18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3O- TEMMUZ2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜ LCANBAZ TURHAN SELÇUK KA?-KüLSD2 -YACSHAIA2I OİiiM VE Tî/<HQLOJiHıW î a r ETTÎĞi TEitVİ DUZYAZI Eleştiriler karşısında muhabirleri paylayan Erdoğan, zaman zaman hakarete varan üsluplar kullandı Erdoğan-gazetecisavaşlanMÖYASE tLKNUR T Baykahn yurt gezileri sürüyor • ANKARA (Cumhuri- yet) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yurt gezile- ri kapsamında Hatay ve Kastamonu'nun bazı ilçe- lerini ziyaret edecek. CHP'den yapılan yazılı açıklamaya göre Baykal, bugün Kastamonu'ya gide- rek Araç ilçesinde beledi- ye başkanı ve partililerle görüşecek. Baykal, daha sonra Abana Festivali'ne kanlmaküzerebuilçeye gi- decek. Baykal, ertesi gün ise Hatay'da Erzin, Kara- yılan, Nardüzü, Serinyol, Kuzeytepe, Odabaşı ve Ekinci belediyelerini zi- yaret edecek. Eczacılar dîkkate almdı • ANKARA (Cumhuri- yet)-İsteyen eczaneler, ça- İışanlann reçetelerini kar- şılamak üzere sözleşme yapnklan kamu kuruluşla- nyla sınırlı olmak kaydıy- la ılaç teslimlerinde. ku- ruluşça karşılanacak paya ilişkin tutan içeren fatu- rayı, ay sonunda tüm çalı- janlar için ve tek bir fatu- ra halinde düzenleyebile- :ekler. Maliye Bakanlı- iı'mn konuya ilişkin teb- jği Resmi Gazete'de ya- yımlannken bakanhk, ken- Jilerine yansıyan bazı olay- iar ve Türk Eczacılar Bir- igi'ne bağlı ecza odalan- ıın istemi doğrultusunda iüre uzatma karan aldı. 3öylelüde, daha önce fa- uranın, malın teslimi ve- /aMzmetin yapıldığı tarih- en ıtibaren 7 gün içinde iûzenleneceği hükmü, di- eyen eczaneler için ay so- ıu olarak yeniden tanzim sdüdi. ." : fienel merkez • ANKARA (Cumhuri- ret}-Seçimlerde umduğu- IU bulamayan ve genel ^aşkanı Cem Uzan'a yö- leli iddialar nedeniyle :orgünler geçiren Genç 'an(GP),Balgat'takige- lel nerkez binasını boşah- ı. CP, BalgatÇetinEmeç iuhan Oğuzlar Mahalle- i 55. Sokak'taki genel ae&ezini, ekonomik ne- jeafl"le TandoğanÛler So- .akataşıdı. Parti yöneti- ıi, sapısında takım elbi- elikDrumalannnöbetbek- edş, çevresi 24 saat ka- ı«nlarla gözetlenen bi- ajm kirasını ödeyeme- ıaıce taşınma karan aldı. ürk siyaset tarihinde gerek Bele- diye Başkanlığı gerekse Başba- kanlık günlerinde medyanın des- tegini ittifakla arkasına alan bel- kı de tek siyasetçi olarak tarihe geçecek Recep Tayyip Erdoğan ın, arkasındaki medya desteği bugüne ka- dar hiçbir siyasetçiye nasip olama- dı. Ancak gelin göriin ki, Erdoğan medya rüzgânna karşın en ufak bir eleştıriye tahammül edemiyor. Ken- disi ve partisı hakkında çıkan en ufak eleştiri karşısında hırçınlaşıp medya mensuplanna çıkışıyor. Bazı konu- larda basın mensuplannın kendi ken- dilerine sansüruygulamalannı ister- ken. kızdığı gazetecileri katıldığı ge- zilere çağırmıyor, basmla yaptığı ye- meklerde muhalif basın organlan- nın temsilcilerini en uzak köşelere oturruyor. Kimilerini de susfurmak için zorunlu izne göndertebiliyor. BASININORTAKHEDEFİ Tayyip Erdoğan uzun yıllar siya- setin içinde olmasına karşın kamu- oyu onu ilk kez Istanbul Belediye Başkanlığı 'na aday olduğunda tanı- dı. MSP Gençlik Kollan Başkanlı- ğı, RP Beyoğlu Ilçe Başkanlığı ve bu ilçenin Belediye Başkanlığına aday- hğı döneminde küçük