17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
g TEMMUZ 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 uıp 3 E « Saddam hukuk çahşıyormuş. Doğru... En bümediği konuydul - Alman solu bölünüyormus... "Türklere özenmisJerdiri" EMctron&posta: denizsoinGcwnhimyetcain.tr Tefc «212.512 05 05 Faks: 0.212^12 44 97 Pendik Istanbul'da AKP'li Pendik Belediyesi "Kültür ve Sanat Festivali" adryla bir panayır düzenliyor. Saat gece yansını geçtikten sonra konser veriliyor, sabaha karşı havai fişekler atlıyor. Gürültüden otomobillerin alarmlan çalıyor, çocuklar deprem korkusuyla yataklanndan fırtıyor. Polisi arayan vatandaşlar, "N'apalım; festival var" yanrtını alıyor! Kanlı jft Akif Kökçe: "Amerika Birteşik Devtetleri sayesinde dünya, uzayda masmavi değil artık kan kırmızısı panldayacak." Neden? Neden insanlar burun- lannı kuvvetlice temizle- dikten sonra mendilin içine merakla bakariar? A. Acaba büyük ikrami- ye çıktı mı diye. B. Ba- şanlannı gözleriyle gör- mek için. C. Neye ben- zediğini yakından gör- mek için. D. Hiçbiri. Mümtaz Idil agazin dünyasmdaki haberlere bakılırsa özel televizyonlardaki pop staryanşmalan- na özenen TRT de kendince yıldız yaratmak için Türk sanat müziği yanşması düzenleye- cekmiş. Hükümetin yayın organına dönüşen TFİT'ye tasavvuf müziği yanşması ya da ilahilerden birdemet daha çok yakışırdı! Hele bir de "düm teka düm tek"ler arasında türbanlı bir hatun kişiyi yıldız yaptılar mı ya- nşmanın tadına doyulmazdı! Sözde özerk TRT'nin hükümet yanlısı yayınlan ar- tık gazete haberierine de konu olunca Ankara'dan Doç. Dr. Hüner Tuncer bakın ne diyor: "Her gün saat 18.00'de TRT2'de yayımtanan 'Gü- nün Konusu' programını ilgiyle izliyorum. Çünkü bu yayında, genellikle uluslararası ilişkilerdeki son geliş- melere ilişkin 'değerii uzmanlar'ın görüşlerine ve yo- rumlanna yer veriliyor. Bu yayının sorumlusu olan Haluk Koç'u birkaç kez telefonda aramaya çaJıştım; ancak, kendisiyle bir tür- TRT lü görüştürülmedim. Eğer görüşebilseydim, kendisin- den şu sorulanmı yanıtlamasını rica edecektim: Bu programda niçin yalnızca hükümetin sözcülü- ğüne soyunmuş uluslararası ilişkileruzmanlannın gö- rüşlerine yer veriyorsunuz? Devletin televizyonu olan TFTTde hükümete muha- lif görüşlerin kamuoyunaduyurulmasına niçin olanak tanımıyorsunuz? Ben, Atatürkçü bir aydınım ve uluslararası ilişkiler alanında çalışmaktayım. Eski bir diplomat olarak, uluslararası ilişkiler dalının hem teorisini hem de uy- gulamasını bilen kişilerden biriyim. Aynca, bu dalda yayınlanmış olan 10'a yakın kita- bım bulunmaktadır. Ancak, ben sesimi devlet tetevizyonundan Türk ka- muoyuna duyuramamaktayım çünkü ismim, 'TTTTnin karalistesi'ndeyeraJmaktadır. Bu 'liste'yealınmamın nedeni, Türkiye'nin günümüzdeki gerçeklerine ilişkin doğrulan apaçık yazılanmla ve konuşmalanmla ka- muoyuna duyurmaya çalışmam olmuştur. Demek ki, Atatürkçü ilkelere ve düşüncelere bağ- lı aydınlar, bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin te- levizyonu açısından 'sakıncalı kişiler' olarak sayıl- maktadır! TRT'nin dışında ulusal düzeyde yayın yapan özel televizyon kanallan da, benim gibi düşünen Atatürk- çü aydınlara ne yazık ki bugün kapalıdır! Ankara Barosu'nun düzenlediği bir panelde birlik- te bildiri sunduğumuz Prof. Dr. Alparslan Işıklı da benzer bir görüşü dile getirmiştir." Bu tür görüşleri her ortamda dile getirmekte, kay- da geçirmekte yarar var. Çünkü Türkiye'nin içeriden ve dışandan kuşatıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Tarihe not düşmek için yaşadığımız bugünler çok önemli... AKP bayrağı astırmamamn cezası Giresun Devlet Hastanesi'nde sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan biri, yerel seçim öncesi oturduğu apartmana büyük bir AKP bayrağı asmak ister. Alt katında oturan bir öğretmen itiraz eder; apartmana AKP bayrağı astırmaz. Derken... Sosyal hizmet uzmanının, öğretmene yönelik tehditleri başlar "Bunun hesabını senden soracağım. AKP milletvekillerinin hepsini tanıyorum; seni Şırnak'a sürdüreceğim." 13 Haziran Pazargünü, öğretmenin kapısı çalınır. Üst kattaki sosyaJ hizmet uzmanı komşusu kapıya gelmiştir. Öğretmeni konuşmak için dışan çağınr. öğretmen dışan çıktığında, sosyal hizmet uzmanının saldınsına uğrar ve dı çocuklannın gözü önünde dayak yer. Oğretmen, rapor almak üzere, sosyal hizmet uzmanının çalıştığı Giresun Devlet Hastanesi'ne gider. Acil Servis'teki nöbetçi doktor, rapor vermez.. öğretmen morarmış yüzü ve şişmiş dudaklan ile Giresun SSK Hastanesi Acil Servisi'ne gider. Nöbetçi doktor, kesin rapor vermekten kaçınır, "öğrencilerinin karşısına bu haJiyle beş gün çıkması uygun değildir" yolunda bir rapor verir. Olay yerel televizyon kanalına yansır. öğretmen, yaralı yüzüyle televizyon muhabirine astırmadığı AKP bayrağından başlayarak başından geçenleri anlatır. Fakat, televizyon kanalı bu haberi yayınlamaz. Öğretmen şimdi Şırnak'a tayinini beklemektedir. Gerçek Reagan (ve ABD) TÜRKKAYAATAÖV 40'ıncı ABD Başkanı R. Reagan öldüğünde Ameri- ka'daydım. "BirAmerikan dü- şü" olarak günlerce anıldı. Modellik, aktörlük, valilik ve başkanlık, bu arada birkaç ömrü dolduracak boş lafla ge- çen 93 yılını "tipik Âmerikan yaşamı" diye sundular. Dergi- lerin kapağındaydı; özel sayı- lar ve kitapçıklar vitrinleri dol- durdu. Sanki tek başına Ame- rika, yurtseverlik, özgürlük, iyimserlik ve canlılık simgesiy- di. Falcılann yakın dostu Nan- cy ile evliliği de "yüzyılın en büyük aşklanndan biriy"m\ş anlaşılan. insanlar naaşının önünden günlerce geçip dur- du. Bayraklar belki bugün de hâlâ yanda. Şımdi, kâğıt para- lardan birinin üstüne resmini koyacaklar. Oysa, Reagan'ın Âmerikan halkına ve dünyaya büyük za- rarları oldu. Hele ikinci dört yı- lında gerçekle masalı ayırt edemeyen birzavallıydı. Bay- rağı sallar, kötü habere kulağı- nı tıkardı. Kimi yakınlan görev- den alınmasını bile düşündü- ler. Şimdiki Bush dışında, son yüzyılın en kötü ABD başka- nıydı. Ülkeye ve dünyaya yap- tıklannı gerçekçi ölçülerde an- latan çıkmadı. Neden olduğu yıkımı bir yazıya sığdırmak olanaksız. Hiçbir bilgeligi ol- mayan, kendi dünyasında, gi- derek düşe gömülmüş en önemli haber kaynağını Re- ader's Digest adlı sıradan der- ginin oluşturduğu biriydi. Yıl- ları hırs, kibir, riya, yasadışılık, kan ve emeğe düşmanlık a- ma gülümsemeyle geçti. Anlayışı şuydu: En güçlüyü destekle, zayıfla vakit harca- ma. Ülkeyi 1920'lerin cumhu- riyetçi Harding-Coolidge-Ho- overyönetimine geri götürdü. Temeldetutucu iktisatçılardan F. Hayek ile M. Friedman'ın kulaktan dolma düşüncelerini başkente taşıdı. Âmerikan medyasını kendi sesbüyütü- rüne çevirdi. Variıklılara büyük vergi indirimleri uygular ve as- keri harcamalan üst düzeyle- re çıkanrken bütçe açıklannı bazen sahte rakamlaria gizle- di. Aynca, devleti iflasa sürük- leyip sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim gibi kamu program- lannda kısmalan haklı göster- me, ama ekonomik yaşamı bütünüyle tekelci sermayeye teslim etme yanlısıydı. Fede- ral yönetimi neredeyse meş- ruluk dışına itti. Çalışan çoğunluğun karşı- sında yer aldı. Sendikalara düşmandı. Grev yaptılar diye havaalanı işçilerini toptan iş- ten çıkardı. Çalışma yerierin- de güvenlik en alt düzeydey- di. Irk aynmı yapan özel okul- ların vergilerini kaldırdı. Hu- kukçuların en tutucusu A. Scalia'yı yüce mahkemeye atadı. Dünyanın çeşitli yerierinde demokrasiyi ve insan haklan- nı tahrip etti. Brüksel'de 1984'te uluslararası bir top- lantıda, Güney Afrika'da ırk aVnmını vasatmak icin ne vol- lar denediğini anlatma görevi bana verilmişti. Arjantin'defa- şist cuntayı, sivil toplu kıyımın- dan sorumlu El Salvador ve Guatemala rejimlerini, Şili ka- sabı A. Pinochet'yi ve Filipin- ler celladı F. Marcos'u des- tekledi. Kongre kararlannı çiğ- neyip Nikaragua'da on binle- rin yaşamını noktalayan in- sanlık suçlan işledi. Uluslara- rası Adalet Divanı'nca suçlu bulununca da, karan tanıma- dı ve yasa egemenliğine say- gısızlığını kanıtladı. Böylece, dünya mahkemesinın suçla- dığı tek devlet ABD ve onun başındaki kişi Reagan'dı. Ni- karagua iktidanna karşı olan kontra'\an desteklerken uyuş- turucu mafyasıyla içli dışlı ol- duğu CIA yazanaklarındadır. Bir yandan Iran'a gizlice silah sattı, öte yandan Saddam'a arka çıktı. Iki Grenada adası- nı yok yere işgal etti. Kara- yipler'deki birkaç ada devle- tinden ikişer üçer kişi alarak bu saldınsına "koalisyon" gö- rünümü vermeye çalıştı. llk darbeyi vurarak nükleer savaşı kazanabileceklerini dü- şünen kişileri sorumlu yertere getirdi. "Nükleer Savaşa Kar- şı Uluslararası Bilimciler Ku- ru/u "naseçildiğinde, yedi kişi hep biriikte M. Gorbaçov'a giderek yeraltı denemelerini tekyanlı durdurmasını istedik. Hemen uydu. Semipala- tinsk'e yerleştirdiğimiz çok duyarlı aletler sözünden çık- madığını kanıtlarken, Âmeri- kan medyasında bu önemli habere ilişkin aylarca bir tek satır çıkmadı. öte yandan, Reagan'a aynı öneriyle giden üç Nobel ödüllü bilimciyi Baş- kan kabul bile etmedi, yalnız ağızdan haber yolladı: "Sov- yetler isterse durdursun, ben nükleer silahlan geliştirmeyi sürdüreceğim". Ortaya attığı tehlikeli "yıldız savaşlan" dü- şüncesini şimdi Bush ele aldı. Reagan, ikinci dört yılında sabah geç kalkıyor, öğleden sonra uyuyor, televizyon sey- rederek akşam yemeğini yiyor ve erkenden yatıyordu. Ko- nuşması süslü ama basmaka- lıp cümleleri sıralamaktan öte gitmiyordu. Birçok yakınının, bu arada köpeğinin de, adını anımsamıyordu. Dinleyenlerin çoğunun bildiği Hollywood filmlerinin konusunu başından geçmiş ya da gerçekten ol- muş olaylar gibi anlatıyordu. Israil Başbakanı Y. Şamir'e Auschvvitz toplama kampını kurtaranlardan olduğu palav- rasını attı. Devirdiği çamlann hesabı yok. örneğin: Bit- burg'da Nazi ölüm birlikleri SS'lerin mezarlığına gitmiş, burada İkinci Dünya Sava- şı'nda (!) "Sovyet totaliterliği- ne karşı omuz omuza çarpı- şan" Âmerikan, Ingilız, Fransız ve Alman şehitlerinin biriikte yattıklan düşlemini yumurtla- mıştı. Astrolojiye inanır, paria- yan yıldızlarla serbest pazar arasında anlaşılmaz bağlar kurardı. Reagan'ın bu mirasını. şim- di, yardımcısının oğlu ekleme- Ipr v/annrat cı'ırHüriK/nr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak" turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGEISÇ HAYAT EPtK TÎYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN ISSIZLİK AILE YAPISINr — BOZUYORMUŞ •. ı t t | r t } , TARİHTE BÜGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Tenunuz ınctc.mumtaz-arikun. com SONUÇ BİR. TU tZJ-İRM MİYS- Ç RBYE KESKİN A6ZI ALT* DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Peri Km ile Prensin 'Vuslafı! Hadi gözümüz aydın! Tayyip Bey'in kerimesi Esra. bu pazar günü Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda, 7 bin davetlinin hu- zurunda dünya evine girecek... Bu düğün çok şaşaalı olacak çook. Ne Ahmet Burak'ın 200 milyarlık takı takılan (babası mal- variığı beyanında altınlan borç olarak göster- mişti) düğünü ne de Italya Başbakanı Beriusco- ni'nin gelinin elini öpüp ufak çaplı skandal yarat- tığı Necmettin Bilal'in 5 bin kişilik düğünü Es- ra'nınki ile aşık atabilecek! Bir kere bu düğünde rock grubu Gece Yolcula- n'nın özel olarak hazıriadığı "Vuslat • Kavuşma" isimli senfonik parça çalınacak. Tayyip Bey, ya- bancı konuklar da geleceği için bestede Avru- pa'ya dönük Türkiye" temasının vurgulanmasını istemiş. Grup bu ince ayan da göz önüne almış ve sipariş parçayı "bir peri km ile prensin düğü- nünü" hayal ederek bestelemiş! Sonracığıma, nikâh şahitleri Doğu-Batı sente- zini en iyi şekilde temsil edecek konuklardan olu- şacak. Bir yanda Ürdün Kralı Abdullah, diğer yan- da Romanya Başbakanı Nastase ve Yunanistan Başbakanı Karamanlis. Herhalde Karamanlis'e de bir ince ayar uyarı yapılmıştır. Biliyorsunuz adamcağız Yunanistan seyahati esnasında Emi- ne Hanım'ı yanaklanndan öpmüştü de diploma- tik ve de siyasi krize neden olmuştu. Tayyip Bey'in basın danışmanı zavallı Ahmet Tezcan'ın, "gö- rüntüleri yayımlatmamak uğruna" göbeği çatla- mıştı! Bu düğün davetli sayısı bakımından da tarihe geçecek. Siz bakmayın 7 bin kişi denildiğine; ipi- ni koparan Tayyip Bey hayranı en azından boy göstermek için akın edeceğinden Lütfi Kırdar'ın içinde ve etrafında en azından 10 bin kişi olacak. Ben hesabını yapamadım; Tayyip Bey, henüz Fa- zilet Partisi'nde orta karar siyasetçiyken oğlu Bu- rak'ın düğününde 200 küsur milyarlık altın takı ar- mağan edilmişti. Şimdi Başbakan olduğuna gö- re, düğüne de kaymak tabaka dahil 7 bin kişi da- vet edildiğine göre sizce ne kadar armağan gelir? Birsoru ile bitirelim... Geçen hafta Birlik Vakfı toplantısında yaptığı ko- nuşmada başta Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanlığı ve sivil toplum örgütlerini "imam hatip yasasının karşısına dikilenler" olarak niteleyen Tayyip Bey, bu kesimlere toplumun gereken ce- vabı vermediğini öne sürmüştü... Yani imam ha- tip velilerini ve bu yönde düşünen kesimleri soka- ğadavet etmişti... İster misiniz, tam da pazar günü bu kesimler Tayyip Bey'in çağnsına uyup Lütfi Kırdar'ın önün- de pankartlanyla toplansınlar? Işte o zaman dü- ğüne katılanlann sayısı davetlilerin çok üstüne çı- kar. Pek şenlikli olur! - Davetsizler takı takar mı, bilemem?! Kuzey Irak sofrası! Karamehmet Grubu'na ait Halk'a ve Olaylara Tercüman gazetesinin dünkü manşetinde iki çok iyi bilinen isim vardı: llnur Çevik ve Cengiz Çan- dar! Iki arkadaşın, Türkiye'ye "dinlenmek" için gelen Kürt lider Celal Talabani ile Borsa lokanta- sında baş başa yedikleri 2.5 saatlik yemeğin fo- toğraflan birinci sayfayı süslüyordu! Çelik Çelik- yaman'ın haberine göre masada Ingilizce konu- şulmuş ve sık sık "Turkish" ve "Dollars" kelime- leri geçmiş! Yıne habere göre llnur Çevik çok sıkıntılı görü- nüyormuş. Biliyorsunuz, gazeteci llnur Çevik'in Kuzey Irak'ta 65 milyon dolariık ihale aldığı Vatan gazetesinin manşetine konu olmuş, Çevik ihaleyi doğrulamıştı. Cengiz Çandar'ın da bu "iş"\e ortak olduğu yazılmıştı. Yemekten sonra çıkışta Tercü- man muhabirinin sorusu üzerine Talabani, "Aile- ceyeme/cyed//(''yanıtınıvermiş...Çandarise"D/- şişleri'nden mesaj getirmek" gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirtmekle yetinmiş... Tercü- man muhabiri can alıcı soruyu da sormuş: - Ufukta yeni bir ihale mi var?! E-posta: umitzileliiVrttnet.net.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Osmanlılar- da vergi topla- ' yan devlet gö- 2 revlisine veri- 3 lenad. 2/Hat- tatlann kâğıt cilalamakta kullandıklan bileşim... As- ya ile Avnı- pa'yı ayıran dağ sırası. 3/ 9 Bir renk... Üç kişiyle oynanan bir kâğıt oyunu. 47 "în- gJn,dumağT gibi ad- lar da verilen hasta- lık... Şamanizmin din adamJanna veri- len ad. 5/Konut... Bir etkinliğin geçici ola- rak durdurulduğu sü- 8 re... Güney Afrika 9 Cumhuriyeti'nin plaka işareti. 6/ Mersinbalığına verilen birbaşka ad. 7/Tuzağa düşürülen şey... As- ya'da bir ırmak. 8/ Arkası düz olan sandal. 9/ Bir haber ajansının kısa yazılışı... Ağızda güç eriyen bir cins şeker. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Manisa'nın antik dönemlerdeki adı. 2/ "Çep- çe\Te kaplasın bu ziya, bu renk ' Havayı dolduran bu — ahenk" (A.H. Tanpınar)... Şaşmabelirtenbir ünlem. 3/Bir şeyi olan, elinde bulunduran... Bir akışkanın boru içindeki dolaşımıru durdurmak ya da serbest bırakmak için kullanılan aygıt. 4/Utanç duyma... Böceklerin yumurtadan çıktıktan sonra ergin karakterlerini kazanmadan önceki e\Tesi. 5/ Güney Amerika'da bir ülke... Ford otomobilinin bir modeli. 6/Kale duvan... Dövüldükten sonra sav- rularak temizlenen ve kunıtulan buğday. 7/Uzak... Çok inatçı kimseler için kullanılan bir sözcük. 8/ Ge\eze. 9/Tibet'te Buda rahiplerine verilen ad... anntaniTnî»7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle