris ATMACA
Mustafa Kemal Ana-
dolu toprağına düşmüş
bir tohumdur.
Gün ışıdı ışıyacak. So-
kaklar, caddeler, mey-
danlara yeni güne uya-
nıyor. Gece vardiyasın-
dan dönenler, erkenciler,
simitçiler, poğaçacılar,
trenler, otobüsler, vapur-
lar yepyeni bir telaşla ken-
tin koşuşturmacasına ka-
pılıp gidiyorlar. Uzaklar-
da martı çığlıklan. Daha
adımımı atar atmaz so-
kağa, kamaşır kamaşmaz
günışığıyla gözlerim, ara-
balann, vitrinlerin cam-
larında görür görmez
kendimi, biriyle daha se-
lamlaşınm: Mustafa Ke-
malle
Mustafa Kemal Ana-
dolu toprağını yeşertmiş
bir tohumdur.
Her gün, hava gibi, gü-
neş gibi, yel gibi taa saç-
lanmızın diplerine dek
duyumsadığımız, yaşam
boyu bizimle, güzeller
güzeli. adam gibi bir
adam O. Göğümüzü da-
ha aydınhk, daha mavi
kılmış, yemişli dallany-
la yemyeşil bir Ataağaç-
rır. Halkına hep inanmış,
güvenmiş, birlikte omuz
omuza onurun, bağım-
sızlığın, özgürlüğün, hak-
lı savaşını vermiş, bir yi-
ğitler yiğididir.
Mustafa Kemal ki; al-
dığınız her solukta, dalıp
dalıp gittiğiniz bozkırlar-
da, bir zeybek havasında,
bir harmandalıda; rakı-
da, leblebide; Beyoğlu
meyhanelerinde; Şişli'de,
Akaretler'de, Boğaz'ın
masmavi sulannda; sıla
türkülerinde, se\da şarkı-
lannda, utta, sazda, ke-
manda; secdeye varan ba-
şınızda, yukanya açılmış
avuçlannızda; uzun yaz
gecelerinde panldayan
salkım saçak yıldızlarda,
baştan başa bütün yurtta,
her zaman her yerde O
vardır, istesen de isteme-
sen de. Attığın her adım-
da O'nun hakkı vardır,
bir tek O'na borçlusun.
Mustafa Kemal Ana-
dolu toprağında serpil-
miş bir devrimin tohu-
mudur. Toprak artık ye-
şermiştir. bereketlenmiş-
tir, bire bin vermiştır. Sı-
rasıdır O'nu kalbinuzden
düşüncelerimize, eylem-
lerimize.. kısaca beyni-
mize taşımak. O'na söve-
rek küçük düşüreceğini
sanan sahtekâr yobaz ta-
kımı, unutmasınlar ön-
celikle kendi soyuna-so-
puna-atasına sövüyorlar.
Işığa sövemezsiniz ki
hem, ışık bu.. kör oluve-
rirsiniz, yanarsınız ali-
mallah.
Mustafa Kemal muci-
ze bir tohumdur, Anado-
lu toprağına düşmüştür
bir kez.
BOUTİOUE YENİLMEZ OTEL
Yalıkavak koyunun tam ortasında,
denize sıfır özel plaj ve iskele, özel yüzme havuzu,
odalann tamamı klimalı ve
rengârenk el yapımı resimlerle çevrili lobide sürekli
resim sergisi.
Ege ve Italyan mutfağı olan Lunapapa
Restaurant'da konfonjn ve lezzetin en iyi şekilde
sunulduğu Yalıkavak'taki eviniz olan Boutique
Yenilmez Otel'de rüya gibi birtatil sizi bekliyor.
Bilgi ve rezervasyon için;
Tel: (0252) 385 40 55
Fax:(0252)385 4013
Web: www.yenilmezotel.com
e-mail: info(o yenilmezotel.com
PENCERE
Eski Bir Yazıdan
Esinti...
Kitap rafını karıştırırken elime eski bir yazı kesi-
ği düştü, adına baktım:
"Kavanoz dipli dünya düzeni"
Kaç yıl önce yazmışım?..
2002'nin mart ayında!..
Yazıda dökümü yapılan 'Küreselleşme' üzerine
vurgulamalan bugün de anımsamakta yarar var...
•
"Yeni Dünya Düzeni nedir?..
1) Dünya tek pazardır.
2) Sosyal devlet ölmüştür.
3) Ulus devlet bitmiştir..
4) Devlet küçülmelidir.
5) Devletin gücüyerine şirketler, holdingler, kar-
tellergeçmiştir..
6) Tekelci sermaye donıklaşmış, yerkürede ege-
menleşmiştir..
7) Sermaye özgürdür..
8) Emek bağımlıdır.."
Aradan geçen sürede bu saptamalann yerküre
çapında daha çok ve zoria dayatıldığı izleniyor...
•
Yine aradan geçen sürede 11 Eylül terörünü
bahane eden Bush yönetimi Irak'ı işgal etmiş; ama,
sonuç tam bir felaket olmuş...
Eski yazıda "Emperyalizm nedir?.." diye soru-
luyor...
Ve şu yanıt veriliyor:
"1) Üretimin ve sermayenin yoğunlaşmasıyla
ekonomide tekelleri yaratacakyüksek düzeye eri-
şilmesi...
2) Banka sermayesiyle sanayi sermayesinin bü-
tünleşip kaynaşması ve 'finans kapital' temelinde
'mali oligarşi'n/n oluşup güçlenmesi..
3) Mal ihracatının öneminiyitirmesi, sermaye ih-
racının önem kazanması..
4) Dünyayı paylaşan uluslararası tekelci kapita-
list bihiklerin oluşması..
Gözünüz ısırıyor mu emperyalizmi?..
'Küreselleşmeyo/csa 'emperyalizmVn hıh demiş
burnundan mı düşmüş?.."
•
Eskiden "uygaremperyalistler" dünyanın geri ül-
kelerine selamsız sabahsız girerier, kimse sesini çı-
karmaz ya da çıkaramazdı; küreselleşmenin tari-
hinin sömürgecilikle başladığını hiç unutmayalım...
Bugün işdeğişik!..
Ortadoğu, en başta Irak ve Filistin'de durulama-
yıp çırpınan bir kan bataklığına dönüşüyor; ege-
menler bu coğrafyaya bir türlü egemen olamıyor-
lar...
Bu gidişle de egemen olamayacaklar...
Insanlık Küreselleşme'nin bu türlüsüne boyun
eğmeyecek gibi görünüyor.
•
Bu yazıyı eski yazıdan son bir alıntıyla bitirmek
istiyorum..
Dünyanın en zengin 200 kişisinin sahip oldukla-
rı servet, yeryüzündeki en yoksul 2.5 milyar insa-
nın toplam gelirinden fazla..
Ve bu 200 kişinin 112'si Amerikalı..
Ve Amerika Irak'ta..
Afganistan'da..
Insanlığın haline bak sen!..
GOKOVA-AKYAKA
Türkiye Ziraatçılar Derneği
Dinlenme Tesislerinde
Düşlediğiniz Tatil
Düşlediğiniz Fiyata
Kişi başı konaklama + Sabah
Kahvaltısı + Akşanı Yemeği:
30.000.000 TL.
Tel
Faks :
(0 312) 213 94 17 - 213 84 35
(0 252) 243 44 02
(0 312)213 22 52
(0 252) 243 59 90
TC
KADIKÖY
2.ASLİYEHUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo. 2001 1191
Davacı Şevkı Şımşek tarafından davalılar Ramazan
Sağlamkazanlı vs. aleyhme açılan tapu iptalı davasın-
da, adresı tespit edılemeyen davalıya mahkeme kara-
nnın ılanen teblığme karar venlmış olup,
Mahkememizce venlen 2001 1191 esas, 2003/763
karar sayılı ve 11.6.2003 tarihli ilam ile davacıya ait
38 parselın daha sonra tevhidi ile oluşan 62 No'lu
parselde davalı Ismet Çelık adına tapuda kayıtlı
15300 112413 payın ve bunun karşılığı kat mülkiyeti-
ne çevrilerek oluşan 14 ve 16 No'lu bağımsız bölüm
tapu kayıtlannın ıptaline ve davacı adına tapuya kayıt
ve tescılıne, tedbır karannın karann kesinleşmesine
kadar devamına, peşin alman harcın mahlusuba baki-
ye 13 351 500.000.-TL ilam harcının davalı Ismet Çe-
lik'ten alınmasına, davacı vekılı için takdır olunan
7 200 000 000 -TL nısbi vekâlet ücretinin keza
569.540.000.-TL yargılama gidennin de davalı Ismet
Çelik'ten alınarak davacıya venlmesıne Yargıtay yolu
açık oknak üzere venlen karar davacı vekılı ıle dava-
lılar Sevent Et Gıda ve Ismet Çelık vekilinın ve davalı
Ahmet Hamdi Pehlıvan \ekıli Av. Coşkun Çetinka-
ya'nın yüzlerine karşı, dığer davalılann yokluğunda
verilen karar halen adresi bellı olmayan ve ilanı teblı-
ğı gereken davalı Ramazan Sağlamkazanh'nın, işbu
ilanın yayın tarihınden itıbaren başlamak üzere 7 gün-
lük süreden sonraki 15 günlük sürede Yargıtay'a baş-
vurulmadığı takdırde hakkındaki ışbu karann kesinle-
şeceğı hüküm da\etıye yenne kaım olmak üzere ılan
olunur. 6.8.2004 Basın: 36783
lstanbul Ünıversıtesı'nden aldığım Jeofızik Mühendislıği
dıplomamı kaybettım. Hükümsüzdür.
SC'LEYMAS UYSAL