haberlerle ga- zetelerde yer bulan Erdoğan, RP îs- tanbuf II Başkanlığı'ndan istifa edip Istanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanlığı"na aday olmasıyla gazetele- rin birinci sayfalanndaki manşetle- re terfi etti. Ancak 29 Mart 1994 ye- rel seçimleri öncesinde gazetelerin birinci sayfasına Erdoğan'ı taşıyan haberler kendisi açısından pek de olumlu değildi. Kaçak evde oturduğu ve Sultan- beyli "de orman alanını tah- rip ederek kaçak villa yap- tırdığı iddialan nedeniy- le Erdoğan, basının or- tak hedefi haline gel- mişti. Ancak bu haber- lere karşın 29 Mart seçimlerinden Tay- yip Erdoğan zaferle çıkmış ve Istan- bul Büyükşehir Belediye Başka- nı seçilmişti. SATAŞMA Kesin sonuçlar açıklandıktan sonra 30 Mart sa- bahı Tayyip Erdo- ğan mazbatasını henüz almamasına karşın Istanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanı olarak par- tisinin il binasında ilk kez basının karşısına çıktı. Il bi- nasında sabahlayan basın men- suplanna, başkan seçilen Erdo- ğan'ın konferans salonunda ba- sın toplantısı yapacağı duyurul- muştu. Ancak sakallı ve cüppe- li partıliler salona girerken ga- zetecilere sataşmalarda bulun- muş itip kakarak onlara aynlan yerlere oturmuşlardı. Basın men- suplan da salona zafer kazanmış kumandan edasıyla giren Erdo- ğan'a bu durumdan yakındılar. Er- doğan'ın yanıtı aslında medya ile ilişkilerinin gelecekte nasıl olacağı- nın ipuçlannı da veriyordu. Erdo- ğan, kendilerini itip kakan partilile- ri şikâyet eden basın mensuplanna şöyle seslenmişti: "Günlerdir siz terör estiriyorsu- nuz. O günler geçti arök. Ezflmiş bu insanlara tahammüJ etmek zorun- dasınız. Sizin devrmiz geçti arük." Erdoğan'ın, eski Başkan Nurettin Sözen'den görevi devraldıktan son- raki ilk icratından biri, belediye mu- habirlerinin özel kaleme girişini ya- saklamak oldu. Eski başkanlar döne- minde belediye muhabirleri özel ka- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar hiçbir başbakana nasip oimayan bir medya desteğiyle hükümet ediyor. Hükümetin henüz elle tutulacak bir icraatı ofmamasına karşın abartılı bir şekilde süren medya desteğini olması gereken bir durummuş gibi algılayan Başbakan Erdoğan ile AKP'li bakanlar, en ufak bir eleştiri karşısında zıvanadan çıkıyor. Basına tehditler, azartar, itip kakmalarla AKP'nin cilalanmış , demokratlığının gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Gerek Başbakan'ın gerekse bakanlann en ufak bir eleştiri karşısında nasıl hırçınlaştıklannı gösteren örnekler saymakla bitmiyor. leme girip çıkar, başkanın randevu- lannı öğrenebilirlerdi. Ancak Tay- yip Erdoğan, bundan böyle basının bu odaya girmesini yasakladı. Gaze- tecilenn u Bu vasağı siz mi koydu- nuz" sorusuna karşılık verdiği yamt şöyleydi: "Benböv1ebirenıir\«nne- dim. Ama olabilir, kapanabiür. Her vigidin bir yoğurt jiyişi vardır. Had- dinizi bilin.. size yasak yok mu ya- hu?"(1997) Açılış törenlerine gazetecilere da- vet eden Erdoğan başkanlık maka- mındaki görüşmelerine basını almaz- dı. Gazeteciler Erdoğan'ı protesto etmelerine karşın bir sonuç alama- dılar. Gazetecılerin sorulanna "Gün- demi ben belirlerim- sorulannızı is- ter yanıflanm ister yanıüamam" di- yerek ters yanıt veren Erdoğan, baş- kanlık görevi süresince gazetecilerin soru sorma taleplerini "gûndem d*- şı" diyerek yanıtlamadı. (1997) Er- doğan'ın gazetecilere yönehk özel ka- leme girme yasağı üç yıl boyunca sürdü. Başkanlığı döneminde Erdoğan'ın basına yönelik sözleri eleştiri olmak- tan çıkıp suçlama noktasına varmış- tı. AJfganistan'la ilgili gelişmelerin ba- sında yanlı olarak yer aldığını öne sü- ren Erdoğan, "Medyanın tslama ta- kındığı tavn, dünyadaki kâfırler ta- kmnuyor'' diyerek gazetecileri kâ- firlikle suçladı. Belediye Başkanı Erdoğan, o dö- nemde belediye icraahyla ilgili olum- suz yazı ve haber çıkmamasına kar- şın yine de öfke kusuyordu. Erzu- rum'da yaptığı bir konuşmada yine basına sataşıyordu: "Basın mensup- lan bana 'işin Allah'a kaldı' diyor- lar.Ben de bunun doğnı okJuğunu söy- ledim vçekledinL 'Benim işim Allah'a kaldı. Ancak sizin işiniz kime kal- dı? Şeytana, şeytana..' dedim." (1995) Bu arada Erdoğan, Genel Baş- kanı ve dönemin Başbakanı Nec- mettin Erbakan'ın medyaya yö- nelik kullandığı jargonu taklit ederek "bir kjsım medya" sözü- nü ağzmdan düşürmüyordu. (1997) KÖŞEBAŞI EŞKIYA- LARI Belediye başkanlığı sırasında sahte plakalı Mercedes kullandı- ğı gerekçesiyle kendisini eleştiren medya mensuplanna "Utanma- dan, sıkılmadan bazı köşebaşı eş\a- yabnyazr>ür-çizi\x)r'' dıyordu. (1994) Görevde birinci ayını doldurma- dan verdiği bir iftar yemeğinde ise gazetecilere *EceH gebniş köpek" benzetmesi yaptı. Türk basınının büyük bölümünü, Islam düzenini kurmalanndan kor- kan egemen güçlerin yönlerdirdiği- ni öne süren Erdoğan, basına şöyle yükleniyordu: "Kakmlerindenirin ve namussuzluk akr>or. Onlara gidi- yorduk. 'Neden bizi yazmıyorsu- nuz. biz acayip bir mahluk muyuz' diyorduk. Sonunda >azdılar. Ancak yalan vazdılar. Korkunun ecele fa> - dası yok. Eceli gelen köpek diye bir lafvardır. Onlar da Refah duvanna işedüer."(1994) CANLIYAYINOA KAVCA Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşe- hir Belediye Başkanı Mefin Gökçek ve gazeteci Yddınm Ça\1ı ile Kanal 6 Televizyonu'nda İJmit ZUeb"nin yönettiği bir programa katıldığında canlı yayında kavga çıkararak Zile- li'ye w Bu kanalda önırünüz uzun olur inşallah" diyerek üstü örtülü tehditte bulunmuştu. (1995) Belediye başkanıyken de basın mensuplarım hasım gibi görüyordu Can çıkar huy çıkmazBelediye başkanıyken basın men- suplannı hasım gibi gören Erdoğan, "değjştim" mesajlanna karşın bası- na karşı olan tutumunda eski çizgi- sini ısrarla korudu. Başbakanlık kol- tuğuna oturmasının üzerinden bir- kaç ay geçmeden yılbaşı gecesi Saf- ranbolu'da Vatan gazetesi muhabi- ri ıNuri Sefa Erdem'in "Geç saatte çocuklann uyandınhnasıdogru mu* sorusunu yöneltmesi üzerine hid- dete kapılarak muhabin "Sarhoş, edepsiz" diyerek azarladı. Başba- kan, 25 Şubat 2004'te medya men- suplanna verdiği kahvaltıda bu kez Kıbns konusunda basınuı kendisi- ne otosansür uygulamasını istedi. Bir ilkokulun açıhş töreninde ken- disine soru yönelten gazeteciye si- nirlenerek "O konudaki görüşleri- mi daha önce açıkladım, gidin nasi- binizi başka yerde arayın" dedi. Bir başka zaman UEFA'nın kararlannı değerlendiren Erdoğan, kendisine ayakta soru soran bir gazeteciye, "Ben ayakta sorulan sorulara cevap vermiyorum'' diyerek tepki göster- di. Basına