23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
+CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2004 PAZAR HABERLER DimADABUGUN _ALİ SİRMEN Kopsan ve Dost Kent: Istanbul Sevgili, Geçen perşembe akşamı, bir yandan leziz kebap- lan tadarken, bir yandan da güzel Istanbul görüntü- sünü keyfiyle izlediğimiz 'Hamdi'de idik. Eminönü Beiediyesi, Hamdi'nin önündeki alanı oto- t>(Js curağı olmaktarı çıkarmış, işportacılan temizlemiş, ışıklandırmış, çok güzel bir meydan haline getirmiş, sa- natçılann çalışmalanna, sergilerine açmış. Dün yine oradan geçip, hızlı feribota giderken bak- t*m, Yeni Cami'nin önü de işportacılardan temizlenmiş. Kısacası Eminönü Meydanı uygar bir kent görünü- m ü veriyor. Eskiden Eminönü işportacılar kraliyeti idi. Bıçkın, bitirim satıcılann, çeşitli makamlarda, müş- teri toplama yöntemleri, vücut dillerini de daha bu kav- ramın ayırdına vamnadığımız bir dönemde kullanarak satış yapmalan, hiçbir şey almayacak bile olsan, salt seyri keyif veren bir temaşa idi. Hele hele tatil günlerinin Eminönü'sü, daha taşralı, biraz dokunaklı, köyden indim şehire yurttaşlar ile, hafta sonu izne çıkmış erierin doldurduğu bambaşka bir âlemdi. Daha temiz, daha çağdaş ve uygar bir semt adına, bu gürültülü temaşadan vazgeçmek durumunda kal- dık. Eski Eminönü'nü arayacak da olsam, yenisini yeğ- lerim. • • • Ama kent karmaşık bir doku, hele hele Istanbul... Bir sorun çözülürken yenisini doğuruyor. Işportacılık, istihdam yaratamayan ekonominin do- ğurduğu bir kurum. "Eminönü 'nü temiz tutacağız" di- ye, insanlann ekmeğiyle oynamak da çözüm değil. öte yandan, ora seyyar satıcılannın lideri, ağzı laf ya- pan, bıçkının bıçkını Ikbal Işık, haklı olarak "Kentin her yanı seyyarsatıcı kaynıyor. Ama nedense Eminönü Be- iediyesi bize savaş açıyor" diyor ve haklannı sonuna kadar savunacaklannı söylüyor. Doğrusu, yıllardır kronik hale gelmiş olan pahalılık- tan beli bükülmüş vatandaş da, toplu olarak her şeyi işportadan ucuza alabileceği bir yerden yoksun kal- maktan pek hoşnut olmasa gerek. Kent meydanlannın güzelliği ve temizliğine aldıra- bilecek kadar tuzu kuru değil onlar. Gel gör ki Sevgili, bu mantık da sorunu çözmüyor, bu görüşe karşılık rahatlıkla şu söylenebilir - Ne yani, ekonomi bozuk diye korsanlığa göz mu yumulacak? Üstelik işportacılık yoluyla ne kadar ver- gi kaybı oluyor! Işportacılann eylemci Che Guevara'sı Işık, buna karşılık, belediyenin kendilerine gösterdiği bir yerde sa- tış yapmaya hazır oldukJannı, vergilendirilmelerini sağ- layacak düzenlemeye de karşı çıkmayacaklannı söy- lüyor. Yani Işık, - Biz korsanlık değil, işimiz elimizden alınmasın isi- tiyoruz, diyor. ••• Eminönü Meydanı'nın yeni halini seviyorum, ama Ik- bal Işık'a da katılıyorum. Hem ben kentimin işporta- cılannı da seviyorum. Korsanlık konusuna gelince: Ben derim ki "Korsan- lık konusunda ilk hamleyi bu konuda masum olan yapsın!". Bu konuda belediyelerimizin pek öncü olacak hali yok. Tartışma konusu mahallin 2 kilometre ötesinde- ki, tarihi surlar üzerine kaçak olarak yapılmış, Eminö- nü Beiediyesi Dinlenme Tesisleri yık/lmadan, kimse- nin kimseye korsan diyecek hali yok. Yıllar önce Idealtepe'de artık yalı olmayan evimizin yanındaki dereye, vatandaşın korsanlık yapıp kanali- zasyonunu bağlaması üzerine, Küçükyalı Belediye- si'ne bavurduğumda, aynen şu yanrtı almıştım: - Onu oraya biz bağladık. ^ ^ Istanbul'da belediyeye bağlı lETTnin 1227 otobü- sünün plakasız dolaştığı düşünülürse, belediyelerimi- zin korsan avına çıkma haklan olmadığı kolayca an- laşılır. Istanbul bir korsan kenttir, binası, belediye otobü- sü, dinleme tesisi ve işportacısıyla. Büyük çoğunluk bu olgunun dışına çıkmaz, çıkamaz da... Ama aynı Istanbul dünyanın en dost kentlerinden bi- ri ya da birincisidir. Güzin Dino Cumhuriyet'in Kitap ekinde Elif Su Al- kan'a anlatıyor: - Abidin Emirgan Kahvesi'ni çok sever; yine bir gün orada ayakkabı boyatıyor, boyacıyla bir yandan da sohbet ediyor. Bitince parasını veriyor. Tam gidecek, boyact "Dur bey gitme, ne güzel sohbet ediyorduk. Izin ver de sana bir kahve ısmariayayım" diyor... Abi- din eve geldi, neredeyse ağlayacak. Işte sana dostlann dostu Istanbul, Sevgili. Dilersen Sevgili, bu sohbeti Istanbul âşığı Fransız şa- ir dostum Daniel Collagrossi'nin "Istanbul Aramız- da Kalsın" kitabından Cila şiiri ile bitirelim: "Tavuğunun üstüne çıkmış horozgibi, Gözü tünekte, sıradaki için, Tüylerinden yakalayacağı, Istanbul boyacısı, müşteri pabucu fırçalayan, Gözatarakgeçen her ayakkabıya önden arkadan... Kapkara sandığının dört biryanından." Gözünü sevdiğimin korsan ve dost kenti Istanbul!.. Kamusal alan tartısması Ülkücülerden çirkin afiş ANKARA (ANKA)- Ülkü Ocaklan Genel Merkezi de kamusal alan tartışmalanna kanldı. Ül- kü Ocaklan Genel Baş- kanı Alişan Saülmış im- zası taşıyan afişlerde, başta hükümet olmak üzere YÖK Başkanı Er- doğanTeziç'e eleştiriler yöneltiliyor. Birçok cadde ve soka- ğa asılan afişlerde, Tür- kiye'nin dış müdahaleler sonucu "ırriffi vedmi kim- Bgjni" koruyamaz hale geldigi öne sürüldü. *Ta- pu sicil belgesi Müslü- man-Türk'ün eiindebu- tanan Türkhe'devarhğı- mıa anlamlandıran de- ğerieri yaşama ve yaşat- ma. adeta azmbkbirzih- niyetin tahakkümünegö- re belirlenmeye çalışıl- maktadır" denilen afiş- lerde, "Müslüman- Türkler"in inançlannı yaşama noktasında sı- kıntı çektiği öne sürüldü. Afişlerde kamusal alan kavramı "ucubefik" olarak değerlendirilir- ken, kamusal alan kav- ramı içinde "inançh in- san avı" başlatıldığı ıd- dia edildi. Afişlerde iri puntolarla, AlpastanTür- keş'in bir dönem söyle- diği "Ne mozaviği ulan!" sözlerini çağnştırır bi- çimde "Ne kamusal ala- nı ulan, ADah her yerde varî" tümcesi yer aldı. îçişleri Bakanlığı, öldürülen Necip Hablemitoğlu'nun ailesine 40 milyar lira tazminat ödeyecek Devletkusurlubulundu Dr. Necip Habtemitoğlu. AKP adımı Libya'yla üiş/dler yeniden • Türkiye ile Libya arasında Ankara'da yapılacak 19. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı 4-6 Ağustos 2004 tarihlerinde gerçekleştirilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-REFAHYOL hükümetinin yıkılmasında etken olan Libya lideri Muammer Kaddafi'nin "çadır konuşmasTyla bozulan Türkiye-Libya ilişkileri, AKP hükümetiyle yeniden canlaruyor. Türkiye ile Libya arasında, 19. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Toplantısı 4-6 Ağustos 2004 tarihleri arasında Ankara'da yapılacak. Toplanhda Türk tarafinı Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen. Libya tarafinı ise Çalışma ve Altyapı Sorunlan Bakanı Muhammed Matuk Muhammed temsil edecek. Toplantı Bakan Tüzmen'in geçen haziran ayında Libya'ya yaptığı ziyaret sırasında, gerçekleştirilen görüşmelerde kararlaştınlmıştı. Iki ülke arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinin amaçlandığı toplantıda, fuar, enerji, sulama, turizm, müteahhitlik gibi alanlarda işbirliği konulannın göriişülmesi bekleniyor. Aynca, Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerinin başlatılması, bazı petrol ürünlerinin Türkiye'ye doğrudan ithali, Türk- Libya İş Konseyi'nin kurulması gibi konuların da ele ahnması hedefleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- îçiş- leri Bakanlığı, 18 Aralık 2002 'de evinin önünde uğradığı silahlı saldın sonucu ya- şamını yitiren Dr. Necip Hablemitoğ- lu'nun ailesine toplam 40 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm oldu. Anka- ra 5. Idare Mahkemesi, devlenn yurttaş- lann can ve mal güvenliğinin korunma- sında sorumluğu olduğuna ışaret etti. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun babası Adem Hablemitoğlu, kardeşleri Emel Küçükdoğan ile Efser Koçakoğlu, avu- kat Emin Başkale aracılığıyla "Necip Hablemitoğlu'nun ülkesi için yüriittüğü çanşmalar nedeniyle bazı kimselerin he- defi haline gelmesine karşın devletin U- güi birim ve organlannca korunmadıgı" gerekçesıyle Ankara 5. Idare Mahke- • Necip Hablemitoğlu'nun ailesinin açtığı dava sonucu mahkeme, devletin yurttaşlann can ve mal güvenliğinin korunmasından sorumlu olduğuna işaret ederek, Hablemitoğlu'nun ailesine 40 milyar lira tazminat ödenmesine karar verdi. mesi'nde îçişleri Bakanlığı aleyhine ma- nevi tazminat davası açtılar. 'Devlet sorumlu' Davayı sonuçlandıran Ankara 5. Ida- resi Mahkemesi, devletin yurttaşlann can ve mal güvenliğinin korunmasın- dan sorumlu olduğunu belirterek şu gö- rüşleri dile getirdi: "ldarenin sorumluluğunun yalmzca hizmet kusuru'flkeleriylesınırlı tutul- madığu 'kusursuz sorumluluk, objektif sorumlulukvekolektiflik anlayışına da- yalı sosyal risk' ilkelerinegöredeidare- nin sorumlu tutulacağı yeıieşikyargı ka- rarlan ile kabul görmüştür. Da\~a dosya- sındaki bilgi ve belgelerdenAnkara Üni- veratesi Inkılap Tarihi Enstitüsü'nde öğ- retim görevtia olarakçahşan. Türki\e'de yasadısj faaliyette bulunan kişi ve ku- runüar hakkmda araşürmalar yapan ve bu konularda topluma bilgi veren, dev- letin bnüği ve bütünlüğü için çahşmalar vürüten, bu çahşmalar nedenrvie tehdit- İer aldığuu çıküğı teie\izyon kanallann- dasö\1eym,bö>ieceterörörgütierininhe- defı haline gelen Dr. Necip Hablemitoğ- lu'nun evinin garajında öldürülmeshie ilgüi olaym, iş ve çahşmalanyla ilgili ol- madığı ya da kişiscl bir husumetten kav- naklandıgı yolunda herhangi bir bilgi ve bdgenin bulunmaması karştanda,herşey- den önce kusursuz ve objektif sorumhı- luk gereği bu kayip nedeniyle babası ve kardeşierinin duyduğu üzüntünün hafıf- letihnesi için idarenin tazminat ödemesi gerektigi sonucuna ulaşıbnıştııf Mahkeme, bu gerekçelere dayanarak îçişleri Bakanlığı'nı mahkemeye baş- vuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte, Adem Hablemi- toğlu'na 20, Emel ve Efser Hablemi- toğlu'na 10'armilyar lira manevi tazmi- nat ödemeye mahkûm etti. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN 5. Munzur Festivali YAŞ bir üst rütbeye yükselecek personelin durumunu görüşecek Silalıb Kuvvetler'de terfi heyecanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Askeri Şûra (YAŞ), 2-5 Ağustos'ta, Türk Silahlı Kuvvetle- ri (TSK) personelinin terfi ve emek- lilik durumlanyla gündemdeki di- ğer konulan değerlendirmek üze- re Başbakan Recep Tayjip Erdo- ğan'ın başkanlığında toplanacak. YAŞ'ın ağustos ayı olağan top- lantısı, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı'ndaki Çakmak Salo- nu'nda saat 09.55'te başlayacak. Toplantıya, Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Or- general HilmiÖzkök. Milli Savun- ma Bakanı VecdiGönül, Kara Kuv - vetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yahnan, Deniz Kuvvetleri Komu- tanı Oramiral Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral 1b- rahim Fırtına. Jandarma Genel Ko- mutanı Orgeneral Şener Eruygur, 1 'nci Ordu Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükamt, 2'nci Ordu Ko- mutanı Orgeneral Feva Türkeri, 3'ncü Ordu Komutanı Orgeneral Oktar Ataman, Ege Ordu Komu- tanı Orgeneral Hurşit Tolon, Ge- nelkurmay Ikinci Başkanı Orgene- ral Üker Başbuğ. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Or- general Fethi Remzi Tuncel, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, NATO Güneydoğu Avrupa Müşterek Komutanı Orge- neral Orhan Yöney, MGK Genel Sekreteri Orgeneraİ Şükrü Sarnşık ile Donanma Komutanı Oramiral Yener Karahanoğhı kahlacak. Şûra üyeleri, 2 Ağustos Pazarte- si öğle saatlerinde Başbakan Erdo- ğan başkanlığında Anıtkabir'i de zi- yaret edecek. YAŞ toplanhsında, bir üst rütbeye yükselecek general ve amirallerle general ve amiralli- ğe yükselecek albaylann durumu görüşülecek. Toplantıda, rütbelerinde bekle- me süreleri bir yıl uzahJacaklar ve uzatılanlar ile kadrosuzluk nede- niyle emekliye aynlacaklann du- rumlan da ele alınacak. Şûrada, TSK'yi ilgüendiren öbür konular da görüşülecek. Bu kapsamda, çeşit- li nedenlerle TSK ile ilişikleri ke- silecek personelin durumunun da ele almması bekleniyor. AHAsker'in memleket hasreti bitti TUNCELİ (Cumhuriyet) - 5. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında sahneye çıkan halk müziği sanatçısı AM Asker 26 yıl aradan sonra ilk kez memleketinde konser verdi. Bu yıl 5'incisi düzenlenen Munzur festivali için çevre kentlerden binlerce kişi Tunceli'ye akın etti. Avrupa Parlamentosu Milletvekilı Feleknaz Uca, DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir "in de katıldığı kortej yürüyüşüyle başlayan festivalin ana teması, "Munzur baraja degiL banşa akacak" olarak belirlendı. Festivalin en coşkulu anlanndan biri önceki gece düzenlenen Ali Asker konseriydi. 26 yıl önce Almanya'ya giden ve siyasi yasaklı olduğu için Türkiye'ye geri dönemeyen Ali Asker Ceylan, döndükten sonra ilk kez memleketinde konser verdi. Hozatlı olan Ali Asker'i yaklaşık 20 bin kişi izledi. Konserde eski ve yeni çok sayıda parçasını seslendiren Ali Asker şöyle konuştu: "Biz tarihinher döneminde, yüreğimizi ve büincimizj banşla donatük. Banş sözcükleriyle geleceğe banş aşıladık. Ben dhorumki bundan sonra da beynimizle düşündüklerimizi kalemlerle ak kâğıtlara dökerek gelecek kuşaklara doğru taşıyahm. Bizim amacumz halkmuzın dilini kümırünü yaşatmak ve her zaman banş içm hav kırmak." Festivalin ikinci günü ise Leman Sam sahneye çıktı. Binlerce kişinin izlediği konserde Sam, "Tunceli beni büyüledL Sizleri Munzur suyu coşkusuyla setamhyorum" dedi. Konserlerin yanı sıra tiyatro gösterileri, paneller ve sergilerin de düzenlendiği festival için kentte bulunan Temel HakJar ve Özgürlükler Derneği, Demokratik Haklar Platformu üyeleri ile Partizan Dergisi'nin çalışanlan dün Cumhuriyet Caddesi'nde izinsiz yürüyüş yaptılar. "Köyüne geri dön, toprağına sahip çık", "Munzur onurdur, onuruna sahip çık", "Katiller bulunsun, hesap sonılsun" yazılı dövizler taşıyan grup, slogan atarak yürüdü. Grup adına açıklama yapan Hakan Küçûkbingöl, bölgede yapılan barajlar, siyanürle altın arama, yozlaştırma politikalan ve köye dönüş politikalannın amacının kenti insansızlaştırarak yok etmek olduğunu ıddia etti. 26 yıl önce Almanya'ya giden ve siyasi yasakh olduğu için Türkiye'ye geri dönemeyen AB Asker Ceylan, döndükten sonra ilk kez memleketinde konser verdi. Ali Asker'i yaklaşık 20 bin kişi izledi IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ernest Hemingway, romanlarını yazmaya başlamadan önce gaze- tecilik yapmıştı. lyi bir savaş muha- biriydi. Muhabir olarak dünyayı do- laşmıştı. Kurtuluş Savaşı'nın başa- nya ulaştığı günlerde işgal Istanbu- lu'nda ve Lozan görüşmelerinde bu- lunmuş, buralardan The Toronto Da- ily Star gazetesine günlük yorumlar geçmişti. Hemingvvay'in gazetecili- ği şöyle tanımlanırdı: "E. Heming- way 'de haberi söke söke çıkartan bir 'harp muhabiri'n/n bütün meziyetle- ri vardı. İlk gençlik yıllanndaki yaşan- tısına ve sınıriı bir eğitim görmesi- ne rağmen, politik ve ekonomik so- runlan hayret verici bir şekilde kav- rardı. Aynca izlediği olaym en can alıcı noktasını kavrama bakımından da özel bir üstünlüğe sahipti. O yıl- larda (1922) Benito Mussolini'n/n sahte bir milliyetçi olduğunu, Avru- pa'nın doğudaki egemenliğinin so- nunun hızla yaklaştığını anlayan en- der kişilerden biriydi... Bu yolda de- vam etseydi, Ernest Hemingway, hiç şüphesiz çağının en büyük ga- Hemingway, Gazetecilik ve Istanbul zetecilerinden olurdu." Hemingway çağının en büyük ga- zetecilerinden biri olmadı ama ünlü bir romancı oldu. Onu rornancılığa iten etkenlerden birisi iseyazıişlerin- deki insanlarla anlaşamamasıydı. Belki de bu anlaşmazlık onun ro- mancılık konusunda daha kararlı ol- masını sağlamıştır. lyi de olmuştur. Kendisi de gazeteciliğini değerlen- dirirken şunları söylemişti: "Gaze- teciliğe gelince: Gazetecilik her gün olup bitenleri yazmak demektir ve delikanlılık çağında alıştığım birmes- lektir. Doğru haber vermek şartıyla övünülecek bir şeydir. Bu kitap bi- tinceye kadar, bu mesleğe de dön- mekyok," Bir daha da gazeteciliğe dönmedi. Ernest Hemingvvay'in işgal Istan- bulu'nu anlatan kitabı 196O'lı yılların sonunda Türkiye'de yayımlanmıştı. Evdeki tozlu raflan kanştınrken bu ki- taba rastladım. Tabii merakla neler yazdığını izlemeye giriştim. Lozan'da İsmet Inönü ile karşılaşması, ikisinin de kötü Fransızcalan nedeniyle yap- mayı düşündüğü söyleşiyi becere- memesi, 1922'lerin Istanbulu'nu bir film şeridi gibi anlatıyor. Bu büyük edebiyatçı ve yetenekli gazetecinin o yıllann Istanbulu'na ilişkin gözlem- leri ilginç. Bazı satırlan buraya akta- racağım. Izlenimlerindeki canlılık ve doğallık, günümüz gazetecilerine de örnek olacak özellikler taşıyor. 30 Eylül 1922 tarihli Toronto Daily Star'da "Eski Istanbul" başlıklı ma- kalesinde şunlan anlatıyor: "Sabah uyanıp da Haliç üzerine çökmüş sis- ten incecik ve temiz başlarını uza- tan minareleri görüp birRus opera- sındaki aryayı hatırlatan müezzinin, dokunaklı sesiyle müminleri yalva- nrcasına duaya çağırdığını duydu- ğunuzda Doğu'nun sihrine eriyorsu- nuz... Istanbul'da kaç kişinin yaşa- dığını doğru dürüst kimse bilmiyor. Şimdiye kadar sayım mayım yapıl- mamış. Tahminlere göre bir buçuk milyon insan yaşıyormuş. Parçala- nan Çar ordusunun her tühü ünifor- masını giymiş 40.000 Rus mülteci- siyle, sivil olarak şehre sızan ve ba- nş konferansı (Lozan) ne sonuç ve- rirse versin, şehrin Mustafa Kemal- cilere geçmesini sağlamakla görev- li bir o kadar da milliyetçi bu sayıya dahil değil. Bunlar, son tahminler- den sonra şehre sızanlar." "Yağmuryağmadığı zaman Istan- bul 'da o kadar çok toz oluyor ki, Pe- ra 'ya (Beyoğlu) paralel tepelerin üze- rindeki sokaklardan geçen köpekle- rin ayaklanndan havaya sanki bir toz bulutu yükseliyor. Insanlar da ayak bileklerine kadar toza batıyorlar ve rüzgâr esti mi, arada tam ve yoğun bir bulut oluşuyor. Yağmur yağınca da her tarafçamur içinde. Kaldınm- lar öylesine dar ki herkes sokakta yü- rüyor; (Demek ki bu açıdan durum- da bir değişiklik yok) sokaklar da dereden farksız. Geliş gidiş kuralı diye bir şey yok. Motorlu araçlar, atlı arabalar, tramvaylar, sırtlannda ağıryükleri taşıyan hamallarhep bir- likte gidip geliyorlar. Sadece iki ana cadde var, geri kalanlann hepsi ara sokak. Ana caddeler de ara sokak- lardan daha ahım şahım değil." "...Bütün gece boyunca köfteci- lerle haşlama patates satanlar kal- dırımları kaplıyor, kömür yaktıkları ocaklannda, sabahlara kadar müş- teri bekleyen faytonculara yiyecek hazırlıyorlar, Her tühü çılgınlığa, ku- mara, dansa, gece kulüplerine pay- dos demek için kararlı Mustafa Ke- mal şehre girinceye kadar, Istanbul bir çeşit ölüm dansına dalmış." Ernest Hemingvvay daha sonra da Mudanya'ya gidiyor, Izmir'e gidiyor. Bir ünlü romancının kaleminden o günlerin Türkıyesi'ni okumak çok et- kileyici...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle