17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2004 PERŞEMBE 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Edirne A 29 Sinop A 25 Adana A 32 Samsun A 39 A 26 Kocaeli A 29 Trabzon A 25 Çanakkale A 31 Giresun A 26 Irnir A 35 Ankara A 32 Manisa A 37 Eskişehir A 32 Aydın A 40 Konya A 33 Denizli PB 37 Sıvas A 31 Zonguldak A 25 Antalya A 38 QÂçik f**% Parçalı bulutkj Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A B 36 40 42 39 38 30 26 Kars PB 25 Doğj Karadenız lle Doğu Anadolu'nun Ku- zeydoğusu parçaiı yer yer çok bulırtlu. dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklı- ğında onemlı bır değı- şıklık olmayacak. Ruz- gâr; kuzey ve doğu yon- lerden haftf arasıra orta kuvvette yundun batı ke- smienncfe yer yer kuv- vetiıce esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y PB PB PB PB PB 15 16 13 21 21 24 27 25 Berlin PB 23 Münih PB 24 Zürih Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y A Y Y Y B B 27 33 27 28 24 30 19 B 26 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahire Y B B Y Y Y Y A 20 31 30 36 21 26 19 36 A 36 i Sıslı ^ Çok bulutlu Sulu kar i Gok gûrOltflü 9 9 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada üretmeyi, önermeyi bir yana attılar. AKP'nin önlerine koyduğu politikayı geliştirme- yi, hatta zenginleştirmeyi ön plana alan bir çalış- ma düzeni benimsediler. Bir zamanlar monşer diye anılırdı Dışişleri çalı- şanlan. Şimdiki sıfatlan diplomat- bürokrat! Yine de monşeriik eksik olmuyor Dışişleri kori- dorlanndan. Son dönemin monşerieri içimizde dı- şımızda; gazeteci! Işin kolayını bulmuşlar. Bakan- lıkta yüksek kademede birkaç kapı tutmuşlar, ora- dan ne verilirse, önlerine ne mal konulursa alıp sin- diriyor, bakanlıktaki haber velinimetlerini rahatsız edecek bilgileri ne yazıyor ne de geliştirecek araş- tırma yapıyoriar. • • • önceki gün Cumhuriyet'in "Sınavda ahiret so- rusu" manşeti birçok bakımdan ilginçti, birçok açı- dan araştırmaya elverişli, hem de araştınlması zo- runlu bir haberdi. Tabii araştıran olursa haber, daha geniş etkile- re, tepkilere neden olabilirdi. Monşerler için, bakanlığın yaptığı yalanlama dı- şında bilgi aramaya, yazmaya gerek yok. Haberi genişletmek için dış sorunlann irdetenmesinde yıl- dızlaşan istanbul milletvekili eski büyükelçi, eski Bakanlık Müsteşan Onur Öymen'in hemen verdi- ği önergeyi yeterli gördüler. Oysa, Dışişleri açıklaması birçok soruyu akla ge- tiriyor. örneğin Dışişleri'ne girmeyi, çalışıp çabalayıp büyükelçiliğe kadar yükselmeyi amaç edinen genç bir adama, "Haftada kaç defa Kuran okursunuz" diye soruluyor ve fakat, Islam diniyle ilgili olası so- rulan ve sorunlan yanıtlamaya yeterli ölçüde bilgi sahibi olup olmadığı sorulmuyor. Bu ve "ahirete" veya "peygamberin gökyûzüne çıktığına inanırmısınız" gibi sorularla sınava girenin psikolojik durumunu saptayacağı söylenen bir tes- tin amacını çözümleyen varsa parmağını kaldırsın! • • • Bakanlığın yazılı açıklaması, testin Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri olarak bilinen ve -ev- rensel- bir test olduğunu söylüyor. "Sorulann hazııianması ve seçiminde bakanlığın müdahalesi olmamış". Yaaaa! Derrtek Dışişleri'ne girecek olanlara dinsel sorulan da içeren test, taa yabancı kaynaklarda düzenleniyor. Dışişlerimiz o kaynağa -ola ki Amerika markalı kaynağa- bu so- rular neyin nesi, kimin fesi diye sormaya gerek görmüyor. Bakanlık göğsünü gere gere üstelik marifetmiş gibi sorulann hazırlanmasında bakanlığın müdaha- lede bulunmadığını açıklıyor. Dış politika, Müsteşar Uğur Ziyal'in ve küçük ekibinin elinde; RTE ile Gül'ü, tabii ABD'yi bahti- yar kılacak biçimde VVashington'a teslim edildi. Hiç değilse kişi ile Allah arasındaki ilişkiye de- ğinen sorular Amerika kokan bir kaynağa teslim edilmemeliydi. • • • Monşer gazeteci 1998'den beri uygulandığı açıklanan testin nerede, nasıl, ne biçimde hazırian- dığını sorup öğrenmiyor bile. örneğin dinle ilgili sorular altı yıldırtestte yer alı- yor muydu? Yazılı sözlü sınavlann yanı sıra bu test- te başanlı olmak, mesleğe girmek için koşul mu? 1998'den beri dinsel sorulu bu test kaç kişiye uy- gulandı? Kaçı dinsel sorularda başanlı oldu? Ya da -testte de başan zorunlu ise kaç kişi- dinsel üç so- ruya "istenmeyen yanıtlar verdıği için" başansız i- lan edildi vs. vs. Bir ileri bir geri gidip geten RTE'nin "kafası ka- nşık" diyor Baykal. Bu kafa kanşıklığı her çevredeki yalakalara da yayıldı; meslekleriyle etik arasında gidip geliyoriar. Kanser tedavisi görüyor Vedat Günyol yoğun bakunda TAYLAN SIĞIRCI Kanser tedavisi gören gazetemiz yazan Vedat Günyol, tedavi gördüğü Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastane- si'nde yoğun bakıma alındı. 93 yaşındaki Günyol'un sağlık duru- munun cıddı olduğu açıklandı. Uzun süredir prostat kanseri tedavisi gören Vedat Günyol, önceki gün rahatsızlanınca ya- kınlan tarafindan hasta- neye kaJdınldı. Marma- ra Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Hastanesi Ürolo- ji Servisi'nde tedavi al- tına alınan Günyol, du- rumunun ağırlaşması üzerine yoğun bakım ünitesine alındı. 93 ya- şındaki Günyol, kısa bir süre öncesine kadar Maltepe Teknik Lise- si'nde öğretmenlikyapı- yordu. 7 kisi tutuklandı ABD'de'Ankam' operasyonu • Baştarafi 1. Sayfada yayımlanan Newsday gazetesinin haberine gö- re, Long Island'da faali- yet gösteren ve Türk or- ganize suç şebekesi ta- rafindan idare edildiği öne sürülen onlarca ben- zin istasyonuna, polis ve federal ajanlar birlikte baskın yaptı. Baskında, milyonlarca dolarlık fa- tura ve ülkeye kaçak ola- rak giren işçilerin ortaya çıkanldığı belirrildi. Baskında tutuklanan S kişınin, şebekenin 7 yö- neticısi arasında olduğu kaydedüirken söz konu- su şebekenin, Long Is- land'da 140 benzin istas- yonu işlettiği ve 50'den fazla kaçak işçi çalıştır- dığı da yetkililere daya- nılarak öne sürüldü. Ele geçirilemeyen diğer 2 şebeke üyesinin ise Tür- kiye'de olduğunun tah- min edildiği kaydedildı. Şebekenin ABD'ye ge- tirdiği kaçak işçilerin günde 14-18 saat arası çahşöğı ve çok kötü ko- 1 şuttar altında yaşadıkla- n ifade edildi. CHP Grup Başkanvekili Koç'tan, hükümetin gündem dayatmalanna tepki: AKP'nin hedefi devrinı yasaları ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, "AKP'nin bedeli- ni ödemeye hazır olunca, dev- rim yasalanyla ilgili düzenle- meleri TCY'den çıkarmaya ha- zırlandığım" vurguladı. Koç, dün gazetecilerle sohbet ederken iktidann "gerçek gün- dem" yerineTBMM'ye bazı ya- salan "dayattığına" dikkatçek- ti. TBMM*Plan ve Bütçe Komis- yonu'nun 5 aydır Sayıştay'a üye seçimi sürecini tamamlamadığı- nı anımsatan Koç, "İşlerine ge- len yasalan çıkartma konusun- da engel tanımıvorlar. TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyo- ruz. Sayıştay'a üye seçimi