14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 2004 CUIV 4 HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRıMEIV AKP İktidarı ve Demiryolları CHP'nin, Ulaştırma Bakanı hakkındaki gensoru önergesiyle TBMM'yi toplantıya çağırmış olması- nı büyük bir fırsat olarak n/teliyor, Tarhan Erdem dünkü yazısında. Tarhan Bey'in gözlemine değilse bile, temmeni- sine katılmamak mümkün değildir. Gerçekten de bu fırsat. Türkıye'nin ulaşım politikasının yeniden vetemelden gözden geçirilmesi, yenı rantab) ve kök- lü çözümler üretılmesi olanağını verirse Türkiye bu işten çok yarariı çıkacaktır. Eğer gensoru önerge- si kısırbir iktidar muhalefet çekişmesi ve güç gös- terisiyte sınırlı kalmaz ise sistemin özüne uygun bir işleve kavuşacaktır CHP'nin çağnsı. Gerçekten de konunun enine boyuna tartışılma- sı ve ulusal bir polftika oluşturulması zorunludur. Çün- kü, Türkiye ulaşım politikasında yeryüzünün en ga- rip ülkelerinin başında gelir. Türkıye'de bugün yolcu taşımacılığında karayol- lannın payı yüzde 96 iken demiryollannınki ise yüz- de 2'ye düşmüş bulunmaktadır. Aynı oranlar mal taşımac/lığında yüzde 94 ile yüzde 4'tür. Kara taşımacılığıyla demiryolu taşımacılığı ara- sında böylesine büyük fark hiçbir gelişmiş ülkede söz konusu değildir. Bu oranlar karayolu şebekesinin en gelişmiş, otoyollann en yaygın olduğu ABD için dahi kabul edilebilir düzeyin çok çok ötesinde bulunmaktadır. • • • Osmanlı'nın son döneminde, ulusal ekonominin gereklerinden çok imparatorluk üzerinde hege- monya kurmuş olanlann gereksinimlerine yanıt ge- tirmeye yönelik olarak başlayan demiryollannı ge- liştirme politikası, Cumhuriyet ile birlikte, ulusal po- litika endeksli olarak, öncelikli hedef haline getiril- miştir. öyle ki, genç Cumhuriyet onuncu yılında "anayurdu dört baştan demir ağlarla örmek"\e övünmekteydi. Ne var ki, bu politika tek parti dönemiyle sınırlı kalmış, daha sonra gelen iktidariar, tabii ki dış güç- lerin büyük telkinlerinin de sonucu olarak, demir- yollannı ihmal etmenin ötesinde tümden bir kena- ra itmiş bulunmaktadırlar. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra, Ereğli Demirçelik için yapılan hattın dışında bir tek hat açılmak şöyle dursun, varolan yollann yenilen- meleri, hatta bakımları bile doğru dürüst yapılma- mıştır. Bugün kullanılmakta olan demiryollanmızın alt- yapılan ve raylannın yüzde 70'i 20 yaşından eski- dir. 1983 yılında başlayan Istanbul Ankara arasını üç saate indirecek olan hızlı tren projesi de şu anda teorik olarak yürümekte fakat fiilen ilerlememekte- dir. Çünkü Hazine'nin bu işe ayıracak beş parası yoktur. Yap-işlet-devret yöntemiyle çözümün önün- de de engeller bulunmaktadır. Durum böyle olunca Türtoye'nin çarpık ulaşım po- litikası, nihai tahlilde ulusal ekonomiye büyük kül- fetler yükleyerek sürüp gidecek görünmektedir. Bu bakımdan Tarhan Erdem'in çağnsına katılıp son tren kazasını fırsat bilerek ulusal bir ulaşım po- litikası oluşturulmasını istemek ve parlamentonun bu konuda kendisine düşeni yapmasını bekJemek son derecede doğrudur. • • • Ancak bu beklentinin de iyi niyetli zihinlerde ye- şermiş bir temenni olmaktan öteye geçemeyece- ğini, ulusal politikalar üretmekten çok, ulusal den- geleri değiştirmeyi hedefleyen AKP'nin gensoruyu fırsat bilip, yeni bir çığır açmaktan çok, kendi yö- neticilerinin sorumluluklannı örtbas etmeye çalı- şacağını görmemek mümkün değildir. Zaten, AKP'nin ideolojik yapısı da ulusal önce- likler üzerine kurulu olmadığı için, bu hedefe yöne- lik olan demiryolu politikasına sıcak bakmasına da engeldir. Unutmayalım ki, Atlantik'in iki yakasında da ka- pitalizmin gelişmesinin ve serpilmesinin hem ürü- nü hem de pekiştiricisi olan demiryolu ulaşımını sa- vunmak, Türkiye'de kapitalist gelişmenin baş sa- vunuculanndan biri olan Turgut Ozal tarafından ko- münistlrk olarak suçlanmıştı. Turgut özal'ın temsilcisi olduğu çarpık gelişme zihniyetini de yansıtan bu benzetme, ekonomik bakışlan ondan çokfarklı olmayan öbür partiler ta- rafından reddedilmiş değildir. Bu durumda korkarım ki, gensoru görüşmeleri sırasında iktidann serg/leyeceği sorumsuzluk, ger- çek sorumluları gizleme çabalan, Türkiye'nin de- miryolu politikasını daha da çıkmaza sokacak, son kazanın verdiği dersleri almamakta direnen ve di- renecek görünen partizan bir yönetimin elinde olan TCDD, daha da büyük çıkmazlann ve belki de ge- ri dönülmesi güç bir iflasın eşiğine gelecektir. Son kazanın yol açtığı kayıplann ilk bakışta fark edilenden çok daha büyük olduğunu ne yazık ki, önümüzdeki günlerde yaşayarak göreceğiz. Anlaşma sağlanamadı EminönüBelediyesi'nde grevkaran alındı Istanbul Haber Servi- si - Genel-Iş Sendika- sı'nda örgütlü Eminönü Belediyesi çalışanlan, toplu iş sözleşmesi gö- rüşmelerinde anlaşma sağlanamadığı gerekçe- siyle grev karan aldı. DlSK'ebağhGenel-îş Istanbul 7 No'lu Şube üyesi birgrup, Eminönü Belediye Başkanlığı önünde toplanarak 5 ay- dır süren toplu iş sözleş- mesi görüşmelerinde an- Iaşmaya vanlamaması- nı protesto ettı. Genel- Iş Örgütlenme Dairesi Başkanı ErolEkicl Tür- kiye'de sendikal mücade- le devam ettikçe bu gibi direnişlerin yaşanacağı- m söyledi. Ekîcı, Emi- nönü Belediyesi'nin, kendilerine insanca ya- şamakoşullan sağlama- sını istediklerini belirte- rek "Daha önceki sözleş- mderimizde emek, ahn- teri vebedei var. Bugüne kadarkurallara bağlan- nuş çataşma yaşamıni]- zın kuralsıznğa dÖnüştü- rülmesine izin vermeye- ceğjz" dedi. Basın açık- lamasını okuyan Genel- Iş 2 No'lu Bölge Başka- m Mehmet Karagöz de sendika ile Eminönü Be- lediyesi adına görüşme- lere katılan Mahalli Ida- reler Işverenler Sendi- kası'nın(MTKSEN)uz- laşmaz tutumlan nede- niyle anlaşma sağlana- madığını söyledi. Sosyal güvenlik reformuna göre, 2005'ten sonra sisteme girenler 9 bin gün prim ödeyecel AKP'den 'paralı'hizmetANKARA - Hükümet, hazırladı- ğı yeni sosyal güvenlik reformuyla; 2005 yılından sonra sisteme girecek tüm çahşanlar için prim ödeme gün sayısını 9 bine çıkarmayı planhyor. Reformla yaşama geçmesi planlanan genel sağlık sigortası ise verilen tüm hizmetlerden "katiapayı" adı altın- da para alınmasını öngörüyor. Si- gorta kapsamuıda verilecek hizmet- ler için temel bir paket oluşturulma- st planlanırken bu paketin dışında ka- lan hizmetlenn de paralı olması he- defleniyor. Emeklilik maaşlannda düşüş de öngören reformla, "primi- ni ödemeyene sağhk hizmeti verU- 1060169" dönemi başlayacak. Hükümet, sosyal güvenlik refor- mu kapsamında yapılacak çalışma- lan "Beyaz Kftap" adı altında ra- poriaştırdı. Rapor, ilgili sosyal kesim- İere de iletildi. Buna göre, sosyal güvenlik reformunun öne çıkan de- taylan şöyle: *«<Mevcut aktif sıgortalılann emek- liliklerini hak edecekleri yaş, prim • Hükümetin, hazırladığı yeni sosyal güvenlik reformuyla yaşama geçmesi planlanan genel sağlık sigortası ise verilen tüm hizmetlerden "katkı payı" adı altında para alınmasını öngörüyor. Emeklilik maaşlannda düşüş de öngören reformla, "primini ödemeyene sağlık hizmeti verilmemesi" dönemi başlayacak. ödeme ve sigortalılık süreleri aynen korunacak. Tek bir emeklilik siste- mi uygulamasına geçilecek. v0 Emeklilüc yaşı, 2005 yılından itibaren sisteme giren çahşanlar için kademeli olarak artnnlacak. Buna gö- re, 2036 yılında erkek 61, kadın 59, 2037-2039 yıllannda ise kadın 60, erkek 62 yaşında emekli olacak. Emeklilik yaşı 2075 yılına kadar ka- demeli olarak arttınlacak ve 2075 yı- lında 68 olacak. *-" Halen çalışma yaşamında ge- çen her yıl için SSK ve Bağ-Kur'da yüzde 2.6, Emekli Sandığı'nda ise yüzde 3 oranında aylık bağlanıyor. Ancak tüm mevcut ve sisteme yeni girecek sigortalılar için emeklilik sistemınde geçirilen her yıl için 2015 yılına kadar yüzde 1.6 oranında ma- aş bağlanacak. 2015 'ten itibaren ise yüzde 1.5'lik aylık bağlama katsa- yısı geçerli olacak. Bu da, 2005 yı- lından sonra emekli olacak tüm ça- lışanlann maaşlannda ciddi düşüş- lere neden olacak. u* Prim ödeme gün sayısında da önemli değişiklikJer yapılacak. Bu- na göre, 2005 yılından sonra siste- me gireceklerin tamamı 9 bin gün prim ödeyecek. Buna göre, en büyük zaran SSK'lilergörecek. SSK'Iile- rin emekliliğinde halen 7 bin gün prim ödemek yeterli sayılıyor. u* Genel sağlık sigortasına geçi- lecek, bu sistemde prim ödemeleri yüzde 12 düzeyinde olacak. Duru- mu iyi olmayanlannsa primlerini devlet üstlenecek. v* Genel saghk sigortası kapsamın- da sunulacak hizmetleri içeren bir te- mel paket olacak. Kışilerin daha farklı kapsam, fiyat \ e kalitede sağ- lık hizmeti talep etmeleri durumun- da, kişi bunu kendi cebinden ödeye- cek ya da bağlı olduğu özel sigorta- sı aradaki farkı ödeyecek. ıs0 Sağlıkta tüm hizmetlerin para- lı olması dönemi başlayacak. Genel sağlık sigortası kapsamında, sağlık hizmetlerinin tamamından belirli oranlarda katkı payı alınacak. k" Genel sağlık sigortasuıdan ço- cuklann yararlanma süresi sınırlana- cak. Buna göre kız ve erkek çocuk- lar için genel sağlık sigortasından yararlanma eğitim koşuluna bağlı olarak 25 yaşla sınırlanacak. Bu yaş- tan sonra ailesi adına sağlık yardı- mı alan çocuklann, yoksulluk testi Türk-ls 1. Bölge Temsilcisi Büyukkucak İ AKP hükümeti sendikal bartşı bozduy • Maslak'taki Orman Bölge Müdürlüğû'nün bahçesinde bir basın açıkJaması yapan Büyukkucak, başta Orman Bakanlığı olmak üzere birçok bakanlığa bağlı bürokratın sendikalı işçileri istifaya zorladığını söyledi. İSTAI>TCUIVAı\KARA geç ödeyecekferdir'' diye - Türkiye Işçi Sendikala- n Konfederasyonu (Türk- Iş) 1. Bölge Temsilcisi Fa- ruk Büyukkucak, konfe- derasyonlanna üye işçile- rin istifaya zorlandığını belirterek "Üyelerimizi Hak-tş'e geçmeye zoria- yan bürokrat ve sh-asiler suç işlemcktedir" dedi. Hak- İş Genel Başkanı Sa- Bm Ustu, iddialana ilişkin olarak "işçDer.sendikala- nyla Katotik nikâhı için- de değildir. Diledikkriza- manayrümahaJdanvar" diye konuştu. Maslak'taki Orman Bölge Müdürlüğû'nün bahçesinde konfederas- yona bağlı sendika yö- neticileri ve işçilerin ka- tılımıyla bir basın açık- laması yapan Büyukku- cak, başta Orman Bakan- lığı ounak üzere birçok bakanlığa bağlı bürok- ratlann "militan gibi dav- ranarak" sendika üyesi işçilerini istifaya zorla- dıklannı kaydetti. Büyukkucak, "tşvere- nin, işcinin sendika terahi- ne kanşması ana>asavave Türldye'nin imzaladığı uJuslararaa sözieşmeiere aytandır.Üvderimra Hak- tş'e geçmeye zoriayarak suç işlejen bürrjkrat ve si- \asiler bunun bedetini er konuştu. Hak-Iş'in hükümet des- teğini yanına alarak Türk- Iş'ten üye koparmaya ça- lıştığını ifade eden Büyuk- kucak, bunun sendikal ah- lakla bağdaşmadığını vur- guladı. Demiryol-Iş Sen- dikası Genel Başkanı Er- gün Atalav ise Orman-Iş Sendikası'na üye işçilere yönelik yapılan baskıla- nn ulusal ve uluslararası mevzuatlaraaykın olduğu- nu anımsatarak sendikal mücadelelerini çirkinleş- tirenlerle sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Uslu'dan savunma Hak-Iş Genel Başkanı Salim Uslu, konuya ilişkin Hak-IşGenel Merkezi 'nde düzenlediği basın toplan- tısında, sendikalar arasın- daki rekabetin, "konfede- ral bir çaüşmaya ve siy-asi alana çeldhneye çabşikb- ğını" ifade etti. işçilerin sendika üyeli- ğininve degiştinne istemi- nin anayasal bir hak oldu- ğunu kaydeden Uslu, Türk-îş'in, bu işçilerin ne- den sendika değiştirdiği- ni sorgulaması ve özeleş- tiri yapması gerektiğini söyledi. işçOer ve aOeieri Bolu Belediye Başkanı'nın makam odası önünde oturma eylemi yapü. îşçilerden oturma eylemi RUJHATAVŞAR BOLU-AKP'li Bolu Bele- diyesi'nden işten çıkanlan 117 işçi ve ailelerirun belediye bi- nası önünde başlattıklan otur- ma eylemi devam ediyor. Bolu Belediyesi'nde ge- çen dönemlerde vizesiz çalış- tıklan gerekçesiyle işçiler ve yakınlan önceki gün Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Vılmaz'Ia görüşmek ıstedı- ler. Yılmaz'la görüşemeyen işçiler, başkarun makam oda- sı önünde oturma eylemi baş- latülar. Geceyi belediye bina- sı önünde geçiren işçilere dün sabahtan itibaren aileleri de destek vermeye başladı. 40 derece sıcakta bekleyen işçi yakınlan önce belediye bınasına alınmadılar, ancak daha sonra çeşitli gerekçeler göstererek içeriye girmeyi ba- şardılar. Bolu Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Mücadele ve Çevik Kuvvet ekipleri bölge- de geniş güvenlik önlemleri alırken Başkan Yılmaz dün belediyeye gitmedi. Işçi aileleri, AKP'hTerin se- çim döneminde altın dağıta- rak oy istediklerini anımsata- rak "Alünla işbaşına geldfler. Şimdi de poüs nezaretinde iş- ten çıkan>X)rlar" dediler. Türk-îş Bölge Temsilcisi Erdogan Kefefi de -Beiediye bizündir, emekcinindir. Beİe- diveBoiuhılarakaiacakiır.Bu- raidanhiçbir j'eregitnıeyecegiz vesonunakadardJrenecegE" şeklinde konuştu. Eski belediye başkanı CHP'li Yüksel Cejian da iş- çileri ziyaret etti. Ceylan işçi- lere, "Evbüanm,stzierihiçbir zaman yalnız bırakmayaca- ğun ve sürekta' yanııuzda ola- cagun" diye seslendi. Çorum'da sendikal mücadele sonuç verdi ÇORUM(AA)-Çorum'da2 haf- ta önce sendikaya üye olmak iste- dikleri gerekçesiyle yaklaşık 4 bin 500 çalışanın işine son verildiği kirerrut fabrikalannın ikisinde iş- çi-işveren arasında anlaşma sağlan- dı. Türk-îş Konfederasyonu'na bağ- lı Çimse-Iş Sendikası Bölge Tem- silcisi Mahnnrtİşgör, işçilerin sen- dikalı olmak için başlattıklan mü- cadelenin sonuçlannı vermeye baş- ladığını söyledi. Her işyerinde sen- dika adına bir temsilci belirledik- lerini ifade eden Işgör, işten çıkar- malann yaşandığı fabrikalardan ikisinde, işverenle işçi temsilcile- ri arasında yapılan anJaşma gere- ği iş akitleri feshedilen yaklaşık 250 işçinin yanndan itibaren si- gortah olarak işlerine devam ede- ceklerini kaydetti. kriteri dikkate alınarak kendi adın; sağlık yardımı karşılanmaya devarr edilecek. Prim ödemeyene hizmet yok *^ Genel sağlık sigortası prim öde- melerini zamanında yapmayan prim yükümlüsü sigortalılar ve bakrnak- la yükümlü olduğu kişiler; ödenme- miş primleri ödenene kadar yasada öngörülen yardımlardan, acil du- rumlar dışında yararlanamayacak- lar. i^ Primi ödenmemiş sigortalılar- la. sağlık yardımı açısından bakmak- la yükümlü olduğu kişilere yapıla- cak acil tıbbi müdahale veya uzun sü- reli tedaviyi gerektiren ve bu teda- vinin yapılmaması halinde hayatı tehdit eden hastalıklan nedeniyle doğacak masraflar kurum tarafın- dan karşılanacak. Ancak bu durum- da. kurum tarafından ödenen tüm masraflar prim borcuyla birlikte fa- ıziyle tahsil edilecek. Trabzon İHK: Gözaltında parmak iû yasadışı AHMETŞEFtK TRABZON - Trabzon Insan Haklan 11 Kurulu (tHK), gözaltında parmak izi alınması ve fotoğraf çekilmesinin yasadışı olduğunu belirterek Başbakanlık Insan Haklan Başkanlığı'na başvurma karan aldı. Trabzon"da 22 Mart'ta Atatürk Alanı'nda Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğrencileri basın açıklaması yaparken dövülerek gözaltına alınmışlardı. Gözaltındalarken, hazırhk soruşturması sırasında öğrencilerin parmak izi alındı, fotograflan çekildi. Trabzon IHK üyesi ve avukat Ömer Faruk Altuntaş, polisin yaptığı uygulamanın yasa ve tüzüklere aykın olduğu iddiasıyla konuyu kurul gündemine getirdi. Kurul. üyeler ile CHP il yönetim kurulu üyesi avukat GüJcan Ozgür, Hazıne avukatı Canan Bolükbaşı ve KTÜ temsilcisi YusafŞevid Hakyemez"den oluşan bir komıteye konuyu araşhrma yetkisi verdi. Kurul tarafindan hazırianan raporda, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykın eylemde bulunduklan gerekçesiyle gözaltına alınan 21 öğrencinin parmak izlerinin alındığı ve fotoğraflannın çekildiğinin saptandığı belirtildi. Bu uygulamanın Emniyet Genel Müdürlüğü Parmak izi Teknik Hizmetler Yönetmeliği'nin 12'nci maddesinin (a) bendine dayanılarak yapıldığı vurgulanan raporda, "KoDuk kuvvederi ancak soruşturma sonucu cumhumet savcthğuıa göre ağır hapis gerektiren durumian orta>-a çıkarsa parmak izi alabiKrve fotoğraf çekebiHr" denildi. Polisin uygulamasının yasaya aykın olduğuna dikkat çekilen raporda, yönetmelikten kaynaklanan yanlış yorumun önlenmesi istendi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçe- sindeyiz. Garanti Bankası'nın des- teğiyle Türkiye VVVVF'nin, (Doğal Ha- yatı Koruma Vakfı) Küre Dağlan'nda doğayı korumak amacıyla geliştir- diği projeleri izlemek amacıyla bu- raya geldik. Dağlara tırmanacağız, Türkiye'nin en büyük kanyonu Val- la Kanyonu'na gideceğiz, llıca Şela- lesi'ni göreceğiz. Cide açıklannda- ki Gideros Koyu, Zümrüt ve Har- mangeriş köyleri de gezimizin hedef- leri arasında. İki gün boyunca her gün ortalama 3-4 saat yürüyerek bütün bu alanla- n gezdik. Bir doğa harikası olan Kü- re Dağlan gerçekten etkileyici. WWF ekibinin yaptığı çalışmalar daha da etkileyici. VVVVF'nin bu bölgedeki ça- lışmalannı yürüten Orman Programı Müdürü Dr. Sedat Kaiem'in kılavuz- luğunda Kızılcasu Ormanı'nda bin bir çeşit çiçeğin ve ağacın yer aldı- ğı tarihi yolda bir saatlik yürüyüş yap- tık. Dağ gülleri, yaban karanfilleri, ayçiçeği büyükJüğüne ulaşmış san te- lekyalar, kayın ve göknar ağaçlan içinde geçerken, kendimizi Avru- pa'nın güzel bakılmış bahçelerinden birisinde gibi hissettik. Üstelik bu çi- çekler bu ağaçlar binlerce yıldır bu 'Ayı mı Kıymetli Yoksa Biz mi?' doğal ortam içinde variıklannı sürdü- rüyorlardı, onlara bakan da yoktu, koruyan da... Küre Dağlan'nın milli park ilan edil- mesi için WWF ekibi büyük mücade- leler vermişti. WWF Türkiye'nin Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Mer- sinli, gelişmiş, işini seven ve doğayı korumak için mücadeleye azmetmiş bir uzman ekiple çalıştıklannı anlat- tı. WWF Çevre Koruma Direktörü Atil- la Uras, bölgede orman aJanlannın milli park ilan edilmesiyle ortaya çı- kan sorunlan dile getirdi. Biryörenin milli park ilan edilmesi, geçimini ormancılıktan sağlayan köy- lüler için maddi engeller yaratıyordu. Çünkü artık ormandan ne şekilde olursa olsun kesim yapmak yasak- lanıyordu. Orman işletmesi dahil kim- se, milli park içindeki alanlarda hiç- bir şeye dokunamıyordu. Tabii köy- lülerin bundan memnun olmaması demek milli park fikrini geliştirmeyi zor- laştınyordu. Çünkü binlerce hektar- lık alanlan köylülerin desteği olmadan korumak mümkün değildi. Bu amaç- la WWF uzmanlan köylülere yeni ka- zançlar getirecek projelerin ortaya çıkanlmasına çalışıyorlardı. Köylüleri korumaya katabilmek amacıyla eko turizm diye tanımlanan ve doğaya meraklı turistleri çekecek yeni girişımler başlatılmıştı. Yöre hal- kının oluşturduğu demekler, dünya ça- pındaki Valla Kanyonu'nu merkez üs olarak kabul edip yeni bir turizmcili- ğe teşvik ediliyordu. Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesinde sahipleri tarafın- dan keresteleri 5 milyara satışa çıka- nlan Paşakonağı, VVWF tarafından 10 yıllığına kiralanmış ve restore edil- mişti. Yüz yıldan daha yaşlı bu ahşap konak otel haline getirilmiş ve işlet- meci olarak yöre halkına devredil- mişti. Biz de gezimiz boyunca bu ko- nakta kaldık. Valla Kanyonu, Pınarbaşı'na 26 ki- lometre uzaklıkta. Kanyon 10 kilo- metre uzunluğunda, kayalık uçurum- lannın yüksekliği 1200 metreye kadar çıkıyor. Bu kanyonun dünyanın dör- düncü büyük kanyonu olduğu söy- leniyor. llgarini Mağarası da tarihi ve doğa güzelliği açısından çok etkile- yici. İçinde tapınak ve mezariann bu- lunduğu bu mağara 250 metre derin- liğe kadar iniyor. Köylülerin milli parkfikriyle uyuşa- bilmesi amacıyla yörede el sanatla- rının da geliştirilmesine çalışılıyor. Harmangeriş Köyü'nde neredeyse tüm köy halkı kışlan kaşıkçılık yapı- yorlar. Ancak kaşıkçıların en sevdiği şimşir ağacı koruma altına alınmış olduğu için bu ağacı kullanamıyorlar. Şimşir ustası Yüksel Erdoğan'ı ka- şık yaparken ziyaret ettik. Şimşirin yasaklanmasından hiç memnun de- ğildi. "Her şeyin yasağıyanlış" diye- rek tepkisini dile getiriyordu. Küre Dağlan Milli Pari^lar Müdür- lüğü'nü uzun yıllar yürüten Orman Mühendisi Dr. Ismail Menteş ise on- ları ikna etmeye ça/ışıyordu. Bir şim- şir ağacının büyümesinin yüz yılıbul- duğunu, bu ağaçlann kesilmesi ha- linde kökünün yok olacağını anlatı- yordu. Erdoğan'ın tepkisi ise şöyley- di: "Ne işe yarar ki bu ağaç." Aynı sorunlaryöredeki yaban hay- vanlan için de ortaya çıkıyordu. Kü- re Dağlan'nda 300 civannda olduğu düşünülen ayılardan köylüler şikâ- yetçiydi. Ayılar, an kovanlanndan bal- lan çalıyor, meyve bahçelerinesaldı- nyordu. Bu nedenle köylülerayılan av- lamak istiyortardı. Milli Park yöneti- cileri ise bunun yasak olduğunu söy- iediklerinde, "Siz ayı mı koruyorsu- nuz, yoksa bizi mi?" diye tepki gös- teriyoriardı. Küre Dağlan çevresindeki köyler, göçler nedeniyle tamamen boşal- mıştı. Dünya güzeli ahşap evter yıkı- ma terk edilmişti. Işsizlik ve maddi im- kânlann yetersizliği göçlere yol açmış- tı. Bu nedenle yörede doğal alanlar fazla tahrip edilmemişti. Korumacı- lar iyi bir yerden işe başlıyorlardı. WWF Türkiye'nin kurulduğu 1997 yılından bu yana ana sponsorluğunL- Garanti Bankası yapıyordu. Banka- nın Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere de bizimle geziye katıldı. Bir bankanın doğal hayatın korun- ması amacıyla sağladığı bu destek öv- güye değerdi. Küre Dağları'nı ten< ederken gö- zümüz arkada kalmadı. Doğayı se- venier el ele vermişler, bir büyük zen- ginliği korumaya çalışıyorlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle