Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2004 CUMA
HABERLER
Uzmanlar İstanbul'da yaşanan sel felaketinin ardmdan yetkilileri önlem almaya çağırdı
Olümleri altyapı durdurur• Orman Yüksek:
Mühendisi Kemal Aşk,
belediyelerin kent planlama
olayını ciddiye alrnası
gerektiğini söyledi. Aşk,
" Yapılaştınlmış bix sahada
açık bir araziye oranla 4 kat
daha fazla yağmur suyu,
yüzeysel akışa geçınektedir.
Altyapı tesislerinin de ona
göre yapılması
gerekmektedir" dedi.
tZMÎR (Cumhuriye* Ege Bûrosu)
- İstanbul'da önceki giin yaşanan ve
ölümlerin yaşandığı sel felaketinde
kente düşen yağış müctannın, 1995
yılında Izmir'e düşen •ve 60'ın üze-
rinde yurttaşın yaşamını yitirmesine
neden olan yağışın yakJaşık onda bi-
ri olduğuna dikkat çekilerek Izmir'in
kalıcı yatınmlarla sorunun önüne
geçmeyi başardığı vurgulandı. IZSU
YönetimKuruluÜyesi Orman Yük-
sek Mühendisi Kemal .Aşk, daha bü-
yük sıkıntıların yaşanmaması için îs-
tanbul'daki yerel yöneticileri gerek-
li önlemleri almaya çağırdı.
Izmir, her yağışın ardından oluşan
ve zaman zaman ölümlerin de ya-
şandığı su baskınlannı, özellikle Ah-
Meteorololl Mühendisleri Odası 2. Başkanı Ahmet Taşpınar
Doğa insandan intikam alıyor
ANKARA(AA)-Meteoroloji Mühendisleri Odası 2.
Başkanı Ahmet Taşpuıar, Türkiye'de son günlerde
meydana gelen hortum ve firtınalarda yaşanan
felaketlerin nedeninin doğanın tahrip edilmesinden
kaynaklandığını söyledi. Taşpınar, Türkiye'de her
dönem kısa süreli hortum ve firtınalann
gerçekleşmesinin doğanın normal bir seyri
olduğunu belirtti. Doğanın her geçen gün yok
edildiğini ve uluslararası sözleşmelerin ihlal
edildiğini ifade eden Taşpınar, bunun
beraberinde getirdiği çarpık kentleşme ve
doğanın tahrip edilmesi nedeniyle fırtına ve
hortumlann felaketlere dönüştüğünü belirtti.
Doğa olaylannın var olduğu gerçeğinin kabul
edilmesi gerektiğini vurgulayan Taşpınar, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Dünyanuı her tarafinda nrüna ve
hortum gibi doğa olaylan yaşanrvor. Önemü olan,
yaşanan bu doğa olaylanna karşı ahnacak önlem ve
tedbirlerdir. Doğaya karşı direnmek yerine onun
gerçeklerini kabul etmek ve o doğrultuda yaşamak
gereldr. Bu çerçevede tüm yaşantunızı buna göre
düzenkrsek, doğa olaylannı daha az zararla
atiatabiüriz. En basit örneğrvie daha önce dere yatagı
olan bölgeler üzerinde kocarnan binalar yükseHyor ve
b u n u n
sonucunda en küçük bir >ağışta buraiar
*d baskuılanna maruz kahyor. Bunun önlemini
de doğaya uyumlu bü- kenrJeşme yaparak
almahyız." Ahmet Taşpınar, meteorolojik
karakterli doğal afetlere karşı erken uyan
sistemlerinin kurulması ve işletilmesi gerektiğini de
belirterek firtına risk bölgelerini belirlemek için
operasyonel ve bilimsel çalışmalann yapıhnası
gerektiğini kaydetti. Dünyada ve Türkiye'de yaşanan
kararsız havanın bir nedeninin de aşın fosil yakıtlann
tüketilmesi sonucunda oluşan küresel ısınmanın
sebep olduğunu ifade eden Taşpınar, kısa sürede
mevsim kuşaklannın değişmesinin söz konusu
olamayacağım belirtti.
met Piriştina'nın yaşama geçirdiği
projelerle önlemeyi başardı. İZSU
Genel Müdürlüğü 1999-2004 yılla-
n arasmda "planh" ve "akıfcı" yak-
laşımlarla, yurttaşlann rahat bu- ne-
fes ahnasmı sağladı. Öncelikle top-
lam uzunluğu 160 kilometreyi bulan
kent merkezindeki tüm dereleri ıslah
eden İZSU, kentüı yüksek yerlerin-
deki dere kaynaklarına da su ve rü-
subat tutucu bentler, küçük göletler
yaptı. Aynca kent içinde kilometre-
lerce uzunlukta yağmur suyu drenaj
sistemi (kanalet) kurdu.
İZSU Yönetim Kurulu Üyesi ve
Orman Yüksek Mühendisi Kemal
Aşk, önceki gün istanbul'da yaşanan
su baskınında 21 saat içinde kente
metrekareye 13 kilogram yağış düş-
tüğünü söyledi. Izmir'e 1995 yılın-
da düşen yağışuı 24 saat içinde 123
kilogram olduğuna dikkat çeken Aşk,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Basından öğrendiğinrize göre Is-
tanbul'da bu yağıştan ötürü 400 yer-
de su baskmı yaşannnş ve 3 kişi de ya-
şamını yitinnjştir. Bu, dünyada örne-
ğine rastlaıulmayacak, harta Guin-
nes Rekoıiar Kitabı'na geçecek bir
olaydır. Bu kadar uzun sürede (21 sa-
at), bu kadar az bir yağışın böyle bir
tabk) ortaya koyması, İstanbul'da alt-
yapı diye bir şeyin olmadığı anlamı-
na geür."
'önlem atın'
Istanbul'a, Izmir'e 1995 yılındaki
gibi bir yağışın düşebileceği uyan-
sında bulunan Aşk, Türkiye iklimi-
nin buna uygun olduğunu anımsata-
rak yetkilileri gerekli önlemi alma-
ya çağırdı. Aşk, şunlan söyledi:
"Bu dununda beledryekrimizin ve
şehir plancılanmızın olayı ciddiye al-
malan, ağaç diküecek yere bina dik-
memekri, yerleşim yerlerinde yeteri
kadar park ve açıkhk alan bırakma-
lan gerekmektedir. Unutulmamah-
dır ki,yapdaştınbnış bir sahadan açık
bir araziye oranla 4 katdaha fazla yağ-
mur suyu. yüzeysel akışa geçmekte-
dir. Altyapı tesislerinin de ona göre ya-
pılması, yapüktan sonra da bunlann
kendilerinden beklenen hizmeti ve-
rebflmeleri için balamhvetemizturul-
malan gerekrvor."
BÎRtNCÎ DERECE DEPREM BÖLGESİ
Türkiye'nin
büyük bölümü
risk altımla
tSTANBUL (ANKA) - Deprem denilince ilk akla
Istanbul gelirken, Türkiye'nin büyük bir
bölümünün birinci derece deprem bölgesinde
yer ahnası nedeniyle e n az Istanbul kadar risk
altında olduğu bildirildi. Yerleşim yerleri,
taşıdığı deprem riskinin derecesine göre beş
bölgeye aynhyor. Türkiye'nin deprem haritası
incelendiğinde, topraklanmn büyük bir
bölümünün, en fazla riskin bulundugu birinci
derece deprem bölgesinde yer aldığı görülüyor.
Büyük bir deprem yaşanma olasılığı nedeniyle
en çok konuşulan il olan Istanbul'un küçük bir
bölümü birinci derece deprem bölgesine
girerken, kalan kısmı 2, 3, ve 4'üncü bölgeler
kapsamında yer alıyor.
Ankara'nın durumu
Ankara ili topraklan d a ilk dört derecedeki
deprem bölgelerine aynlıyor. Buna karşılık
Izmir, Aydın, Manisa, Muğla, Balıkesir, Bingöl,
Çanakkale, Denizli, Düzce, Hakkâri, Hatay
başta olmak üzere çok sayıda ilin neredeyse tüm
topraklan en fazla risk taşıyan birinci derece
deprem bölgesinde yer alıyor. Bolu, Erzincan,
Erzurum, Kocaeli, Muş, Sakarya, Siirt ve
Amasya'nm tamamına yakını, Burdur, Bursa,
Bartın, Çankın, Isparta, Kütahya, Malatya,
Mardin, Nevşehir, Samsun, Şanlıurfa, Tokat
Van'ın büyük bölümünün; Adıyaman, Afyon,
Aksaray, Diyarbakır, îçel, Kastamonu, Ordu ve
Tunceli'nin yaklaşık yansmın birince derece
deprem bölgesinde yer aldığı belirlendi.
Ağn, Batman, Bayburt, Bilecik, Çorum, Edirne,
Elazığ, Gaziantep, Sinop, Sıvas, Tekirdağ
Zonguldak'ın da bir bölümü birinci derece
deprem bölgesine giriyor.
11 KİŞİ YARALANDI, CAN KAYBI YOK
Elazığ'da sarsıntılar
devam ediyor
ELAZIĞ (Cumhuriyet) - Elazığ ın
Sivrice ilçesinde önceki akşam
meydana gelen 5.5
büyüklüğündeki deprem sonrası
10 köyde hasar tespit edildi. 11
kişinin yaralandığı depremde can
kaybının olmadığı açıklandı.
Bölgede artçı sarsıntılar sürüyor.
Sivrice depreminde Kösebayır köyünde 24,
Soğukpınar'da 15, Kürk'te 12, Yedipınar'da 4,
Yedikardeş'te 3, Uslu'da 2, Deiolar Mezrası'nda 2,
Bekçitepe'de 1 ev ve Düzbahçe'deki cami hasar
gördü. Depremin ardından ilçe merkezi ve köylerinde
yatandaşlar geceyi dışanda geçirdi. Boğaziçi
Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü bölgede 20 sarsıntı medana
geldiğini açıkladı. Fırat Üniversitesi (FÜ)
Mühendislik Fakültesı Jeoloji Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Feyzi Bingöl, artçı sarsıntılann
şiddetini düşürerek devam edecegıni bildirdi. Prof.
Dr. Feyzi Bingöl, " Önümüzdeki kısa bir süre
içerisinde Sivrice ilçesinde bu şiddette bir deprem
beklemiyoruz. Artçı sarsınûlann devam etmesi gayet
normal bir olaydır." dedi Bölgede incelemelerde
bulunan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar,
depremin "ilahi bir ikaz" olduğunu söyledi.
Yurttaşlar en büyük neden olan anyapı eksikliğinin belediyeier taraftndan giderilmemesine tepki gösterdfler. (Fotograflar: VEDAT ARIK)
Su baskınının önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı belirtildi
'Her yağmurda aynı sorun'tstanbul Haber Servisi- Istanbulda yaşa-
mı felç eden sağanağın ardından, evlerini su
basan yurttaşlar temizliğe başladı. Her yağ-
murda aynı sorunu yaşamaktan bıkan yurt-
taşlar, yerel yöneticileri suçladı. Yurttaşlar,
"Her yağmurda aym sorun. llgifisi de yetki-
lisi de biüyor ama çözüm üretmiyorlaV. Bu
nasıl yöneticiHk" dediler.
Bahçelievler'de salı günü 3 çocuğun yaşa-
mını yitirdiği su baskını olayı ile ilgili ince-
lemelerde bulunan Mimarlar Odası Afet Ko-
mitesi üyesi MüceDa Yapıcı. su baskınının
önlenmesi için söz konusu bölgelerde gerek-
li olan önlemlerin alınmamış olduğunu söy-
ledi. Yapıcı, "Bu meteorolojik bir ola>dır. Ge-
çen yıl da aynı evi su bastL Ancak gerekh' ön-
lemİer ahnmahydT dedi.
Bahçe duvannın yıkılarak suyun evin içi-
ne dolduğunu annnsatan Yapıcı, "Gecekon-
dular affedinrse böyle olur. Dere yataklan ya-
pılanmaya açüdı. Zaten ülkemizin altyapısın-
da yağmurun yol açabileceği baskınlara kar-
şı bir sistem yok. Yağmur suyu hâlâ kanaU-
zasyona gidiyor. Nüfus projeksiyonu yok ise
bütün projeler can yakıcı olur" diye konuş-
tu.
Belediye yöneticllerlne tepki
Yurttaşlar da su baskınlannın en büyük ne-
deni olan altyapı eksikliğinin belediyeler ta-
rafından giderilmemesine tepki gösterdi. Bah-
çelievler Ça%'uşpaşa'da taşan derenin sulan-
nın yağmur sulanyla birleşmesiyle meyda-
na gelen su baskınında yaşamını yitiren 3
çocuğun teyzesi Zerrin Avcı, "Ablama, su
baskmı olabfleceğmi, yukan çıkmamız gerek-
tiğini söylemişrJm. Ama o Allaha şükür bir
şey olmadı, şimdi de olmaz' deyince çıkma-
dık" dedi. Büyük bir gürültüyle sulann eve
girdiğini anlatan Avcı, "Su boğazuna kadar
gehnisti, kapı knılmasa kendimi kurtarama-
yacaküm" diye konuştu. Mahalle sakinleri-
nin çoğu bahçe duvannın yoldan geçen bir
araç tarafindan yıkıldığını söylemesine kar-
şın yaşamını yitiren 3 çocuğun eniştesi Meh-
met Şirin Ava, du\ann yağmur suyunun et-
kisiyle yıkıldığını ileri sürdü.
Bağcılar Dereboyu Mahallesi'nde esnaflık
yapan Hasan Yankaş, AKP'li Bağcılar Bele-
diye Başkanı Feyzullah Kıyıklf nın dört dö-
nemdir görev yaptığını anımsatarak "Ancak
hâlâ altyapı sorunlannı çözmüş değfl. tld se-
ne önceyağmur sulannm toplanmasmıengel-
lemeleri için 400 imza topladık. Ancak bele-
diye yetkilileri ilgilenmedi. Seçim zamam oy
istemek için geUrler, iş kraata getince yerine
getirmezler" dedi. Mahallede yaşayan diğer
yurttaşlar da belediyenin buradan oy alama-
dığı için sorunlarla ilgilenilmediğini ifade
ettiler.
SU VE KALORİFER ŞEBEKESİ ARIZALANDI, KONUTLARDA ÇATLAKLAR OLUŞTU
Depremzedenin îşi zorBOLU (AA) - Bolu Depre-
mi 'nden sonra yaptınlan dep-
rem konutlanmn bir bölümün-
de su ve kalorifer şebekeleri an-
zalandı, bazı konutlann du-
varlannda çatlaklar oluştu.
Deprem sonrasmda Bayın-
dırhk ve Iskân Bakanlığı'nca
yaptınlan kalıcı deprem ko-
nutlannda yaşayan hak sahibi
depremzede İrfan Yıldınm,
Bolu'da yaşanan deprem fela-
ketinden sonra yaptınlan ko-
nutlarda yaşamaya başladık-
lanru belirterek "Evdejaşaına-
ya başladığmuz günden beri
sorunlaruıardıarkasıkesUnû-
yor. Önce su borulanmız pat-
ladı. Daha sonra kalorifer şe-
bekesi anzalandı. Son çare ola-
rak anzalanan su ve kalorifer
şebekesini yeniden degiştirme-
ye karar verdik" diye konuş-
tu.
Deprem konutunun su ve
kalorifer şebekesinin onanmı
için 3 milyar lira harcadığını
belirten Yıldınm, "Harcadı-
ğımız bu parayı kim karşüaya-
cak? De\1et kendisine olan bor-
cu ahnasmı büiyor. Bizden ko-
nuâarm parası,süresinden 2 yıl
önce isteniyor. Kimse bizün
harcadığımız parayı karşıla-
mayı düşünmüyor" dedi.
Kalıcı deprem konutlannda
yaşayan 55 yaşındaki deprem-
zede MeHhaAyten de, yaşanan
deprem felaketinin üzerinden
4 yıl geçtiğini anımsatarak şun-
lan söyledi: "Deprem konut-
larmı teshm aldığınuzda hepi-
miz sevinmiştik. Bugüne ka-
dar yaşadığımız sorunkr hepi-
mizi perişan etti. Kış a\larin-
da kaloriferier çahşmadı. Ya-
ğışlar sonrasmda birçok konu-
run tavanlarmdan su sızdı, du-
\ arlan çarJadı. Benim yaşadı-
ğmı evin kokmlarmda ve duvar-
lannda çatlaklar var. Bu konu-
daki bütün ghişimferim cevap-
sızkakü."
Kalıcı deprem konutlannda
yaşayan Avukat luncay Alnı-
ak ise Bayındırlık ve Iskân Ba-
kanlığı Afet Işleri Genel Mü-
dürlüğü'nün, kalıcı deprem
konutlannda yaşayan deprem-
zedelerden, ödeme tarihinden
2 yü önce yaklaşık l miryar 800
mibyon lira ödemelerini istedi-
ğine işaret etti. Alnıak. şunla-
n dedi: "Bu konudaki kanun-
laragöre depremzedelerin, ko-
nu tiann ilk taksidini 2 yü son-
ra ödemeye başlaması gerek.
Afet Işleri Genel Müdürhığü,
ısraria ödemenin hemen baş-
lamasuu istiyor. Birçok dep-
remzede, bu haksız davramş
sonrasmda bankalardan kre-
di çekerek 1 milyar 800 mfiyon
tirayı ödedi. Depremzedelerin
büyük bölümünün ise bu pa-
rayı ödeyecek gücü yok."
Bolu'da, Bayındırlık ve tskân
Bakanlığı'nın yaptırdığı bin
734 kalıcı deprem konutu
bulunuyor.
BIRBAKDtA
SERVER TANtLLİ
Hacıbektaş Günlerinin
Eşiğinde...
16,17,18 Ağustos Hacıbektaş günleridir.
Her yıl bu tarihlerde, on binler, Hacıbektaş'ta
toplaşır, bir başka duygu ve düşünme iklimin-
de soluk alır, verir.
Yenileşir, çoğullaşır ve yekpareleşirler...
Anadolu'nun o büyük ulusunun, Hacı Bak-
taş-ı Veli'nin, yattığı yere, her yıl daha da hey-
betleşen bir güçle, kitleleri çağınp ve topluyor
olmasının altında ne var?
Bunun anlamının üstüne eğilmeli!
Ben de katılmak istiyordum bu yıl bizzat gi-
derek, ama olmadı. Ne var ki, o günler, kafam
ve gönlümle Hacıbektaş'ta olacağım.
Belleğimde bekleyen bir anım da var...
•
9O'lı yıllann başlannda, Berlin'de-yeni kurul-
muş- bir Alevi derneği, üç günlük bir toplantı
için aydınları ve uzmanları oraya çağırmıştı.
Gelenler arasında, Türkiye'den sevgili llhan
Selçuk ile Atilla Özkınmlı'yı hatııiıyorum; Stras-
bourg Türk Etütleri Enstitüsü'nden de ünlü
Irene Melikoff ile ben varım. İlk iki gün, unu-
tulmaz konuşmalar ve tartışmalar oldu. Son
üçüncü gün de, görkemli bir şiir ve müzik şö-
leni akşamı.
Sunucumuz da, Nejat Birdoğan.
Melikoff'la bir köşede, şölene gelenleri sey-
rediyoruz. Başlan açık, gerçekten zarif ve mo-
dern giyimleri içinde kadınlar dikkatimi çekin-
ce, Melikoff'a dönüp, "Aleviler başka" dedim
ve "neden" diye sordum.
Yanıtını hiç unutmadım:
"- ServerBey, Aleviler böyle başkadır; kafa-
lannın çağdaşlığı düşüncelehne yansırken, kı-
lık-kıyafetlerine de yansır."
Birden uyanmıştım.
Gözlemlerim, bu düşüncenin doğruluğunu
hep öğretti. örneğin, Enstitü'de yirmi yıl süren
derslerimde, hiçbir zaman "türbanlı" bir Alevi
öğrencim olmadı; dışanda da, "tûrbanh" birka-
dına rastlamadım. Müslümanlara bulaşan bu
geri, gerici ve çirkin sapma, Alevilerin semtine
uğramamıştır.
Çünkü, Aleviler çağdaştır ve "başka"d\r...
•
Belleklerimizi tazeleyelim.
Anadolu'da 13,14 ve 15. yüzyıllarda bir uya-
nış olmuştur: Mevlana ile, Yunus, Hacı Bek-
taş-ı Veli ve başkalan ile büyük bir uyanış...
Insana, akla, eşitliğe dönüş...
Bu sürseydi, Osmanlı Imparatorluğu'nda, fel-
sefe ve bilim, Avrupa ile aynı zamanda, harta
ondan da önce dogup yükselecekti.
Ama olmadı.
Düşünebilirmisiniz, Imparatorluğun dorukta
olduğu bir yüzyılda, 16. yüzyılda, ulemadan
Kabız-ı Acemi, müderris Nadajlı San Abdur-
rahman, "kıyamef'e inanmadıklan için boğdu-
rulmuş: Binlerce Kızılbaş kılıçtan geçirilmiş ve
Pir Sultan Abdal darağacına çekilmiştir.
Bu cinayetlerin boğduğu ışıklar, yüzyıllardan
sonra gelip bizleri bulmuştur.
Hacı Bektaş-ı Veli de öyle...
Ta 13. yüzyılda, aklı yüceltiyor, "llimden geç-
meyen yolun sonu karanlıktır" diyor, kadın-er-
kek eşitliğini muştuluyordu.
Ya din?
Bir dine ya da mezhebe inanmak ya da inan-
mamak, kişinin bileceği bir şey; her ikisi karşı-
sında hoşgörü ise, insana saygının bir emri; ve
aslolan da insan! Bu gerçeği dile getirdiği di-
zeleri nasıl özlü ve ne kadar da güzeldir.
Her ne arar isen insanda ara,
Kudüs'te, Mekke'de, hacda değildir
Şu gerçeğin yeni yeni farkına vardık: Anado-
lu Aleviliği ve Bektaşilik, eski Türk din inançla-
nyla yerli inançlann, Islam örtüsü altında sür-
mesidir bir bakıma; ve deyim yerindeyse, Ara-
bın Müslümanlığına karşı Anadolu'nun bir tep-
kisidir.
Gerçekten, Türkler, çoğunlukla Sünni kalsa-
lar ve bunu resmî bir görüş olarak sürdürseler
de, Anadolu'da kitlelerin -hatın sayılır- bir bö-
lümü, özellikle de Sünni merkezi otoritenin ez-
diği yığınlar, Alevilikle Bektaşiliğin etkisi altın-
da kalmışlardır. Alevi-Bektaşi edebiyatının, Sün-
ni Islama karşı çıkarken, başta Türk dilini ko-
ruyarak, ulusal edebiyatımızın ilk ve en diri ya-
nını oluşturması, çok şey anlatır bize, anlatma-
hdır.
Bir anlartığı da şu: Aydınlanmamız onlarla
başlar.
Bektaşi fıkralan ise, yoz ve yobaz bir dünya-
nın suratına atılmış okkalı bir şamardır ve had-
dini bildirir.
Şu anda hangi Bektaşi fıkrasını hatırlıyor-
sunuz?
Yurttaşlardan büyük ilgi
Göktaşı yağmuruna
şehir ışığı engeli
tstanbul Haber
Servisi - Önceki
dönemlerde
"kötülük habercisi"
olarak nitelenen
göktaşı yağmurlan,
artık en sevilen
gökyüzü
olaylanndan biri
oldu. Cmceki gece
başlayan Perseid
göktaşı yağmurunu
izlemek isteyen
kişiler şehir
ışıİdanndan uzak
yerleri gözlem yeri
olarak seçtiler.
Kandilli
Rasathanesi'nden
yapılan yazılı
açıklamada,
Perseid göktaşı
yağmurunun
Dünya'nm Güneş
çe\Tesinde 130 yılda
bir tur atan Svvift-
Tuttle
kuyrukluyıldızının
yörüngesi üzerinde
bıraktığı kalıntılann
içinden geçmesiyle
oluştuğu belirtildi.