ger- çekleştirilmelidir" dedi. Koç, "esas gündem maddele- rinin TBMM'den kaçınldığı- nı" vurgularken. "inanılmaz kadrolaşmaya" da dıkkat çekti. Koç, "Bir yandan yerelleşmey- le merkezin gücü azaitılıyor, öte yandan merkezde yoğun bir eş, dost, tarikat, cemaat kadrolaşması gerçekleştirili- yor. 1.5 yılda 7 bin kamu çah- şanı görevden alınıyor" dedi. Merkezi organlann AKP man- tığıyla ele geçırilmeye çalışıldı- ğını vurgulayan Koç, "Kendile- rini kandırmasınlar. Türkiye, AKP'den daha büyüktür. Tür- kiye bir geriletme dönemi yaşı- yor. Ama hiç kimse yilgınlığa kapılmasın. AKP bütün yap- tıklarıyla gidecektir. Türkiye yoluna devam edecektir" açık- lamasını yaptı. Koç, AKP'lilerin Türk Ceza Yasa Tasansı görüşmeleri sıra- sında verdikJeri devrim yasalan- na aykın davTanışlann suç ol- maktan çıkanlması içerikli öner- geler anımsatılarak yöneltilen bir soru üzerine de "tabanlarına mesaj verdiklerini" söyledi. Koç, "Başbakan'ın talihsiz açıklaması AKP milletvekille- rinin bu eylemleriyle örtüşü- yor. Bedelini ödemeye hazır oiunca, devrim yasalanyla il- gili maddeleri TCK'den* çıka- racaklar" dedi. Erdoğan'ın Ür- dün gezisiyle ilgili bir soru üze- rine de Koç, "Özal dönemini anımsatan bir hanedan döne- mi başladığını" vurguladı. CHP Kocaeli Milletvekili Iz- zet Çetin de Erdoğan tarafindan yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, Ürdün gezisi- ni gündeme taşıdı. Çetin, "Ziyaretinizin sebebi resmi görüşmeler yapmak mı, yoksa kızınızın nikâh davetiye- sini mi iletmek? Ürdün kraûnı davet etmek için Başbakan- uk'a ait ATA uçağıyla gitmiş ol- manız kamu olanaklarını özel işlerinizde kullanıyor olmanız anlamına gelmez mi" sorulan- nı yöneltti. ALAADDÎN BENZETMESl Gülyine çarpıttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dı- şışlen Bakanı Abdullah Gül, bakanlık sınavına giren adaylara psikolojik testte "dinsel sorulann" yöneltilmesini sa- vundu. CHP'nin, anayasanın laikJik il- kesine aykın uygulamaya karşı çıkma- sını çarpıtan Gül, "Neredeyse Alaad- din isminde din geçiyor diye, ona da tepki gösterecekler" dedi. Cumhuri- yet'in haberiyle ortaya çıkan, Dışişleri Bakanlığı hukuk müşaviri adaylanna psikolojik testte yöneltilen "Ahirete inanır mısınız?, Haftada kaç defa Kuran okursunuz? Peygamberin gökyûzüne çıktığına inanır mısınız?" sorulan tartışma yaratırken Gül uygula- mayı savunarak "Bu uygulamalar na- sıl önceden başladıysa aynen devam edecek" diye konuştu. Gül, Sınavın psikolojik bir test olduğunu "Evrensel bir özellik" taşıdığını söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öy- men'i hedef alan Gül, psikolojik testte dinsel sorulann yer almasını şöyle sa- vundu: "Bu kurumun içinden çıkmış bir milletvekilinin olayı bu noktalara getirmesi gerçekten ayıp. Kimisinin de CHP adına, din lafı, dinle ilgili bir şey bir yerde geçince neredeyse tüyle- ri diken diken oluvor." Erten'ingörevden almmasııuıpmtesto Tiyatro ve sinema sanatçüan, lzmit Şehir Tiyatrosu (İŞT) Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten'in görevden alınmasını protesto ettiler. İzmit Büyükşehir Belediyesi'nce görevden alınan Yücel Erten 'e destek vennek üzere tzmit'e gelen sanatçılar, Süleyman Demirel Kültür Merkezi önünde toplandüar. Sanatçılar adına konuşan Aliye Uzunata, kısa zamanda ciddi başanlara imza atan tzmit Şehir Tiyatrosu'nun ve Türk tiyatrosunun sahipsiz olmadığım söyledi. İŞT sanatçılarından Tilbe Saral da sanatın bütün siyasi oluşumlann djşında ve tüm politik fikirlerin üstünde olduğunu belirtti. Saral, "Yücel Erten'le yarım kalan projeleri tamamlamak istiyoruz. Alınan yanlış karardan kısa sürede dönülmesini bekliyoruz" dedi. Sanatçılar daha sonra, Yücel Erten'e destek vennek amacıyla, "Karanhğa karşı aydınlık" sloganryla yaktıklan mumlan kültür merkezinin girişine bıraktılar. Erdoğan ortamı geriyor• Baştarafi 1. Sayfada lerinin sorulması üzerine Erdo- ğan, "Ben orada şunu ifade et- rim: Ben bu ailelere, çocuklara bedel ödettirmem dedim. Bu, 'bedel ödemem' diye algılandı" değerlendirmesıni yaptı. Erdo- ğan, "tmam haripler konusun- da, size destek olunmadığı ko- nusunda bir serzenişte bulun- dunuz mu" sorusuna da şu yanı- tıverdi: "Ha\ır,bize destek olup olmaması meselesi değil. Bura- daki bizim asıl hedefimiz şu- dur: Toplumun, taleplerini kendisinin güçlü kılması lazım. Siyasetçinin de o talebe kılavuz olması lazım. Biz toplumun ta- leplerini aldık ve bu talebi de- ğerlendirdik. Bu talebi değer- lendirdikten sonra. ikinci bir hamleyi yapacağımız zamanda da bunun ne getirip ne götüre- ceğini biz siyasetçilerin iyi de- ğeıiendirmesi lazım. Onun için de ta başından beri söylediği- miz o toplumsal mutabakat şe- yini ben kamuoyu araştırmala- rı ile aranm. Kamuoyu araştır- malannda bu mutabakat ne is- P5 **-* İBıriA Valdi toptaMLanda Uıklige >ak)m:dl Eniogan. alekn meskk ILVII çocuklffla satap çıkmamakla suciadı Iıııaıtı harip kışkırtıııası ABD'-rm *Aen önenîennı vabnjansjsmin WOTC uyvmı oiA^a ortaya çdcü tikamette... Eksi mi, artı mı ge- liştiğine bakanm. Ona göre de kararımı ya ertelerim ya da ve- ririm." Tepki çeken sozleri Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan geçen günlerde katıldığı Bir- lik Vakfi'nın toplantısında, imam hatiplilerin önünü açan yasanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in vetosundan sonra tekrar Meclis'te ele alınmamasını eleş- tiren konuşmacılara, "Biz bunun bedelini ödemeye hazır değiliz. Toplum hazır olduğunda, biz bu adımı atanz" yanıtını ver- mişti. Erdoğan, yasanın Meclis'te ikinci defa görüşülmemesinin ne- denini ise şöyle açıklamıştı: "Şunu hatırlatmak isterim: Biz bunun ikincisini de yapa- nz, yapardık. Ama bunun be- delini siz ödemeye hazır mısı- nız? Bunun bedelî var. Biz hü- kümet olarak bu bedeli ödeme- ye hazır değiliz. Daha önee öde- nen bedeüer var. Biz şimdi bu meslek liselerinde okuyanlara da aynı bedeli ödetemeyiz. Bu- nun için de bu adımı atamayız. Toplum buna hazır olduğu za- man bu adım atdır." Erdoğan devlet kaynaklanyla Ürdün'e gerçekleştirdiği ve bü- yük tartışma yaratan özel ziyare- tiyle ilgili sorularüzerine ise "Zi- yaretin gayri resmi yapılması işin samimi yanı" değerlendir- mesini yaptı. Erdoğan, bu ziya- retlerle Türkiye ile ilgili ülkeler arasındaki ılişkileruı çok daha sü- ratle karar alınacak noktalara ge- leceğini sa\ r undu. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in rektör atamalannı nasıl değerlendirdiği yönündeki bir soruya da Erdoğan şu yanıtı verdi: "Yasanın içinde yetki kendisine tanınmış. Tercihini Sayın Cumhurbaşkanı bu isti- kamette kullandı. Onun için ben kalkıp da 'Niçin böyle kul- landı, neden böyle yaptı' diye- mem. Çünkü yasada o yetki ve- riliyor.Yasada o yetki verildiği- ne göre, onu istediği gibi kul- lanır. tster birinci\i atar, ister üçüncüyü atar." Başbakan hn Ürdün zjyaretikavgaçıkardıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, ATA uçağıyla Ürdün'e yaptığı "özel ziya- ret" TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda AKP ve CHP'lilerin sert tartışmalan- na neden oldu. AKP liler Er- doğan'ın kızının düğün dave- tiyesini yermek için özel uçakJa Ürdün'e gitmesini eleştiren CHP'li Kemal Kı- üçdaroğlu nu konuşturmaz- ken CHP'liler bu tutumu pro- testo ettiler. Fak-Fuk-Fon ola- rak bilinen Sosyal Yardımlaş- ma ve Dayanışma Fonu'nun "genel müdürlüğe" dönüş- türiilmesine ilişkin yasa tasa- nsının ele almdığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'ndaki görüşmelere Erdo- ğan'ın Ürdün gezisiyle ilgili tartışmalar damgasmı vurdu. CHP'li komisyon üyesi Ke- mal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 10 miryon yoksul insan bulun- duğunu belirterek "Bu kadar yoksul olan bir ülkeyiz. A- ma Başbakanımız, kızının düğün davetiyesini özel uçakla Ürdün'e görürüyor. Uçakla davetiye dağıtıyor" dedi. AKP'liler bu sözlere tepki gösterince, komisyonun AKP'H Başkanvekili Altan Karapaşaoğlu da Kılıçda- roğlu'nun mikrofonunu ka- pattı. CHP'li Ali Kemal Kumkumoğlu da davetiye haberlerinin gazetelerde yer aldığını belirterek "Haberle- ri görmüyor musunuz" diye tepki gösterdi. AKP'liler ga- zete haberlerinin dedikodu ol- duğunu savunurken Isparta Milletvekili Emin Bilgiç, Dünya Bankası'mn yaptığı 500 miryon dolarlık yardımın ne olduğunun CHP Istanbul Milletvekili Kemal Derviş'e j sorulması gerektiğini söyledi. j GÜNDEM MUSTAFA BALBAY H Baştarafi 1. Sayfada Kenyatta'mn sözünü anımsatalım: "Beyazlargeldiğinde onlann elinde Incil, bizim- se topraktanmız vardı. Zamanla bize gözlerimizi kapatıp dua etmesiniöğrettiler. Birsüre sonra göz- lerimizi açtığımızda gördük ki, Incil bizim elimiz- deydi. Topratdanmızsa beyazlann olmuştu." Kenyalılar gözlerini açtığında bu gerçeği gördü- ler ama, kendi topraklarını kendilerine ait kılma- lan kolay olmadı. Beyaz adam, sömürgecilik dö- neminin bitmesinin ardından şu öneriyi getirdi: "Tamam, bu topraklarsenin. Ama bakbiz bu ka- dar ürün elde ediyoruz. Sen de yararlanıyorsun. Bu topraklan bize kirala!" Yoğun tartışmalardan sonra işlem kabul edildi. Milyonlarca dekar arazi beyaz adama 999 yıllığı- na kiralandı. Yılı yanlış okumadınız! Türkiye'ye gelelim... Tarım politikamızın "üre- timsizliği desteklemek" üzerine kurulmasıyla ya- bancılara toprak satışının serbest bırakılması ara- sında hiç benzerlik yokmuş gibi görünüyor ama, aynntılar öyie demiyor... IMF ve Dünya Bankası'mn Türkiye gibi ülkele- re dayattığı tanm politikası şu: "Arkadaş, tanm senin sırtında yüktür. Tanmıdes- teklemeyi bırakacaksın. Ben de senin üreticine ürün bazında değil, dekarbaşına para vereceğim. Üreticinin üretmesi gerekmeyecek..." Türkiye'de bu politika başanyla uygulanıyor. Da- vul zurna ile açıklanan 2004 yılı büyüme hızında tanmın yeri eksi 7.5. Tanmımız bırakın büyümeyi, küçülüyor. Artık pek çok tarımsal ürünü de fthal etmeye başladık. Ithalat sayesinde ticaret artın- ca da bunu büyüme gururumuza ekliyoruz. Tanm ilacı, gübre ve tohumda dışarıya bağlıy- dık. Yabancı şirketler, "tamam sen üretimyapabi- lirsin ama, ilacını, gübreni ve tohumunu ben sata- cağım" derdi. Şimdi bütün ürünü onlar satma yo- lunda... Tarımı boğa boğa Tarımdaki küçülme kaygı verici ölçülerde sürer- ken, yabancılara satılan toprak miktannda da ar- tış var. CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin'in so- ru önergesini yanıtlayan boyunduruk, affedersiniz Bayındırlık ve Iskân Bakanı Zeki Ergezen'in ver- diği rakamlar şöyle: - Satışa izin veren yasanın çıktığı 3 Temmuz 2003'ten bu yana 43 bin 521 yabancı, Türkiye'den arazi ve mesken satın aldı. - Satın alınan taşınmaz mal adedi 41 bin 901. - Toplam yüzölçüm 298 milyon 240 bin metre- kare. - Türkiye'den mülk edinenler arasında, Yunan- lılar, Almanlar, Ingilizler ve Suriyeliler başta geli- yor. 30'a yakın ülkeden alım yapıldı... Bu bilgiler ilk bakışta kaygı verici bulunmayabi- lir. Hatta, olumlu karşılayan da olabilir, salt ticaret gözüyle bakabilir. Işin turizm ve yerleşıp yaşama amaçlı yanını bir ölçüde ayn tutabiliriz. Ancak, ya- bancılara satış izni tanmdaki küçülmeyle ve üre- timsizliği desteklemeyle yan yana konunca orta- ya başka bir tablo çıkıyor. Gidiş şu: Üretmeden destek alan toprak sahibi bir süre sonra toprakla bağını kesecek. İyi fiyat veren olur- sa satacak. Onun yanındaki üretime devam etse bile ona da değerinden biraz yüksek fiyat öneri- lecek. Satacak. Satın alan şirket tarla toplulaştır- mayla büyük ölçekli üretime gidecek. Köylü bir sü- re önce kendisine ait olan toprakta ücretli olarak çalışmaya başlayacak.' Bu durumda bizim AB'ye girmemize gerek kal- mayacak, zaten AB bize girmiş olacak! Son sözümüzTanm Bakanı'na... Tanm küçülür- ken "Anadolu esmeri" adı altında bir boğa üretti- ğimizi duyurdu. Kesinlikle küçümsemiyoruz. Bu tür çalışmalar gerçekten gerekli... Ancak tanmda- ki ve topraktaki bu olumsuz tablo karşısında "bo- ğa" deyince insanın aklına şu geliyor: Demek ki tarımı boğa boğa büyütecekler! ankcum(a cumhuriyet.com.tr Rumlar barış istemiyor 'Olimpiyat ateşi' KKTC'ye gitmeyecek LEFKOŞA (AA) - KKTC Gençlik ve Spor Bakanı Özkan Yorgan- cıoğlu, Atina Olimpiyat Komitesi'nin, daha ön- ce vanlan mutabakatın gerisine gittiğini, bu ne- denle olimpiyat meşa- lesinin KKTC'den geç- meyeceğini bildirdi. Lefkoşa Belediye Baş- kanı Kutlay Erk de "Meşale, Rum yöneti- minin ırkçı, faşist. he- gemonyacı siyasetine esir düştü" dedi. Yorgancıoğlu, dün Lefkoşa Belediye Baş- kanı Kutlay Erk le bir- likte Meclis'te düzenle- diği basın toplantısında, dört aydır konuyla ilgi- lendiğini, Rum Olimpi- yat Komitesi Başkanı Kikis Nazarides, Atina Olimpiyat Komitesi ve sponsor fırmalann yet- kılileriyle temaslar yap- tıklannı ve meşalenin KKTC'den geçmesi için bir mutabakata var- dıklannı anlattı. Rum yönetüni sözcüsü Kip- ros Hrisostomidis ın. "Bizim koşullarımız kabul edilirse meşale Kuzey Kıbrıs'a geçe- cek" açıklamasının ar- dından işlerin kötüye gittiğini ve işe Rum ke- siminde siyaset kanştı- nldığını kaydeden Yor- gancıoğlu, Türk tarafın- da tören yapılmaması, Türk atletlerin yanında Rum atletlerin bulun- maması, Lefkoşa Bele- diye Başkanı'nın ko- nuşmaması, meşalenin Kuzey Kıbns"ta yakıl- maması, Güney Kıb- ns'tan yakılarak getiril- mesi şartlannın öne sü- rüldüğünü belirtti. Meşaleyi taşıyacak 10 atletin yanında ne- den 10 yardımcı atletin bulunmayacağı gerek- çesinin "10 tane tişört yok" diye açıldandığı- na işaret eden Yorgancı- oğlu, Güney Kıbns'ta uygulanan prosedürün aynısının uygulanması şartıyla olimpiyat me- şalesini gururla KK- TC'de konuk edecekle- rini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle