Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2004 PERŞEMBE
2 OLAYLAR VE GORUŞLER
ARADABİR
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Birkaç Kişi...
Son günlerde
Atatürk'e çok
>önden saldırılar
başladı. Dünyada
emperyalizme kar-
şı ilk savaşı verip
yengiye/utkuya
cönüştüren Ata-
türk'e karşı çok
yönlü bu saldınlar tarihte olduğugibi" em-
peryal güçler ve onun ülkemizdeki uzan-
tılan tarafından yapılmaktadır. Özellikle
üniteryapınıntemeliulusalcılıkvedevlet-
çüikilkelerinesaldınlarakTürkiye'de "de-
rin devletin " kuaıcusunun bile Atatürk ol-
duğu söytenerek evrensel kimliği "Sabe-
tayizme"dayandınlmaya başlandı. Fakat
bunlann en önernlisi "banaoöre'onunsöy-
lem ve söylevlerine olan saldındır. llginç
ve düşündürücü bir saldın. Neymiş efen-
dim; bazı özlüsözler Atatürk'e ait değilmiş!..
Aydınlığa kapalı, karaçıhğa açık güçlerin,
benzer eleştirilerle yıllardır saldınlannı iv-
mefendirmeye çalıştıklan birgerçek. Böy-
lesi bir tartışmanın, böylesi karanlık güç-
leri tetikleyeceği de bir gerçek. Peki ne dt-
ye bu tartışma?!.. Bunu hoımonlu ve Is-
lami basının ve onun dönme katsayısı
yüksek yeni teorisyen eski solculann yap-
masını anlıyorum. Anlayamadığım, solun
bazı kesirrtlerinin ve özellikle CHP küskün-
lerinin bunu yapması. Bugün buna zemin
oluşturanlan yann Atatürk'ün söylevleri-
ne (Nutuk) saldınldığında ne yapacaklar?!
Ulkemizde yıllardır yaşanan ekonomik,
sosyal ve siyasal olumsuzluklar karşısın-
da olduğu gibi tüm bu gelişmelerde de
özellikle solda birkaç kişinin düşünce üret-
tiğini, bu birkaç kişi dışındaki kişi ve ku-
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Yazanmızyıllık izninin birbölümünü ku-
lanacağından yazılanna ara vermiştir.
rumlann görüşleri-
nin önemsenmedi-
ğini gözlemliyoruz.
Düşünceleri sivil-
leştirip yaygınlaştı-
racağımıza, birkaç
kişi ile lokalize edip
dayatmaya dönüş-
türüyoruz adeta.
CmeğinAlatürk ilkevedevrimlerini, 27 Ma-
yıs'lan, siyaseti, siyasetin CHP'sini, eko-
nomiyi, sağlığı, çevreyi, hukuku, depremi
ve mühendislik yapılannı vs.'leri hep bel-
li insanlar, Prof. Dr.'ler, Doç. Dr'ler, eski ba-
kan, eski elçi, milletvekilleri, ilgili STÖ'le-
rin genel başkanlan yazıyor, konuşuyor.
(Burada Tabipler Odası'nın, Barolar Birli-
gi'nin ve de TMMOB'nin bu bağlamda is-
tenen boyutta dikkate alınmadığını vurgu-
lamak isterim.)
Nasıl ki, siyaseti hep bilinen kimliklerya-
pıyor, düşünce ve görüşleri de hep aynı
insanlar söyleyerek "siyaseti olduğu gi-
bi" düşünce ve görüşleri de bir grubun te-
keline bırakıp geniş krtlelerin ufkunu da-
raltıyor. Düşünce ve görüşleri birkaç in-
sanın söylemesi mi etkinliği ve yaygınlığı
arttınr, yoksa birçok insanın söylemesi
mi? Elbetteki birçok insanın söylemesi!
Çünkü birkaç insan birkaç şey, birçok in-
san ise birçok şey söyleyerek; demokra-
tik ve çağal süreci ivmelendirip sivilleş-
tirme bağlamında katlımının katsaytstnı art-
tırabilir.
Bu yaklaşımım kesinlikle her kafadan bir
ses olarak algılanmasın. Buradaki amaç,
çağcıl ve evrensel doğrulann çok kimşe
tarafından seslendirilip; sivilleştirmenin
yaygınlaşmasını sağlamaktır.
Aslında birkaç kişilik oyun, yaşamın her
alanında var. Eğer bu bir oyunsa, seyret-
meye zoriar sizi. Oyun değil de birçok ki-
şinin haykınşı ise katılmaya zoriar insanı.
Birkaç kişi olmaktan kendimizi kurtar-
mamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü
karşımızdakiler birçok kişi ve kurumla
üzerimize gelmektedir.
HSYK ve Yargıç Güvencesi...
Dr. Mehmet Zeki GENÇ Emekli Yargıç
H
âkimler ve
Savcılar Yük-
sek Kuru-
lu"nun
26.01.2004 tarih ve 16
sayılı ilke karan ülkemiz-
de yargı bağımsızhğı ve
yargıç güvencesini daha
da tartışılır hale getirmiş-
tir.
Devletin başta gelen
görevlerinden belki en
•öncelikii görevi adalet
dağıtmaktır. Ancak iyi
bir adaletin başlıca ko-
şulu bunu dağıtan yar-
gıçlann bağımsız olma-
larından geçer. Bütün hu-
kuk devletleri yargının
bağımsızlığıru anayasal
bir kural haline getirmiş-
lerdir. Bağımsızlık taraf-
sızlıkla birlikte o kadar
önernli sayümıştırki ulus-
lararası sözleşmelerde
yargıcın bir niteliği ola-
rak anlatılmakla kalma-
mış, daha çok bir hak ola-
rak görülmeye başlamış-
tır.
Yargıçlara, görevlerini
yerine getirirken siyasal
dış etkenlerden anndırma
güvencesinin sağlanma-
sı gerekir. Bu güvence,
yargıcın işlevi nedeniyle,
insanlann güveni ve mut-
luluğu ve hukuk devleti
içın tanınmalıdır. 23 Mart
1976 tarihinde yürürlüğe
giren Kişisel ve Siyasi
Haklar Uluslararası Söz-
leşme'nin 14/1. madde-
si yukanda açıklanan ge-
rekleri tekrar etmektedir.
Bu sözleşmeye göre adil
yargılama kavramı yargıç
bağımsızhğıni ve yargıç
güvencesini de kapsa-
maktadır.
Anayasamızın mahke-
melerin bağımsızhğı baş-
lıkh 138. maddesi, yargıç-
lann ve mahkemelerin
yargı yetkisini kullanma-
da ve genel olarak görev-
lerinde bağımsız olduk-
lannı belirtmiştir. 2802
sayılı yasada yargıçlann,
mahkeme ve yargıçlann
bağımsızhğı ilkesine gö-
re görev yapacaklannı
hükme bağlamıştır. An-
cak aynntılan düzenle-
yen yasa yönetmelik ve
ilke kararlan her neden-
se tam anlamıyla hâkim
teminatı ve mahkemele-
rin bağımsızlıklannı yan-
sıtmamaktadır.
33.300.000'E
ENTEGRE
KAMERALI
SIEMENS
MC60
ARCELİK'TE
A55
Siemens A60 ya da MC60 alana, Benetton marka çanta hediye!
Koç
33.300 000 TL.'Siemens MC60'ın peşin+11 aylık
paketinınaylıktaksididir.
444 0 888 www.arcelik.com
arcellk
tşte yukanda söz ko-
nusu ilke karan da bu dü-
zenlemelerden biridir.
Bugüne kadar ulkemizde
gerçekleşen anayasalar
örneğin 1876, 1909,
1924,1961,1982 anaya-
sa ve değişiklikleri yar-
gı bağımsızhğından bah-
setmekle birlikte yargıç-
lann güvencesi hep özel
yasalara bırakılmıştır.
Böylece yasama organı-
nın yargı bağımsızlığı ko-
nusundaki düşünce ve
amacı önem kazanmış,
her şey yasama organının
iradesine terk edilmiştir.
Bize göre yargıç gü-
vencesi şu unsurlan içer-
melidir:
1 - Yargıçlann tüm öz-
lük işlerinin çerçevesi,
anayasanın buyurucu hü-
kümleri içinde yer alma-
lıdır. Çıkanlacak hiçbir
yasa ve düzenleme, ana-
yasanın bu hükümlerine
aykın olmamahdır.
2- Yargıç. yürütme, ta-
raflar, baskı gruplan kar-
şısında kendisini güven-
cede hissetmelidir. Ka-
rarlannı her türlü kuşku
ve endişeden uzak ola-
rak verebilmelidir.
1961 Anayasası genel
olarak hukuk devleti, yar-
gı bağımsızhğı, yargıç
bağımsızhğı ve yargıç
güvencesini bütün ku-
rumlanyla gerçekleştir-
meye çalışmış, 1982
Anayasası bu güvence-
leri sınuiama yoluna git-
miştir.
Yargıçlar, idari ve ma-
li işlerinde yürütme orga-
nından ve genellikle Ada-
let Bakanlığı'ndan aynl-
malıdır. 1961 ve 1982
anayasalannda öngörül-
düğü gibi tıpkı Anayasa
Mahkemesi veya Yargı-
tay gibi ayn bir bütçeye
sahip olmah veya bütün
yargı tek bir bütçeye Ada-
let Bakanhğı bütçesin-
den ayn olarak bağlanma-
lıdır. Bu çözüm, kuvvet-
ler aynhğı ilkesine mali
yönden geçerlilik kazan-
dıracaktır. Aynca bu büt-
çe anayasaya konacak bir
hükümle genel bütçenin
belli bir oranından aşağı
olmayacak şekilde gü-
venceye kavuşturulmalı-
dır.
Yargıçlann denetimi
mutlaka bağımsız kuru-
lun içinde yer alacak bir
bölüme bıralalmalı ve de-
netleyenler, denetlenen
yargıçtan kıdem itibany-
la iki veya daha üst dere-
cede olmalıdır.
Hatta kurulacak dene-
tim kurulu Yargıtay'dan
seçilmeli. Bu yöntemle
yargıca öğretici, eğitici
bir ortam sağlanmahdır.
Yargıçlann disiplin ve ce-
zai soruşturmasını yapa-
cak kurulun yargıç ba-
ğımsızlığıni sağlayacak
nitelikte ve düzeyde ol-
ması gerekir. Bunun için
yargıçlar hakkında yapı-
lacak soruşturmalar ve
verilecek kararlar 1961
Anayasası'nın öngördü-
ğü çerçevede yapdmalı-
dır.
Aynca kurul içinde
oluşturulacak bölümler;
soruşturma ve kovuştur-
ma talep eden bölüm, so-
ruşturma ve kovuştunna
yapan bölüm ve karar ve-
recek bölüm şeklınde bir-
büierinden aynlmalı, yet-
ki ve organik bağlılıİda-
n olmamalıdır.
Yargıç, kurulun genel
kuruluna itiraz edebilme-
li, genel kurul kararlan-
na karşı ya Anayasa Mah-
kemesi ya Yargıtay ya da
Danıştay tarafından oluş-
turulacak bir daireye yar-
gısal başvuruda buluna-
bibneli, herkese açık bu-
lunan yargısal başvuru
hakkı yargıca da tanın-
malı, normal yurttaşa ta-
nınan yargısal başvuru
hakkı yargıçtan esirgen-
memeli.
Önemli olan husus,
yargıcın atanması sıra-
sında gösterilecek özen-
dir. Şimdi bu görüşler-
den sonra 26 Ocak 2004
tarihli 16 No 'lu karan in-
celeyelim. tlke karannın
birinci maddesi, birinci
sınıf olan adli yargı hâ-
kim ve cumhuriyet sav-
cılan ile idari yargı hâkim
ve savcılan hakkında uy-
gulanacağını açıklamış-
tır. Kanuni dayanak ola-
rak 2802 sayılı Hâkimler
ve Savcılar Kanunu'nun
35. maddesinin 5. fikra-
sı gösterilmiştir. Karar
kapsamı, kanuni daya-
nak, birinci sınıf olan hâ-
kim ve savcılann başan-
lı sayılmalannın genel
şartlan, birinci sınıfa ay-
nlmayı gerektiren nite-
liklerin yitirilmesi, birin-
ci sınıf olan hâkim ve sav-
cılann çalışmalannın de-
ğerlendirilmesi esaslan,
başanlı sayılmak için ge-
rekli not oranı ve iş yüz-
desi, inceleme usul ve za-
manı yürürlük başlıklı 8
maddeden oluşmaktadır.
Anladığımız kadarıyla
birinci sınıfa aynlmış yar-
gıçlann mevcut çalışma-
lannı aksatmamalan için
öngörülen karann 3. ve 4.
maddeleri, iyi niyetli ol-
duğuna ınanmak istediği-
miz önlemler olarak dü-
şünülebilir.
Kazanılmış özlük ve
mali haklann idari bir ta-
sarrufla karara bağlan-
masını hukuk devleti, yar-
gı bağımsızlığı, yargıç
bağımsızhğı ve yargıç
güvencesi bakımından
son derece tehlikeli ve
yanlış buluyoruz.
İlke karannın 5. mad-
desi, "birinci sınıf olan
ve beürlenen en yüksek
ekgöstergeve yüksek hâ-
knniktazıninatlarmıalan
hâldm ve savcılann bu-
huıduğu bölgede başan-
h olup olmadığuıın de-
ğerkndirilmesi: 1. Mü-
fettiş hal kâğrtianna, 2. İş
cetveflerine, 3. Not oran-
lanna, 4. Öbür bilgi ve
belgeleregöre\'apdır
n
de-
mektedir.
Bilindiği üzere adalet
müfettişleri politik bir
makam olan adalet ba-
kanına bağlıdır. Onun ata-
tna ve buyruğu doğrultu-
sunda görev yapmaktadır.
Madde başanlı olma öl-
çüsünün ilk sırasında yer
almakta 2,4 No'lu koşul-
lar da yıne adalet müfet-
tişinin değerlendirmesi,
başka bir deyişle idarenin
değerlendirmesi içinde-
dir. Hele mali yönden ka-
zanılmış birhakkın (mük-
tesep hakkın) da geri ahn-
ması tam bir tedırginlik,
kuşku kaynağı olacaktır.
6. maddeye gelince, üç
yıllık dönem içinde dev-
reden ve gelen toplam iş
miktannın en az yüzde
70, yine bundan başka
denetim yetkisine sahip
mahkemelerden en az
yüzde 70 oranında iyi not
alması ve mahkemenin
yerine ve iş hacmine gö-
re çok değişebilen iş mik-
tannın ölçü alınması. dos-
ya miktannın devreden
ve gelen dosyalann top-
lamının başanya esas tu-
tulması başından beri
açıklamaya çalıştığım
yargı bağımsızhğı, yargıç
bağımsızlığı, yargıç gü-
vencesi, güçler aynhğı
ve hukuk devleti ilkele-
rine paralel ve uygun de-
ğildir.
Esasen halen yürürlük-
te bulunan anayasanın
139. maddesinin genel
esprisine de aykındır. Hâ-
kimlik ve savcılık mesle-
ğibaşhklı 140. maddesin-
deki mahkemelerin ba-
ğımsızlığı ve hâkimlik
teminatı esaslanna göre
hâkim ve savcılann özlük
işlerinin denetleneceği-
ne ve kovuşturulacağına
ilişkin hükmüne. bir öl-
çüde anayasanın, kuru-
lun bu düzenlemeyi yap-
masına ortam hazırlayan
144. maddesine, yargı ba-
ğımsızlığı ve yargıç gü-
vencesi ölçütlerine aykı-
ndır.
Buna koşut olarak adil
yargılama ölçülerine de
aykındır. Şu sıralarda Av-
nıpa Birliği Hukuku kri-
terlerine göre yapılan
anayasa değişikliklerinde
bağımsız yargı ve hukuk
devleti esaslannı içeren
değişikliklere öncelik ve-
rilmesi önkoşuldur.
PENCERE
Sezer'e Neden
Saldınıyorlar?..
Bir bilim adamı -ya da bilim kadını- neden rek-
törolmak ister?..
Bilim adamı kendi dalında yeni gerçeklere ulaş-
makhırsındadır.
Koltuk merakı nereden kaynaklanıyor?..
Cumhurbaşkanı Sezer, 22 üniversitenin rektör-
lerini belirieyince kıyamet koptu..
iktidara yakın gazetelerin manşetlerine dek tır-
manan tepkiler doğdu..
Neden?..
•
Galilei'ye dek iniyorTürkiye'deki üniversite kav-
gasının kökleri...
Galileo Galilei Padova Üniversitesi'nde öğretim
üyesiydi; bir gün dedi ki:
"-Dünyadönüyor.."
Galilei, kilisenin yani siyasal iktidann dinci ide-
olojisinin karşısına çıkıyor, Dünya'nın evrenin mer-
kezi olmadığını, Güneş'in çevresinde döndüğünü
ileri sürüyordu...
Batı'da -Amerika o sırada yeni keşfedilmiş bir kı-
ta idi- bilimsel devrim yeni başlıyordu; 'Aydınlan-
ma'ya daha zaman vardı; üniversitelerde bilim öz-
gürlüğü yoktu; Galilei'yi mahkemeye verdiler...
Üniversite rektörieri dinci ideolojinin birer neferi
idiler...
•
Dincilik kavgası bizim tüm öğretim düzenimizde
sürüyor. Irticagünümüzde bütün Islam dünyasının
üstünde kara buluttur, Türkiye'yi de ele geçirmek
yolundayürüyor...
Üniversite üzerine kavga, bu çatışmanın yükse-
köğretime yansımasından başka bir şey değil...
Cumhurbaşkanı Sezer'in hukuksal ve yasal yet-
kisini kullanarak üniversite rektörü seçmediği bir
profesör, basına açıklama yaparak demiş ki:
"- Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne başvu-
racağım!."
Aman, hiç durmasın, başvursun!..
Ikinci birtürban davası yaşanır.
Tüm Islam dünyasında tek demokratik ülke Tür-
kiye'dir; üniversite özerkliği de ancak bu kapsam-
da boy atabilir, bilim ile din arasındaki ilişki -ne ya-
zık ki- çoğu Müslüman toplumda çözülemedi...
Bir buçuk milyar nüfuslu Müslüman coğrafyası
niçin geri kaldı?..
•
AKP'nin iktidara gelir gelmez, iki hedefe yönel-
mesi neden?..
Birincisi tesettür..
Ikincisi üniversite..
Kadının başını bağlamak ile bilim adamının ba-
şını bağlamak, dinci ideolojinin politikada öncelik-
ii iki hedefıdir...
Ikisinde de karşılanna kim çıkıyor?..
Sezer!..
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, laik Cum-
huriyetin temel değerierini görevi üstlenirken etti-
ği yemine göre savunan bir kaleye dönüştü...
Elbette Cumhurbaşkanı'na saldıracaklar...
Bu saldınlar, Ahmet Necdet Sezer'in laik ve de-
mokratik Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı olduğunu
kanıtlayan tanıklıklard;:.
Laikliğin temel ilke olmadığı ülkede ne bilim öz-
gürlüğü olabilir ne de üniversite...
TEŞEKKUR
Geçirmiş olduğum rahatsızlığım nedeniyle başanlı
ameliyatla, sa|lığıma kavuşmamı sağlayan,
Göz Hastalıklan Uzmanı
Doç. Dr.
ŞÜKRÜ BAYRAKTAR a,
ameliyat hemşıresı BE\HAN ŞENYOL'a,
hemşire ÇİLEM KAYA'ya ve tstanbul Cerrahi
Hastanesi çalışanlanna teşekkür ederim.
HAYATİASILYAZICI
LORYMA
R E S O R T H O T E L
Turunç, Güney Ege'ninfiyortlariabezenmiş nefes kesıci coğraf-
yasının en güzel koylanndan biri... Loryma Resort Hotel yamaç-
lannın vejetasyon dokusuna gizlenmiş, koyun büyüleyici. mistik
panoramasına tümüyte hükmederkonumda. sıra dışı birtesis. Or-
manlardan inen serinletici esintiler, düşük nem oranı ve bol oksı-
jenli, sağlıklı havasıyla ideal iklim koşullanna sahip. Eko-çiftliğin-
den kendi sütünü, peynirini, kremasını, yumurtasını temin eden.
kendi ürettiği -yörenin en kaliteli- zeytinyağını kullanan, damak
zevki kadar sağlıklı beslenme ilketerine de duyarlı bir mutfak.
Konfortu apart daireler, açık bûfe restaurant, pool-bar, Outdoor-
Bar, açıkAapalı yüzme havuzlan, jakuzi,fitness-center,sauna, sü-
per disko, bilardo, dart, tenis, masatentsi, çocuk kulübü. doktor
servisi... üsanslırehberierlemountainbiking. sea kayaking, trek-
king, canyonıng, scuba diving, rafting... Ruh-zihin-beden sağlığı
programlan, Ayurveda ve Anti-Agıng Merkezi, Aromaterapi ma-
sajlan, Yoga seanslan, doğal zayıflama kürleri, yüz-vücut bakh
mı... "Özel animasyonlar", "sürpriz showlar*dan anndınlmış, ara-
besk müziği uzaktan bile duyamayacağınız, kent yaşamının yıp-
rattığı insanın pozitifyaşam enerjisiyte dolu günlükyaşamınadön-
mesini hedefleyen, kürtür ve çevre dostu bir işietme anlayışı.
DetaybMgc
www.loryma.coin
Turunç, 48700 Marmaris
Tel: 0 252 476 72 20-24, Faks: 0 252 476 72 25
infofiloryma.com
Cumhuriyet Dostlanna % 15 indirim, 1+3 taksit