verdiği yemeklerde mu- halif gazete ve televizyonlann men- suplannı kendisine en uzak köşede oturtan Başbakan, umre yaparken re- simlerini çeken Sabah Ankara Bü- ro Şefl Mııharrem Sankaya'yı ABD gezisine "uçaktayeryok" gerekçe- siyle almadı. Basın müşavirliğine Ahmet Tez- can'ı getirdilcten sonra gazetecilere yönelik uyan ve azarlar, bizzat Tez- can üzerinden yapılmaya başlandı. Önce Cumhuriyet Gazetesi Imtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'a mekrup ya- zarak azarlayan Ahmet Tezcan, baş- bakanın Yunanistan gezisinde Emi- ne Erdoğan ile Yunanistan Başba- kanı KaramanhYin öpüşme sahne- sinin yayımlanmaması için televiz- yonlara uyanda bulundu. ORHAN BtRGtT CHP'nin Uç Parasız Yatıhsı CHP'de Genel Başkan'a bayrak açan milletvekille- rinin üçü, Parti Meclisi'nin önceki günkü toplantısın- da "kesin ihraç istemi"yle Yüksek Disiplin Kurulu'na verildi. İhraç istemini harekete geçiren ve Merkez Yö- netim Kurulu'nca hazırlanan raporda, Istanbul millet- vekilleri Hasan Aydın ve Ahmet Güryüz Ketenci ile Ankara Milletvekili MehmetTomanbay. partilerinin bü- tünlüğünü ve etkinliğini korumamakla suçlanıyorlar. öte yandan isim verilmeden Kemal Derviş'e daha ağır ithamlaryönetiliyor. Seçim çalışmalanna katılmamak- la yetinmeyerek CHP'Iİ olan ve oimayan çevreierie 29 Mart eksenli gizfi buluşmalar yaptağı, kampanyanın en yoğun günlerinde, partinın söylemi ve ideolojik du- ruşu konusunda kafa kanşıklığı yaratılmasına katkıda bulunduğundan söz ediliyor. Yapılan hareketierin hiç- bir partide, hiçbir parti içi demokrasi anlayışında yeri olmadığının attı çiziliyor ve "Bu hareketfer parti su- çudur" deniliyor. Suç ama; ancak... Yer ve tarih de gösterilerek vehlen kanıtlarla suçla- nan kişinin isminin CHP'nin en üst karar organına su- nulan raporda neden adından söz edilmediğini anla- mak elbette olanaksız. Belki denilebilir ki "Biz tarif edelim; gerisini arifolan, oimayan herkesanlasın. Za- ten kamuoyunun gözleri önünde yaptığı hareketlerte deyetinmeyerekbizzat CHP GenelBaşkanı'na l 29Mart sabahını bek/e, seçim sabahı konuşacağız' diye- bilen bu kişinin elbette kim olduğunu bilmeyen kal- mamıştır". öyle anlaşıhyor ki CHP Genel Başkanı, üç yıl önce âlâyi vâla ile partisine çağırdığı ve kollannı açarak ku- cakladığı Kemal Derviş ile açık bir savaşım vermeyi he- nüz gözealamamaktadır. Bir yandan Parti Meclisi'nde- ki konuşmasında 3 milletvekili için kesin ihraç istemi- ni, "Arkadaşlara kırgın değilim. Ama partiyi koru- mak zorundayız. Yaptnm uygulamayan parti du- rumuna düşemeyiz" gerekçesiyle savunuyor. öte yandan ihraçlan ıstenilen milletvekillerinden daha ağır bir davranış sergilediği öne sürülen Derviş'in adına "CHP'Iİ Olmanın Sorumluluğu" raporunda yer veril- mediği için hakkında herhangi bir yaptınmın uygulan- ması mümkün olmuyor. Merkez Yönetim Kurulu, Kemal Derviş'e yönelik suçlamalann sonunda sadece bir gözdağı ile yetine- rek partinin eşitJik ve adalete olan saygı ölçütlerini de karatma yoluna gidiyor. Dahası, milletvekillerini ve el- bette tüm üyelerini davranışlannda imtiyazlı olanlaria olmayanlar olarak ayn kamplarda görmek istediğini de söylemiş oluyor! Bu son yargı, seçimlerde de yürüriüğe girmedi miy- di? Onca yıl, CHP için uğraş vermiş, alın teri, gözyaşı dökmüş değerier aday listeJerinin dışında bırakılırken Kemal Derviş'e VIP işlemi yapılmakla yetinilmeyerek beraberinde getireceği ekibine de kapılar açılmadı mı? Ketenci, Tomanbay ve Aydın'ın en hafifinden geçi- ci olarak CHP'den uzaklaştınlacaklanndan Sayın Ge- nel Başkan adı kadar emin görünmektedir. 3 milletve- kili hakkında henüz Yüksek Disiplin Kurulu toplanma- dan "Yaptnmlannı uygulayamayan parti durumu- na düşemeyiz. Arkadaşlanmız yann davrantşlarry- la kendilerini kanrdarlar, tekrar partiye dönerler" sözlennin sahibi olan Genel Başkan, herhalde ömer Seyfettin'ın Efruz Bey tiplemesinin günümüzdeki temsilcisi ofarak hareket ediyor. Bugünkü kuşaklar ünlü hikâyecimizin 1919'da ka- leme aldığı ve Osmanlı'nın RumeJİ topraklannda birya- tılı okulda olanlan anlatan bu hikâyesini sanınm bilmez- ler. O okulun müdürü Efruz Bey, denetim için gelen Mil- li Eğitim müfettişine okulu dolaştınrken kınlan musluk- laria karşılaşılır. Müdür, hemen hademeden parasız yatılı iki öğrencinin çağnlmasını ister. Küçük öğrenci- leri önce azarlar, daha sonra kulaklannı da çekerek bi- rertokat atar. Müfettiş, musluklan kıranlann bu öğren- ciler olduğunu nas/l ögrendiğini Efruz Bey'den sorar. O da soğukkanlı olarak yanıt verir "Musluklan kimlerin kırdığını bilmiyorum. Ama çağırdığım öğrenciler parasız yatılı olanlardandır. Okula para veren zengin çocuklannı dövdüğümü babalanna nasıl anlatabilirim ki?" CHP de öyle anlaşıhyor ki Derviş'in kulağını çeke- rek ABD'ye dert anlatmaktan kaçınıyor. Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] AB kriterlerini bahane ediyorlar Atina ile Ruhban Okulu anlaşmazlığı ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Yunanis- tan, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına karşılık Batı Trakya'da- ki Türk azınlığa açılım- da bulunmayı kabul et- miyor. Yunan diplomat- lar, Ruhban Okulu'nun açılmasının ikili çerçeve- de bir konu olmadığını savunurken Tûrkiye 'nin "AB kriterlerini karşüa- mak" için gajTİmüslün azınlıklann özgürlükle- ri konusunda adım at- ması gerektiğını öne sü- rüyorlar. Ankara ise Ruh- ban Okulu'nu acmak için Yunanistan'dan "karşı- ukblık ilkesi" çerçeve- sinde Batı Trakya'daki Türk azınlık okullan ile ilgili adım atmasını bek- liyor. Fener Rum Patri- ği Bartholomeos'un Baş- bakan Recep Tayyip Er- doğan'a bu konudâ ya- zılı bir "not" iletmesi- nin ardından, Yunanis- tan'ın Ankara Büyükel- çisi iVfichad Christides'ın de Erdoğan üe birkaç kez bu konuda görüşerek beklentilerini aktardığı öğrenildi. Türkiye talep etmişti Romanya güvenlik önlemlerini arttırdı BÜKREŞ (AA) - Ro- manya, Türk yetkilileri- nin aldığı tehditler üze- rine başkent Bükreş'te- ki havaalanından Istan- bul'a yapılan seferlerde güvenlik önlemlerini art- tırdı. Romanya Ulaştırma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Henri Co- anda Havaalanı'ndan Is- tanbul'a yapılan bütün uçuşlar için, tehditler ne- deniyle salı gününden bu yana olağanüstü gü- venlik önlemleri alındı- ğı belirtildi. Yetkililer, güvenlik önlemlerinin içeriğiyle ilgili bilgi ver- medi, ancak tehditlerle ilgili istihbaratın Türk yetkililerden alındığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle